...ve Resmin Tamamı Üzerine...
“Adalet Satılık mı?”

- Blog Yazısı
Bir resme baktığımızda, neresine zum yaparsak yapalım muhakkak ki o resme dair somut fakat kısmi bir gerçekliğe zum yapmış olur ve resme dair bir kanıya ulaşmış oluruz. Ancak hakikat; sadece ve sadece resmin bütünü üzerinden ulaşılabilen bir somut gerçekliğe denk düşer.
Evrenimizi kuşatan bilgiyi, her tür bilgiyi ve bu bilginin pratik dökümünü adlandıran, anlamlandıran ve geliştirip kullanan özne biz, yani insan olduğu sürece; bilgi içeren her şeyi, insana özgü her şey üzerinden ve karşılıklı etkileşim zorunluluğu ile ele almadığımızda, yani zum yapıp özelleştirip yalıttığımız parça ile yetindiğimizde varacağımız netice eksiklik üzerinden hatalı ve vesilesi ile hakikat ile örtüşmeyen bir netice olur.
Bunu önemli kılan şey, varılan neticenin varılma amacının bir sorunun tespiti üzerinden bir çözüme vesile olma kaygısıdır ve hem yerinde hem de haklı bir kaygıdır.
Çünkü biyolojik varlıklar olarak son kertede bizi var eden ne kimyasal ne fiziksel ne de hepsi birden olan evrensel yasaların hiç biri israfa yatkın değildir. Yani her ne kadar atom altı ölçekte kendilerince bir keyfiyete mazhar oldukları ön görülse de makro ölçekte hiç bir oluşum, ne başlangıç ne de sonuç karineleri itibarı ile laf olsun diye değildir.
Burada neden ve sonuç ilişkisinin iradi olma zorunluluğu yoktur. Rastlantısal da olabilir fakat her oluşu etkileyen ve her oluşun etkilediği muhakkak en az bir ve birden fazla süreç kaçınılmazdır.
Dolayısıyla bu evrene içkin bir çıktı olan türümüz açısından, hangi olguya bakarsak bakalım, türümüze özgü fotoğrafın bütününe ve bu bütünü oluşturan parçaların karşılıklı etkileşimine bakmadan, bilimsel temelde bütünlüklü bir değerlendirme, kanaat, yargı veya ön görüye varma koşulumuz yoktur.
Çünkü biz öncelikli olarak biyolojik varlıklarız ve aynı zamanda hormonların hegemonyasında bir o kadar da psikolojik.
Biz; hayatta kalma ve enerji transferi zorunluluğundan kaynaklı ekonomik ve fakat aynı zamanda bunların organizasyonuna yönelik sosyolojik ve vesilesi ile politik varlıklarız.
Biz; bu temeller üzerine arayışta olan ve bilimi var eden zeki fakat aynı zamanda ötesini de kurgulayan ve soru soran felsefi varlıklarız.
Ve tüm bunların üstüne, ahlaktan hukuka, aşktan ilahiyata değin her tür karmaşık üst yapıyı kuran, uyan, geliştiren, değiştiren varlıklarız.
İşte bu yüzden insana ve yaratısı olana özgü ( Hukuk, bilim, felsefe, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, politika, eğitim, sağlık ve nicesi) hiç bir şeyi, resmin bütününü bilimsel temelde ortaya koymadan alenileştiremeyiz, tahlil edemez ve çözüm üretemeyiz.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ne türümüzü aşkın doğanın diyalektiği ne de bunun üzerine inşa ettiğimiz diyalektik materyalist realite buna cevaz vermez.
Kısıtlar elbette vardır. Zum yapılan olgunun yakıcılığı ve önceliği elbette kabul edilebilir. Zamanın sınırlılığı, hedef kitlenin realitesi ve ( kapsamı çok geniş olan, kaygıdan önceliklere değin) diğer her şey bir yere kadar anlaşılabilir fakat bilimsel temelde ele alınıp işlenen bir olgu, yukarıdaki belki de konjonktürel gerekçelerle bile olsa "Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit" veya " kapıyı aralamak bizden gerisi sizden" veya "Anlayan anlayacaktır" beklentisi ile ele alınmamalıdır veya hiç ele alınmamalıdır.
Hukuk, toplum biliminde devletin varlığı ile kurumsallaşmış bir olgudur.
Devlet; çıkış kökeni itibarı ile ve devam eden şekilde, egemen erkin yönetme ve zor kullanma keyfiyetine sahip olabilmesinin yegane argümanıdır ve sınıflı toplumlara özgüdür.
Dolayısı ile kurumsal hukukun var oluş sebebi, son kertede, bu zor kullanma keyfiyetine sahip erkin, devlet olarak tahkim ettiği yapıyı korumaya ve idame ettirmeye yöneliktir.
Bugün itibarı ile dünya genelinde bu öz, son kertede asla değişmez iken, farklı coğrafyalarda uygulamadaki nüans farkı, medenileşmede aşılan yolun izdüşümü ile sınırlıdır bedeli çok ağır ve peşin ödenen…
Buna en mükemmel örnek İsrail'dir: Kendi içinde muazzam bir demokrasi yanılsaması ve bu yanılsamanın üstüne inşa edilen bir o kadar vahşi bir ilkellik ve hukuk tanımazlık.
Gözünü sevdiğimin gemisi: Güvertesinde sınırsız hareket özgürlüğü var ve fakat dümenin olduğu yere yaklaşmanın hayali bile kurulamaz.
Haydi, o zaman hepimiz bu güvertede ters istikamette ilerleyelim özgürce ve hak temelinde, hukuk güvencesi ile. Son nokta geminin kıçı, sonrası umman. Dileyen bu uçsuz bucaksız ummana atlayabilir…
Bir de Uganda diktatörü vardı, " Benim ülkemde herkes dilediğini söyleyip, dilediğini yapabilir. Fakat sonrasında olacakların garantisini veremem." diyeninden… Daha ne diyeyim, dostça ve sevgiyle…
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Friedrich Engels. (1971). Ailenin Özel Mülkiyetin Ve Devletin Kökeni. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 255.
- Fikret Başkaya. (2005). Seçilmiş Yazılar. Yayınevi: Özgür Üniversite. sf: 182.
- Thomas Marios. (2012). Devletler Bankalar Ve Kriz. Yayınevi: NotaBene Yayınları. sf: 333.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/09/2025 23:39:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21450
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.