DAĞLARA GEL DAĞLARA!
Şiirden Şarkı Olmuş Bu Enfes Eser, Bize Ne Anlatıyor?

- Blog Yazısı
Başına bir hal gelirse
Dağlara gel dağlara gel
Seni saklar vermez ele
Dağlara gel dağlara gel
Bu canım aşka düşeli
Aşk oldu ile pişeli
Yeşil dağlar benefşeli
Dağlara gel dağlara gel
Rakibe miktarın bildir
Yanına civanlar uydur
Zamane dostundan yeğdir
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dağlara gel dağlara gel
Gevheri düşmüş dillere
Diyar-ı gurbet illere
Billahi vermem ellere
Dağlara gel dağlara gel
Bu şarkıyı eminim ki büyüğümüzden küçüğümüze en az bir kere dinlemiştir ya da haberdar olmuştur. Bununla paralel olarak dini-siyasi birçok anlam yüklenildiğine de şahit olmuşsunuzdur. Bende bu şarkıyı uzun yıllar ismini söylemek istemediğim ayrılıkçı silahlı örgütlerin içli-dışlı oldukları bir şarkı olduğunu zannederdim ta ki merak edip şarkı sözlerinin anlamını araştırana kadar.
Şarkı 17-18. Yüzyılları arası yaşadığı tahmin edilen Âşık Gevheri’nin kaleminden dökülmüştür. Bu derin anlamlarla yüklü şiirsel eser, Alevi-Bektaşi geleneği içinde özel bir yere sahiptir. Yani bazı iddiaların aksine “solcu” şarkısı değildir! Âşık Gevheri hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmemekle beraber şiirlerinden medrese eğitimi aldığı, dönemin siyasi-dini-sosyal yapısını yakından incelediğini bununla birlikte Alevi Tarikatı içinde önemli bir figür olduğunu biliyoruz.
O dönemin Osmanlısından ayrılıkçı bir zihniyetle yazılmamıştır ya da bunu örgütlemek için yazılmamıştır. Aslında kesin olarak ne için yazıldığı bilinmemektedir. En kabul gören teori ise o dönemin Alevi-Bektaşi dışlanmasının bir sembolü olduğu yönündedir.
Şöyle ki Osmanlı içerisinde kuruluşundan itibaren sayısız tarikat vardı. Bir şehirden diğerine geçtiğiniz zaman bile büyük bir kültür ve sosyal yaşam farklılıkları görüyordunuz. Yani ortak bir kültür ve sosyal yapıdan ziyade kültür çorbası içerisinde olduğunu söylesek yanlış olmaz.
Bu kültürlerden bir tanesi de Kızılbaşlardı. Kızılbaşlar Alevi-Şiilik kültürlerinin bir devamı niteliğinde olan, adlarından da anlaşılacağı gibi kızıl bir başlığı sembol haline getirmiş bir örgüttü. Bir teoriye göre Hz. Ali’nin kızıl bir başlık taktığına inandıkları için bunu bir motif haline getirdiklerini söyler ama kesin bir şey yoktur. Kızılbaşlar ve Aleviler klasik Sünni İslam Anlayışından daha farklı bir dini inançları vardı. Bu sebepten dolayı normal halk tarafından tuhaf karşılanmasına hatta bazen kafir olarak görülmesine sebep olmuştur.
Özellikle 16. YY Osmanlı İmparatorluğu'nun Safevi İmparatorluğu ile rekabeti ve Sünnilik ile Şiilik arasındaki çekişme, Kızılbaşlara yönelik baskıların artmasına neden olmuştur. Özellikle Yavuz Sultan Selim döneminde Kızılbaşlara karşı şiddetli kampanyalar yürütülmüş ve katliamlar gerçekleştirilmiştir. Örnek vermek gerekirse Mercidabık Katliamı(1515) ya da Celali İsyanları(16-17 yy arası) örnek gösterilebilir.
Bu isyanların sonrasında baskının artması Alevilerin ve Kızılbaşların kendi içinde daha fazla örgütlenmesine, dışa kapalı bir konumda olmalarına ve dağlara çekilmesine sebep olmuştur. Kendilerine özel ve kendi kültürlerine has şarkılar, şiirler ve kendi yetiştirmeleri âşıklar da bu dönemlerde ortaya çıkmıştır. İşte bu âşıklardan biri ise Âşık Gevheri’dir. 17yy’ın sonlarına doğru yazdığı tahmin edilen “dağlara gel dağlara” şiiri, bu baskılardan kaçmak için başvurdukları hayat tarzını temsil etmektedir.
Peki bütün bunların anlamı ne? Aslında bütün bunların anlamı çok açık. Türkler gene kendi kendilerinin düşmanı olması, kendileri içerisinde bölünüp birlik sağlayamamaları ve bunun sonucu olarak toplu olarak parçalanmaları. O döneme baktığımız zamanda ve hala daha süregelen kendimizin en büyük düşmanı gene kendimiziz. Ayrıca Müslümanlığın da kendi içinde bir birlik oluşturamadığına, kimi yerde birleştirici olmaktan ziyade ayrıştırıcı olduğunun bir kanıtıdır. Yani yaklaşık 1400 yıl geçmiş ama hala net bir zihniyetin oluşamamış olması, geçmişte olduğu gibi 21. YY İslam Dünyasında da bir sürü anlaşmazlıkların sebebiyet vermiştir.
Bunları okuduğumda aslında çok üzülüyorum. Bu sertliği düşmana karşı gösterse belki de Osmanlı hiç geri kalmayacaktı.
- 3
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/05/2025 06:46:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14874
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.