Günaydın!
Gözlerini açıyorsun, uykunu almış, güzel dinlenmişsin. Ancak bir anda afallıyorsun, çünkü bu yatak, sana ait değil. Ne iki kişilik bu yatağı, ne de odadaki eşyaları tanıyorsun. Hâlâ rüyada olduğunu düşünüp yataktan kalkıyorsun.
Günaydın!
Gözlerini açıyorsun, uykunu almış, güzel dinlenmişsin. Ancak bir anda afallıyorsun, çünkü bu yatak, sana ait değil. Ne iki kişilik bu yatağı, ne de odadaki eşyaları tanıyorsun. Hâlâ rüyada olduğunu düşünüp yataktan kalkıyorsun.
Özellikle rekor kıran sıcak hava dalgalarının yaşandığı bu yaz aylarında serin kalması gerekenler sadece insanlar değil.[1] Cep telefonları, veri merkezleri, arabalar ve uçaklar da dahil olmak üzere birçok makine aşırı sıcaklarda daha az verimli hale gelir ve daha çabuk bozulur.[2] Makineler kendi ısılarını da üretirler ve bu da çevrelerindeki sıcak havayı daha da sıcak hale getirebilir.
Makinelerin ısıyı nasıl yönettiğini ve aksi takdirde boşa giden ısıyı etkili bir şekilde geri kazanmanın ve yeniden kullanmanın yollarını inceleyen mühendislik araştırmacıları, aşırı ısının makineleri etkilemesinin çeşitli yolları olduğunu söylüyorlar.
Nature Communications dergisinde yayınlanan Yeni bir çalışma, günümüz Antarktika'sında gördüğümüz gibi devasa buzdağlarının bir zamanlar İngiltere kıyılarına 145 kilometreden daha kısa bir mesafede sürüklendiğini ortaya koyuyor.[1]
Bilim insanları ilk kez, bu muhteşem devlerin 18.000 ila 20.000 yıl önce İngiltere'nin doğu kıyısında yer alan Kuzey Denizi'nin tabanında sürüklenirken alt taraflarında bıraktıkları izleri keşfetti. Bu dönem, iklimin ısınmasıyla İngiltere ve İrlanda Adaları'nın büyük bölümünü kaplayan buzul örtüsünün gerilediği son buzul çağının sonlarına denk geliyor.
Yasa, arzudan bağımsız mantıktır.
Stratejik dominantlık, oyun teorisi kapsamında bir oyuncunun kullanabileceği bir stratejinin alternatif stratejilerden daha iyi sonuçlara yol açması durumudur. Bir diğer deyişle, bir oyunda, oyunculardan her hangi birinin hamle tercihinin diğerlerine göre daha avantajlı sonuçlar vermesi, dominasyon (İng: "domination") olarak adlandırılır.
Bu çerçevede bir strateji bir oyuncuyu alternatif stratejilerden daha iyi sonuçlara götürüyorsa (alternatif stratejileri domine ediyorsa) dominanttır. Buna karşın bir strateji bir oyuncuyu alternatif stratejilerden daha kötü sonuçlara götürüyorsa (alternatif stratejiler tarafından domine ediliyorsa) domine edilmektedir.
Süperinsan yetenekleri olan,
Süper kahraman olan,
Peri masalı mutluluğu olan
Birilerini aramıyorum.
Sadece dönüşebileceğim,
Özleyebileceğim birini arıyorum. I want something just like this...
Evrime dair halk arasına bilerek yayılmış yalanlardan birisi, evrimin sadece veya çoğu zaman "fonksiyon kaybettirici" yönde işlediğine dair bir argümandır. Bu görüşe göre evrim, en başından kusursuz bir şekilde yaratılmış olan türleri bozacak ve daha kusurlu hale getirecek biçimde işlemektedir. Elbette bu argümanın bilimsel olarak desteklenen herhangi bir tarafı yoktur ve bu argüman, evrimsel sürece dair bilgisizliği yansıtmaktadır. Ancak şu soru samimiyetle sorulabilir: Evrimde yeni bir fonksiyon nasıl kazanılır? Yani bir yeni bir fiziksel özellik veya yeni bir davranış, yani yeni bir "bilgi", genlere nasıl "işlenir"?
Bu sorunun evrimle ilgili temel varsayımlar açısından hatasını buradaki kısa yazımızda izah etmiş ve buradaki yazımızda da fonksiyon kazandırıcı özelliklere bir örnek vermiştik. Bu yazıda ise bir diğer örnek vererek, evrimde yeni özelliklerin nasıl kazanıldığına bir bakış atacağız.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Hücrenin normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için gereken hareket, membran transportu ve makromoleküllerin sentezi gibi birçok olay enerji gerektirmektedir. Dolayısıyla, metabolik enerjinin üretimi ve kullanımı hücre biyolojisinin temelini oluşturur. Tüm hücreler, metabolik aktivitelerin gerçekleşmesi sırasında kullanılacak enerji kaynağı olarak Adenozin Trifosfat (ATP) kullanır.
Hücreler üç temel görev türü için kimyasal enerjiye ihtiyaç duyarlar: kimyasal iş, taşıma işi ve mekanik iş. Bu işleri kabaca açıklamak gerekirse kimyasal iş, monomerlerden polimerlerin sentezinde olduğu gibi kendiliğinden gerçekleşemeyecek endergonik tepkimelerin yürütülmesi, taşıma işi bileşiklerin zarlardan kendiliğinden geçiş yönünün ters yönünde pompalanması, mekanik iş ise sil hareketi, kas hücrelerinin kasılması ve hücre bölünmesi sırasında kromozomların hareketi gibi işlerdir.
Yılbaşı gecesi gibi günlerde insanların en yeni anılarını paylaşmak için sosyal medyaya akın edecektir. Ancak yeni bir araştırma, dondurucu soğuklar veya yoğun kar yağışı gibi sert hava koşullarının ve aşırı sıcakların da insanları sosyal medyada daha aktif olmaya itebildiğini ortaya koyuyor.
Psychological Science dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar sosyal medya kullanımının meteorolojik koşullara göre nasıl değiştiğini incelediler. Araştırma, çevresel koşulların sosyal medyadaki davranışları nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlamamızı sağlıyor.[1] Çalışmanın yazarlarından ve Laureate Beyin Araştırma Enstitüsü'nde hesaplamalı davranış bilimci olan Nick Obradovich, şöyle anlatıyor:
Paris Moda Haftası’nda gerçekleştirilen Coperni defilesi hem moda hem de bilim camiasının gündemine bomba gibi düştü. Manken Bella Hadid'in üzeri spreylenerek seyircilerin gözü önünde sıfırdan elbise elde edildi. Üstüne üstlük spreyleme işlemi tamamlandıktan hemen sonra elbisenin askıları omuz hizasına düşürülüp makas yardımıyla yırtmaç eklendi. Kumaş hasarsız bir şekilde, iğne iplik gerektirmeden seyircinin karşısındaydı. O sırada herkesin aklında aynı sorular dolaşıyordu. Bu nasıl mümkün olabilir? Sıvı bir madde nasıl saniyeler içerisinde elbise formuna gelebilir?
Mankenin üzerinde kullanılan madde 2003 yılında Manel Torres tarafından bulunmuştur. Kaba ipliklerden ve örümcek ağlarından esinlendiğinden söz eden Torres bir röportajında “ Ciddi anlamda geleceğe yönelik, hızlı, dikişe gerek olmayan ve rahat bir malzeme üretmek istedim. Bu malzemeyi üretmeden önce sektörde kullanılan kaba iplerin adeta bir örümcek ağı inceliğinde olmasını hedefledim. Aynı zamanda örümceğin ağ dokurken kullandığı metotları hayal ettim. Yaptığım araştırmalar sonucunda kumaşın lif yapısını örgü ve dikiş olmadan bir araya getirebilecek formülü buldum. Bu formül ilkel tekstil dönemine son verecek ve yeniliği getirecek gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı. Yaptığı yoğun çalışmalar sonucunda bulduğu bu sıvı kumaş polimer, sentetik ve doğal lifleri içerisinde barındırmaktadır. Sprey içine hapsedilen sıvı kumaş hava ile temas ettiğinde kuruyor ve birçok yüzeye uygulanabiliyor. Örneğin, kumaş bir giysideki hasarlı bölgenin tamir edilmesinde kullanılabilir.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.