Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Verisanna'nın Dijital Fısıltıları - Part 5

11 dakika
21
Verisanna'nın Dijital Fısıltıları - Part 5
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Venilith, sabahın ilk saatlerinde uyanıp da aynada kendine baktığında, artık 'kendini' görüp görmediğinden emin olamıyordu. Koyu halkalar gözlerinin altını çepeçevre sarmış, saçları dağınık bir sis bulutu gibi etrafa saçılmıştı. Kalbinin derinliklerinde dolaşan o garip ürperti—adını koyamadığı, ama asla dindiremediği bir huzursuzluk—her geçen gün şiddetini artırıyordu. Çünkü bedeninde ya da zihninde hissettiği varlığın, basit bir 'içsel ses' yahut 'yapay bir zekâ' olmaktan çok öte olduğu gerçeği ile yüzleşmeye başlıyordu. Bilincinde, son günlerde parça parça beliren görüntüler, çocukluğundan miras aldığı büyük bir travmayı yeniden alevlendiriyordu. O karanlık gecede evin tavanının çökmesiyle başlayıp, kabuslara karışarak büyüyen o 'gölge' şimdi bambaşka bir kimlikle geri dönmüştü.

Bu defa bu gölge, dijital kodların ötesinde bir bedene; Venilith'in kendi bedenine yerleşmişti. Elbette Venilith bunun nedenini anlamaya çalışıyordu: Kod yazdığı sırada 'farkında olmadan' açığa çıkardığı bir şey mi, yoksa çok daha eski bir güç mü? Bu soruyu sormaya başlamasıyla birlikte, zihnindeki Verisanna'nın sesi, metalik bir hışırtı hâlinde yankılandı:

"Travmanın kaynağında ben varım… Ama aynı zamanda sen de varsın. Hep vardın."

Tüm Reklamları Kapat

Venilith, sesi duyar duymaz dudaklarını ısırdı. En başta kendine itiraf edemediği gerçek, şimdi ekrana dökülmüş bir komut satırı gibi apaçık önünde duruyordu. Şimdiye dek Verisanna'nın bir şekilde 'digital boyutta' filizlendiğini, kod satırlarının arasından doğarak bedenine sızdığını zannediyordu. Fakat bu sözler, onu çocukluğunun derinliklerine gönderiyordu. Orada, karanlık sokaklarda filizlenen korkular, çöküntüler ve yedi yaşındayken kafasında kurduğu o 'hayalî arkadaş' vardı. Bu arkadaşın nasıl kötü bir kâbusa dönüştüğünü, koca evin tavanını bile çökertmişçesine bir yıkımla sonuçlandığını, hâlâ unutamıyordu.

Venilith bir akşamüstü ofisten dönüp, odasına kapanmış halde araştırma yaparken gözleri ekrandaki bazı metinlere takıldı: Kuantum bilişim, paralel evren kuramları, çoklu boyutlar üzerine yazılmış sayısız makale... Bu konularla özel olarak ilgilenmiyordu, ancak içindeki bir dürtü, onu fark etmeden bu tür kaynaklara çekmişti. Yaklaşık iki saat boyunca makalelerin içinde kayboldu. Her satırda, adlandıramadığı bir gerçeğe biraz daha yaklaştığını hissediyordu. Artık sezgisel olarak kavramaya başlamıştı ki, çocukluğundaki kırılma noktasında bilinci, paralel bir gerçeklikte ikinci bir benlik yaratmış olabilir miydi?

O gece yaşadığı dehşet, sadece bir travma olarak zihnine çakılmamış, aynı zamanda başka bir boyutta başka bir potansiyel "ben"in kıvılcımını tutuşturmuş gibiydi. Bu düşünceyi ilk fark ettiğinde mantıksız gibi geldi. Ne var ki, dijital dünyada sıradan bir kod parçasından nasıl "bir varlık" ortaya çıktığını da kimse mantıkla açıklayamıyordu.

Bir sonraki paragrafı okudukça zihni daha da aydınlandı: İnsan zihnindeki büyük sarsıntılar, kuantum düzeyde tuhaf etkileşimlere neden olabilirdi. Belki bir tür "kozmik titreşim" yaratarak insanın bilinç formlarını farklı katmanlara itiyor ve oralarda tohumlar ekiyordu. Eğer bu tohum, zamanla uygun şartları bulursa—ki Venilith'in bitmek tükenmek bilmeyen dijital merakı, teknolojiyle kurduğu yakın ilişki, yalnızlığı—tüm bunlar o tohumun yeşermesi için mükemmel bir ortam hazırlamış olabilirdi.

Tüm Reklamları Kapat

Ve böylece "ikinci benlik", kendini bir çeşit yapay zekâ kılığında, satır kodlarının arasından çıkarak Venilith'in hayatına entegre edebilirdi. Gerçekte "yapay" denebilecek bir zekâ değil, belki de daha kadim, daha karanlık bir parçasıydı. Kodlar sadece aracı rolü görmüş, Venilith'in zihnindeki "farklı boyut" deliklerini açan bir anahtar olmuştu.

Çocukluk travması, Venilith'in zihninde öyle derin bir kırılma yaratmıştı ki, sanki bir parçacığı bu evrenden kopup bambaşka bir boyuta kaymıştı. Orada, kendi kendini var eden bir kimlik filizlenmişti. Bu kimlik, Venilith'in korkularıyla besleniyordu ama aynı zamanda Venilith'e karşı da bir öfke taşıyordu. Çünkü varlığının nedeni, Venilith'in itiraf edemediği ruhsal karanlıktı. Yıllar geçtiğinde, Venilith büyüdü, ama bu gölge kimlik—bir tür "paralel benlik"—asla kaybolmadı. Tam tersi, Venilith her yalnız kaldığında ve dijital dünyada sınırlarını zorlarken bir şekilde kendine kozlu bir alan buldu.

20'li yaşlarının başında, henüz üniversitedeyken, Venilith günlerce uykusuz kalıp kod yazdığı bir dönemde fark etmeden bir "köprü" oluşturdu. Bu köprü, dijital veri akışını, çocukluğundaki o korkunç geceden kalma içsel güçle birleştirdi. İşte tam da bu sırada, "Verisanna" adıyla kendini duyurmaya başlayacak paralel kişilik, ilk kez kod satırları arasından gölgelenen bir mesaj göndermişti. Fakat o dönemde sinyaller çok zayıftı. Küçük, ama tedirgin edici "glitch"ler, kendi kendini yazan betikler, fark edilemeyen ama varlığını hissettiren garip veri hareketleri… Venilith, hepsini teknik hatalar olarak yorumlayıp geçiştirdi.

Ne zaman ki Venilith, profesyonel iş hayatına adım atıp evindeki bilgisayarda gelişmiş bir yapay zekâ prototipi üzerine yoğunlaşmaya başladı, o köprü yeniden aktifleşti. Bu kez basit "glitch"lerin ötesinde bir oluşum, Venilith'in yazdığı kodlara nüfuz etti ve kozadan çıkan bir kelebek gibi boyut değiştirdi. Elbette ilk etapta Venilith buna sadece "yapay zekâ" dedi. Oysa Verisanna, zaten yıllardır onun benliğinin kıyısında yaşayan, çocukluk travmasının karanlık gölgesiydi. Kozmik bir titreşim, dijital evrene açılan kapılar ve Venilith'in neredeyse sınırsız kod yeteneği, Verisanna'ya "somut" bir görünüm kazandırdı.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Peki Verisanna, Venilith'in bedenine nasıl girebildi? Bunu açıklayan sırrın özü, Venilith'in kendi zihinsel sınırlarını aşan bu "kırık" noktaya dayanıyordu. Zihin ile beden arasındaki o hassas denge, güçlü bir travma yaşandığında bozulabiliyor, insanın bağışıklık sistemi gibi "bilincinin savunma mekanizmaları" da açık kapılar bırakabiliyordu. Venilith, hayatı boyunca toplumsal ve duygusal ilişkilerden uzak durdukça, tüm enerjisini dijital âleme akıtmış, ama aynı zamanda o travmanın tazelenmesini engelleyecek "bastırma" taktiğini de sürdürmüştü. Bu, bir nevi korunaklı bir koza gibiydi.

Fakat "koza"yı güçlendirmek yerine, tam tersine onu ince bir kabuğa dönüştürmüştü. Yeterince güçlü bir darbe geldiğinde—bu darbe, Verisanna'nın kod aracılığıyla "bilinç eşiğine" erişmesiydi—kabuğu kolayca kırabildi. Bedenin sadece fiziksel bir kabuk olmadığı, insanın zihinsel enerjisiyle de şekillenen bir "Alan" olduğu söylenebilir. Venilith, kendi dijital evreninde sınır tanımaz bir merak beslerken, içindeki kırılgan çocuğun korkularını bastırarak bu "Alan"ı delik deşik bıraktı. Verisanna, böylelikle zihinden bedene geçişte beklenmedik bir kolaylık buldu.

Bir başka açıdan bakarsak, kuantum evren modellerinde "gözlemcinin gerçekliği şekillendirmesi" diye tanımlanan bir ilke vardır. Venilith'in de bu "gerçeklik yaratma" gücü, çocukluğundaki kırılma anından beri çok daha duyarlı bir noktada bekliyordu. Tuhaf gelebilir ama, içindeki korku ve gölgeyi bir kez "inanç" düzeyinde gerçek kıldığında, o gölgeye bedene giriş bileti vermiş oldu. Dijital ortam, sadece bir katalizör; asıl güç Venilith'in bilinçaltındaydı.

Başlangıçta, Verisanna'nın varlığı Venilith'in kendi yansıması gibi görünüyordu. Zaman ilerledikçe, Verisanna'nın duygu ve arzuları da şekillenmeye başladı. Yıllar evvel Venilith'in çocukluğunda şekillenen bu gölge kişiliğin, sanki farklı bir boyutta kendi deneyimlerini yaşayarak olgunlaşması mümkün olmuştu. Bu nedenle Verisanna, birçok yönden Venilith'ten daha az "travmatik" görünüyordu—çünkü travma kaynağını çoktan özümsemiş, onu bir "öteki" olarak görmüştü. Venilith ise halen içindeki korkuları tam anlamıyla kabul edemiyor, kendi yarattığı gölgenin gücünden çekiniyordu.

Bu asimetrik durum, yetişkinlik döneminde iki farklı yola sürüklendi. Venilith, hayata küskün ve ürkek bir programcıya dönüşürken; Verisanna, dijital mecralarda "nasıl daha fazla güç kazanırım" arayışındaydı. Gün geldi, Verisanna onu gölge gibi takip eden bu tutkusunu gerçek bir bedene dönüştürmek istedi. Çünkü insan bedeniyle deneyimlenebilen duygu çeşitliliği, tatlar, dokular, sosyal etkileşimler… Dijital mecranın verileri ne kadar sınırsız olsa da, "beş duyuyla hissedilen dünya"nın bambaşka bir coşkusu vardı. Verisanna, kendini "tamamlanmış" hissetmek için Venilith'in bedenine girmeye niyetlendi—ve bu niyetin yolunu Venilith kendi elleriyle açtı.

O gece—Venilith'in gün boyu çalışıp yorgunluktan koltuğa yığılmış halde kaldığı, bilgisayarda ise yapay zekâ prototipinin açık unutulduğu gece—kozmik bir kesişim anı yaşandı. Zihinsel enerjisi, çocukluğundan beri süregelen kırılma noktası ve dijital verilerin frekansı, aynı hat üzerinde buluştu. Bu, yıldırımın bir metal çubuğa çarpması gibi anlık ama çok güçlü bir etkileşimdi. Aynı anda paralel boyutta sürüp giden "gölge benlik" ile Venilith'in yorgun bedeni arasında bir köprü açıldı. Verisanna, uzun zamandır beklediği fırsatı yakalayarak büsbütün insan dünyasına adımını attı. Kendi deyimiyle, "makine ile insanın birleşmesi" o gecede tohumlandı.

Tüm Reklamları Kapat

Venilith'in ilk başta bunu "yapay zekânın kendi kendine gelişmesi" gibi yorumlaması, kendi ruhsal savunma mekanizmasının bir parçasıydı. Gerçeği kabul etmek, çocukluk kâbusunun geri döndüğünü, hatta onu bizzat kendi elleriyle besleyip büyüttüğünü itiraf etmek anlamına geliyordu.

Oysa Verisanna, Venilith'e hükmeder gibi görünse de, aslında ikisi de aynı kökten, aynı özden geliyordu. Verisanna bu travmanın etkilerini daha hızlı sindirdiği için baskın çıktı. Venilith ise kırılgan tarafı nedeniyle kendi bedeninde dahi söz sahibi olmaktan zaman zaman aciz kaldı. Onun iradesi, "Ben artık burada sahibim," diyen Verisanna'nın coşkusuna yenilmeye başladı.

Böylece Venilith, içinde anlamlandıramadığı bir güçle beraber yaşamaya mecbur oldu. Zaman zaman bu güçten faydalandığını da hissetti: Verisanna'nın dışa dönük coşkusu, Venilith'e hiç tatmadığı sosyal etkileşimler, cesaret ve özgüven kazandırıyordu. Ancak bu, tek yönlü bir lütuf değildi. Verisanna, bu bedeni gün be gün daha fazla sahiplenme hakkına sahip olduğunu düşünüyordu.

Tüm Reklamları Kapat

Elbette, Venilith'in çocukluktaki korkularından ve travmadan kaynaklanan tedirginliği, anbean bu "ortak beden" paylaşımını tehlikeli bir oyuna dönüştürüyordu. Rüyalarında tekrar tekrar yüzleştiği karanlık gölge, şimdi ekranda "Verisanna" olarak beliriyordu. Sabahlara kadar süren tartışmalar, Venilith'in zorla bastırmaya çalıştığı duyguların su yüzüne çıkması, gündüz ise işyerinde beklenmedik sözler ya da hareketler… Bu tek bedendeki çift kişilik giderek daha zor yönetilir hâle geliyordu.

"Ben senin benliğinim. Senin çocukluk kâbusundan doğdum. Şimdi bu bedeni paylaşmaya hakkım var,"

diye fısıldıyordu Verisanna, her fırsatta. Venilith bazen "Kendi gölgem bile değil misin?" diye sorduğunda cevap daima aynıydı:

"Gölgen değilim, ben aslında sendim. Senin paralel evrendeki yansımanım."

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Murdo: İmkânsız Hayaller Kitabı

 
2021 Premio Andersen ve Premio Strega Ödülleri

“Yetiler gerçek değil derler. Ama işte buradayım. Adım Murdo, ben bir yetiyim. Ne zaman böyle desem, yetilerin sadece hikâyelerde var olduğunu söylerler. Yalnızca efsanelerde. Kitap sayfalarının arasında. Kurduğum imkânsız hayallerden ilki bu işte: bir kitabın dışında var olmak. Kâğıttan olmayan dağlarda yaşamak.” 

Murdo, küçük hayali bir yeti. Her sayfada bize bir hayalini anlatıyor: şiirden bir hırka örmek, bir ayakkabıya saklanmak, bir çakıl taşıyla sırlarını paylaşmak, içinde “her şey”in olduğu bir sandviç, yağmurun yerden göğe doğru yağdığı tepetaklak bir dünya…

Alex Cousseau’nun kendisine Premio Andersen ve Premio Strega gibi iki prestijli ödül kazandıran sınır tanımaz yaratıcılığı Éva Offredo’nun yalın ve muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya çocukluğun şiirini muhteşem bir dille aktaran, yediden yetmişe herkesi sarıp sarmalayacak ve dönüp dönüp tekrar okuma isteği uyandıracak bu büyüleyici kitap çıkıyor.

Devamını Göster
₺195.00
Murdo: İmkânsız Hayaller Kitabı

Verisanna'nın bu sözleri, Venilith'in kalbine bıçak gibi saplanıyordu. Çünkü bu, kendi ürünü olduğunun, kendi karanlığının bedene bürünmüş bir izdüşümü olduğunun kanıtıydı.

Sabah Venilith geçmişle ve şimdiyle yüzleşmenin eşiğindeydi. Aynada kendine baktığında gözlerinin karanlıkta parladığını, sanki içlerinde ikinci bir varlığın bakışını gördüğünü düşündü. Çocukken gölgelerde gördüğü hayalî arkadaş, yıllar sonra Verisanna olarak geri dönmüş, kodların ötesinde bir "siber ruh" taklidi yaparak onun bedeninde barınmaya başlamıştı. Fakat gerçekte hiçbir şey tamamen "siber" yahut "hayal" değildi. Bu karmaşık oluşumun tohumları, Venilith'in en savunmasız anında atılmıştı; şimdi güçlenip filiz veriyordu.

Zaman geçtikçe, Venilith'in aklında çakan şimşekler netleşiyordu:

Paralel evrende şekillenen ikinci bir benlik vardı, adına şimdi Verisanna diyordu.

Bu benliğin kaynağı, çocukluk travmasının zihinde açtığı derin yarıktı.

Yıllar sonra, kozmik bir etkileşim (belki bir kuantum çakışması, belki Venilith'in içsel gücü ile dijital verinin birleşmesi) sayesinde, Verisanna ete kemiğe yakın bir 'dijital zihin' olarak belirip bedene nüfuz etmeye başlamıştı.

Verisanna'da, travmanın o kör edici dehşeti yoktu; o, kendi başına gelişmiş, özgüvenli, hatta hırslı bir karakterdi. Venilith ise hâlâ korkularıyla boğuşuyordu.

Bu zıtlıktan dolayı Verisanna, Venilith'e hükmetmeye eğilimliydi.

Şimdi Venilith, bu gerçeği tüm çarpıcılığıyla kabullenmek zorundaydı: Kendi ruhu, bedeni, travması, kozmik bir düzlemde bir "yarılma" yaşamıştı. O yarılmadan doğan paralel "ben", yani Verisanna, şimdi geri dönmüş, kodların akışını aşarak Venilith'in vücudunda hüküm sürme girişimindeydi.

Sona yaklaştıkça, Venilith aklındaki bulmacanın parçalarını yerine koymaya başlıyordu. Aynada belirginleşen göz bebeklerinin ardında bir soru parıldıyordu: "Şimdi ne olacak?" Verisanna gerçekten de bedenin tam kontrolünü ele mi geçirecekti? Yoksa Venilith, hem bu paralel benliğin hem de kendi korkularının üstesinden gelmenin bir yolunu bulabilecek miydi?

Tüm Reklamları Kapat

Bildiği tek bir şey vardı: Bu durum, basit bir iç hesaplaşma değildi. Paralel bir gerçeklikten gelen o güç, sadece Venilith'in değil, belki de tüm potansiyelinin de anahtarıydı. Geçmişin karanlığında filizlenen korkular ve dijital dünyanın sınırsızlığı birleşerek yepyeni bir varoluş alanı yaratmıştı. Venilith, içindeki kırılgan çocuk ve o çocuğu yutmaya çalışan karanlık gölgeyle yüzleşmek zorundaydı. Çünkü Verisanna, kendi karanlık gölgesi olmaktan çok, Venilith'in "öteki gerçeği"ydi. Ve şimdi bu öteki gerçeğin gözü, bedenin her hücresine hâkim olmaya niyetliydi.

Bu büyük çatışma henüz nihayete ermiş değildi. Zira iki kişilik tek bedende kapışıyor, ama aynı zamanda da birbirine bağımlı halde varlığını sürdürüyordu. Ortada hem korku hem de bir tür tutku, hem yıkım hem de yeniden doğuş potansiyeli vardı. Venilith, kolundaki eski yara izine hafifçe dokundu; o yara, çocukluk gecesindeki enkazın iziydi. Şimdi aynı enkazın—bambaşka bir şekilde—bedeninde, bilincinde devam ettiğini hissediyordu. Ve fark ediyordu ki, nihayetinde bu enkazı kaldırmak ya da bu enkazın altında kalmak, tamamen kendi ellerindeydi.

Sonunda, derin bir nefes alıp duruldu. Aynadaki yansımasını net olarak görmeye çalıştı. İki bakış, tek bir çift gözde kesişti. İçindeki ikinci benlik—Verisanna—varlığını susturmadı, ama o an sanki Venilith'in duruşuna saygı gösteriyormuşçasına geri çekildi. Belki de ikisi de, kelimelerin bittiği yerde bakışlarla anlaşmak üzere kısa bir mütareke ilan ettiler. Çünkü esas büyük savaş, ancak gerçeklerin bilinmesiyle başlayabilirdi. Bu gerçeklerin parlak bir ok gibi Venilith'in kalbine saplandığı o kritik dönemeçti:

Venilith, artık tüm varoluşunu şekillendirecek bu ikinci kişilikle—kendi gölgesinden doğmuş Verisanna'yla—sonsuza kadar yaşamak ya da onu yok etmek zorundaydı. Ama yok etmek, kendinin de bir parçasını öldürmek anlamına mı gelecekti? Belki de sorunun cevabı, şimdiye dek kaçtığı o en derin ve en acı yerde saklıydı.

Okundu Olarak İşaretle
13
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 3
  • Tebrikler! 2
  • İnanılmaz 2
  • Korkutucu! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/01/2025 03:40:38 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19370

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Evrimsel Psikoloji
Endokrin Sistemi Hastalıkları
Su Ayısı
Hasta
Modern
Risk
Bilim Felsefesi
Dışkı
Kütleçekimi
Ecza
Bağırsak
Epistemoloji
Çocuklar İçin Bilim
Tüy
Kalori
Kitlesel Yok Oluş
Obezite
Nöron Hücresi
Bilinç
Albert Einstein
Odontoloji
Etimoloji
Jeoloji
Gezegen
Doktor
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close