Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 12 saat önce
Bir millet kadın ve erkekten meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?
Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ahmet Uğur Avcı
Yazar 13 saat önce 9 dk.

Aile içi sorunlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar, doğal afetler, toplumsal travmalar, okul ya da iş hayatındaki baskılar… Stres kaynakları hayatımızın her döneminde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu zihinsel yük göz ardı edilmemeli; çünkü stres ister akut (hızlı ilerleyen veya kısa süreli), ister kronik (uzun süreli veya süreğen) olsun kalbimiz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Söz konusu baskı, özellikle risk altındaki kişiler için, kalp krizini (akut miyokard enfarktüsü) bile tetikleyebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir!

Stres birçok farklı yoldan kalp-damar (kardiyovasküler) sistemi sağlığını etkiler. Uzun vadede, halk arasında "damar sertliği" olarak bilinen, damarların daralıp tıkanmasına yol açan ateroskleroz gelişiminde rol oynar. Bu da zamanla koroner arter hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların temelini oluşturur. Akut dönemde ise daha dramatik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle hali hazırda koroner arter hastalığı bulunan kişilerde, strese bağlı gelişen ani bir elektrofizyolojik sapma, ani kalp durmasına kadar varabilecek trajik sonuçlara neden olabilir. Bilimsel çalışmalar depremler, terör olayları ve hatta futbol maçlarının bile ani kardiyak olayları tetikleyebileceğini göstermektedir.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmetcan Yaman
Yazar 9 Aralık 16 dk.

Xanax ismiyle bilinen alprazolam, benzodiazepinler olarak adlandırılan triazolobenzodiazepin grubu kimyasallar içinde hızlı etkili, güçlü bir sakinleştiricidir.

Alprazolam, Upjohn Company'de Jackson Hester Jr. tarafından yapılmıştır ve 1971 yılında patenti alınmış ve 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde tıbbi kullanım için onaylanmıştır.[4]

25
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Eylül 2011 11 dk.

Bitkiler Alemi, sanılanın aksine oldukça heyecan verici bir alemdir. Bitkiler ve özellikleri üzerine araştırmalar yapmaya başlayan birinin, gezegenimizin bu sessiz sakin nöbetçilerine hayran kalmaması mümkün değildir. Bitkiler, özellikle de ağaçlar, her ne kadar etliye sütlüye karışmayan, sabit ve hareketsiz "direkler" gibi gözükseler de, evrimsel süreçte özellikle yer değiştirme konusundaki kısıtlarından ötürü son derece dahiyane adaptasyonlar geçirmek zorunda kalmışlardır. Evrimin gücünü görmek için insan zekasına bakabileceğiniz gibi, bitkilerin hayatta kalma stratejilerine de rahatlıkla bakabilirsiniz. Örneğin fındık üreten bazı ağaçlar, her sene fındık üreterek üremek yerine bunu 2 senede bir yaparlar. 1 sene hiçbir tohum üretmezler, ertesi sene inanılmaz fazla sayıda üretirler; öyle ki ağacın altı yürünmez hale gelir. Bunun sebeplerini inceleyen bilim insanları, şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşmışlardır: tohumların bol üretildiği senelerde, bu tohumlardan beslenen hayvan sayısında hızlı bir artış yaşanırken, üretilmeyen senelerde söz konusu kemirgenler ve onlarla beslenen diğer canlıların sayısında ve üreme becerisinde kritik bir düşüş yaşanmaktadır. Bir diğer deyişle bitkiler, çevrelerindeki ekosistemin dengelerini tohum üretim yıllarını belirleyerek kontrol altında tutmaktadır! 

Anlayacağınız bitkilerde, hayvanlar kadar aktif olmasalar da, sabit bulundukları noktadan en etkili şekilde işlev görebilmek için akıl almaz yöntemler evrimleşmiştir. Lisede umursamazca gördüğümüz iletim demetlerini incelemek bile insanı şaşkına çevirebilir. Çünkü örneğin yaklaşık 120 metre uzunluğunda olan Kaliforniya sekoyası (Sequoia sempervirens), kökten en yüksekteki bölgelere bile su ve mineral taşıyabilmektedir. Bizler, en fazla 2 metre olsak bile ayakta 10 dakika tamamen hareketsiz dursak kanın iletiminde zorlanırız ve ayaklarımız karıncalanmaya başlar. Bahsettiğimiz sekoya ise 1200 ile 1800 yıl boyunca yaşayabilir ve bu sürede sürekli olarak iletim yapabilir. 

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sabri Küsüroğlu
Çeviren 4 Ocak 2014
Bu açık gökyüzünde, batı ufkunda alacakaranlıkta hilal şeklindeki Venüs parlıyor. Dünya’nın kız kardeşi olarak adlandırılan bu gezegen, 2 Ocak’taki ince, genç Ay hilaliyle kavuşum sırasında, çerçevenin altındaki alçak bulutların arasında gülümsüyor. Elbette, Ay ve Venüs hilallerinin bu zarif birlikteliği, yeni yılın gökyüzünde dünya genelinde keyifle izlenebiliyordu. Ancak bu sahnedeki çift beyaz çizgi, İsviçre’nin Appenzell bölgesinde bir uçağa ait izlerdir. Akşam gökyüzünden yakında kaybolacak olan Venüs, 11 Ocak’taki alt kavuşumuna doğru ilerliyor ve Ocak ayının sonlarına doğru sabah yıldızı olarak Dünya'nın şafağında tekrar görünecek. O sırada Ay da yeniden genç olacak.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Halis Gönül
İnceleyen10 2 gün önce
Başyapıt...
Film
9.8/10
(85 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Godfather
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 4 Ocak 2014 12 dk.

2012 senesinden önceki birkaç yıl boyunca sayısız kaynakta, antik Maya Takvimi'nden yola çıkarak, 21 Aralık 2012'de kıyamet kopacağına yönelik kuvvetli bir yaygara koparıldı. Bu iddia, Türkiye de dahil olmak üzere Dünya'nın dört bir yanında biraz panik, biraz ciddi, biraz komedi, biraz endişe yarattı. Ancak hepsinden önemlisi, dikkate değer sayıda insanın bu kehaneti ciddiye alıp, buna göre hazırlık yapmasıydı. Şu anda bu satırları okuyorsanız, bu iddiayla ilgili olarak, bu türden yüzlerce kehanette bugüne kadar hep olduğu gibi, bir şeylerin çok ters gittiğinde hemfikir olabiliriz.

21 Aralık 2012 tarihinin bir “son” olduğuna inanan insanlar genel olarak ikiye ayrılmışlardır: Yeni bir çağ beklentisi içerisinde olanlar ve büyük kaosların yaşanmasını bekleyenler. 2012 (2009) isimli Hollywood filmi sayesinde de bu korkunun giderek yayıldığını görebiliyoruz. Türkiye’de bile insanlar, bu yıkımdan etkilenmeyeceği iddia edilen Şirince köyünde toplanmış, köydeki restoranlarda “Kıyamet menüsü” isimli menüler çıkartılmıştı. Elbette bu insanların bir kısmı işin eğlencesindeydi, ancak bu konuyla ilgili o kadar sayıda belgesel ve kitap çıkartıldı ki, sahte bir bilgi üzerine kendine maddi çıkar sağlayan bir sürü insanı da görebildik.

73
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Onur Altan Şahin
Çeviren 23 Temmuz 5 dk.

Cervantes Enstitüsüne göre dünya çapında yaklaşık 600 milyon kişinin konuştuğu İspanyolcanın, bilim camiasında daha yaygın konuşulması ve anlaşılması gereken bir dil olduğu sıkça dile getirilir.[1]

Ancak milyonlarca insanın konuşması, bir dilin akademide güç kazanması için yeterli değildir. Akademide bir dilin güç kazanması için bilimsel, politik ve kültürel düzeyde pek çok kuruluş ile uzmanın sürekli çabalarına ihtiyaç vardır.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Şubat 2022 23 dk.

Özel Görelilik Teorisi (veya İzafiyet Teorisi), Evren'i oluşturan uzay-zaman dokusunun doğasına yönelik bir teoridir ve uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklar. Özel Görelilik Teorisi, Albert Einstein tarafından 1905 yılında yayınlanan On the Electrodynamics of Moving Bodies başlıklı makalede ileri sürülmüştür.[1]

Özel Görelilik Teorisi, 2 temel postülat üzerine kuruludur:

309
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 2 gün önce
Plexippus, Plexippina oymağından bir zıplayan örümcek cinsidir.
1
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Nisan 2011 17 dk.

İnternette kimi zaman "İnsanlarla sineklerin de genlerinin %60'ı benzer, demek ki sinekten geliyoruz." ya da "Patateslerin de 48 kromozomu var, şempanzelerin de; belki de patatesten geldik." gibi düşük seviyeli ama halkın kafasını karıştırabilecek argümanlar görmek mümkündür. Bu yazımızda, bu argümanların hatalarını izah edeceğiz.

Genetik benzerlik, ele alınan iki türün ya da tür grubunun genomlarının (var olan bütün genlerinin toplamının) birbirlerine olan benzerlik oranı olabileceği gibi, bu tür veya tür gruplarının sadece belli başlı gen bölgelerinin birbirine benzerliği anlamına da gelebilmektedir. 

109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 11 Ekim 2019 14:03
“Yapay öğrenme” teriminin popüler hale geldiği günümüzde, bu terimin sıklıkla robotların dünyayı ele geçirmesine denk görülmesi beni şaşırtıyor.“Sinir...
34
İnceleme
Rüzgâr Özkarakaş
İnceleyen8 4 gün önce
Rus edebiyatını şahsen pek sevmeyen biri olarak, Kızıl Kahkaha uzun süredir beni bu kadar etkileyen nadir kitaplardan biri oldu. Öyle ki, en sevdiğim savaş romanları arasında yerini rahatça aldı. Bana göre bu eser, savaş atmosferini birinci şahıs bakış açısından en çarpıcı şekilde yansıtan metinlerden biri. Savaşın yıkıcılığını alışılmadık bir şekilde, neredeyse mistik bir olay gibi sunuyor. Karakterler birer birer akıllarını yitiriyor; bazıları deliliğe sürükleniyor, bazıları da kafayı yiyor. Savaş o kadar yıkıcı ve sinsice ilerleyen bir şey ki, akıl sağlığını koruyabilenler anormal sayılıyor. Kızıl Kahkaha kavramı tam bu noktada devreye girmea kte, delilik, buradbireysel bir trajedi değil, kolektif bir gerçekliğe dönüşüyor. Eserin geçtiği coğrafya da bu atmosferi destekliyor. Gri gökyüzü, kesintisiz yağmur, boğucu hava, salgın hastalıklar ve kitabın yazıldığı tarih göz önüne alındığında 1904-1905 Rus-Japon Savaşı’na gönderme yaptığını anlıyoruz. Kitap başından sonuna kadar okuyucuyu hiçbir zaman klasik bir savaş anlatısıyla boğmuyor. Ne olduysa tek tek anlatmak yerine, hayal gücüne alan açıyor.
8.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Bulunmuş Bir Elyazmasından Parçalar
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
351K UP
Aktaran 20 saat önce 3 dk.

Birisinin sizin hakkınızda konuşması ile sizi görmezden gelmesi arasında bir seçim yapsanız hangisini daha makul bulacağınız, Shakespeare'den bir soru olmasa da Mississippi Üniversitesi'nden bir profesörün öncülük ettiği araştırma ekibinin cevaplamaya çalıştığı bir konuydu. Uzun yıllardır dışlanma üzerine yapılan araştırmalar, bir yabancının sizi kısa bir süreliğine bile görmezden gelmesi gibi küçük şeylerin, kendimizi kötü ve değersiz hissetmemize neden olabileceğini gösteriyor. Mississippi Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Andrew Hales şunları söylüyor:

İşin içine bir de dedikodu girince iş çok daha karmaşık bir psikolojik bilmeceye dönüşüyor. Hales şöyle devam ediyor:

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 24 Şubat 2019
Bilgeliğin yarısı, öğrendiklerinizden hangilerini unutacağınızı bilmektir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close