Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
206K UP
4 gün önce
Yeni bir fiziğe, başka bir gerçekliğe...
Camın kendisi şeffaf olduğu için değil de görünür ışığı geçirip te arkasını görebildiğimiz için şeffaf zannederiz. Cam katı gibi görünen bir nesnedir. Camın kendisi görünür ışık dışındaki farklı dalga boylu bir ışık için saydam görünmeyip (gözün yapısına göre) opak görünebilir
Yani gerçekliğimizi ışığın özellikleri belirliyor. 

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 3 gün önce 2 dk.

Herhangi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %10'u majör depresif bozuklukla (MDD) mücadele ederken insanların %20'si yaşamları boyunca bu bozukluğun belirtilerini gösterebiliyor.[1]

Ancak bu kadar yaygın olmasına rağmen MDD tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun azımsanamayacak bir kesiminde yetersiz kalmaktadır. Standart tedavi yöntemi olan antidepresanlar, MDD hastalarının %30’unda etkili olmamaktadır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emircan Direbol
İnceleyen8 6 gün önce
Türkiye'de değer verilmesi gereken nadide kitaplardan biri benim için. Genç bir okur olarak iddia ediyorum okuyacak olanlar içinde listenin yüksek sıralarına yerleşebilir olan bir kitaptır. Şöyle ki Anadolu'da yani Ülkemizde görmezden gelinen oldukça ciddi problemler var. Eğitimden başlayarak her alana her konuya her şeye sıçrayan bir cehalet, liyakatsizlik, verimsiz eğitim, üretken olmayan bir nesil ve nesiller var, var olmaya da devam ediyor. Bu ilahiyat fakültesi okumuş ilim sahibi, üretken, milli bilincini ve en önemlisi "işini ibadet aşkıyla yapan bir öğretmen (Mehmet Yazıcı)" olarak akademisyenlerin hatta eğitimin içinde yer alan kişilerlerin bile göremediği, gözünden kaçırdığı noktaları kendi deneyimleri ve yaşanmışlıklarından yola çıkarak kendi görüşleri ile yerinde tespitler yapmış. Özelikle eğitim sisteminin gelişimi için bu kitap bugün her yerde abartısız okunmalı. Tavsiyemdir. Yeni öğretmen adayları da okumalılar bence. Gününüz üretkenlik ile geçmesi dileğiyle... Not: kitap gözükmüyorsa kitabın ismi "Silinmeyen İzler" yayınevide "Tılsım Yayınevi"
7.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ekin Baran Sunar
Uyarlayan 24 Ağustos 2019 27 dk.

Rusya ve Avrupa'dan fizikçiler, elektronik biliminin post-silikon/silikon-sonrası çağına girecek olan spin-dalga cihazlarının çekirdeğinde yer alan magnonik kristalleri oluşturmak için süperiletken/ferromanyetik sistemlerin kullanılma olasılığını gösterdiler.

Magnonikler, kısaca, bilgi iletmek ve işlemek için spin dalgalarını kullanma olanaklarını araştırır. Modern katı hal fiziğinin bir alt alanı olarak düşünülebilecek modern bir manyetizma alanıdır; dalgaları ve manyetizmayı birleştirir, asıl amacı nano yapılı materyallerdeki spin dalgalarının davranışını araştırmaktır. Fotonikler, fotonlar ve elektromanyetik dalgalar ile ilgilenirken, magnoniklerin odağı, manyetik momentlerin oryantasyonunun harmonik salınımlara olan dönüş dalgaları veya magnonlar üzerindedir. Ferromanyetik malzemelerde, elektronların manyetik momentleri, yani bunların dönüşleri manyetik bir alanda hizalanır. Manyetik bir sistemde gözlemlenen spin/dönüş hizalama dalgalarına, spin dalgaları denir.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ata Yiğit Tokmak
İnceleyen10 1 gün önce
Güzel videolar çekiyor
Youtube Kanalı
9.5/10
(777 Kişi)
Puan Ver
@BarisOzcan
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cansu Yazıcı
Cansu Yazıcı
126K UP
Yazar 8 Şubat 2021 3 dk.

Titanyum elementinin atom numarası 22 ve atom ağırlığı 47.90'dır. Kimyasal davranışı, birinci geçiş grubuna ait elementler olan silikon ve zirkonyum ile birçok benzerlik gösterir. Sulu çözelti içindeki kimyası, özellikle düşük oksidasyon durumlarında, krom ve vanadyum ile bazı benzerliklere sahiptir.

Titanyum beyaz, gümüşümsü ve metalik renkli bir geçiş metalidir. Güçlü, parlak ve korozyona dayanıklıdır. Saf titanyum suda çözünmez, ancak konsantre asitlerde çözünür. Bu metal, havada yüksek sıcaklıklara maruz kaldığında pasif ancak koruyucu bir oksit kaplama oluşturur (korozyon direncine yol açar), ancak oda sıcaklıklarında kararmaya direnir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 3 gün önce 32 dk.

Büyük Bizon Katliamı, 19. yüzyılın ikinci yarısında Kuzey Amerika'da milyonlarca Amerikan bizonunun sistematik olarak yok edilmesi sürecidir. Bu katliam yalnızca avcılığın kontrolsüz yayılmasından değil aynı zamanda Amerikan hükümetinin ve ordusunun bilinçli politikalarından kaynaklanmıştır. Bu süreç, günümüzde literatürde Büyük Bizon Katliamı (Ing: Great American Buffalo Slaughter) olarak tanımlanmakta ve hem ekolojik tarih hem de sömürgecilik çalışmaları açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.

Amerikan federal hükümeti ve askeri otoriteler, yerli halkların başlıca geçim ve kültürel yaşam kaynağı olan bizonları hedef alarak direniş gücünü kırmayı ve rezervasyon sistemine geçişi hızlandırmayı amaçlamıştır. Özellikle demiryollarının batıya doğru genişlemesiyle birlikte, endüstriyel düzeye ulaşan avcılık faaliyetleri bizon nüfusunda çok ciddi bir düşüşe neden olmuş; türün tahmini 30 ila 60 milyon arasında olan birey sayısı 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde 1.000’in altına kadar gerilemiştir. Bu durum Kızılderili kabilelerin ekonomik bağımsızlıklarını yitirmelerine ve zorla yerinden edilmelerine zemin hazırlamıştır.

35
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Ekim 2014 4 dk.

Şu anda genel geçer olarak kabul edilen kıta sayısı 7'dir: Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Antarktika. Buna rağmen, kıta sayısı oldukça tartışmalı bir konudur ve hatta belki okulda veya çevrenizden farklı sayıda kıta olduğunu da duymuş olabilirsiniz. Bazı temel sorular sorarak, işin ne kadar kolay karmaşıklaşabileceğini görelim:

Tüm bunlar, kıtaların tanımından kaynaklanmaktadır.

35
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2015 31 dk.

Marslı; Andy Weir tarafından 2011'de roman olarak yayınlaşmış, Ridley Scott tarafından sinemaya uyarlanmış ve başrollerinde Matt Damon, Jessica Chastain, Kristen Wiig gibi isimlerin olduğu, 2 Ekim 2015'te Türkiye'de sinemalara girmiş olan, Hollywood'un köşe taşı kabul edilebilecek "bilim-gerçek" filmlerinden birisi. "Bilim-gerçek", son zamanlarda giderek yükselişte olan bir sinema çeşidi diyebiliriz. Bilimkurgu sözcüğüne ithafen geliştirilen bu sözcük, filmde "kurgu" elementlerinin olabildiğince azaltılıp, bilimsel gerçeklere en fazla miktarda dikkat ve önem vermeyi içeriyor. Dolayısıyla uzay patlamalarının uzay içerisinde duyulabilmesi veya farklı boyutlardaki gezegenlerdeki kütleçekimi gibi basit ve temel konulardan tutun da, karadeliklerin kütleçekim kilidi, uzak gezegenler arası iletişim gecikmeleri ve gezegenler etrafında yapılabilecek sapan manevrası gibi daha karmaşık konulara kadar geniş bir yelpazedeki konuları işlerken hayalgücüne dayalı kurgu unsurlarından olabildiğince arınmış, bilimsel gerçekleri birebir takip eden (ama elbette bunları dramatize ederek sanatsal içeriği koruyan) filmlerden söz ediyoruz... Buna yönelik girişimleri çok eski zamanlara kadar takip etmek mümkün; fakat yakın geçmişte bu film türü furyasını çok başarılı olmasa da başlatan Yerçekimi (Gravity) oldu, sonrasındaysa Yıldızlararası (Interstellar) filmi bu tür filmlerin bilimkurgunun gidişatına yön vereceğini net bir şekilde Dünya'ya ilan etti. Şimdiyse Marslı (Martian), bu filmlere bilimsel açıdan son derece başarılı ve tutarlı; ancak elbette incelenmeye değer bilimkurgu elementlerini de içeren harika bir eklenti yaptı. 

Gelin "Amerika Matt Damon'ı kurtarmaya ne çok para harcıyor! Önce Er Ryan'ı Kurtarmak, sonra Interstellar, şimdi de Marslı!" gibi geyiklere fazla girmeden, Interstellar'dan beri çekilmiş, bilimsel açıdan en değerli sinema filmlerinden birini delik deşik edelim ve bilimsel analizini yapalım. Hatırlayacak olursanız, aynısını Interstellar filmi için burada ve burada tüm detaylarıyla yapmıştık. Gravity filmini de, çok daha yüzeysel olsa da (tıpkı filmin kendisi gibi), buradaki yazımızda incelemiştik.

107
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 25 Ekim 2016 5 dk.

İşte tüm bu diş aşınmalarıyla mücadele etmek adına diş fırçalamak, birçok insan için tırnak kesmek veya tuvalet yapmak kadar "doğal" bir davranıştır. Çoğumuz dişlerimizi günde en az 1, muhtemelen 2 defa fırçalarız; fakat bunun mantığı ne, hiç düşündünüz mü? Sonuçta savanalarda yaşayan atalarımızın diş macununa ve diş fırçasına erişimi yoktu. Biz neden dişlerimizi fırçalamak zorundayız ki?

Öncelikle, dişlerimizi ne sıklıkla fırçalamamız gerektiği sorusunu cevaplayalım ve ardında yatan mantığı izah edelim: Hem Türk Dişhekimleri Birliği hem de Amerikan Diş Birliği, günde 2 defa, flüorürlü diş macunlarıyla, her biri en az 2 dakika sürmek kaydıyla dişlerinizi fırçalamayı önermektedir.[1][2] Dişlerinizi fırçalamanızın nedeni, dişlerimiz arasına sıkışan yemek parçacıklarını ve dişlerimiz üzerinde biriken beyaz renkli, yapışkan ve içi bakteri dolu plakları temizlemektir. Özellikle de yemek yedikten veya yüksek şeker içerikli içecekler tükettikten sonra, bu plaklar içerisindeki bakteriler asitler üreterek diş minesine saldırır. Nihayetinde bu asit, mine tabakasının parçalanmasına neden olur ve çürük dediğimiz yapıları oluşturur. Temizlenmeyen plaklar ise sertleşerek tartar adı verilen daha kalın tabakalar üretirler; bunların temizlenmesi çok daha zordur. Diş etinizde biriken tartar, nihayetinde iltihaplanmaya ve diş eti hastalıklarına yol açar.

171
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Öykü Zehir
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, İzmir
İzmir'in Bornova ilçesinde yaklaşık 200 rakımda fotoğrafladığım kaldırım taşının arasında yetişen gülhatmi.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Süter Görgüler
Yazar 6 Mayıs 2019 23 dk.

İnternet temelli yeni medya uygulamaları, bireylerin ve kurumların iletişim kurma pratiklerini ve aynı zamanda bilginin üretim ve tüketim süreçlerini, çevrimiçi ortama taşıyarak ağ tipi yeni bir toplum modeli inşa etmektedir. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından oluşturulan İnternet Kullanıcıları İçin İnsan Hakları [Human rights for internet users] (2014) başlıklı kılavuzda, kültürel/bilimsel üretim pratiklerine yön veren düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgiyi (yeniden)- yaratma/paylaşma araştırma ve kültür eserlerine erişim özgürlüğü, açık veri kaynağı oluşturma ve serbest lisanslama gibi demokratik değerler öne çıkmaktadır. Araştırma kapsamında, çeviri ve yeniden çeviri hareketi, bilginin yeniden üretim eylemine dönüşmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Evrim Ağacı adlı açık bilim topluluğu tarafından Darwin teorisine ve uygulama alanlarına ilişkin yürütülen yeniden çeviri hareketlerine yönelik netnografik bir çözümleme gerçekleştirmektir. Araştırmanın birincil dayanağını oluşturan Çeviri Sosyolojisi yaklaşımı bağlamında John Heilbron ve Gisèle Sapiro, çeviriyi toplumsal bir pratik ve uluslararası düzlemde gerçekleşen kültürel değiş-tokuşların itici gücü olarak ele almak gerektiğine dikkat çekerek, çeviri pratiğine katılan birey ve kurumlardan oluşan tüm eyleyicilerin çeviri çözümlemelerine dahil edilmesinin zorunluluğuna vurgu yapmaktadırlar (2008: 43). Çeviri Sosyolojisi, çeviri ürünün nasıl ortaya çıktığı ve arkasında görünmeyen yapıların nasıl işlediği ile eyleyicilerin neyi/nasıl deneyimledikleri üzerine yoğunlaşmaktadır (Demirel Bogenç, 2014: 408-409). Çevirinin, farklı gerçeklik düzlemlerinde üretilen ve çoklu mekanizmaların bir arada işlediği bir eylem şekli olduğunu kabul eden Çeviri Sosyolojisi, bu sürecin oluşmasında iş başında olan toplumsal değişkenleri teşhis etme görevini üstlenmektedir. Ağ temelli yeni toplumsallıkların (Castells, 2010, 2015; Gerbaudo, 2012), çeviri alanı üzerinde yarattığı karşı konulamaz etkilerine yakından bakıldığında, çeviri alanında yaşanan toplumsal dönemeçle birlikte ortaya çıkan dijital açılımın önemi giderek artmaktadır. Bununla birlikte, dijital ortam (yeniden)- çeviri pratikleri kapsamında öne çıkan kavramsallaştırmalar, bu doğrultuda çalışmanın ikincil düzlemdeki kavramsal altyapısını oluşturmaktadır. 

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Kaya
Deniz Kaya
47K UP
Yazar 31 Aralık 2018 4 dk.

Büyük gün geldi. 2015’te Plüton’u ilk kez gün yüzüne çıkaran New Horizons uzay aracı, Kuiper Kuşağındaki yeni hedefi olan Ultima Thule’ye 4 yıldır süren yolcuğunu tamamladı.

Güneş’ten 4.5 ile 7.5 milyar kilometre uzaklıktaki aralıkta bulunan Kuiper Kuşağı, Plüton, Makemake ve Haumea gibi cüce gezegenlere ev sahipliği yapıyor. Burası Güneş Sistemi’nin ilk oluştuğu zamanlardan geriye kalan cisimler ile dolu antik bir park alanı gibi. Aynı Mars ve Jüpiter arasında kalan Asteroit Kuşağı gibi, Kuiper Kuşağı da 4.5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında başka cisimler ile birleşmeyen ve gezegenleri oluşturmayan cisimlerin biriktiği bir yer.

32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Nevzat Keskin
Seslendiren 6 gün önce 9:06
Şişe burunlu yunuslar, yüksek zekaları nedeniyle karmaşık numaraları öğrenebilen ilginç deniz memelileridir. Bu kıvrak canlılar doğada saatte 30 kilometreye...
25
Berkay Kıran
Berkay Kıran
58K UP
Türkolog 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhabalar.

Bilim çok dallı bir ağaç gibi diyebiliriz. Hangi dalların ilgi alanınız olduğunu bilmediğim için ve soruyu dilbilim kategorisinde sorduğunuz için yanıtı kendi alanım da olan dilbilim üzerinden vermek istiyorum. Tavsiyelerimi kitaplar ve makaleler biçiminde iki kısma ayıracağım.

Kitaplar:

Tüm Reklamları Kapat

Dilin Tarihi - Steven Roger Fischer

Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim - Doğan Aksan

Neandertaller Konuşur muydu? İnsanın ve Dilin Kökenine Bir Yolculuk - Caner Kerimoğlu

Darwinism Tested By the Science of Language - August Schleicher, Dr. Alex V. W. Bikkers

Tüm Reklamları Kapat

Language History, Language Change and Language Relationship - Hans Henrich Hock, Brian D. Joseph

Kültürel Antropoloji - William A. Haviland

The Study of Language - George Yule

Makaleler:

Dilin Doğuşu ve Evrimi: Basamak Teorisi - Ahmet Bican Ercilasun

Dilin Kökeni: Geçmişe ve Geleceğe Bakış - Merritt Ruhlen - çev. Ahmet Bican Ercilasun

“Dilin Evrimi”nden Neyi Anlamalıyız? - Caner Kerimoğlu

Dil Canlı Bir Varlık Mıdır? - Caner Kerimoğlu

What is human language, when did it evolve and why should we care? - Mark Pagel

Şimdilik bunları söyleyebilirim. Diğer dallarda tavsiyeler isterseniz elimden geldiği, bilgimin yettiği kadar yardımcı olmak isterim. Umarım yeterli bir yanıt verebilmişimdir, iyi okumalar dilerim.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 22 Eylül 2019 12:52
Özellikle son yıllarda kadınlara yönelik taciz olayları hem artış gösterdi hem de kadınların kendilerini cesurca ifade edebilmesi nedeniyle toplumun iliklerine...
42
Yaşam Ağacı Türü
Poyraz Savaş
Türü Ekleyen 4 gün önce
Picodynastornithes, Coraciiformes (gökkuzgunlar ve yalıçapkınları) ve Piciformes (ağaçkakanlar ve tukanlar) takımlarını içeren bir kladdır.
1
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Spesiyalistler çağında herkes yalnızca kendi problemlerini görür. O problemin daha büyük resmin neresine oturduğu konusunda bihaber veya hoşgörüsüzdürler.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
16
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close