Zihnimize yansımayan zihnimizden yansıyamaz!
"Özgür İrade"
Özgür irade, özgürlük kavramının kendisinden bağımsız ele alınan bir kavram değil. Özgürlük de birinin dilediğini, dilediği zaman dilediği şekilde yapması da değil. Özgürlük bireyin onu çevreleyen dış evrenin her tür etkisini de hesaba katarak ve maddi evrenin o güne kadar o bireyin zihninde biriktirdiği seçeneklerden birini seçebilme serbetsliğidir, yetisidir.
Tıpkı sabah kahvaltısında yumurtayı haşlama yahut yağda yapma arasında bir tercihte bulunma durumu gibi. Bunun için de o bireyden bağımsız olarak bir yumurta olması ve midenin “açım, yemek gönder” demesi gerekir.
Yoksa özgür irade zihinde veya evde kıyma olmadığı halde kıymalı yumurtada ısrar edebilmek değildir. Edersek ne olur: Aç kalırız
Nitekim yaşamın her alanı için geçerli olmak üzere; Özgür iradenin üstünü kazıdığımızda altından mutlaka bir yarara dönüşme potansiyeli olan sayısız seçenekten birine mecburiyet-mahkumiyet çıkar. Ve bu seçeneklerin ham veya işlenmiş olarak maddi evrenden zihnimize yansımış olma zorunluluğu.
Kötü mü değil. Hele ki toplumsal olan türümüz için ve hele ki bu mecbur olunan seçenek bizim dışımızdakine de yararı dokunacak bir seçenek ise…
Peki o zaman neden herkes aynı mecbur seçeneğe mahkum değil? Tercih dediğimiz şey nedir?
Çünkü geçmişimiz aynı değil, yaşadığımız çevre, genetik yapımız, etkilediklerimiz ve etkilendiklerimiz, aldığımız besin, soluduğumuz hava, aldığımız eğitim, sağlığımız, okuduğumuz kitap, izlediğimiz film, dinlediğimiz müzik ve nicesi tıpa tıp aynı değil.
Zira yukarıdaki kategorilerde benzer geçmişleri ve ortaklıkları olanlar hemen hemen birçok konuda benzeşiyor zaten. “Olumlulukta” da “olumsuzlukta” da…
Ancak kimileri kısa vade üzerinden kimileri uzun vade üzerinden olsa da herkes için tercihin anlamı: Seçenekler arasında şimdi veya gelecekte, doğrudan yahut dolaylı olarak bana hayatta kalmaya, soyumu sürdürmeye ve bunlara hizmet edecek beslenmeden, kitap okumaya kadar, sağlıktan müzik dinlemeye kadar her konuda en yararlı olanı hangisidir.
Zira özgür irade kavramının kendisinde bir uzlaşının olmamasının kanaatimce en önemli nedeni kavramın kendisine yüklediğimiz anlamın kendisindedir.
Şayet özgür iradeyi, bireyin bütün maddi ve vesilesi ile oluşan manevi külliyatından (geçmişinden) bağımsız ve girdisiz çıktı şeklinde aşkın bir olgu olarak ele alırsak; ortada birey diye bir şey kalmayacağı için iarede de, özgürlük de boşa düşer.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ancak maddi olarak bireyi muhafaza ettiğimizde ve bireyin zihninden girdisiz çıktı olamayacağını kabul ettiğimizde, özgür irade içkin bir olgu olarak bireyin maddi ve vesile olduğu manevi varlığının sürdürülebilir olmasının aracına dönüşür. Yani var olan seçenekler arasından tercih.
Özgür iradede (maddi olarak sahibini) aşkınlık metafiziğin, (maddi olarak sahibine) içkinlik ise Diyalektik materyalizmin savunusudur. İlki; düşünceyi maddeden azade edip yaratılışa, ikincisi düşünceyi maddeye tabi kılıp evrime işaret eder.
Sonuç olarak: Bir olayı, olguyu sağlıklı tartışabilmenin ilk adımı söz konusu olay ve olguya yönelik tanımlamadan başlar. Bu konuda ortak bir noktada buluşulmadığında doğal olarak hiçbir sonuçta da ortaklaşma imkanı olmaz.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 14:39:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18971
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.