Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 11 Temmuz 2021
Ay nerede? Bu görselin bir yerlerinde, Dünya’nın uydusu Ay gizleniyor. Ay’ın tamamı, tam dolu evresinde karşıdan bakarken görülüyor. Fotoğrafçının keskin gözü bile, tam olarak nereye bakacağını bilmesine rağmen onu bulamadı. Ancak kamerasının uzun pozlaması zar zor yakalayabildi. Görseldeki Ay’ı görmüş olabilir ve bunun için kendinizi tebrik ediyor olabilirsiniz. Ancak görmek neden bu kadar zor? Bir nedeni, bu fotoğrafın tam Ay tutulması sırasında çekilmiş olması. Tutulma sırasında Dünya’nın gölgesi Ay’ı normal bir dolunaydan çok daha sönük yapar. Bir diğer sebep, görüntünün ABD, Colorado’da gün doğumundan hemen önce çekilmesidir. Ay gökyüzünde Güneş’in tam karşı tarafında bulunduğu sırada, Güneş ufkun hemen altındadır ancak yine de gökyüzünü hafifçe aydınlatır. Son sebep ise, Ay ufkun sadece 2 derece yukarısında olduğu için, kamera ile atmosfer arasında bulunan büyük hava hacmi nedeniyle arka plandaki Ay‘dan ulaşacak ışığın çoğunun saçılmasıdır. 2012’de bu görüntünün alınmasından on iki dakika sonra, Güneş ufka yükseldi, Ay ise battı.
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 13 Ekim 2020 12 dk.

Günümüzden 3.5 milyar yıl öncesine gidelim. Gözümüze "canlı" namına çarpan şu olacaktır: Dünya'nın dört bir yanında bolca bulunan stromatolitler.[3][4][5] Bu yapılar, Proterozoik Çağ'ın sonlarına kadar, iki milyar yıldan fazla bir süre boyunca varlıklarını korumuş ilk çok hücreli ve karmaşık canlılardır. Canlılığın başlamasından sonraki 3-3.5 milyar yıl boyunca, yani Kambriyen canlılarının çeşitlenmesinden önceki en eski biyosfer, mikrobiyal kökenli bu yapılardır.[18]

Bu deniz tabanından çıkmışa benzeyen; mantar, dağ veya kayacı andıran yapılar, siyanobakteriler gibi canlı mikroorganizmaların birbirlerine ve tortulara biyofilmler yardımıyla tutunması sonucu oluşur ve katmanlaşır.[8] Oluşumlarının üst kısımları siyonabakteri ve diğer fotosentetik bakterilere ev sahipliği yaparken, oksijensiz alt bölgeler metan ve sülfat tüketen mikroplar ile doludur. 3.5 milyar yıl önce stromatolitler, okyanusu oksijenle doldurmuş ve oksijen sudaki demiri paslandırmıştır. Oluşan paslar demir zengini kaya birikintileri oluşturmak için okyanus tabanına çökmüş ve orada birikmiştir. Belki de kim bilir bugün gemi, köprü ve gökdelen yapmak için kullandığımız demirin kaynağı bu zamana dayanıyor.[35]

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağlar Solak
Yazar 30 Ocak 2012 12 dk.

Evrim, türlerin sadece dış görünüşlerini belirleyen bir biyolojik süreç değildir. Bu doğa yasası, türlerin tercihlerini, eğilimlerini ve karar mekanizmalarını da belirleyen bir süreçtir. Elbette bir canlının her özelliği %100 genlere bağlı olarak belirlenmez. Özellikle sosyal yapısı olan canlılarda içerisine doğulan kültür, bu kültürün yapısı, ebeveynlerin yavrulara olan (olumlu veya olumsuz) katkıları, bireylerin kendi başlarından geçenler (yaşam hikayeleri) ve daha nice öngörülemez, evrim tarafından şekillendirilemez, kaotik bir biçimde etki eden unsurlar bir canlı soy hattının gidişatına etki eder. Ancak bireyler bazında değil de toplumun geneli bazında çalışılacak olursa ve bir tür için var olan ancak değişime de açık olan "normlar" incelenecek olursa, bazı tercihlerimizin o kadar da öznel olmadığı, türün belli seçeneklere diğerlerine göre daha yatkın olduğu görülür. Bu ortak tercihler elbette bir türün tüm bireylerini tanımlamaya yetmez; ancak yine de bize türün evrimsel geçmişi hakkında çok kıymetli bilgiler sunarlar. 

Unutulmaması gereken en kritik nokta, evrimsel psikolojinin ayıklamaya çalıştığı bu ortak tercih eğilimlerinin bizim biyolojik evrimimizle ilgili olduğudur. Ancak türümüz, artık sadece biyolojisiyle tanımlanamayacak bir türdür. Çünkü biyolojik evrim, kültürel evrimin hiçbir türde görülmediği kadar karmaşık ve güçlü bir şekilde insan organizmasını şekillendirmesini tetiklemiş ve mümkün kılmıştır. Dolayısıyla kültürümüz de tercihleri doğrudan etkilemekte, şekillendirmekte, hatta yeri geldiğinde biyolojik evrimimizle zıt düşecek noktalara taşıyabilmektedir. Bunlar da psikologlar, zoologlar, antropologlar ve etologlar tarafından incelenmektedir. Önemli olan bu iki sahanın verilerini birleştirerek varlığımızı ve nasıl evrimleştiğimizi, günümüzde nasıl kararlar aldığımızı ve bu kararlarımızda biyolojimiz ile kültürümüzün ne kadar rol oynadığını anlayabilmektir. Bu açıdan, iki tür evrimimizin de anlaşılmasının muazzam önemli olduğu kanaatindeyiz.

166
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen 5 gün önce
İçimdeki Şeytan, atmosferiyle hemen içine çeken, psikolojik gerilimi dozunda veren bir yapım. Karakterin içsel çatışmaları ve bastırılmış duyguları izleyiciye geçiyor, özellikle bazı sahneler gerçekten rahatsız edici bir gerçeklikle yansıtılmış. Ancak zaman zaman hikâye dağınık ilerliyor ve derinliği hissettiren o atmosfer, birkaç bölümde yüzeyde kalıyor. Yine de finalde bıraktığı o sorgulama hâli, diziyi izlemeye değer kılıyor. Hem karanlıkla yüzleşmek isteyenler hem de sadece bir gerilim arayanlar için farklı bir deneyim sunuyor. Kendi iç dengesi, atmosfer başarısı ve oyunculuk performansı açısından İçimdeki Şeytan ortalamanın üstünde bir yapım. Ancak anlatımda zaman zaman kopukluklar ve tempo sorunları olduğu için genel denge biraz sarsılıyor.

Bu yüzden 10 üzerinden 6 puan veririm.
Etkileyici ama her izleyiciye hitap edecek kadar tutarlı değil.
8.9/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : It Lives Inside
Yönetmen: Bishal Dutta
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emir Şakir
Emir Şakir
118K UP
Yazar 23 Temmuz 2023 3 dk.

Yetişkin bir sultan papağanı 25 ila 32 cm arası boylara erişebilen bir papağandır. Ancak bu boylarının azımsanmayacak bir kısmı uzun kuyruklarından kaynaklanır. Sultan papağanlarının dış görünüşlerinde dikkat çeken özellikler gri göğüsleri, sarı kafaları, kırmızı yanakları, yassı gagaları ve siyah gözleridir. Sultan papağanlarının doğadaki ortalama yaşam süresi 10-15 yıl arasındadır. Kafes hayatı ömürlerini oldukça kısalttığından, kafes ortamlarında ortalama 7-8 yıl arası yaşayabilirler.

İlk papağan benzeri kuşların, yaklaşık 60 milyon yıl önce Erken Paleosen dönemde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu erken papağan atalarının fosilleri, Mopsitta tanta gibi soyu tükenmiş türler şeklinde Avrupa'da bulunmuştur. Bu erken papağan atalarının günümüz papağanlarına bazı benzerlikleri olmasına rağmen, özelleşmiş gagalar ve diğer özellikler açısından gelişmemiş oldukları söylenebilir.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 7 Şubat 2022 32 dk.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), önlenebilir ve tedavi edilebilir bir ilerleyici akciğer hastalığı türüdür. KOAH, uzun süreli solunum semptomları ve hava akımı kısıtlılığı ile karakterizedir.[1] Ana semptomlar, mukus üretebilen veya üretmeyen nefes darlığı ve öksürüktür.[1] KOAH, yürüme veya giyinme gibi günlük aktivitelerin zorlaşmasıyla giderek kötüleşir.[2]

KOAH'ın en yaygın iki durumu amfizem ve kronik bronşittir ve bunlar, iki klasik KOAH fenotipidir.[3] Amfizem, duvarları parçalanarak akciğer dokusunda kalıcı hasara neden olan genişlemiş hava boşlukları (alveoller) olarak tanımlanır. Kronik bronşit, iki yıl boyunca her yıl en az üç ay süren prodüktif öksürük olarak tanımlanır. Bu koşulların her ikisi de KOAH olarak sınıflandırılmadıklarında hava akımı sınırlaması olmaksızın mevcut olabilir. Amfizem, önemli sayıda insanda hava akımını sınırlayabilen ve hava akımı kısıtlaması olmaksızın var olabilen yapısal anormalliklerden sadece biridir.[4][5] Kronik bronşit her zaman hava akımı kısıtlılığına yol açmaz ancak sigara içen genç erişkinlerde KOAH gelişme riski yüksektir.[1] Geçmişte KOAH'ın birçok tanımı amfizem ve kronik bronşiti içeriyordu, ancak bunlar GOLD raporu tanımlarına hiçbir zaman dahil edilmedi.[1] Amfizem ve kronik bronşit, KOAH'ın baskın fenotipleri olmaya devam etmektedir, ancak bunlar arasında sıklıkla örtüşme vardır ve bir dizi başka fenotip de tanımlanmıştır.[3][6]

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Mustafa Yargıç
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Gaziantep
Hepsini Gaziantep'in çam ormanlarından topladığım mantarlardan Koyu Kahverengi ve desenli olarak karşımıza çıkan Tricholoma caligatum, Türkçe adıyla Nergis mantarı, gerçekten de nergis gibi hoş bir kokuya sahiptir. Görseldeki diğer tricholomalar gibi Çam ağaçları ile mikorizal ilişki içerisindedir. Büyük örnekler acı bir tada sahiptir lakin bu acılık 5-10 dakika kaynatılmak suretiyle giderilebilir ve sonrasında istediğiniz şekilde hazırlayıp yiyebilirsiniz. Sap ve şapka kısmındaki kahverengi bölgeler özellikle yağmurlu zamanlarda ciddi toprak tutucudur ve sapın üst kısmından şapkanın da kenarlarından tutup soymak suretiyle kolaylıkla kurtulabilirsiniz. Bu mantarın Gaziantep içerisinde dağılımı oldukça kısıtlıdır, öyle ki sadece bir kere karşıma çıktı.

Gri olan mantarımız Tricholoma terreum, Türkçe'de karakız, karaoğlan gibi isimlerle ve İngilizce'de Grey Knight olarak bilinir, yine çam ağaçları ile mikorizal ilişki içerisinde bir türdür. Uzun yıllar iyi yenilebilir kabul edilen ve hâlen Avrupa ve Anadolu'da sevilerek yenilen bir mantar türü olmasına rağmen bazı Çinli araştırmacılar zehirli olduğu konusunda spekülasyonlarda bulunmuşlardır. Mikoloji camiasının çoğunluğu hâlen, iyi pişirilmek kaydıyla yenilebilir bir tür olduğu kanısındadır. Eğer tüketmek istiyorsanız benzer zehirli türlerle karıştırmamak için Çam ormanında olduğunuzdan emin olun ve iyi pişirerek aşırıya kaçmadan tüketin. Ayrıca caligatum ve terreumun turşusu da yapılmaktadır (tabii ki önceden haşlayarak!) şahsen ben yaptım ve gayet güzel olduklarını düşünüyorum. Son olarak bu mantarımızı Gaziantep'in hemen her çam ormanında bolca rastlamak mümkündür. Merkez Erikçe ve Dülükbaba ormanlarından tutun Fevzipaşa ve Nurdağına kadar ciddi bir yayılış içerisindedir.

Attıklarım arasında tek görselle temsil edilen kahverengi şapkaya ve yine sapta açık kahverengi lekelere sahip mantarımız Tricholoma fracticum. Mikoloji kaynaklarında çok acı bir tür olmasından mütevellit "yenmez" sınıfında kabul edilse de herhalde bizim milletin damak tadına hitap etmiş olacak ki, bu mantarı yiyen Türklerle de karşılaştığım oldu. Ben henüz denemedim ama deneyecekseniz önce iyi bir haşlayıp sonra kızartarak küçük ısırıklarla denemenizi öneririm :)
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Osman Öztürk
Osman Öztürk
139K UP
Çeviren 15 Haziran 2011 14 dk.

Çoğu insan için Evrim Teorisi'nin tartışmaya yer bırakmaz şekilde ortaya koyduğu türler arası kuzen-ata ilişkisi, anlaması güç kavramlardan birisidir. Halbuki sadece kendi ailelerimize bile bakarak bu evrimsel olguyu algılamamız mümkündür. Bu makalemizde, türler arası akrabalık ilişkilerinden ziyade, tür içerisindeki akrabalık ilişkilerine odaklanacağız. Bu makaleyi, buradaki makalemiz gibi bazı diğerleriyle birleştirerek analiz edecek olursanız, var olmuş, var olan ve var olacak tüm türlerin birbirleriyle nasıl akraba olduğunu anlamanız mümkün olacaktır. Gelin şimdi sizi soy hattınız içerisinde son derece ilginç bir yolculuğa çıkaralım. Bu süreçte, evrimsel biyoloji ile ilgili birçok kavramı analiz etme ve anlama fırsatı bulacağınızı umuyoruz. Hikayeyi birinci tekil şahıs olarak anlatacağız, çünkü bu hikaye Wait But Why isimli bilim sitesinin kurucusu Tim Urban'ın soy ağacı tarihine yaptığı bir yolculuğa dayanıyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var, dolayısıyla hemen başlayalım:

Büyüklerimden yalnız 89 yaşındaki babaannem hayatta: Nana...

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Hakan Ateş
Hakan Ateş
51K UP
Ölüm üzerine düşünen biri 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhaba Enes eminim bu ölüm konusu canını epey sıkıyor öyle ki destek almak için buraya sormuşsun. Çok da iyi yapmışsın. İlk öncelikle bu korkunun temelinde ne var? Öldükten sonra ne olacak bana? Ölüm acı verici bir şey mi? Tekrardan bir hayat var mı? Yok mu olacağım? Sırayla gidelim:

Öldükten sonra ne olacak bana?

Elbette her insanın bir inancı/inancsızlığı vardır ben bu soruyu kendi dünya görüşme göre cevaplamak istiyorum. Öldükten sonra doğmadan önce ne isen oraya tekrar gideceksin yani hiçliğe. Ama bu seni korkutmasın çünkü dediğim gibi bu hiçlik ve yok olmak kavramları öyle sandığımız gibi korktuğumuz şeyler değil. Bilmiyorum hiç genel anestezi oldun mu. Bir nevi alt bilinçsiz anestezi hali. Sonsuz bir hissizlik emin ol öldüğün zaman ne korku hissedeceksin ne de acı hiçbir şey. Çünkü ölüm geldiğinde sen olmayacaksın Sen varken de ölüm asla gelmeyecek. Karşılaşmayacaksınız yani.

Ölüm acı veren bir şey mi?

Açıkçası korkun bu yönde ise ölüme giden sürecin başı elbette ölüm şekline göre değişir fakat ÖYD (Ölüme yakın deneyimler) yaşayan birçok insan herhangi bir şekilde acı hissetmediklerini söylüyor elbette yukarıda bahsettiğim gibi ölüm şekline göre değişir adrenalin hormonu salgılandığı zaman acı eşiği artar hatta savaşlarda yaralanan askerlerin röportajını izlersen hepsi ilk vurulduğu anda acı hissetmediklerini söylerler. Aynı şekilde aşırı kan kaybında vücut şoka girer. Bu beyinin bir tür hayatta kalma mekanizması. İkinci olarak yukarıda bahsettim fakat konu dağıldı kusura bakma lütfen. ÖYD okursan insanların çoğunun Bir merdiven beyaz ışık ani bir rahatlama hissi sonsuz mutluluk ya da geçmişteki hatıralarını ya da ölmüş insanları ölmüş sevdiklerini gördüklerini söylerler aslında bu da bir tür beynin hayatta kalma mekanizması ve hepsinin bahsettiği ortak bir şey var sonsuz mutluluk ve rahatlama hissi. Yani merak etme acı hissetmeyeceksin.

Tüm Reklamları Kapat

Ölümden sonra bir hayat var mı? Yok mu olacağım?

Açıkçası bu iki sorunun cevabı net ve kesin olarak hiç kimse de yok. Bana sorarsan dinlerin ve mitolojilerin insanlar tarafından benimsenmesinin yegane sebeplerinden biri bu çünkü insan beyni belirsizliği sevmez onun için güvenli değildir ve bilmek ister. Ve insan bilmediği şeyden korkar. Dediğim gibi bu konu hakkında yazabileceğim çok fazla bir şey yok çünkü bunun cevabı kimsede yok.

Umarım yardımcı olabilmişimdir eğer sorunun bu yazdıklarımdan biri değilse lütfen belirt. Esenlikler iyi günler Enes.

5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Mitek Papilio
Mitek Papilio
148K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Kitap
Puan Ver
Orjinal Adı : Fashion, Faith and Fantasy in the New Phisics of the Universe
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Serdar Çakmak
5 gün önce
Sam Altman ve Alex Blania World'ü (eski adıyla worldcoin) ABDde kullanıma açtı.
Devlet ve kapitalizm devri kapanmıştır.
Biyometrik göz retina taraması yapılıp dijital kimliğinizi içeren ID anonim blokchain (blok zincir) üzerinde tanımlandırılacak ve doğrulanabilir olacak.
WLD adlı küresel kripto para kullanıma sunulacak olup World App içinde cüzdanınızda saklayabileceksiniz ID'niz ile birlikte.
Kimlik doğrulaması yapanlara bir nevi UBI (evrensel temel gelir) düzenli olarak kişinin dijital cüzdanına çalışmıyor olsa da aktarılacak.
Peki bunlar iyi şeyler mi? Tools for Humanity'nin bahsettiği gibi merkeziyetsiz mi?
Yakında detaylı yazacağım!





0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Evrim Ağacı İzmir Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 3 gün önce İzmir₺200,0011 Mayıs
Nöropedagoji ve Nöroplastisite
11 Mayıs 2025 17:00 tarihinden 11 Mayıs 2025 18:00 tarihine kadar.

🧠 Nöropedagoji ve Nöroplastisite
📅 11 Mayıs 2025 Pazar
🕔 17.00 - 18.00
📍 Laika Coffee & Culture, Karşıyaka

Beyin nasıl öğrenir, nasıl değişir?
Eğitim ile nörobilim kesiştiğinde karşımıza çıkan en heyecan verici alanlardan biri: Nöropedagoji.
Bu etkinlikte, beynin yapısal ve işlevsel olarak nasıl değişebileceğini; öğrenmenin sinir sistemi üzerindeki etkilerini ve bu bilgilerin eğitimde nasıl kullanılabileceğini konuşacağız.

🎙️ Konuşmacı: Lokman Topbaş, M.A.
(Ege Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi, Felsefe Lisans Öğrencisi)

📌 Etkinlik ücretlidir. Bir bilet 200 TL'dir. 30 kişilik kontenjan vardır.

Devamını Göster
5
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 14 Eylül Sen de Cevap Ver

Güneş sistemimizin önümüzdeki yüz yıl içinde bir kara delik tarafından yok edilme olasılığı astronomik olarak düşüktür—etkili bir şekilde sıfırdır.

Olasılığı değerlendirmek için galaksimizdeki kara deliklerin yoğunluğuna ve kat etmeleri gereken mesafelere dayalı bir tahmin yapabiliriz.

Samanyolu yaklaşık olarak yıldız kütleli kara delik içerir.

Tüm Reklamları Kapat

Galaksi yarıçapı ve kalınlığı olan bir disk şeklindedir (1 kiloparsek (kpc) ≈ 3.262 ışık yılı).

Güneş sistemi galaktik merkez etrafında yaklaşık hızla döner.

Tüm Reklamları Kapat

100 yılda kat edilen mesafe :

Oort Bulutu yarıçapı olarak da alırsak:

Bu değer de güneş sistemimiz için 100 yılda karşılaşması beklenen kara delik sayısını temsil ediyor.

Karşılaşmaların Poisson dağılımını takip ettiğini varsayarsak en az bir kara delikle karşılaşma olasılığı :

Tüm Reklamları Kapat

Yani yaklaşık olarak %0.0002493 olasılıktır. Bu olasılığı şuna benzetebiliriz:

400.000 tane kum tanesi içeren bir plajda belirli bir kum tanesini seçmeye çalıştığınızı hayal edin. O kum tanesini rastgele seçme şansınız bu olasılıkla aynıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu minik tatlış olasılığı göz önünde bulundurduğumuzda önümüzdeki yüzyıl içinde bir kara deliğin Güneş sistemimizi yok etme şansının etkili bir şekilde sıfır olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu zaman diliminde tehdit oluşturabilecek yakınlarda tespit edilmiş bir kara delik de bulunmamaktadır.[1]

Kaynaklar

  1. Cuemath. Poisson Distribution - Definition, Formula, Table, Examples. Alındığı Tarih: 14 Eylül 2024. Alındığı Yer: Cuemath | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
11
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close