Dünya'nın Kalp Atışları: Schumann Rezonansı Nedir? İnsanlar Üzerinde Ne Gibi Etkileri Olabilir?
Daha önce hiç Dünya'nın iç sesini duyduğunu iddia eden birileriyle karşılaştınız mı? Büyük ihtimalle hayır, fakat Dünya üzerinde bu tarz bir şikayetle doktora danışan insanlar yok değil. Dünyanın birçok bölgesinde, özellikle Amerika ve Kanada'da diğer insanların duyamadığı, derinlerden gelen mırıltılar duyan ve bunun Dünya'nın iç sesi olduğunu söyleyen azımsanamayacak kadar kişi var. Bu vakaların birçoğu sahte olmasına veya önemsiz sebeplere dayanmasına rağmen bir grup insanın işaret ettiği sebep ortak: Schumann rezonansı. Peki, nedir bu Schumann rezonansı? Gelin bu doğa olayının tarihini ve nasıl oluştuğunu inceleyelim.
Schumann Rezonansının Tarihi
İsminden de belli olacağı üzere bu olgunun keşfi birçok yerde Alman fizikçi W. Otto Schumann'a atfedilir. Fakat bu fikrin temelleri Schumann'dan biraz daha eskiye dayanmaktadır.
İlk olarak George Fitzgerald 1893 yılında atmosferin üst kısımlarına küresel çapta oluşabilecek olan elektromanyetik dalgalanmalardan bahseder. Bu fikir daha sonra Nikola Tesla tarafından da ilgi görür. Böylece farklı bilim insanları tarafından da araştırılmaya başlanır ve 1925 yılında Edward Appleton ve Miles Barnett tarafından Schumann rezonansının oluşmasında büyük rol oynayan iyonosfer tabakasının varlığı gösterilince eksik parçalar tamamlanmış olur.
Geriye tüm bu araştırma sonuçlarını birleştirmek kalır ve 1952 yılında Winfried Schumann yayımladığı bir makalede bu elektromanyetik rezonansın oluşma prensiplerini açıklar ve gerekli matematiksel hesaplamaları yapar. Her ne kadar ileride Schumann'ın hesaplamalarının bazı hatalar içerdiği fark edilse de temel fikri ortaya attığı için bahsi geçen doğa olayı Schumann rezonansı olarak anılmaya başlanır.
Schumann'ın 1952'de yayımladığı makale bilim camiasında ilgi görür ve Schumann rezonansı üzerine yapılan araştırmaların sayısı büyük oranda artar. Dönemin koşulları sebebiyle başta ABD olmak üzere birçok devlet bu olayın askeri alanda nasıl kullanılabileceği üzerine çalışmalar yapar. Hatta Schumann rezonansının atmosferde meydana gelen büyük patlamaları anlamak için kullanılabileceği öne sürülür ve ABD, rakibi Rusya'nın gerçekleştirdiği nükleer testlerin takibini yapmak için bir süre Schumann rezonansı verilerini kullanır.
Askeri alan dışında, günümüze doğru yaklaştıkça Schumann rezonansının iklim değişikliğini ölçmek için kullanılabileceği anlaşılır ve şu an hâlâ küresel iklim değişikliği araştırmacıları Schumann rezonansını daha etkili bir şekilde kullanabilmek için yöntemler aramaktadır. Son zamanlarda bu olayın biyolojik etkilere sebep olabileceği inancı popülerleşmiştir. Schumann rezonansı tarafından yayılan sinyallerin zihinlerini rahatlattığını düşünen birçok insan hayatlarına bunu uyarlamıştır. Yazının ilerleyen kısımlarında bu uygulamalardan daha detaylı bir şekilde bahsedilecektir. Fakat öncelikle bu doğa olayının nasıl oluştuğu anlaşılmalıdır.
Schumann Rezonansı Nasıl Oluşur?
Schumann rezonansı en basit şekilde Dünya'nın yer kabuğu ve atmosferin iyonosfer tabakası arasında sürekli olarak oluşan küresel çaplı elektromanyetik rezonanslar olarak tanımlanabilir. Bu rezonansın oluşumunda birçok faktör etkilidir ve bu faktörlerin en başında yıldırımlar gelir. Bir yıldırım düştüğünde iyonosfer tabakası ve yerküre arasında yük alışverişi sağlanır ve bu iki katman arasındaki elektriksel potansiyel sıfırlanır. Bu durumun iyonosfer tabakası ve yerküre arasında gerçekleşmesinin sebebi atmosferin diğer katmanlarının iletken olmamasıdır.
Yıldırımların Schumann rezonansı açısından önemli olan özellikleri, oluştuklarında etrafa elektromanyetik ışınlar yoluyla enerji saçmalarıdır. Bu elektromanyetik dalgaların frekansları 100 kHz'den daha düşüktür ve dalganın frekansı azaldıkça zayıflama oranı (İng. "attenuation") da azalır. Bu değer elektromanyetik dalganın absorpsiyon, yani bir yüzeyle temas ettikten sonra soğurulma esnasında yaşayacağı enerji kaybını belirtir.
Bu kısmı daha basitçe anlatmak gerekirse, oluşan bir elektromanyetik dalganın frekansı azaldıkça ve hatta 100 Hz'in altına düştükçe bu dalga bir yüzeye çarptığında başlangıçtaki enerjisine oranla daha az enerji kaybeder. Bu durumun doğrudan sonucu ise 100 Hz ve daha düşük frekanslara sahip elektromanyetik dalgaların oluştuktan sonra iyonosfer tabakasına çarparak bir miktar geri yansıyabileceğidir.
İşte burada Fitzgerald'ın başlattığı ve Schumann'ın sürdürdüğü fikir devreye girer: Eğer ki yıldırımlar sonucu oluşan bir elektromanyetik dalga tam olarak doğru frekansta ise iyonosfer ve yer katmanı arasında sürekli olarak yansır ve atmosferde yayılır! Yani iyonosfer ve yer katmanı tıpkı bir dalga kılavuzu gibi davranır. (Dalga kılavuzu, elektromanyetik dalgaları laboratuvar ortamında istenilen şekilde yönlendirmek amacıyla kullanılan bir araçtır.)
Belirtilen spesifik frekans değeri ise elektromanyetik dalganın dalga boyunun Dünya'nın çevresine (~40.000 km) eşit olduğu durumdaki frekansı, yani yaklaşık 7.83 Hz'dir. Aynı zamanda dalga boyu Dünya'nın çevresine eşit olan zıt yönlü elektromanyetik dalgalar atmosferde yansıyıp yayılırken girişim oluştururlar ve böylece elektrik sinyalini güçlendirirler. Bu durum atmosferde bir rezonans durumunun oluşmasına sebep olur ve buna Schumann rezonansı denir.[1]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Özetle Schumann rezonansı, atmosferde meydana gelen yıldırımlar sonucu oluşan elektromanyetik dalgalardan 7.83 Hz ve yakınındaki bir frekans değerine sahip olanların iyonosfer ve yer kabuğu arasında sürekli olarak yansıması ve diğer elektromanyetik dalgalarla yapıcı girişim oluşturması sonucu oluşan rezonans durumudur.
Schumann rezonansının temelde 7.83 Hz frekansında oluştuğundan bahsetmiştik. Fakat bu değer rezonansın oluşabileceği tek frekans değeri değildir. Teorik olarak dalga boyu Dünya'nın çevresinin tam katı olan başka frekansa sahip dalgalar da rezonans oluşturabilirler. Schumann rezonansının oluştuğu bazı diğer frekans değerleri 14.3 Hz, 20.8 Hz ve 27.3 Hz'dir.
Kaynağı yıldırımlar olduğu için Schumann rezonansının ara ara oluştuğu düşünülebilir. Fakat Dünya'nın bir noktasında hiç yıldırım oluşmaması başka bir noktasında da oluşmayacağı anlamına gelmez. Nitekim şu an dünya üzerinde yaklaşık 2000 tane fırtına meydana gelmektedir. Bu fırtınalar sonucunda da her saniye 50 ila 100 arası yıldırım düşmektedir. Dolayısıyla pratik olarak Schumann rezonansları her an oluşmaya devam eder. Schumann rezonansı sürekli olarak oluştuğu için bazı bilim insanları tarafından "dünyanın kalp atışları" veya "dünyanın nabzı" şeklinde de anılır. Elbette bunlar sadece birer analojidir.
Schumann rezonansının bu şekilde anılması bazen insanlar tarafından yanlış anlaşılabilmektedir. Öyle ki Schumann rezonansının gerçekten Dünya'nın var olmayan kalbi tarafından oluşturulan ritmik atımlar olduğunu düşünen ve dolayısıyla da bu olaya kutsal anlamlar yükleyen insanlar bulunmaktadır. Schumann rezonansının beyne iyi geldiğini ve beyni dinlendirdiğini, stresten uzaklaştırıp rahatlattığını ve hatta bu rezonansı duyduklarını söyleyen kişiler olmuştur. Peki Schumann rezonansı gerçekten de insanların sandığı gibi etkilere sahip midir ve bunların dışında günlük hayatta nerelerde kullanılmaktadır?
Schumann Rezonansının Kullanım Alanları ve İnsanlara Olan Etkileri
Öncelikle Schumann rezonansının bilim insanları tarafından hangi alanlarda kullanıldığını ele alalım. Bu alanların başında küresel ısınma ve iklim değişikliği araştırmaları gelir. İklim bilimciler, Schumann rezonansının gücünde meydana gelen değişimleri takip ederek iklim değişikliği hakkında da bilgi sahibi olabilirler. Bunun sağlayan etken Schumann rezonansının yıldırımlara bağlı olmasıdır. Dünya genelinde oluşan yıldırımların sıklığı değiştikçe Schumann rezonansının gücünde de değişimler meydana gelmektedir. Araştırmalar, yıldırımların oluşma sıklığının da küresel ısınmadan etkilendiğini göstermektedir.[5]
Dünya genelinde sıcaklıklar yükseldikçe fırtınaların ve yıldırımların oluşma sıklığının da doğrusal olmayan bir şekilde arttığı gözlenmiştir. Bu veriler aşağıdaki görselde görülebilir. Ayrıca atmosferde oluşan yıldırımlar büyük miktarlarda su buharının troposfer katmanına taşınmasında etkilidir. Troposferde bulunan su buharının da sera etkisine sebep olduğu ve küresel ısınmayı etkilediği bilinmektedir. Yani Dünya genelindeki yıldırım aktivitesi, bilim insanlarına troposferdeki su buharı ve küresel sıcaklık hakkında bilgi vermektedir. Yıldırım aktivitesini takip etmek için ise Schumann rezonansı incelenir. Schumann rezonansı burada çok hassas bir küresel termometre işlevi görmektedir. Bu sebeple Schumann rezonansı iklim bilimcilerin araştırmalarında sıkça kullanılabilir.
İklim bilimciler haricinde astronomlar da bazı araştırmalarında Schumann rezonansını kullanır. Bu araştırma alanlarından biri Güneş sistemindeki diğer gezegen ve uyduların atmosferlerinin incelenmesidir. Başka bir gezegende yıldırımların oluşup oluşmadığı, oluşuyorsa ne sıklıkla oluştuğu gibi konuları araştırırken astronomlar bu gezegende Schumann rezonansına benzer oluşumlar ararlar.
Bir gezegende Dünya'daki gibi Schumann rezonanslarının oluşabilmesi için aslında iki temel gereksinim vardır. Bunlar dalga kılavuzu gibi davranacak iletken bir atmosfer katmanı (Dünya için iyonosfer) ve yıldırımlar gibi elektromanyetik dalgaların oluşumunu tetikleyecek bir kaynaktır. Güneş sisteminde Schumann rezonansına benzer rezonansların gözlendiği ve dolayısıyla bu iki gereksinimi barındıran gezegen ve uydular şunlardır: Venüs, Satürn ve uydusu Titan, Jüpiter ve kesin olmamakla birlikte Mars.
Schumann rezonansının ölçümü zor bir süreç olduğundan bu gezegenlerdeki rezonanslar büyük hassaslıkla ölçülmektedir. Ayrıca Schumann rezonansının Sprite ve Elfler gibi atmosferin üst katmanlarında meydana gelen olaylarla bağlantısı olduğu gösterilmiştir. Bu alanları araştıran astronomlar da Schumann rezonansından faydalanırlar.
Yakın tarihte yapılan bazı araştırmalar tektonik depremler ile Schumann rezonansı arasında bir ilişki olabileceğinden bahsetmektedir.[2], [4] Bunun sebebi tektonik kaynaklı depremlerin oluşurken elektromanyetik dalgalanmalara sebep olabilmesidir. Bu nedenle deprem oluşmadan hemen önce Schumann rezonansının şiddetinde de değişimler gerçekleşebilir. Eğer bu doğruysa Schumann rezonansı tektonik depremlerin oluşumunun önceden tespit edilmesi için kullanılabilir. Hatta Tayvan'da yapılan bir araştırmada birçok tektonik deprem incelenmiş ve bunların büyük çoğunluğunda deprem oluşmadan 1 hafta önce Schumann rezonansında dalgalanmalar gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu inanılmaz bir zaman farkıdır, çünkü bir depremin oluşmadan 1-2 saat öncesinde tespit edilmesi bile gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacaktır. Bu bulgulara rağmen elimizde bu konuyla ilgili henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır, depremlerle Schumann rezonansı arasındaki ilişki ispatlanmış değildir ve konu üzerine araştırmalar devam etmektedir.
Bu kullanım alanlarının dışında Schumann rezonansının biyolojik ve jeolojik çapta önemli etkilere sebep olabileceğini iddia eden bilimsel çalışmalar da yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların hiçbiri yeterli düzeyde kanıtla desteklenmemiştir.
Örneğin bir çalışmada uykusuzluk problemi çeken hastaları iki gruba ayrılmış, gruplardan birine hiçbir şey yapılmazken diğer grup Schumann rezonansına eşdeğer frekanstaki rezonanslara maruz bırakılmıştır. Sonuçlar şaşırtıcı biçimde Schumann rezonansına maruz bırakılan gruptaki hastaların semptomlarının azaldığı yönündedir, fakat bu iddiayı destekleyecek başka hiçbir bilimsel bulgu yoktur. Schumann rezonansının farklı hastalıkların tedavilerinde kullanılabileceği yönünde birden fazla araştırma vardır ama bu rezonans kadar düşük frekanslı elektromanyetik dalgaların insan da dahil herhangi bir biyolojik organizmayı etkileyebilmesi şimdilik mümkün görünmemektedir.
Daha farklı bazı araştırmalar Schumann rezonansı ile dinozorların yok oluşu arasında bir bağ olduğunu öne sürmektedir.[3] Dinozorlarının soyunun tükenmesinde etkili baş faktör olarak düşünülen meteor, Dünya'ya çarpıp Chicxulub kraterini oluşturduğunda Dünya'nın atmosferinde meydana gelen değişimler sebebiyle Schumann rezonansı şiddetlenmiştir. Bahsi geçen araştırmalar, Schumann rezonansında meydana gelen bu büyük şiddetlenmenin dinozorların yok oluşunu önemli ölçüde hızlandırdığını öne sürmektedir. Fakat yukarıda da bahsedildiği gibi, Schumann rezonansındaki bu derecedeki büyük şiddetlenmelerin dahi dinozorlar gibi bir canlı grubunu etkileyebileceği konusunda henüz kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Elbette bu konular araştırmaya açık, tartışmalı konulardır ve yeni çalışmalar yapılmaya devam etmektedir.
Bilimdeki diğer çoğu yanlış anlaşılan kavramda olduğu gibi, Schumann rezonansı da birçoğu bilimsellikten uzak olan veya yalnızca bir tane araştırmanın sonuçları tarafından desteklenen iddialara konu olmuştur. Bazı insanlar Schumann rezonansında kutsal bir yan aramış ve birçok şeyi ona bağlamışlardır. Bunların arasında Schumann rezonansının insan beyni ile senkronize çalıştığını ve zihnin rahatlamasını sağladığını söyleyenler, Schumann rezonansının frekans aralığında çalışan beyinlerin zihinsel becerilerinin ilerlediğini ve bu rezonans sayesinde zekânın artırılabileceğini öne sürenler de vardır.
Ayrıca Schumann rezonansı gibi düşük frekanslı elektromanyetik dalgaların yaraların iyileşmesini hızlandırdığını iddia edenler de vardır. Bu iddiaların her biri en fazla birer tane araştırma tarafından desteklenmektedir ve iddiaların lehine bulguların sayısı ya çok azdır ya da sıfırdır. Bu fikirleri destekleyen insanlar genellikle bunu bir piyasaya çevirmeyi ve bu işten para kazanmayı amaçlayan kişilerdir. Öyle ki internette Schumann rezonansı yayıcı cihazlar bile satılmaktadır. Bu cihazlar sadece 7.38 Hz frekanstaki elektromanyetik dalgalar üretmektedir ve hiçbir özel yanları yoktur.
Bazı insanlar ise Dünya'nın iç sesini, yani kendi düşünceleriyle Schumann rezonansını duyduklarını iddia etmektedir. Bu iddianın ne kadar gerçekçilikten uzak olduğu rahatlıkla görülebilir. Schumann rezonansı elektromanyetik dalgalardan meydana gelir, ses dalgalarından değil. Dolayısıyla Schumann rezonansı zaten insanlar tarafından duyulabilir bir şey değildir. Gerçekten duyulmaları için atılabilecek en ileri adım 7.83 Hz frekanstaki ses dalgaları üretmektir ki bu frekans da insan kulağının işitebileceğinin altında, yani infrasoniktir. Dolayısıyla Schumann rezonansını duyduğunu iddia edenler ve internette rahatlatıcı olduğu inancıyla Schumann rezonansını dinleten videoların gerçeklik payı bulunmamaktadır.
Sonuç
Schumann rezonansı her haliyle çok ilginç bir doğa olayıdır. Kaynağını yıldırımlardan alan aşırı düşük frekanslı elektromanyetik dalgaların yer yüzeyi ve iyonosfer katmanı arasında oluşturduğu girişimden kaynaklanır. Asıl önemli olan boyutu ise jeolojik birçok bilgiye ışık tutmasıdır. Keşfedildiğinden beri jeolojiden astronomiye, sismografiden askerî alana birçok yerde kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir. Dünya genelinde yıldırım aktivitesini ölçmekte kullanılabilir, küresel çaplı bir termometre görevi görerek küresel ısınmayı daha hassas şekilde takip etmemizi sağlar ve hatta depremlerin önceden tahmin edilmesinde bile kullanılabileceği düşünülmektedir.
Ayrıca Schumann rezonansı yeni keşfedilmiş bir olay olduğundan elimizdeki bilgiler sınırlıdır, yani öğrenilecek daha çok şey vardır ve bolca yeni araştırmaya ve keşfe açık bir alandır! İleride bu konuda yapılan çalışmalar, "Dünya'nın kalp atışları" olarak anılan Schumann rezonansının gerçekten de biyolojik ve psikolojik düzeyde etkilere sahip olup olamayacağını gösterebilir. Dünya'nın kalp atışları, her ne kadar kendisi hakkında şimdilik açığa çıkarılmamış birçok şey olmasa da şimdiden çok önemli kullanım alanlarına erişmiştir ve hiç şüphesiz gelecekte daha farklı alanlarda da kullanılabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 3
- 3
- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ C. Price. (2016). Elf Electromagnetic Waves From Lightning: The Schumann Resonances. Atmosphere, sf: 116. doi: 10.3390/atmos7090116. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Liu, et al. (2023). Recent Advances And Challenges In Schumann Resonance Observations And Research. Remote Sensing, sf: 3557. doi: 10.3390/rs15143557. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Z. K. Silagadze. (2021). Asteroid Impact, Schumann Resonances And The End Of Dinosaurs. www.sciencedirect.com. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Domingo, et al. (2023). A Machine Learning Hourly Analysis On The Relation The Ionosphere And Schumann Resonance Frequency. www.sciencedirect.com. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. Ortiz, et al. A New Way Of Analyzing The Schumann Resonances: A Statistical Approach. Alındığı Tarih: 6 Nisan 2024. Alındığı Yer: ieee xplore | Arşiv Bağlantısı
- E. Siegel. Schumann Resonances: Amazing Physics, Sham Medicine. (16 Ağustos 2023). Alındığı Tarih: 6 Nisan 2024. Alındığı Yer: Big Think | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/12/2024 06:45:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17284
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.