Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mayıs 2011 24 dk.

Miller-Urey Deneyi, canlılığın başladığı Erken Dünya koşullarına yönelik olarak, deneyin yapıldığı 1952 yılına kadar olan biyokimya bilgileri ışığında tasarlanmış, canlılığın temeli olan moleküllerin doğal kimyasal süreçlerin bir sonucu olarak oluşup oluşamayacağını araştırmak üzere geliştirilmiş bir deneydir. Miller-Urey Deneyi'nin amacı, yaşamın kimyasal kökenlerini aydınlatmak ve Abiyogenez Teorisi'ne yönelik bazı yeni deneysel yaklaşımlar geliştirebilmekti.

Miller-Urey Deneyi, evrim karşıtları tarafından sıklıkla tartışılan ve sanki bu sahada yapılan tek çalışma ve tek sonuçmuş gibi üzerine bolca gidilen bir deney olarak halk arasında da popülerlik kazanmıştır. Aradan geçen yarım asırdan uzun bir süreden ötürü, Miller-Urey Deneyi'nin sonuçları, bugün bildiklerimizin yanında oldukça kısıtlıdır; buna rağmen, 1950'li yıllarda bilimin olduğu konum açısından değerlendirilecek olduğunda, bilim tarihinde önemli yankılar yaratmayı başarmış, bilim tarihi ve canlılığın kökenine yönelik araştırmalar açısından büyük öneme sahip bir deneydir. Gelin bu deneyi, hedeflediklerini, başarılarını, başarısızlıklarını ve hakkındaki tartışmaları biraz daha yakından tanıyalım.

172
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
109K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
50-80 cm boylanabilen, çok yıllık, rizomlu bir türdür. Gövdeler dik, genellikle rizomdan itibaren 2 veya 3 adet, basit ve tüysüz; rizomlar siyah-kahverengi, kıvrımlı ve 1-3 cm çaptadır. Yapraklar dipte 10-20 cm saplı, genişçe mızraksı veya yumurtamsı, 4-18 × 2-5 cm, kağıtsı, her iki yüzü tüysüz veya eksenden uzaklaştıkça havlı, taban kesik veya yüreğimsi, kıvrık kenarlı, keskin veya sivri uçlu; gövde yaprakları sapsız, şeritsi veya mızraksıdır. Çiçeklenme Haziran-Temmuz aylarında; çiçek durumu terminal, başağımsı, yoğun, 4-9 x 0.8-1.2 cm çapta; brakte kahverengimsi, yumurtamsı, zarsı, orta damar belirgin, sivri uçlu, her biri 3-4 çiçekli; çiçek sapı brakteden uzunca, 5-7 mm, narin; çiçek örtüsü pembemsi veya beyaz, 5 parçalı; parçalar eliptik, 2-3 mm; ercik 8; boyuncuk 3, free; tepecik top başlıdır. Meyvelenme Ağustos-Eylül aylarında; meyve sert kabuklu, çiçek örtüsünden hafifçe taşkın, kahverengi, parlak, elipsoid, üç köşeli, yaklaşık 3.5 mm boydadır.
0
Atacan Zeybek
Atacan Zeybek
59K UP
Ekleyen 18 Mayıs 2020 17 dk.

Şizofreni, zihinsel süreçleri etkileyen, patofizyolojisi hala tam olarak aydınlatılamamış önemli bir hastalıktır. Her ne kadar isim olarak literatüre 100 sene önce girmiş olsa da ayrıntılı olarak incelenmesi, teknolojiye bağlı olduğundan yakın geçmiş diyebileceğimiz bir dönemde, son 20-30 senede gerçekleşmiştir. Bu açıdan araştırmaların yoğun olarak gerçekleştiği, hastalığın etiyolojisine ve prognozuna dair bilgilerin sürekli değişip geliştiği bir alandır. Hastalığın birçok risk faktörünün olması, beynin farklı bölgelerini etkilemesi de kapsamlı bir teori oluşturulmasını zorlaştırmıştır.

Hastalığın semptomlarının hastalarda farklılık göstermesi ve semptomların farklı baskınlıklarda bulunmaları gözetilerek hastalık farklı alt gruplara ayrılmıştır. Bu konuda farklı ekoller bulunsa da DSM-IV'e (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) göre hastalığın beş tane alt tipi vardır. Bunlar:

157
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 5 Kasım
Con Sinov'un kitapları hakkındaki düşüncelerimi ve hayranlığımı hep söylerim. Ama bu kitap bambaşka güzel olmuş çünkü Atatürk'ün Ankara'ya gelişinden Sakarya Muharebesi'nin asıl manevralarının başlamak üzere olduğu kısma kadarki bölümü işliyor ve malum olaylar çok hararetli hale geldi. Atatürk ve Milli Mücadele eserlerini ve anlatımlarını hiç yeterli bulmadım çünkü çok analitik aktarılıyordu. Con da aynı şeyden şikayetçi olarak bu işlere adım atmış. İnsana lazım olan şey kendini hissedecek kadar Atatürk'ün de bir insan olduğunu fark edecek kadar küçük ölçekte anlatmaktır. Böylelikle anlatımlar gerekli dramatik etkiyi yaratabilsin. Roman gibi eser diye tabir edilen şey aslında bu. Kişi olayları bu şekilde okuduğunda bizzat içinde bulunmuş gibi içselleştirir. Con da anlatım yeteneği ile bunun altından muhteşem şekilde kalkmış. Ben bu kitabın hayranı oldum ve sırf bu seri üzerinden bir ders olması gerektiğini ve ince ince işlenmesi gerektiğini iddia ediyorum. Hatta gerçekten ciddi prodüksiyonla bir dizi serisi haline getirilse muazzam başarı elde eder. Bunu yapabilecek deneyimim olmasını dilerdim. Hatta Con bir Atatürk uzmanı olarak inkılap tarihinin müfredatını düzenlemeli. Bunlar abartı ifadeler değil bu arada. Con'da bu ışığı gördüğümü hep söyledim ve daha fazlası da var. Yolumuz açık olsun. Bu arada temel tarih eğitimini alan birinin mesela Nutuk okumasına gerek yok diyorum ama bu seriyi okumalı. Bilgi değil bakış açısı, vizyon farkı önemli.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Başkomutan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ulaş Şaroğlu
Etkinliği Ekleyen 5 gün önce IstanbulÜcretsiz31 Mayıs
Uluslararası İTÜ Bilim ve Mühendislik Zirvesi (İngilizce)
31 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 02 Haziran 2025 16:00 tarihine kadar.

📅 31 Mayıs – 2 Haziran 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenleyeceğimiz International ITU Science and Engineering Summit (SES 2025) etkinliğimiz sizlerledir.

📌 Etkinliğimizin programı ve konuşmacı listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

🔗 https://indico.itu.edu.tr/event/5

📌 Bu ve bu tarz etkinliklerimizden haberdar olmak için kulübümüzün İnstagram sayfasını takip edebilirsiniz:

🔗 https://www.instagram.com/itufmk/

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Gün Doğumunda Bozulmuş Tutulma

Hiç böyle bir gün doğumu gördünüz mü? Bu görselde ilk bulutlanmanın ardından Güneş iki parça şeklinde yükseldi. Parçalı tutulma sırasında oluşan bu manzarayı, fotoğrafçının hayatındaki en çarpıcı gün doğumu olarak tanımlamasına neden oldu. Atmosfer tarafından kızıl görünen Güneş’in tepesindeki yarı karanlık daire ile hemen alttaki karanlık tepe, Ay’dır. Bunun nedeni, Dünya atmosferinin oldukça sıcak havadan oluşan bir ters çevirme katmanına sahip olması ve bu katmanın devasa bir mercek gibi davranıp ikinci bir görüntü oluşturmasıdır. Normal bir gün doğumu ve batımı için nadir olan bu atmosfer optiği olayı, Etruscan vazo etkisi olarak bilinir. Paylaşılan görsel 2019’un Aralık ayında Katar‘ın Vekre şehrinden çekildi. Doğuda, Dünya’nın dar bir kuşağında bulunan bazı gözlemciler, tam bir halkalı Güneş tutulması görebildiler. Bu kuşakta bir ateş çemberi içinde, Ay’ı tamamen arka plandaki Güneş tarafından çevrelenmiş olduğunu görebildiler. Bir sonraki Güneş tutulması da konumunu iyi ayarlamış gözlemciler için halkalı bir tutulma olacak ve bu hafta 10 Haziran’da gerçekleşecek.

6 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Elias Chasiotis
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Fatma Nur İnakçı
Yazar 6 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

26
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tan Yıldız
Tan Yıldız
57K UP
Uyarlayan 8 Mayıs 2021 11 dk.

Charles Darwin'in insanoğlunun beşiği olarak Afrika'ya işaret etmesinin ardından geçen 150 yılda insanlığın evrim ağacındaki üye sayısının artmasının yanında insanlığın kökeni hakkındaki tartışmalar da aynı şekilde artmıştır. Bu tartışmalarda, primatların evrimine ve özellikle insanların bu süreçte nerede ve nasıl ayrıldığına çok fazla odaklanılmıştır. İnsanlar ve diğer maymunlar arasındaki son ortak atanın; kuyruksuz maymun benzeri olduğu, özellikle günümüzde yaşayan en yakın akrabamız olan şempanzelere benzer olan bir tür olduğu düşünülmektedir.

Bu tartışmaların merkezinde kuyruksuz maymun fosilleri vardır: Bazı bilim insanları, bu fosillerin insansıların ("homininlerin") evrimsel geçmişi hakkında bilgilendirici olmadığını öne sürerken, diğer bilim insanları onların insan evriminin anlaşılması bakımından elzem olduklarını savunmuşlardır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 20 saat önce
Bir önceki film bana biraz yorucu ve buruk gelince açıkçası herhalde durağanlık çizgisine geldi diye düşünüp beklentimi azaltmıştım. Bir de Ilsa'nın yerine Grace karakterini oturtamamış olmamın da etkisi var. Bu sefer temposu çok daha güzeldi ve yormadı. Biraz daha olsa izlettirirdi. Normalde nostaljik hatırlatma için kullanılan eski sahneleri direkt kesit olarak sunmayı hiç samimi bulmazdım ama aşırı olmamış ve göz ardı edebildim. Hikayenin bazı kısımlarına hiç gerçekçi değil ve sulandırılmış derdim ama çok göze batmıyor ve dramatizasyonda gerekli duruyor. Ve her şeyden önemlisi bu seri ve özellikle bu film için çok güzel bir şeye hizmet ediyor derim. Tam bir maskülenite şiiri olmuş. Derslerde okutulmalı.

Modernitede özellikle erkeklerin bu kadar kirlilik arasında rol model eksikliği yaşıyor olmasını da göz önünde tutarsak muazzam bir film olmuş. Ethan Hunt ve ekibi, tüm karakteristik özellikleri ve en önemlisi "seçimleriyle" bize doğru ve yararlı olmayı öğretiyor. Bir erkek davasına ve insanlığa sadık olmalı. Bir erkek içsel ve fiziksel tüm gücünü, tüm iradesini sevdikleri için kullanmalı ve fedakar olmalı. Bir erkek saygılı ama her şeyden önce tehlikeli olmalı. Bir erkek sevginin, dostluğun ve medeniyet inşa etmenin ne olduğunu bilir çünkü tam olarak kendi doğasını temsil eder. Bir erkek donanımlı, şartları sonuna kadar zorlayan ve aranılan adam olmalı. Aksi iddialar yaygınlaşan erkek düşmanlığı ve köleleştirmesi diskurudur. Ayrıca çok da entelektüel bir gerilim filmi olmuş. Füzelerin arasında yüzme sahnesini başka şekilde tarif edemem. Mission Impossible benim favori casus ve aksiyon serimdir. Utandırmadı.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
16K UP
İnceleyen8 5 gün önce
Kafanız sakinken,tadını çıkarmanız gereken kısa bir yolculuk.Jim Carrey'nin oyunculuğu şahane;gerçekten utangaç,sakar,pek sosyal olmayan adam rolünü güzel sunmuş.Bu hafıza silme işlemi bazı insanlar için inanılmaz yararlı olabilir;özellikle travma durumlarında ama onun dışında pek mantıklı gelmiyor.Elimde böyle bir imkan olsa anılarımı silmek istemezdim,tecrübe kaybetmek gibi hissettiriyor;''Fiziksel olarak 2 yıl ilerlerken zihinsel olarak 2 yıl geriye gitmek.'' bu durumu güzel bir biçimde özetler.
9.6/10
(14 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Yönetmen: Michel Gondry
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 Haziran 3 dk.

Antarktika'da, sıcak okyanus, büyük bir buzulun her gün sinsice saldırarak zayıflatarak temelinin altını oyuyor.

Uydu ölçümleri, gelgitlerin güney kıtasındaki Thwaites Buzulu'nun kıyı ucunu deniz tabanından biraz yukarı kaldırdığını ve sıcak tuzlu suyun altta sıkıştığını gösteriyor. Bu deniz suyu akıntısı, buzulun altını eriterek buzun içerisinde kilometrelerce ilerliyor. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan çalışmada araştırmacılar, deniz suyunun erimiş suyla birlikte gelgitle birlikte dışarı atıldığını belirtiyor.[1]

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnci Şardağ
Uyarlayan 25 Aralık 2020 22 dk.

HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından erken faz testlerinden başarıyla geçti. Ancak henüz hiçbirinin insanlarda HIV’e karşı yeterli koruma sağladığı tespit edilemedi. AIDSVAX’ın Amerika ve Tayland’daki ve Merck/STEP’in Amerikadaki klinik araştırmaları sonucunda karşılaşılan başarısızlıklar, bilim insanlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde aşı üretme umutlarını tamamen yitirmesine sebep oldu. 2008 yılının şubat ayında Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı David Baltimore bu durumu şu sözlerle özetledi:

Tayland'da son yayımlanan araştırmalarda, Sanofi Pasteur'ün ALVAC'ına güçlendirici AIDSVAX dozları eklendiğinde HIV vakalarında gözlemlenen %31'lik düşüş, basın tarafından bile şüpheyle karşılandı. Çünkü önceki denemelerde iki aşı adayı da birlikte veya ayrı ayrı koruyuculuk sağlayamamıştı. Bu yazıda, HIV aşısına ilişkin mevcut karamsarlığın yanlışlığına değinmek istiyoruz. Her ne kadar bilimsel engeller oldukça zorlu olsa da ekonomik engeller de onlarla aynı zorluk derecesindedir.

87
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
4 gün önce
Uluslararası araştırmacılar Avusturya'da bulunan 18. yüzyıl mumyasında daha önce belgelenmemiş bir mumyalama yöntemi keşfetti. Mumya Franz Xaver Sidler von Rosenegg adlı yerel papaza ait olup, vücut rektal kanaldan çam yongaları, dal parçaları ve kumaş ile doldurularak mumyalanmış. Çinko klorür kullanımı da kurutma etkisi sağlamış ve mumyanın olağanüstü korunmasını mümkün kılmış. Araştırma bilinmeyen mumyalama tekniklerini ortaya çıkararak tarihsel koruma yöntemlerinin anlaşılmasına katkı sağlıyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Çeviren 10 saat önce 3 dk.

28 Nisan'da eBioMedicine'de yayınlanmış bir rapora göre, 2018 yılında dünya genelinde 55-64 yaşları arasında olan kişilerin 2,6 milyondan fazlası kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle öldü. Bu ölümlerin yüzde 13,5'i ftalat adı verilen ve evlerimizde sıklıkla kullandığımız plastiklerde yaygın olarak bulunan bir kimyasala maruz kalmayla ilişkili olabilir.[1]

Ftalatlar şampuanlarda, losyonlarda, gıda ambalajlarında, kan torbaları gibi tıbbi malzemelerde bulunan bir grup kimyasal maddedir.[2] Bu kimyasallar genellikle plastikleri daha yumuşak ve daha esnek hale getirmek için kullanılırlar.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 14 saat önce
Bağlanmaktan kaçan insanlar, aslında bağlanmanın ne kadar büyük ve önemli bir şey olduğunu bilen insanlardır.
Kaynak: Hekimoğlu (dizi) (YouTube)
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 14 Şubat 2022 6:20
Harvard Tıp Okulu'nda tıp profesörü ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü'nde doktor olan Marios Giannakis tarafından Cancer Discovery dergisinde yayınlanan...
39
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Ocak 2020 2 dk.

Türümüzün şu anda olduğu yeri, dayanışma becerimize borçluyuz. Eğer ki mutlak bir bencillik ve türümüzün (ve tür içinde sürümüzün) diğer bireylerine karşı agresif ve itici olsaydık; muhtemelen hiçbir zaman bugün olduğumuz noktaya gelemezdik. Dolayısıyla dayanışmanın özellikle de sosyal hayvan türlerinin evriminde kritik bir öneme sahip olduğu söylenebilir.

Bu durum, insan harici hayvanlarda "karşılık beklemeksizin yardımlaşma" ve "türün diğer bireylerine iyilik yapma" gibi davranışları çok nadir görmemizi de açıklamaktadır. Sadece orangutanlar veya bonobolar gibi insanlara çok yakın akraba olan türlerde bu davranışları görmekteyiz. Elbette karıncalar ve arılar gibi diğer sosyal türlerde de Akraba Seçilimi'ne dayalı altruizm denen özgeciliğe rastlasak da; hiçbir karşılık beklemeksizin veya çıkar elde etmeksizin iyilik yapma davranışı çok daha nadir.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilime Dair Her Şey konusunda geliştirebilirsin.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close