Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Hatice Güler
Hatice Güler
21K UP
İnceleyen10 5 gün önce
Harika bir filmdi gerçekten. İnsana kendi psikolojisini sorgulatıyor. Filmin sonunda hâlâ ikilemdeydim, tartışmaya açık bir sonu vardı ama tek kelimeyle harikaydı. Özellikle psikolojik gerilim sevenlerin hoşuna gidebilir.
9.8/10
(21 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Shutter Island
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Haziran 2011 17 dk.

Evrimsel biyolojinin bize açtığı en temel ufuğun, var olmuş, var olan ve var olacak tüm canlıların birbiriyle akraba olduğu gerçeği olduğunu biliyoruz. Evet, türlerin birbirleriyle akraba olduklarını bilmek önemli bir adım; ancak bu akrabalık ilişkilerini nasıl göstereceğiz? İşte burada bilimsel bir metodolojinin takip edilmesi gerekmektedir. Bu makalemizde sizlere en ilkin evrim ağacı oluşturma ve filogeni yaratma yöntemlerinden birini adım adım öğretmeye çalışacağız. Bu analizimizde genlere ve daha kapsamlı analizlere girmeyecek, sadece elinizde belli sayıda tür varken, bunları dış görünümlerine bakarak hangi sırayla evrimleştiklerini ve birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerini bir evrim ağacı üzerinde gösterebilmenizi sağlayacak kadar bilgi vereceğiz. Dolayısıyla biliniz ki modern evrimsel biyolojide burada öğreteceklerimizden kat kat daha derin ve kapsamlı yöntemler kullanılmaktadır; ancak bunlardan en basitini öğrenmenin, evrimle ilgilenen birçok kişi için faydalı bir bilgi olacağını düşünüyoruz. 

Giriş kısmında da belirttiğimiz gibi, burada göstereceğimiz analiz genetikte pek doğrudan kullanılmamaktadır. Bizler genlere değil, canlıların dış görünümlerine bakarak bir sınıflandırma yapacağız. Bu, gerçek analizlerin isabetliliğinden farklı sonuçlar verebilir. Çünkü dış görünüm aldatıcıdır. Birbirinden tamamen farklı gözüken canlılar aynı türün bireyleri olabileceği gibi, birbirlerinin tıpatıp aynısı gözüken canlılar evrim ağacının iki apayrı dalı üzerinde bulunuyor olabilir. Örneğin taksonominin babası olarak bilinen Linne bile, sadece dış görünüşlere bakarak sınıflandırma yaptığı için, Agelaius phoenicus türünün erkeği ile dişisini birbirinden farklı türler olarak sınıflandırmış ve büyük bir hataya düşmüştü. Çünkü bu kuş türünün iki cinsiyeti birbirinden tamamen farklı gözükmektedir; ancak aslında aynı türe aittirler. Benzer bir şekilde, Microcebus cinsine ait lemurların bazıları farelere büyük oranda benzemektedirler. Çok dikkatli yapılmayan bir analizde bu iki tür kolayca birbirine yakın akraba olarak kabul edilebilecektir. Ancak genetik analizler sayesinde emin olabilmekteyiz ki, fareler ile lemurlar evrim ağacının iki ayrı dalında yer almaktadırlar. 

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Aralık 2012 8 dk.

İnsan, birçok şekilde tanımlanabilir. Yetenekleriyle, farklarıyla, özellikleriyle, üstünlükleriyle, alçaklarıyla... İnsan, bildiğiniz üzere zekası bugüne kadar en çok evrimleşmiş hayvan türüdür. İnsanı insan yapan özellik, apaçık bir şekilde, zekasıdır. Bu zekanın yan ürünü olarak gelen veya diğer hayvanlardan fazla gelişen algı, düşünme, merak vb. kavramlar sonucunda insan, kendi özünü merak etmiş ve arayışa yönelmiştir. Bu arayışta, pek çok iddia ortaya atılmakla birlikte, biri hariç tamamı günümüzde bilimsel geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde, açık bir şekilde ortadadır ki, insan Hayvanlar Alemi'ne ait bir hayvan türüdür ve ortaya çıkışı, kendisinden önceki bazı hayvan türlerinin evrimleşmesi sonucunda gerçekleşmiştir.

Bilimsel bir perspektifte insanı, sıradan bir tür olarak, taksonomi diye de bilinen "sınıflandırma bilimi" içerisinde tanımlarız. Türümüz ve insansı atalarımız, 6-7 milyon yıldır vardır; tüm maymunların ortak atası ise 47 milyon yıl yaşında. Evrim tarihinin yaklaşık 4.000 milyon yıl (yani 4 milyar yıl) olduğu düşünülürse, 4.000 sayısının yanındaki 47 sayısının ne kadar önemsiz olduğu görülebilir, hele ki 7 sayısı ele alındığında bu önemsizlik daha da belirginleşir. Modern insan dediğimiz Homo sapiens'in ise sadece 300.000 yıldır (0.3 milyon yıldır) var olduğunu göz önüne alacak olduğumuzda, bu önemsizlik akıl almaz boyutta artacaktır. Ancak insanın taksonomideki yerine bakmak, oldukça ufuk genişletici bir deneyimdir. Burada size bu deneyimi kazandırmak istiyoruz.

219
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ercan Şahin
1 gün önce
Toksoplazma Nedir? Belirtileri, Bulaşma Yolları ve Gebelikte Riskler

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, Ordu
Doğal ortamında fotoğraflayabildiğim bir Sukulent cinsi: Sedum! Kısaca yapraklarında su depolayan, kalın ve etli bitki grubudur. Alışık olduğumuz bazı sukulent türleri günümüzde balkonlarımızı süslüyor. Çoğu bitkinin aksine, birçok sukulentin stomaları (yapraklarının yüzeyinde bulunan küçük ağız benzeri yapılar) gündüzleri kapalı, geceleri açıktır. Sonuç olarak, sıcak-kuru gündüz saatlerinde su kaybı (terleme) en aza indirilir ve karbondioksit (CO2 ) alımı karanlıkta gerçekleşir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 23 Eylül 2018 11 dk.

Bütün canlılar, yaşamını devam ettirme çabası içindedir. Bu, öylesine derinlere işlemiş bir dürtüdür ki, en karmaşık toplumları da inşa etsek, her birimiz hayata tutunmak için mücadele veririz. Bir kişi, yaşamındaki olumsuzlukları değiştirebilmek ve hayatını yoluna sokabilmek için basit bir hırsızlıktan tutun da, büyük bir cinayet senaryosuna kadar her türlü çabayı gösterebilir. Ancak herkes, verdiği çabadan tatmin olmaz. Kimisi pes eder. Kimisi dayanamaz. Kimisi başka bir çıkar yol bulamaz. Ve hayatlarını sürdürmeyi, hayatta kalma mücadelesine tercih ederler. Kimisi ise tamamen bireysel ve öznel olarak anlaşılır nedenlerle ölümü seçer. Ama sebebi ve mantığı ne olursa olsun, bir bireyin kendi canını almasına intihar denir.

İntihar eden bir kişi, yaşamını devam ettirmek amacıyla yapması gereken tüm mücadele yollarını bırakmış ve hayatından vazgeçmiştir. İntihar eden bir kişi, bir hırsız veya katilin olumsuzluklara karşı verdiği mücadele yollarından vazgeçip, kendi yaşamına karşı bir eyleme girmiştir. 

155
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 gün önce 4 dk.

Umman’ın Dhofar bölgesindeki mağaraların taş yüzeylerinde ve kurumuş nehir yataklarının yüzeylerinde yılan gibi kıvrılarak kayanın üzerine işlenmiş neredeyse 2400 yıl öncesine ait yazılar bulunuyordu. "Zufar yazısı" olarak da bilinen bu yazının ne olduğu ise uzun yıllar boyunca bilim insanları için çözülemeyen bir bilmeceydi. Ancak uluslararası bir akademik dergide yayımlanmak üzere olan yeni bir çalışmanın yazarı, Zufar yazısının ana alt türünü deşifre ettiğini ve alfabenin Güney Arabistan'da ortaya çıkmadığına dair kanıtlar bulduğunu öne sürüyor.

Ohio State Üniversitesi'nden dilbilimci ve çalışmanın yazarı Ahmed el-Cellad, Zufar yazısının uzun süren gizeminin on yıllar boyunca akıllara pek çok olası açıklama getirdiğini belirtiyor. Bunlar arasında "bunların Kur'an'da adı geçen kayıp bir Arap kabilesi olan Âd kavminin yazıtları olduğu gibi pek olası olmayan fikirlerin de bulunduğunu söylüyor. Çalışmada yer almayan Pekin Üniversitesi'nden dilbilimci Giuliano Castagna, el-Cellad'ın yeni makalesinin bu konu üzerine yapılmış ilk güvenilir çalışma olduğunu ve "Arabistan tarihinin yepyeni bir sayfasını yazma potansiyeli taşıdığını" vurguluyor

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 9 Şubat 2020 49 dk.

Metafizik, günümüzde felsefedeki anlamından farklı imalara sahip olan bir terim. Günlük hayatta metafizik denince pek çok insanın aklına gelen ilk şeyin fizikötesi, doğaüstü, mistik, okültist, ‘uçuk kaçık’ şeyler olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle felsefeyle ilgilenen biri metafizik çalıştığını söylediği zaman birbirine zıt iki tür tepki geldiğini görüyoruz. Ya bu kişinin saçma sapan şeylerle uğraştığı, bir tür bilim karşıtı olduğu ve ‘uçuk’ bir takım inançlara sahip olduğu düşünülüyor; ya da metafiziğin gündelik hayattaki anlamına sıcak bakan insanlar bu kişiyi ‘kendilerinden biri olduğu’ düşünülüyor.

Ancak felsefedeki anlamıyla metafizik böyle bir şey değil. Burada metafizik teriminin gündelik kullanımının yanlış olduğunu ve felsefedeki kullanımının doğru olduğunu söylemek istemiyoruz. Sadece bu yazıda kastettiğimiz anlamıyla metafiziğin farklı bir şey olduğunu söylüyoruz. Ancak kastettiğimiz şey bir metafizikçinin doğaüstü inançlarının olamayacağı ya da bilim karşıtlığı yapamayacağı da değil. Kastettiğimiz şey, bunların felsefedeki anlamıyla metafiziğin asli unsurları olmadıkları...

214
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Yılmaz
6 gün önce
Grok dün neden sapıttı
0
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Talha Çakırca
Seslendiren 15 Aralık 2023 10:23
Bilimin hiçbir sahasının olmadığı gibi, Evrim Teorisi (ve evrimsel biyoloji) statik bir çalışma sahası değildir. Sağlam temellere dayanan teorik altyapısı...
104
Poyraz Savaş
Yazar 3 gün önce 4 dk.

Saka, insanlarca en çok tanınan ötücü kuşlardan biridir. Başının ön kısmındaki kırmızı "maske", beyaz yanağı ve burayı çevreleyen siyah çerçevesi, kahverengi sırtı, beyaz karnı ile oldukça karakteristik bir türdür. Siyah kanadının ortası geniş bir sarı çizgi bulunur, kanatları ve kuyruk telekleri siyahtır, uçlarında ise beyaz benekler vardır.

Genç bir sakanın başı ve sırtı gri kahverengi üzerine çizgilidir, kafadaki kırmızı, siyah ve beyaz renkli alanlar görülmez. Erkek ve dişisi arasında belirgin farklar yoktur. Erkeği göz pınarındaki ve burnunun üzerindeki tüylerinin siyah olması ve kafasındaki kırmızının genişliği ile dişisinden ayrılır. Erkekler daha iri ve parlak tüylüdür. Ayrıca kanat üstü örtü tüyleri erkeklerde siyah iken dişilerde kahverengidir.[6]

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evcil kedilerin kökeni üzerine yapılan son araştırmalar, bu sevimli dostlarımızın tarihine dair bildiklerimizi yeniden şekillendiriyor. Uzun süredir, kedilerin Neolitik dönemde tarımın yayılmasıyla birlikte Avrupa’ya yayıldığı düşünülüyordu.

Ancak Roma Tor Vergata Üniversitesi ve Exeter Üniversitesi’nin öncülüğünde yürütülen iki kapsamlı çalışma, evcil kedilerin kökeninin Tunus’a dayandığını ve Avrupa’ya yayılmalarının daha geç bir dönemde gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Bu araştırmalar, antik DNA analizleri ve arkeolojik bulguları bir araya getirerek, kedilerin Avrupa’ya iki ana dalga halinde geldiğini gösteriyor.

İlk dalga, M.Ö. 2. yüzyılda Kuzeybatı Afrika’dan Sardinya’ya uzanırken, ikinci dalga Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Tunus’tan Avrupa’ya yayıldı.

Bu bulgular, kedilerin evcilleştirilmesinde kültürel ve dini faktörlerin önemli rol oynadığını da vurguluyor.

Özellikle Mısır’da Bastet gibi tanrıçaların sembolü olan kediler, dini ritüeller ve kültürel pratikler aracılığıyla farklı coğrafyalara yayıldı.

Yunan ve Roma mitolojilerinde de kedilerin tanrıçalarla ilişkilendirilmesi, onların Avrupa’da benimsenmesini kolaylaştırdı.

💻Aktaran: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Gülin Özek
Gülin Özek
29K UP
Uyarlayan 27 Kasım 2020 4 dk.

Kolonoskopi, bağırsağın (kolonun) ve rektumun incelendiği bir endoskopi türüdür ve bazı hastalıklar için, özellikle kolorektal kansere sahip kişilerde, hayati bir öneme sahiptir. Erken teşhis yapılması, kolorektal kansere sahip hastaların hayatta kalabilme ihtimalini önemli ölçüde arttırıyor. Ancak bu hastaların neredeyse yarısından fazlası, kolonoskopi talebinin endoskop kapasitesinden fazla olması sebebiyle geç teşhis edilebiliyor.[1] Buna ek olarak da geleneksel kolonoskopi karmaşık kullanımının yanı sıra, günümüzün teknolojisinden de çok geride olmasından dolayı, hastaların çok fazla acı çekmesine sebep oluyor. Hatta çekilen acı o kadar fazla düzeyde oluyor ki, hastaya anestezi uygulamak zorunda kalınıyor.[2]

Ancak Leeds Üniversitesinde 12 yıldır araştırması sürdürülen “Akıllı ve Otonom Manyetik Yönlendirme" deneyinin sonucunda kolonoskopinin daha az acılı bir süreç haline gelmesini ve maliyeti düşük bir operasyon olmasını sağlayan alternatif bir yöntem bulundu: Manyetik Endoskopi.[2] Tıp alanında büyük bir ilerleme olarak kabul edilen bu robotik sistem insan vücudunun içinde yol gösteren medikal bir alet olarak kullanılıyor.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Salih Dursun
bilim insanıyım ve nobel fizik ödülü kazanıcam 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Metan gazı, renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Kimyasal olarak zehirli değildir; yani insan vücudunda hücresel ya da organ düzeyinde doğrudan toksik etki göstermez. Ancak solunabilir hava ortamında oksijenin yerini alarak boğucu etki yapar. Bu nedenle “zehirleyici” değil, “asfiksiyan” yani boğucu gaz olarak sınıflandırılır. Özellikle kapalı alanlarda biriktiğinde, ortamın oksijen seviyesi kritik eşiklerin altına düşerse insan sağlığı üzerinde ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Oksijen seviyesi azaldığında, insan vücudunda baş dönmesi, halsizlik, bilinç bulanıklığı ve nefes darlığı gibi belirtiler hızla ortaya çıkar. Oksijen oranı %10’un altına düştüğünde ise bilinç kaybı, nöbet ve kısa sürede ölüm gerçekleşebilir. Bu süreç genellikle sessiz ilerler; kişi gazı fark etmeden bilincini kaybedebilir.

Kapalı bir mağarada yüksek konsantrasyonlu metan gazı bulunduğu bir senaryoda, ortama ilk giren dört kişinin kısa sürede boğularak hayatını kaybetmesi, ortamda solunabilir oksijenin ciddi derecede azaldığını gösterir. Bu kişiler büyük olasılıkla hipoksik asfiksi nedeniyle, yani oksijen yetersizliği sonucu hayatını kaybetmiştir. Aynı ortama girip daha sonra dışarı çıkarılan diğer sekiz kişinin hayatta kalması, maruz kalma sürelerinin daha kısa olmasıyla açıklanabilir. Ancak bu kişilerin dışarı çıkarıldıktan sonra hayati tehlikeyi tamamen atlatmış olmaları her zaman garanti değildir.

Tüm Reklamları Kapat

Yüksek konsantrasyonlu metan nedeniyle oksijen seviyesi çok düşükse, bu kişilerde beyin, kalp ve diğer hayati organlarda oksijensizliğe bağlı hasar oluşmuş olabilir. Bu tür hipoksik hasarlar, her zaman hemen belirti vermeyebilir. Bilinç kaybı olmaksızın maruziyet yaşayan bireylerde bile saatler sonra nörolojik komplikasyonlar, solunum yetmezliği veya çoklu organ yetmezliği gelişebilir. Eğer mağara ortamında sadece metan değil, beraberinde karbonmonoksit ya da hidrojen sülfür gibi toksik gazlar da varsa, bu gazların etkisiyle geçici iyilik hali yanıltıcı olabilir. Bu tür zehirli gazların dokularda birikme ve gecikmeli etki potansiyeli vardır.

Dolayısıyla sekiz kişi dışarı çıkarılmış ve hastaneye kaldırılmış olsa bile, maruz kaldıkları oksijen yoksunluğu ve olası diğer gazların etkileri nedeniyle tıbbi gözlem altına alınmaları gerekir. Saatler sonra meydana gelen ölümler, hipoksinin geç etkisiyle ya da birlikte solunan diğer toksik gazların sebep olduğu komplikasyonlarla açıklanabilir. Bu tür vakalarda hastaların hiperbarik oksijen tedavisine alınması ya da yoğun bakım desteği görmesi gerekebilir. Metan gibi boğucu gazların etkisi yalnızca olay anında değil, sonrasında da dikkatle yönetilmelidir. Müdahale edilen kişi nefes alıyor görünse bile iç organlarında oksijen yetersizliğine bağlı hasar devam edebilir ve ölüm riski saatler içinde ortaya çıkabilir. Bu nedenle kurtarılan bireyler semptom göstermeseler bile ciddi şekilde izlenmeli, gerekirse yoğun bakıma alınmalıdır.

Metan gazının etkilerinin doğru anlaşılması, sadece olay anındaki tehlikeyi değil, sonrasındaki sürecin de ciddiyetini kavramak açısından hayati öneme sahiptir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Furkan Coşar
Furkan Coşar
26K UP
Türü Ekleyen 5 gün önce
Aegithalos cinsi, küçük boyutları, uzun kuyrukları ve karmaşık yuvalama davranışlarıyla tanınan, soğuk ve ılıman kuş topluluklarının önemli bir üyesidir. Türleri Avrupa, Asya ve çevresinde yaygın olup, ekolojik dengede böcek popülasyonlarını kontrol etmede etkilidirler.
3
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
Okumak hepimizi göçmen yapar: Hepimizi evimizden uzaklaştırır; ancak aynı zamanda hepimize, her yerde evler bulur.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
The Voyage Out (Virginia Woolf)

Rachel Vinrace embarks for South America on her father’s ship and is launched on a course of self-discovery in a kind of modern mythical voyage. The mismatched jumble of passengers provides Woolf with an opportunity to satirise Edwardian life. The novel introduces Clarissa Dalloway, the central character of Woolf’s later novel, Mrs Dalloway. Two of the other characters were modelled after important figures in Woolf’s life. St John Hirst is a fictional portrayal of Lytton Strachey and Helen Ambrose is to some extent inspired by Woolf’s sister, Vanessa Bell. Rachel’s journey from a cloistered life in a London suburb to freedom, challenging intellectual discourse, and self-discovery very likely reflects Woolf’s own journey from a repressive household to the intellectual stimulation of the Bloomsbury Group.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺350.00
The Voyage Out (Virginia Woolf)
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close