Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Işın Altınkaya
Yazar 7 Nisan 2016 18 dk.

Bu yazıyı okuyan her 2 erkekten birinin saçları 20'li yaşlarından itibaren dökülmeye başlayacak ve 50'li yaşlarında saçları büyük oranda veya tamamen dökülecek. Tabii erkeklerde saç kaybına aşinayız, dolayısıyla bu belki de pek şaşırtıcı değil. Ama aynı zamanda bu yazıyı okuyan her 5 kadından 1'inin saçları yaşa bağlı olarak zamanla dökülecek, her 2 kadından 1'inin saçları 50 yaşından sonra kafa derisi görülebilecek düzeyde azalacak. Yani hangi cinsiyetten ve hangi ülkeden olursanız olun, az ya da çok miktarda saçlarımızı yitireceğiz. Tabii ki bunun en ileri formu, erkeklerde görülen tam kellik. İyi ama neden? Neden kıllarımızı kaybediyoruz?

Mısır’dan elde edilen verilere göre, yaklaşık 5000 yıldır insanların kelliğe çare aradığı tahmin ediliyor. Yaşlanma nedeni ile erkeklerin yaklaşık %50'sinde, kadınların ise yaklaşık %20'sinde saç dökülmesi gözleniyor. Öte yandan saçımızın dökülüp dökülmeyeceğinin sırrı, atalarımızın genlerinde saklı.

90
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Övgü Kayadelen
Çeviren 21 Ocak 2014 2 dk.

Yeni araştırmalar gösteriyor ki kuşlar, köpekler gibi küçük hayvanlar ve küçük çocuklar, dünyayı geri kalanımızdan daha yüksek bir çerçeve hızıyla (kare hızı, frame rate) algılıyor. Bunun sonucunda, bu küçük hayvanlar hayatı kalıcı bir Matrix kurşunu hızında yaşayıp etraflarındaki her şeyi yavaş çekimde hareket ediyor gibi görüyorlar. Bu, evrimsel olarak küçük hayvanlar ve böceklerin kendilerinden büyük fakat hızlı yırtıcılardan sakınabilme ihtiyacı ile açıklanıyor. 

Bu algı farkı, Dublin Trinity Koleji'nce (TCD) yapılan araştırmalara göre, görsel sistemin işlediği zaman bilgisinin maksimum hızındaki farklılık dolayısıyla oluşmaktadır. Muhtemelen farkında olduğunuz gibi, insanlardaki görsel sistemin hızı oldukça düşüktür; yaklaşık 100 fps'ye(saniye başı görülen çerçeve hızı) kadar çıkan değişim algısı ile saniyede ortalama 10 tekil görüntü görür. TCD araştırmacılarına göre, bedeni küçük ve metabolik hızı yüksek olan hayvanlardaki hız daha yüksektir, bunun tersi de doğrudur. 

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orçun Deniz Can
İnceleyen10 4 gün önce
Metacritic'ini, IMDb puanını bilmem ama Türkçe dilinde izlemeyi geç, Türkçe altyazıyla bile izlemedim(b1 ingilizcem var)ama beni çok etkiledi ve neden bilmiyorum ama hayatın anlamını bir kez daha sorgulamaya itti.

Aklımda deli sorular ve tek emin olduğum bu filmin bir harika olduğu ve Mena Suvari'nin dünyadaki en güzel kadın olduğu.

"Man,oh man."
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : American Beauty
Yönetmen: Sam Mendes
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

ArXiv'de ön baskı olarak yayımlanan yeni bir çalışma, karanlık maddenin evrenin ilk yıldızlarında yalnızca kütle çekimsel değil, kimyasal evrimsel süreçlerde de etkili olabileceğini öne sürüyor. Lina Yıldız ve Deha Kaykı tarafından, GTIIT’te (Guangdong Technion – İsrail Teknoloji Enstitüsü) görev yapan fizikçi Prof. Dr. Marcelo F. Ciappina danışmanlığında yürütülen bu çalışma; yıldız içi termodinamik yapılar ve nükleer tepkimelerin karanlık madde kaynaklı enerji enjeksiyonu ve istatistiksel dağılım değişimleri ile nasıl dönüştürülebileceğini kapsamlı bir model üzerinden ele alıyor. Bu yaklaşım, karbon ve nitrojen gibi biyojenik elementlerin üretiminde artışa, oksijen sentezinde ise azalmaya yol açan bir nükleosentez senaryosunu simüle ederek özellikle karbon açısından zengin ve metal bakımından yoksul (CEMP) yıldızların gözlemsel spektrumlarıyla yüksek uyum gösteriyor.

Araştırma, klasik yıldız evrimi modellerinin açıklamakta yetersiz kaldığı CEMP-no yıldızlarının anomalik C/O oranlarını karanlık madde etkisi ile açıklamayı hedef almaktadır. Bu bağlamda, karanlık maddenin yalnızca kütleçekimsel etkilerle değil, aynı zamanda termodinamik yapılar üzerindeki etkileriyle de erken yıldızlarda nükleer tepkime dengelerini değiştirebileceği varsayımı öne çıkarılmıştır. Özellikle zayıf etkileşimli kütleli parçacıkların yıldız çekirdeklerinde termalleşerek çift yok oluş süreçleri aracılığıyla ısı enjekte edebileceği fikri, çalışmanın hesaplamalı temelini oluşturmaktadır.

11
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeki Doruk Erden
Yazar 28 Şubat 2019 24 dk.

Yapay zekanın ve akıllı makinelerin insanları işsiz bırakacağı ve ekonomiyi kökünden sarsacağı senaryosu, aşağı yukarı elli senedir dinlediğimiz bir hikaye. Bu elli senenin önemli bir kısmı boyunca bu senaryo kimileri için bilimkurgu, kimileri içinse “oldu/olacak” şeklinde, pratikte görünür önemli bir karşılığı olmadan kaldı.

Eğer teknoloji haberlerini takip ediyorsanız, son birkaç yılda bu durumun biraz değişmeye başladığını fark etmişsinizdir. Özellikle 2012’den beri geliştirilen yeni yöntemler ve bunların son 10 senede toplanılan devasa boyuttaki veri ile bir araya getirilmesi, “gerçekten akıllı makineler” konseptini bilimkurgu olmaktan çıkarıp belki de ilk defa, ciddi bir meseleye dönüştürüyor. Peki, bu noktaya nasıl gelindi? 2012’den beri yaşanan gelişmelerin, geçen asrın gelişmelerinden farkı ne? Yoksa şu an konuya duyulan ilgi de, yapay zekanın popülerlik kazandığı daha önceki dönemlerde de olduğu gibi, şişirilmiş ve yakında sönecek bir heyecandan mı ibaret?

155
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yaşam Ağacı Gözlemi
İsmail Gelincik
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Muğla
Gölova kıyısındaki evimize kadar zahmet etmiş, hoşgelmiş ☺️
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mahmut Taş
Mahmut Taş
77K UP
Yazar 29 Nisan 2015 1 dk.

Dürüst olalım: "Önemli olan yarışmaktı." sözünün altında hemen her zaman "Lanet olsun, kazanamadım; ama bu konudaki hayal kırıklığımı çaktırmamalıyım." yatar. En iyimiz bile, gerçekten gönül verdiği, tutkuyla yaptığımız bir işte en iyisi olamadığımızı görmek, yani kazanamamış olmak üzücüdür. Hepsinden önemlisi, bunda ayıplanacak bir şey yoktur: İnsanlar, kazanmak ister!

Elbette kimi zaman gönlünden gelerek bunu söyleyen de vardır; örneğin kazanan kişiyle yakınlığınız varsa o kişi adına sevinebilirsiniz. Fakat bu sevinme, kendi kaybınıza üzüldüğünüzden büyük müdür? Bilemiyoruz. Böyle durumlarda belki avutma sözleriyle halkı ve etrafımızdakileri kandırmak kolay olsa da, kendi beynimizi kandırmak o kadar da kolay olmayabilir. Beyin, her ne kadar kandırılabilir olursa olsun! 

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tolunay Dündar
Çeviren 8 Ekim
Fotoğrafta Güneş’i bulabilir misiniz? Tamam, peki ya Güneş’in ortasında neden kocaman bir karanlık bölge olduğunu açıklayabilir misiniz? Aslına bakarsanız o karanlık bölge, Ay’ın ta kendisi. Ay’ın, Güneş’in içine hizalanarak ortaya çıkardığı bu manzarayaysa halkalı Güneş tutulması denir. Burada, 2 Ekim'de yalnızca güney yarım küredeki kısıtlı bir alandan gözlemlenebilecek şekilde meydana gelen halkalı Güneş tutulmasının Şili, Patagonya’dan yakalanan etkileyici bir fotoğrafını görüyoruz. Halkalı Güneş tutulmaları, Ay’ın Dünya’ya daha da yaklaşması ve Dünya’yla aynı hizaya gelmesi durumunda tam Güneş tutulmasına dönüşerek Dünya’nın daha geniş bölgelerinden görülebilir hâle gelir. Ayrıca halkalı Güneş tutulmaları, tam Güneş tutulmalarına kıyasla biraz daha yaygın görülen bir fenomendir ve bir milyar yıldan kısa bir süre içerisinde, her geçen gün Dünya’dan biraz daha uzaklaşmakta olan Ay’ın, nihayetinde Güneş’i yeterince kapatamayacağı bir yörüngede seyretmeye başlamasıyla birlikte artık Dünya’dan bir tam Güneş tutulması gözlemlemek imkânsız olacaktır.
1
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 30 Temmuz 2023 26 dk.

Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlerin bireylerine (genellikle genetik olarak) benzer canlı organizmaların yeniden oluşturulma sürecini ifade eder. Daha uzun tanımıyla türdiriltimi; soyu tükenmiş bir türün yapay seçilim yoluyla geri ıslah (İng: "back-breeding"), klonlama ve genom düzenlemesi gibi teknikler kullanılarak canlı bir organizmanın nesli tükenmiş türe doğru değiştirilmesidir.

Yani türdiriltimi, türlerin neslinin tükenmesine sebep olan faktörleri anlamak ve bu türleri yeniden canlandırmak amacıyla bir dizi teknik ve yöntem kullanılan çok kapsamlı bir süreçtir. Her ne kadar kulağa ilk etapta Jurassic Park ve Frankenstein esintilerine sahip ütopik bir olgu gibi gelse de aslında nesli tükenmiş türleri geri getirme çabalarını bir araya getiren bir bilim dalıdır.

106
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ekin Ekrem Keçelioğlu
Şiir ve Roman Yazarı, Edebiyatçı 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Genç olman ve az kitap okuman nedeniyle düşünce dünyanın olması gerektiği kadar gelişmediğini varsayıyorum. Çünkü kitaplar aslında vitamin gibidir, faydasını anında görmezsin ama olmadan da yaşanmaz ve sağlıksız olursun. Bu sebeplerdendir ki sana felsefi düşünceler barındıran kitapları tavsiye ederim ama Friedrich Nietzsche kitapları gibi ağır felsefi olanları tavsiye etmem.

Akıcı, kolay okunabilen kitaplar istediğin için ilk durağın bence yabancı yazarlar olmalı. Çünkü bu yazarların kitapları Türk olanların aksine çeviri olduğu için daha basit kelimeler barındırır. Bu yazarlardan tavsiyelerimde şunlardır:Okumaya yeni başladığın için Stefan Zweig'ı sana uygun görüyorum. Bütün kitaplarını okuman doğru olabilir ama en büyük tavsiyelerim şunlar: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Amok Koşucusu, Satranç... Felsefe ve boğuk düşüncelerden kaçmak istersen seni H.G. Wells'e yönlendirebilirim. "Zaman Makinesi"dir, "Dünyalar Savaşı"dır, "Görünmez Adam"dır hepsi güzel ve bilimkurgu kitaplarının önde gidenleridir.Fantastiğe kaymak istersen ilk tavsiyem Yüzüklerin Efendisi serisi ve Harry Potter'lar olur.

Ama illa ki de Türk yazar istersen ilk önerim sana Sabahattin Ali olur. Onun dışındakı çoğu yazar daha eskimiş bir dil kullandığı için bu senin için daha iyi olur. (Tabii ki bu yazar da eskimeye yüz tutmuş bir dil kullanır ama sana daha iyi olacaktır,mesela Halide Edip Oğuz Atay ve benzerlerinden,)

Tüm Reklamları Kapat

Şiir için ilk tavsiyem Atilla İlhan olur. Pek bir şey dememe gerek yok bu yazar için.Agatha Christie'de çok güzeldir tıpkı Sherlock'lar gibi bütün kitapları müthiştir. Sana bu yazarı da tavsiye edebilirim.Son olarak ise Shakespeare'de çok uygun olacaktır. Çünkü dili zorlamaz (Türkçe için) ve konuları basittir.

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
4 gün önce
Araştırmacılar, PDMA adlı yeni bir bileşiğin yer fıstığı kök çevresindeki faydalı mikropları artırdığını keşfetti. Bu madde, demir ve çinko gibi besinlerin bitki tarafından daha kolay alınmasını sağlıyor. Özellikle Actinobacteria grubundaki mikroplar zenginleşip güçlü bir mikrobiyal ağ oluşturuyor. PDMA, bitki-mikrop etkileşimlerini güçlendirerek verimli bir gübre adayı olarak öne çıkıyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Eray Şeyhan
Eray Şeyhan
50K UP
İnceleyen10 17 saat önce
La Mettrie, bu eserini 18. yüzyılda anonim olarak yayımlamasına rağmen, Makine İnsan yazıldığı günden itibaren yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. “İnsan bir makinedir” görüşü, özellikle ruhun ölümsüzlüğüne ve tanrısal yaratılışa inananlar tarafından sert biçimde eleştirilmiştir. Zira bu düşünce, Tanrı’ya, ruhun varlığına ve özgür iradeye yer bırakmıyordu. Materyalist ve hazcı bir etiği savunduğu için, birçok kişi onun fikirlerinin ahlaki yozlaşmaya yol açacağını düşünmüştür. La Mettrie’ye göre erdem, acıdan kaçma ve haz alma ilkesine dayanıyordu. Bu yaklaşım, geleneksel ahlak anlayışıyla taban tabana zıttı. La Mettrie, bu radikal fikirlerini, kendisinden önceki düşünürlerin görüşlerini sentezleyerek temellendirir. Özellikle Descartes ve Locke’un etkisinden yola çıkarak, insanın ruhsuz bir makine gibi işlediğini ileri sürer. Bu iddialarını ise ampirik gözlemlerine dayandırır; çünkü kendisi her şeyden önce bir hekimdir. Makine İnsan’ın bazı bölümlerinde, insana yakın canlıların beyin yapılarından söz eder ve bunu oldukça anlaşılır, hatta yer yer dikkat çekici bir üslupla dile getirir. Bugün hâlâ önemini koruyan Makine İnsan, yalnızca 18. yüzyılın değil, günümüz düşünce dünyasının da etkili eserlerinden biridir. La Mettrie’nin insanı doğanın bir parçası olarak görmesi ve zihinsel süreçleri bedensel işlevlerle açıklaması; nörobilim, psikoloji ve evrimsel biyoloji gibi çağdaş bilim dallarının yaklaşımlarıyla örtüşmektedir. Günümüzde insan zihnini açıklamak için artık ruh kavramına ihtiyaç duyulmaması, La Mettrie’nin sezgisel olarak öne sürdüğü fikirleri doğrular niteliktedir. Her ne kadar döneminde dışlanmış olsa da, Makine İnsan fikri, insanı anlamamızda bilimsel düşüncenin önemine dikkat çeker.
Kitap
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Man a Machine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Pygmalion, Roma şairi Ovidius’un Metamorphōsēs (Dönüşümler) adlı eserinin onuncu kitabında yer alan mitolojik bir karakterdir. Sanatla ideal güzelliği birleştiren bu anlatı yalnızca Antik Çağ edebiyatında değil modern psikoloji kuramlarında da etkisini sürdürmüştür.

Pygmalion etkisi, bireylerin kendilerine yönelik beklentilere uygun biçimde davranışlarını şekillendirdiğini ifade eden psikolojik bir fenomendir. Başka bir deyişle, bir kişi hakkında beslenen olumlu (ya da olumsuz) beklentiler, o kişinin performansını ve öz-yeterlik algısını doğrudan etkileyebilir. Bu yazımızda Pygmalion mitinin anlatı düzeyindeki detaylarına değinilecek ve ardından bu mitin çağdaş psikolojide nasıl kavramsallaştırıldığı incelenecektir.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Bingül Kemiksiz Uzel
Blog Yazarı 2 dk.

İnsanlar yaslarını nasıl yaşar? Yitirdiklerinin ardından duygularını nasıl paylaşır, hayata tekrar nasıl tutunurlar? Bizimki gibi acısını içine gömerek yaşamayı çok iyi bilen toplumlar bile gün gelir öyle büyük kayıplar yaşarlar ki bu ağır soruyla yüzleşiverirler. Çünkü bazen acılarımız öyle derindir ki nefes almaya devam edebilmek için bir şeyler yapmak zorunda hissederiz kendimizi; kaybımızın ardından sadece ağlamak yeterli gelmez.

Tıpkı yaşlı bahçıvan Itaru Sasaki gibi..

13
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Günseli Selen Şirin
Gözlemi Yapan 25 Haziran Türkiye, Bursa
Ev temizliği yaparken karşılaştık evin yakın çevresinde incir ağacı, çam ağacı ve ortanca çiçeği bulunmakta
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülfem Akdemir
Seslendiren 19 Ekim 2023 6:13
Uzun ömürleri ve yaşa bağlı hastalıklara karşı olağanüstü dirençleri ile bilinen çıplak köstebek fareleri, uzun süredir bilim camiasının dikkatini çekmekteydi....
52
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close