Kitabın başlangıcında KŞM (Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi) müdürü bir grup öğrenciye merkezi tanıtıyor. Spermler ile yumurtaların nasıl döllendiğini sonrasında bunların nasıl tomurcuklanarak çoğaldığını, sonrasında bırakın üçüz beşiz insanları tam tamına 96 adet tek yumurta ikizi insan üretebildiklerini anlatıyor. İnsanları ilerde kullanacakları alanlara göre nasıl şartlandırdıklarını ona göre besin, hormon vs. verdiklerini söylüyor. Başlıca üç çeşit insan üretiyorlar bunlar; Gamalar, Deltalar ve Epsilonlar...
Başlangıcı böyle olan bu eserde insanlar hep aynı şekilde cam kavanozlar içinde üretilmeye devam ediliyor ve şartlandırmaları yaşayacakları yaşama göre yapılacağı için herkes yaptığı işten memnun hiçbir şeyi sorgulamayan her şeyi olduğu gibi kabul eden bir toplum oluşturuluyor. Herhangi bir epsilon ben neden gama değilim diye isyan etmiyor çünkü nasıl bir şey olduğunu bilmiyor bildiği tek şey epsilon olmak onunla mutlu. Ha oldu ki düşünceleri karıştı veya üretim aşamasında bir hemşire yanlış bir müdahale ettiği için bazı şeyleri eksik kaldı ve mevcut sisteme aykırı düşünmeye mi başladı. İşte onu da düşünmüşler tüm çalışanlara iş çıkışında soma denilen uyuşturucudan veriliyor ve mutlu olmaya devam ediyorlar.
Bu cesur yeni dünya da doğmak, doğurmak, Anne veya baba olmak tamamen ayıp şeyler. Birine baba demek küfür etmekten daha ayıp. Yine bu yeni dünya da bir kişiye aşık olmak veya sadece bir kişiyle ömür boyu cinsel birliktelik sağlamak da yasak. Yazar boşuna dememiş "Herkes herkese aittir.".
Fahrenheit 451 kitabında olduğu gibi bu kitapta da kitap okumak yasak. Tanrı yasak. Tanrı yerine Ford'ları var. Mesela bu cesur yeni dünya da temizlik Allah'a imandan değil Ford'a imandan geliyor. Bir olaya şaşırınca aman tanrım değil aman fordum diyorlar.
Ulaşım aracı olarak da helikopter ve uçaklar kullanılıyor. Bu nedenle burada otoparklar binaların alt katlarında değil hep çatı katlarında, teraslarda.
Kitabı belki yazıldığı dönemde okusaydım gerçekten güzel hayal edilmiş ve kaleme alınmış ama asla gerçekleşmeyecek olaylar gözüyle bakabilirdim. Ama 2021 yılında okuyan biri adına konuşmak gerekirse bu kitapta yazarlar ilerleyen yıllarda kesinlikle gerçekleşebilir. İnsanlık olarak bunları gerçekleştirecek bilim ve teknolojiye sahibiz. Ama işte asıl mesele şurada acaba bizde vahşi gibi normal bir hayatı mı tercih ederdik? Yoksa uyuşturucu ve şartlandırmalar ile baskılanarak tamamen mutlu olunan bir yaşamı mı?
Günümüzde de baskı altında değil miyiz? Ya 2020 yılına kadar ülkemizde Wikipedia gibi bir online bilgi kaynağı yasaklı değil miydi? Okullar da sürekli aynı şeyleri öğretmiyorlar mı tek taraflı? Haberler desen yine aynı. Aksini söyleyen habere hemen kısıtlama, haberi yapana tutuklama.
Açıkcası ben CESUR YENİ BİR DÜNYA'da yaşamayı tercih ederdim. En azından sadece yüksek kesim insanlar değil, toplu olarak Biz mutlu olurduk.
Kara Dörtleme den okuduğum üçüncü kitap ve şuan favorim kesinlikle, Cesur Yeni Dünya.