Sonradan Anlama Önyargısı (Hindsight Bias) ve "Bunun Olacağını Biliyordum!" Etkisi
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Sonradan anlama önyargısı (İng: "hindsight bias"), geçmiş hakkında düşünen insanların, belirli olayların yaşanma/gerçekleşme ihtimalini, o geçmiş zamanda yaşarken aynı olayların olayların yaşanma/gerçekleşme ihtimaline nazaran daha olası bulmasına yönelik bir bilişsel önyargıdır.[1], [2] Bir diğer deyişle insanlar, bir olay gerçekleştikten sonra, o olayın gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu "zaten başından beri bildiklerini/düşündüklerini" zannetmeye meyillilerdir.[3] Halbuki bu kişilere o olay gerçekleşmeden önce olayın gerçekleşme ihtimali sorulduğunda, olay gerçekleştikten sonra yaptıkları geçmişe dönük olasılık değerlendirmesine göre çok daha düşük bir beklenti içerisinde oldukları görülmektedir.[4] Bu nedenle insanlar, "Bunun olacağını biliyordum!" diyerek kendilerini kandırmaya açıktırlar.[5]
Bu tür bir önyargıyı, geçmişten bugüne dek birçok sahada görmek mümkündür: Tarihçiler, belirli savaşların sonuçlarına yönelik tahminlerini yazarken, hekimler klinik deneylerin sonuçlarına yönelik tahminlerinden söz ederken, adalet sistemi içerisinde bireyler belirli kazaların gerçekleşme ihtimaline yönelik tahminlerini gözden geçirirken sıklıkla bu önyargıya kapılırlar.[6], [7]
Önyargılar Neden Evrimleşti?
Bu önyargıyı daha iyi anlayabilmek için, beynin ve daha önemlisi evrimsel sürece tabi olan biyolojik yapılar üzerine etki eden birkaç önemli prensibi hatırlamakta fayda vardır: Bunlardan ilki, doğal seçilimin kâr/zarar ilişkisini ve enerji verimliliğini neredeyse her zaman oldukça üstte (ve en azından rekabet ortamına uygun düzeyde) tutma eğilimidir. Her ne kadar kullanılmayan yapılar enerji sarfiyatına sebep oldukları nedeniyle zamanla körelip yok olsa da, bu prensip günümüzde oldukça kullandığımız aktif yapılarda da enerjiyi koruma ve daha verimli hale getirme yönünde gerçekleşir. Bu, evrimsel biyolojide genellikle takas ilkesi altında değerlendirilir.
Sinirbilim açısından bu ilke, öğrenme (yani sinirbilimsel olarak nöronların yeniden düzenlenmesi) ile evrimleşme (yani sinirbilimsel olarak sabit nöral bağlantıların genetik olarak belirlenmesi ve bunların nesiller içerisinde değişmesi) arasındaki dengeyi sağlamak şeklinde olur. Bir tehdit unsurundan korunmanın yollarından birisi, bu tehdit unsurunu öğrenmek ve sonrasında bundan kaçınmaktır. Bu, dediğimiz gibi, "öğrenme" yoluyla olur ve bireyin beynindeki nöronlar, o tehdit unsuru karşısında belirli bir davranış sergileyecek biçimde, bireyin ömrü içerisinde (gelişim süreci boyunca) yeniden bağlantılar kurarlar ve kaçınma davranışını öğrenirler. Öte yandan bir tehdit unsuru bir tür için sabit bir tehlike yaratıyorsa, o tehdit unsurunu genetik sebeplerle en erken teşhis edebilen bireyler en kolay hayatta kalıp en çok üreyecekleri için, her nesilde o tehdit unsurunu teşhis edebilecek genetik altyapıyı gelecek nesillere daha çok bırakırlar. Bu genetik altyapının her nesilde o tehdidi teşhis etmek konusunda daha da fazla seçilmesi sonucunda, artık öğrenmeye gerek kalmaksızın, türün evrimleşmesi yoluyla "doğuştan gelen" bir savunma mekanizması ortaya çıkmış olur. Bu tür bir değişim, evrimsel bir değişimdir.
Beynimizden buna bir örnek vermemiz gerekirse, doğada hayatta kalmaya çalışan her bir insanın, zaman içinde yılanların zararlı olduğunu her karşılaşmada yeniden öğrenmesindense, doğuştan gelen genetik ve bundan doğan sinirbilimsel nedenlerle, her bir insanın hareketli ve kıpırdayan uzun çubuklara karşı genel bir korku hissetmesi, enerji verimliliği açısından çok daha avantajlı olacaktır. Çünkü hareketli bir çubuğun yılan olmaması halinde o âni (ve öğrenilmemiş) irkilme pek masraflı değildir; ancak eğer ki o hareketli çubuk gerçekten bir yılan çıkarsa, âni (ve öğrenilmemiş) irkilmeyi yaşayıp kaçabilenler, genetik ve sinirbilimsel nedenlerle bu hareketi umursamayanlara nazaran her zaman daha avanatjlı olacaklardır; çünkü ölmeyeceklerdir. Özellikle bebeklerin yılan ve örümcek benzeri canlılara karşı gösterdiği doğuştan gelen irkilme tutumu, buna bir örnek teşkil etmektedir.
Ne var ki bu "fazla düşünmeden tehditten kaçınma" tutumu, sadece tehdit unsuru olan biyolojik varlıklara karşı işlemez. Aynı sinir devresi, modern insan yaşantısında karşımıza çıkan karmaşık insan ilişkilerinden, dünya olaylarına kadar pek çok durumda işlev göstermektedir. Örneğin insan ilişkilerinde karşılaştığımız birey ve gruplara karşı, her ne kadar buna engel olmaya çalışsak da, gerek önceki karşılaşmalarımızdan, gerekse yetiştiğimiz çevreden doğan ve beynimize "yüklenmiş" pek çok önyargıya sahibizdir. Bu önyargılar, çoğu zaman istatistiksel anlamda absürt olacak düzeyde kapsayıcıdırlar.
Ters Halo Etkisi
Bunu bir örnekle açıklarsak: Fanatik destekçilerin rakip takıma karşı aldığı tutumlar oldukça aydınlatıcı olacaktır. Bir A ve B takımı olduğunu varsayıp, bu takımların birbirleriyle yoğun bir şekilde rekabet ettiğini düşünelim. Bu durumda A takımının yoğun bir destekçisi B takımından (fanatik ya da değil) herhangi birine karşı oldukça güçlü önyargılar besleyecektir ve bu durumun, B takımının destekçisinin kendi karakteri ve nitelikleriyle bağlantısı son derece azdır. İşte bunun gibi tek bir özelliğin diğer pek çok özelliği baskıladığı durumlara, psikolojide kısaca Ters Halo etkisi adı verilir (çünkü Halo Etkisi, genellikle, diğer açılardan negatif özelliklere sahip bir kişi veya firmanın, spesifik bir özelliğini pozitif bir şekilde öne çıkararak diğer olumsuzluklarına karşı da pozitif bir algı yaratma çabasıdır). Bu, düşünce yapımızın temellerini oluşturan etki ve yanılgılardan sadece biridir.
İşte en kısa tanımıyla sonradan anlama önyargısı, bir kişinin bir olay yaşanmadan önce o olayı tahmin ettiği konusunda kendisini sahte bir biçimde ikna etmesidir. Bir diğer deyişle sonradan anlama önyargısı, büyük bir olay olmadan önce herhangi bir temelli çıkarım olmaksızın, olay gerçekleşince bu olayın gerçekleşeceğine dair güçlü his ve çıkarımların bulunduğunu söyler.
Borsa Analistleri Arasında Sonradan Anlama Önyargısı
Bu durum, borsa analistleri arasında da çok sık görülür: Aslında büyük oranda öngörülemez bir doğaya sahip olan borsada belli bir yönde hareket yaşandığında, o hareket yaşanmadan öncekine nazaran çok daha fazla sayıda analist, bu hareketin kaçınılmaz olduğunu veya bariz bir öngörü olduğunu söyler.[8] Buna en iyi örnek 2008 Ekonomik Krizi gösterilebilir. Pek çok ekonomistin bu krizin "kaçınılmaz" olduğu konusundaki kanısına rağmen, 2008 krizi öncesinde bunu gerçekten öngörebilen pek az kişi olması (bugün "bu tür bir krizin kaçınılmaz" olduğuna nazaran kat kat az sayıda ekonomistin ve uzmanın olması), bu sahada ciddi bir sonradan anlama önyargısı olduğunu gösterir.
Elbette bu önyargıya birçok sahada rastlamak mümkündür; bundan yazımızın başında söz etmiştik. Özellikle de siyasi ve ekonomik konularda karşımıza sıklıkla çıkıyor olması, veri-odaklı gerçeklerden ziyade bireysel yargıların bu sahalarda çok daha ön planda olmasından kaynaklanıyor olabilir. Sonuçlara yönelik yatırımlarımız (örneğin desteklediğimiz partinin kazanması veya para yatırdığımız hisse senedinin artması), gerçeğe olan sadakatimizden daha yüksek olduğunda, beklentilerimiz doğrultusunda veya aksinde bir olay yaşandığında "Bunu zaten biliyordum, çok barizdi." diyerek başarılı tahminimizi övmemiz veya başarısız tahminimizi azımsamamız kaçınılmaz olacaktı. "Tabii ki bu seçimi kazanacaktı, ne bekliyorduk ki?" veya "Tabii ki o hissenin fiyatları uçacaktı, bu çok bariz değil miydi?" gibi cümleler, bu önyargının en yaygın göstergeleridir.
Sonradan Anlama Önyargısı Neden Var?
Beynimizin geçmişi hatırlamakta mükemmel olmayışı, sonradan anlama önyargısının oluşmasında en büyük etmen olarak gösterilebilir. Bir ekonomist olduğumuzu ve günde onlarca, belki de yüzlerce işlem yaptığımızı düşünelim ve o gün içerisinde belirli bir çıkarım, yaptığımız şirketin haftanın ilerleyen bir gününde ani bir çıkış yaptığını hayal edelim. Bir bireyin bundan bir hafta önce ne yediğini dahi hatırlaması oldukça zorken, herhangi bir gün içindeki pek çok işlemden spesifik olarak bir tanesini hata olmaksızın hatırlamasının ne kadar zor olacağı oldukça göz önündedir. Buna ek olarak, beynin genellikle katıldığı ve iyi olduğunu düşündüğü durumlara kendini daha kolay inandırmasını sağlayacak bir doğrulama önyargısının (İng: "confirmation bias") olduğunu da dikkate alırsak örnek verdiğimiz şirketin yükselişini öngördüğümüze kendimizi inandırmamız hiç zor olmayacaktır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Sonradan anlama önyargısının, özellikle savaşlar ya da sözünü ettiğimiz 2008 Buhranı gibi yıkıcı ve beklenmedik olaylar karşısında insan beyninin bilişsel sağlığının korumak açısından görevi (ve dolayısıyla evrimsel süreçte ortaya çıkma sebebi) son derece anlaşılır olsa da, bu ve diğer yanılgılar günümüzün hareketli ortamında pek çok hatalı düşünceye sebep olmaktadır. Bu etmenlerden en yaygın ikisi özellikle yüksek oranda zarar durumlarında kendimizi olması gerekenden fazla avutmamıza, aynı zamanda gelecekle ilgili çıkarımlarımızda fazla özgüvene neden olmaktadır. Her ne kadar geleceğimizin de geçmişimiz kadar tutarlı ve beklenilir olmasını istesek de durum çoğu zaman birbirinden bağımsız bir olay örgüsünden başka bir şey değildir. Bunun üzerine beynin anlamlı ya da anlamsız bağlantılar kurmaya yönelik yoğun eğilimi de göz önüne alınınca yanlış yanılgılardan bilinçli bir şekilde kaçınmak bireye düşmektedir. Aksi takdirde olup biten hakkında bolca komplo teorisi üretilmekte ve gerçekler çarpıtılarak hayali bir dünya yaratılmaktadır.
Sonradan Anlama Önyargısıyla Nasıl Başa Çıkmalı?
Önyargılarla mücadelenin altın kuralı, önyargının farkında olmaktır. Bu farkındalığa eriştiğiniz anda, o önyargı tetiklendiği anda bundan haberdar olacaksınız ve davranışlarınızı bu farkındalığa bağlı olarak gözden geçireceksiniz. Çünkü bu farkındalıkla birlikte, ister istemez aksini düşünme stratejisi de devreye girecek ve sonradan anlama önyargısının ve aynı zamanda bu yazımızda bir kısmından bahsettiğimiz daha pek çok diğer önyargının kötü etkilerini en aza indirmeniz mümkün olacaktır.
Ayrıca kendinizi daha fazla sayıda, daha geniş perspektiflere maruz bırakmanız da ufkunuzu genişletecek ve bir olayın yaşanmasını etkileyen faktörleri daha doğru tespit ederek, daha isabetli analizler yapmanızı sağlayacaktır. Bu sayede spesifik bir sonucu oluşturacak çok sayıda unsur olduğunu anlamanız ve bir olayla ilgili tüm olasılıkları etraflıca değerlendirmeniz mümkün olacaktır. Bu da, daha önceden aslen üzerinde durmadığınız bir olasılık yaşandığında, "Aslında ben bunu biliyordum!" diyerek yalan söylemenizin ve kendinizi kandırmanızın önüne geçecektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 30
- 10
- 6
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ N. J. Roese. ‘I Knew It All Along…Didn’t I?’ – Understanding Hindsight Bias. (6 Eylül 2012). Alındığı Tarih: 6 Ocak 2021. Alındığı Yer: Association for Psychological Science - APS | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Fischhoff. (2006). Hindsight Is Not Equal To Foresight: The Effect Of Outcome Knowledge On Judgment Under Uncertainty.. American Psychological Association, sf: 288-299. doi: 10.1037/0096-1523.1.3.288. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. J. Roese, et al. (2012). Hindsight Bias:. Perspectives on Psychological Science, sf: 411-426. doi: 10.1177/1745691612454303. | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. Hoffrage, et al. (2010). Research On Hindsight Bias: A Rich Past, A Productive Present, And A Challenging Future. Memory, sf: 329-335. doi: 10.1080/09658210344000080. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Boyd. Innovators: Beware The Hindsight Bias. (30 Ağustos 2015). Alındığı Tarih: 6 Ocak 2021. Alındığı Yer: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Blank, et al. (2008). How Many Hindsight Biases Are There?. Cognition, sf: 1408-1440. doi: 10.1016/j.cognition.2007.07.007. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. R. Arkes, et al. (2005). Eliminating The Hindsight Bias. American Psychological Association, sf: 305-307. doi: 10.1037/0021-9010.73.2.305. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Nick. Hindsight Bias: The Reason Why Your Trading Isn't Improving | Bulls On Wall Street. (10 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 6 Ocak 2021. Alındığı Yer: Bulls on Wall Street | Arşiv Bağlantısı
- D. Kahneman. (2011). Thinking, Fast And Slow. ISBN: 978-0-141-03357-0. Yayınevi: Penguin Books. sf: 199-208.
- R. B. Cialdini. (2007). Influence. ISBN: 978-0-06-124189-5. Yayınevi: HarperCollins.
- R. F. Pohl, et al. (2015). Hindsight Bias Around The World. Experimental Psychology, sf: 270-282. doi: 10.1026//1618-3169.49.4.270. | Arşiv Bağlantısı
- E. Hölzl, et al. (2002). Hindsight Bias In Economic Expectations: I Knew All Along What I Want To Hear.. American Psychological Association, sf: 437-443. doi: 10.1037//0021-9010.87.3.437. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 14:36:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9831
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.