Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağan Uçar
Üye 2 gün önce Henüz cevap yok.
İnternette son zamanlarda çiğ et ve çiğ sütü öven çok sayıda paylaşım görüyorum hatta çocuğuna yedirenleri bile görüyorum ama bunu destekleyen bilimsel araştırma bulamıyorum. Neden insanlar bu kadar kararlı bi şekilde övüyor o zaman?
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Öne Çıkan İnceleme
Melisa Arslan
İnceleyen10 1 Temmuz
Geçtiğimiz yıl İthaki Yayınları'ndan 42. baskısını okuduğum bu kitap kesinlikle bana yepyeni bir bakış açısı getirdi. Ümit Tosun'un çevirisi, Margaret Atwood'un 2007 yılında yazdığı 11 sayfalık sunuşu, yazarımız Aldous Huxley'nin kitabın ilk basımından 14 yıl sonra yazdığı 10 sayfalık önsözü ve David Bradshaw'ın 1993'te yazdığı 10 sayfalık sonsözü ile zenginleştirilmiş, okuduktan sonra bile üzerine kafa yormaya devam ettiğim muhteşem eserlerden biri. Çeşitli dizi ve filmlere uyarlanmış olsa da kitabın çok daha farklı bir havasının olduğunu söyleyebilirim. Birebir aynı etkiyi bırakmıyorlar.

Aldous Huxley'nin "Cesur Yeni Dünya" (İngilizce: "Brave New World") adlı eseri, gelecekte totaliter bir toplumda geçen bir distopya romanı. Roman, bilimsel ilerlemelerin ve teknolojik gelişmelerin insan hayatı üzerindeki etkilerini ele alarak, bireyselliğin kaybolduğu ve toplumun tamamının devlet kontrolünde olduğu bir dünyayı tasvir ediyor. Huxley'nin bu eseri, modern toplumun yönelimlerine dair derin bir eleştiri ve uyarı niteliğinde.

Romanın geçtiği dünya, Ford sonrası (AF: "After Ford") olarak adlandırılan bir zaman diliminde ve bu dönemde insanlar biyoteknolojik yöntemlerle üretilmekte ve belirli kast sistemlerine göre yetiştirilmekte. Alfa, Beta, Gamma, Delta ve Epsilon olarak adlandırılan bu kastlar, insanların doğuştan belirlenen sosyal statülerine göre ayrılmasını sağlıyor. Her sınıf, belirli görevler ve roller için yetiştirilir ve eğitilir, bu da toplumda katı bir hiyerarşi yaratıyor.

Toplumda bireyler, henüz bebekliklerinden itibaren çeşitli şartlandırma yöntemleriyle eğitiliyor ve bu yöntemler sayesinde toplumsal düzen korunuyor. Bireylerin özgür iradesi neredeyse tamamen ellerinden alınmış durumda. Soma adı verilen bir uyuşturucu madde, insanların mutsuzluk ve kaygı yaşamalarını engellemek için kullanılıyor. Bu madde, insanların duygusal tepkilerini baskılar ve sürekli bir mutluluk hali yaratıyor.
Romanın geçtiği dünyada, geleneksel aile yapısı tamamen ortadan kaldırılmış. Aile, sevgi ve ebeveynlik kavramları topluma yabancı hale gelmiş. Cinsel özgürlük teşvik edilir ve bireyler arasında duygusal bağların oluşması engelleniyor. Aşk ve sadakat gibi kavramlar, toplumun genel düzeni ve istikrarı için tehlikeli görülmekte.

Kısacası bu eserin etik değerlerin sorgulanması, bireyselliğin yok olması ve devlet kontrolü gibi konuları ele aldığını söyleyebiliriz. Eserde devletin her yerde gözünün oluşu, 1984 eseri ile olan benzerliğinin bir kanıtıdır. Aynı yayınevinin BilimKurgu Klasikleri'nden Fahrenheit 451 ile de ortak yönleri olan bir eser.

En çarpıcı söz ise "Herkes herkes içindir." Mutlaka okunmalı.
9.7/10
(55 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Brave New World
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Bu inceleme Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺3.800,0017 Mayıs
Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisi Gezisi
17 Mayıs 2025 06:30 tarihinden 18 Mayıs 2025 20:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Ankara Topluluğu gezi serisinin ikinci gezisinde Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisine gidiyoruz!

Çatalhöyük arkeolojik alanı günümüzden 8000 yıl öncesine tarihlendirilmekte ve insanlık tarihi açısından tarım devrimi, kent yaşamı ve hayvanların evcilleştirilmesi gibi konularda eşsiz sanatsal ve kültürel eserler barındırmaktadır.

Konya Arkeoloji Müzesinde Çatalhöyük ve Konya çevresinden ve Antik Roma dönemine ait eserler bulunmaktadır. 

Konya kent merkezi ise Selçuklu başkenti olması nedeni ile hem mimari hem de Anadolu kültürel bağlamında gezilecektir. 

Taşkent Fosil Arazisinde Permiyen döneminde, yaklaşık 252 milyon yıl önce yaşamın %95'inin silindiği Dünya'nın en büyük yok oluşunun izlerini görebileceğimiz Dünya'daki 10 noktadan biri olan Taşkent fosil yatağı yer almaktadır.



Bilim ve tarihi bir araya getiren bu gezimizde siz de kaşiflerimiz arasında yer alın.

Gezide, Dr. Babür Erdem ve Timuçin Alp Aslan, MA. hocalarımız bulunacaktır.

Evrim Ağacı Ortak Kurucusu olan Dr. Babür Erdem, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir. Bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Timuçin Alp Aslan, M.A., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümünden lisans derecesini almıştır. Bologna Üniversitesi’nde Latince, Koç Üniversitesi Kapadokya Okulu, Nümizmatik okulu ve Çevresel Arkeoloji programları gibi uluslararası etkinliklerde yer almıştır. Ankara Çayyolu Höyük, Muğla – Milas Labraunda antik kutsal alanı ve Yunanistan’da Büyük İskender’in ilk başkenti Pella’da alan çalışmalarında bulunmuştur. Turist rehberliği alanında yüksek lisans derecesi vardır.

Devamını Göster
4
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Halis Gönül
İnceleyen10 14 saat önce
Başyapıt...
Film
9.8/10
(85 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Godfather
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Mustafa Yargıç
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Gaziantep
Dülükbaba Tabiat Parkında buldum. Sanıyorum ayashensis. Alttürü.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Uyarlayan 3 Ocak 2021 8 dk.

Avcı-toplayıcı kültüründe obezite nadiren görülür. Buna rağmen günümüzden 38,000 - 14,000 yıl öncesine ait obez heykelciler bulunmuştur. Bu dönemde buzul çağı hakimdi ve Dünya genelinde avcı-toplayıcı topluluklar yaşamaktaydı (Şekil S1A). Bu figürler obez oldukları gibi, çıplaklardı da.[1] Heykelcikler, bedeni resmetmektedirler. Yüzleri ve ayakları yoktur. Kolları ise küçüktür. Bu eksiklikler, bilinçli olarak yapılmıştır (Şekil S1B). Heykelciklerin çoğu çocuk doğurma yaşındadır, bazıları gebedir ya da karın ve kalçaları obezdir (İng: "steatopygy"). Ergenlik ya da orta yaştaki kadınları betimleyen heykelcikler daha az sayıdadır. Obezite, kadın heykelciklerine mahsustur; erkek heykelcikleri ise zayıftır (Şekil S1C).[2] Tüm bunları, aşağıdaki görselde görebilirsiniz.

Heykelcikler, dönemin iklimsel ve çevresel değişimleri göz önünde bulundurularak incelenmeli, beslenme ve yaşamda kalım gibi etmenlerin ele alınması gerekmektedir. Heykelciklerin, avcı-toplayıcıların yaşamda kalımlarını artırmak için yapıldıklarına dair bir hipotez oluşturulabilir.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Karagözoğlu
Çeviren 15 Haziran 2022 23 dk.

"Bu sizin beyniniz.", "Bu ise uyuşturucu etkisi altında beyniniz." tarzı kamu spotlarının bir başka türü olarak düşünebileceğiniz "Bu sizin beyniniz.", "Bu ise Tanrı'yı düşünürken beyniniz." tarzı bir yaklaşımı takip ederek dini deneyimler ve beyin ilişkisi üzerine çalışan Andrew Newberg, Tanrı Beyninizi Nasıl Değiştirir? (İng: "How God Changes Your Brain") kitabında şu sözlere yer veriyor:[1]

Dini deneyimlerin beynin iki basit fonksiyonuna (özbakım: "Bir tür ve bir birey olarak nasıl hayatta kalıyoruz?", özaşkınlık: "Tür olarak nasıl evrim geçiriyoruz ve değişiyoruz?") hitap ettiğini belirten Newberg, araştırma ekibi ile dua ve meditasyon gibi dini ritüellerde bulunan bireylerin beyinlerini görüntüledi. Eğer beyinde "ruhla ilgili" bir kısım varsa, bunun beynin tümünde bulunması gerektiğini düşünen takım, çalışmalarında iki alana odaklandı.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evren Cemil Çayırlı
4 gün önce
Silah fabrikatörleri, savaştan siyasi rant edinenler, kendisi gibi düşünmeyenleri yok etmek isteyenler. İşte bu kişiler asla barış istemezler.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2017 6 dk.

İnsan beyninin evriminin ne kadar önemli olduğu aşikardır. Gezegenimiz üzerinde bugüne kadar evrimleşmiş en yüksek zekaya sahip türüz. Bu evrimsel değişim asla kolay olmadı; ancak her evrimsel değişim gibi kademeli ve birikimli bir şekilde oldu. Bu durum, doğal olarak, birçoklarının aklına bir sorunun takılmasına neden olmaktadır: Neden sadece insan türünde beyin ve dolayısıyla zeka bu kadar evrimleşmiştir? Bu sorunun detaylı bir cevabını buradaki makalemizden okuyabilirsiniz.

Ancak çenemizi çalıştıran kasların körelmesiyle ilgili olarak, şunu belirtmekte fayda var: Her türün evrimi eşsizdir. Yani "kendine özgü"dür. Evrim tarihinde; benzer özelliklerin, benzer şartlar altında, kimi zaman benzer süreçlerden geçerek ortaya çıktığını görebilsek de (bkz: yakınsak evrim); çoğu zaman türlerin popülasyonları başından geçenler (çevre şartları, bu çevrenin değişimi, popülasyon içindeki genetik çeşitliliğin yapısı, bu çeşitliliğin çevreyle etkileşimi, vs.) eşsiz bir özgünlükte olduğu için, türlerin evrimi de kendilerine özgü olmaktadır. Bir diğer deyişle, "Neden diğer maymunlar da insanlar gibi zekileşmiyor?" sorusu, "maymun" (Simiiformes) olan her türün birebir aynı evrimsel patikayı takip etmesi gerektiğini varsaymaktadır. Evrimde böyle bir zorunluluk yoktur!

115
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Gök
Emre Gök
105K UP
Yazar 21 Haziran 2022 30 dk.

Bireyin yaşantıları, gelecekte kendini gösteren izler bırakır. Kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirebilmenin en etkili yollarından biri de yaşantılara dayalı öğrenme yoludur. Yaratıcı drama özellikleri, çok yönlü işlevselliği nedeniyle sınıf dışındaki amaçlara uygun her türlü ortamlarda özellikle yaşantılara dayalı Öğrenmeyi gerçekleştirmede etkili bir yöntem ve disiplindir.[1] Bu anlamda, eğitim programlarından çıkartılmış olsa da bilimsel düşünmeye bir temel sağlayacak olması nedeniyle önem taşıyan evrim teorisinin okul dışı ortamlarda öğretilmesi gerekmektedir. Böylece insanın nasıl yaratıldığına ilişkin görüşlere bir alternatif daha eklenmiş olacağı gibi insanlar da kendi var oluşları hakkında daha eleştirel düşünebileceklerdir.

Evrim teorisi okulöncesinden yükseköğretime, oradan yaygın eğitime kadar her insanın öğrenmesi gereken bir düşünce sistematiğidir. Kendi var oluşuna yönelik sorgulamalar yapan her insan, evrim teorisi eğitiminin olası öğrencisi olabilir. Edinecekleri mesleklerle geleceğin toplumunu inşa etmede önemli rol oynayacağı söylenebilecek üniversite öğrencileri, yoğun bir bilgi bombardımanıyla tamamladıkları, akademik başarı odaklı ilk ve orta öğretimden sonra geldikleri üniversitede mesleki uzmanlık kazanmanın yanında sosyal ve kültürel gelişim sağlayacakları olanaklarla da karşılaşırlar. Üniversite öğrencilerinin sosyal ve kültürel gelişimlerinin desteklenmesi edindikleri mesleği daha yaratıcı, insani ve estetik icra etmelerini sağlayabilir.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Mart 2012 27 dk.

Evrimsel süreçle ilgili anlaşılması en güç kavramlardan biri, bir özelliğin nasıl değiştiği ve türlerin nasıl farklılaştığıdır. Örneğin ortalama boyu 20 santimetre olan bir canlının boyu nesiller içerisinde nasıl 2 katına, 40 santimetreye çıkabilir? Daha kritik bir soru, eğer ki popülasyon içerisinde yeterince çeşitlilik olmaması durumunda, bu tür bir evrimin gerçekleşip gerçekleşemeyeceğidir. Yani boy ortalaması 20 santimetre olan bir popülasyonun içerisindeki en uzun bireyler 22 santimetreyse ve daha uzun bireyler yoksa, nasıl olur da popülasyonun boy ortalaması 40 santimetreye çıkabilir? Diyelim ki yeterli çeşitlilik var, bu durumda evrim nasıl meydana gelir? İşte bu makalemizde bu konuları inceleyerek, evrensel olarak evrimin nasıl işlediğini anlamanızı sağlamayı hedefleyeceğiz. Eğer ki bu yazımızı tam olarak sindirebilirseniz, evrimin nasıl işlediğini ileride karşınıza çıkabilecek herhangi bir örnek dahilinde, rahatlıkla yorumlayabileceğinizi umuyoruz. Fakat bu yazıyı okumadan önce, evrimin temel mekanizma ve işleyişini öğrenmek adına bu dizimizin ilk yazısı olan "Evrim'in İşleyişi - 1: Genel Kavramlar, Mekanizmalar ve Yöntemler" başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz. Hemen konuya girelim:

Evrimin nasıl meydana geldiği üzerinde kafa yorarken insanların düştüğü temel hatalardan birisi, evrimi türümüz üzerinden düşünmektir. Esasında bunu elbette yapabilirsiniz, zira insan türleri de evrimsel süreç sonunda var olmuş hayvan türleridir; ancak insan üzerinde düşünmenin ufak bir sıkıntısı vardır: türümüz, vahşi doğadan izole bir yaşam stiline geçtiği ve buna adapte olduğu için, istisnasız olarak geriye kalan tüm türlerin geçirdiği evrimsel değişimlerden bir miktar uzaklaşmıştır. Elbete türümüz halen, her nesilde evrim geçiriyor; ancak söz konusu Homo sapiens olduğunda bu evrim daha çok mikroevrim düzeyinde, fiziksel değişimlerin çok çok daha yavaş yaşandığı bir evrim olmakta. Bu yüzden bir türün dış görünümünün evrim sebebiyle değişimi görülmek isteniyorsa, insan türü üzerinden gitmek pek de mantıklı bir "ilk adım" olmayacaktır. Yine de, bu konuyla ilgili olarak "İnsanların evrimi sona mı ermiştir? İnsan üzerinde Evrim Mekanizmaları nasıl işler?" başlıklı makalemizi okuyarak, bu yazımızda vereceğimiz örnekleri nasıl insanlara genişletebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Uzun lafın kısası, tıpkı genetik deneylerinde yaptığımız gibi, gözlemlemek istediğimiz unsuru (evrimi) kolaylıkla görebileceğimiz, uygun bir model organizma seçmek, incelememizin kolay ve sıkıntısız gerçekleşebilmesi için önem arz eder. Bu sebeple, insan gibi bir tür üzerinden evrimi incelemek yerine, vahşi yaşam dahilinde bulunan bir türü ele almak çok daha kolay olacaktır.

84
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
IXPE Bir Karadelik Jetini Keşfediyor

Karadelikler nasıl X-ışınları üretir? NASA'nın IXPE uydusundan elde edilen veriler sayesinde uzun zamandır sorulan bu sorunun cevabına giden yolda önemli bir ilerleme kaydedildi. X-ışınları doğrudan bir karadelikten çıkamaz. Ancak yakınlarda bulunan enerjik ortamda, özellikle de dışarı doğru hareket eden bir parçacık jeti tarafından üretilebilirler. BL Lac galaksisinin merkezinde bulunan süper kütleli karadeliğin oluşturduğu blazarın yakınlarından gelen X-ışını incelendiğinde, bu X-ışınlarının kayda değer bir polarizasyona sahip olmadığı keşfedildi. Bu durum, X-ışınlarının protonlardan daha yüksek enerjili elektronlar tarafından üretildiğini gösteriyor. Öne çıkan bu sanatsal illüstrasyon, karadeliğin etrafını saran turuncu renkli bir yığılma diskinden yayılan güçlü bir jeti tasvir ediyor. Evrenin dört bir yanında meydana gelen yüksek enerjili süreçleri anlamak, insanlığın Dünya'da ya da yakın çevremizde meydana gelen benzer süreçleri de kavramasına yardımcı olur.

9 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görselleştirme Kaynağı: NASA, Pablo Garcia
Çeviren: Simay Aladağ

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Hasan Ayer
Hasan Ayer
3,495 UP
Çeviren 26 Aralık 2019 19 dk.

Bu metnin mizahi dili, okuyucuyu eğlendirebilir. Fakat bu mizahi dilin amacı meselenin ehemmiyetini gizlemektir. Medawark bu görüşlerini 1960’ların ekonomik açıdan gösterişli günlerinde dile getirmiştir. İngilizlerde bilime ayrılan bütçe, o dönemde her beş yılda bir %10 artış gösteriyordu. Daha düşük bir oranla olsa da, bu büyüme 1970’lere kadar devam etti. Ancak 1980’lerde şiddetli bir değişim meydana geldi. 1980’lerin ilk 5 yılında, Britanya’da bilim için yapılan kamu harcamaları %10 azaldı ve bütün göstergeler bu kesintinin devam edeceği yönündeydi. Fakat İngiliz bilim insanları da bu konuda uyarılmadıkları hususunda sitemde bulunamazlar. Dönemin parlamento üyesi ve daha sonra eğitim ve bilim bakanlığı yapmış olan Shirley Williams 1971’de açık bir uyarıda bulundu:

Bilim için yapılan kamu harcamaları diğer ülkelerde de azalma gösterdi. Britanya’ya özgü bir takım sebeplerin birleşimi, Britanya’nın durumunu gelişmiş ülkeler arasında belki de en kötüsü haline getirdi. Buradaki amacımız bütün bu sebepleri burada tartışmak değildir. Buradaki amacımız yalnızca Britanya’da değil, tüm dünyada, günümüzde bilimin düştüğü kötü durumun en temel ve aynı zamanda en az fark edilen sebebini tanımlamak ve ona savaş açmaktır. 1986’da İngiliz bilim insanları bu kesintilere “Save British Science” (İngiliz Bilimini Kurtar) adında bir kampanya başlatarak karşılık verdi. Kampanyanın belirtilen amaçları şunlardı:

99
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 4 gün önce
Tek kelimeyle mükemmel bir filim . Nolan yine farkını ortaya koymuş , zaman algımızı yerle bir eden bir filim daha . ilk bakışta anlaması çok zor ama izledikçe taşlar yerine oturuyor . Kesinlikle izlemeye değerdir .
9.6/10
(71 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 15 saat önce 21:10
Plastiklerin Kalbe Zararı - İyonlaşmada Yeni Bulgular - Aşı Kolunun Antikora Etkisi... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
1
Discord
İnceleme
Ali Aldı
Ali Aldı
136K UP
İnceleyen10 6 Mayıs 2023
kafa açıcı, eğlenceli vakit geçirmelik.
9.4/10
(77 Kişi)
Puan Ver
Yönetmen: Bong Hee Han
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Altay Kenger
Seslendiren 26 Kasım 2019 10:10
Bilgisayara kıyasla bir insan, dört kediye, dört elmaya veyahut dört adet kaleme baktığında bunların ortak noktasının soyut bir kavram olan "dört" olduğunu...
18
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Ecrin Güvenaltın
Ben bir sayısal okuyan bir öğrenciyim. 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Bu soru oldukça derin bir soru bu yüzden cevaplamaktan zevk alacağım . Matematik, bilim ve teknoloji alanlarında çok önemli bir araçtır ama bir insanın zekâsını ya da değerini sadece matematikle ölçmek doğru değildir. Zekâ; dil, sanat, müzik, mantık, duygular, beden, doğa gibi birçok farklı alanda kendini gösterebilir. Bazı insanlar matematikte zorlanabilir ama buna rağmen biyoloji, kimya, fizik, sanat ya da mühendislik gibi alanlarda çok başarılı olabilirler. Örneğin Einstein’ın sözel zekâsı da yüksekti, Tesla doğaya ve keşfetmeye çok ilgiliydi, Edison da deneme-yanılma yoluyla çalışmayı severdi. Hepsi farklı düşünme yollarına sahipti. Bir bilim insanı olmak için sadece matematik değil; merak, sabır, hayal gücü ve problem çözme isteği de gerekir. Astronotlar da sadece matematik bilmez; fiziksel dayanıklılık, takım çalışması ve bilimsel düşünme de çok önemlidir. Yani, matematik önemli olabilir ama tek ve kesin yol değildir. Her insan farklı bir alanda parlayabilir, önemli olan kendi güçlü yanını keşfetmek ve geliştirmektir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close