NEDİR ŞU MAYMUNLARDAN ÇEKTİĞİMİZ!
"Keşke birçok alanda bilgili olabilsem" diyen "daima öğrencilerime...””
Evrimi doğrulayan yanlarımızdan biri de sanırım maymun iştahlı oluşumuz.
Biz insanlar azla yetinmeyi pek beceremeyiz. İstedikçe isteriz. Bu yanımız çoğu alanla ilgili tıkayıcı olabilirken, öğrenme, bilme konusunda ise tam tersi ön açıcı olabiliyor.
Fakat bazen bu alandaki (bilme-öğrenme) bu iştahımızı, gerek finansal gerek akademik gerekse zamansal yetersizliklerden dolayı doyuramadığımızda umutsuzluğa ve hayata dair anlamsal boşluklara düşebiliyoruz.
Eski çağ filozoflarına benzeme çabamız, onlara öykünüşümüz muhtemeldir ki bundan ötürü. Her disiplinde kendini var edebilme yetilerine duyduğumuz hayranlığın bir ifadesi. Tarih, coğrafya, matematik, fizik, kimya, felsefe, astronomi ve daha birçok disiplin…
Oysa o çağlarda bugün bildiğimiz anlamı ile okul yoktu, olanlar da insanın bütün bir gününü ve ömrünü büyük ve en verimli bölümünü ( çocukluk ve gençlik), bugün olduğu gibi dört duvar arasına sıkıştırarak ve pratik ile doğadan kopararak, çocuğun, gencin, yetişkinin elinden almıyordu.
Fakat bugün, gerek eğitim sisteminin “pragmatik” ( faydayı önceleyen ve çıkar için her yolu mubah kılan) oluşu, gerek eğitimin istendik davranış yaratma hedefi ile, tek tipleştiren bir içerikten öteye gidemeyişi gerekse eğitimin doğadan ve pratikten koparılışı ( politeknik eğitim yerine ezbere dayanan ve insan zihnini bilgi çöplüğüne çeviren tercihi); ne yazık ki bilgi-bilme konusundaki ve belki de yararlı olan tek maymun iştahlılığımızı ya açlığa mahkum ediyor ya da ölmeyecek (fiili olarak tek alan dayatması ile ) kadar doyuruyor.
Ne yazık ki bu üretim ilişkilerinde de böyle her tür yaratıcı disiplinde de eğitimde de. Buna modern çağda işbölümü denir ki mazisi özel mülkiyetin ortaya çıktığı ilk sınıflı toplumlara kadar gider. Ve fakat zirveye sanayi devrimi ile ulaşır.
Maksat işçinin üretim araçlarının tüm bilgisine sahip olmaması ki bilgi güçtür ve kapitalist bunu tekelinde tutmak ister. Fakat tutamaz çünkü kendisi iş yapmaz yaptırır, iş yapacakların da bu bilgiye vakıf olması gerekir ki iş yapabilsin. Çare üretimi bölmekte bulunur. Böylece her işçinin bildiği küçük küçük bilgi onlarda bir güce dönüşmez.
Bugün bir otomobil fabrikasında motor bandında çalışan bir işçi çok meraklı değil ise aracın elektrik aksamı hakkında zerre kadar fikir sahibi olamaz. Bu üretimin bütün alanlarında böyle ve toplumsal yabancılaşma adını verdiğimiz olgunun temelinde de bu yatar.
Ne yazık ki aynı durum eğitim ve bilim için de çok farklı değil. Hatta birbirinden asla koparılamayacak iki disiplin kimya ve biyoloji, fizik ve matematik, tarih ve antropoloji, hukuk ve politika vb. nicesi için böyle. Bilgi ne kadar dağınıksa o kadar onu elinde toplu tutan Egemen'in özelinde tekelleşir.
Başa dönersek: Ne yazık ki durum bu. Fakat bu hevesimizi, umudumuzu kırmamalı. İllaki diploma şart değil. Karnımızı doyuracak ve ihtiyaçlarımızı giderecek, diplomalı- diplomasız bir uğraş ve gerisi bir sevda olarak pekala yürütülebilir. Hem her konuda uzman olmak zorunda da değiliz.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Benim bakış açım şu:
Her bir şeyden kendimize yetecek kadar, belki biraz da ödünç verecek kadar, alanımızda ise ( bir konu ya da olgu da olabilir) buradayım diyecek (olabiliyorsa damga vuracak) kadar biliyoruz ve öğrenmeye devam ediyoruz ya, bu yeter. Fakat paylaşalım ki düzelsin, pekişsin, gelişsin...
Ah şu iştah yok mu? Maymunlar yine yapacağını yaptı.( Evrimsel atalık vasfı gereği- gülücük)
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 12:46:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13538
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.