Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 14 Şubat 2018 1 dk.

Yukarıdaki fotoğrafta iki elektrot arasında “soluk mavi bir nokta” görüyorsunuz. Bu nokta aslında boşlukta asılı duran bir atom ve siz onu çıplak gözle görebiliyorsunuz! Peki bu nasıl mümkün?

Gördüğümüz atom, iyon tuzağında tutulan ve lazer ışığıyla aydınlatılmış bir Stronsiyum atomu. Normalde bir atomu gözümüzle görmek elbette mümkün değil; çünkü bir Stronsiyum atomunun yarıçapı sadece 215 pikometre... Yani 1 metrenin trilyonda biri civarında. Sayısal olarak 0.000000000215 metre! Bunu çıplak gözle görmek imkansız.

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Müge Gül
Müge Gül
51K UP
İnceleyen 3 gün önce
Get Out filmi ile kendine oldukça sağlam bir yer açan Jordan Peele yine sisteme olan sert eleştirilerini korku ve gerilim ile harmanlayarak önümüze gayet leziz bir “Şefin önerisi” çıkartıyor diyebiliriz..Amerikan rüyasının iki ayrı kutubunun , insanlar ve gölgelerin amansız rekabetini arka plan da tutan Peele 4 kişilik mutlu bir ailenin başına gelen esrarengiz bir olay ile bizleri selamlıyor.. işler çığrından çıktığında kim iyi veya kötü soruları ile bizi bir başımıza bırakmayı ihmal etmiyor elbette.. Finalinde şaşırtmayı başaramasa da film boyu beni de tempoda hikayeye bağlı tuttu diyebilirim.. öneririm efenim .. biraz kendinizle yüzleşmek isterseniz.. veya size dayatılanlara karşı devrim yapmak.. us ...size göre..
Biz
Film
9.2/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 18 Haziran 2024 2 dk.

SLEEP 2024 yıllık toplantısında sunulacak yeni bir çalışma, uyku süresi, sosyal medya kullanımı ve yönetsel işlevler ile ödül işleme için önemli olan beyin bölgelerindeki beyin aktivasyonu arasında belirgin bir ilişki buldu.

Sonuçlar, gençlerde daha kısa uyku süresi ve daha fazla sosyal medya kullanımı arasında bir korelasyon olduğunu gösteriyor. Analiz, bu ilişkilerde alt ve orta frontal girus gibi frontolimbik beyin bölgelerinin dahil olduğunu işaret ediyor.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Beril Dursunkaya
Çeviren 16 Aralık 2016 3 dk.

Yarıçapı Dünya'dan 2.3 kat büyük, kütlesi ise 17 kat büyük olan Kepler-10c gezegeni, tamamen lavlardan oluşan ufak uydusu Kepler-10b ile birlikte gezegenimizden yaklaşık 568 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır.

Mayıs 2011'de Kepler uzay aracı tarafından keşfedilen ve Spitzer Uzay Teleskobu'nun Blender tekniği kullanılarak doğruluğu onaylanan bu karasal gezegenin kütlesinin %5-20 arasının buzlardan oluştuğu düşünülmektedir. Kıyas olması açısından bizim gezegenimizin kütlesinin sadece %0.02'si buzullara aittir! 

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Aralık 2012 8 dk.

İnsan, birçok şekilde tanımlanabilir. Yetenekleriyle, farklarıyla, özellikleriyle, üstünlükleriyle, alçaklarıyla... İnsan, bildiğiniz üzere zekası bugüne kadar en çok evrimleşmiş hayvan türüdür. İnsanı insan yapan özellik, apaçık bir şekilde, zekasıdır. Bu zekanın yan ürünü olarak gelen veya diğer hayvanlardan fazla gelişen algı, düşünme, merak vb. kavramlar sonucunda insan, kendi özünü merak etmiş ve arayışa yönelmiştir. Bu arayışta, pek çok iddia ortaya atılmakla birlikte, biri hariç tamamı günümüzde bilimsel geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde, açık bir şekilde ortadadır ki, insan Hayvanlar Alemi'ne ait bir hayvan türüdür ve ortaya çıkışı, kendisinden önceki bazı hayvan türlerinin evrimleşmesi sonucunda gerçekleşmiştir.

Bilimsel bir perspektifte insanı, sıradan bir tür olarak, taksonomi diye de bilinen "sınıflandırma bilimi" içerisinde tanımlarız. Türümüz ve insansı atalarımız, 6-7 milyon yıldır vardır; tüm maymunların ortak atası ise 47 milyon yıl yaşında. Evrim tarihinin yaklaşık 4.000 milyon yıl (yani 4 milyar yıl) olduğu düşünülürse, 4.000 sayısının yanındaki 47 sayısının ne kadar önemsiz olduğu görülebilir, hele ki 7 sayısı ele alındığında bu önemsizlik daha da belirginleşir. Modern insan dediğimiz Homo sapiens'in ise sadece 300.000 yıldır (0.3 milyon yıldır) var olduğunu göz önüne alacak olduğumuzda, bu önemsizlik akıl almaz boyutta artacaktır. Ancak insanın taksonomideki yerine bakmak, oldukça ufuk genişletici bir deneyimdir. Burada size bu deneyimi kazandırmak istiyoruz.

219
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,006 Temmuz
Biyoloji, Termodinamik ve Görelilikte Dönüşen Paradigmalar
06 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 13 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Kuantum süperpozisyon ve dolaşıklık gibi olgular üzerindeki kontrol gücümüzün artması, kuantum bilimi ve teknolojilerinde ikinci bir devrim için yeni bir düşünsel zemin oluşturdu. Bu etkinlikte, bu kuramsal enformasyon kavramlarının moleküler biyoloji, enformasyon termodinamiği ve nedensel görelilik gibi farklı alanlarda tetikleyebileceği derin değişimleri ve bu süreçte bu kavramların kendilerinin geçirebileceği dönüşümleri tartışacağız. Ayrıca, oda sıcaklığında ve makro ölçekte çalışan kuantum teknolojilerinin geliştirilmesine giden alternatif yolları hayal ederek, üçüncü kuantum devrimine nasıl ulaşabileceğimize dair varsayımlarda bulunacağız.

Devamını Göster
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bir Meteor ve Karşıgün

Geceleyin gökyüzünün en karanlık yeri, Güneş’in tam tersi yönünde midir? Hayır. Aslında, karşıgün olarak bilinen (Alm: “Gegenschein” ) nadiren fark edilebilen sönük bir parlama, oldukça karanlık bir gökyüzünde Güneş’in 180 derece karşısında görülebilir. Karşıgün, gezegenler arasındaki küçük toz parçacıklarının Güneş ışığını geriye doğru saçması ile oluşur. Bu toz parçacıkları, asteroitlerden gelen milimetre boyutundaki parçacıklardır ve gezegenlerin ekliptik düzlemi boyunca yörüngede dönerler. Geçen Mart’ta çekilen bu görsel, karşıgünün bu zamana kadar çekilmiş en muhteşem fotoğraflarından biridir. İspanya‘nın Kanarya Adaları‘ndaki Teide Gözlemevi üzerindeki son derece karanlık olan gökyüzünün bu derin pozlamasında, karşıgün zodyak ışığının bir uzantısı olarak görülüyor. Arka planda dikkat çekici nesneler arasında bir meteor (solda), Büyük Kepçe (sağ üstte) ve Kutup Yıldızı (en sağda) bulunuyor. Meteor, İspanya’nın en yüksek dağı olan Teide Dağı’nı işaret ederken Piramit Güneş laboratuvarı ise sağda görülüyor. Gündüz, taç (İng: "Glory") olarak adlandırılan karşıgün gibi bir doğa olayı, bir uçaktan Güneş’in karşı tarafındaki hava veya bulutlardan yansırken görülebilir.

12 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: J.C. Casado, StarryEarth, EELabs, TWAN
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Arda Küçükoğlu
Fizikçi adayı 1 gün önce Sen de Cevap Ver

MERHABA! Kısa ve öz EVET. [1]Geç yatmanın birçok olumsuz yönü vardır. Öncelikle, biyolojik saatimizin bozulmasına neden olur. Bu durum uyku kalitesini düşürerek sabahları yorgun, isteksiz ve dikkatsiz uyanmamıza yol açar. Düzensiz uyku, gün içinde zihinsel performansın ve odaklanma yeteneğinin azalmasına, stres seviyesinin artmasına neden olur. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıflayabilir, bu da hastalıklara karşı vücudu savunmasız hale getirir. Uzun vadede geç saatlere kadar uyumamak; obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve depresyon gibi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu yüzden sağlıklı bir yaşam için düzenli ve yeterli uyku alışkanlığı edinmek çok önemlidir.

Bu kişiliği sevdin mi?

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. W. D. Wattles. (2005). Yeni Yaşam Ve İyileşme Bilimi. Yayınevi: A.R.Ribeiro. sf: 340.
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Abdullah Derda Alkazak
İnceleyen10 20 Temmuz 2023
📚 Modern fiziğin babası olarak anılan İtalyan astronom Galileo Galilei'nin devrimsel buluşları ve hayat hikayesinin kısa özeti.

Galileo'nun zamanında üniversitelerdeki fizik eğitimi, 19 asır önce yaşamış Aristoteles'in öğretilerini yorumlamaktan ibaretti. Fizik yasalarının deneylere dayandırılması gerektiğine inanan Galileo ise bu durumdan hiç hoşnut değildi. Eğer yaptığı deneyler Aristoteles'in öğretileriyle uyuşmaz sonuçlar verirse kabahati Aristoteles'te bulmaktan çekinmeyecekti.

Galileo, kendisinden onlarca yıl önce Güneş merkezli modeli ortaya koyan Kopernik'in en az 20 yıldır taraftarıydı. Yer'in evrenin merkezi olduğuna inanmamaktaydı. Ancak otoritelere aksini kanıtlayacak ispatlardan da yoksundu.

Galileo, Venedik'e gelen tüccarların bir aletten bahsettiğini duymuştu. Söylediklerine göre cisimleri birkaç kat büyük gösteriyordu bu alet. O sıralarda Padova Üniversitesi'nde eğitim veren Galileo, Hollandalı optikçiler tarafından en az 5 yıldır üretilen, ancak pek de net görüntü veremeyen bu dürbün denen aletin önemini kısa bir süre içinde fark edecekti.

Galileo'nun maaşı, üniversitede hoca olmasına rağmen çok azdı ve bu yüzden ekonomik sıkıntılar çekiyordu. Hem düşüncelerini ispatlama, hem de kendisini ekonomik zorluklardan kurtarma amacıyla Galileo hemen kendi dürbününü yapmaya koyuldu. Kısa bir sürede görüntüyü 6 kat büyüten bir dürbün imal etti. Çıkan sonuçtan cesaret aldı ve bu sefer 9 kat büyüten bir dürbün yaptı. Venedik hükumeti, Galileo'nun deneylerini işitince ondan ispat gösterisi istedi. Galileo hiç duraksamadı ve çan kulesinin tepesinde senatörlerin huzurunda şovunu yaptı. Senato heyeti Galileo'nun dürbününden bir hayli etkilenmişti, bu alet bir mucizeydi! Bir kilometre ötedeki insanların kıyafetleri dahi seçilebilmekteydi! Galileo'nun maaşı hemen 2 katına çıkarıldı.

Ekonomik sıkıntılarından büyük ölçüde kurtulan Galileo büyük başarısının ardından hemen başka bir dürbün yapmaya koyuldu. Bu sefer dürbünü 9 değil, tam 20 kat büyütecekti! Üstelik dürbününü şehirdeki insanlara veya ufka değil, gökyüzüne çevirecekti.

Dürbününü tamamlayan Galileo'nun ilk hedefi Ay'dı. İnsanlar Ay'ın pürüzsüz bir küre olduğuna ve kendi ışığını saçtığına inanıyordu. Ancak Galileo'nun gözlemleri bunun tam tersini gösteriyordu. Ay pürüzsüz değildi, üstünde aynı Dünya'daki gibi dağlar vardı! Üstelik ışığını da Güneş'ten alıyordu. Bu sonuçlardan heyecanlanan Galileo, gözlemlerini hemen kendi çizimleriyle kağıda döktü.

Galileo'nun sıradaki hedefi Samanyolu'ydu. Dürbününü bu kuşağa çevirdiğinde gördüklerine inanamadı. Samanyolu, çıplak gözle birbirinden ayırt edilemeyen milyonlarca yıldızdan oluşmuştu! Gözlemlerini "Aslında galaksi dediğimiz, bir yığın halinde serpiştirilmiş sayısız yıldızdan oluşan bir kümeden başka bir şey değil." şeklinde kitabına aktardı.

Kilise'nin ve Antik Yunan filozoflarının öğretilerine karşı en büyük darbeyi Galileo beşinci dürbünüyle vuracaktı. Bu dürbünü tam 30 kat büyütme yapmaktaydı! Dürbününü Jüpiter'e doğrulttu, Jüpiter'in ekvatoral düzleminde 3 tane 'yıldız' gördü. Önceki dürbünleriyle Jüpiter'e baktığında bunları görmemişti. Gözlemlerine devam etti. O da nesi!? Bu üç cisme bir cisim daha katılmıştı ve üstelik Jüpiter'in etrafında dönmektelerdi! Bu uydular günümüzde Galileo uyduları olarak anılsalar da, Galileo bu uydulara eski öğrencisi Toscama grandükü Cosimo di Medici'ye ithafen "Medici yıldızları" ismini taktı.

Galileo 12 Mart 1610'da "Yıldızların Habercisi" isimli kitabını çıkardı ve bütün keşiflerini baştan sona anlattı. Basılan beş yüz nüsha birkaç günde tükendi. Galileo'nun keşifleri artık tüm Avrupa'nın dilindeydi. Keşiflerinin bilim çevreleri tarafından kolay kabullenilmeyeceğinin farkındaydı. Ama hasımları bu kadar itibarlı bir isim taşıyan 'yıldızlara' saldırmadan önce iki kez düşünecekti.

Galileo'nun keşiflerinin haberi Kilise'ye de ulaşmıştı. Bunun farkında olan Galileo, Papa'nın baş astronomu Clavius'u ikna etmek istedi. Clavius başlangıçta keşiflerle alay etse de dürbünden baktığında keşiflerin doğruluğunu kabul etmek zorunda kaldı. Galileo'nun gözü ise bu sıralarda Venüs'teydi.

Venüs gözlemleri şaşırtıcı sonuçlar vermişti. Venüs'ün de aynen Ay gibi evreleri vardı. Bütün bu gözlemlerini kendisi gibi Kopernikçi olan dostu Johannes Kepler ile hemen bir mektup aracılığıyla paylaştı.

Kilisenin büyük bir çoğunluğu Galileo'nun gözlemlerini kabul etti, ancak bazıları ona kin besledi. Çünkü bu gözlemler Kitab-ı Mukaddes ile ters düşmekteydi. Bunun üstüne "İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog" isimli eserinin Papa'ya karşı bir saldırı olduğu düşünülünce Galileo itibarını kaybetmeye başladı. Çeşitli kumpaslarla itibarı zamanla daha da zedelendi ve Galileo en sonunda Engizisyon karşısına çıktı.

Engizisyon tarafından çeşitli suçlamalara maruz kalan Galileo, en sonunda dalalet suçundan ev hapsine mahkum edilip, yazdıklarından caymaya zorlandı. Ömrünün geri kalanını ev hapsinde geçiren Galileo, bu süreçte Einstein'ın çok övdüğü "İki Yeni Bilim" isimli eserini yazdı.

Galileo Galilei, 8 Ocak 1642'de 77 yaşındayken kalp çarpıntısı yüzünden hayatını kaybetti. O şüphesiz ki bilim tarihinin en etkili insanlarındandır. Newton'a, Huygens'a, Kepler'e, Boyle'a, Toricelli'ye ve daha nicesine ilham vermiştir. Fizik dünyası onun mirasına sahip çıkmıştır. Bilim dünyası ona dünyalar borçludur...

– 1564-1642 –
Kitap
10.0/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Yıldızların Habercisi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Furkan Arduç
Eseri Ekleyen 6 Şubat 2022 Film
10.0/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1
Yönetmen: David Yates
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
İnceleme
Öykü Zehir
İnceleyen9 5 gün önce
Kurzgesagt şüphesiz ingilizce eğitim videolarında, Youtube'da bulunan oldukça kaliteli kanallardan birisi. İzleyiciye aktardığı konular ilgi çekici ve toplumun genelini ilgilendiren konular olduğu için normal bir vaziyette bilimle ilgilenmeyen kişilerin dahi arada açıp izlediği bir kanal.

Kurzgesagt'ın en büyük probleminin çok yüzeysel anlatması ve az bilgi vermesi olduğu fikri birçok kişi tarafından kabul görüyor. Ben bu yüzeysellikten pek hoşlanmasam da, bu basitliğin yanlışlıkla yapılan bir kusur değil, bilerek yapılan ve kanalın daha çok izleyici çekmesini sağlayan bir unsur olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu kanalın animasyonları halkın çoğunluğunun anlayabileceği kadar basit olmalı, yoksa izleyicisi olmaz.

Yine de bu yüzeysellik bazen çok fazla oluyor ki, videoyu kapatıp kendim araştırasım geliyor. Bu yüzden aktardıkları bilgiler biraz daha derine inse gerçekten çok iyi olur. Böylelikle biraz daha derin bilgilerle ilgilenen kişilerde bu animasyonlardan faydalanabilir. Lakin bu yüzeyselliğin iyi yanı, o videonun konusuna yeni giriş yapacak kişilere o konuyla ilgili genel bir fikir vermesi.

Sonuç olarak Kurzgesagt'ın halkın geneline hitap etmekte ve daha fazla kişiyi bilimle tanıştırmakta oldukça başarılı olduğunu, fakat bunu yaparken halihazırda bilimle haşır neşir olan kişilerin isteklerini karşılamayı çok az da olsa geliştirebileceğini düşünüyorum. Onun dışında animasyonların kalitesiyle birlikte, yeterince başarılı bir kanal olduğu kanaatindeyim.
9.8/10
(484 Kişi)
Puan Ver
@kurzgesagt
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Aralık 2012 10 dk.

Zebra, Atgiller (Equidaeailesine mensup olan, çizgilere sahip üç türü barındıran grubun adıdır. Safari yaparken veya belgesel izlerken (tabii zebraları doğal ortamlarında gözlemleyecek kadar şanslı olmadığınızı varsayarsak) çoğumuzun aklına bu soru gelmiştir: “Zebralar neden çizgilidir?”

Sadece zebraların değil, atların evrimi bilim insanlarının çok uzun süredir ilgi alanları arasında yer almıştır. Bunun sebebi, atların hayatımızdaki önemli rolü ve insanın evrimi ile mesafe kat etmesi konusundaki katkılarıdır. Burada, atların detaylı evrimine girmeyeceğiz, zira konumuzu çok uzatır ve dallandırır. Ancak kısaca, zebraların evrimine sebep olacak evrimsel dala bakabiliriz:

93
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk Seslendiren 5 gün önce 35:16
Dijital çağda çocuk olmak da zor ebeveyn olmak da... Kaç yaşından itibaren çocuklara tablet-telefon verilmeli? Teknoloji sınırlandırılması nasıl yapılmalı?...
10
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Eylül 2014 23 dk.

Belki şu meşhur soruyu duymuşsunuzdur: Diyelim ki bir yarışma programındasınız ve karşınızda 3 tane kapı var (üzerlerinde de 1, 2 ve 3 diye numaralar bulunuyor). Bu kapılardan bir tanesinin arkasında son model bir Bugatti Veyron, diğer ikisinin arkasında ise birer tane keçi var. Tek bir kapı seçme şansınız var ve içinizden geçen kapıyı, örneğin 2 numaralı kapıyı seçtiniz. Bu, tıpkı Türkiye'deki Var Mısın, Yok Musun? yarışmasında kendi kutunuzu seçmek gibi. O kutuda (veya kapıda) gerçekten büyük ödül olabilir; ama olmayabilir de...

Diyelim ki siz, 3 kapıdan 1 numaralı olanı seçtiniz. Sinsi sunucu, heyecanı arttırmak için sizin seçmediğiniz kapılardan bir tanesini, diyelim ki 3 numaralı kapıyı açtı. Ve tabii ki arkasında büyük ödül değil, keçi vardı. Dolayısıyla şu anda büyük ödül ya sizin kapınızda ya da sunucunun açmamış olduğu diğer kapıda... İşi daha da kızıştırmak için sunucu size şunu soruyor:

72
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Yusuf Meşe
Türü Ekleyen 1 gün önce
1.5 metrelik bir boynuzu olan ağırlığı 4 ila 6 ton ağırlığında tahmin edilen buzul çağında yaşamış bir gergedan türü
3
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 12 Ocak 2016 18 dk.

Bilgisayar üreticilerince üretilen işlem gücü muazzam bilgisayarlara rağmen henüz, hız ve işlem kapasitesi bakımından günümüzün bilgisayarları, susuzluğumuzu gidermeye yetmemektedir. Ürettiğimiz bilim ve teknolojiler karmaşıklaştıkça, günümüzde var olan "geleneksel" bilgisayarların ve işlemcilerin (hatta "süperbilgisayarların" bile) işlem gücü, bu kadar devasa verileri işlemeye yeterli olamamaktadır. Örneğin Evren'in kapsamlı simülasyonları ya da evrimsel süreçte belli bir popülasyonun son 250.000 yıldaki değişiminin analizi gibi işlemleri tamamlayabilmek için evlerinizde kullandığınız bilgisayarların yüzlerce ve hatta binlerce yıl boyunca aralıksız çalışması gerekirdi! Süperbilgisayarlarla bile bu tür analizler kimi zaman birkaç ay kadar sürebilmektedir. Dolayısıyla incelemek istediğimiz veri miktarı arttıkça, devasa süperbilgisayarlarımız bile hesap makinesi gibi kalmaktadır. Peki, bir gün ihtiyacımız ve istediğimiz güçte işlem gücüne sahip bilgisayarlara sahip olabilecek miyiz?

Günümüz teknolojisine hız ve güç katan, her geçtiğimiz sene birazcık daha küçülen transistörler ve mikroişlemcilerdir. Küçülmek neden daha fazla hız ve güç demek diye sorabilirsiniz. Sebebi çok basit: Eskiden belli bir alana 100 işlemci sığdırabilirken, artık birebir aynı alana 100.000 işlemci sığdırabiliyoruz. Transistör kapı açıklıklarını daha da küçük boyutlarda ürettikçe, söz konusu işlemcilerin aynı alana sığabilecek olan sayısı daha da fazla olacaktır. 

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Sudenaz Tural
Sudenaz Tural
52K UP
Üye
Öncelikle bu işi bu kadar önemseyerek ve kaliteli bir biçimde yaptığınız için sizi tebrik ederim. Gencinden yaşlısına herkese bilim öğretebilecek bir platformda bulunmaktan çok hoşnutum. Her gün 1-2 saatimi burada geçiriyorum, YKS'den sonra daha fazla araştırmak istiyorum. Karanlığı bilimle fethetmek ümidiyle..!
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 31 Ocak 2019
Politikacıların ve ekonomistlerin insan doğası ile ilgili varsayımları, insan doğasının bir karikatüründen ibarettir. Onlara gereğinden fazla kandık.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close