Osmanlılar, yapacakları askerî harekâtın kapsamıyla orantılı şekilde dikkatli ve hazırlıklı davranmadıkları için, daha çok duygu ve hırslarının etkisi altında hareket ettiklerinden Viyana'ya kadar gittikleri halde, geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Ondan sonra, Budapeşte'de de duramadılar, geri çekildiler; Belgrat'ta da yenilip geri çekilmek zorunda bırakıldılar. Balkanlar'ı bıraktılar. Rumeli'den çıkarıldılar. Bize, içinde henüz düşman bulunan bu vatanı miras bıraktılar. Bu son vatan parçasını kurtarırken olsun, hırslarımızdan, duygularımızdan vazgeçerek dikkatli davranalım.
Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!
Bir millet kadın ve erkekten meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikât insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.