Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Blog Yazısı
Yusuf Yiğit Arslan
Blog Yazarı 8 dk.

Kimyasal tepkime, bir madde grubunun başka bir madde grubu ile etkileşime girip kendi özelliklerini kaybederek başka bir madde oluşturması olayıdır. Kimyasal tepkimeyi başlatan ve kimyasal tepkime sonucu oluşan ürünler kimyasal denklem ile ifade edilmektedir. Denklemde tepkimeyi başlatan ürünler sol tarafta, tepkime sonucu oluşan ürünler ise sağ tarafta gösterilir.

Örnek verecek olursak hidroklorik asit ve çinko maddeleri ile gerçekleşen tepkime Zn+2HCl→ZnCl2+H2 şeklinde ifade edilmektedir. Tepkimeyi başlatan hidroklorik asit (HCl) ile çinko (Zn) sol tarafta, tepkime sonucu ortaya çıkan çinko klorür (ZnCl2) ile hidrojen (H2) ise sağ taraftadır.

20
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Berat Altıntaş
Yazar 16 Ekim 2019 2 dk.

10 Aralık 2019'da sahiplerine verilecek olan Nobel Ödülü’nün, “Kimya” dalında kazananları açıklandı. Söz konusu ödül, 3 kişiye paylaştırılmış durumda: John Goodenough, Stanley Whittingham ve Akira Yoshino.

John Goodenough, halihazırda “ilk lityum bataryayı yapan” isim. Kendisi, bu teknolojiyi 1970’lerde icat etti. Sayesinde, telefonlarımız gibi birçok teknoloji aletlerimizde bu Lityum-İyon bataryaları kullanmaktayız.

50
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
502K UP
1 gün önce
Bilim insanları, Kanada’daki ünlü Burgess Shale fosil sahasında 506 milyon yıllık olağanüstü bir fosil keşfetti. Bu antik canlı, Buccaspinea cooperi olarak adlandırıldı ve deniz güvesi (sea moth) benzeri yapısıyla dikkat çekiyor. En çarpıcı özelliği ise: üç göze sahip olması.

Fosilin sahip olduğu üçüncü göz, kafasının ortasında yer alıyor ve modern canlılarda oldukça nadir rastlanan bir özellik. Ayrıca kafasının yanlarından çıkan dikenli yapılar, onu avlanırken etkili kılan önemli adaptasyonlar arasında. Araştırmacılara göre bu canlı, Kambriyen Patlaması döneminde evrimsel çeşitliliğin ne kadar şaşırtıcı boyutlara ulaştığını gösteren önemli bir örnek.

Bu keşif, erken dönem ekosistemlerdeki yırtıcı-prey ilişkileri ve görsel duyuların evrimsel rolü hakkında yeni bilgiler sağlıyor. Araştırma, fosillerin olağanüstü korunmuş olması sayesinde bu canlının davranışları ve morfolojisi üzerine detaylı analizler yapılmasına olanak tanıdı.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Beste Zorlu
Beste Zorlu
147K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Samsun
Kızılırmak Deltası, Cernek Gölü, Cernek Kuş Halkalama İstasyonu.
13.05.2025
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
502K UP
Eseri Ekleyen 16 saat önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : Little Emma
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 4 gün önce 21:10
Plastiklerin Kalbe Zararı - İyonlaşmada Yeni Bulgular - Aşı Kolunun Antikora Etkisi... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
7
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 4 gün önce
Plexippina, Plexippini oymağına bağlı bir alt oymaktır. Oymağın 2 alt oymağından biridir.
1
Ufuk Derin
Aktaran 3 Ağustos 3 dk.

Boston Koleji'nden araştırmacıların Science dergisinde yayınladıkları rapora göre tarih öncesinde buzullarla kaplandıktan sonra yakın zamanda yüzeye çıkarılan kayalar, tropik buzulların 11.700 yıldan daha uzun bir dönemdeki en küçük boyutları gördüğünü gösteriyor.[1] Bu durum, tropiklerin Holosen çağının başlarında son görülen sınırların ötesine geçtiğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları, Dünya'nın ekvatorunu çevreleyen bu bölgelerde sıcaklıklar yükseldikçe buzulların eriyeceğini veya geri çekileceğini öngörmüşlerdi. Boston Koleji'nde Yer ve Çevre Bilimleri Doçenti olan Jeremy Shakun, çalışmada And Dağları'ndaki dört buzula bitişik kaya örneklerini analiz ettiklerinde buzulların geri çekilmesinin çok daha hızlı gerçekleştiğini ve çağlar arası endişe verici bir dönüm noktasını çoktan geçtiğimizi gördüklerini söylüyor. Paleoiklimbilimci ve makalenin ortak yazarı Shakun şöyle anlatıyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Çeviren 8 Ağustos 2019 31 dk.

Doğu Asyalılar ve Batılılar dünyayı çok farklı şekilde algılar ve onunla ilgili farklı şekilde düşünürler. Batılılar dikkatlerini odaktaki bir nesneye verme eğiliminde olurlar. Nesnenin niteliklerini analiz eder, onun davranışlarına yön veren kuralları bulma çabasıyla kategorize ederler. Bu kurallar formel mantığı içerir (Ç.N. Formel mantık; düşünmenin içeriğinden çok biçimiyle ve kurallarıyla ilgilenen mantık türüdür). Nedensel atıflar sadece nesneye odaklanma eğilimindedir, bu yüzden genellikle yanlıştır (Ç.N. Metin boyunca “atıf”, bir şeyin kaynağı olarak gösterilen etken anlamında kullanılmaktadır).

Doğu Asyalılar ise çoğunlukla geniş bir algısal ve kavramsal alana dikkat ederler. Nesnelerle ilgili olarak, nesnenin hangi kategoriye ait olduğundan çok, hangi aileye üye olduğunu önemserler. Bunlara dayanarak nesneleri sahip oldukları ilişkiler, değişiklikler ve ait oldukları grupla ilgili olarak ele alırlar. Nedensel atıfları, bağlama vurgu yapar. Dikkatlerini yönlendiren önemli bir husus sosyal faktörlerdir. Doğu Asyalılar, kendileri için önceden biçilmiş rol ilişkileri içinde, karmaşık sosyal ağlar içinde yaşar. Etkili bir biçimde işlev görmek için bağlama dikkat etmek önemlidir.

133
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
196K UP
Yazar 16 Eylül 2023 25 dk.

Türdiriltimi (İng: "De-extinction") veya "diriltme biyolojisi", soyu tükenmiş türlerin bireylerine (genellikle genetik olarak) benzer canlı organizmaların yeniden oluşturulma sürecini ifade eder. Özellikle kuşlar gibi ekosistemlerde kritik roller üstlenen türlerin neslinin geri döndürülmesi, ekolojik dengeyi sağlama ve doğal yaşamın sürdürülebilirliğini artırma potansiyeli taşımaktadır. Bu çalışmalar, nesli tükenmiş kuş türlerinin genetik materyaliyle modern teknolojinin imkanlarının etkili bir şekilde birleştirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bu yaklaşım, daha önce denenmemiş alanlara da adım atmayı ifade eder; çünkü kullanılan yöntemler, geleneksel sınırların dışında tamamen yeni ve yenilikçi yaklaşımları içermektedir. Bu yazımızda, özellikle kuşlar perspektifinden türdiriltimi konusunu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.

Türdiriltimi gerçekleştirilirken yapay seçilim yoluyla geri ıslah (İng: "back breeding"), genom düzenlemesi gibi teknikler kullanılır. Ancak bu noktada başka alternatif bir yolda, klonlama tekniğini tercih etmektir. 1990'lı yıllarda koyun Dolly'i üretmek için somatik hücre nükleer transferi (SCNT) isimli yöntem geliştirilmiş ve türdiriltimi çalışmaları yeni bir soluk kazanmıştır. Yakın süreçte, Kuzey Amerika türü olan karaayaklı gelinciklerin (Mustela nigripes) Elizabeth Ann isimli bireyinde başarılı bir klonlama çalışması yapılmıştır. Klonlanan gelincik, yaklaşık 30 yıl önce ölmüş, Willa isimli bireyin bir klonuydu. Willa öldüğü zaman bilim insanlarınca vücudu dondurulmuş ve bu sayede DNA bilgisi korunabilmişti. Bu ve bunun gibi örneklerden de anlayabileceğimiz gibi klonlama tekniği memeliler üzerinde uygulandığında başarılı sonuçlar vermektedir.[1]

39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Halis Gönül
İnceleyen10 4 gün önce
Başyapıt...
Film
9.8/10
(85 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Godfather
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
8
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 19 saat önce Sen de Cevap Ver

Işığın vakumdaki hızı, yani '' ile gösterilen o meşhur sabit, evrenin nihai hız sınırı ve Einstein'ın Özel Görelilik teorisinin temel taşlarından biri. Mevcut fizik, bu hızın temel bir sabit olduğu konusunda oldukça katı, yani öyle kafasına göre hızlanıp yavaşlamıyor. Eğer '' şu an ölçemediğimiz küçücük bir miktar bile değişseydi, bunun her şey üzerinde – Lorentz dönüşümleriyle tanımlanan uzay-zamanın yapısından, ile ifade edilen kütle-enerji eşdeğerliğine kadar – devasa, zincirleme etkileri olurdu. Şöyle düşün: Maxwell'in elektromanyetizma denklemleri de dahil olmak üzere fizik yasalarının temel dokusu, ''nin sabit olmasıyla iç içe geçmiş durumda. Bazı aşırı uç kozmolojik modeller ve sicim teorileri, temel sabitlerin kozmik zaman ölçeklerinde veya aşırı koşullarda (kara deliklerin yakınında veya evrenin çok erken dönemlerinde olduğu gibi) değişmiş olabileceği senaryoları üzerine kafa yorsa da, ''nin kendisinin, ışığın "seçerek" dalga ya da parçacık olmasına neden olacak şekilde dalgalandığına dair sıfır deneysel kanıt var.

Şimdi, ışığın o tuhaf dalga-parçacık ikiliğine gelirsek: bu, ışığın vakumdaki hızını değiştirmesine bağlı değil. Işık ve aslında tüm kuantum varlıkları, bu ikili davranışı doğaları gereği sergiler. Bu, de Broglie hipotezi ve tamamlayıcılık gibi kavramlarla açıklanan kuantum mekaniğinin temel bir ilkesidir. Işığın daha çok dalga gibi mi (girişim ve kırınım göstererek) yoksa parçacık gibi mi (fotonların bir malzemeden elektronları kopardığı fotoelektrik etkide olduğu gibi) davranacağı, onu nasıl ölçmeye veya onunla nasıl etkileşime girmeye çalıştığımıza bağlıdır, vakumdaki hızının belli belirsiz değişmesine değil. Yani, böyle bağlantılar hakkında fantezi kurmak harika evet 😂 ama Kuantum Elektrodinamiği (QED) de dahil olmak üzere mevcut, yüksek düzeyde test edilmiş fizik çerçevesi, ışık hızının bocalamasına gerek kalmadan dalga-parçacık ikiliğini açıklıyor. Eğer '' ölçemediğimiz bir miktarda değişseydi, tanımı gereği bu spesifik değişimi doğrudan tespit edemezdik, ancak muhtemelen atom saatlerinden veya uzak süpernovaların astrofiziksel gözlemlerinden elde ettiğimiz inanılmaz derecede hassas ölçümlerimizin bize söylediğiyle tam olarak örtüşmeyen bir evren görürdük.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mart 2013 1 dk.

İnsandaki ırkçı yaklaşımların acınası ve kabul edilemez sonuçlarını hepimiz net bir şekilde görebiliyoruz. Peki ya albatroslarlardaki ırkçılığa ne demeli?

Her ne kadar lisede gördüğümüz -ve artık geçerliliğini yitirmiş olan- biyolojik tür tanımına göre farklı türler birbiriyle çiftleşemeyecek olsa da, modern (evrimsel) tür tanımına göre bu oldukça mümkündür; zaten tür tanımı da artık sadece çiftleşmeye göre yapılmıyor. Bunun ilginç örneklerinden birini Laysan Albatrosu olarak bilinen Phoebastria immutabilis türü ile Siyah Ayaklı Albatros olarak bilinen Phoebastria nigripes türünde görüyoruz. Nadiren ortak bölgelerde karşılaşan bu iki albatros türü, birbiriyle çiftleşip verimli döller de verebiliyorlar. Ekteki birey, bu şekilde oluşan nadir melezlerden biridir.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Eliz Balcı
İnceleyen 30 Aralık 2023
İçerik üreticisinin anlaşılır ve doğru bilgi ile birçok konuda yaptığı araştırmaları dinlemek keyifli ve bilgilendirici.
Youtube Kanalı
9.7/10
(439 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
14
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 7 Ocak 2021
Güney Amerika’nın güney bölgesini, Şili ve Arjantin üzerinden geçen dar bir yol boyunca izleyen 2020 yılının son yeni ayı, 14 Aralık’ta Güneş’in önünden geçti. Bu yılın tek tam Güneş tutulması oldu. Bu dramatik birleşik görüntü kaydedildiği sırada yaklaşık 2 günlük yerberi noktasında olan, yani eliptik yörüngesindeki en yakın nokta, yeni ayın yüzeyi Dünya ışığı ile hafifçe aydınlanmakta. Görüntü, 55 adet 1/640 ila 3 saniye arasında değişen pozlamaların birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Tam tutulma sırasında çekilen bu görsel geniş bir parlaklık aralığını kapsıyor ve loş Ay yüzeyi ile arka plandaki yıldızları ortaya çıkartıyor. Aynı zamanda Güneş’in kenarında gezegen büyüklüğündeki fışkırmalar da görülmekte. Devasa koronal kütle atımı olarak da bilinen bu yapılar normalde Güneş’in parıltısında gizleniyorlar. Sol alttan, yaklaşık saat 7 konumundan Güneş’e yaklaşmakta olan Kreutz ailesinden talihsiz kuyruklu yıldıza (C/2020 X3 SOHO) yakından bakın. 2021’de tutulma avcıları, 10 Haziran tarihinde gerçekleşecek olan halkalı bir Güneş tutulması görecek. Ancak 2021’in tek tam Güneş tutulması için 4 Aralık’a kadar beklemeleri gerekecek. Bu tutulma Antartika kıtasının en güneyinde dar bir yol boyunca gerçekleşecek.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Altay Kenger
Seslendiren 17 Mart 2020 8:04
İnsanlığın sahip olduğu en temel 3 bilimsel sorudan 2'si cevaplandı. Bunlardan ilki, evrenin geri kalanı içerisindeki yerimiz nedir? Kopernik bunu cevapladı....
36
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close