KAİNATIN ZAMANLAMASI

Çünkü zaman hata yapmaz. Sadece senin bilmediğin bir plana göre ilerler. Ve o plan Kainatın zamanlamasıdır.

Evrende inançlarımdan sonra en çok güvendiğim; Kinatın zamanlamasıdır.

Kendi teorime göre, herhangi bir çağ insanının minumum o dönem ki yaşam süresi kadar geçmiş ya da gelecek de yaşaması mümkün değildir.

Burada fiziksel ya da karakter özelliklerinden değil, varoluşun ait olduğu zamandan söz ediyorum. Hepimiz bir kere olsun düşünmüşüzdür: Acaba iki yüzyıl önce yaşasaydım nasıl bir hayatım olurdu? Ya da iki yüzyıl sonra doğsaydım, ne gibi bir dünyayla karşılaşırdım? Bir çok kişi bu görüşü olumlu yanıtlayacaktır ama hiç bir ruh, ait olmadığı bir döneme gönderilmez. Bir insanın hangi çağda, hangi bedende, hangi koşullarda doğacağını belirleyen şey yalnızca biyoloji değildir. Aynı zamanda evrensel denge yasasıdır.

Her ruh kendi tekamülüne uygun bir zaman diliminde yaşam bulur. Bu nedenle bir asır önce veya sonra doğmak, o dönemin enerjisine ve sınavlarına hazır bir ruh yapısını gerektirirdi.

Bizler bugünün insanları olarak bugünün frekansına aitiz. Bu çağın hızına, karmaşasına, teknolojisine ve bilinç değişimine dayanabilecek bir ruh kurgusuyla var oluyoruz.

Zaman bize hata gibi görünen olayları bile kusursuz bir düzen içinde işler.

Kimi zaman bu çağ bana fazla deriz; ama o düşünceler bize yerimizi ve dönemimizi fark ettirmek için fısıldanıyor belki?

Çünkü kainat bilir: Bir çiçek yanlış mevsimde açarsa güzelliği tam anlamıyla görünmez.

Aynı şekilde bir insan da ancak kendi zamanında yeşerir büyür ve anlam bulur.

'Zamanın yönünü anlamak istiyorsan onun hızına değil, sessizliğine kulak ver. Farkında olmadan geçen her an geri dönmeyen bir ders bırakır. O ne düşmandır ne dost, sadece seni kendine dönüştürür.'