Bilişsel Önyargı Nedir? Bilişsel Önyargıların Farkına Varmak Neden Önemlidir?
Bilişsel Önyargılarınız Sizi Her Gün Nasıl Aldatıyor?
Bilişsel önyargılar, bilişsel sistemimizin çalışma sistemine bağlı olarak ortaya çıkan sistematik rasyonellikten sapma şemalarıdır. Bilgiyi arama, değerlendirme, yorumlama, yargılama, kullanma ve hatırlamada ayrıca aldığımız kararlarda irrasyonel olmamıza sebep olurlar.
Örneğin çok bilinen Şeffaflık İllüzyonu Önyargısı, kendi içimizde yaşadığımız duygu ve düşüncelerimizin başkalarına olduğundan daha net göründüğünü sanmamıza sebep olur. Bu önyargıya kapılırız, çünkü başka insanların bizi nasıl gördüğünü anlamaya çalıştığımızda, kendi bakış açımızdan uzaklaşmakta zorlanırız. Bu nedenle de kendi içimizde deneyimlediğimiz duyguların dışarıdan da aynı şekilde deneyimlendiğini zannederiz. Halbuki bu, çoğu zaman mümkün değildir.
Bilişsel önyargılar; anılarımızı nasıl oluşturduğumuzu, inançlarımızı nasıl şekillendirdiğimizi, insanlarla ilişkilerimizi nasıl kurduğumuzu, kısacası hayatımızın her alanını etkiler. Bunu yaparken geçmiş bir olayın küçük bir detayını unutmak gibi küçük sorunlar yaratabilecekleri gibi hayatınızı kurtaracak bir tedaviyi geri çevirmenize sebep olarak çok daha büyük sorunlara da yol açabilirler.
Bilişsel önyargılar, kendimizde ve başkalarında yaygın ve güçlü bir etki yaratabildiğinden anlaşılmaları önemlidir. Bu yüzden bu makalede, bilişsel önyargıları tanıyacak, bizi neden etkilediklerini anlayacak, farklı çeşitlerini görecek ve etkilerini azaltmak için neler yapabileceğinizi öğreneceksiniz.
Not: Konuyla ilgili olan bir diğer kavram, "safsata" sözcüğüdür. "Safsata" veya "mantık safsatası" (İng. "logical fallacy"), bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların tamamıdır. Safsatalar, ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte argümanlardır. Konuyla ilgili bütüncül bir perspektif için buradaki yazı dizimizi okuyabilirsiniz. Bu konuya aşağıda tekrar döneceğiz.
Bilişsel Önyargı Örnekleri Nelerdir? Nasıl Kategorize Edilirler?
Farklı bilişsel önyargıları sınıflandırmak için birden çok kriter kullanılmaktadır ve bu iş için herkesin onayladığı bir yöntem yoktur.[1], [2] Yine de, genelde etkiledikleri yargılama ve karar verme süreçlerinin genel yönüne göre sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmaya göre bilişsel önyargı türleri şunlardır:
- Hesaplama Önyargıları: Bu önyargılar, değer veya olasılık gibi şeyleri hesaplama şeklimizi etkilerler.
- Kumarbaz Yanılgısı insanların bir şey belirli bir zaman aralığında normalden fazla yaşanıyorsa aynı şeyin gelecekte normalden daha az yaşanacığını sanmalarına neden olan bir bilişsel önyargıdır. Bu yanılgının ortaya çıkma sebebi insanların rastgele olaylardan oluşan kısa bir dizinin aynı tür olaylardan oluşan daha uzun bir diziyi temsil etmesi gerektiğine inanmalarıdır.[3] Örneğin bir parayı 50 kere fırlatınca, 30 kere üst üste yazı gelmesi durumunda, 31. tahminin yüksek olasılıkla tura gelmesini beklememiz gibidir, oysa her fırlatışta olasılık %50'dir. Uzun süre para kaybettiğimizde, nihayet para kazanmaya başlayacağımızı; uzun süredir mutlu olduğumuz için mutlaka mutsuzluğa neden olacak bir olayın yaşanacağını düşünmemiz de bundandır.
- Sıfır Toplamlı Düşünme Önyargısı: Bu önyargı, insanların öyle olmadığı halde birilerinin kazancının diğerlerinin kaybı anlamına geldiğini düşünmelerine sebep olur. Örneğin insanlar kısıtlı olduklarını düşündükleri ancak aslen sınırsız ve ulaşılabilir bir kaynak için rekabete girişebilirler.[4]
- Batık Maliyet Yanılgısı: Bireylerin, geçmişte harcadıkları zaman, emek veya yatırdıkları para sebebiyle objektif olarak hatalı veya yanlış bir yatırımı veya davranışı sürdürmekte ısrarcı olmaları durumudur. Örneğin bir girişim denemesine 2 yılınızı harcadığınız için, tüm yatırımcılar sizi reddetmiş olmasına ve fikriniz çalışmıyor olmasına rağmen sırf 2 yılınızı harcadığınız için o girişimde ısrarcı olmanız bundandır.
- Bilgi Önyargıları: Bilgiyi elde etme ve işleme sürecimizi etkileyen önyargılardır. Mesela Zıtlık Etkisi bir şeyi başka bir şeyle kıyasladığımızda zıtlıklarını abartarak o şeye dair algımızı çarpıtan bir bilişsel önyargıdır. Bu önyargıya kapılmamızın sebebi bilgiyi değerlendirirken alakasız ve zararlı bile olsa karşılaştırmalar yapmamızdır.
- Temel Atıf Hatası: Temel Atıf Hatası, insanların başkalarının davranışları üzerinde çevresel etkenlerin etkisini küçümseyip davranışların karakterden kaynaklanma oranını abartmalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Örneğin sinirli birini gören insan gördüğü kişinin genel olarak sinirli biri olduğunu düşünebilir; oysa gördükleri kişinin, mesela kaba biri yüzünden anlık bir sinire kapılmış olması muhtemeldir.
- Onay Önyargısı: Yalnızca kendi fikirlerimizi destekleyen bilgileri dinleme eğilimindeyiz ve bu fark etmediğimiz önyargımız yüzünden, objektif bir tartışmanın mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Türkçede "algıda seçicilik"ten bahsederken, genellikle bu önyargıdan söz etmiş oluyoruz.
- Kör Nokta İllüzyonu: Kendi bilişsel önyargılarınızı görmenizi engelleyen önyargınız da, başlı başına bir önyargıdır. Başka insanların önyargılarını daha kolay görürüz.
- İnanç Önyargıları: İnançlarımızı oluşturma ve değiştirme şeklimizi etkileyen önyargılardır. Genel olarak, Eeer bir sonuç mevcut inançlarınızı destekliyorsa, onu destekleyen her şeyi rasyonelleştirmeye meyilli olursunuz. Başka bir deyişle, yeni bilgilere isteyerek bakmak yerine, aslında sorgulamadan kendi fikirlerimizi savunmaya hazırız.
- Yanlış Fikir Birliği Etkisi: İnsanların inanç, değer, nitelik ve davranışlarının başkalarıyla paylaşılma derecesini abartmalarına neden olan bir bilişsel önyargıdır. Temelde insanların başkalarının da kendi yaptıkları gibi düşündüğünü ve hareket ettiklerini sanmalarına neden olur.[5], [6]
- Adil Dünya Yanılgısı: Adil bir Dünya'nın var olduğunu düşünmektir: "İyiler iyilik görür, kötüler kötülük; her insan yaşaması gerektiğini yaşar." Elbette dünyanın adaletsiz olduğunu düşünmek rahatsız edici, ama bu gerçeği anladığınızda, insanlar ve durumlar hakkında daha doğru yargılarda bulunacaksınız.
- Başka bir bilişsel önyargı da Kontrol İllüzyonu'dur. Şansın, bizim becerimizden daha büyük rol oynadığı durumlarda bile, sonucu kontrol edebileceğimiz yanılgısına sebep olur. Örneğin ne kadar çaba harcarsak harcayalım başarısız olması muhtemel riskli bir iş girişiminde başarılı olma şansımızı gözümüzde büyütmemize yol açar.[7], [8]
- Hafıza Önyargıları: Anılarımızı nasıl oluşturduğumuzu, sakladığımızı ve hatırladığımızı etkileyen önyargılardır. Örneğin Toz Pembe Hatırlama Önyargısı insanların geçmiş olayları olduklarından daha güzel hatırlamalarına neden olan bir bilişsel önyargıdır. İnsanların geçmiş olayların olumsuz ve nötr yönlerini unutma eğiliminden ve bu eğilimden dolayı geçmişin daha güzel hatırlanmasından kaynaklanır.[9], [10]
- Kafiye Etkisi: Bu önyargı, belirli bir ritme sahip ifadelerin, içermeyenlere göre daha çok hatırlanmasına, tekrarlanmasına ve daha inandırıcı bulunmasına sebep olur.[11], [12] Örneğin "Sakla samanı gelir zamanı." atasözü, bir "atasözü" olmasının ötesinde kafiyeli bir cümledir de. Bu cümlenin hatırlanması, "Sonradan ihtiyacın olabileceği için sakla." gibi bir cümleden çok daha uzun süre, çok daha kolay bir şekilde hatırlanabilecektir.
- Sosyal Önyargılar: Sosyal algılarımızı ve davranışlarımızı etkileyen önyargılardır.
- Sahne Işığı Etkisi: İnsanların diğerleri tarafından olduğundan daha fazla izlendiklerini ve fark edildiklerini sanmalarına sebep olan bir önyargıdır. İnsanlar her şeyi doğal olarak kendi açılarından gördüklerinden başkalarının gözünden nasıl göründüklerini anlamakta zorlanırlar, bu durum da Sahne Işığı Etkisine yol açar.[13]
- Hale Etkisi: Bir kişi veya nesne hakkında bir alandaki izlenimimizin diğer alanlardaki izlenimimizi etkilemesine neden olan bir etkidir. Birinin fiziksel anlamda çekici olduğunu düşünüyorsak bu kişinin çekici bulmadıklarımıza göre daha bilgili ve daha iyi karakterli olduğu yanılgısına yol açar.[14], [15]
- Dış Grubun Homojenliği Önyargısı: İnsanların içinde bulunmadıkları bir grubun üyelerinin birbirlerine kendi bulundukları grubun üyelerinin benzerliğine göre daha fazla benzediklerini düşünmelerine sebep olur (bununla ilgili daha fazla bilgiyi Sosyal Kimlik Teorisi ile ilgili yazımızdan alabilirsiniz). Bu önyargının sebebi insanların kendi bulundukları grubun üyelerine daha çok dikkat etmesidir çünkü kendi grup üyeleriyle olan iletişim daha önemli olarak algılanır.[16]
Bazı önyargıların birden fazla süreci etkileyebileceğini göz önünde bulundurun. Örneğin Sürü Psikolojisi insanların bir şeyi başkaları yaptığı için yapmalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Bir Sosyal Önyargı'dır ancak insanların inançları veya hafızaları gibi birçok alanda etki gösterebilir.
Sıcak ve Soğuk Bilişsel Önyargılar
Bilişsel önyargılar bazen sıcak veya soğuk olarak sınıflandırılırlar:[17]
- Sıcak Önyargılar olumlu bir benlik algısına sahip olma arzusu gibi duygusal kaygılarla motive edilen bilişsel önyargılardır.
- Kendine Hizmet Eden Yanlılık: İnsanların olumlu davranışlarını ve başarılarını kendilerine atfederek üstlenip yenilgilerini ve olumsuz davranışlarını durumun getirdiği koşulllara bağlayarak sorumluluklarını redddetmelerine sebep olan bir bilişsel önyargıdır.[18], [19] Bu durumun asıl sebebi insanların özgüvenlerini yükseltme ihtiyacıdır ve bu önyargı çeşitli duygu durumlarından yüksek seviyede etkilenir.[19]
- Soğuk Önyargılar ise bilişsel kapasitemizin sınırlamaları gibi duygusal olmayan sebeplerle ortaya çıkan önyargılardır.
- Teleskop Etkisi: İnsanların geçmiş olayları olduklarından daha yakında, yakın zamanda yaşananları ise daha uzun zaman önce yaşanmış gibi hatırlamalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Bu önyargı hafızamızın çalışma şekline bağlı olarak ortaya çıkar ve genelde duygusal durumlardan etkilenmez.[20]
Yukarıda da anlatıldığı üzere, sıcak önyargıların soğuk önyargılardan farkı duygular tarafından yönetilmeleridir. Ancak bu ayrım mükemmel değildir çünkü yaygın veya özel koşullar altında bir önyargının soğuk mu sıcak mı olduğuna karar vermek zor olabilir.[17]
Örneğin Sonradan Anlama Önyargısı insanların geçmiş bir olayın sonucunun tahmin edilebilirliğini abartmalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır.[21] Bu önyargı, birinin ne olacağını tahmin edebilecek kadar zeki olduğuna inanmak istemesi gibi "sıcak" nedenlerle ortaya çıkabilir. Ancak birinin geçmişe bakarken şu anki bilgilerini görmezden gelememesi gibi "soğuk" nedenlerle de bu önyargı oluşabilir.
Yine de bazı sınırlamalarına rağmen sıcak/soğuk ayrımı bir önyargının net bir şekilde "sıcak" veya "soğuk" olduğu bazı durumlarda işimize yarar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Son olarak bilişsel önyargılar bazı belirli alanlarda özellikle görülür:
- Girişimcilik konusunda, bilişsel önyargılar girişimcilerin işleri hakkında gereğinden fazla rahat ve iyimser olmalarına sebep olabilir.[22]
- Tıp alanında ise doktorların durumlarına göre alışılmış olmayan belirtiler gösteren hastaları yanlış teşhis etmelerine yol açabilir.[23]
Bu liste, gerçekte olanın son derece kısaltılmış bir versiyonudur ve sadece bir fikir vermesi ve bazı örnekler sunması amacıyla verilmiştir. Gerçekte bugüne kadar onlarca diğer bilişsel önyargı tanımlanmıştır.
Bilişsel Önyargı Kodeksi
Bilişsel Önyargı Kodeksi, ortadaki beynimizin sık sık yaptığı mantık hatalarını, önyargıları ve safsataların olduğu bir infografik haritadır.
Nobel Ödüllü Daniel Kahneman şöyle diyor:
Hepimiz, kendimizi olduğumuzdan çok daha rasyonel olarak atfediyoruz. Ve verdiğimiz her kararın arkasında güzel sebepler olduğunu düşünüyoruz. Tam tersi durumlarda bile buna inanıyoruz. Aslında biz sadece sebeplere inanıyoruz, çünkü kararımızı çoktan verdik.
Kimler Bilişsel Önyargılara Kapılır?
Bilişsel önyargılar, temel bilişsel sistemimizin çalışma şekline bağlı olarak ortaya çıktığından profesyonel psikologlar dahil herkes, az ya da çok bilişsel önyargılara kapılır.[24] Bunun da ötesinde sadece insanlarda değil arı, domuz ve köpek gibi hayvanlarda da gözlenirler.[25], [26], [27]
Yaş ve kültür gibi çeşitli arkaplan etkenleri hani önyargının kimi ne dereceye kadar etkilediğini değiştirebilir.[28] Bu da herkesin deneyiminin birbirinden farklı olmasına yol açar.
Ancak bu arka plan etkenleri ile bilişsel önyargılar arasındaki bağ karmaşıktır. Örneğin "genel bilişsel yetenek" insanların belirli önyargıları yaşama ihtimalleri ile ilgili bir şeydir ama tüm önyargıları kapsamaz. Dahası, önyargıların görülme olasılığıyla bilişsel yeteneğin ilişkili olduğu durumlarda bile bu bağın kuvveti bahsedilen önyargının hangisi olduğu ile ilgilidir.[29], [30], [31]
Neden Bilişsel Önyargılara Kapılıyoruz?
Tüm bilişsel önyargılar için geçerli tek bir neden yoktur. Yine de araştırmalar, bilişsel önyargıların öncelikle hatalı sezgilere veya sorunlu analitik muhakemeye bağlı olduğunu ileri sürüyor. Bu sorunlar ise psikolojik anlamda rahatsızlığı önlemek amacıyla halihazırda var olan inançları sürdürmek veya fazla miktarda bilgiyi hızlıca işlemekti zorluk olabilir.
Bilişsel önyargıların açıklamalarından çoğu, özellikle iki ana bilişsel sistem kullandığımızı öne süren İkili Sistem Teorisi'ne odaklanmaktadır:[32], [33]
- Sistem 1: Sezgisel işlemlerden sorumlu, diğerine göre daha hızlı, otomatik ve çaba gerektirmeden çalışan sistemdir. Bu sistemde işler paralel yürür, yani bu sistemde aynı anda birden fazla işlem gerçekleştirmek mümkündür. Ayrıca duyguların büyük oranda etkisinde kalır. Yaptığımız bir şakaya gülünmesinden duyduğumuz memnuniyet, Sistem 1'in ürünüdür.
- Sistem 2: Bu sistem ise bilinçli akıl yürütmeden sorumludur. Diğerine göre daha yavaş, kontrollü ve çalışması çaba gerektiren bir sistemdir. Bu sistemdeki işlemler ise seri yürür, yani bir anda sadece bir işlem yapılabilir. Diğerine göre duygulardan daha bağımsızdır. Karmaşık bir denklemi çözmeye çalışırken Sistem 2'yi kullanırız.
Bu çerçevede bilişsel önyargıların yaygın nedenlerinden biri analitik muhakeme (Sistem 2) gereken durumlarda, sezgilere (Sistem 1) güvenilmesidir. Bunun sebebi, sezgilerin daha hızlı ve kullanımının daha kolay olması olabilir. Sezgilere güvenmek birçok konuda analitik muhakemeye güvenmek kadar iyi ve hatta daha iyi sonuçlar verebilir, bu yüzden de insanlar sezgiye uygun bir durum olmasa bile bu yolu seçebilirler.[34] Örneğin bir deneyde üniversite öğrencilerine basit bir soru sorulmuştu:[35]
Bir kalem ve bir silgi toplamda 1.10 TL tutuyor. Kalemin fiyatı silginin fiyatından 1 TL fazla olduğuna göre silginin fiyatı nedir?
Bu soruyu duyan öğrencilerin bir çoğu "10 kuruş" cevabını vermeye yöneliksezgisel bir eğilim hissetti.[35] Çünkü toplam olan 1.10 TL doğal olarak 1 TL ve 10 kuruşa bölünüyordu, bu yüzden de "10 kuruş" mantıklı bir cevap gibi gelmişti. Sorun şu ki, öğrencilerin yarısı yanlış cevap vermelerine neden olan bu sezgiye kapıldılar. Doğru cevap kalemin 1.05 TL silginin ise 0.05 TL olmasıydı.
Burada yaşanan şey birçok insanın Sistem 1' i kullanarak sezgisel değerlendirmeler yapması ve doğruya yakın bir cevap bulmasıydı. Doğruya yakın bir cevap bulmak da yaklaşık sonuç gerektiren bazı durumlar için yeterince iyidir. Bazı insanlarsa bu sezgisel değerlendirmeden sonra Sistem 2'yi kullanarak ilk cevabın yanlış olduğunu fark etti ve doğru cevabı hesapladı. Kalanlar ise ya Sistem 2'yi hiç kullanmadılar ya da yanlış kullandılar, böylece Sistem 1'in cevabına güvendiler.
Genel olarak, İkili Sistem Teorisine göre bilişsel önyargılar iki ana sebepten ortaya çıkar:[32]
- Sistem 1 hatalı bir sezgi üretir ve Sistem 2 bunu düzeltemez. Bunun sebebi Sistem 2'nin devreye girmemesi veya Sistem 1'i kontrol etmede başarısız olması olabilir.
- Sistem 2 doğru analitik muhakeme yapamaz.
Bu sorunlar psikolojik olarak rahatsızlığa yol açacağından haksız olduğunuzu öğrenmek istememek gibi birçok sebebe bağlanabilir.
Örneğin Onaylama Önyargıları insanların halihazırda var olan inançlarına uygun olan bilgileri aramalarına, desteklemelerine ve bilgileri inanmak istedikleri gibi yorumlamalarına sebep olur. Bu önyargı insanlar önemli bir bilgiyi inançlarını sarsacağı şüphesiyle sezgisel olarak (Sistem 1) düşünmeden elediklerinde ortaya çıkabilir. Benzer olarak insanlar bilgiyi derinlemesine analiz edip (Sistem 2) inançlarına uymayan kısımları gözardı ettiğinde de önyargı oluşabilir.
Önyargıdan hangi sistemin sorumlu olduğuna dair kararsızlık yaşandığını göz önünde bulundurun. Örneğin bazı araştırmacılar sistemlerden çok ikili süreçleri veya akıl yürütmenin daha ileri seviyelerini neden olarak gösterirler.[32] Dahası, bazı araştırmacılar da "gürültülü bilgi işleme" gibi farklı mekanizmaların bazı belirli bilişsel önyargıların altında yatan neden olabileceğini öne sürüyor.[36]
Bunlara rağmen bu teorilerin birçok ortak noktası var, bu da özellikle bilişsel önyargılaı pratik bir bakış açısından anlamak isteyenler için bir çerçeve oluşturuyor.[32], [37]
Sınırlı Rasyonellik, Yeterince Tatmin Edicilik ve Bilişsel Kısayollar
Konuyla ilgili 3 ilişkili kavramı ise şu şekilde tanımlamak mümkündür:
- Sınırlı Rasyonellik: Sınırlı rasyonellik, yargılama ve karar verme yetilerimizin bilişsel sistemimizin sınırlarıyla kısıtlandığını ve işlenecek bilginin türüne ve işlenecek süreye bağlı olduğunu öne süren bir fikirdir.[38] Yani bir sorunu çözmeye çalışırken, bilişsel sistemimiz mükemmel işlese veya düşünecek daha fazla zamanımız olsa ulaşacağımız sonuçtan farklı sonuçlar buluyoruz.[39] Bilişsel önyargılar da sınırlı rasyonelliğimizin göze çarpan bir niteliğidir.
- Yeterince Tatmin Edicilik: Yeterlilik ve tatmin ediciliğin bir birleşimi olan bu kavram eldeki şartlar altında yargılamadan mükemmel kararlar yerine yeterince iyi kararlar verme isteğini temsil eder.[40], [41] Bu yüzden mutlak en iyiyi bulma tercihi olan "maksimizasyon" kavramının zıttıdır. Yeterince tatmin edicilik, bizi bazı bilişsel önyargılara sürükleyebilir.
- Bilişsel Kısayollar: Bu kısayollar, bilgi değerlendirme ve karar almayı kolaylaştırıp hızlandırır. Örneğin bize bir sepette kaç elma olduğu sorulduğunda elmaları tek tek saymak yerine bilişsel bir kısayola başvurarak 4 elmanın ne kadar yer kapladığını tahmin edip sepetin kaç elma alacağını tahmin edebiliriz. Bilişsel kısayollar öncelikle Sistem 1 ile bağdaştırılır ve yeterince tatmin ediciliğin bir formu olarak görülür ve birçok bilişsel önyargının temelinde yatar. Bu önyargılara Ulaşılabilirlik Kısayolu veya Temsil Edilebilirlik Kısayolu örnek verilebilir.
Bilişsel Sistemlerimiz Hakkında Ek Bilgi
Bilişsel sistemimizi anlamak için bilişsel önyargılar bağlamında bize yardımcı olabilecek iki konsept daha vardır.
Birincisi, herhangi bir anda hangi Sistemin işleyişe geçeceği, kişinin becerilerine veya koşullara bağlı olarak değişebilir. Örneğin deneyimli sürücüler direksiyondayken konuşabilirler. Bunu mümkün kılan, Sistem 2'nin aynı anda iki farklı işlemi yapması mümkün olmadığından, sürme işleminin onlar için sezgisel olmasıdır. Yine de deneyimli sürücüler bile tüm dikkatlerini vermeleri gereken zorlu yollarda sürüş yaparken konuşmakta zorlanırlar.
İkincisi, ele geçen bilgiyi algılama yeteneğimizi belirleyen algılama sistemimiz diğer iki sistemden (Sistem 1 ve Sistem 2) ayrı olarak düşünülür. Sistem 1 ile algı sistemimiz arasında her ikisi de otomatik ve paralel çalıştığından benzerlikler bulunsa da bazı önemli farklar da vardır:[35]
- Algılamamız daha nötraldir. Sistem 1 duygulardan daha çok etkilenir.
- Algılama sadece direkt uyaranlara tepki verir. Sistem 1 ise düşünceler vb. tarafından uyarılabilir.
- Algımız algılanan temsillerle sınırlıdır, Sistem 1 ise soyut temsiller üretebilir.
- Algımız, sadece şu anda karşılaştığımız uyarılara tepki verir, Sistem 1 ayrıca geçmiş veya gelecekle ilgili bilgilerle de ilgilenebilir.
Algı sistemimiz sezgisel izlenimler oluşturmak için Sistem 1'e giden bilgileri kullanır.[35] Sonra bu izlenimler bilinçli yargılar oluşturmak için Sistem 2'de kasıtlı akıl yürütmelere maruz kalırlar.
Bilişsel Önyargıları Azaltma Yöntemleri
Bilişsel Önyargıların Sorunu
Buraya kadar anlattığımız gibi, bilişsel önyargılar düşüncelerimizi çarpıtarak yanlış yargılara varmamıza veya kötü kararlar vermemize sebep olduğundan sorunlar yaratabilir.
Mesela Deve Kuşu Etkisi insanların hoşlarına gitmeyeceğini düşündükleri bilgileri görmezden gelmelerine sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Bu da tıbbi durumunuzu düzeltmek için ne yapmanız gerektiği gibi önemli bir bilgiyi görmezden gelmenize sebep olabilir.[42] Bu nedenle Deve Kuşu Etkisini azaltabilmek önemlidir çünkü böylece başka türlü gözardı edeceğiniz önemli bir bilgiyi elde edebilirsiniz.
Yani önyargılarınızı azaltmayı öğrenmek birçok durumda işinize yarayabilir ve hem kendinizin hem de başkalarının daha net düşünmesine yardımcı olmanızı sağlayabilir.
Bilişsel Önyargıları Azaltmak ve Önlemek
Daha önce gördüğümüz gibi bilişsel önyargılar bilişsel sistemimizdeki iki hatadan dolayı ortaya çıkabilir:
- Sistem 1' in (sezgisel sistemimizin) doğru sezgiler üretememesi ve Sistem 2'nin (analitik sistemimizin) Sistem 1'i yönetmekte veya devre dışı bırakmakta başarısız olması.
- Sistem 2'nin doğru muhakeme yapamaması.
Bunlara dayanarak bilişsel önyargıları azaltmak için yapabileceğimiz iki şey var:[43]
- Sistem 1' in sağlıklı sezgiler üretmesine yardım etmek: Bunu yapmanın birçok yolu var. Örneğin kısa vadede sezgilerin üretildiği ortamı iyileştirebilir , uzun vadede ise Sistem 1'i geliştirecek geri bildirimlerle sezgi üretim sürecini daha iyi hale getirebilirsiniz.
- Sistem 2'nin doğru muhakeme yapmasını ve Sistem 1'i yönetmesini sağlamak: Bunun için de birçok yol var, mesela karar verme sürecini yavaşlatabilir veya karar verdiğiniz ortamı iyileştirebilirsiniz.
Bilişsel önyargıları azaltmada kullanılan en yaygın yöntem ise Önyargı Azaltma Tekniklerini kullanmaktır. Bu tekniklerin çoğu düşünce sisteminizin farkındalığı ve anlaşılması anlamına gelen üstbiliş etrafında şekillenir. Üstbiliş de genelde bilinçli bir çabayla oluştuğundan bu teknikler öncelikle Sistem 2'nin geliştirilmesini gerektirir.[44]
Bazı Önyargı Azaltma Teknikleri diğerlerine göre basit ve evrenseldir, önyargılar hakkında bilgilerinizi artırıp gereken yerde bunları hatırlamak gibi. Bazı teknikler ise daha özeldir, örneğin psikolojik olarak kendinden uzaklaşmak insanların hayatlarındaki olayları değerlendirirken veya başkalarının perspektifinden bakmaya çalışırken kendi bakış açılarına çok fazla güvenmelerine neden olan Benmerkezci Önyargıyı azaltmada etkilidir.
Önyargı Azaltma Tekniklerinin etkinliği, üzerinde kullanıldıkları bilişsel önyargılara bağlıdır. Örneğin insanların bir yargıya varırken ulaştıkları ilk bilgiye diğerlerinden daha fazla güvenmelerine neden olan Çıpalama Etkisi'ni düşünelim. İlk bilgiyle sonrakilerin bariz bir karşılaştırması sonucu oluşan bir Çıpalama Etkisi için teknikler çok daha az etkili olacaktır. Yani kişiden açıkça bir karşılaştırma yapması istenirse önyargıyı azaltmak çok daha zor olacaktır.[45]
Özetle, bu bölümde önyargı azaltmanın temel prensiplerini anlatıldı. Kendinizin ve başkalarının bilişsel önyargılarını nasıl azaltabileceğinizi öğrenmek için bu yazımızı okuyabilirsiniz.
Bilişsel Önyargılar Her Zaman Kötü Değildir!
Bilişsel Önyargılar, irrasyonellik örnekleri olsalar da bizi her zaman olumsuz etkilemezler. Aksine, düşünce süreçlerimizi olumlu etkileyebilir ve en iyi kararı vermemize yardımcı olabilirler de.
Örneğin Karamsarlık Önyargısı insanların kötü olayların yaşanma olasılığını olduğundan daha fazla ve iyi olayların yaşanma olasılığını olduğundan daha az görmelerine sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Özellikle de gelecek olayların kötü sonuçlanacağı yanılgısına sebep olur.
Bu önyargı, insanların sonucun her türlü kötü olacağını düşünerek çaba harcamasına engel olmak gibi kötü bir etki yaratabilir. Ancak, insanların türlü zorluklarla karşılaşacaklarını düşünüp geleceğe iyi hazırlanmalarını da sağlayabilir.[46]
Bunun da ötesinde bilişsel önyargıların çoğu kullanışlı kısayollar olarak da hizmet ederler. İnsanların karmaşık problemleri basitleştirmelerini ve daha hızlı karar vermelerini sağlayabilirler. Bu kısayollar her zaman en iyi kararı verdirmese de çoğu zaman işe yarar bir karar alınmasını sağlarlar.[47]
Son olarak, bilişsel önyargılar birçok durumda yararlı olabilirler. Bireysel bir bakış açısından, önyargılar belirsizlik söz konusu olan durumlarda en iyi kararın verilmesini sağlayabilir.[48] Benzer olarak bir grup açısından bakarsak insanları birbirlerine yardım etmeleri için teşvik ederler. [49]
Özetle, bilişsel önyargılar insanları çeşitli şekillerde olumsuz etkileyebilse de bazı durumlarda iyi etki de gösterebilirler. Bireysel olarak insanların geleceğe daha iyi hazırlanmasını sağlamaları veya gruplar için iş birliğini teşvik etmeleri olumlu etkilerine örneklerdir. Bu nedenle bilişsel önyargılar, evrimsel olarak bazen uyum bozan kusurlardansa uyum sağlamamıza yardımcı olan özellikler olarak görülürler.[50]
Bu yüzden de bazen bilişsel önyargıların duruma dair izleniminizi çarpıtsa bile en iyi kararı almanızı sağlayabileceğini bilmek önemlidir. Aynı zamanda bilişsel önyargıların farkında olmak da oldukça önemlidir çünkü böylece sizi nasıl etkilediklerini ve etkilerini azaltmanın yararlı olup olmayacağını anlayabilirsiniz.
Not: Bilişsel önyargıların potensiyelini tartışırken bazı araştırmacılar "bilişsel önyargılar" ve "sonuç önyargıları" ayrımını yaparlar. Bilişsel önyargılar "dünyanın yanlış bir görüntüsü", sonuç önyargıları ise "rasyonel davranıştan sapma"lardır. Bu ayrıma göre bilişsel önyargılar rasyonel bir sonuç üretebilir veya sonuç önyargılarına sebep olabilir.
Bilişsel Önyargılar ile Mantık Hataları Arasındaki Farklar
Bilişsel önyargılar ve mantık hataları birbirlerine benzer görünseler de iki farklı şeyi temsil ederler:
- Bilişsel önyargılar, bilişteki sistematik hatalardır ve bu yüzden psikolojik kavramlardır.
- Mantık hataları, hatalı yargılama kalıpları içerirler ve bu nedenle felsefi kavramlardır.
Bilişsel önyargılar, özellikle de kişinin sezgilerinden kaynaklananlar düşünmenin ilk basamaklarında ortaya çıkarlar ve birçok mantık hatasına neden olabilirler.
Örneğin Doğaya Başvurma Safsatası, bir şeyin doğal olduğu için iyi veya doğal olmadığı için kötü olduğunun düşünülmesine yol açan bir mantık hatasıdır. Bu hata, bazı durumlarda insanların doğal buldukları şeyi içgüdüsel olarak tercih etmelerine sebep olan belirli önyargılardan kaynaklanıyor olabilir.
Dahası, bazı durumlarda, özellikle retorik amaçlar için kullanılan mantık hataları kendilerini güçlendirmek adına bazı bilişsel önyargılardan faydalanabilir.
Belli bir olayın uç bir sonuca varan bir olaylar zincirine yol açacağını veya bir durumda nasıl davranıyorsak daha farklı bir durumda da öyle davranmamız gerektiğini savunan Kaygan Zemin Argümanları'nı düşünelim. Bu argümanları kullanan biri mantık hatasıyla ulaşılan sonucu gerçekte olduğundan daha olası göstermek için karşıdakinin Karamsarlık Önyargısı'na hitap edebilir.
Yine de bu, mantık hatalarının kullanımı her zaman ilgili bilişsel önyargılarla ilişkilidir demek değildir. Mesela saldırı odağı yapmak için karşıt bir görüşü çarpıtan Korkuluk (Saman Adam) Argümanlarını düşünelim. Bu argümanlar karşıdaki bazı bilişsel önyargıları sebebiyle yanlış anlaşıldığı için kullanılabildiği gibi tamamen bilinçli ve ne yaptığının farkında olarak, hiçbir bilişsel önyargıya kapılmadan ve hatta başkalarını bu önyargılara sürüklemek için kullanılmaları da mümkündür.
Özetle, bilişsel önyargılarla mantık hataları arasındaki temel ayrım birinin psikolojik diğerinin ise felsefi bir kavram olmasıdır. Önyargılar bilişle ilgili psikolojik kavramlarken hatalar yargılamayla ilgili felsefi kavramlardır. Bilişsel önyargılar, mesela bir önyargı bizi bir mantık hatasına yönelttiğinde veya bir mantık hatasının retorik etkinliğinin altında yatan bilişsel önyargıya bağlı olduğu durumlarda bazı belirli mantık hatalarıyla ilişkilendirilebilir.
Not: Mantık hataları, genelde hatalı argümantasyonlar yerine hatalı muhakeme şemaları olarak tanımlanırlar. "Argümantasyon" terimi burada mantık hatalarının bilişsel önyargılardan farklı bir akıl yürütme türüyle alakalı olduğunu göstermek için kullanılmıştır.
Bilişsel Önyargıların Tarihi
Bilişsel önyargılar, insanları ve hayvanları evrimin ilk aşamalarından beri etkilese de kavram olarak 1970'lerde Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından yazılan konu üzerindeki yazılarda ortaya atıldı ve yaygınlaştı. Bu ilk yazı genel olarak sistemarik irrasyonellik ve özel olarak bilişsel önyargılar kavramıyla ilgilenen bu yazılar arasında şunlar da vardı:
- Öznel Olasılık: Temsiliyet Kararı.[51]
- Ulaşılabilirlik: Sıklık ve Olasılık Yargılamada Bir Kısayol[52]
- Belirsizliğin Altındaki Yargılama: Kısayollar ve Önyargılar[47]
İlk iki yazı Kahneman ve Tversky' nin oluşturduğu çerçeve içinde kısayolları tanımladı. 1974'te yayınlanan yazı ise konu üstünde en çok alıntı yapılan makale oldu ve bugün bildiğimiz haliyle bilişsel önyargıları tanıttı.
Kahneman, 1996'da ölen Tversky ile ortak çalışması için 2002'de Nobel Ekonomi Ödülü'ne layık görüldü.[53]
Bilişsel önyargıların tarihi ile ilgili daha çok şey öğrenmek istiyorsanız Kahneman' ın konu üstündeki ünlü kitabı Hızlı ve Yavaş Düşünme'yi okumalısınız.[54] Konuyla ilgiliyseniz, Kahneman ve Tversky'nin hakkında yazılmış The Undoing Project: A Friendship That Changed Our Minds adlı kitabı veya kitabın The New Yorker'da yayınlanmış eleştirisini de okuyabilirsiniz.[55], [56]
Özet ve Sonuç
- Bilişsel önyargılar, sistematik rasyonellikten sapma şemalarıdır. Bilişsel sistemimizin çalışma şeklinden ötürü ortaya çıkarlar.
- Bilişsel önyargılar; bilgiyi arama, değerlendirme, yorumlama, yargılama, kullanma ve hatırlama ve ayrıca karar vermede mantıksız davranmamıza neden olur.
- Yaş ve kültür gibi çeşitli faktörler insanların bilişsel önyargıları nasıl deneyimlediğini etkileyebilir. Profesyonel psikologlar dahil herkes az ya da çok bilişsel önyargılara kapılır.
- Bilişsel önyargılara kapılma nedenimizle ilgili birçok teori öne sürülmüş olsa da göze çarpan biri İkili Sistem Teorisi'dir. Bu teori bilişsel önyargıların genel olarak analitik sistemimizin düzeltemediği hatalı sezgiler veya doğru gitmeyen bir akıl yürütmeden kaynaklandığını savunur.
- Bilişsel önyargılar düşünme ve karar verme süreçlerimizde sorun çıkarabilir ancak çeşitli yollarla azaltılmaları veya önlenmeleri mümkündür. Bu yollardan en çok göze çarpanı ilgili Önyargı Azaltma Teknikleri'dir.
Bu konuda daha çok okumak ve bilişsel önyargılar kavramı hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorsanız konu hakkındaki en iyi kitap kavramı tanımlayarak Nobel ödülü kazanan Daniel Kahneman' ın "Hızlı ve Yavaş Düşünme" adlı kitabıdır.[54]
Ek olarak önerilen iki kitap da Akıldışı Ama Öngörülebilir ve Hatasız Düşünme Sanatı adlı kitaplardır. Bu kitaplar yaygın önyargıları ve insanların gösterdiği irrasyonellik şemalarını öğrenmenize yardımcı olacaktır.[57], [58]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 3
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- ^ T. K. Das, et al. (1999). Cognitive Biases And Strategic Decision Processes: An Integrative Perspective. Journal of Management Studies, sf: 757-778. doi: 10.1111/1467-6486.00157. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. S. Blumenthal-Barby, et al. (2014). Cognitive Biases And Heuristics In Medical Decision Making: A Critical Review Using A Systematic Search Strategy. Medical Decision Making, sf: 539-557. doi: 10.1177/0272989X14547740. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Xue, et al. (2010). An Fmri Study Of Risk-Taking Following Wins And Losses: Implications For The Gambler's Fallacy. Wiley, sf: 271-281. doi: 10.1002/hbm.21015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. V. Meegan. (2010). Zero-Sum Bias: Perceived Competition Despite Unlimited Resources. Frontiers in Psychology. doi: 10.3389/fpsyg.2010.00191. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Mullen, et al. (1985). The False Consensus Effect: A Meta-Analysis Of 115 Hypothesis Tests. Journal of Experimental Social Psychology, sf: 262-283. doi: 10.1016/0022-1031(85)90020-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. K. Oostrom, et al. (2017). False Consensus In Situational Judgment Tests: What Would Others Do?. Journal of Research in Personality, sf: 33-45. doi: 10.1016/j.jrp.2017.09.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Simon, et al. (2000). Cognitive Biases, Risk Perception, And Venture Formation: How Individuals Decide To Start Companies. Journal of Business Venturing, sf: 113-134. doi: 10.1016/S0883-9026(98)00003-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. J. Langer. (2006). The Illusion Of Control.. American Psychological Association, sf: 311-328. doi: 10.1037/0022-3514.32.2.311. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. R. Mitchell. (1997). Temporal Adjustments In The Evaluation Of Events: The “Rosy View”. Journal of Experimental Social Psychology, sf: 421-448. doi: 10.1006/jesp.1997.1333. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Wirtz, et al. (2016). What To Do On Spring Break?: The Role Of Predicted, On-Line, And Remembered Experience In Future Choice. Psychological Science, sf: 520-524. doi: 10.1111/1467-9280.03455. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. McGlone, et al. (1999). The Keats Heuristic: Rhyme As Reason In Aphorism Interpretation. Poetics, sf: 235-244. doi: 10.1016/S0304-422X(99)00003-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. S. McGlone, et al. (2016). Birds Of A Feather Flock Conjointly (?): Rhyme As Reason In Aphorisms:. Psychological Science, sf: 424-428. doi: 10.1111/1467-9280.00282. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Gilovich, et al. (2005). The Spotlight Effect In Social Judgment: An Egocentric Bias In Estimates Of The Salience Of One's Own Actions And Appearance.. American Psychological Association, sf: 211-222. doi: 10.1037/0022-3514.78.2.211. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. L. Palmer, et al. (2015). Halo Effects And The Attractiveness Premium In Perceptions Of Political Expertise:. American Politics Research, sf: 353-382. doi: 10.1177/1532673X15600517. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. J. Wade, et al. (2003). Weight Halo Effects: Individual Differences In Perceived Life Success As A Function Of Women's Race And Weight. Sex Roles, sf: 461-465. doi: 10.1023/A:1023582629538. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. M. Ackerman, et al. (2016). They All Look The Same To Me (Unless They're Angry): From Out-Group Homogeneity To Out-Group Heterogeneity. Psychological Science, sf: 836-840. doi: 10.1111/j.1467-9280.2006.01790.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b R. J. MacCoun. (2003). Biases In The Interpretation And Use Of Research Results. Annual Reviews, sf: 259-287. doi: 10.1146/annurev.psych.49.1.259. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. F. Malle. (2006). The Actor-Observer Asymmetry In Attribution: A (Surprising) Meta-Analysis.. American Psychological Association, sf: 895-919. doi: 10.1037/0033-2909.132.6.895. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. D. Coleman. (2011). Emotion And The Self-Serving Bias. Current Psychology, sf: 345-354. doi: 10.1007/s12144-011-9121-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. M. J. Janssen, et al. (2006). Memory For Time: How People Date Events. Memory & Cognition, sf: 138-147. doi: 10.3758/BF03193393. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. J. J. Christensen-Szalanski. (1991). The Hindsight Bias: A Meta-Analysis. Organizational Behavior and Human Decision Processes, sf: 147-168. doi: 10.1016/0749-5978(91)90010-Q. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. X. Zhang, et al. (2016). The Study Of Bias In Entrepreneurship:. Entrepreneurship Theory and Practice, sf: 419-454. doi: 10.1111/etap.12212. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Croskerry. (2003). Cognitive Forcing Strategies In Clinical Decisionmaking. Annals of Emergency Medicine, sf: 110-120. doi: 10.1067/mem.2003.22. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Tversky, et al. (2006). Belief In The Law Of Small Numbers.. American Psychological Association, sf: 105-110. doi: 10.1037/h0031322. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Bateson, et al. (2011). Agitated Honeybees Exhibit Pessimistic Cognitive Biases. Current Biology, sf: 1070-1073. doi: 10.1016/j.cub.2011.05.017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Douglas, et al. (2012). Environmental Enrichment Induces Optimistic Cognitive Biases In Pigs. Applied Animal Behaviour Science, sf: 65-73. doi: 10.1016/j.applanim.2012.02.018. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Mendl, et al. (2010). Dogs Showing Separation-Related Behaviour Exhibit A ‘Pessimistic’ Cognitive Bias. Current Biology, sf: R839-R840. doi: 10.1016/j.cub.2010.08.030. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. H. Mezulis, et al. (2004). Is There A Universal Positivity Bias In Attributions? A Meta-Analytic Review Of Individual, Developmental, And Cultural Differences In The Self-Serving Attributional Bias.. American Psychological Association, sf: 711-747. doi: 10.1037/0033-2909.130.5.711. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. E. Stanovich, et al. (2008). On The Telative Independence Of Thinking Biases And Cognitive Ability.. American Psychological Association, sf: 672-695. doi: 10.1037/0022-3514.94.4.672. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. I. Hoppe, et al. (2011). Behavioral Biases And Cognitive Reflection. Economics Letters, sf: 97-100. doi: 10.1016/j.econlet.2010.11.015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. E. . Stanovich, et al. (2008). On The Failure Of Cognitive Ability To Predict Myside And One-Sided Thinking Biases. Thinking & Reasoning, sf: 129-167. doi: 10.1080/13546780701679764. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d K. Frankish. (2010). Dual-Process And Dual-System Theories Of Reasoning. Philosophy Compass, sf: 914-926. doi: 10.1111/j.1747-9991.2010.00330.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ NobelPrize. The Sveriges Riksbank Prize In Economic Sciences In Memory Of Alfred Nobel 2002. Alındığı Tarih: 1 Eylül 2021. Alındığı Yer: NobelPrize | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Kahneman. (2003). A Perspective On Judgment And Choice: Mapping Bounded Rationality.. American Psychological Association, sf: 697-720. doi: 10.1037/0003-066X.58.9.697. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d D. Kahneman. (2003). Maps Of Bounded Rationality: Psychology For Behavioral Economics. American Economic Review, sf: 1449-1475. doi: 10.1257/000282803322655392. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Hilbert. (2011). Toward A Synthesis Of Cognitive Biases: How Noisy Information Processing Can Bias Human Decision Making.. American Psychological Association, sf: 211-237. doi: 10.1037/a0025940. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Evans, et al. (2012). In Two Minds: Dual Processes And Beyond. Oxford University Press. doi: 10.1093/acprof:oso/9780199230167.001.0001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. A. Simon. (1990). Bounded Rationality. Palgrave Macmillan, London, sf: 15-18. doi: 10.1007/978-1-349-20568-4_5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. A. Simon. (2008). Bounded Rationality And Organizational Learning. Institute for Operations Research and the Management Sciences (INFORMS), sf: 125-134. doi: 10.1287/orsc.2.1.125. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Gigerenzer, et al. (2005). Reasoning The Fast And Frugal Way: Models Of Bounded Rationality.. American Psychological Association, sf: 650-669. doi: 10.1037/0033-295X.103.4.650. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Gigerenzer. (2010). Moral Satisficing: Rethinking Moral Behavior As Bounded Rationality. Topics in Cognitive Science, sf: 528-554. doi: 10.1111/j.1756-8765.2010.01094.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Karlsson, et al. (2009). The Ostrich Effect: Selective Attention To Information. Journal of Risk and Uncertainty, sf: 95-115. doi: 10.1007/s11166-009-9060-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. B. Soll, et al. (2015). A User's Guide To Debiasing. John Wiley & Sons, Ltd, sf: 924-951. doi: 10.1002/9781118468333.ch33. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Croskerry, et al. (2013). Cognitive Debiasing 1: Origins Of Bias And Theory Of Debiasing. BMJ Quality & Safety, sf: ii58-ii64. doi: 10.1136/bmjqs-2012-001712. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. T. Brewer, et al. (2002). The Fragile Basic Anchoring Effect. Journal of Behavioral Decision Making, sf: 65-77. doi: 10.1002/bdm.403. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. K. Norem, et al. (2005). Strategy-Dependent Effects Of Reflecting On Self And Tasks: Some Implications Of Optimism And Defensive Pessimism.. American Psychological Association, sf: 822-835. doi: 10.1037/0022-3514.65.4.822. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. Tversky, et al. (1974). Judgment Under Uncertainty: Heuristics And Biases. Science, sf: 1124-1131. doi: 10.1126/science.185.4157.1124. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. G. Haselton, et al. (2016). The Paranoid Optimist: An Integrative Evolutionary Model Of Cognitive Biases:. Personality and Social Psychology Review, sf: 47-66. doi: 10.1207/s15327957pspr1001_3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. M. McGuire. (2005). “It Was Nothing”—Extending Evolutionary Models Of Altruism By Two Social Cognitive Biases In Judgments Of The Costs And Benefits Of Helping. Guilford Publications, sf: 363-394. doi: 10.1521/soco.21.5.363.28685. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. G. Haselton, et al. (2015). The Evolution Of Cognitive Bias. American Cancer Society, sf: 1-20. doi: 10.1002/9781119125563.evpsych241. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Kahneman, et al. (1972). Subjective Probability: A Judgment Of Representativeness. Cognitive Psychology, sf: 430-454. doi: 10.1016/0010-0285(72)90016-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Tversky, et al. (1973). Availability: A Heuristic For Judging Frequency And Probability. Cognitive Psychology, sf: 207-232. doi: 10.1016/0010-0285(73)90033-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ NobelPrize. The Sveriges Riksbank Prize In Economic Sciences In Memory Of Alfred Nobel 2002. Alındığı Tarih: 1 Eylül 2021. Alındığı Yer: NobelPrize | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Kahneman, et al. (2015). Hızlı Ve Yavaş Düşünme. ISBN: 9789754345315. Yayınevi: Varlık Yayınları.
- ^ M. . Lewis. (2017). The Undoing Project: A Friendship That Changed Our Minds. ISBN: 9780393354775. Yayınevi: W. W. Norton Company.
- ^ C. R. Sunstein. The Two Friends Who Changed How We Think About How We Think. (7 Aralık 2016). Alındığı Tarih: 1 Eylül 2021. Alındığı Yer: The New Yorker | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Ariely, et al. (2010). Akıldışı Ama Öngörülebilir: Kararlarımızı Biçimlendiren Gizli Kuvvetler. ISBN: 9786055655396. Yayınevi: Optimist Yayınevi.
- ^ R. Dobelli, et al. (2013). Hatasız Düşünme Sanatı. ISBN: 9786055443870. Yayınevi: NTV Yayınları.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:07:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10873
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.