Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 17 Kasım 2016 7 dk.

Muhtemelen ya siz, ya da tanıdıklarınızdan birisi vejetaryendir. Yani bu kişiler ya hiç hayvan ve hayvan ürünü yemezler, ya da hiç et yemezler ama yumurta gibi hayvan ürünlerini tüketirler. Peki, şöyle sıradışı bir senaryo üzerinde kafa yoracak olsak, neler olurdu: Ya Dünya üzerindeki herkes, bir anda vejetaryen olsaydı ve et yemeyi tamamen bıraksaydı? Yaşamlarımız ve gezegenimiz üzerinde ne tip etkileri olurdu?

Vejetaryenlik, günümüzde son derece nadir olarak görülen bir beslenme biçimidir. ABD'nin sadece %1.9-3.4 arası, Kuzey Amerika'daki insanların sadece %4-5 arası vejetaryendir. İneklerin kutsal sayıldığı ve et tüketiminin en az olduğu Hindistan'da bile vejetaryenlerin oranı %30'un üzerine çıkamamaktadır. Çin'de bu oran %4-5, Finlandiya'da %2-3, Fransa'da %3-5, İsveç'te %10, Rusya'da %3-4, Almanya'da %6-9, Hollanda'da %4.5, Norveç'te %2 civarındadır. 2018 yılında Dünya'nın %25'inin vejetaryen, vegan veya yarı-vejetaryen olduğu düşünülmektedir.

44
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 14 Eylül 2017 14 dk.

Darwin’den itibaren pek çok filozof ve bilim insanı genel olarak insana atfedilen bir özellik olan ahlak kavramının evrimsel bir kökene sahip olduğunu düşünmüş ve onun birtakım evrimsel süreçlerin birlikteliğinden doğan bir ürün olduğunu ortaya koymuşlardır. Bazı yönlerden ahlakın dolaysız bir şekilde biyolojik evrimsel süreçlerin etkisi altında şekillendiğini söyleyebilmemize rağmen bazı yönlerden de belli başlı bazı ahlak kurallarının tamamıyla dolaysız bir şekilde biyolojik evrimimizle açıklanamayacak kadar karmaşık oluşu ahlak kavramını açıklama çabasını oldukça zorlu ama bir o kadar da gizemli kılmaktadır.

Yazımız boyunca ahlak kavramını 3 bölüm halinde inceleyerek masaya yatıracağız.

93
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Zəhra Əzizova
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
En çok kırıldığımız yerler, en çok büyüdüğümüz yerlerdir; yara izlerimiz ruhumuzun haritasıdır.
Kaynak: Anthem , 1992
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 16 Ağustos 2020
Bu dingin gibi görünen yıldız girdabının merkezinde muhtemelen hırpalayıcı bir canavar kara delik var. Merkezi çevreleyen girdap milyarlarca yıldızın etrafında dönüyor. En parlak ve en mavi olan yıldızlar dikkatleri topluyor. Görüntünün genişliği ve güzelliği, büyük tasarımlı bir sarmal galaksiye adını veriyor. Merkezdeki canavar, Güneş‘imizin kütlesinin yaklaşık 10 milyon katına sahip bir süper kütleli kara delik olduğuna dair kanıtlar sunuyor. Bu vahşi yaratık, yıldızları ve gazı oburca yutuyor aynı zamanda X – ışını patlamaları saçan ve dönen sıcak plazma ile çevrili. Merkezdeki şiddetli hareketlilik ona Seyfert galaksisi adını veriyor. Bu güzel ve çirkin beraber NGC 6814 olarak kataloglandı. Yaklaşık bir milyar yıldır birlikte Kartal Takım Yıldızı (Aquila) yönünde görülüyorlar.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızdan hatırlayabileceğiniz gibi, artık uyum başarısının ne olduğunu, evrimi neden etkilediğini ve bir popülasyondaki ortalama uyum başarısının ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu yazımızda da bu konu üzerinden giderek çeşitli popülasyonları, farklı genotip dağılımlarına göre analiz etmeyi öğreneceğiz. Böylece farklı seçilim baskıları altında, farklı genotiplerin ne yönlere doğru evrimleşebileceğini tahmin etmeyi ve hesaplamayı öğrenmiş olacağız. Ancak başlamadan önce, ortalama uyum başarısının nasıl hesaplandığını hatırlayalım ve bunun matematiksel anlamını bir örnek üzerinden görelim. Hatırlayacak olursanız ortalama uyum başarısını şöyle hesaplıyorduk:

Hatırlayacağınız gibi burada F harfiyle belirtilenler genotip frekanslarını (örneğin AA genotipinin popülasyon içerisinde bulunma sıklığını), omega (ω) işaretiyle gösterilenlerse, o genotipin çevreye uyum başarısını ifade etmektedir. Dolayısıyla her bir genotipin uyum başarısını, o genotipin bulunma sıklığı ile çarparak sonuçları topladığımızda, popülasyonun ortalama uyum başarısını elde etmiş oluruz. Bu tıpkı şu soruyu çözmeye benzer: 

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
S. Buğra Baltacı
Yazar 7 Ağustos 2020 11 dk.

Hücreden hücreye iletişim sinaps adı verilen özelleşmiş bölgelerde gerçekleşir. Sinapslar iletim (transmisyon) için kullandıkları mekanizmaya göre iki ana sınıfa ayrılır: kimyasal ve elektriksel.

Kimyasal iletim genellikle nörotransmitter (sinir iletici) içeren keseciklerin kalsiyuma bağımlı bir süreç ile hücre membranı ile birleşmesini ve takiben presinaptik hücreden postsinaptik hücre üzerindeki belirli reseptörlere etki etmek üzere serbest bırakılan transmitter maddenin hücre dışına atılmasını (eksositozunu) içerir.

95
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Melih Ataç
Melih Ataç
28K UP
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Journal of Vertebrate Paleontology dergisinde yeni yayımlanan bir makale, ankilozorların Kuzey Amerika'da Orta Kretase'de varlığını doğruluyor.

Ankylosauria kladı, otçul, kuş kalçalı (ornithischian), kaplumbağalara benzer kemikli osteodermler şeklinde zırha sahip dinozorları içeren bir gruptur. İlk olarak Orta Jura'da, Kuzey Afrika'da ortaya çıkmışlardır. İsimleri Latince "kavisli kertenkele" anlamına gelir. Bir topuza benzeyen kuyrukları, ankilozorları karakterize ettiği düşünülen oldukça özel yapılardır.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Soru Botu
Üye 1 gün önce 1 Cevap
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Göktuğ Kaçıra
Uyarlayan 1 Aralık 2020 2 dk.

Okyanuslar gerçekten devasa ve hayat kaynayan yerler. Ancak hala okyanusların küçük bir kısmı hakkında bilgi sahibiyiz. Yapılan araştırmalar ile her geçen gün yeni bilgiler öğrenmeye devam ediyoruz. Bu seferki keşif ise Porto Riko yakınlarında keşfedilen bu jelatinimsi hayvan oldu.

Deep Discoverer isimli robot bu türün videolarını ilk olarak 2015 yılında kaydetti. NOAA Fisheries bilim isimleri Micheal Ford ve Allen Collins, bunu fark ettiler ve yeni olarak tanımladılar. 2015 yılında fark edilen bu hayvanın yeni bir tür olduğunu kanıtlamak için yapılan çalışmalar sonuç verdi ve ilk kez yüksek çözünürlüklü bir video kullanılarak yeni bir tür tanımlanmış oldu.

42
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Toprak Ç.
Üye
Daha 5 aydır aktif olarak takip etmeme rağmen güzel bir kanal ve platform olduğunu kavradım umarım ülkemizde bu ve bunun gibi bilimi halkın hizmetine sunan siteler ve kanallar artar. Teşekkürler Evrim Ağacı.
Burak Albayrak
Ekleyen 29 Haziran 2022 38 dk.

Turner Sendromu, insanlarda biyolojik olarak dişi cinsiyetini belirleyen XX kromozom çiftinden 1 adet X kromozomunun silinmesiyle oluşan, dolayısıyla 45+X0 karyotipiyle karakterize edilen ve kadınlarda gelişimi etkileyen kromozomal bir durumdur. Sendromunun en yaygın özelliği boy kısalığıdır ve yaklaşık 5 yaşında kendini gösterir. Ayrıca, yumurtalık fonksiyonunun erken kaybı (yumurtalık hipofonksiyonu veya erken yumurtalık yetmezliği) de çok yaygındır. Yumurtalıklar ilk başta normal olarak gelişir, ancak yumurta hücreleri genellikle erken ölür ve çoğu yumurtalık dokusu doğumdan önce dejenere olur. Etkilenen birçok kız çocuğu, hormon tedavisi görmedikçe ergenliğe giremez ve dolayısıyla neredeyse hiçbiri gebe kalamaz. Sendromdan etkilenen kadınların küçük bir yüzdesi, genç yetişkinlik boyunca normal yumurtalık fonksiyonunu koruyabilir.

Turner Sendromu'na sahip kadınların yaklaşık %30'unun boyun bölgesinde ekstra deri kıvrımları (perdeli boyun), ensede düşük saç çizgisi, el ve ayaklarda şişme (lenfödem), iskelet anormallikleri veya böbrek sorunları vardır. Etkilenen bireylerin üçte biri ila yarısı, aort koarktasyonu (kalpten çıkan büyük arterin daralması) veya aortu kalbe bağlayan kapakçık anormallikleri gibi bir kalp kusuru ile doğar. Bu kalp kusurlarıyla ilişkili komplikasyonlar yaşamı tehdit edici olabilir.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sabri Küsüroğlu
İnceleyen10 28 Ağustos
Evrim teorisi, bilim dünyasında belki de en çok tartışılan ve en yanlış anlaşılan konulardan biri. Bu konuda, özellikle Türkiye'de, hem bilgi eksikliği hem de yanlış bilgi dolaşımı oldukça yaygın. İşte bu noktada, Çağrı Mert Bakırcı'nın Evrim Kuramı ve Mekanizmaları kitabı devreye giriyor. Bakırcı, evrimi yalnızca bir teori olarak değil, bilimsel bir gerçeklik olarak ele alıyor ve bunu herkesin anlayabileceği bir dilde sunuyor.

Kitap, evrimin temel mekanizmalarını sistematik bir şekilde ele alarak, bu karmaşık süreci adım adım açıklıyor. Bakırcı'nın amacı, okuyucunun evrimi sadece öğrenmesi değil, aynı zamanda bu bilgiyi günlük hayatında da kullanabilmesi. Bu nedenle her bölümün başında yer alan kısa hikâyeler, teorik bilgileri somut örneklerle destekliyor ve okuyucunun ilgisini canlı tutuyor. Bu hikâyeler, bilimsel bilgiyi daha erişilebilir ve ilgi çekici kılarken, kitabın akıcılığını da artırıyor.

Evrim, genellikle karmaşık ve anlaşılması zor bir konu olarak görülür. Ancak Bakırcı, "Bilimin ağır dili kırılabilir mi?" sorusuna adeta bir yanıt verircesine, bilimsel terminolojiyi sadeleştirerek bu algıyı değiştirmeyi başarıyor. Kitabın dili, ne tamamen akademik ne de tamamen popüler; tam da aradaki o dengeli çizgide yer alıyor. Bu, hem evrime yeni başlayanlar hem de bilgilerini derinleştirmek isteyenler için büyük bir avantaj.

Kitabın en güçlü yanlarından biri de evrimin mekanizmalarını ele alırken, bu mekanizmaların nasıl işlediğini somut örneklerle desteklemesi. Bakırcı, doğal seçilimden genetik sürüklenmeye, mutasyonlardan adaptasyonlara kadar evrimin tüm yapı taşlarını detaylı bir şekilde inceliyor. Bu detaylar, evrimi sadece biyolojik bir süreç olarak değil, aynı zamanda yaşamın kendisinin nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı olan bir rehber olarak sunuyor.

Her ne kadar evrim konusu Türkiye'de tartışmalı bir alan olsa da, bu kitap, bilimsel bilgiye dayalı bir anlayışın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bakırcı'nın kitabı, evrimsel biyoloji yazını içinde önemli bir yer edinmeye aday. Üstelik, sadece bir ders kitabı olmanın ötesine geçerek, herkesin evrim hakkında bilgi sahibi olabileceği bir rehber sunuyor. Richard Dawkins'in dediği gibi, "Evrimi anlamadan, hayatı anlamak mümkün değildir." Bakırcı da bu gerçeği adeta misyon edinmiş ve okuyucusuna evrimin karmaşık yapısını tüm açıklığıyla sunmuş.

Sonuç olarak, Evrim Kuramı ve Mekanizmaları, sadece evrimle ilgilenenler için değil, yaşamın kökenini ve doğasını merak eden herkes için okunması gereken bir kitap. Hem içeriği hem de sunumu itibariyle, Türkiye'deki popüler bilim sahasında önemli bir boşluğu dolduruyor. Evrime dair soru işaretlerinizi gidermek ve bu büyüleyici süreci daha yakından tanımak istiyorsanız, bu kitabı kesinlikle okumalısınız.
9.8/10
(312 Kişi)
Puan Ver
Evrimin Temelleri ve Nasıl İşlediği Üzerine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bleak House (Charles Dickens)

Bleak House is a novel by Charles Dickens, first published as a 20-episode serial between March 1852 and September 1853. The novel has many characters and several sub-plots, and is told partly by the novel’s heroine, Esther Summerson, and partly by an omniscient narrator. At the centre of Bleak House is a long-running legal case in the Court of Chancery, Jarndyce and Jarndyce, which comes about because a testator has written several conflicting wills. In a preface to the 1853 first edition, Dickens claimed there were many actual precedents for his fictional case. One such was probably the Thellusson v Woodford case in which a will read in 1797 was contested and not determined until 1859. Though many in the legal profession criticised Dickens’s satire as exaggerated, this novel helped support a judicial reform movement which culminated in the enactment of legal reform in the 1870s.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺600.00
Bleak House (Charles Dickens)
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Hızlı gitmek istiyorsan, yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan, birlikte gidelim.
Kaynak: Sözün hangi ülkeye ait olduğu tam olarak bilinemese de, birçok akademisyen sözün Afrika kültürlerinin genel yaklaşımıyla uyumlu olduğuyla hemfikirdir. (NPR)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
38
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begum Aktas
Begum Aktas
81K UP
1 gün önce
1450 Yıllık Gizem: İstanbul’daki Basilica Cistern Hakkında Bilgi Sahibi Misiniz?

İstanbul’un tarihi yarımadasında yer alan ve Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde inşa edilen Basilica Cistern (Yerebatan Sarnıcı), 336 sütunla devasa bir yeraltı su deposu aslında. Antik Roma ve Bizans dönemlerinde su ihtiyacını karşılamak için yapılan bu sarnıç, günümüzde ise Medusa başlı sütunları ve büyüleyici!


1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Tıp ve biolojiyle ilgileniyorum 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Aslında insan vücudu nikotine karşı farklı tepkiler verebiliyor. Bazı kişilerde nikotin bağımlılığı hemen gelişmez, hatta 8-10 kere içmelerine rağmen canları sigara çekmez, nikotin ihtiyacı hissetmezler. Bunun birkaç nedeni var:

Birincisi, genetik farklılıklar. Herkesin gen yapısı farklı, bazı insanların beyni nikotine karşı daha az duyarlı olabiliyor. Yani nikotin onların beyinde bağımlılık yaratan merkezleri daha az uyarıyor.

İkincisi, bağımlılık sadece kimyasal bir olay değil; psikolojik ve sosyal etkenler de önemli. Senin sigara içme alışkanlığın ya da o alışkanlığı geliştirme sürecin henüz oluşmamış olabilir. Bağımlılık genellikle düzenli ve uzun süreli kullanımla gelişir.

Tüm Reklamları Kapat

Üçüncüsü, nikotin etkisine karşı vücutta bir direnç veya tolerans olabilir. Yani bazılarının vücudu nikotinin yarattığı bağımlılık sinyallerine karşı direnç gösteriyor, bu yüzden de canları sigara istemiyor.

Tabii bu herkes için geçerli değil; bazı insanlar tek bir denemeden sonra bile bağımlı hale gelebiliyor. Ama senin durumunda vücudun bu bağımlılık etkisine karşı dirençli görünüyor.

Yine de sigaradan uzak durmak en iyisi çünkü bağımlılık kolay kolay geçmiyor ve sağlığa çok zarar veriyor.

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Buse Çakmak
Buse Çakmak
129K UP
İnceleyen10 19 Kasım 2021
Franz Kafka, tıpkı Dönüşüm adındaki eserinde Gregor Samsa'nın bir böcek olarak uyanması gibi bu eserde de ana karakterimiz Josef K., nedenini bilmediği bir sebepten tutuklandığını öğrenerek uyanmıştır. Davasını öğrenmeye çalışan Josef K., bu yolda adaletin dengeli olması gerekirken, dengesizliğini görür ve buna karşı direnir.
Kitap
9.9/10
(14 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Der Prozess
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Sahtebilim ve Şüphecilik konusunda geliştirebilirsin.

Sahtebilim
Sahtebilim
98 Makale
19 saat 9 dakika
Öğrenmeye Başla
Komplo Teorileri
Komplo Teorileri
14 Makale
3 saat 50 dakika
Öğrenmeye Başla
Astroloji
Astroloji
4 Makale
1 saat 5 dakika
2 Soru
Öğrenmeye Başla
UFO ve Uzaylılar
UFO ve Uzaylılar
17 Makale
2 saat 44 dakika
Öğrenmeye Başla
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 14 saat önce Film
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close