Adil Dünya Hipotezi: Eden Bulur Safsatası, Gerçek Haksızlıkları ve Adaletsizlikleri Çözmemizi Nasıl Engelliyor?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Adil dünya hipotezi, insanların eylemlerinin her zaman adil sonuçlara yol açtığını iddia eden bir bilişsel eğilimdir. Bu inanca göre, iyilik yapanlar her zaman ödüllendirilirken, kötülüğe sebep olanlar eninde sonunda cezalandırılır.
Örneğin; adil dünya hipotezi, herhangi birinin "Eğer bir başkası trajik bir talihsizlik deneyimlemişse, geçmişte bunu hak edecek bir şey yapmış demektir." şeklinde düşünmesine sebep olur.
Bu bilişsel eğilim kavramı insanların düşüncelerini ve eylemlerini birçok farklı alanda etkiler. Bu sebeple bu kavramı anlamak oldukça önemlidir. Buna dayanarak, bu makalede adil dünya hipotezi hakkında daha çok şey öğrenecek, insanların bunu neden yaşadığını anlayacak ve bunun etkisini açıklayabilmek için ne yapılması gerektiğini göreceksiniz.
Adil Dünya Hipotezini Anlamak
Adil dünya hipotezi; insanların, kendilerinin ve başkalarının hayatta deneyimlediği durumların yol açtığı pozitif ve negatif sonuçları gerekçelendirmek için kullandıkları bir kavramdır.[1], [2] Buradan yola çıkarak, insanların eylemleri ve bunların doğurduğu sonuçların arasında doğrudan, mutlak ve ahlaki temelli bir bağ olduğunu; böylece, iyi insanların başlarına iyi şeyler gelirken kötü insanların kötülükle karşılaştığını öne sürebilirsiniz. Bu inanç, somut kanıtların aksini iddia etse bile insanların düşüncelerini etkileyebilir. Bu insanların eylemlerinin ahlaki doğası ve bunların yol açtığı sonuçlar arasında önemli bir bağın bulunmadığı anlamına gelir.
İki ana kritere dayanarak sınıflandırılan birkaç tür adil dünya inancı bulunur:
- İçsel/kişilerarası eğilimler: İçsel eğilim, bireyin kendisiyle ilgili adil bir dünya beklentisini ("Neyi hak ettiysem onu alacağım." ifadesi gibi) ele alırken kişilerarası eğilim, başkasıyla ilgili adil bir dünya beklentisini ("Onlar neyi hak ettiyse onu alacaklar." gibi) öne sürer.
- Geriye/ileriye dönük eğilimler: Geriye dönük eğilim, geçmiş olaylarla bağlantılı olan adil bir dünyayı ("Neyi hak ettiysen onu buldun." gibi) ele alırken ileriye dönük eğilim, gelecek olaylarla ilgili olan adil bir dünya beklentisini ("Neyi hak ediyorsan onu alacaksın." gibi) savunur.
Aslında, geriye/ileriye dönük eğilim ayrımı, aynı zamanda gelecekte karşılaşacağımız sonuçların geçmiş eylemlerimiz sonucu ortaya çıktığı inancı (geriye dönük eğilim) ve buna zıt olarak, şu anki eylemlerimizin gelecekte bunlara uygun sonuçlara sahip olacağına dair duyulan inanç (ileriye dönük eğilim) arasındaki ayrım olarak da görülebilir.
Aynı zamanda bazı insanların farklı seviyede ve yine farklı tür adil dünya inançları sergilediklerini de unutmamak gerekir. Örneğin, bazı insanlar kendileri için başkaları için olduğundan daha farklı düzeyde bir adil dünya inancı gösterirler, ancak bu iki inanç birbiriyle güçlü bir şekilde ilişkilidir.[3]
İnançların her biri insanların davranışlarını farklı yönlerde etkilediği için bunları dikkate almak oldukça önemlidir.[4] Örnek olarak; bu konu üzerine yapılan bir çalışma, başkaları için adaletli dünya anlayışının, herhangi birinin sokaktaki bir dilenciye bağış yapma olasılığını düşürürken, kendi için olan adil dünya inancının bu ihtimali artırdığını göstermiştir.[3]
- Benjamin Franklin Etkisi: Bir Kişiye Bir Kere İyilik Yaptığınızda, Aynı Kişiye Tekrar İyilik Yapma İhtimaliniz Neden Artıyor?
- Kelime Cambazlığı Safsatası: Sadece Laf Ebeliği ve Dalavere ile Argüman Kazanmaya Çalışmak...
- Gaslighting: Toplumda Giderek Belirginleşen Bir Psikolojik ve Duygusal İstismar Türü!
Tüm bunların yanında, adil dünya inancının diğer inançlarla çeliştiğinin dikkate alınması gerekir. Bu, en çok da gelişigüzel dünya inancını, iyi ve kötü işlerin, ödül ve cezaların arasında tutarlı bir bağlantının bulunmadığı bir dünya inancı içerir.[5] Üstelik, adil olmayan dünyaya dair olan başka bir inanç türü de vardır.[6] Bu inanca göre, iyiler cezalandırılırken kötülerin ödüllendirilir. Aynı zamanda, bu terim bazen gelişigüzel bir dünya inancını açıklamak için de kullanılabilir.
Şunu da atlamamak gerekir: Adil dünya hipotezi, bazen "adil dünya inancı" (İng: "the just-world belief"), adil dünyaya dair eğilim (İng: "the just-world bias") veya adil dünya yanılgısı (İng: "the just-world fallacy") gibi kavramlarla da karşılanabilmektedir.
Adil Dünya İnancına Örnekler
Lerner’ın Adil Dünya Hipotezi Üzerine Deneyleri
Adil dünya hipotezinin bilimsel formalizasyonu genellikle, 1960’lı yıllarda buna dair kanıt öne sürmesiyle bilinen Prof. Dr. Melvin J. Lerner'a atfedilir. Örneğin; bu konu üzerine 1965 yılında yayınlanan ilk çalışmasında Lerner, insanların belirli bir görevi tamamlamaya çalışan bir çift işçiyi gözlemlemesine izin vermiştir.[7]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Gözlemcilere, işçilerden birinin emekleri karşılığında büyük bir para ödülü alacakken, diğerinin herhangi bir şey alamayacağı ve bu kişilerin tamamen gelişigüzel olarak seçildiği söylendi. Aynı zamanda, bu iki işçinin bu seçimden haberdar olmadığı ve ikisinin de iş için en iyi çabayı göstereceklerinde hemfikir oldukları da belirtildi.
Ancak, görev tamamlandığında ve şanslı olan işçiye ödemesi yapıldığında gözlemcilerin, ödülü alan işçinin rastgele seçilmek yerine bu ödülü kazandığı için aldığı konusunda kendilerini ikna etme eğiliminde oldukları görüldü.
Yine Lerner’ın başka bir çalışmasında öğrenciler, öğrenme görevine katıldığı varsayılan bir akranı gözlemlediler.[8] Bu deneyde mağdur olarak görev alan bu kişi, sebep olduğu hatalarından dolayı ceza olarak elektrik şoku aldı.
Acı çeken bu kurbanın gözlemlenip görevden sonra tasvir edildiği zaman gözlemciler; ikinci bir seansta bu kişinin acı çekmeye devam edeceğine dair inandırıldıkları ve onun kaderini değiştiremeyecek kadar güçsüz hissettikleri durumlarda, olanları hak ettiğini söyleyerek onu reddetme ve değersizleştirme eğilimi gösterdiler.
Bunun yanı sıra, bu reddetme ve değersizleştirme eğiliminin; mağdur, gözlemciler adına acı çekiyorken daha güçlü olduğu görüldü. Bu, "fedailik davranışı" olarak bilinir. Bu durum, kurbanın, gözlemcilerin sadece kurs kredilerini kazanması için deneyin devamını kabul ettiğine inandırıldıklarında ortaya çıkmıştır.
Adil Dünya İnancının Diğer Örnekleri
Lerner’ın deneyine ek olarak, adil dünya inancının insanların düşünme biçimini etkilediğine dair daha birçok çeşitli örnek vardır.
Örneğin, adil dünya inançları, eşit olmayan toplumlarda statükonun savunulması için insanlar tarafından kullanılmıştır ve buna göre, bu inanç genellikle yoksullara karşı negatif tutumlarla ilişkilendirilir.[9], [10] Dahası; adil dünya inancı, tecavüz, istismar ve hastalık mağdurlarının onları çektikleri acılardan sorumlu tutmaya yönelik artan bir eğilimle de ilişkilendirilebilir.[11], [12], [13]
Ek olarak; adil dünya inancına sahip olanlar, insanların olumlu ve olumsuz sonuçlarının onların eylemleriyle çok az ilgisinin olduğu durumlarda bile, başarılı olanları beğenirken başarısız olan veya talihsizlik yaşayanlara tepeden bakmaya eğilimlidirler.[14] Benzer bir şekilde, yine bu inanca sahip olanlar siyasi liderlere hayran olup sosyal kurumlarda yer alabilirken, ayrıcalıklı olmayan grupları hep aşağıda görmeye yönelirler.[14] Bunun ekstrem bir örneği olan Sosyal Darwinizm inancı, anormal psikolojik karakterlerle ilişkilendirilmiştir.
İnsanlar Neden Adil Bir Dünyaya İnanır?
İnsanların adil dünyaya inanmasına sebep olan birkaç bilişsel mekanizma var:
- Adil dünya inancı, insanların uzun süreli çaba gösterebilmesi için bir motivasyon kaynağıdır. Eylemleri sonucu ödüllendirileceklerine inanmak; bazı durumlarda, özellikle eylemleri sonucu ödüllendirmenin hemen yapılmadığı durumlarda, insanların gerekli efor sarf etmesine ve gerekli fedakarlıklarda bulunabilmeleri için kendilerini motive etmelerine yardımcı olur.[15]
- Adil dünya inancı, günlük sorunlarla başa çıkabilme mekanizmasıdır. Örneğin; insanların, iyi şeyler yaptıkları takdirde daha sonra ödüllendirileceklerine inandıklarında, engellerle karşılaştıkları zamanlarda kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilir. Böylece adil bir dünyaya inanmak, insanların ruh sağlığını; duygusal esenlik, yaşam memnuniyeti, azaltılmış stres ve düşük depresyon seviyeleri bakımından bazen geliştirebilir.[16], [4]
- Adil bir dünyaya inanmak, insanların varoluşsal konularla mücadele etmesine yardımcı olur. Örnek olarak; bu inanç, eylemlerinin bir anlamı olduğunu hissetmelerinde insanlara yardımcı olur ve ölüm korkularıyla başa çıkmalarına yardım ederken aynı zamanda hayatta bir amaç duygusu sağlar.[15]
- Adil bir dünyaya inanmak, insanların her şeyin kontrol altında olduğunu hissetmelerine yardımcı olur. Esasen, insanlar geleceklerinin öncelikli olarak onların eylemlerine bağlı şekilleneceğine inandıklarında, hayatlarında daha fazla istikrar ve kontrol sahibi olduklarını hissederler.[17]
Şunu da unutmamak gerekir ki; etnik köken, din ve kişilik gibi birçok arka plan faktörleri insanların adil dünya inançlarını sergileme olasılığını ve bu inançların sergilenme derecesini de etkileyebilir.[10], [18], [19]
Ek olarak, çeşitli durumsal faktörler de insanların adil bir dünyaya inanma derecesini etkileyebilir. Örneğin; iyi bir ruh halinde olmak, masum insanları suçlama eğilimini azaltırken kötü bir ruh haline sahip olmak, bu eğilimi artırır.[20]
Not: İnsanlar, bu kavrama gerçekten inanmasalar bile, argümanlarında adil dünya yanılgısının da doğruluğuna inanabilirler. Örneğin; bir kişi, eğer başkaları finansal olarak zorlanıyorsa, durumun aslında böyle olmadığını bilse bile tamamen onların suçu olduğunu söyleyerek o gruptaki insanlarla tartışabilir.
Adil Dünyaya Dair İnançlar ve Din
Adil bir dünya düşüncesi genellikle, dünyadaki adalet ve ahlaki dengeden sorumlu olan ilahi veya doğaüstü bir güce duyulan temel bir inanç sonucunda ortaya çıkar. Bu inanç, bilinçli veya bilinçdışı olabilir. Adil dünyaya karşı duyulan bu bilinçli inanç, birçok dinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Örneğin, adil dünya düşüncesine dayanan dini kavramlardan biri karmadır. Bu kavram çeşitli birçok dinde benzer bir role sahiptir ve genel olarak "karma", bireyin eylemlerinin geleceğini etkilediği manevi bir ortam olarak görülür. Bunun sonucunda, iyi işler pozitif karmaya katkı sağlayıp bundan dolayı gelecekteki mutluluğa sebep olurken kötü işler negatif karmaya katkı sağlar ve gelecekteki ızdıraba sebep olur.
Ancak, adil dünyaya olan inançlar, dindar olmayanlar arasında da yaygındır. Bu düşünce biçimi, bazılarında dini köken ve çağrışımları olan, bazılarında ise olmayan birçok yaygın deyime yansıtılmıştır. Bu deyimler, diğerlerinin yanı sıra, "Ne ekersen onu biçersin.", "Her işte bir hayır vardır.", "Eden bulur." gibi cümlelerin farklı kullanılışlarını içerir.
Eden Bulur Safsatasıyla Nasıl Baş Edilir?
Açıklanması gereken dört temel adil dünya inancı vardır:
- Kendi elde ettiğiniz sonuçlarla bağlantılı olan kendi eğiliminiz.
- Başkalarının elde ettiği sonuçlarla bağlantılı kendi eğiliminiz.
- Diğer insanların elde ettikleri sonuçlarına ilişkin kendi eğilimleri.
- Başka insanların elde ettiği sonuçlara ilişkin diğer insanların eğilimleri.
İş kendi düşüncenize geldiğinde, yapabileceğiniz en iyi şey, söz konusu durumu düşünmek ve o durumdaki bireyin, deneyimlediği sonuçlardan gerçekten sorumlu olup olmadığını veya şimdi harekete geçerek gelecekteki belirli bir sonucu gerçekten etkileyip etkilemediğini belirlemek için analiz etmek olur. Bunu da o kişinin eylemlerini, bunların sonuçlarını ve bu sonuçları etkileyebilecek herhangi dış etkenleri analiz ederek başarabilirsiniz.
Bunu rasyonel bir yol ile yapma yeteneğinizi geliştirmek için önyargı azaltma tekniklerini kullanarak bu adil bir dünya eğiliminin etkisini azaltmayı deneyebilirsiniz. Örneğin; insanların bu sonuçlardan açıkça sorumlu olmadığı gerçeğine rağmen, söz konusu olana benzer sonuçları deneyimlediği vakaların örneklerini düşünmeye çalışabilirsiniz. Ek olarak, kendinizi söz konusu bir insanın veya bir grubun yerine koyup bazı şeyleri onların açısından görerek empati kurmayı deneyebilirsiniz.
Ayrıca, diğer insanların düşüncelerini eğilimlerden uzaklaştırmak söz konusu olduğunda, birkaç küçük ayarlamayla bu teknikleri uygulamaya çalışabilirsiniz. Bu, hem başkasının konuşması tarafından ikna edilen hem de kendiliğinden adil bir dünya inancına sahip olan insanların durumunda geçerlidir.[21]
Diğer insanların eğilimlerini kırmada tam olarak gerekli olan yaklaşım, kişisel faktörlerin yanı sıra elde olan koşullara da bağlıdır, fakat genel olarak, kendi eğiliminizi kırmada kullandığınız temel tekniklerini kullanmalısınız. Örneğin; eğer mevcut bir olaya yönelik adil dünya yaklaşımınızı azaltmak için buna benzer geçmiş durumların örneklerini düşünmeye çalışırsanız, bu tür örnekler vererek ve onlardan bununla alakalı kendi örneklerini düşünmesini isteyerek başkasını da aynısını yapmaya teşvik edebilirsiniz.
Dünya Tamamen Gelişigüzel ve Adaletsiz Değildir!
Adil bir dünya eğiliminin etkisini açıklarken, iyilerin cezalandırılırken kötülerin ödüllendirildiği ya da hiçbir sonucun sizin eylemleriniz tarafından belirlenmediği adaletsiz veya gelişigüzel dünyaya dair duyulan mutlak bir inancın, eylemlerinizin her zaman sonuçları etkileyeceğine inanmak kadar yanlış ve zararlı olabileceğini akılda tutmak gerekir.[22]
Örneğin, davranışlarınızın sizin sonuçlarınızdan sorumlu olmadığına inanmak, başarısızlıklarınızı tamamen sizin kontrolünüz dışında bulunan etkenlere bağlayarak bazen egonuzu tatmin etmeye hizmet eder - ki bu durum da sizi tecrübe ettiğiniz sonuçlardan kısmen sorumlu olsanız bile hatalarınızdan ders almanıza engel olur.[23]
Aslında; adil dünya inançlarının eğilimini azaltırken, bunun açıkça yanlış olduğu durumlarda insanların başlarına gelenlerini hak ettiğini düşünmemelisiniz fakat aynı zamanda, insanların sonuçlarının asla geçmişteki eylemleri tarafından belirlenmediğini varsayacak kadar da ileri gitmemelisiniz. Bunu yerine, duruma olabildiğince tarafsız yaklaşmaya çalışmalısınız ki mantıklı bir şekilde değerlendirebilesiniz.
Özet ve Sonuçlar
- Adil bir dünya hipotezi, insanların eylemlerinin her zaman ahlaki açıdan adil sonuçlara, iyilerin her zaman ödüllendirilirken kötülerin eninde sonunda cezalandırılması, sebep olduğunu düşünmeyi sağlayan bir bilişsel önyargıdır.
- Bu önyargı, hem içsel hem de kişilerarası olabilir. Bu, insanların kendilerine veya başkalarına bakışını etkileyebileceği anlamına gelir. Aynı zamanda, geriye dönük veya ileriye dönük olarak da ayrılabilir. Bu da insanların geçmişe ilişkin değerlendirmelerini veya geleceğe ilişkin tahminlerini etkileyebileceği anlamına gelir.
- Adil bir dünyaya inanmak; insanların uzun süreli çaba göstermeleri için motive olmalarına, kontrol sahibi hissetmelerine ve günlük sorunlarla başa çıkabilmelerine yardımcı olur. Bu nedenle de bu inanç, genellikle gelişmiş duygusal refah ile ilişkilendirilir.
- Adil bir dünya inancı da bazen çeşitli sorunlara yol açabilir. En dikkat çekeni, başlarına gelen olayların tamamen onların suçu olmadığı durumlarda bile, bazı insanların, yaşadıkları talihsizlikler yüzünden o mağdurları yanlış bir şekilde suçlamasına sebep olmasıdır.
- Bu eğilimin etkisini azaltmak için; çeşitli teknikler kullanarak ve içindeki olası eylem-sonuç bağlantısını rasyonel bir şekilde analiz etmek için söz konusu durumu inceleyerek, eylemlerin ve sonuçların arasında her zaman harika bir bağlantı olduğunu ileri süren sezgisel varsayımın aksini kanıtlamalısınız.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 6
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A. Furnham. (2003). Belief In A Just World: Research Progress Over The Past Decade. Personality and Individual Differences, sf: 795-817. doi: 10.1016/S0191-8869(02)00072-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Maes. (1998). Eight Stages In The Development Of Research On The Construct Of Belief In A Just World?. Springer, Boston, MA, sf: 163-185. doi: 10.1007/978-1-4757-6418-5_10. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b L. Bègue, et al. (2010). Altruistic Behavior And The Bidimensional Just World Belief. JSTOR, sf: 47. doi: 10.2307/20445443. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b R. M. Sutton, et al. (2005). Justice For All, Or Just For Me? More Evidence Of The Importance Of The Self-Other Distinction In Just-World Beliefs. Personality and Individual Differences, sf: 637-645. doi: 10.1016/j.paid.2005.02.010. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Furnham, et al. (1989). Belief In A Just World: Review And Critique Of The Individual Difference Literature. British Journal of Social Psychology, sf: 365-384. doi: 10.1111/j.2044-8309.1989.tb00880.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Dalbert, et al. (2001). A Just And An Unjust World: Structure And Validity Of Different World Beliefs. Personality and Individual Differences, sf: 561-577. doi: 10.1016/S0191-8869(00)00055-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Lerner. (2006). Evaluation Of Performance As A Function Of Performer's Reward And Attractiveness.. American Psychological Association, sf: 355-360. doi: 10.1037/h0021806. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Lerner, et al. (2006). Observer's Reaction To The "Innocent Victim": Compassion Or Rejection?. American Psychological Association, sf: 203-210. doi: 10.1037/h0023562. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Furnham. (1985). Just World Beliefs In An Unjust Society: A Cross Cultural Comparison. European Journal of Social Psychology, sf: 363-366. doi: 10.1002/ejsp.2420150310. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. Furnham, et al. (1984). Just World Beliefs And Attitudes Towards The Poor. British Journal of Social Psychology, sf: 265-269. doi: 10.1111/j.2044-8309.1984.tb00637.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. A. Strömwall, et al. (2013). Rape Victim And Perpetrator Blame And The Just World Hypothesis: The Influence Of Victim Gender And Age. Journal of Sexual Aggression, sf: 207-217. doi: 10.1080/13552600.2012.683455. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. M. Kristiansen, et al. (2016). Perceptions Of Wife Abuse: Effects Of Gender, Attitudes Toward Women, And Just-World Beliefs Among College Students:. Psychology of Women Quarterly, sf: 177-189. doi: 10.1111/j.1471-6402.1990.tb00013.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. C. Gruman, et al. (2010). Disease As Justice: Perceptions Of The Victims Of Physical Illness. Basic and Applied Social Psychology, sf: 39-46. doi: 10.1207/s15324834basp0401_4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b Z. Rubin, et al. (1975). Who Believes In A Just World?. Journal of Social Issues, sf: 65-89. doi: 10.1111/j.1540-4560.1975.tb00997.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b C. L. Hafer, et al. (2015). The Why And How Of Defending Belief In A Just World. Academic Press, sf: 41-96. doi: 10.1016/bs.aesp.2014.09.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. M. Lipkusa, et al. (2016). The Importance Of Distinguishing The Belief In A Just World For Self Versus For Others: Implications For Psychological Well-Being:. Personality and Social Psychology Bulletin, sf: 666-677. doi: 10.1177/0146167296227002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. R. Ramos, et al. (2014). To Believe Or Not To Believe In A Just World? The Psychological Costs Of Threats To The Belief In A Just World And The Role Of Attributions. Self and Identity, sf: 257-273. doi: 10.1080/15298868.2013.798890. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. G. Calhoun, et al. (2010). Differences In Assumptions About A Just World: Ethnicity And Point Of View. The Journal of Social Psychology, sf: 765-770. doi: 10.1080/00224545.1994.9923011. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Nudelman, et al. (2019). Personal Belief In A Just World And Conscientiousness: A Meta‐Analysis, Facet‐Level Examination, And Mediation Model. Wiley, sf: 92-119. doi: 10.1111/bjop.12438. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Goldenberg, et al. (2012). Can Happy Mood Reduce The Just World Bias? Affective Influences On Blaming The Victim. Journal of Experimental Social Psychology, sf: 239-243. doi: 10.1016/j.jesp.2011.07.007. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Goodman, et al. (2017). The Just World Hypothesis As An Argumentative Resource In Debates About Unemployment Benefits. Journal of Community & Applied Social Psychology, sf: 312-323. doi: 10.1002/casp.2314. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. C. Lench, et al. (2007). Belief In An Unjust World: When Beliefs In A Just World Fail. Journal of Personality Assessment, sf: 126-135. doi: 10.1080/00223890701468477. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Dolinski. (1996). The Belief In An Unjust World: An Egotistic Delusion. Social Justice Research, sf: 213-221. doi: 10.1007/BF02197248. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:26:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10869
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.