Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Temmuz 2022 26 dk.

İnsanların deri rengi, siyaha yakın bir kahverengiden beyaza yakın renklere kadar geniş bir yelpazede değişebilmektedir. İnsanlar arasındaki bu deri rengi (veya ten rengi) farklılığının yakın nedeni genetik faktörler ve/veya Güneş'e maruziyettir; ancak yaş, cinsiyet, hastalıklar, hormonlar, duygudurum gibi diğer faktörler de deri rengini kalıcı veya geçici olarak etkileyebilmektedir. İnsan popülasyonları arasındaki deri rengi farklılıklarının nihai sebebiyse, insan toplumlarının Dünya üzerinde farklı yaşam alanlarında yaşaması ve bu sırada deri altına ulaşabilen zararlı ultraviyole ışınlarının miktarının değişmesi nedeniyle, doğal seçilim yoluyla meydana gelen biyokimyasal bir adaptasyondur (evrimdir).[1]

İnsan derisinin farklı renklerine etki eden birçok etmen vardır. Bu faktörlerin bir kısmı kalıtsal ve kalıcı etkilere sahiptir (yani evrimsel nedenlerdir); diğerleriyse gelişimsel etkilere sahiptir ve duruma bağlı olarak kalıcı veya geçici etkilere sahip olabilirler. Aşağıda, bu faktörlerin bir listesini bulabilirsiniz.

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Canberk Çolak
Canberk Çolak
297K UP
Analist 23 Temmuz 2019 3 dk.

Bu iddianın kökeni İsveç'teki Göteborg Üniversitesi'ne bağlı Sahigrenska Akademi'sinde malign, yani kötü huylu ve yayılmacı tümörlü fareler üzerinde yapılan çalışmadır. Çalışmanın yayımlandığı orjinal makaleye buradan ulaşabilirsiniz. Çalışmada özellikle cilt ve akciğer kanseri olan fareler üzerinde antioksidanların mevcut tümörün metastazını, yani yayılım hızını iki kat arttırdığı, ancak bütün malign tümörlerde genel olarak büyümeyi hızlandırdığı belirtilmektedir.

Antiosidanların nasıl etki gösterdiğini anlayabilmek için moleküler düzeyde gözlem yapmamız gerekir. Bildiğiniz üzere evrendeki her şey atomlardan meydana gelmiştir. Ve atomlar da çekirdeklerinde bulunan pozitif yüklü protonlar ile yüksüz nötronlardan ve çekirdeğin etrafında belli bir yörüngede dolaşan negatif yüklü elektronlardan oluşur. İnsan vücudu ise temelde proteinlerden. yağlardan ve DNA moleküllerinden oluşur. İnsan vücudunu oluşturan bu 3 temel madde, yüzlerce ve hatta binlerce atomun bir araya gelerek oluşturduğu devasa moleküller olarak düşünülebilir.

76
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Aralık 2016 3 dk.

Güneş tutulması, Dünya ile Güneş'in arasına Ay'ın girmesiyle oluşur. Böylece Dünya'dan Güneş'e bakan insanlar, arada Ay olacağı için onun silüetini görürler. Bu silüet, Güneş üzerinde bir "kara yuvarlağın" oluşmasına neden olur. Buna Güneş tutulması adı verilir. Teknik olarak olan tam tersidir: Güneş'ten gelen ışınlar, Ay'a takıldıkları için, Dünya üzerine yaklaşık 100 kilometre çapında bir gölge düşer. Aslında "Güneş tutulması" budur. Belki de "Dünya gölgelenmesi" demek daha isabetli olacaktı, kim bilir?

Peki, Güneş tutulması sırasında Ay'dan hacimce 64.3 milyon kat büyük olan Güneş'in, ufacık Ay'ımız tarafından nasıl tamamen kapatıldığını hiç düşündünüz mü? 

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağıl Benibol
Yazar 2 Kasım 2016 16 dk.

Kütleçekim dalgaları, büyük kütlelerin ivmelenmesi sebebiyle uzay-zaman dokusunda meydana gelen bozulmalar ve bükülmelerdir. Kütleçekim dalgaları, tıpkı suya atılan bir taşın yarattığı dalgalar gibi, kaynaktan dışarı doğru dalgalar hâlinde yayılır. Ancak arada belirgin bir fark vardır: Kütleçekim dalgaları ışık hızında hareket eder; su dalgaları ise bunu yapamaz. Kütleçekim dalgaları, kütleçekimsel radyasyon yoluyla enerji taşır. Kütleçekimsel radyasyon, elektromanyetik radyasyon benzeri, kaynaktan dışa doğru yayılan bir radyasyon türüdür.

Einstein fiziği öncesi dönemde, yani ilk olarak Isaac Newton tarafından geliştirilen klasik fizik çerçevesinde, kütleçekim dalgalarının varlığına dair herhangi bir ipucu bulunmamaktaydı; çünkü bu dönemde kütleçekiminin bir noktadan diğerine anlık olarak etki eden bir kuvvet olduğu düşünülmekteydi. Dolayısıyla kütleçekimine yönelik teorilerin tarihi asırlar öncesine gitmesine rağmen, kütleçekim dalgalarının varlığı ilk olarak 1905 yılında Henri Poincaré tarafından ileri sürülmüştür; sonrasındaysa 1916 yılında Albert Einstein'ın geliştirdiği Genel Görelilik Teorisi çerçevesinde öngörülmüştür.

116
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 11 saat önce 24 dk.

Türkiye’nin kuzeybatısında, Balıkesir il sınırları içinde yer alan Manyas Gölü veya diğer adı ile Kuşcenneti gölü; yalnızca bir su kütlesi değil, aynı zamanda yaşayan bir ekosistem, göçmen kuşların durağı, yerel kültürün bir parçasıdır. Ayrıca göl suyunun tarımsal sulamada kullanılması, bölge ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu yönüyle Manyas gölü, hem ekolojik hem de sosyoekonomik bir kaynak olarak öne çıkar.

Peki bu göl nasıl oluşmuştur? Bugün barındırdığı biyoçeşitliliğin özellikleri nelerdir? Ve en önemlisi bu gölü ve sunduğu doğal hizmetleri kaybedersek neleri yitiririz? Gelin hep birlikte bu sorulara yanıt arayalım.

3
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 20 Temmuz 2021
Thor’un kendine ait bir gününden (Thursday – Perşembe) başka gökyüzünde bir de miğferi vardır. Yaygın olarak Thor’un Miğferi olarak adlandırılan NGC 2359, kanat benzeri uzantılara sahiptir. Şapka şeklinde kozmik bir buluttur. Bir İskandinav tanrısı için bile devasa boyutlara sahip olan Thor’un Miğferi, yaklaşık 30 ışık yılı genişliğindedir. Aslında kozmik şapka, daha çok yıldızlararası bir balon gibidir. Balonun merkezine yakın yerdeki parlak, devasa yıldızdan kaynaklanan hızlı bir rüzgarla şişirilmiştir. Merkezdeki yıldız Wolf-Rayet yıldızı olarak da bilinir. Evriminin süpernova olmadan önceki aşamasında, oldukça sıcak bir dev yıldızdır. NGC 2359, Büyük Köpek takımyıldızı yönünde yaklaşık 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır. Bu keskin görsel, geniş bant ve dar bant filtrelerinden elde edilen verirlerle oluşturulmuştur. Bulutsunun sadece doğal görünen yıldızlarını değil, ipliksi yapılarının ayrıntılarını da ortaya çıkartır. Thor’un Miğferi’nin ortasındaki yıldızın, önümüzdeki birkaç bin yıl içinde muhteşem bir süpernova olarak patlaması bekleniyor.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Ali Keçeli
6 gün önce
Devrim nedir? Nasıl yapılır? Öncüleri kim? (Gandi, Lenin, Atatürk,...) Sadece halkın yaptığı devrim sayısı neden az? (Yani bir önderin liderin bulunmadığı sadece halkın olduğu devrim)
Devrim için bir ülkenin tüm kesiminin mi yardım etmesi lazım yoksa yarısı bile yeterlimi? Dünyadaki zararlı veya faydalı devrimler? (Objektif) 
Bu yazdıklarımı video bölüm başlıkları gibi düşünebilirsiniz.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
272
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genel Biyoloji konusunda geliştirebilirsin.

Sürekli mide bulantım var çok kez hastaneye gittim gerekli olan bütün testler yapıldı. Yine de teniz çıktı. Psikolojik olduğunu söylüyorlar ama üstümde çok fazla bir stres olduğunu da düşünmüyorum her imsan gibi belli strese dahilim sahibim bundan nasıl kurtulacağım önerdiğiniz ilaç ya da benimle aynı şeyleri yaşayan birileri var mı acaba?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Melisa Arslan
İnceleyen 3 gün önce
Konusu
Mindhunter 1970’lerin sonunda ve 1980’lerin başında, FBI’ın gerçek hayatta kurduğu Davranış Bilimleri Birimi’nin kuruluş hikâyesini kurgusal bir anlatıyla sunar. Hikâyenin merkezinde ajan Holden Ford (Jonathan Groff) ve Bill Tench (Holt McCallany) yer alır. Bu ikili, henüz yeni sayılabilecek bir fikir olan seri katil profil analizini geliştirmek için ülke çapında dönemin en kanlı katilleriyle yüz yüze görüşmeler yapar. Yanlarında psikoloji hocası Wendy Carr (Anna Torv) da vardır.

Dizi, gerilim unsurunu şiddet sahnelerinden çok, karakterlerin zihnine girerek ve katillerin motivasyonlarını irdeleyerek kurar. Gerçek hayattan alınmış Edmund Kemper, Jerry Brudos, Richard Speck, Dennis Rader (BTK Killer) gibi birçok ünlü seri katil dizide birebir diyaloglarla işlenir.

Anlatım Tekniği ve Atmosfer
Mindhunter’ın en güçlü yanlarından biri, David Fincher’ın yönetmenliğinde kurduğu atmosferdir. Soğuk renk paletleri, titiz kadrajlar ve neredeyse klinik bir anlatı dili, izleyiciyi hem 70’ler Amerikan banliyö karanlığına hem de insan zihninin en uç noktalarına sokar. Dizi, klasik suç dizilerinden farklı olarak olay anlarını göstermek yerine karakterlerin ifadelerine, ince detaylara, sessizliklere ve diyaloglara odaklanır. Bu, hikâyeyi yavaş ama hipnotize edici bir şekilde ilerletir.

Karakterler ve Dönem Eleştirisi
Ford’un yenilikçi ve zaman zaman saf idealizmi, Tench’in pratik gerçekçiliğiyle çatışır. Bu ikili arasındaki dinamik, sadece suç psikolojisinin değil, dönemin FBI bürokrasisinin de eleştirisini içerir. Kadın bir akademisyen olarak Wendy Carr’ın hem FBI içindeki erkek egemen kültüre hem de kendi özel hayatına dair yaşadıkları, dizinin alt metnini zenginleştirir.

Ayrıca, dönemin toplumsal ve siyasi gerilimi - Vietnam sonrası Amerika, ataerkil düzen, medyanın suçu nasıl yansıttığı gibi temalar - her karakterin hikâyesine ince ince yedirilir.

Dizinin Gerçekçilik Düzeyi
Dizideki katillerin çoğu, gerçek röportajlardan esinlenen diyaloglarla aktarılır. Özellikle Edmund Kemper karakterinin tüyler ürpertici sakinliği ve zekâsı, gerçek kayıtlardan alınan diyaloglarla oluşturulmuştur. Bu durum, dizinin kurgu ile gerçeği ustaca harmanladığını gösterir.

Zayıf Yönler
Bazı izleyiciler için Mindhunter’ın en büyük handikapı tempodur. Dizi, hızlı aksiyon ya da sansasyonel şiddet sunmaz. Çoğu zaman iki insanın bir odada oturup saatlerce konuşmasına tanık olursunuz. Bu, dikkatini kolay dağıtan ya da yüksek tempo bekleyen izleyici için yorucu olabilir.

Ayrıca, Netflix’in üçüncü sezonu iptal etmesi, diziyi bir bakıma yarım bırakmıştır. BTK Katili’ne dair açılış ve kapanış sahneleri, planlanan bir sonraki sezon için zemin hazırlıyordu. Bu hikâyenin yarıda kalması, dizinin potansiyelini tam olarak gerçekleştirememesine neden olmuştur.

Neden İzlenmeli?
Suç psikolojisine ve kriminolojiye ilgin varsa Mindhunter tam anlamıyla bir altın madeni gibidir.
Karakter odaklı, diyalog merkezli anlatımları seviyorsan keyif alırsın.
David Fincher’ın yönetmenlik anlayışını, detaycılığını, kadraj ve atmosfer kurma yeteneğini hissetmek istiyorsan kaçırmamalısın.
Gerçek suç hikâyelerine ve bu olayların toplumsal yansımalarına meraklıysan, dizi hem öğretici hem de düşündürücü bir deneyim sunar.

Eleştirel Sonuç
Mindhunter, televizyon dizilerinde suç türüne yeni bir derinlik getiren, neredeyse akademik bir titizlikle yazılmış, sinematografik bir başyapıttır. Ekrandaki şiddetin pornografisine değil, şiddetin nedenine odaklanır. Bu sayede rahatsız edici derecede dürüst bir anlatı sunar: Bazı kötülükler asla tam olarak anlaşılamaz, sadece incelenebilir.

Kapanış olarak şunu söylemek yerinde olur: Mindhunter seni izleyici koltuğunda bırakmaz; seni soru soran, anlamaya çalışan bir gözlemciye dönüştürür. Ve belki de bu yüzden, bitirdikten sonra karakterlerin gerçek hayattaki karşılıklarını saatlerce araştırırken kendini bulursun.
Dizi
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
The Gorgor
İnceleyen10 5 gün önce
İki senedir doğru düzgün kitap okumuyordum. Hatta kitap okumanın boş bir alışkanlık olduğunu düşünüyordum. Bu kitabı okuduktan sonra fikrim tamamen değişti. Yaklaşık 1,5 ay önce okumuştum. Okuduktan sonra bir daha kitap okumayı bırakmayacağıma söz verdim. Bu kitap bana okuma alışkanlığımı geri kazandırdı. En sevdiğim kitap oldu. Kitap hakkında şunları söylemek istiyorum, bu kitapta betimlemeler sıklıkla yer alıyor. Karakterlerin ruh halleri oldukça detaylı bir şekilde açıklanıyor. Ayrıca psikolojik de bir roman ve türünün de en iyi örneklerinden. Diyalogları oldukça kaliteli ve düşünülmüş. Benim eksik olarak tek gördüğüm şey son kısımdan yeterince bahsedilmemesiydi. Raskolvnikov'un Sonya'yla olan diyaloğunu tam anlayamadım. Aslında anlayamam benim sorunumdu çünkü öğretmenim anladı ve onun yorumunu dinledim. Ek olarak şunu söylemek istiyorum: Kitabı okurken detayları kaçırmayın, dikkatli okuyun.
Kitap
9.4/10
(19 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Genç Mühendis
Genç Mühendis
349K UP
Düşünür 17 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, ege erdoğan tarafından sorulmuştur.

Aslında geç keşfedilmedi mümkün mertebe en uygun zamanda keşfedildi.

Tarım devrimi yani tarımsal düzene geçiş 10.000 yıl önce gerçekleşti. Peki, neden bu tarih? Çünkü Son buzul çağı, yaklaşık 115.000 yıl önce başlayıp 11.700 yıl önce sona erdi. Buzul çağında iklim oldukça sertti; geniş alanlar buzullarla kaplıydı, sıcaklıklar düşüktü ve mevsimler çok daha değişkendi. Bu durum, bitki yetiştiriciliği için elverişli değildi. İnsanlar bu dönemde avcı-toplayıcı olarak yaşıyorlardı. Sürekli yer değiştirmek zorunda oldukları için yerleşik tarım yapmaları zordu. 10.000 yıl önce iklim ısınınca ve elverişli topraklar tarıma uygun hale geldiği gibi biz de tarım devrimini başlattık.

120 Bin Yıl Önce Homo Sapiens Neden Tarım Yapmadı? Bunun da 2 sebebi var. İnsanoğlu 300.000 yıl önce evrimleşti. Nüfus azdı , insanoğlu yayılma keşfetme ve bilgi edinme gibi konularda çok gerideydi. Ayrıca 300.000 yıl önce de iklim kusursuz değildi, elverişsiz ve soğuk iklimin etkisindeydi. İkinci sebep ise insanoğlunun ilk yıllarında avcı toplayıcı olarak gayet yeterliydi. Çünkü av türü sayısı fazla, bitki ve hayvan sayısı fazla olunca ekstra tarıma yönelme durumu olmamıştır. Av kaynaklarının azalması, nüfusun artması gibi faktörler insanları tarıma yöneltti, o da 10.000 yıl önce oldu.

Tüm Reklamları Kapat

10.000 yıl öncesinden önce hiçbir zaman tarım o kadar da verimli bir beslenme yöntemi değildi.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Şubat 2018 11 dk.

Daha önceki bir yazımızda, bilim insanları arasında ateizm, teizm, deizm, agnostisizm gibi inanç veya inançsızlık tiplerinin dağılımına ve bunun halk arasındaki dağılımı ile olan farklarına bakış atmıştık. Bu yazımızda ise, iki önemli noktaya değinmek istiyoruz: 

Ateizm, tarihsel olarak birçok şekilde tanımlanmışsa da, en genel anlamıyla her türlü yaratıcı gücün varlığını reddetmeye verilen isimdir. Ateistler, dinlerin ve tanrıların gerçek olmadığını düşünmekte ve bunların insanın hayal gücü ile kültürel evriminin bir ürünü olduğunu ileri sürmektedirler. Bu, en azından bir adet yaratıcı gücün var olması gerektiğini iddia eden teizm ile zıt olan görüştür. Daha dar anlamıyla teizm, hem en az 1 tanrıya, hem de o tanrının gönderdiği belirli bir dini görüşe iman etme, inanç duyma demektir. Öte yandan deistler, yaratıcı bir gücün varlığını kabul etmelerine rağmen, dinlerin insan ürünü olduğunu ve yaratıcının insanlarla kitaplar veya dinler yoluyla irtibat kurmadığını ileri sürerler. Alternatif olarak, en genel anlamıyla, ateizm veya teizmin doğru olup olmadığını elimizdeki verilerle bilemeyeceğimizi söyleyen agnostisizm ve yaratıcının Evren'den ayrı bir varlık olmadığını, Evren'in ta kendisi olduğunu ileri süren panteizm gibi dini inanç veya inançsızlık pozisyonları da bulunmaktadır. Fakat tarihsel olarak, bilimle en yakından ilişkisi olanlar, ateizm ve agnostisizm gibi inançlardan tamamen veya kısmen uzak olan felsefi düşünüşler olmuştur. Hele ki Orta Çağ'da Hristiyanlık merkezli teizmin, modern çağda ise İslam merkezli teizmin bilim üzerindeki baskısı düşünülecek olursa, bilim ile anti-teizm arasında sıkı sıkıya bir ilişki varmış gibi gözükmektedir. Peki bu, gerçekten organik bir ilişki midir?

236
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ömer Efe Dikici
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Öfkeyi yaşamımızın bir parçası olarak kabul edebilirsiniz; fakat, bunun yararlı bir amaca hizmet etmediğini fark ediyor musunuz? Buna sahip olmak zorunda değilsiniz ve öfke, mutlu, iyi hisseden biri olmaya ilişkin hiçbir amaca hizmet etmez. Öfkenin ironik yanı da, diğer insanları değiştirme konusunda hiç işe yaramamasıdır.
Kaynak: 'Your Erroneous Zones' New York: Avon Books, 1977 ss. 218-220
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Elif Beren
Elif Beren
20K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Aşağı takım Mygalomorphae, yaşayan örümceklerin 3 büyük grubundan birini kapsar. Bu grup örümcekler çoğunlukla ağır bedenli ve kısa bacaklı örümcekleri kapsar (buna tarantulalar da dahildir). Zehirlidirler ama çoğunun insanlara zararı yoktur.
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 1 Nisan 2019 6 dk.

Görselde gördüğünüz, Fourier Dönüşümü (İng: Fourier Transform). Eğer Spotify, iTunes, Google Music tarzı servisleri kullanarak müzik dinliyorsanız, bu matematiksel formüle teşekkür edebilirsiniz. Hatta internette gördüğünüz fotoğrafları minik JPG formatına dönüştüren de bu denklem. Ha bir de ses geçirmez (veya ses sıfırlayıcı) kulaklıklarınızın çalışmasını sağlayan da bu denklem. Gelin nasıl çalıştığına bir bakalım.

Bu formül, matematikçilerin bir sinyalin ne tür frekanslara sahip olduğunu hızlıca anlamasını mümkün kılmaktadır. Bu çok önemli bir özellik. Ama biz diyoruz diye değil: 1867 yılında, fizikçi Lord Kelvin, bu matematiksel denkleme olan aşkını ilan etmişti:

204
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nene Fly
Nene Fly
51K UP
4 gün önce
STM32 vs ESP32: Projeniz için hangi mikrodenetleyici doğru?
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 15 Şubat 2024 5:42
Vücudumuzdaki hiçbir kılın uzama hızı veya gürlük miktarı, kılların kesilmesiyle alakalı değildir. Bugüne kadar bu iddiayı ele alan hiçbir araştırma kılların...
43
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close