Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi

Gelir Eşitsizliği ve Sağlık: Bir Kısır Döngü

18 dakika
69
Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi VectorMine
Tüm Reklamları Kapat

Sosyoekonomik durum (SED), bireylerin sağlık durumlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen kritik bir faktördür. Gelir, eğitim seviyesi, meslek, sosyal sınıf ve yaşam koşulları gibi unsurları kapsayan SED; sağlık hizmetlerine erişim, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi ve hastalıkların önlenmesi üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Bu makalede, SED’nin sağlık üzerindeki çok boyutlu etkilerini, farklı gelir grupları arasındaki yaygın hastalık örnekleriyle inceleyeceğiz.

Gelir Düzeyi ve Sağlık

Sağlıkta eşitsizliklerin belirleyicileri ise SED ile bağlantılı şu faktörlerdir:

  • Ekonomik Faktörler: Harcanabilir gelir, sağlık hizmetlerinin karşılanabilirliği ve iş güvencesi.
  • Çevresel Faktörler: Konut kalitesi, kirliliğe maruz kalma ve temiz suya erişim.
  • Davranışsal Faktörler: Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite ve madde kullanımı.
  • Küresel Bağlam: Norveç gibi yüksek gelirli ülkelerde, güçlü refah sistemleri sayesinde daha yüksek yaşam beklentisi gözlemlenirken Çad gibi düşük gelirli ülkelerde sistemsel engeller nedeniyle önlenebilir hastalıkların daha yaygın olması ve yaşam süresinin kısalığı.[16]
  • Gelir düzeyi bireylerin sağlık hizmetlerine erişimini, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını ve stres düzeylerini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Yüksek gelir düzeyine sahip bireyler, daha kaliteli sağlık hizmetlerinden faydalanabilirken, düşük gelir gruplarında bu hizmetlere erişim sınırlı kalabilir. Gavin Mooney Ulusların Sağlığı adlı kitabında şöyle diyor:
İnanılmayacak ölçüde zengin bir dünyada, hâlâ bu kadar çok sağlık sorunu ve erken ölümlerin olması, toplumlarda ve sağlık hizmeti sistemlerinde çok ciddi bir yanlışlık olduğunu göstermektedir.

Düşük gelirli bireylerde obezite ve diyabetin, yüksek gelir gruplarına kıyasla önemli ölçüde daha yaygın olduğu birçok çalışmada belgelenmiştir.[3] Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan araştırmalar, özellikle düşük gelirli gruplar arasında obezitenin diyabet riskini önemli ölçüde artırdığını göstermektedir. Örneğin bir çalışmada, düşük gelirli bireylerde obezitenin diyabete olan katkısının %40'a kadar çıkabildiği vurgulanmıştır. Bu bulgular, gelir düzeyinin hem obezite hem de diyabet üzerindeki etkisini açıkça ortaya koymaktadır.[4]

Tüm Reklamları Kapat

Beklendiği üzere, Türkiye'de de buna benzer bir durum gözlemlenmektedir.[5] Düşük sosyoekonomik düzeydeki bireylerin karbonhidrat ağırlıklı beslenmesi, obezite ve diyabet gibi hastalıkların artmasında etkili olabilmektedir. Bunun yanı sıra, bu beslenme şeklinin kalp-damar hastalıkları riskini de artırdığına dair bulgular bulunmaktadır​.[6]

Yüksek gelir gruplarında ise iş stresi, uzun çalışma saatleri ve yoğun yaşam tarzının hipertansiyon ve tükenmişlik sendromuna neden olabileceği literatürde sıkça tartışılan bir konudur. Bu, genellikle modern yaşamla ilişkili davranış kalıplarıyla açıklanmaktadır. Buna karşın bu etkenlerin sadece yüksek gelir grubunda mevcut olmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Eğitim Seviyesi ve Sağlık Bilinci : Sağlıklı Toplumların Temeli

Eğitim, bireylerin sağlık bilinci geliştirmesinde ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemesinde kritik bir role sahiptir. Eğitim düzeyi yüksek bireyler, sağlık bilgisine erişim ve bunu uygulama konularında daha bilgili olduklarından genellikle sağlıkla ilgili daha olumlu sonuçlara ulaşmaktadır. Buna karşın, eğitim seviyesi düşük bireyler sağlık hizmetlerinden faydalanmada ve sağlıklı yaşam davranışlarını benimsemede daha fazla engelle karşılaşmaktadır.

Eğitim ve Sağlık Durumu İlişkisi

Eğitim ve sağlık arasındaki olumlu ilişki, bireylerin eğitim düzeyine bağlı olarak sağlık sonuçlarının değiştiğini göstermektedir. Daha yüksek eğitim seviyeleri, genellikle daha iyi sağlık davranışları, önleyici bakım hizmetlerine erişim, uzun yaşam beklentisi ve düşük hastalık oranları ile ilişkilidir. Buna karşın, eğitim düzeyi düşük bireyler istatistiksel olarak daha kısa yaşam beklentisi ve daha yüksek morbidite oranları ile ilişkilendirilir. Eğitim, bireylerin sağlık okuryazarlığını artırarak sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik eder ve sağlık hizmetlerinden zamanında faydalanmalarını sağlar. Aynı zamanda, toplumsal eşitsizliklerin azaltılmasında da önemli bir rol oynar.[19]

Tüm Reklamları Kapat

Yetişkinlerin eğitim seviyeleri (oran) ve kayıt oranlarının (oran), bebek ölüm oranı (her 1000 bebekte) ile ilişkisi.
Yetişkinlerin eğitim seviyeleri (oran) ve kayıt oranlarının (oran), bebek ölüm oranı (her 1000 bebekte) ile ilişkisi.
BMC

2020 yılında, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından bir rapor yayımlanmış ve eğitim düzeyleri ile beslenme alışkanlıkları arasında bir ilişki olduğunu vurgulanmıştır.[18] Raporda, daha yüksek eğitim düzeyine sahip kişilerin daha fazla meyve ve sebze tükettiği, düşük eğitim seviyesine sahip kişilerin ise daha fazla işlenmiş gıda tüketme eğiliminde oldukları belirtilmiştir. Özellikle CDC'nin bulguları, yetişkinlerin yalnızca %9'unun önerilen sebze alımı değerlerine ulaşabildiğini, yalnızca %12'sinin ise meyve alım önerilerini yerine getirdiğini; bu tüketimin genellikle erkekler, genç yetişkinler ve daha düşük gelirli bireyler arasında daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu eğilim, Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim gibi sosyoekonomik faktörlerin beslenme alışkanlıkları üzerindeki etkisini vurgulamaktadır.

Eğitim seviyesi ile sigara kullanımı arasındaki ilişkiyi inceleyen çeşitli araştırmalar, daha düşük eğitim seviyelerine sahip bireylerde sigara kullanım oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. İngiltere'de 2023 yılına ait veriler, eğitim düzeyi düşük bireylerde sigara kullanım oranının çok daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, hiçbir eğitimi olmayan kişiler arasında sigara içme oranı %27,4 iken, üniversite mezunlarında bu oran %5,8’e düşmektedir. Eğitim seviyesinin artmasıyla sigara kullanım oranlarında belirgin bir düşüş gözlemlenmiştir​.[28]

Eğitim Seviyesi ve İstatistiksel Sağlık Riskleri

Bulaşıcı hastalıklar sosyo demografik etkenler, eğitim ve gelir düzeyi ile ilişkilidir. T.C. Sağlık Bakanlığı, Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi gören tüberküloz hastalarıyla yürütülen anket araştırma verilerinde hastaların öğrenim düzeyinin ilkokul veya daha düşük olduğu, iki ya da üç çocuklu ailelerden geldikleri, çoğunun işsiz olduğu (%38,8) ve %47,1 'inin sosyal güvencesinin olmadığı, düşük gelirli ailelerden geldikleri ve kötü koşullara sahip evlerde yaşadıkları belirlenmiştir. Hastaların yoksulluk nedenlerini işsizlik, sosyal adaletsizlik, düşük öğrenim düzeyi, kötü yönetim ve yüksek enflasyon gibi makro etmenlere bağladığı saptanmıştır. Bununla birlikte araştırma bulguları hastaların, işsiz olma, ek bir hastalığa sahip olma ve şanssızlık gibi mikro düzey etmenlerin de yoksullukta etkili olduğunu düşündüklerini ortaya koymaktadır. Bu durum da bu kişilerin bir tür kısır döngüye sıkışmasına neden olabilmektedir.[17]

Eğitim düzeyinin, bireylerin sağlık durumu üzerinde önemli bir etkisi olduğu güncel araştırmalarla da kanıtlanmıştır. The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, her ek eğitim yılı, yaşam beklentisinden daha erken hastalanarak ölme riskinin %1.9 (1.8-2.0) oranında daha az olmasıyla ilişkilidir.[8] Örneğin, ilkokuldan mezun olan bir birey, hiç eğitim almamış bir bireye kıyasla %13 daha düşük erken ölüm riski taşırken, ortaokuldan mezun kişilerde bu risk %25 oranında daha düşüktür. 18 yıl eğitim alan kişilerde ise ölüm riski %34 oranında daha azdır. Ancak belirtmek gerekir ki, bunlar eğitim almanın daha uzun yaşamanıza neden olacağı anlamına gelmez.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Eğitim düzeyine göre yetişkinlerde nedene bağlı ölüm oranı
Eğitim düzeyine göre yetişkinlerde nedene bağlı ölüm oranı
The Lancet

Araştırmada eğitim ile ölüm riski arasındaki etkide doğrusal olmayan bir ilişki veya zayıflama tespit edilmemiştir; bu, eğitim seviyesinin 18 yıla kadar her ek yıl için tüm nedenlere bağlı erken ölüm riskinde azaltmayla ilişkili olduğunu göstermektedir. Farklı yaş gruplarında eğitimin erken ölüm riski ile bağlantısı farklılık göstermiştir. Örneğin, 18–49 yaş arası bireylerde eğitim alınan her yıl için erken ölüm oranı %2,9 daha azken, bu oran 70 yaş üstü bireylerde %0,8'dir. 70 yaş üzerindeki bireylerde bile eğitim, daha düşük ölüm riskiyle ilişkilidir. Fakat burada eğitimin gelir düzeyini çoğu zaman doğrudan etkilediğini de gözden kaçırmamak gerekir.

Bu çalışma eğitimin sağlıkla ilişkisini sağlıklı beslenme, sigara içme ve aşırı alkol tüketimi gibi risk faktörlerinin bağlantı düzeyiyle de karşılaştırmıştır. Örneğin, araştırmaya göre hiç eğitim almayan bir bireye kıyasla 18 yıllık eğitim alan bir kişinin tüm nedenlere bağlı ölüm riski %34,3 kadar daha az olacaktır ve bu fark, sebze tüketimini artırarak iskemik kalp hastalığı riskini azaltmada görülen etkiye benzer. Eğitim, fiziksel aktivite yönergelerine uyma ya da sigara içmeme gibi davranışlarla karşılaştırıldığında benzer derecede önemli bir etkiye sahiptir. Bu veriler, eğitime yapılan yatırımların halk sağlığı üzerindeki önemini vurgulamakta ve eğitimde eşitliğin küresel sağlık hedefi olarak önemini pekiştirmektedir.

Eğitimin yalnızca sağlık üzerinde değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yaşam üzerinde de önemli etkileri vardır. Daha fazla eğitim, bireylerin daha iyi iş imkanları ve yüksek gelir elde etmelerini, sağlık hizmetlerine daha kolay erişmelerini sağlamakta; ayrıca sosyal ve psikolojik kaynaklara erişimini artırmaktadır. Bu nedenle, eğitim düzeyinin artırılması, bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek ve toplumsal eşitsizlikleri azaltmak için en etkili araçlardan biri olarak kabul edilmektedir.

Yaş grubuna göre eğitim ile yetişkin ölüm oranı arasındaki ilişki
Yaş grubuna göre eğitim ile yetişkin ölüm oranı arasındaki ilişki
The Lancet

Bu araştırma, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eğitimin sağlık üzerindeki etkilerinin benzer olduğunu göstermiştir. Bu durum, eğitimdeki eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının, popülasyon içinde ortalama yaşam süresinin uzatılması ve sağlık eşitsizliklerinin giderilmesi açısından kritik önem taşıdığını vurgulamaktadır. Bu bağlamda, dünya genelinde eğitim fırsatlarının arttırılması, sağlık eşitsizliklerini azaltma adına atılacak en önemli adımdır.

Eğitim ve Sağlıkta Eşitsizlik

Eğitim düzeyindeki eşitsizlikler, toplumların sağlık sistemlerine erişim ve bu sistemlerden yararlanma düzeylerini de etkiler. Örneğin eğitim düzeyi ile aşı karşıtlığı arasındaki ilişki, çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. 2021'de USC Schaeffer Merkezi tarafından yapılan bir araştırma, üniversite mezunu bireylerin COVID-19 aşısı yaptırmaya daha ılımlı bir reaksiyon verdiğini göstermiştir.[20] Lisans mezunlarından aşı olmayı planlayanların oranı %76 iken, görece eğitimsiz bireylerde bu oran yalnızca %53 olarak bulunmuştur​.

ABD'de 18 Yaş ve Üzeri Yetişkinler, Aşılanmış ve Aşı Olmaya İstekli, Irk/Etnik Köken ve Eğitime Göre
ABD'de 18 Yaş ve Üzeri Yetişkinler, Aşılanmış ve Aşı Olmaya İstekli, Irk/Etnik Köken ve Eğitime Göre
Health Policy USC

Ek olarak eğitim düzeyi, kadın sağlığına bakış açısını da etkilemektedir. Eğitimli kadınlar, sağlık hizmetlerine daha kolay erişim sağlamakta ve bunun sağlık üzerinde önemli olumlu etkileri olmaktadır. UNESCO'nun raporuna göre, kadınların eğitim seviyesinde her bir yıl artış, bebeklerinin hastalıktan ölme riskinin %10 oranında daha az olmasıyla ilişkilidir.[21]

Tüm Reklamları Kapat

Özetle eğitim seviyesi ve sağlık bilinci arasındaki ilişki, bireylerin sağlık durumlarını doğrudan etkiler. Bu bağlamda, sağlıklı bir toplum için şu adımlar atılabilir:

  1. Sağlık Eğitiminin Yaygınlaştırılması: Okullarda sağlık bilincini artıracak bir müfredat geliştirilmelidir.
  2. Kırsal Alanlara Yatırım: Eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, kırsal bölgelerde yaşayan bireyler için artırılmalıdır.
  3. Toplumsal Kampanyalar: Tıbbi okuryazarlığı teşvik edecek kampanyalar düzenlenmelidir.

Çevresel Koşullar ve Sağlık

Çevresel faktörler, bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını doğrudan etkiler. Hava kirliliği, su kaynaklarının kirlenmesi ve iklim değişikliği gibi sorunlar, düşük gelirli bireyler ve toplumlarda daha ciddi sağlık sonuçlarına yol açabilir.

Bakü'de düzenlenen COP29 Konferansı, çevresel koşulların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı amaçlayan yeni politikaların geliştirilmesine öncülük etmiştir. Konferansta, hava ve su kirliliği, iklim değişikliği ve diğer çevresel sorunların sağlık üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınmış; bu sorunlara yönelik çözüm odaklı yaklaşımlar ve uluslararası iş birliği planları oluşturulmuştur. Bu bağlamda, sürdürülebilir enerji kullanımı, temiz su kaynaklarının artırılması ve çevre dostu sanayi uygulamaları gibi konularda somut adımlar atılması kararlaştırılmıştır.[27] Öne çıkan başlıklar arasında şunlar yer almaktadır:

Tüm Reklamları Kapat

Bunların yanında yaşam alanlarının fiziksel koşulları ve sosyal çevre, bireylerin sağlığı üzerinde önemli bir rol oynar. Yetersiz barınma koşulları, düşük hijyen standartları ve güvenlik eksikliği gibi sorunlar, fiziksel ve mental sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.

COP29, bu bağlamda sosyal destek ağlarının genişletilmesini ve çevresel iyileştirmelerle birlikte toplum refahının artırılmasını önermiştir. Sosyal yardımlarla desteklenen sürdürülebilir projeler, toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi ve bireylerin sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Çevresel koşullar ve sosyal destek mekanizmaları, bireylerin sağlık sonuçlarını şekillendiren iki önemli etkendir. COP29’da alınan kararlar, bu iki faktörü iyileştirerek daha sağlıklı ve dayanıklı toplumlar oluşturmayı hedeflemektedir. Ülkeler, bu doğrultuda sağlık sistemlerini güçlendirmeli ve sürdürülebilir politikaları hayata geçirmelidir.

Gelir Gruplarına Göre Hastalıkların Farklılaşması

Hastalıkların gelir gruplarına göre farklılaşması, sağlık sonuçlarının ekonomik eşitsizliklerle sıkı bir şekilde bağlantılı olduğunu ortaya koyar. Gelir düzeyi bireylerin beslenme, barınma, hijyen, sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık bilinci gibi temel unsurlar üzerindeki kontrolünü belirler.[28] Bu bağlamda düşük, orta ve yüksek gelir gruplarında hastalık profilleri ve sağlık riskleri önemli ölçüde değişiklik gösterir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Genel Kimya (2. Cilt)
  • Boyut: 19.5 X 27.5
  • Sayfa Sayısı: 674
  • ISBN No: 9786053550426
Devamını Göster
₺650.00
Genel Kimya (2. Cilt)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Düşük Gelirli Gruplar: Önlenebilir Hastalıkların Yükü

Düşük gelirli topluluklarda bulaşıcı hastalıklar, yetersiz beslenme ve hijyen eksikliği ön plandadır. Bu gruplar genellikle temel sağlık hizmetlerinden mahrum oldukları için önlenebilir hastalıklardan orantısız şekilde etkilenir.

Örneğin temiz suya erişim ve yeterli sağlık altyapısının eksikliği, sıtma, tüberküloz ve su kaynaklı hastalıkların yaygınlığını artırır.

Yetersiz beslenme, düşük gelir düzeyine sahip ailelerde sıkça görülen bir sorundur. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Sağlık Örgütü'nün 2023 yılına ait raporlarına göre, dünya genelinde 5 yaş altı çocukların yaklaşık %22.3'ü büyüme geriliği yaşamaktadır.[22] Ayrıca, yaklaşık 45 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle zayıflık sorunu ile karşı karşıyadır. Bu durum, çocukların bağışıklık sistemini zayıflatır ve enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelir​.[9]

Sahra Altı Afrika'da sıtma, sağlık altyapısının yetersiz olduğu düşük gelirli hanelerde büyük bir ölüm riskine yol açmaktadır. 2022 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bildirilen verilere göre, Afrika'daki sıtma vakalarının %94'ü ve sıtma kaynaklı ölümlerin %95'i Sahra Altı Afrika'da gerçekleşmiştir.[23] 2022'de 580,000 ölümle sıtma, bölgede en fazla can kaybına neden olan hastalıklar arasında yer almıştır.

Çad, çocuklara yönelik üçlü aşılama kapsamında sıtma aşısını uygulamaya koydu (WHO)
Çad, çocuklara yönelik üçlü aşılama kapsamında sıtma aşısını uygulamaya koydu (WHO)

Orta Gelirli Gruplar: "Beyaz Yakalı Hastalıkları"

Orta gelir düzeyine sahip ülkelerde, kentselleşme ve ekonomik büyüme nedeniyle hastalık profilleri karmaşık bir hale gelmiştir.

Beyaz yakalı çalışanlar, genellikle ofis ortamlarında çalışan, zihinsel emek harcayan kişilerdir. Ancak bu iş ortamı, kas iskelet sistemi sorunlarından göz hastalıklarına kadar pek çok sağlık sorununa yol açabilir. Özellikle uzun süre masa başında çalışan beyaz yakalılar; boyun, sırt ve omuz ağrıları gibi kas iskelet sistemi rahatsızlıkları yaşayabilirler. Bu hastalıklar, işin engellenmesine ve işe devamsızlığa neden olabilir. Ayrıca, aşırı bilgisayar kullanımı göz yorgunluğu, baş ağrıları gibi sorunları da tetikleyebilir. Beyaz yakalı çalışanlar, bu tür sağlık sorunlarını önlemek için ergonomik düzenlemelere, düzenli egzersiz yapmaya ve uzun süreli masa başı çalışmalardan sonra ara vermeye dikkat etmelidirler.[10]

Beyaz yakalılar ayrıca, stres kaynaklı hastalıklar ve psikolojik sorunlar açısından da risk altındadır. Sürekli zihinsel yorgunluk, iş ve özel yaşam arasındaki dengenin bozulması gibi durumlar, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. İşyerindeki çalışma kültürü ve beklentiler, bu tür sorunları daha da pekiştirebilir.

Yüksek Gelirli Gruplar: Yaşam Tarzına Bağlı Sağlık Sorunları

Yüksek gelir gruplarında, genellikle bulaşıcı olmayan hastalıklar ve ruhsal sağlığı sorunları ön plandadır. Bu durum yaşam tarzı faktörleri, yaşlanma ve çevresel etkenlerden kaynaklanabilir. Bazı örnek vakalar şunlar olabilir:

  • Kardiyovasküler hastalıklar ve kanser: Sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve stres gibi yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklanır.
  • Ruh sağlığı bozuklukları: Özellikle yalnızlık ve yüksek stres, anksiyete ve depresyon riskini artırır.

Ek olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde obezite oranı son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. En son veriler, yetişkinlerin %40,3'ünün obez olduğunu göstermektedir. Bu oran, hareketsiz yaşam tarzı ve yüksek kalorili diyetlerin etkisiyle yükselmiştir. Obezite oranı, 40-59 yaş grubundaki yetişkinlerde daha yüksektir ve şiddetli obezite oranı da %9,7'ye ulaşmıştır​.[11]

Gelir gruplarına göre hastalıkların farklılaşması, küresel sağlık eşitsizliklerini gözler önüne sermektedir. Düşük gelir gruplarının temel sağlık hizmetlerine erişimini artırmak, orta gelir gruplarında bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadele etmek ve yüksek gelir gruplarında yaşam tarzına bağlı sorunları azaltmak için politika önlemleri alınmalıdır. Bazı örnek politikalar şunlar olabilir:

Tüm Reklamları Kapat

  1. Düşük Gelirli Ülkeler: Temiz su, sanitasyon ve önleyici sağlık hizmetleri sağlanmalıdır.
  2. Orta Gelirli Ülkeler: Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteyi teşvik eden programlar desteklenmelidir.
  3. Yüksek Gelirli Ülkeler: Ruh sağlığı hizmetleri ve yaşlı bakımına yönelik yatırımlar artırılmalıdır.

Küresel Örnekler

Ruanda, toplum sağlığı programları aracılığıyla evrensel sağlık kapsamını başarıyla uygulamış ve çocuk ölümlerini azaltmış, aşı oranlarını artırmıştır.[24] Toplum temelli sağlık sigortası, düşük gelirli gruplara sağlık güvencesi sağlamak için etkili bir model olmuştur.

Brezilya'daki sosyal refah programları, özellikle Bolsa Família, temel sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmiştir. Ancak işlenmiş gıda tüketiminin artması, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların yayılmasına yol açmakta, bu da sağlık sistemini daha karmaşık hale getirmektedir.[12]

Japonya örneğinde ise yaşlanan nüfus, demans ve osteoporoz vakalarındaki artışın önemli birincil etki grubudur. Japonya, dünya genelinde en yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ülkedir; 2020'de 65 yaş ve üzeri bireyler nüfusun %29'unu oluştururken, bu oranın 2065'te %38,4'e çıkması beklenmektedir. Bu demografik değişim, yaşla ilgili sağlık sorunlarının, özellikle demans ve osteoporozun artmasına yol açmaktadır. Tahminlere göre, 2025 yılına kadar Japonya'da her 5 kişiden biri demans hastası olacak​tır.[1]

Bunun yanı sıra yaşlı nüfusun artması, osteoporoz ve kemik yoğunluğu kaybına bağlı kırılmalar gibi sorunları da gündeme getirmektedir. Yaşlı bireyler, osteoporoz nedeniyle daha fazla kemik kırığı riski taşımaktadır. Bu durum, Japonya'daki önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir​.

Tüm Reklamları Kapat

ABD'deki sınırlı gelir ve kaynaklara sahip yetişkinler ve çocuklar için sağlık sigortası sağlayan bir hükümet programı olan Medicaid, sigortasızlık oranlarını önemli ölçüde azaltmasına rağmen, milyonlarca insanın hâlâ sigortasız çalışmasına neden olan boşluklar bulunmaktadır. Irksal ve etnik azınlıklar, özellikle de Siyahlar ve Hispanikler, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklarla daha orantısız bir şekilde mücadele etmektedir. Bu durum, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizliklerin sadece gelir seviyelerine değil, aynı zamanda ırksal ve etnik ayrımlara da uzandığını ortaya koymaktadır.[13]

Araştırmalar, Medicaid genişlemesinin bu eşitsizlikleri azaltmaya yönelik bazı ilerlemeler sağladığını göstermiştir. Örneğin, genişleme yapılan eyaletlerde sağlık merkezleri, Siyah ve Hispanik hastalarda kan şekeri ve tansiyon kontrolünde iyileşme sağlamıştır. Ancak hâlâ birçok eyalette bu sorunların çözümü için politika geliştirilmesi gerekmektedir.[14]

Nordik ülkelerindeki mevcut sağlık sistemleri, tüm vatandaşlara eşit ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişim sağlamaktadır. Bu sistemler, düşük maliyetle veya hiç maliyet olmadan yüksek düzeyde bakım sunmaktadır. İskandinav ülkeleri, Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar tarafından en iyi sağlık sistemlerine sahip bölgeler arasında gösterilmektedir. Sağlık politikaları, sosyal eşitsizlikleri azaltmaya yönelik tasarlanmış olup sağlık hizmetlerine erişimde gelir ya da sosyal statü farklılıkları yaratılmasını önlemektedir.

Bu ülkeler, örneğin Norveç ve İsveç, evrensel sağlık hizmetlerini gelirden bağımsız şekilde tüm vatandaşlara sunmanın yanı sıra, halk sağlığını destekleyen politikalarıyla dikkat çekmektedir. Özellikle, sosyal sağlık eşitliğini sağlamaya yönelik stratejiler ve rehberler geliştirerek küresel sağlık politikalarına ilham kaynağı olmaktadırlar.[15]

Tüm Reklamları Kapat

Politika Çıkarımları ve Öneriler

Kırsal ve düşük gelirli kentsel bölgelerde, uygun fiyatlı birincil sağlık hizmetlerine erişimin artırılması gerekmektedir. Ayrıca, aşılar ve düzenli taramalar gibi önleyici sağlık hizmetlerine öncelik verilmelidir.[25]

Sağlık üzerindeki sosyal belirleyicileri ele almak için konut, sanitasyon ve istihdam fırsatları iyileştirilmelidir.[29] Ayrıca, kamu sağlığı girişimlerini finanse etmek ve temel sağlık hizmetlerini sübvanse etmek amacıyla ilerici vergilendirme politikaları uygulanmalıdır.

Uluslararası kuruluşlar, hükümetler ve sivil toplum örgütleri arasında işbirliği teşvik edilmeli, bu işbirlikleri sağlık eşitsizliklerini gidermeye yönelik ortak çözümler üretmelidir. Düşük gelirli ülkelere dayanıklı sağlık sistemleri kurabilmeleri için kaynak aktarılmalıdır.[26]

Sağlık eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve daha sağlıklı bir toplum oluşturmak için ülkelerin yerel sağlık politikalarını güçlendirmeleri ve evrensel sağlık erişimini sağlamak için adımlar atmaları gerekmektedir. Ruanda, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri ve İskandinav ülkelerindeki vaka çalışmaları, farklı sağlık sistemlerinin benzer zorluklarla karşılaştığını, ancak her birinin yerel ihtiyaçlara yönelik farklı çözümler geliştirdiğini göstermektedir. Küresel iş birliği, inovasyon ve sürdürülebilir politika çözümleri ile de sağlık eşitsizlikleri azaltılabilir.

Sağlıkta eşitlik yalnızca tıbbi bir mesele değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik bir sorundur. Bu alandaki küresel deneyimler, gelecekte daha etkili sağlık politikalarının geliştirilmesine yön verecektir. İnsan sağlığı yalnızca biyolojik bir durum değil, aynı zamanda sosyal bağlamların ve psikolojik dinamiklerin bir yansımasıdır. Bu nedenle, sağlığı anlamak ve geliştirmek için hem bireysel hem de toplumsal seviyede yenilikçi yollar keşfetmeye devam etmeliyiz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 2
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:50:10 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19092

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Protein
İklim Değişimi
Yaşam
Gözlem
Proton
Sinek
Nasa
Kozmoloji
Uluslararası Uzay İstasyonu
Uzay Aracı
Odontoloji
Doğru
Cinsiyet
Kuşlar
Regülasyon
Aminoasit
Üreme
Uzun
Toplum
Bilgisayar
Deney
Kuvvet
Homeostasis
Gebelik
Yaşamın Başlangıcı
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Z. Mehtili, et al. Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi. (21 Aralık 2024). Alındığı Tarih: 22 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/19092
Mehtili, Z., Alparslan, E. (2024, December 21). Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi. Evrim Ağacı. Retrieved December 22, 2024. from https://evrimagaci.org/s/19092
Z. Mehtili, et al. “Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 21 Dec. 2024, https://evrimagaci.org/s/19092.
Mehtili, Ziya. Alparslan, Eda. “Küresel Sağlık Eşitsizlikleri ve Çözümler: Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, December 21, 2024. https://evrimagaci.org/s/19092.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close