Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Sami Bozgöz
Sami Bozgöz
29K UP
İnceleyen10 1 Temmuz 2022
Roman türevlerini okurken de bir şeyler öğreneyim diyenlerin okurken aşırı zevk duyacağını düşündüğüm bir eser. 68 sayfalık kısa bir kitap. Ara vermeden okunursa bir, iki saatte bitirilebilir.
9.1/10
(10 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Παράλληλοι Βίοι: Λυκούργος
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Ağustos 2021 3 dk.

Bir "blackane", yani Karadeniz Kasırgası, Karadeniz'de meydana gelen kasırga-benzeri siklonlara verilen isimdir. Karadeniz tarihinde hiçbir siklon, gerçek anlamıyla bir kasırgaya dönüşmemiştir; ancak 2 ayrı fırtına buna çok yaklaşarak quasi-kasırga ("neredeyse-kasırga" veya "yarı-kasırga") olarak adlandırılmıştır.

Bir siklon, genellikle rüzgar nedeniyle oluşan güçlü ve dönen girdaplardır. Farklı coğrafyalarda siklonlara farklı isimler verilebilmektedir: Bunlar arasından en popüler olanları, Kuzey Atlantik ve Doğu Pasifik sularında meydana gelen kasırgalar ile Batı Pasifik veya Kuzey Hint Okyanusu'nda meydana gelen tayfunlar gibi siklonlardır.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
503K UP
6 gün önce
Çin’de keşfedilen olağanüstü iyi korunmuş bir tüylü fosil, kuşların ilk kez nasıl uçmaya başladığına dair bilim dünyasına önemli bilgiler sağladı. Yaklaşık 150 milyon yıl öncesine ait olan bu fosil, dinozor ve kuşlar arasındaki evrimsel geçiş sürecine ışık tutuyor.

Fosil, Fujianvenator prodigiosus adlı tüylü bir türü temsil ediyor. Özellikle kuyruk ve kol tüyleriyle birlikte göğüs kemikleri üzerindeki yapıların aerodinamik açıdan uçuşa uygun evrimsel özellikler taşıdığı belirlendi. Bu özellikler, kuşların evriminde “kanat çırparak uçuşun” (powered flight) ne zaman ve nasıl geliştiğini anlamada kritik önem taşıyor.

Araştırmacılar, bu canlının uçma yeteneğinin henüz ilkel düzeyde olduğunu ancak süzülme veya kısa mesafeli uçuşlar için yeterli olabileceğini düşünüyor. Bu bulgu, kuşların uçuşunun kademeli evrimle nasıl geliştiğini ve modern kuşların uçuş mekanizmalarının kökenlerini anlamamıza yardımcı oluyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tolga Sazak
Tolga Sazak
3,315 UP
Çeviren 13 Ağustos 2017 12 dk.

Hayvan göçü, binlerce yıldır insanların ilgisini çekmektedir. Kıyı çamur çulluğunun Pasifik Okyanusu boyunca 9 günlük kesintisiz uçuşu gibi dayanıklılığın en şaşırtıcı girişimlerinden bazılarının uzak mesafe göçmenleri tarafından gerçekleştirilmesi bu ilginin geçerli bir sebebidir. 

Çoğu insan, göçü bir kuş sürüsünün üreme ve konaklama bölgeleri arasındaki mevsimsel hareketi olarak düşünür. Aslında, kuş göçü muhtemelen halk arasında en çok ilgi çeken biyolojik fenomendir ve ayrıca biyolojideki yerleşik bilimsel araştırma yöntemleri arasında en eski geçmişe sahip dallardan biridir (Berthold 2001). Fakat hayvan göçünün doğu batı arasındaki yolculuklar, kara ve okyanus içeren karmaşık gidiş dönüşler, okyanus ve göllerin su kolonları boyunca gerçekleştirilen düşey hareketler ve inişli çıkışlı yüksek dağ yolculukları gibi daha başka birçok şekli vardır (Hoare 2009). Göçü diğer hareket biçimlerinden ayıran şey, göçün tipik olarak bir tür yaşam alanından diğerine geçişi içermesidir (Aidley 1981).

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 4 Ocak 2022 20:18
Karar vermek genellikle zordur. Hızlı şekilde iyi karar vermek ise çok daha zordur.Bu yüzden birçok insan, hangi üniversiteye gideceği ya da hangi kariyer...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
46
Taner Beyter
Taner Beyter
395K UP
Yazar 9 Haziran 2022 11 dk.

Pratik etik, ahlaki değerlendirmelerin gündelik yaşama (pratik alana) uygulanmasıyla ilgili etik sahasıdır. İnsanların gündelik yaşamdaki, özellikle de özel ve kamusal hayatlarındaki; profesyonel yaşantılarındaki; sağlık, teknoloji, hukuk ve liderlik gibi alanlardaki hareket ve davranışlarının ahlaki karşılıklarını inceler. Pratik etik, 20. yüzyılın son çeyreğinde (özellikle 1970'lerde), yaşamın farklı alanlarında bulunan ve genellikle evrensel nitelikte olan somut ahlaki problemleri çözmeye yönelik bir soruşturma programı olarak da görülebilir.

Pratik etikçiler, ellerindeki normatif etik kuramlara (mesela Kantçı etik/deontoloji, erdem etiği ve sonuçcu/faydacı yaklaşımlar vb) başvurarak, mevcut problemleri çözmeye çalışır. Böylesi bir yöntem, ahlaki sezgileri konu dışına itmemekle birlikte inşa edilen argümanların tek gerekçelendirme kaynağı olarak sezgisel açıklamaları kabul etmemeye eğilimlidir.

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Zəhra Əzizova
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
İnsan kendi içine bakmadıkça evreni anlayamaz.
Kaynak: Fear and Trembling, 1843
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 7 Kasım 2021 20 dk.

Karar vermek hayatın kritik bir parçasıdır, ancak çoğu insan öyle ya da böyle karar vermekte zorlanır. Örneğin bazı insanlar doğuştan kararsızlardır, dolayısıyla akşam yemeğinde ne yiyeceklerini seçmek gibi basit konulara gelindiğinde bile kısa sürede karar vermekte zorluk yaşarlar. Öte yandan bazı insanlarsa çok aceleyle karar verir ve sonuç olarak da kendileri için kötü olacak seçimler yapabilirler, özellikle de finans veya ilişkiler konusunda. Bazı insanlar ise çoğu durumda karar verirken gayet rahattırlar, ancak kariyer seçmek gibi hayati konulara gelince sıkışıp kalırlar.

Karar vermek hayatın çok önemli bir parçası olduğu ve genelde doğru karar vermekte zorlanıldığı için, karar vermeyi öğrenmek son derece faydalıdır. Makalenin ilerleyen bölümlerinde, karar verirken izlemeniz gereken süreci öğrenip, daha hızlı ve daha iyi karar vermenizi sağlayacak yönergeler, ipuçları ve taktikler göreceksiniz. Hem günlük kararlarınızı alırken hem de incelikli kararlarla boğuşuyorken bu, size yardımcı olacaktır.

106
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Haziran 2016 16 dk.

Serkan Anılır'ın ismini belki gazetelerden ve bazı bilim dergilerinden duymuşsunuzdur. Bir aralar çeşitli illerde bilim konuşmaları yapan, uçuk kaçık bilim projeleriyle halkı heyecanlandıran, hatta NASA'nın ilk Türk astronotu olduğunu iddia ederek ün yapan bir şahıstı. Detaylarını makalemizde vereceğiz; ancak Serkan Anılır'ın hayatı, edebiyat ve bilimin en tehlikeli düşmanlarından birisi olan veri uydurma ve aşırma (intihal) suçlarının en ilginç örneklerinden birisidir. Serkan Anılır'ın yaptıkları, bir insanın kariyerini intihal ve yalanlarla nasıl yerle bir edebileceğinin en ilgi çekici örneğidir. Çünkü Anılır'ın hayatında yaşananlar, sadece 1-2 çalışmanın sağdan soldan aşırılması değil, koca bir kariyerin yalanlar ve intihaller üzerine kurulu olmasının bir örneğidir. 

Texas Tech Üniversitesi'nde aldığım "Mühendislik Pratiği ve Araştırmalarında Etik" isimli doktora dersinin dönem projesi olarak Serkan Anılır ile ilgili internette yer alan bilgileri bir araya getirerek bir derleme yapmak ve hayatın her alanında etiğin ne kadar büyük öneme sahip olduğunu göstermek istedim. Bu araştırma makalesi, bu ders için yaptığım araştırmaların ve analizlerin bir sonucudur. 

72
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 5 gün önce
Çok beğendiğim dizilerden birisidir. Kesinlikle izlenmeli , sezon sayısı fazla olabilir ama çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Olumsuz bir tarafı bence dizinin sonradan 3'e bölünmesi olmuş, ayrı ayrı olması izlenme açısından biraz zor oluyor .
8.6/10
(62 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Walking Dead
Yönetmen: Greg Nicotero
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 10 Eylül 2022 1 dk.

Yıldızlararası maddelerdeki ağır elementler, yıldız oluşum mekanizmasını büyük ölçüde etkiliyor. Eskiden Evren'de bulunan ağır elementler, şu anki Evren'e göre daha azdı. Bunun sebebi ise nükleosentezin yıldızlardaki ağır elementleri üretmesi için yeteri kadar vaktinin olmamasıydı. Böyle bir ortamdaki yıldız oluşumunun, günümüzdekinden ne şekillerde farklılıklara sahip olduğu henüz tam olarak bilinmiyor.

Osaka Metropolitan Üniversitesi'nden Toshikazu Onishi ve Kyushu Üniversitesi'nden Kazuki Tokuda tarafından yönetilen uluslararası bir ekip, ALMA'yı kullanarak Küçük Macellan Bulutu'ndaki yüksek kütleli genç yıldız nesnelerini incelediler.

43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Ekleyen 23 Ocak 2020 57 dk.

İlk olarak 17 Kasım 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentinde görülmüştür. Şiddetli akut solunum yetmezliği ile ilişkilendirilen virüs, 2020 yılının ilkçeyreğinde tüm dünyaya yayılıp pandemiye yol açmıştır. 26 Haziran 2022 itibariyle yaklaşık 6 milyon 300 bin ölüme neden olan COVID-19'un en belirgin semptomları arasında akut solunum yetmezliğinin yanısıra, atipik pnömoni, ateş, öksürük ve tat-koku kaybı bulunmaktadır. 

İlk ortaya çıktığında "2019 Yeni Koronavirüsü" (İng: "2019 novel CoronaVirus") anlamında 2019-nCoV adı verilen, sonradan "Ağır Akut Solunum Sendromu Koronavirüsü 2" (İng: "Severe Acute Respiratory Syndrome CoronaVirus 2") anlamında SARS-CoV-2 adı verilen virüs, pozitif polariteli tek zincirli bir RNA virüsüdür.[1][2][3] Virüs, insandan insana bulaşabilen bir solunum yolu hastalığı olan Koronavirüs Hastalığı 2019'a (COVID-19) sebep olmaktadır.[4]

187
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen10 4 saat önce
Jordan Peele ile ilk tanıştığım film. Sonunda yaşadığım şoku asla unutamam. Tam bir korku filmi klasiği, harika.
Biz
Film
9.4/10
(5 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilge Kaya
Bilge Kaya
21K UP
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Uçak uçuran herhangi bir insan şimdiki teknolojimizle veya gelecekte öngörülen teknolojik gelişmelerle yeterince hızlanırsa, uçağın içindeyken zamanı bizim deneyimlediğimizden daha yavaş deneyimleyebilir mi?
122 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Işığın vakumdaki hızı, yani '' ile gösterilen o meşhur sabit, evrenin nihai hız sınırı ve Einstein'ın Özel Görelilik teorisinin temel taşlarından biri. Mevcut fizik, bu hızın temel bir sabit olduğu konusunda oldukça katı, yani öyle kafasına göre hızlanıp yavaşlamıyor. Eğer '' şu an ölçemediğimiz küçücük bir miktar bile değişseydi, bunun her şey üzerinde – Lorentz dönüşümleriyle tanımlanan uzay-zamanın yapısından, ile ifade edilen kütle-enerji eşdeğerliğine kadar – devasa, zincirleme etkileri olurdu. Şöyle düşün: Maxwell'in elektromanyetizma denklemleri de dahil olmak üzere fizik yasalarının temel dokusu, ''nin sabit olmasıyla iç içe geçmiş durumda. Bazı aşırı uç kozmolojik modeller ve sicim teorileri, temel sabitlerin kozmik zaman ölçeklerinde veya aşırı koşullarda (kara deliklerin yakınında veya evrenin çok erken dönemlerinde olduğu gibi) değişmiş olabileceği senaryoları üzerine kafa yorsa da, ''nin kendisinin, ışığın "seçerek" dalga ya da parçacık olmasına neden olacak şekilde dalgalandığına dair sıfır deneysel kanıt var.

Şimdi, ışığın o tuhaf dalga-parçacık ikiliğine gelirsek: bu, ışığın vakumdaki hızını değiştirmesine bağlı değil. Işık ve aslında tüm kuantum varlıkları, bu ikili davranışı doğaları gereği sergiler. Bu, de Broglie hipotezi ve tamamlayıcılık gibi kavramlarla açıklanan kuantum mekaniğinin temel bir ilkesidir. Işığın daha çok dalga gibi mi (girişim ve kırınım göstererek) yoksa parçacık gibi mi (fotonların bir malzemeden elektronları kopardığı fotoelektrik etkide olduğu gibi) davranacağı, onu nasıl ölçmeye veya onunla nasıl etkileşime girmeye çalıştığımıza bağlıdır, vakumdaki hızının belli belirsiz değişmesine değil. Yani, böyle bağlantılar hakkında fantezi kurmak harika evet 😂 ama Kuantum Elektrodinamiği (QED) de dahil olmak üzere mevcut, yüksek düzeyde test edilmiş fizik çerçevesi, ışık hızının bocalamasına gerek kalmadan dalga-parçacık ikiliğini açıklıyor. Eğer '' ölçemediğimiz bir miktarda değişseydi, tanımı gereği bu spesifik değişimi doğrudan tespit edemezdik, ancak muhtemelen atom saatlerinden veya uzak süpernovaların astrofiziksel gözlemlerinden elde ettiğimiz inanılmaz derecede hassas ölçümlerimizin bize söylediğiyle tam olarak örtüşmeyen bir evren görürdük.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
10
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 6 Kasım 2019
Apollo projesini gerçekleştirmekten daha zor bir şey varsa, o da projeyi sahteymiş gibi göstermektir. Apollo projesi gerçektir ve biz, Ay'a ayak bastık. İnsanlar gerçek olanı kabul etmektense, komplo teorilerine güvenmeyi tercih ediyorlar ve bunu çok seviyorlar.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Cengiz Altun
Cengiz Altun
79K UP
Öğrenci 25 Mayıs 2021 Sen de Cevap Ver
Bu soru, Nuh Portakal tarafından sorulmuştur.
Orijinal Soru: Yerçekimi nasıl işler?

Yer çekimi dediğimiz şeyi Albert Einstein öncesi dönemde sorucak olursan eğer alıcağın cevap şu olur

"Newton cisimlerin kendi kütlelerine göre aralarında bir çekim gücü olduğunu anlamış ve dünyanın yeryüzüne uyguladığı çekim kuvveti sonucu cisimlerin doğruca yere düştüğünü anlamıştır. Newton’ un teorisine göre iki kütle arasındaki çekim gücü, kütlelerin büyüklüğü ile doğru orantılı; aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılıdır. Yani, kütleler büyüdükçe çekim gücü artar, aralarındaki uzaklık arttıkça çekim gücü azalır. "

Gel gelelim Albert Einstein zamanına. Herhalde einstenin bu kadar ünlü olmasını sağlayan şey bu devrim niteliğinde olan uzay zaman görüşüdür GENEL GÖRELİLİK .

Tüm Reklamları Kapat

Albert Einstein ise yer çekimin aslında kütlelerinin birbirini çekmesi ile oluşan kuvvet değil sadece güneşin muazzam kütlesi sayesinde uzay zamanı bükmesi sonucu ile oluşan çukur kısımda dünyanın belirli sabit bir hızla dönmesi sonucu oluşan ivmelenmedir kısaca yer çekimi dediğimiz şey ivmelenmeden ibarettir.

451 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Anonim, et al. Yer Çekimi Ve Genel Görelilik. (25 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 25 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Vikipedia | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close