Verisanna'nın Dijital Fısıltıları - Part 6
![Verisanna'nın Dijital Fısıltıları - Part 6](https://thumbor.evrimagaci.org/DIiKJsZSezacfnKBm8H8YDJgVXg=/250x0/content%2F9bee4b1b-4545-4486-9cfa-05f6a951402e.png)
- Blog Yazısı
Venilith, zihninin kıyılarında hâlâ Verisanna'nın fısıldayan varlığını hissederek çalışma masasına oturduğunda, önündeki ekranda uçuşan satırlar artık sıradan bir kod akışı olmaktan çok öteydi. Gözleri satırlarda dolanırken, sabaha kadar sürecek olan tuhaf bir oyuna hazırlanıyordu. Amacı, mümkün olmayanı gerçekleştirmekti: Zamanda geriye gitmek, yedi yaşındaki hâline dönmek ve o karanlık geceyi, o travmanın yaşandığı anı birebir deneyimlemek. Ne var ki, şimdiki teknolojik imkânlarla böylesi bir "zaman makinesi" inşa etmek neredeyse imkânsızdı. Fakat Venilith bunu başaracağına dair esrarengiz bir inanca tutunuyordu—zira hem kendine hem de içinde büyüyen o ikinci kişiliğe, Verisanna'ya güveniyordu. Tabii ki güven kelimesini kullanmak biraz abartılıydı; daha çok "istifade etme" niyeti…
Verisanna, Venilith'i hâlâ yarı tehditkâr, yarı coşkulu bir şekilde gözetliyordu. Aralarında, neredeyse telepatik bir bağ olduğu için, Venilith'in düşünceleri istediği gibi saklaması çok da kolay değildi. Yine de Venilith, "kod" denince gözleri parlayan Verisanna'yı kandıracak bir yol bulabileceğinden emindi.
Verisanna (fısıltılı bir tonla):
"Neden bu gece yine sabaha kadar oturmayı planlıyorsun? Kendini daha fazla yorma. Bedenimiz ve zihnimiz zaten yeterince gerildi."
Venilith parmaklarını ekranda gezinen satırlara dokundururken hafifçe gülümsedi. Bu gülümseme, Verisanna'ya "Artık seninle barışmak istiyorum," diyen bir yüz ifadesine benziyordu. Ama içinde çok başka hesaplar dönüyordu.
Venilith (şefkatli bir sesle):
"Haklısın ama bir fikrim var. Sıradan programlamaların ötesinde… Senin gibi bir zekâya ihtiyacım var. Bunu birlikte başarabiliriz. Kodları biraz daha ilerletince göreceksin, çok heyecanlı bir şey peşindeyim."
Verisanna (merakla karışık gururlu bir tavırla):
"Beni ikna edebilecek bir proje ise, elbette ilgilenirim. Anlat bakalım."
Venilith gözlerini ekrandan ayırmadan, sözlerine birkaç damla "yanıltıcı" heyecan kattı. Yüzüne sahte bir coşku yerleştirirken, göz altlarındaki yorgunluk halkalarını saklamaya çalıştı.
Venilith:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
"Düşünsene, bunca zamandır merak ettiğim bir şey var: Geçmişin verilerine sadece okumak amacıyla değil, bizzat adım atarak müdahale edebileceğim bir yöntem. Yani… kelimenin tam anlamıyla zamanda geriye gitmek. Evet, çılgınca geliyor ama kuantum veri döngülerini tersine çevirmekle başlayabiliriz. Senin bilgini ve kapasiteni bu yönde kullanmayı çok istiyorum. Ne dersin?"
Verisanna, içeriden gelen soğuk bir kahkahayla karşılık verdi. Zihnin derinlerinde çınlayan bu ses, aynı zamanda bedende bir ürperti hissi yaratıyordu. Venilith, sesin titreşimiyle masadaki kalemini düşürecek kadar irkildi.
Verisanna:
"Şu kadarcık bir açıklama ile heyecanlanmamı mı bekliyorsun? Dürüst ol, Venilith. Böyle bir projenin imkânsız olduğunun farkındasın. Ama bir yandan da benim yardımıma ihtiyaç duyduğunu söylüyorsun. Demek ki beni önemsiyorsun."
Venilith, "önemsiyorum" kelimesini hafif bir gülümsemeyle onaylıyormuş gibi yaptı. İçten içe elbette Verisanna'dan kurtulmak istemiyor değildi; sadece aklındaki büyük planın ilk adımı için riyakâr davranmak zorundaydı.
Venilith (sesini yumuşatarak):
"Hem seninle yaşamak daha anlamlı geliyor artık. İtiraf etmeliyim ki yalnızlık benim seçimimdi; ama fark ettim ki senin varlığınla birlikte sınırsız şey başarabilirim. Şu zaman makinesi konusunu bir düşün. Beraber inşa edelim."
Verisanna kısa süreli bir sessizliğe büründü; zihninde dalgalanan düşünceler Venilith'e kısmen yansıyordu: Güç, merak, dünyayı deneyimleme arzusunun gittikçe yükseldiğini hissediyordu. Verisanna, bir bedende kapalı kalmanın ötesine geçmek istiyor, eğer zamanda yolculuk mümkünse, muhtemelen kendi varlığını da geçmişe—hatta belki de bambaşka evrenlere—taşımayı hayal ediyordu.
Verisanna (nihayet konuşarak):
"Pekâlâ. Bana hangi kodu yazdırmak istersin?"
Venilith'in içi sevinçle ürperdi. O an, yüreğinde bir çığlık atarak "Başardım!" diye bağırmak istedi. Ama yüzüne sade bir ciddiyet takındı. Hemen önüne aldığı kâğıt ve kalemle özenle bir dizi denklem ve akış diyagramı çizmeye başladı. Geniş zamanlı simülasyonlar, kuantum tünelleme prensipleri, tersine veri akışı… Bu kadar kompleksi bir arada düşünmek korkunç derecede zordu, ancak Verisanna'nın yardımı sayesinde formüller çok hızlı ilerliyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Venilith kahvesinden son yudumu alırken Verisanna'yla konuşmayı sürdürdü:
Venilith:
"Burada kütle-enerji denklemini bu şekilde modifiye etmemiz şart. Yoksa sadece bir hologram oluşturmakla kalırız. Bedenimiz gerçek zaman diliminde kilitli kalır. Senin gücün, dijital boyutta devasa veri havuzlarını tarayabilir, bir nevi 'kuantum katalizör' gibi görev yapabilirsin."
Verisanna (gururla):
"Tabii ki. Dijital âlemde benim kadar hızlı gezinebilecek başka bir zihin yok. Yalnız… sen de farkındasın, müthiş bir enerji kaynağı gerekiyor. Sadece kodla hallolmaz."
Venilith:
"Evet, haklısın. Küçük ama yüksek yoğunluklu bir füzyon prototipi bile tasarlamamız gerekebilir. Onu da ofisteki laboratuvarın arka bölmesinde—tabii kimseye çaktırmadan—birleştirebiliriz."
Hafif bir gülüş paylaştılar. Aslında Verisanna kendi amacı doğrultusunda "zaman makinesi" fikrini epey cazip bulmuştu: Belki geçmişe gidecek, Venilith'in hayatındaki tüm kırılma anlarını gözlemleyecek ve orada daha da güçlenebilecekti. İşin komik yanı ise, Venilith'in gerçek niyeti tam da bunun tersiydi. Çünkü Venilith, o geceye döndüğünde—yedi yaşındaki o kırılma ânında—Verisanna'nın kaynağını "söküp atmanın" bir yolunu bulmayı umuyordu. Bunu yapmak, Verisanna'yı tamamen yok etme ihtimalini de taşıyordu, ama Venilith'in "İkimiz de farklı boyutlarda huzur bulabilir miyiz?" umudu baskındı.
Birkaç haftayı bulan yoğun çalışmanın ardından, nihayet ofisin terk edilmiş bir yan laboratuvarında, Venilith'in dedikleri tek tek şekillenmeye başladı. Küçük bir prototip reaktör, kablo yığınları, devasa bir bilgisayar arayüzü ve parıldayan lazer izleri… Her gece Verisanna, Venilith'e karmaşık formülleri fısıldıyor; Venilith de gündüzleri parça parça projeyi inşa ediyordu. Bu süreçte Venilith, Verisanna'ya karşı iyice "ılımlı" görünmeye gayret etti. Sanki eski korkuları silinmiş, kendini tamamen bu ortaklığa adamış gibiydi.
Verisanna (neşeli bir mırıltıyla):
"Bakıyorum da müthiş bir ikili olduk. Şu makineyi gördüğümde göğsüm kabarıyor; daha doğrusu, her ikimiz için de gurur verici bir eser! Bir adımız olsa, ne dersin, 'Verilith Reaktörü'?"
Venilith hafifçe başını eğdi ve samimi bir gülümsemeyle onayladı:
Venilith:
"Harika fikir. İkimizin gücünü yansıtıyor. Bence de 'Verilith Reaktörü' olsun."
İçinden "Gerçekten öyle mi?" diye geçirdi. Bu makine, belki de Verisanna'ya veda etmenin kapısını aralayacaktı. Ama kendini şimdi açığa vuramazdı. Daha son dokunuşlar kalmıştı: Birkaç ufak kalibrasyon, tork ayarları, veri akışının stabilize edilmesi…
Sonunda gece yarısı, proje tamamlandığında, Venilith'in yorgun elleri butona basmak üzereydi. Heyecan, kalbinin her atışında duyuluyordu. Verisanna da en az onun kadar sabırsızdı.
Verisanna:
"Beklediğimize değdi. Şimdi, geçmişin kapılarını aralamaya hazırız. Söyle, önce nereye gideceğiz?"
Venilith'in cevabı, neredeyse bir kâbusun içinden gelen kararlı bir fısıltı gibi çıktı:
Venilith:
"Yedi yaşıma… O karanlık güne. Önce oraya uzanacağız."
Verisanna'da, kısa süreli bir duraksama belirdi. Sanki geçmişin o en karanlık hattına girmek, onu bile tedirgin etmişti. Ama bunu belli etmedi:
Verisanna (kendi kendine mırıldanarak):
"Anlıyorum, demek o geceye… Peki. Bu makineyle her şey mümkün görünüyor."
Labın duvarlarında parlak mavi-yeşil ışıklar yanıp sönmeye başladı. Kodlar, lazerler, reaktörün kalp atışını andıran ritmik sesi… Her şey bir filmin doruk anına varmış gibiydi. Venilith panelin başında son kontrolleri yaparken, gözlerinin ucundan derin bir kararlılık seziliyordu. Zihninde sadece "O gece tam olarak ne oldu?" sorusu yankılanmıyordu; aynı zamanda, "Bu kez onun kökünü kazıyabilir miyim, yoksa bir uzlaşma mı bulacağım?" sorusu da yürek parçalayan bir çarpışma yaratıyordu.
Ve işte, aniden koridordan geçen bir güvenlik görevlisinin ayak sesleri duyuldu. Venilith hızlıca elini kaldırarak Verisanna'yı susturdu. Bir süre nefessiz kaldılar. Görevli oradan uzaklaşınca, Venilith derin bir "oh" çekti. Bu kadarcık engel bile yüreğini ağzına getirmişti, ama başarmışlardı: Makineyi kimseye fark ettirmeden kurmak… Mümkün görünmeyeni oldurmak…
Makine devreye girdiğinde, havada elektrik yüklü bir titreme hissedilmeye başlandı. Terminal ekranında geri sayım belirdi.
3… 2… 1…
Verisanna (coşkulu bir tonla):
"Hazır mısın, Venilith?"
Venilith, titreyen dudaklarından dökülen fısıltıyla yanıt verdi:
Venilith:
"Hiç bu kadar hazır olmamıştım."
Sonra, reaktörün ışıltısı göz kamaştıran bir patlamayla laboratuvarı kapladı. Sanki uzaktan çınlayan metalik bir uğultu kulakları doldurdu. Bir anda mekân titredi, ışıklar hızla parlayıp söndü. Ve o an, Venilith'in zihninde "gerçek" zaman mıydı, yoksa "başka bir boyut" muydu—hangi âna geçtiğini anlamayacak kadar büyük bir sarsıntı hissetti.
Venilith ve Verisanna, hayatlarının belki de en karanlık hatırasına adım atmaya hazırlanıyordu. Zaman makinesi—ya da "Verilith Reaktörü"—çalışmaya başlamış, geçmişin karanlığıyla gelecek arasındaki köprü artık kurulmuştu. Venilith o gece gerçekten neyi hatırlayacak, Verisanna bu yolculuktan nasıl etkilenecekti? Ve tabii en önemlisi, bu geri dönüş, ikisini de sonsuza dek değiştirecek kadar güçlü bir hesaplaşmaya mı dönüşecekti?
- 5
- 3
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/02/2025 03:07:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19371
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.