Almanların 2. Dünya Savaşı’ndaki askeri hataları

- Blog Yazısı
2. Dünya Savaşı “mihver” devletlerin yenilgisi ile sonuçlandı. Bu yenilginin İtalya ve Japonya müttefiklerini bu yazıda konu almayacağım , asıl konumu Alman devletinin bu savaşı kaybetmesindeki askeri sebepler olacak. Öncelikle o dönemki Alman askeri mühendisliğini üç kategoride incelemek gerek , bu kategoriler hava , kara ve denizdir. Öncelikle o dönemki Alman askeri mühendisliği zaten müttefiki olduğu devletlerle karşılaştırıldığında gayet üstün geliyordu. Ancak Alman devletinin yaptığı bazı küçük ama sonradan anlaşılacağı üzere pahalıya patlayacak ve savaşı kaybetmelerinin en önemli sebebi olan askeri hatalar doğuracaktı. Konuyu Alman askeri mühendisliği ile başlayarak inceleyecek ve sizlere aktaracağım , yukarıda bahsettiğim kategoriler (hava , kara ve deniz) ile ilerlemeye adım adım başlayalım.
N*zi Alman Devleti Hava Kuvvetleri ;
Öncelikle dönemin Alman devleti hava kuvvetleri resmi olarak 26 şubat 1935 yılında kuruldu , ancak bu hava kuvvetleri daha öncesinde varlığını zaten yasa dışı olarak sürdürmekteydi. Varlığını duyurmama sebebi ise Alman devletinin kaybettiği bir önceki dünya savaşı sebebi ile imzaladığı "Versay Antlaşması" yüzünden hava kuvvetleri gibi ordu birliklerinin engellenmesiydi. Ancak Alman hükümet değiştikten sonra Versay reddedilmiş ve bu sayede kendilerini resmi olarak duyurabilmişlerdir. Almanya hava kuvvetleri konusunda özellikle manevra kabiliyeti yüksek uçaklar üretmekten neredeyse acizdi ve henüz yeterince teknolojik olarak gelişmemişti , bu sebeplerle Britanya ile girdiği hava savaşlarını kıvrak avcı uçakları ve iyi pilotları olmasının katkısı ve önemli bir etken olan radar teknolojisi ile kazanan Britanya olmuştu(Britanya Muharebesi). Aynı şekilde SSCB devletinin kıvrak ve ateş gücü yüksek ayrıca küçük olması sebebi ile vurulması zor uçaklarına karşı üstünlük sağlanamamış ve bir savaşın en önemli etkenlerinden biri olan hava sahası üstünlüğü elde edilememişti , SSCB uçakları basit ve ucuz yapıda olduğu için fazla sayıda üretilebilmiş ve savaşın SSCB için kazanılmasına uçaklar sayı üstünlüğü ile önemli katkıda bulunmuştur. Bu söylediklerim avcı , önleme ve taarruz uçakları için geçerlidir , Almanlar uçaklarını büyük üretmiştir ve bu sebeple hem vurulması kolay hem de hantal uçaklar elde etmiştir. Bu uçaklar ateş gücü yüksek ve görece zırhlıda olsalar büyüklükleri sebebi ile kolay vuruluyor ve diğer uçakların çevikliğine yetişemiyorlardı. Alman hava birliklerinin bombardıman ve organize savaşmak konusunda üstün olduklarını atlamamak gerekir , Alman birlikler baş düşmanları olan SSCB devletine ait birliklere göre çok daha organize ve planlıydı ayrıca ağır ve sağlam bir mühendislik yapısına sahip oldukları için iyi bombardıman ve torpido uçaklarını iyi üretmiş ve düşmanlarının üslerini yok etmek konusunda görece başarılı olmuştur. Ancak hava sahasında yukarıda bahsettiğim sebepler yüzünden yeterince üstünlük sağlayamamış ve savaşta kara kuvvetlerine havadan yeterince destek verememiştir. Karada görev alan düşman birliklerin en büyük korkusu hava saldırıları olmakla beraber kendi kara birliklerinizi havadan hızlı bir şekilde ikmal ile de destekleyebilirsiniz. Bir piyadenin gökten yağan onlarca bombaya karşı bir çaresi yoktur , özellikle meydanda ise ve bu durum kendi kara kuvvetlerimize fazlasıyla bir baskınlık kurma imkanı sağlamakta. Umarım hava kuvvetlerinin önemini anlamışsınızdır , sonuçta düşman birlikler havadan bombardıman yaparken müttefik birlikler yapmaz ise bu çok büyük bir saldırı gücü farkı oluşturur ve çok yüksek ihtimalle savaşın kaybı ile sonuçlanır.
Şimdi gelelim N*zi Almanya’sı Deniz Kuvvetleri konusuna. Öncelikle Alman deniz kuvvetleri rakiplerine göre açık bir fark ile zayıf kalıyordu. Bunun sebebi Alman devletinin 2. Dünya Savaşı’nda hava ve kara kuvvetlerine büyük öncelik vermesiydi , tabiki Alman savaş gemisi , kıyı birlikleri , mayın ve torpido birlikleri ve denizaltıları vardı ve bu birliklerin kullandığı araçlar rakipleri ile yarışır durumdaydı. Ancak dediğim gibi dönemin Alman hükümeti deniz kuvvetlerine çok önem vermemiş ve bu sebeple denizde üstünlüğü sağlayamamıştır. Özellikle Britanya bir ada ülkesi olduğu için deniz kuvvetleri çok gelişmiş ve deneyimliydi , Alman birlikler birkaç kez Britanya ülkesine denizden saldırmaya kalkışsada istisnai başarılar dışında bir üstünlük sağlayamamış ve üstüne birde doğunun canavarı SSCB ile başı derde girince Alman devleti deniz birliklerini ve deniz savaşlarını daha az umursamaya ve asıl ilgisini kara kuvvetleri ile hava kuvvetlerine vermeye başlamıştır. Zaten dönemin Alman devleti hem coğrafi olarak denize kıyısı az hem de deniz cephesi az olan bir devlet olduğu için deniz kuvvetlerine hava ile kara kuvvetlerine verdiği kadar önem vermemiştir. Bu ihmal yüzünden potansiyeli yüksek Alman deniz kuvvetleri tam işlevi ile kullanılmamış ve üstüne birde SSCB ile arasını iyi tutmayı seçip denizden üstünlüğü kurarak Britanya ülkesini ele geçirme fırsatını görmezden gelerek ileride Alman tarafı için savaşı kaybettirecek olan ABD'nin savaşa katılmasını dönemin Alman hükümeti önlememiştir. Bu durum için tonla yorum ve görüş bulunsa dahi benim düşünceme göre Alman deniz kuvvetleri boşa harcanmış ve belki de kendilerini kurtaracak olan bir gücü öncelikli görmeyen dönemin hükümeti yüzünden , N*zi Almanya’sı kıyılarını savunamamış ve ABD çıkartmalarının darbesi ile savaşı kaybedeceğini garantilemiştir.
Sırada bana kalırsa dönemin Alman hükümetinin en büyük beceriksizlik eseri olan kara kuvvetlerine. Kısa bir bilgi vermek gerekirse dönemin Alman kara kuvvetleri diğer ordular gibi 1935 yılında resmi olarak kurulmuş ve hatta 2. dünya savaşı sırasında 13 milyon askere kadar büyümüştür. İşin askeri mühendislik tarafında büyük sorunlar yaşamışlardır. Üstün oldukları etkenler piyade ekipmanı ve stratejik ordu yöneticileriydi , bu gibi alanlarda kara kuvvetleri başarı gösterse ve bunun örneğini Fransa işgalinde(Fransa Muharebesi) açıkça kendini kanıtlayarak göstermiş olsa dahi Alman zırhlı araçları üretimi konusunda hükümet baskı ve dayatmalar ile fantezik silahlara aşırı yüksek kaynaklar harcamış ve bu sebepler ile kara kuvvetleri büyük yenilgiler almıştır. Daha detaylı anlatmak isterim , örneğin aşağıda resmini gördüğünüz “Maus” isimli tank dünyanın en büyük tankıdır ve bir benzeri “E100” dür.


Bu ve buna benzer aşırı büyük , zırhlı , güçlü ve ağır tankları hem üretmek hem yürütmek muazzam bir masraf çıkarır. Güçlü olmasına güçlü ancak burada çok önemli etkenler yüzünden işe yaramaz metal yığınlarına dönüştüklerini belirtmek isterim , bu iki arkadaş kütlesi yüzünden bombardıman ve taarruz uçaklarının bomba ve füzelerinin bir numaralı hedefiydi. Tankların tavan zırhının zayıflığı ve uçak silahlarının aşırı gücü hesaba katıldığında bu abiler savaşta hem bu sebepler hem de hantallığı yüzünden daha cephede ileri saflara ulaşamadan uçaklar tarafından hedef belirlenip imha edilirlerdi. Bu arada şundanda bahsedeyim bu tanklar seri üretime asla geçmedi , sadece kağıtlarda ve bazı inşa aşamasındaki prototiplerde kalmışlardır(Mausa ait bazı tamamlanmış prototipler var). Sebebi ise aşırı kaynak yemeleri ve karmaşık mühendisliği yüzünden üretiminin çok uzun sürmesiydi. Bir diğer örnek ise “Gustav” topu.

Yani ağırlığı 1350 tonu aşan ve rayın dışına çıkamayan bu gereksiz metal yığını üretildi ve uğruna tonla kaynak ve zaman harcandı. Neredeyse hiçbir işe yaramadı ve hükümet inatla bu topun üretimini desteklemeye devam ettiği için kaynaklar boşa harcandı. Bu topun işlevsizliğinin sebepleri ise , kolay hedefti çünkü çok büyüktü ve birkaç aksanı bozulursa tamiri günler alabiliyordu , bunu yürütmek için tonla işçi , asker ve ray kullanmalıydınız. Bu arkadaş öyle her rayda gitmiyor tahmin edeceğiniz üzere , kendisine özel raylar döşenmeliydi. Anlayacağınız daha etkili bir şekilde kullanamadan yukarıda saydığım sebeplerden ötürü olduğu yerde uzun süre çalışmadan kaldı ve en sonunda Alman askerler onu yok etmek zorunda kaldı(bu topun Amerikan askerleri tarafından yok edildiği de söylenmekte). Tiger ve Tiger 2 gibi tankları sırf görece güçlü ve kütleli diye öven bilgisiz tonla insan var.


Bu tanklar güçlüydü ancak aşırı maliyetli ve rakipleri olan t-34/85 ve t-34/100 gibi tanklar karşısında zayıflardı , bir Tiger başına 10 dan fazla t-34 düşüyordu yani gücü anlamını yitiriyor.

Varsayalım ki bu tiger mucizevi bir şekilde 5 adet t-34 yok etti , kalan 5 t-34 zaten tiger tankını yok eder veya kullanılamaz hale getirir(burada "ama tarihte bir tiger tankının 20 t-34 yok ettiği bile var" diyecek insanlar , bu gibi aşırı istisna durumlar savaşı kurtarmaz. Kanıtı lise tarih kitaplarında "2. dünya savaşı" bölümünü okuyarak dahi görebilirsiniz). Fazla ağır veya büyük demek o tankı işlevli yapmaz , dümdüz kutu gibi zırhı yüzünden zayıf bir mukavemete ve gereksiz bir ağırlığa sahiptir , büyüklüğü yüzünden kolay hedef olur ve çok fazla kaynak harcar. Savaş alanında bozulduğunda karmaşık yapısı yüzünden genelde tamir etmektense imha edip kaçmak askerler için daha iyi bir seçenekti.
Sonuç olarak dönemin Alman hükümetinin kendi hayal ve fantezilerini orduya dayatması yüzünden özellikle kara kuvvetleri büyük başarısızlıklar yaşamıştır. Bu olayın mühendislik açısından detaylı sebeplerini bloğumda bulabilirsiniz.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim , düşüncelerim veya yazımla ilgili herhangi bir eleştiriniz varsa, lütfen benimle iletişime geçmekten çekinmeyin. Ayrıca, metnimde yanlış bilgi olduğunu düşünüyorsanız, lütfen bana bildirin. Düşüncelerinizle metinlerimi geliştirmekten memnuniyet duyarım.
- 4
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 01/03/2025 02:51:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17864
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.