Temel İlişkilendirme Hatası: Bir Durumu Etkileyen Diğer Faktörleri Görmezden Gelirseniz, Hata Yaparsınız!
Temel ilişkilendirme hatası, insanların, insan davranışları üzerinde çevreden kaynaklanan faktörlerin etkisini hafife alarak, kişilik bazlı ruhsal faktörlerin etkisini abartmasına neden olan bilişsel bir önyargıdır.
Aslında bu şu anlama gelir: Temel ilişkilendirme hatası, insanların, başka insanların eylemlerinin çevresel faktörlerden gerçekte olduğundan daha az etkilendiğini ve bu eylemlerde kişinin karakterinin daha fazla etkili olduğunu varsaymasına yol açar.
Örneğin temel ilişkilendirme hatası; bir insanın, tanımadığınız birini kızgınken gördüğünüzde, o kişi gerçekte bir başkasının kendisine kaba davranması gibi bir sebeple geçici olarak öfkelenmiş olsa bile, bu kişinin genelde de öfkeli bir yapıya sahip olduğunu varsaymanıza sebep olabilir.
Temel ilişkilendirme hatası, siz de dahil olmak üzere, insanların başkalarını nasıl yargıladığını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle onu anlamak önemlidir. Bu nedenle, aşağıdaki makalede temel ilişkilendirme hatası hakkında daha fazla bilgi edinecek ve onu doğru bir şekilde anlamak için neler yapabileceğinizi göreceksiniz.
"Temel ilişkilendirme hatası" terimi, Stanford profesörü Lee Ross tarafından, Ross'un daha önceki çalışmalarda elde edilen bulgulara dayanarak bu fenomeni tartıştığı, "Sezgisel psikolog ve eksiklikleri: yükleme sürecindeki çarpıtmalar" başlıklı 1977 tarihli bir makalede kullanılmıştır.[1], [2] Bu terim genellikle 'TAH' olarak kısaltılır.
Temel İlişkilendirme Hatası Örnekleri
Temel ilişkilendirme hatasının dikkate değer bir örneği, 1967'de Duke Üniversitesi'nde iki araştırmacı olan Edward Jones ve Victor Harris tarafından bu fenomene odaklanan ilk çalışmayla ortaya çıkmıştır.[3]
Çalışmanın ilk ve en bilinir deneyinde katılımcılara bir öğrenci tarafından yazıldığına inandıkları Fidel Castro’nun Kübası başlıklı politik bir makale verildi. Bazı katılımcılara Castro'yu destekleyen, bazılarına ise desteklemeyen makaleler verildi. Ardından, her birinden makaleyi yazan kişinin politik görüşünü yargılaması istendi.
Deney, temel ilişkilendirme hatasının varlığını kanıtlamıştır: Çünkü katılımcılara, makaleyi yazan öğrencinin konuyu seçme şansı olmadığı söylenmesine rağmen, Castro'yu destekleyen makaleyi okuyan katılımcıların, anti-Castro makalesini okuyanlara kıyasla, onu yazan öğrencinin Castro'yu desteklediğini varsayma olasılığı önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgular, katılımcıların konuyla ilgili bir üniversite tartışması için bir açılış konuşmasının ilk taslağı olduğunu düşündükleri şeyi okudukları bir takip deneyinde tekrarlanmıştır.
O zamandan beri başka araştırmalar da çeşitli alanlarda temel ilişkilendirme hatasını bulmuştur. Örneğin TV dizilerini izleyen insanlar, dizideki oyuncuların davranışlarını senaryodan ziyade onların kişiliklerine bağladıklarında, temel ilişkilendirme hatasına düşmüş olurlar. Esasen bu, insanların bir oyuncunun canlandırdığı karakterin davranışının, bazen senaryo tarafından onlar için dikte edilenden ziyade gerçek kişiliğini yansıttığını varsaydıkları anlamına gelir. Ayrıca, temel ilişkilendirme hatasını sergileyen kişi aynı aktörü iki farklı rol oynarken izlediğinde bile bu etkinin tutarlı kaldığı gösterilmiştir; bu gibi durumlarda, insanların izlediği son sahne genellikle oyuncu hakkındaki değerlendirmelerini belirleyen sahnedir.[4]
Bir diğer araştırmada öğrenciler, öğretmenlerinin öfkelenme sebeplerinin içsel nedenlerini abarttıklarında, genellikle temel ilişkilendirme hatasında bulunmuşlardır. Aslında bunun anlamı; öğrencilerin, öğretmenlerinin öfkeli olduğunu gördüklerinde, öğretmenlerinin çevresel nedenlerden dolayı öfkelendiğini değil, genel olarak öfkeli bir insan olduğunu varsaymalarıdır. Öğrenciler, yanlış davranarak, kasıtlı olarak öğretmeni kışkırtarak ve hatta kendi vurdumduymazlıkları gibi nedenlerle öğretmenlerini öfkelendirdiklerini kabul etseler bile bu bilişsel hataya düşebilirler.[5]
İnsanların temel ilişkilendirme hatasında bulunmasının ana sebebi, bunun bir tür sezgisel analiz (höristik) olarak hizmet etmesidir. İnsanlar bunu hızlı bir şekilde yargıda bulunmak ve karar almak için sezgisel bir zihinsel kısayol olarak kullanırlar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Daha spesifik olarak izah edecek olursak, temel ilişkilendirme hatası bir sezgisel analiz olarak görülebilir, çünkü insanların davranışlarının sebebini etkileyebilecek çeşitli durumsal faktörleri hesaba katarak kişilerin eylemlerini niyetlerinden ayırmaya çalışmaktansa, bu davranışlarının yalnızca nispeten istikrarlı içsel özelliklere dayandığını varsaymak daha kolay ve daha hızlıdır.[6] Buna göre, bu önyargının ortaya çıkma olasılığı, insanların durumsal faktörlerin insan davranışları üzerindeki etkisini tam olarak değerlendirmek için gereken bilişsel kaynaklara veya motivasyona sahip olmadığında daha yüksektir.[7]
Ayrıca, insanların değerlendirme sürecini hızlandırma ve bu süreçte kişilerin bilişsel yüklerini azaltmanın yanı sıra, bu tür bir sezgisel analizi kullanmanın başka potansiyel faydaları da vardır. Örneğin, temel ilişkilendirme hatasının potansiyel bir yararı, hatalı bir şekilde birinin eylemlerinin durumsal faktörlerden ziyade eğilimleri tarafından belirlendiğini varsaymanın maliyetinin, bazı durumlarda, bunun tersini varsaymaktan daha düşük olmasıdır.[8] Esasen bu, birinin eylemlerini değerlendirirken, davranışlarının gerçekte olduğundan daha fazla kişiliklerinden etkilendiğini varsaymanın, tersini varsaymaktan daha fazla tercih edildiği anlamına gelir.
Ek olarak, başka nedenler de insanları temel ilişkilendirme hatasında bulunmaya sevk edebilir. Örneğin, sinirbilimsel bir çalışma, insanların bu önyargıyı sergilemelerinin olası bir nedeninin, diğer insanların niyetlerini anlamaya çalıştıklarında, o kişinin zihinsel durumunu kendiliğinden işleyerek ne düşündüklerini anlamaya çalışmaları olduğunu göstermiştir.[9]
Son olarak, insanların temel ilişkilendirme hatasına düşme olasılığını ve aynı zamanda bunu gösterme derecesini etkileyen çeşitli faktörlerin olduğuna dikkat edilmelidir.[10] Bu, önyargıda bulunan kişinin uyruğu ve de ruh hali gibi faktörlerin yanı sıra, eylemlerinin olumlu veya olumsuz olarak algılanıp algılanmadığı gibi yargılanan kişiyle ilgili olan faktörleri de içerir.[11], [12], [4] Bu durum, sürecin çeşitli şekillerde ve çeşitli nedenlerle önyargılı olabileceğini ve çeşitli durumsal ve kişisel faktörlerden etkilenebileceğini gösteren, "genel ilişkilendirme süreci" üzerine yapılan araştırmalarla uyumludur.[13], [14], [15], [16]
Kısaca insanlar, temel ilişkilendirme hatasını, genelde bu tarz bir düşünme biçimini onlara daha hızlı ve daha kolay karar vermelerini sağlayan mental bir kısayol olarak hizmet ettiği için sergilerler. Ayrıca, diğer faktörler de insanları temel atıf hatalarını göstermeye yönlendirebilir; örneğin, kişiliğe dayalı faktörlerin insanların davranışları üzerindeki etkisini küçümsemek yerine, gereğinden fazla etkisi olduğunu varsaymanın tercih edilmesi gibi...
Temel İlişkilendirme Hatası Nasıl Önlenir?
Temel ilişkilendirme hatasından kaçınmak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır. İlk olarak, böyle bir olgunun var olduğunu öğrenmek ve farkındalık oluşturmak, bu hataya düşme ihtimalini bir dereceye kadar azaltmaya yardımcı olabilir.[17]
İkincisi, birini yargılarken bu bilişsel hatayı sergilediğinizi fark ettiğiniz durumlarda, insanların bir tavrı sergilerken durumsal faktörlerden güçlü bir şekilde etkilendiğinin açık olduğu benzer durumları düşünerek bu düşünceyi azaltabilirsiniz.[17] Bunu yaparken, benzer koşullar altında daha önce benzer şekilde davranıp davranmadığınızı kendinize sorabilir ve ardından bu şekilde davranmanızın nedenlerini inceleyebilirsiniz.
Üçüncüsü, yargıladığınız kişinin davranışı için -durumsal olanlar da dahil olmak üzere- olası bir çok açıklama bulmaya çalışabilirsiniz.
Ayrıca, bir kişiyi ilgilendiren yargınızın ardındaki mantığı etkin bir şekilde açıklamak, temel ilişkilendirme hatasına düşme olasılığını azaltmaya yardımcı olabilir. Bu, hem akıl yürütmenizden kendinizi daha fazla sorumlu hissetmenizi sağlar, hem de ilk etapta bu önyargıyı sergilemenize yol açan zihinsel kısayolları belirlemenize ve bunlardan kaçınmanıza yardımcı olarak çalışır.[18]
Son olarak, muhakeme sürecinizi yavaşlatmak gibi genel önyargı azaltma tekniklerini kullanabilirsiniz. Özellikle, benmerkezci önyargı ve empati boşluğu gibi benzer bilişsel önyargı türlerine karşı da etkili olduğu bilinen önyargı azaltma tekniklerinden sıklıkla yararlanabilirsiniz. Örneğin durumu karşı tarafın bakış açısından bakarak değerlendirmeyi deneyebilirsiniz.
Genel olarak, temel ilişkilendirme hatasından kaçınmak için, başkalarını yargılarken bu bilişsel önyargıyı aklınızda tutmalı ve ilgili geçmiş durumları dikkate alma, insanların davranışları için birden fazla açıklama bulma ve kararınızın arkasındaki mantığı açıklama gibi teknikleri kullanmalısınız. Ayrıca muhakeme sürecinizi yavaşlatmak gibi genel önyargısızlaştırma tekniklerini de kullanabilirsiniz.
Not: Temel ilişkilendirme hatasından kaçınmak için akılda tutulması gereken yararlı bir ilke, birisi olumsuz bir sonuca yol açan bir şey yaptığında, davranışları için makul bir alternatif açıklama olduğu sürece bu kişinin zarar verme arzusuyla hareket ettiğini varsaymaktan kaçınmanız gerektiğini öne süren Hanlon'un Usturası ilkesidir.
Temel İlişkilendirme Hatasına Nasıl Yanıt Verilir?
Eğer bir başkasının bu hataya düştüğünü fark ederseniz, bu önyargıdan kaçınmak için kendiniz üzerinde kullanacağınız benzer teknikleri kullanarak, onun önyargısını ortadan kaldırmaya çalışabilirsiniz. Örneğin, bu önyargıyı sergileyen kişiyi, durumsal faktörler nedeniyle yargıladığı kişi gibi davrandığı benzer durumları düşünmeye teşvik edebilirsiniz. Benzer şekilde, bu önyargıyı sergileyen kişiden, söz konusu kişinin yargılanmakta olan davranışına neden olmuş olabilecek çevreye dayalı sebepleri düşünmesini isteyebilirsiniz.
Bu tür yöntemlerin öncelikle bilişsel bir önyargı olarak, yani istemeden temel ilişkilendirme hatasını gösteren kişilerde işe yaradığını belirtmek gerekir. Fakat bazı insanlar çeşitli nedenlerle kasıtlı olarak bu önyargıya benzeyen yanıltıcı akıl yürütme kalıplarını kullanırlar. Örnek vermek gerekirse, bir kişi başka insanları temel ilişkilendirme hatasını teşvik etmek için, olumsuz bir şey yapan belli bir kişinin, bu hareketi çevresel şartlar tarafından yapmaya zorlanmış olmasından ziyade sadece kötü bir insan olduğu için yaptığını iddia edebilir.
Bu gibi durumları ele almak için en iyi yol, söz konusu argümanı mantık kullanarak açıklamaktır. Birkaç farklı yaklaşım kullanarak bu tür bir mantığın yanlışlığını karşınızdaki kişiye gösterebilirsiniz, örneğin insanların eylemlerinin mutlaka sadece kişilikleri tarafından yönlendirilmediğini açıklamak ve bu iddiayı destekleyen örnekler vermek gibi.
Bunun olası bir istisnası, bu tür yanlış argümanların kullanıldığı bir tartışmaya seyircinin olduğu ve bu argümanı kasıtlı olarak kullanan kişinin fikrinden ziyade, öncelikle dinleyicinin fikrine önem verdiğiniz durumlardır. Bu gibi durumlarda, mantıksal sorunları bu tür argümanlarla göstermek yerine -veya buna ek olarak- daha önce bahsedilen önyargı azaltma tekniklerini kullanarak izleyici üyelerini önyargılarından arındırmaya odaklanmayı seçebilirsiniz.
Temel İlişkilendirme Hatasıyla İlgili Uyarılar
Benzer psikolojik fenomenlerde de olduğu gibi, temel ilişkilendirme hatasıyla ilgili dikkate alınması gereken birkaç önemli uyarı bulunmaktadır.
İlk olarak, konuyla ilgili bazı araştırmaların, insanların temel ilişkilendirme hatasını ve bu ilişkilendirmedeki aktör-gözlemci asimetrisi gibi ilgili fenomenleri sergileme derecesinin geçerliliğini sorguladığını belirtmek önemlidir.[19], [20], [21], [22] Ayrıca bu tür araştırmalar, insanların bu tür bir fenomeni sergilemesinin birincil nedenlerini sorgulamaktadır.[23], [24]
İkincisi, bunun çeşitli faktörlerden etkilenebilecek karmaşık bir fenomen olduğunu akılda tutmak önemlidir. Bu nedenle, durumsal faktörlerin etkisini ne kadar güçlü bir şekilde hafife aldıklarına bağlı olarak, insanların bu fenomeni tam olarak gösterme biçimleriyle ilgili önemli bir değişkenlik olması beklenen bir durumdur.
İlgili Konseptler
Temel ilişkilendirme hatasıyla ilgili olduğu için sıklıkça karşımıza çıkan birkaç psikolojik fenomen vardır. Bunlar arasından en önemli olanlar şunlardır:
- Tekabül Önyargısı: Tekabül önyargısı, durumsal faktörlerle açıklanabilen davranışlara dayalı olarak, insanların bir kişinin eğilimi hakkında sonuçlar çıkarmasına neden olan bilişsel bir önyargıdır.[25], [26] Bazı insanlar "temel ilişkilendirme hatası" ve "tekabül önyargısı" terimlerini birbirinin yerine kullanır, ancak iki terim birbiriyle yakından ilişkili olsa da iki ayrı fenomene atıfta bulunur.[24], [27]
- İlişkilendirmedeki aktör-gözlemci asimetrisi: İlişkilendirmedeki aktör-gözlemci asimetrisi, insanların kendi davranışlarını çevresel nedenlere fakat diğer insanların davranışlarını kişisel eğim faktörlerine bağlamalarına neden olan bilişsel bir önyargıdır.[22]
- Kendine hizmet eden yanlılık: Kendine hizmet eden yanlılık insanların kendi başarılarını ve olumlu davranışlarını mizaç faktörlerine atfederek kredilendirmelerine fakat olumsuz ve başarısız davranışlarını ise durumsal faktörlere atfederek sorumluluğunu reddetmelerine neden olan bilişsel bir önyargıdır.[22], [28] Buna ek olarak, "kendine hizmet eden önyargı" terimi, bazen bir kişinin benlik saygısını artırma arzusunun yol açtığı her türlü bilişsel önyargıyı ifade etmek için kullanılır.
- Nihai ilişkilendirme hatası: Nihai ilişkilendirme hatası, insanların olumlu eylemleri kendi gruplarından biri yerine dış gruptan biri tarafından yapıldığında durumsal faktörlere atfetme olasılığını artıran ve aynı zamanda insanların olumsuz eylemlerinin iç gruptan biri tarafından değil de dış gruptan biri tarafından yapıldığında o kişinin mizaç faktörlerine atfetme olasılığını artıran bilişsel bir önyargıdır.[29], [30], [31] Bu konuda daha fazla bilgiyi Sosyal Kimlik Teorisi ile ilgili yazımızdan alabilirsiniz.
- Adil dünya inancı: Adil dünya inancı, insanların eylemlerinin her zaman adil sonuçlara yol açtığını varsaymalarına neden olan bilişsel bir önyargıdır, yani iyilik yapanlar eninde sonunda ödüllendirilirken, kötülük yapanlar ise cezalandırılır. Fakat adil dünya hipotezi, bir kişi trajik bir talihsizlik yaşadıysa, o zaman bunu hak edecek bir şey yapmış olduğunun varsayılmasına neden olabilirden olabilir.
Ek olarak, temel ilişkilendirme hatasıyla ilgili olduğundan sıklıkla bahsedilen üç çerçeve vardır:
- Durumculuk, konu insan davranışını açıklamaya geldiğinde, durumsal faktörleri büyük ölçüde destekler.
- Eğilimcilik, insan davranışını açıklarken kişisel yatkınlık faktörünü önemli bulur.
- Etkileşimcilik ise, konu insan davranışını açıklamaya geldiğinde hem durumsal hem de eğilimsel faktörlerin önemli olduğunu öne sürer.
Çoğu araştırmacı, hem durumsal hem de eğilimsel faktörlerin insan davranışını yönlendirmede önemli bir rol oynadığı inancı altındadır ve diğer fenomenlerden ziyade etkileşimciliği destekler.[32], [33]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 4
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ L. Ross. (2018). From The Fundamental Attribution Error To The Truly Fundamental Attribution Error And Beyond: My Research Journey:. Perspectives on Psychological Science, sf: 750-769. doi: 10.1177/1745691618769855. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Ross. (1977). The Intuitive Psychologist And His Shortcomings: Distortions In The Attribution Process. Academic Press, sf: 173-220. doi: 10.1016/S0065-2601(08)60357-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. E. Jones, et al. (1967). The Attribution Of Attitudes. Journal of Experimental Social Psychology, sf: 1-24. doi: 10.1016/0022-1031(67)90034-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b N. Tal-Or, et al. (2007). The Fundamental Attribution Error In Attributing Fictional Figures' Characteristics To The Actors. Media Psychology, sf: 331-345. doi: 10.1080/15213260701286049. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. B. . McPherson, et al. (2009). What Students Think When Teachers Get Upset: Fundamental Attribution Error And Student‐Generated Reasons For Teacher Anger. Communication Quarterly, sf: 357-369. doi: 10.1080/01463370409370206. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Z. Shtudiner, et al. (2017). Who Is Responsible For Economic Failures? Self-Serving Bias And Fundamental Attribution Error In Political Context. Quality & Quantity, sf: 335-350. doi: 10.1007/s11135-015-0307-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. S. Krull, et al. (2016). The Fundamental Fundamental Attribution Error: Correspondence Bias In Individualist And Collectivist Cultures:. Personality and Social Psychology Bulletin, sf: 1208-1219. doi: 10.1177/0146167299258003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. W. Andrews. (2001). The Psychology Of Social Chess And The Evolution Of Attribution Mechanisms: Explaining The Fundamental Attribution Error. Evolution and Human Behavior, sf: 11-29. doi: 10.1016/S1090-5138(00)00059-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. M. Moran, et al. (2014). Spontaneous Mentalizing Predicts The Fundamental Attribution Error. Journal of Cognitive Neuroscience, sf: 569-576. doi: 10.1162/jocn_a_00513. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Langdridge, et al. (2004). The Fundamental Attribution Error: A Phenomenological Critique. British Journal of Social Psychology, sf: 357-369. doi: 10.1348/0144666042037962. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Norenzayan, et al. (2016). Culture And Causal Cognition:. Current Directions in Psychological Science, sf: 132-135. doi: 10.1111/1467-8721.00077. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. P. Forgas. (2005). On Being Happy And Mistaken: Mood Effects On The Fundamental Attribution Error.. American Psychological Association, sf: 318-331. doi: 10.1037/0022-3514.75.2.318. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. M. Burger. (2006). Motivational Biases In The Attribution Of Responsibility For An Accident: A Meta-Analysis Of The Defensive-Attribution Hypothesis.. American Psychological Association, sf: 496-512. doi: 10.1037/0033-2909.90.3.496. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Walster. (2006). Assignment Of Responsibility For An Accident.. American Psychological Association, sf: 73-79. doi: 10.1037/h0022733. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. I. Shaw, et al. (2016). Personal And Situational Determinants Of Attribution Of Responsibility For An Accident:. Human Relations, sf: 95-107. doi: 10.1177/001872677703000106. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Lerner, et al. (2006). Just World Research And The Attribution Process: Looking Back And Ahead.. American Psychological Association, sf: 1030-1051. doi: 10.1037/0033-2909.85.5.1030. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b H. R. Riggio, et al. (2009). The Power Of Situations: Jonestown And The Fundamental Attribution Error:. Teaching of Psychology, sf: 108-112. doi: 10.1080/00986280902739636. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. E. Tetlock. (2006). Accountability: A Social Check On The Fundamental Attribution Error. SAGE Publications, sf: 227. doi: 10.2307/3033683. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. H. Harvey, et al. (2006). How Fundamental Is "The Fundamental Attribution Error"?. American Psychological Association, sf: 346-349. doi: 10.1037/0022-3514.40.2.346. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Epstein, et al. (2005). Perception Of Cross-Situational Consistency.. American Psychological Association, sf: 1152-1160. doi: 10.1037/0022-3514.50.6.1152. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Sabini, et al. (2009). Target Article: "The Really Fundamental Attribution Error In Social Psychological Research". Psychological Inquiry, sf: 1-15. doi: 10.1207/S15327965PLI1201_01. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c B. F. Malle. (2006). The Actor-Observer Asymmetry In Attribution: A (Surprising) Meta-Analysis.. American Psychological Association, sf: 895-919. doi: 10.1037/0033-2909.132.6.895. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. C. Funder. (2011). On The Accuracy Of Dispositional Versus Situational Attributions. Guilford Publications, sf: 205-222. doi: 10.1521/soco.1982.1.3.205. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b B. . Gawronski. (2011). Theory-Based Bias Correction In Dispositional Inference: The Fundamental Attribution Error Is Dead, Long Live The Correspondence Bias. European Review of Social Psychology, sf: 183-217. doi: 10.1080/10463280440000026. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. T. Gilbert, et al. (2005). The Correspondence Bias.. American Psychological Association, sf: 21-38. doi: 10.1037/0033-2909.117.1.21. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Gawronski. Correspondence Bias. (5 Ekim 2012). Alındığı Tarih: 10 Ağustos 2021. Alındığı Yer: SAGE Publications doi: 10.4135/9781412956253.n117. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. D. Reeder. Fundamental Attribution Error/Correspondence Bias. (19 Mart 2013). Alındığı Tarih: 10 Ağustos 2021. Alındığı Yer: obo doi: 10.1093/OBO/9780199828340-0114. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. D. Coleman. (2011). Emotion And The Self-Serving Bias. Current Psychology, sf: 345-354. doi: 10.1007/s12144-011-9121-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. F. Pettigrew. (2016). The Ultimate Attribution Error: Extending Allport's Cognitive Analysis Of Prejudice:. Personality and Social Psychology Bulletin, sf: 461-476. doi: 10.1177/014616727900500407. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Hewstone. (1990). The ‘Ultimate Attribution Error’? A Review Of The Literature On Intergroup Causal Attribution. European Journal of Social Psychology, sf: 311-335. doi: 10.1002/ejsp.2420200404. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. D. Coleman. (2013). Emotion And The Ultimate Attribution Error. Current Psychology, sf: 71-81. doi: 10.1007/s12144-013-9164-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. C. Hill, et al. (2016). The Promising But Challenging Case Of Humility As A Positive Psychology Virtue. Journal of Moral Education, sf: 132-146. doi: 10.1080/03057240.2016.1174675. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Matthews, et al. (2004). Personality Traits. ISBN: 9780521538244. Yayınevi: Cambridge University Press.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 17:17:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10787
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.