SOVYETLER BİRLİĞİ NEDEN DAĞILDI ? SOĞUK SAVAŞI NEDEN KAYBETTİ?
Bu İdeolojinin Zayıf Olduğunu Mu Gösterir? Komünizmi Bundan Sorumlu Tutmak Ne Kadar Mantıklı?
GİRİŞ
Ne zaman liberal görüşlü arkadaşlarla siyaset tarihi konuşacak olsam, ki bu tahmin ettiğinizden çok daha sık oluyor, her daim aynı safsataları duyarım. “madem komünizm çok iyi bir ideoloji, o zaman neden Sovyetler Soğuk savaşı kaybetti, neden dağıldı?” gibi küçümseyici sorulara ve Komünizmin saçmalık olduğunu söyleyen bir takım gerçeklikten uzak iddiaların olduklarını işitiyorum. Ancak bu iddialar yüzeysel bir tarih okumasına dayanıyor. Tarih biliminin derinliklerine indiğimizde, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün temelinde yalnızca ideolojik faktörler değil, karmaşık siyasi, ekonomik, jeopolitik ve kültürel sebeplerin yattığını görüyoruz.
Şunu sakın aklınızdan çıkartmayın, eğer büyük bir iddianın küçük bir kanıtı var ise o iddia çok büyük ihtimalle baştan savma demektir. Sovyet çöküşünü yalnızca komünizme bağlamak, hem tarihsel bağlamı görmezden gelmek hem de Soğuk Savaş’ın dinamiklerini yanlış yorumlamak anlamına geliyor. Bu yazıda, liberal propagandanın öne sürdüğü bu tür iddiaları ele alarak, Sovyetler’in başarısızlıklarının neden daha derin ve karmaşık olduğunu göstereceğiz.
Sovyetlerin yıkılmasının ve Soğuk Savaşı kaybetmesinin 3 ana sebebi var:
1. SEBEP:
Sovyetler, Batı Bloğunun Aksine Arkadaşlarıyla İyi Geçinemiyordu
Sovyetler Birliği, ideolojik olarak sosyalist müttefikleriyle aynı hedefleri paylaşsa da, bu ülkelerle ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşamıştır. Savaş zamanları dışında, dostluk ilişkileri her zaman pamuk ipliğine bağlı kalmıştır. Bunun aksine çok da iyi geçinemeseler bile Batı Bloğu ülkeleri abileri olan Amerika’nın sözünden hiç çıkmamış ve organize hareket edebilmişlerdir.
Mesela, 1956 yılında Macaristan’da bir grup öğrenci, yönetime karşı gösteri düzenlemek istedi. Ardından küçük bir grup iken halk desteğini aldı ve büyük bir isyana dönüştü. Macar hükümetinin etkisiz kalması sebebiyle Sovyetler askeri operasyon düzenledi. Sovyetlerin ülkeden çekilmesinden sonra başbakan Varşova Paktından çekildiğini açıklayıp NATO’dan yardım talep etmesi üzerine 2. Kez Sovyetler askeri operasyon düzenledi. Olayda CIA’in parmağı olduğu sonradan anlaşılsa da yüzlerce insan hayatını kaybetti. 1968 yılında Çekoslovakya liberalleşmek ve Sovyetlerden bağımsız piyasa ekonomisine geçmeye karar verir. Bunun üzerine Sovyetler Çekoslovakya’ya askeri operasyon düzenler ve “Prag Baharı” sonunu getirir.
Bu olaylar üzerine Arnavutluk ve Romanya Varşova Paktından ayrılırlar. İlerleyen yıllarda Arnavutluk ve Romanya ile ilişkiler ticaretten öteye geçemeyecekti. Yugoslavya en başından beri Sovyetlere mesafeli idi, pakta asla katılmadığı gibi yeri gelince savaş noktasına kadar da gelmiştir. Stalin ölümü sonrası Kuruşçev ile Mao yönetimsel olarak birbirleriyle anlaşmazlığa ve ülke arası gerimlere sebep olmuştur. Hatta ve hatta 1969’da Ussuri Nehri üzerinde silahlı çatışmalar dahi yaşanmıştır. Brejnev başa gelince, Amerika ile silahsızlanma anlaşması ile Küba arasındaki ilişkileri bozmuştur. Çünkü Küba’nın işgal ihtimaline karşı sürekli Sovyetlerden silah istiyordu ki bu anlaşma ile artık yalnız kalmıştı ve ilişkileri bozulmuştu. Ardından Vietnam’ın komünist Kamboçya’yı işgal etmesi üzerine Çin ile Vietnam arasında sınır çatışmaları yaşanmıştır.
Bunların aksine Batı Bloğu ülkeleri abileri olan Amerika’nın sözünden dışarı çıkamıyordu. Bunun aslında çok önemli sebepleri vardı. İlki Amerika’nın ekonomik olarak çok üstün olması var. Çünkü Amerika her daim dünya savaşlarından uzak durmuş, savaşı kendi topraklarından uzak tutarak ekonomik olarak sarsılmalar yaşamadı. Dünya savaşları sonrası dünyanın en zengin ülkesi idi. Bu zenginlik yetenekli insanları da kendisine de çekiyordu. Yani Avrupa’da yetenekli bilim insanları Amerika’ya gitmesine ve Amerika’yı bilimin öncü olmasını sağlıyordu. Soğuk savaş boyunca Avrupa teknoloji ve ekonomik olarak sürekli olarak Amerika’nın eline bakıyordu.
Fakir ülkelerde de durum farklıydı. Soğuk Savaş boyunca Güney Amerika, Afrika ve Ortadoğu da sürekli darbe ve CIA yoluyla fakir ülkeleri kendine bağlıyordu. Baştaki ya da yetkisi olan kişilerin cebine para doldurup kendi çıkarlarına uygun düzenlemeler her daim getirmiştir. Yönetim ve kadrolar Amerikan taraftarı kişiler olunca da, kendi şirketleri ucuza hammadde ve pazara erişmiş oluyordu. Çok kısa bir bilgi de vereyim “muz cumhuriyeti” lafı da buradan gelmektedir. Orta ve Güney Amerika kıtasındaki, yolsuzlukların fazla ve denetlerin olmadığı devletler için kullanılırdı bu tabir. Hem muz ihracatçısı hem yönetimde “beceriksiz” olduklarından dilimize bu deyim yerleşmiştir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
2.SEBEP
Amerika ve Batı Bloğu Devasa Sektörler Oluşturuyordu
Bazı tarihi olayları kabullenmek gerekir. Komünist ülkelerin hepsi fakirlikten illallah edipte devrim yapmıştır. Yani fakir ve geri kalmış ülkeler devrimi gerçekleştirmiştir. Haliyle uluslar arası alanda çok da söz hakkı olmayan ve ekonomik olarak dışa bağlı ülkeler haliyle zengin ülkelerle rekabet etmeye zorunlu hale geliyor. Çünkü zengin kapitalist ülkeler komünist ülkeleri direkt dışlıyordu ve yalnız bırakıyorlardı.
Sayısal verilerden bahsetmek gerekirse, Batı Bloğu ve Amerika Soğuk Savaş döneminde ekonomik büyüklüğü her zaman Doğu Bloğundan çok daha büyüktü. 1950'lerden itibaren Batı Bloğu, özellikle ABD, Batı Avrupa ve Japonya gibi ülkelerle küresel ekonomik üretimin büyük bir kısmını domine ediyordu. Genel olarak, Batı Bloğu dünya GDP'sinin yaklaşık %60-65'ine sahipti, Doğu Bloğu ise %15-20 arasında bir paya sahipti. Geri kalan pay, tarafsız ülkeler veya gelişmekte olan bölgeler arasındaydı. Yani para kontrolü olarak zaten avantajlı konumda olan taraf Batı Bloğu oluyordu. Bu sebeple Sovyetler ve Doğu Bloğu her daim fakir kalmıştır.
Konu hakkında yapmam gereken bir diğer açıklama ise, CIA ile sürekli darbe yapılarak fakir ülkelerin kaynaklarına tabiri caizse çökmüştür. Darbe ile başa geçen fakir ülkelerin liderleri her daim, Batılı şirketlere torpil ile ucuza hammadde sağlamıştır. Büyük ülkelerin pazarı haline gelmiştir, yani modern sömürü ile sürekli kitlesel kaynağı hep kendileri yönetmiştir. Bir diğer mesele ise teknolojik anlamda sürekli Batı Bloğunda bilgi alışverişi oluyordu. Sovyetler ve Doğu Bloğu ülkeleri geri kalmış ülkelerden oluşuyordu. Yani devrim yapılmadan önce teknoloji devi değillerdi. Batı Bloğundan bağımsız şekilde kendi teknolojilerini geliştirmeye çalıştılar. Haliyle geri kaldılar. Bunun dışında Sovyetler genelde üretimini ağır sanayiye olmak üzere yapıyordu. Yani bizim hayatımızı çok da etkilemeyen sektörler. Haliyle Sovyetler Birliği, ülkecek zenginleşseler bile normal vatandaşlar bunu tam net bir şekilde hissetmiyordu.
Örneklerle açıklamak gerekir bunu. En büyük farklar bilgisayar, otomotiv ve ilaç sektöründe görülüyor. Sovyet planlı ekonomisi, ağır sanayi ve askeri üretime öncelik verirken, tüketici odaklı sektörleri ihmal etti. Örneğin, ABD 1960'larda IBM 360 gibi bilgisayar sistemleriyle global pazarın %70'ini kontrol ederken, Sovyetler yalnızca birkaç bin bilgisayar üretebiliyordu. ABD’nin teknoloji geliştirme alanındaki serbest piyasa avantajı ve üniversite-sanayi işbirliği, bu farkı genişletti. Otomotiv sektöründe de ABD, 1970'lerde yılda yaklaşık 10 milyon araç üreterek dünya lideriydi. Buna karşılık, Sovyetler Birliği aynı dönemde yalnızca 2 milyon araç üretebiliyordu. İlaç sektöründe ise ABD, Soğuk Savaş boyunca dünya çapında yeni ilaç geliştirme çalışmalarında lider konumdaydı. ABD, 1980'lerde dünya ilaç Ar-Ge harcamalarının yaklaşık %50’sini gerçekleştirirken, Sovyetler daha çok temel sağlık hizmetlerine odaklandı ve yeni ilaç geliştirme alanında ciddi bir eksiklik yaşadı. Örneğin, ABD'de geliştirilen penisilin türevleri ve kanser ilaçları dünya genelinde kullanılırken, Sovyetler bu tür ilaçları genellikle ithal etmek zorunda kalıyordu.
Bu tarz sebepleri göz önünde alırsak , kaçınılmaz olarak Batı Bloğu Doğu Bloğunu teknoloji ve refah olarak geride bıraktı. Üstüne üstlük Afganistan Savaşının çok maliyetli olması, Varşova Paktındaki anlaşmazlıklar ve Çin ile dış ticaretin azalması gibi olaylar Sovyet ekonomisini zor duruma düşürmüştü. Sovyetler hiçbir zaman Amerika kadar üretken olamamıştır ve her daim onun gerisinde seyretmiştir. Yani Soğuk Savaş’ı kaybedeceği her zaman belli idi, bu çok da şaşırılacak bir son değildi.
3.SEBEP
Ülkeyi Yıkmaya Ant İçmiş Bir Lider: Gorbaçov
Brejnev ölümünden sonra Sovyetlerde koltuk boş kaldı. Haliyle Komünist parti lider arayışına girdi. İki kısa süreli lider çıkardı lakin bunlar kısa sürede vefat ettiler. Çernenkov ve Andropov kısa sürede ölmesi sonrası ülke koltuğuna gelebilecek en kötü kişi geldi ve Gorbaçov başa geçti.
Başa geçer geçmez Brejnev döneminden kalma nitelikli yöneticileri değiştirip yerine daha tecrübesiz kişileri yerleştirdi. Ardından ülkeyi Batı Bloğuna benzer şekilde bir piyasaya geçmesi gerektiğine inandığı için serbest piyasa oluşturmaya çalıştı. Ancak bu, ne tam bir piyasa ekonomisine geçiş sağladı ne de devlet kontrolünü korudu. Sonuç, ekonomik koordinasyonun çökmesi oldu. Fabrikalar ve işletmeler, kârlılığı artırmak için üretimi azalttı veya stratejik ürünleri piyasadan çekti. Bu durum, ciddi mal kıtlıklarına ve ekonomide kaosa yol açtı. 1988’de yürürlüğe giren kooperatif yasası, özel işletmelerin kurulmasına izin verdi. Ancak bu reform, piyasada dengesizlik yarattı. Devlet işletmeleri, ucuz hammaddeleri özel sektöre sattı ve bu ürünler daha sonra yüksek fiyatlarla geri satıldı. Kara borsa büyüdü ve yolsuzluk yayıldı. Hızlı bir denetimsiz serbestleşme, ekonomik disiplini sarstı.
Çin, aynı dönemde daha dikkatli ve aşamalı reformlarla piyasa ekonomisine geçerken, Sovyetler bu geçişi kaotik bir şekilde yürüttü. Gorbaçov, tam bir serbest piyasa reformu yerine "yarı reform" politikası izledi. Planlı ekonomiden çıkılmaya çalışılırken, aynı anda merkezi kontrol korunmaya çalışıldı. Bu ikilem, reformların etkili uygulanmasını engelledi. Özellikle, fiyatlar serbest bırakılmadan önce arz ve talep mekanizmaları oluşturulmadı, bu da enflasyona ve yaşam standartlarının düşmesine yol açtı. Gorbaçov döneminde ekonomik çöküş derinleştikçe dış borçlara başvuruldu. Ancak üretim azalırken borçlar arttı. Ödeme dengesi krizi yaşandı, ithalat karşılanamaz hale geldi, bu da mal kıtlıklarını artırdı.
Şöyle bir dip notta düşmek isterim ki, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’da zenginleşen kişiler genellikle eski Sovyet yöneticileri, parti yetkilileri ve bunlarla bağlantılı iş insanları olduğunu biliyor muydunuz? Bu kişiler, devletin büyük sanayi kuruluşlarının özelleştirilmesi sürecinde büyük kazançlar sağladı. 1990'lardaki özelleştirme programı, enerji, metal, telekomünikasyon gibi stratejik sektörlerin hızla özel mülkiyete geçmesini sağladı. Putin başa gelene kadar Rusya ekonomisi sadece 9 kişinin eline bakıyordu.
- Dış Sitelerde Paylaş
KOMÜNİZMİN ETKİSİ
Bu kadar çok sebep saydık ama hiç komünizmin etkisinden bahsetmedik farkındaysanız. Çünkü altını çizmek isterim ki, en büyük sebep komünizmin etkisinden kaynaklanmamaktadır. Asıl büyük sebepler dönemin koşulları sağlamaktadır. O sebeple yukarıda belirtilen sebepler komünizmin çökmesindeki asıl sebeptir, sistemin kendisinin çalışmadığını göstermez. Ya da hatalı olduğu anlamına gelmez.
Bu sebeple, komünizmin çalışmadığının ya da bunu savunanlarının hayalperest ya da siyaset bilmediğinin bir argümanı olamaz. Eğer ki paralel evrenlerde Rusya Çarlığı komünist devrim değil de, liberal bir devrim yapılsaydı daha iyi mi olurdu? %100 ihtimal ile hayır. Çünkü büyük buhrandan etkilenir ve ekonomisi büyüyemezdi. Sermaye eksikliğinden kaynaklı fakir kalmaya devam ederdi. Sovyetler dış piyasadan etkilenmemiştir, bu sebeple hiçbir ekonomik krizden zarar görmemiştir. Amerika ve Avrupa Büyük Buhran ya da 1973 krizi ile gerilerken Sovyetler tam yol ilerlemeye devam etmiştir. Ayrıca planlı ekonomi olmasa bu kadar büyük projeler de yapamazlardı. Sanayi yatırımından ziyade ticari yatırımlar yapılırdı, hele ki 2. Dünya savaşında asla Nazileri yenecek kadar büyük bir ordu dahi kuramayacak bir sanayi altyapısına sahip olurdu. Bunları düşünürsek, Sovyetler olmasaydı Rusya şu anki durumundan çok daha beter olurdu demek mümkün.
SONUÇ:
İşte gördüğünüz gibi. Liberal propagandaları detaylıca incelemediğimiz zaman aslında içinin boş olduklarını görmekteyiz. Sovyetlerin başarılarını olabildiğince küçük görüp, düşüşünü ise büyük bir hüsran olarak yorumlamaları çok gülünçtür. Komünizmin de zayıf yanları vardır elbette lakin bu onu “uygulanamaz bir ütopya” yapmamaktadır. Sovyetler her daim elindeki imkanlarla en doğru kararları almış, Amerika’nın yıllarca en büyük rakibi olmuştur, sayısız bilimsel, sanatsal ve sportif anlamda büyük başarıları olmuştur. Uçurumun kenarından bir ülkeyi kurtarıp 2. Dünya savaşının kahramanı yapmış ve köylü bir milleti bilim adamları üreten ve dönemin en gelişmiş ülkelerini dize getiren bir ideoloji olarak ismini tarihe kazıtmıştır.
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 14:49:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19156
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.