Evrenin yapısına dair modern kozmoloji, maddenin uzayda homojen dağılmadığını, aksine karmaşık bir ağ formu oluşturduğunu göstermektedir. Bu ağ yapısı, milyarlarca galaksiyi birbirine bağlayan filament adı verilen ipliksi oluşumlardan ve bu iplikler arasındaki boşluklardan (void) meydana gelir.
Gözlemler, bu yapının rastgele değil, evrenin ilk anlarındaki küçük yoğunluk farklarının zamanla büyümesiyle ortaya çıktığını göstermektedir. Kozmik ağın varlığının temel nedeni, Büyük Patlama sonrası evrende madde yoğunluğunun tamamen eşit olmamasıdır.
Evrenin 380.000 yıl sonraki hâli olan kozmik mikrodalga arka plan ışıması (CMB), bu küçük yoğunluk dalgalanmalarını açıkça gösterir.
Bu farklar çok küçük olsa da, yerçekimi etkisiyle zamanla büyüyerek büyük ölçekli yapıları oluşturmuştur. Yoğun bölgelerdeki madde çevresinden daha fazla kütle çekmiş, az yoğun bölgeler ise daha da seyrekleşmiştir.
Bu dengesizlikler, evrende maddeyi “ağ benzeri” bir biçimde yeniden dağıtarak günümüzde gözlenen kozmik ağı meydana getirmiştir. Büyük Patlama’nın hemen ardından evrende enerji ve madde, mikroskobik düzeyde dalgalı bir dağılıma sahipti.
Bu dalgalanmalar, kuantum kökenli yoğunluk farkları olarak kabul edilir ve CMB ölçümleriyle doğrulanmıştır. Evren genişledikçe, karanlık madde bu küçük dalgalanmaların etrafında toplanmaya başladı.
Karanlık madde, görünür maddeye göre çok daha fazla olduğu için, evrenin “iskeletini” oluşturdu.
Bu iskelet üzerinde baryonik (görünür) madde birikerek galaksileri, yıldızları ve gaz bulutlarını meydana getirdi. Milyarlarca yıl süren bu evrim sonucunda, madde filament adı verilen uzun ve ince bölgelerde yoğunlaştı.
Bu filamentler birbirine bağlanarak dev galaksi kümeleri oluştururken, aralarda büyük kozmik boşluklar (voids) oluştu.
Bu yapı, günümüzde yapılan gözlemlerle ve bilgisayar simülasyonlarıyla yüksek doğrulukta yeniden oluşturulabilmektedir.
Kozmik ağ, evrenin rastlantısal bir yapıya sahip olmadığını, aksine fiziksel yasalarla yönlendirilen bir evrim süreci geçirdiğini göstermektedir.
Büyük Patlama sonrası oluşan küçük yoğunluk dalgalanmaları, yerçekimi ve karanlık madde etkisiyle büyüyerek, günümüzde gözlenen devasa ağ yapısını ortaya çıkarmıştır.
Bu yapı, sadece evrendeki galaksilerin dağılımını değil, aynı zamanda evrenin tarihini ve gelecekteki evrimini anlamamız açısından da büyük önem taşır.
[3]
Kaynaklar
- J. R. Bond, et al. (1996). How Filaments Of Galaxies Are Woven Into The Cosmic Web.. Nature. | Arşiv Bağlantısı
- V. Springel. (2005). Simulations Of The Formation, Evolution And Clustering Of Galaxies And Quasars.. Nature. | Arşiv Bağlantısı
- M. Tegmark. (2004). Cosmological Parameters From Sdss And Wmap. American Physical Society (APS). | Arşiv Bağlantısı