Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2022 14 dk.

Akademik temeli ekonomi sahasında olan Meksikalı politikacı Josefina Eugenia Vázquez Mota, istatistiklerle ilgili şöyle söylüyor:

Gerçekten de istatistikler son derece tehlikeli oyuncaklardır. Birçok bilim insanı ve filozof buna dikkat çeken sözler söylemişlerdir. Örneğin Mark Twain, "Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." diyerek tehlikeye işaret etmiştir. Kimi zaman Twain'e, kimi zamansa İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye atfedilen bir diğer meşhur söz ise şöyledir:

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Ece Müker
Ece Müker
499K UP
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce İstanbul₺450,00 - ₺650,009 Mayıs
Takımyıldızları Tiyatro Oyunu
09 Mayıs 2025 20:30 tarihinden 30 Mayıs 2025 20:30 tarihine kadar.

Takımyıldızları Tiyatro Oyunu
 

9-16-23-30 Mayıs Cuma 20:30
 

Yaş Sınırı: 18+

Minoa ve KAOS işbirliğiyle sahnelenen Takımyıldızları, Özge Erdem ve Kemal Kayaoğlu’nun heyecan verici performansıyla sezon boyunca Beyoğlu'nun en değerli mekânlarından Tarihi Meşrutiyet Binası'nda yer alan Minoa Pera'da!

"Hadi bir şeyler içmeye gidelim! Burada ne yapıyoruz ki zaten. Bir kadeh. Eğer bir daha görüşmek istemezsen, görüşmeyiz."

Tek ilişki. Sonsuz olasılık.

İngiliz yazar Nick Payne'in yaratıcı kaleminden çıkan Takımyıldızları, bir partide tanışan iki insan arasındaki romantik ilişkinin paralel evrenlerdeki farklı yaşamlarını anlatıyor. Oyun, çiftin hayatta yaptığı veya yapmadığı her seçimi, aldığı veya almadığı her kararı aynı anda gösteriyor.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sudaki Gezegen Çizgileri

Bu çizgilere sebep olan şey ne? Gökyüzündeki nesneler kimi zaman su üzerinde çizgiler oluşturacak şekilde yansırlar. Peki ama neden? Eğer su yüzeyi pürüzsüzse yansıyan nesneler de kendi görüntülerine benzer şekilde noktalar hâlinde görünürler. Ancak su dalgalı ise bu nesnelerden gelen ışığın su yüzeyinden yansıyarak size ulaşacağı birçok farklı yer var demektir ve bu yansımalar da nihayetinde bir araya gelerek genellikle bir çizgi oluştururlar. Bu fenomen, Güneş'in doğuşundan hemen sonraki ve batışından hemen önceki anlarda sıkça gözlemlenmektedir. 25 Nisan 2025'te İspanya'nın İbiza kentinden çekilen bu fotoğrafta, batmakta olan Ay ile onun yukarısındaki Venüs ve sağındaki hayli soluk Satürn'ün hem doğrudan hem de Akdeniz'den yansıyan çizgiler hâlinde bir araya gelerek oluşturdukları manzarayı görüyoruz. Sağ taraftaki diğer çizgiyse bir kayanın üzerinden saçtığı parlak ışığıyla geçen gemileri uyaran bir deniz fenerine ait.

5 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Jose Antonio Hervas
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Naci Caner
Naci Caner
7K UP
23 saat önce
sınavlar neden benim sağılımdan daha önemli? Ben psikolog randevusu ayarladım zorla bela bir tane sonra baktım edebiyat sınavı ile aynı gün hocaya söyledim vakit gelmek zorundasın sorumluluğa kalamazsın dedi ama neden? Neden benim psikolojım sınavdan daha değersiz? sınav bir kere girecem ve hayatım boyunca bu tip sınavlara girmeyecem ama psikoloji sürekli hayatımın her alanında benimle beraber olucak, devamı aşağıda;
0
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emir Akbaş
Emir Akbaş
99K UP
Bilime meraklı bir genç... 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Ne kadar modern fiziğimizin temelleri bu iki teoriyle ayakta kalıyorsa da evreni anlama bakımından ikisi farklı dilleri konuşurlar. Newton Fiziği ile birlikte Genel görelilik evreni tamamen deterministik yönden açıklar. Bir cismin belirli özelliklerini bilirseniz onun sonraki zamanlardaki hallerinide basitçe hesaplayabilirsiniz. Temel olması açısından X=V.t( yol=hız.zaman) gibi formülleri ve dahasını kullanarak hesaplamalar yapılabiliyor. Ancak kuantum dünyası mağlesef bu kadar cömert ve anlaşılabilir değil. İşin içine olasılıklar ve belirsizlikler giriyor. Mesela bir atomun etrafında dönen bir elektronun konumunu kesin olarak belirleyemiyoruz. Çünkü bir şeyin hangi zamanda hangi konumda olacağını kestirmek için o şeye gönderdiğiniz fotonun onunla etkileşime girmesi gerekir. Ama elektron o fotonla "etkileşime" girdiğinde konumu,hızı ve momentumu değişir ve biz gözlemleyene kadar elektron beklediğimizden başka zamanda başka yerde olur. Bunları aynı anda tam olarak belirleyemeyiz ve buna Heisenberg Belirsizlik İlkesi denir.

Ne kadar her iki teorininde kendi alanlarında güzel açıklamaları olsada işler uç noktalarda tam bir kaosa dönüşüyor. Karadeliklerin merkezlerindeki tekillikte veya Büyük Patlama anında olduğu gibi. Genel görelilik tarafında karadelikler muazzam kütleçekimi sayesinde uzay-zamanı öylesine büker ki bu bükülme karadeliklerin merkezinde sonsuz bir yoğunluğa ve kütleye sahip bir noktaya bir tekilliğe dönüşür. Ama Genel görelilik bu tekillikteki fiziği ve sonsuzluğu açıklayamaz. Kuantum mekaniğide bu tür durumlarda net bir cevaba sahip değildir. Bundan dolayı teklliğin var olmayabileceği de bir ihtimal diyebiliriz.

Ayrıca bilgi paradoksu gibi beyin yakan durumlarda vardır ki yine her iki teori bu noktada kesin olarak çakışır. Genel göreliliğe göre bilgi olay ufkunu geçtikten sonra tekilliğin sonsuz yoğunluğu etkisiyle yok olur veya anlamını yitirir. Ancak kuantum mekaniğinin temel şartı bilginin her fiziksel halde korunması gerektiğidir. Bilgi yok olmuyorsa bile Hawking Radyasyonu ile ve bundan kaynaklı karadeliğin buharlaşmasıyla birlikte arta kalan kuantum atıkta veya radyasyonda bilginin korunuyor olabileceğidir. Ancak karadeliklere bu Hawking radyasyonuyla teoride trilyonlarca yıl sonraki buharlaşmasından sonra ne olacağı bile meçhul. Karadelik bir şekilde bu devasa zaman diliminde yuttuğu bilgiyi ve zamanı buharlaşma esnasında bir tür "Büyük Patlama" ile de evrene geri getirebilir. Tabi bu bir spekülasyondan ibaret. Eğer ilerde bu iki teoriyi Kauntum Kütleçekimi altında bir araya getirirsek bu soruların hatırı sayılır kısmına cevap bulmuş olacağız. Umarım o günleri de görürüz. O zamana dek bu konular üzerine kafa yormak en azından kendimce zevkli ve uğraşması güzel şeyler:)

Tüm Reklamları Kapat

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pazarlamada Yapay Zeka Kullanımı

Öğretim sürecinin her aşamasında öğrenci performansı kişiye özgü pekiştirmeler yapılabilmesi için kayıt altına alınacak ve tüm bu veriler büyük bir veri oluşturarak kendi kendine öğrenen ve kendini geliştiren bir “zekâ” sistemine dönüşecektir. Bugün Çin’de Siri gibi yapay zekâ destekli konuşma tanıma sistemleri, ülkenin en uzak yerlerindeki okullara bile en iyi İngilizce öğretmeninin ulaşmasını sağlıyor. Biz neden yapamayalım? Neyimiz eksik? Evet çok iyi öğretmenlerimiz var. Yeter ki sistemi iyi kuralım. Yapay zekâ otomasyonları öğretmenlikte rekabeti artıracaktır. Unutmayınız ki öğretmen mutlaka ve mutlaka bu sistemin denetleyicisi, sisteme giriş yapıcısı ve sistemin düzenleyici parçası olarak oyunda kalacaktır. Ancak rutin işlerden öğrenciye daha fazla zaman ayırarak. Öğretmenlikte de rekabet artık bu “ilgilenme zamanı” üzerinden olacak, bu “ilgi” işini beceremeyenler oyun dışına çıkacaktır.

Yapay zekâ alanındaki gelişmeler eğitim sistemimizi mükemmel hale getirmek için bir şanstır. Bu konuda çok okumamız, iyi anlamamız, doğru yazılımlara, doğru programlara yatırım yapmamız gerekir. Bu kitabın sizlere ulaşmasını da bu nedenle istedim. Yazar Katie King ile Londra’da bir toplantıda tanıştık.

Devamını Göster
₺135.00
Pazarlamada Yapay Zeka Kullanımı
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 1 Aralık 2019 16 dk.

Mutlaka fark etmişsinizdir: İnsanlar arasındaki bireysel farkların çok barizdir; fiziksel açıdan olsun, yüz görünümü olsun, hepsi farklıdır... Ama örneğin bin tane Ankara kedisine de baksanız, hepsi birbirine benzerdir. Şempanzeler ve diğer maymunlar da öyle. Sincaplar mesela... Peki ya yunuslar, balinalar? Hepsi birbirinin aynısı! Acaba var da biz mi göremiyoruz? Tıpkı kaplanların ya da çitaların üzerilerindeki çizgilerin parmak izi niteliği taşıması gibi? İnsanların hepsinin farklı olmasının kökeni nedir? Bu farklar, hayvanlarda var mı? Sanıyoruz insanların, tüm omurgalı hayvanlar içindeki en düşük çeşitliliğe sahip hayvan türü olduğu gerçeği, bu algınızı sorgulamanıza neden olacaktır.

Tabii bu argümanın bir diğer versiyonu da insan toplumlarının içinde görülür: "Çinlilerin hepsi birbirine benzer!", son derece yaygın bir argümandır. Benzer şekilde diğer Uzak Doğu ve Asya toplumlarından olan insanların da çok benzer olduğu iddia edilir. Halbuki her bir türün içerisinde, akıl almaz sayıda, hatta sonsuz sayıda farklılıklar bulunmaktadır ve çevre koşulları altında bu farklılıklar canlılara çeşitli üstünlükler ve zayıflıklar sağlamaktadırlar.

152
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Ocak 2014 6 dk.

Aşağıda göreceğiniz, evrimin nasıl işlediğini öğretmek amacıyla hazırladığımız bir metindir. Lütfen üşenmeden, baştan sona kadar okuyunuz. Ayrıca lütfen bu yazıyı okurken sitemizi Gece Modu'nda kullanmadığınızdan, yani sadece bu yazıya mahsus olmak üzere içeriği Gündüz Modu'nda okuduğunuzdan emin olunuz. Yan veya alt menülerimizi kullanarak gece/gündüz modunu değiştirebilirsiniz.

Eğer başta kıpkırmızı renkte bir metne sahipsek ve metnin rengini her harfte azıcık değiştirmeye karar verirsek, bu renk değişimi çok çok az fark edilebilir olabilir; ama bu, yine de ölçülebilir bir değişimdir! Örneğin, metindeki harflerin HEX kodlarına veya RGB değerlerine bakarak, istediğiniz iki harf arasındaki farkın ne kadar olduğunu tam olarak ölçebilirsiniz. Yazı renginin bu noktaya kadar halen kırmızı olduğunu düşünebiliriz; ancak ortada bir renk değişimi olduğu bellidir. Eğer yazmayı yeterli uzunlukta sürdürürsek, bu yazıya dışarıdan bakan biri tam olarak hangi harfte rengin kırmızı olmayı bırakıp, kahverengi olduğunu tespit edebilir miydi? Metin devam ettikçe, harf rengi de "mikroevrimleşmeye" devam ediyor; ancak göreceğiniz üzere, kırmızıyla tamamen alakasız bir renge ulaşacağız!

208
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Hakan Topaloğlu
Yazar 2 Mart 2013 22 dk.

Dünya, insanlığın doğum yeri. Gerek Güneş'e olan mesafesiyle, gerekse barındırdığı sıvı halde olan sularıyla, bildiğimiz kadarıyla üzerinde yaşam bulunan tek yer burası. Akıllı insan yaşamını da üzerinde barındıran bu gezegen, bizim üzerinde yürüyemeye başladığımız evreden itibaren bizi besliyor ve barındırıyor. Vücudumuz için hayati öneme sahip sularını içebiliyoruz, ısınmak için kömür ve gazlarını kullanıyoruz, nefes almak içinse ağaçları... Ama bu güzel ve hayat dolu mavi gezegenimizin jeolojik sicili korkunç ve inanılmaz yok oluşlarla dolu. Dünya tarihinde, canlılığı neredeyse tamamen yok olmanın eşiğine getiren 5 büyük toplu yok oluş yaşandı. Bu yazımız da, bu kitlesel yok oluşlar ile ilgili olacak.

Jeologların elde ettiği "zirkon" kristalleri üzerinde yapılan radyometrik yaş tarihi ölçümlerine göre gezegenimiz 4.5 milyar yıl yaşında. Bu zaman zarfında çok şey yaşandı. Örneğin yaşam dediğimiz biyokimyasal olgu, 4 milyar yıl kadar önce koaservat adını verdiğimiz bakteri-benzeri varlıklarla başlamıştır. Daha sonra bu koaservatlar, bugünküne daha benzer olan tek hücreli organizmalara ve nihayetinde bakterilere evrimleşmiştir. Düşük oksijen düzeyleri, bakterilerin belirli boyutların üzerine çıkabilmesine ve koloniler kurmasına genel olarak engel olmuştur.

167
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fahri Cem Uçar
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Kökleri cehenneme uzanmayan bir ağacın dalları cennete yükselemez.
Kaynak: Herhangi bir kaynak yok fakat bu söz toplum tarafından Carl Jung'a atfedilmiştir.
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Nisan 2020 5 dk.

İnsan evrimi uzun, karmaşık ve halen aydınlatılması gereken detaylara sahip olan, muhteşem bir bilimsel bilmecedir. Bu yolculuğa çıkan bilim insanları, insanların doğadaki kökenlerine yönelik inanılmaz bilgilere erişmişlerdir ve erişmeyi sürdürmektedirler. Ancak insan kas-iskelet sisteminden dikkate değer miktarda farklı yapılara ulaşmak isterseniz, en azından birkaç on milyon yıl öncesine gitmeniz gerekir; çünkü son birkaç milyon yılda yaşamış ortak ataları paylaştığımız kuzenlerimiz ile iskeletlerimiz çok benzerdir.

Ancak evrim, var olan iki türün birbirine dönüşümü de değildir. Dolayısıyla zamanda geriye gittikçe, diğer hayvanlarla "karma" türleri bulmazsınız. Örneğin tüm primatların atası, iri bir sıçan benzeri kemirgenlerdir; aslan-ayı karması ya da maymun-köpek karması bir form değil. Bu konuda detaylı bilgiyi buradan alabilirsiniz.

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 23 saat önce
Tek kelimeyle mükemmel bir filim . Nolan yine farkını ortaya koymuş , zaman algımızı yerle bir eden bir filim daha . ilk bakışta anlaması çok zor ama izledikçe taşlar yerine oturuyor . Kesinlikle izlemeye değerdir .
9.6/10
(71 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Yazar 1 Aralık 2022 4 dk.

Elektromanyetik spektrum (ya da elektromanyetik tayf), bütün elektromanyetik dalgaları barındıran bir ölçektir. Işık dediğimizde, aklımıza ilk önce gözlerimizin gördüğü ışığın gelmesi oldukça muhtemeldir. Ancak ışık, sadece görünür ışıktan ibaret değildir. Aslında ışık dediğimiz olgu, bir elektromanyetik dalgadır. Daha teknik bir dille söyleyecek olursak, ışıktan bahsederken sıklıkla onu, taşıyıcı parçacığı olan foton ile ifade ederiz.

Cep telefonlarımızdaki radyo dalgalarından, mikrodalga fırınlardaki mikrodalgaya, uzaktan kumandalardaki kızılöte LED'lerden, hastanelerdeki moröte (UV) sterilizasyon cihazlarına kadar elektromanyetik dalgalar (yani ışık), hayatımızın hemen hemen her yerinde, farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Dahası gözle gördüğümüz ışık, elektromanyetik dalgaların yalnızca ufak bir bölümünü oluşturur. Elektromanyetik spektrum (tayf) da, oldukça farklı şekilde karşımıza çıkan ışığı sınıflandırma yöntemimizdir.

66
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Sena Küçükkıvanç
Aktaran 27 Ağustos 2022 3 dk.

Ulusal Sağlık ve Bakım Araştırmaları Enstitüsü'nün Leicester Biyomedikal Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar, iş yerlerindeki hareketsizliği ortadan kaldıracak bir program tasarladılar. Bugüne kadar bu alanda yapılmış en kapsamlı çalışma olan program, yükseklik ayarlı bir çalışma masasıyla eşleştirildiğinde insanların oturarak geçirdiği süreyi 1 saatten fazla azaltabiliyor.

Araştırmalara göre masa başı çalışanları, günün 9-10 saatini oturarak geçiriyor. Mesai saatlerinin %70'inde oturan bu çalışanların çoğu, evde de uzun süre boyunca oturuyor. Dolayısıyla ciddi sağlık sorunlarıyla karşılamak da kaçınılmaz oluyor. Örneğin; 2016 yılında İngiltere'deki oturma alışkanlıkları, Ulusal Sağlık Sisteminin 700 milyon sterlini aşkın harcama yapmasına ve 69,276 kişinin de ölümüne sebep oldu. COVID-19 salgını ise bu alışkanlıkları ve alışkanlıkların kamu sağlığı üzerindeki etkilerini daha da kötüleştirdi. Bu durum sonucunda, kamu sağlığını korumak amacıyla fiziksel aktivitelerin özendirilmesi ve oturma alışkanlıklarının azaltılması üzerine harekete geçildi.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genetik konusunda geliştirebilirsin.

Ekin Baran Sunar
Seslendiren 11 Eylül 2019 6:59
Cambridge Üniversitesinden Dieter Lukas 2013 yılında gerçekleştirilen bir telekonferansta “Tek eşlilik bir problem” dedi. Dr. Lukas’ın muhabirlere de...
22
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye 5 gün önce
denemeeee
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 12 Ekim 2023
Mu Cephei çok büyük bir yıldızdır. Güneş'in yaklaşık 1500 katı büyüklüğünde M sınıfı bir süperdev olan Mu Cephei, çıplak gözle görülebilen en büyük yıldızlardan ve hatta bütün Samanyolu Galaksisi'ndeki en büyük yıldızlardan biridir. Eğer güzel Güneş Sistemimizde Güneş'in yerini alsaydı Mu Cephei, Mars ve Jüpiter'i kolaylıkla yutardı. Tarihsel olarak Herschel'in Garnet Yıldızı olarak bilinen Mu Cephei son derece kırmızıdır. Yaklaşık 2800 ışık yılı uzaklıktaki süperdev, bu teleskopik görüntüde, kuzey takımyıldızı Cepheus'a doğru kırmızımsı salma bulutsusu IC 1396'nın kenarında görülüyor. Güneş'ten çok daha soğuk ve dolayısıyla daha kırmızı olan bu süper devin ışığı, Samanyolu'ndaki araya giren tozdan kaynaklanan soğurma ve saçılma nedeniyle daha da kırmızılaşmıştır. Yıldız evriminin geç bir evresinde olduğu anlaşılan ve iyi çalışılmış bir değişken yıldız olan Mu Cephei, nihayetinde çekirdek çökmesi süpernovası olarak patlama kaderi yaşayacak olan çok büyük bir yıldızdır.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Ali Uğur
Ali Uğur
27K UP
Blog Yazarı 2 dk.

NASA'nın Curiosity Mars gezgini Mount Sharp'ın tuzlu minerallerle zenginleştirilmiş, uzun zamandır aranan bir bölgesi olan “sülfat taşıyan birime” ulaştı.[1]

Bilim adamları, milyarlarca yıl önce Marsta su kurudukça, akarsuların ve göllerin minerallerini geride bıraktığını varsayıyor. Bu Hipotezin doğru olduğunu kabul edersek eğer, Kızıl Gezegen'in İklimi dünyaya daha çok benzerken, bugünkü donmuş Çöle nasıl dönüştüğüne dair bizleri derin ve bir o kadar umutlandırıcı düşüncelere sevk ediyor.

12
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close