Agrokimya Nedir? Hangi Alanlarda Kullanılır? Tarımın Gelişimine Etkileri Nelerdir?
Agrokimya, modern tarımın temel taşlarından biri olarak tarımsal üretimde kullanılan kimyasal ürünlerin ve süreçlerin bilimsel incelemesini ve uygulamasını ifade eder. Bu bilim dalı bitki koruma ürünleri, gübreler, büyüme düzenleyiciler ve toprak iyileştiriciler gibi geniş bir yelpazede kimyasallarla ilgilenir. Agrokimyanın tarım sektöründeki önemi, Dünya nüfusunun hızla artması ve bu nüfusun beslenme ihtiyaçlarının karşılanması gerekliliği ile daha da belirgin hale gelmiştir.
Günümüzde dünya nüfusu, Birleşmiş Milletler verilerine göre 2024 itibarıyla yaklaşık 8 milyara ulaşmıştır ve bu nüfusun 2050 yılına kadar 9.7 milyara çıkması beklenmektedir. Artan nüfus, daha fazla gıda üretimini zorunlu kılmaktadır. Tarımsal üretim alanlarının sınırlı olması, tarımda verimliliği artıracak yeni teknolojiler ve yöntemlerin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu bağlamda agrokimya, hem bitki sağlığını korumak hem de tarımsal verimi maksimize etmek için kritik bir rol oynamaktadır.
Agrokimyanın tarihsel gelişimi, tarımsal üretim tekniklerindeki dönüşümle paralellik göstermektedir. 19. yüzyılın ortalarında kimya biliminin ilerlemesi, tarımda kimyasal gübrelerin ve bitki koruma ürünlerinin kullanımını mümkün kılmıştır. Justus von Liebig'in bitki beslenmesi üzerine yaptığı çalışmalar, bitkilerin büyümesi için gerekli elementlerin belirlenmesini sağlamış ve bu da modern tarım kimyasının temellerini atmıştır. Liebig'in keşifleri azot, fosfor ve potasyum gibi temel bitki besin elementlerinin eksikliğini gidermek için gübrelerin kullanımını yaygınlaştırmıştır.
Tarım kimyasının gelişimi, sadece gübreler ile sınırlı kalmamış; aynı zamanda zararlılar ve hastalıklarla mücadelede kullanılan pestisitlerin de gelişimini kapsamıştır. Pestisitler; bitkileri zararlı böceklerden, yabancı otlardan, mantar hastalıklarından ve diğer zararlılardan koruyarak tarımsal üretimde kayıpların önlenmesini sağlar. Böylece pestisitlerin kullanımı, tarımsal üretimde verimliliği artırırken gıda güvenliğini de sağlamaktadır.
Ayrıca agrokimyasal ürünlerin bir diğer önemli grubu olan büyüme düzenleyiciler, bitkilerin büyüme süreçlerini kontrol ederek verimlilik ve kalite artışını mümkün kılar. Büyüme düzenleyiciler; bitkilerin çiçeklenme, meyve tutumu ve olgunlaşma süreçlerini optimize ederken aynı zamanda stres koşullarına karşı dayanıklılığı da artırmaktadır.
Toprak iyileştiriciler de agrokimyanın önemli bir bileşenidir. Bu kimyasallar, toprak yapısını iyileştirerek bitki köklerinin daha iyi beslenmesini ve su alımını sağlamaktadır. Toprak pH'ını düzenleyen ve topraktaki organik maddeleri artıran bu ürünler, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği desteklemektedir.
Sonuç olarak agrokimya, tarımsal üretimdeki verimliliği ve sürdürülebilirliği artırmada hayati bir rol oynar. Dünya nüfusunun artışı ve gıda taleplerinin karşılanması gibi küresel zorluklarla başa çıkmak için, agrokimyanın sunduğu çözümler bugün her zamankinden daha önemlidir. Bu makalede agrokimyanın tanımı, tarihçesi, kullanım alanları ve tarımın gelişimine olan etkileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Agrokimyanın Tanımı ve Tarihçesi
Agrokimya, bitkisel ve hayvansal üretimde verimliliği artırmak amacıyla kimyasal ürünlerin ve süreçlerin bilimsel incelemesini ve uygulamasını içeren bir bilim dalıdır. Tarım kimyası olarak da bilinen bu disiplin, bitki koruma ürünleri (pestisitler), gübreler, büyüme düzenleyiciler ve toprak iyileştiriciler gibi çeşitli kimyasalların tarımsal uygulamalarda kullanımını kapsar. Agrokimya, tarımsal üretimi optimize ederek daha yüksek verim, kaliteli ürünler ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını sağlamayı hedefler.
Agrokimyanın kökenleri, tarımın başlangıcına kadar uzansa da modern anlamda bilimsel temelleri 19. yüzyılda atılmıştır. Bu dönemde kimya bilimindeki ilerlemeler, tarımda kullanılan maddelerin ve süreçlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.
Justus von Liebig'in Katkıları
Agrokimyanın gelişiminde kilit figürlerden biri, Alman kimyager Justus von Liebig'dir. 19. yüzyılın ortalarında Liebig, bitki beslenmesi üzerine yaptığı çalışmalarla bu alanın temellerini atmıştır. Liebig, bitkilerin büyümek için belirli elementlere ihtiyaç duyduğunu ve bu elementlerin eksikliğinin giderilmesi gerektiğini göstermiştir. Bu buluş, modern gübrelerin geliştirilmesine yol açmıştır.
Liebig'in en önemli katkılarından biri, bitkilerin topraktan aldığı besin elementlerinin azot (N), fosfor (P) ve potasyum (K) gibi makro besin maddeleri olduğunu ve bu maddelerin bitki büyümesi için kritik öneme sahip olduğunu ortaya koymasıdır. Liebig, "minimum yasası" olarak bilinen teorisiyle, bir bitkinin büyümesini en sınırlayıcı besin maddesinin miktarının belirlediğini savunmuştur. Bu teori, gübre kullanımının bilimsel temellerini oluşturarak, tarımsal verimliliğin artırılmasında devrim niteliğinde bir adım atmıştır.[1]
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
20. Yüzyıl: Kimyasal Gübreler ve Pestisitlerin Gelişimi
20. yüzyılın başlarından itibaren, kimyasal gübrelerin ve pestisitlerin kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. İlk sentetik gübreler, amonyum sülfat ve süperfosfat gibi ürünlerle tanıtılmıştır. Bu gübreler, tarımsal üretimde büyük verim artışları sağlamıştır. Aynı dönemde, tarımda zararlılarla mücadele için ilk pestisitler geliştirilmiştir. Örneğin, DDT (dikloro difenil trikloroetan), 1940'larda geniş çapta kullanılmaya başlanmış ve tarımsal zararlılara karşı etkili bir çözüm sunmuştur.
Pestisitlerin kullanımı, tarımda önemli avantajlar sağlarken çevresel ve sağlıkla ilgili bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. 1962'de Rachel Carson'ın Silent Spring adlı kitabı, pestisitlerin çevresel etkilerine dikkat çekmiş ve bu maddelerin kullanımında daha bilinçli ve düzenleyici yaklaşımların benimsenmesini sağlamıştır.
21. Yüzyıl: Sürdürülebilir Tarım ve Yeni Teknolojiler
21. yüzyılda, agrokimyasal ürünlerin kullanımında sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalar ön plana çıkmıştır. Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) ve Hassas Tarım gibi teknikler, kimyasal kullanımını minimize ederek tarımsal üretimde sürdürülebilirliği artırmayı hedeflemektedir. Bu yaklaşımlar, çiftçilerin zararlıları ve hastalıkları izleyerek sadece gerektiğinde ve doğru miktarlarda kimyasal kullanmalarını sağlar.
Ayrıca, biyoteknoloji ve genetik mühendisliği alanındaki ilerlemeler, tarımsal verimliliği artırmak ve kimyasal kullanımını azaltmak için yeni olanaklar sunmaktadır. Genetik olarak modifiye edilmiş organizmalar (GMO'lar), bitkilerin zararlılara, hastalıklara ve çevresel streslere karşı dirençli hale getirilmesini sağlar. Bu yenilikler, agrokimyasal ürünlerin etkinliğini artırarak daha sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesine katkıda bulunmaktadır.
Agrokimyasal Ürünler ve Kullanım Alanları
Agrokimyanın ilgi alanına giren birçok farklı üründen söz edilebilir. Bunlardan bazılarına bu başlık altında değinilmiştir.
Gübreler
Gübreler, bitkilerin büyümesi ve verimliliği için gerekli olan besin maddelerini sağlar ve tarımsal üretimin temel bileşenlerindendir. Gübreler, makro besin maddeleri, ikincil besin maddeleri ve mikro besin maddeleri olmak üzere üç ana kategoriye ayrılır.
Bu kategorilerin ilki olan makro besin maddeleri, bitkilerin büyük miktarlarda ihtiyaç duyduğu temel elementlerdir:
- Azot (N): Bitkilerin büyüme ve yeşil aksam gelişimi için kritik öneme sahiptir. Protein, klorofil ve diğer önemli bileşiklerin sentezinde rol oynar.
- Fosfor (P): Enerji transferi, fotosentez ve solunum gibi temel biyolojik süreçlerde yer alır. Kök gelişimini ve çiçeklenmeyi teşvik eder.
- Potasyum (K): Su dengesi, enzim aktivasyonu ve hastalık direnci gibi birçok fizyolojik süreçte etkilidir. Bitkilerin dayanıklılığını artırır.
İkinci kategoriyi oluşturan ikincil besin maddeleri, makro besin maddeleri kadar olmasa da bitkiler için önemli olan diğer elementlerdir:
- Kalsiyum (Ca): Hücre duvarı yapısının güçlenmesi ve hücre bölünmesi için gereklidir.
- Magnezyum (Mg): Klorofilin merkezi atomu olup fotosentez için hayati öneme sahiptir.
- Sülfür (S): Amino asitlerin ve proteinlerin sentezinde rol oynar.
Üçüncü kategori olan mikro besin maddeleri, bitkilerin az miktarda ihtiyaç duyduğu, ancak eksikliğinde ciddi büyüme problemleri yaşadığı elementlerdir:
- Demir (Fe): Klorofil sentezi ve elektron taşınımı için gereklidir.
- Manganez (Mn): Fotosentezde ve enzim aktivitesinde rol oynar.
- Çinko (Zn): Enzim fonksiyonları ve protein sentezi için önemlidir.
- Bakır (Cu): Fotosentez ve solunumda görev alır.
Pestisitler
Pestisitler, tarımsal zararlı organizmaların kontrolü için kullanılan kimyasal maddelerdir ve dört ana kategoriye ayrılırlar: İnsektisitler, Herbisitler, Fungisitler ve Nematisitler.
İnsektisitler, bitkilere zarar veren böcekleri kontrol etmek için kullanılır. Böceklerin sinir sistemini hedef alarak veya gelişim döngülerini bozarak etkili olurlar. Örnek olarak organofosfatlar, karbamatlar ve piretroidler verilebilir.
Herbisitler, yabancı otların kontrolü için kullanılır. Bitkilerin fotosentez, protein sentezi ve hücre bölünmesi gibi hayati süreçlerini hedef alarak etkili olurlar. Örnek olarak Glifosat, atrazin ve 2,4-D verilebilir.
Fungisitler, bitki hastalıklarına neden olan mantarların kontrolü için kullanılır. Mantar hücre duvarını, zarını veya metabolik süreçlerini hedef alırlar. Triazoller, strobilurinler ve kükürt gibi örnekleri bulunur.
Nematisitler, bitki köklerinde yaşayan ve beslenen nematodları kontrol etmek için kullanılır. Kimyasal ve biyolojik yöntemler kullanabilirler. Örnekleri Fumigantlar ve biyolojik nematisitler olabilir.[3]
Büyüme Düzenleyiciler
Bitki büyüme düzenleyicileri, bitkilerin büyüme ve gelişme süreçlerini kontrol eden kimyasallardır. Bitkilerde doğal olarak bulunan hormonlara benzer şekilde çalışırlar. Birkaç farklı türü mevcuttur.
Gibberellinler, bitki büyümesini ve hücre uzamasını teşvik eder. Çiçeklenmeyi ve tohum çimlenmesini artırır. Etilen ise meyve olgunlaşmasını hızlandırır ve bitki savunma mekanizmalarını aktive eder. Ayrıca yaprak dökümünü teşvik eder. Oksinler, hücre uzamasını ve kök gelişimini teşvik eder. Apikal dominansı kontrol ederek bitki şeklini belirler. Son olarak sitokininler, hücre bölünmesini teşvik eder ve yaprak yaşlanmasını geciktirir.[4]
Toprak İyileştiriciler
Toprak iyileştiriciler, toprak yapısını ve verimliliğini artıran maddelerdir:
- Kireç taşı, toprağın pH seviyesini yükselterek asidik toprakların iyileştirilmesini sağlar. Kalsiyum ve magnezyum kaynağıdır.
- Alçı, tuzlu ve sodik toprakların iyileştirilmesinde kullanılır. Kalsiyum ve sülfat sağlar.
- Kompost ve gübre gibi organik maddeler, toprak yapısını iyileştirir ve mikrobiyal aktiviteyi artırır. Toprağın su tutma kapasitesini ve besin maddesi içeriğini artırır.[5]
Agrokimyanın Tarımın Gelişimine Etkileri
Agrokimyasal ürünler, tarımsal üretimde verimliliği artırarak daha fazla ürün elde edilmesini sağlar. Gübreler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini sağlarken pestisitler zararlıları kontrol altına alarak ürün kayıplarını azaltır. Bu durum, birim alandan elde edilen verimi artırarak gıda üretimini destekler.
Agrokimyasal ürünler, aynı zamanda tarımsal ürünlerin kalitesini ve raf ömrünü artırabilir. Örneğin, fungisitler bitkilerde mantar hastalıklarını önleyerek ürün kalitesini korur. Ayrıca, büyüme düzenleyiciler ürünlerin düzgün şekillerde olgunlaşmasını sağlayarak hasat zamanını optimize eder.
Agrokimya, sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesinde de önemli bir rol oynar. Özellikle entegre zararlı yönetimi (IPM) ve hassas tarım teknikleri, kimyasal kullanımını minimize ederek çevresel etkileri azaltmayı hedefler. Bu teknikler, agrokimyasal ürünlerin etkin ve doğru kullanımını teşvik eder.
Ek olarak tarımsal verimlilik artışı, kırsal ekonomilerin gelişmesine katkıda bulunur. Artan üretim, çiftçilerin gelirlerini artırır ve tarım sektöründeki iş imkanlarını genişletir. Ayrıca tarımsal ürünlerin ihracatı, ulusal ekonomilere döviz kazandırır.[6], [7]
Bunlara karşın agrokimyasal ürünlerin yoğun kullanımı, çevresel ve sağlıkla ilgili çeşitli zorluklara neden olabilir. Bu kimyasalların yaygın kullanımı, doğal ekosistemlerde ve insan sağlığında potansiyel olumsuz etkilere yol açabilir.
Pestisitler, özellikle geniş spektrumlu olanlar; hedef olmayan organizmaları da etkileyebilir. Bu durum biyolojik çeşitliliği tehdit edebilir, çünkü zararlılarla birlikte yararlı organizmaları da etkileyebilirler. Ayrıca, pestisitlerin su sistemlerine karışması sonucu su kaynaklarında kirlilik oluşabilir. Bu durum, sucul yaşamı ve su kaynaklarının ekolojik dengesini olumsuz etkileyebilir.
İnsan sağlığı açısından ise agrokimyasal ürünlerin kullanımı bazı riskleri beraberinde getirebilir. Pestisit kalıntıları, tarım ürünlerinde ve su kaynaklarında insanların maruz kalabileceği bir faktördür. Uzun süreli maruz kalma veya yüksek konsantrasyonlarda, pestisitlerin sağlık üzerinde zararlı etkileri olabilir. Bu nedenle, pestisitlerin ve diğer tarım kimyasallarının kullanımında güvenlik önlemleri ve düzenlemelerin sıkı bir şekilde uygulanması önemlidir.
Sürdürülebilir tarım uygulamaları ve çevre dostu alternatifler, bu olumsuz etkileri azaltmada önemli bir rol oynar. Entegre zararlı yönetimi (IPM), kimyasal kullanımını minimum seviyeye indirerek zararlı organizmaların kontrol edilmesini sağlar. Biyolojik mücadele yöntemleri, zararlıların doğal düşmanlarını kullanarak zararları azaltırken organik tarım yöntemleri kimyasal kullanımını sıfıra indirerek doğal ekosistemleri korur.
Gelecekte agrokimyasal ürünlerin daha az toksik, belirli hedeflere yönelik ve çevre dostu alternatiflerinin geliştirilmesi tarımın sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşır. Araştırma ve teknoloji geliştirme, tarımın verimliliğini artırırken ürünlerin çevre ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini minimize etmek için devam etmelidir. Bu şekilde, tarımsal üretim sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde devam edebilir.
Sonuç
Agrokimya, günümüz tarımının temel taşı olarak Dünya genelinde tarımsal üretimin artırılması, gıda güvenliğinin sağlanması ve ekonomik büyümenin desteklenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu disiplin bitki besleme, zararlı kontrolü ve toprak sağlığının iyileştirilmesi gibi alanlarda önemli katkılarda bulunmaktadır.
Agrokimyasal ürünlerin dengeli ve etkin kullanımı, çiftçilerin verimliliğini artırırken ürün kayıplarını minimize etmelerine olanak tanır. Ancak, bu kimyasalların aşırı ve yanlış kullanımı çevre ve sağlık risklerini artırabilir. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi ve entegre zararlı yönetimi (IPM) gibi yaklaşımların teşvik edilmesi kritik öneme sahiptir. IPM, kimyasal kullanımını azaltarak biyolojik dengeyi korur ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğini destekler.
Gelecekte, agrokimya alanında yapılan araştırma ve geliştirme faaliyetleri, yenilikçi agrokimyasal ürünlerin ve teknolojilerin geliştirilmesine odaklanmalıdır. Bu süreç, tarımsal üretimin daha verimli, çevre dostu ve sürdürülebilir hale gelmesine katkıda bulunacaktır. Bu doğrultuda özellikle şu alanlara odaklanılabilir:
- Yeni Nesil Biyoçözünür Gübreler: Bitkiler tarafından daha verimli bir şekilde alınabilen ve toprakta birikmeyen biyoçözünür gübrelerin geliştirilmesi.
- Doğal Düşmanlarla Entegrasyon: Biyolojik kontrol ajanlarının (örneğin yararlı böceklerin) kullanımını artıran IPM tekniklerinin daha da geliştirilmesi.
- İklim Değişikliğine Dayanıklı Bitki Çeşitleri: Yeni genetik çeşitlerin geliştirilmesiyle iklim değişikliğine ve hastalıklara karşı dayanıklı bitkilerin üretimi.
- Hassas Tarım Teknolojileri: Sensörler, dronlar ve yapay zekâ gibi teknolojilerin kullanımının yaygınlaşmasıyla hassas tarım uygulamalarının teşvik edilmesi.
- Eğitim ve Bilinçlendirme: Çiftçilere agrokimya ürünlerinin güvenli ve etkin kullanımı konusunda eğitim verilmesi.
Bu öneriler, agrokimya alanındaki gelecekteki gelişmelerin yönlendirilmesinde önemli rol oynayabilir. Bu ilerlemeler, küresel tarımın sürdürülebilirliğini artırarak gelecek nesiller için gıda güvencesi sağlama kapasitesini güçlendirecektir. Agrokimyanın bilinçli yönetimi, ekonomik ve çevresel açıdan önemli faydalar sağlayarak toplumsal refahın artmasına katkıda bulunacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ J. V. Liebig. (1840). Die Organische Chemie In Ihrer Anwendung Auf Agricultur Und Physiologie.
- H. Marschner. Marschner's Mineral Nutrition Of Higher Plants By Horst Marschner, Academic Press. Yayınevi: Academic Press.
- ^ D. Pimentel. Techniques For Reducing Pesticide Use: Economic And Environmental Benefits. ISBN: 9780471968382.
- ^ P. J. Davies. Plant Hormones: Biosynthesis, Signal Transduction, Action!. ISBN: 9781402026850.
- ^ J. K. Syers. (1994). Soil Science And Sustainable Land Management In The Tropics. Yayınevi: Oxford University Press, Usa.
- ^ V. Smil. Enriching The Earth: Fritz Haber, Carl Bosch, And The Transformation Of World Food Production (Mit Press). ISBN: 9780262693134. Yayınevi: MIT Press.
- ^ R. Carson. (2002). Silent Spring. ISBN: 9780618249060. Yayınevi: Houghton Mifflin Harcourt.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 06:23:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17919
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.