Narsist Erkekler, Dedikoduya Daha Çok İlgi Duyuyor Olabilir!

- Basın Bildirisi
- Psikoloji
- Bilim Haberciliği
Birisinin sizin hakkınızda konuşması ile sizi görmezden gelmesi arasında bir seçim yapsanız hangisini daha makul bulacağınız, Shakespeare'den bir soru olmasa da Mississippi Üniversitesi'nden bir profesörün öncülük ettiği araştırma ekibinin cevaplamaya çalıştığı bir konuydu. Uzun yıllardır dışlanma üzerine yapılan araştırmalar, bir yabancının sizi kısa bir süreliğine bile görmezden gelmesi gibi küçük şeylerin, kendimizi kötü ve değersiz hissetmemize neden olabileceğini gösteriyor. Mississippi Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Andrew Hales şunları söylüyor:
Birisi sizi sadece bir anlık bile olsa dışladığında, hatta bu dışlama tanımadığınız biri tarafından bile yapılsa kendinizi bir yabancı gibi hissetmenize neden olur, kendinizi bir anlığına kötü ve adeta anlamsız hissedersiniz.
İşin içine bir de dedikodu girince iş çok daha karmaşık bir psikolojik bilmeceye dönüşüyor. Hales şöyle devam ediyor:
Dedikodunun kötü bir şöhreti olmasının bir nedeni var. kimse arkasından konuşulmasını istemez. Yani, eğer hakkınızda dedikodu yapılması ya da kimsenin sizden bahsetmeyeceği kadar önemsiz görülmekse arasında seçim yapmanız gerekiyorsa her ikisi de çok farklı şekillerde olumsuz hissettirir. Bu araştırma bize bu iki güçlü sosyal motivasyon çarpıştığında ne olduğunu anlatıyor.
Hales, bu soruyu ele almak için Duke Üniversitesi Psikoloji ve Nörobilim Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Meltem Yücel ve Almanya'daki Kaiserlautern-Landau Üniversitesi'nde sosyal psikoloji ve toplum profesörü olan Selma Rudert ile ekip kurdu. Yücel, dedikodunun çocuklardan üniversite öğrencilerine kadar farklı yaş gruplarında arkadaşlıkları ve sosyal dinamikleri nasıl etkilediğini araştırıyor. Dedikoduya olan ilgisi, Türkiye’de çocukken katıldığı Altın Günü buluşmalarından geliyor. Yücel şöyle anlatıyor:
Çocukken dedikodulara katılmaya çalışsam "Sus, büyüklerin konuşmalarına karışma" denirdi. Hep merak ettim: Neden yetişkinler yapınca normal, çocuklar yapınca yanlış? Bu soru hep aklımdaydı. Doktoramı yapana kadar araştırma fırsatım olmadı.
Self and Identity dergisinde yayınlanan çalışmada katılımcılardan, bir partiden ayrıldıklarında hakkında konuşulmayı mı yoksa hiç anılmamayı mı tercih edeceklerini hayal etmeleri istendi. 1000'den fazla kişiyle yapılan 5 deneyin sonuçları hakkında Hales şunları söylüyor:
İnsanlar, elbette, olumsuz dedikoduya maruz kalmaktansa olumlu dedikoduya maruz kalmayı tercih etse de beni gerçekten şaşırtan şey bu tercihlerin evrensel olmaması. Katılımcıların yaklaşık üçte biri, olumlu dedikodunun da hedefi olmak istemediğini belirtiyor. Bunun nedeni tam bilinmese de olumlu dedikoduyu samimiyetsiz görüyor ya da hızla olumsuza dönüşebileceğinden endişe ediyor olabilirler.
Araştırmacılar, cinsiyet ve narsisizmin, olumsuz bile olsa dedikodu odağı olma isteğinin önemli belirleyicileri olduğunu buldu. Bu tercihe sahip kişilerin ortalamada %15’i narsisist eğilim gösteriyor ve erkekler bu isteği kadınlara göre daha sık ifade ediyor. Hales şunları söylüyor:
Narsistler genellikle kendilerini çok özel ve hak sahibi hisseder. Bu yüzden, dedikodunun aslında kötü olsa bile iyi olduğunu sanabilirler. Ama daha büyük olasılıkla, kötü ilgiyi hiç ilgi görmemeye tercih ediyorlar.
Araştırmaya göre, katılımcıların %85'i olumsuz dedikodudan nefret ediyor. Buna karşılık, %64'ü olumlu dedikoduyu kabul edilebilir buluyor. Yine de, her 3 kişiden 1’i olumlu dedikodudan bile rahatsızlık duyuyor. Ekip, bunun nedenleri arasında kontrol edememe hissi, dedikodunun içinde gizli bir olumsuzluk olduğundan şüphelenme ya da dedikoduya karşı olan kültürel veya dini inançlar olabileceğini vurguluyor.
Yücel, dedikodunun doğası gereği kötü olmadığını ve dedikodunun da önemli sosyal işlevlere katkı sağlayabileceğini ekliyor. Dedikodu, iyi niyetle ve yalan söylenmeden yapıldığında olumsuz dedikodunun bile grupların kendi içinde adaleti ve hesap verebilirliği korumasına yardımcı olabilir. Hales şöyle bitiriyor:
Dedikodu her yerdedir. İnsanların diğer insanlardan bahsetmesi çok yaygın bir şeydir. Biz sosyal hayvanlarız. Sosyal hayvanlar olan insanlar, diğer insanlarla ilgilenir. Bu hakkında konuşulan kişi o an orada değilse bile geçerlidir. Hayattaki her şeyde olduğu gibi, başkaları hakkında ne paylaşacağınızı seçerken şefkatli, düşünceli ve özenli olmak makuldür.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- A. H. Hales, et al. (2025). Openness To Being Gossiped About: Understanding Gossip From The Target’s Perspective. Informa UK Limited, sf: 253-279. doi: 10.1080/15298868.2025.2467737. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/05/2025 15:53:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20560
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.