Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evren Cemil Çayırlı
2 gün önce
Çift yarık deneyinde elektronu izleyince farklı hareket etmesi ile düşünceleri izleyince düşüncenin durması. Bu iki olgu bilincin maddeyi oluşturduğu anlamına gelebilir yani madde aslında olmayabilir.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Furkan Furkan
Gözlemi Yapan 15 saat önce Türkiye, Manisa
1
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dilay Eldoğan Eken
Yazar 31 Ocak 2021 12 dk.

Dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik ile ilişkili belirtilere ilk kez 1775 yılında Melchoir Adam Weikard tarafından yazılan tıp kitabında rastlanmıştır. Bu kitapta Weikard, dikkati kolayca dağılabilen, dikkatini sürdüremeyen, aşırı aktif ve oldukça dürtüsel bazı çocuk ve yetişkinlerden bahsetmiştir. Bu bireylerin yaşadıkları sorunun yetersiz çocuk yetiştirme pratikleri ve biyolojik yatkınlıktan kaynaklanıyor olabileceğini, tedavisinde süt, bitkisel ürünler, sessizlik, yalnız kalma, at sürme gibi uygulamaların etkili olabileceğini belirtmiştir.[1]

1700lü yıllarda yapılan etkileyici şekilde çağdaş tanımlamanın aksine dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri, sonraki yıllarda "minimal beyin hasarı", "çocukluk dönemi hiperkinetik reaksiyonu", "dikkat eksikliği bozukluğu" gibi isimlerle anılmış ve bu isimlerle uyumlu olarak kimi zaman beyin hasarı kimi zaman sadece hiperaktivite ile ilişkilendirilmiştir. Bugün artık bu belirtileri Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olarak isimlendiriyor, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nu yaşam işlevselliğini ve gelişimi olumuz yönde etkileyen dikkat eksikliği ve/veya hiperaktivite-dürtüsellik olarak tanımlıyoruz. Ayrıca bu bozukluğun çocuklarda yaklaşık %5-7, yetişkinlerde ise yaklaşık %3-5 olan görülme oranları ile yaygın bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu biliyoruz.[2]

117
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 11 Mayıs 2 dk.

330 milyon yıl önce Karbonifer döneminde yok olan küçük ama sağlam yapılı karides, keşfedilen yeni bir türü gözler önüne seriyor.

Earth and Environmental Science Transactions dergisinde yayınlanan bilimsel makalede Glasgow kabuklusu olarak tanımlanan fosil karidese Tealliocaris weegie bilimsel adı verildi.[1]

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Aralık 2014 15 dk.

Bilim insanları arasında türlerin standart bir şekilde isimlendirilmesi iletişimin kolaylaşması bakımından büyük öneme sahiptir. İşte bu nedenle, sınıflandırma bilimi olarak da bilinen "taksonomi", bir dizi kurallar bütününe sahiptir.

Sınıflandırma ve isimlendirme çok önemlidir. Çünkü bilim, belirli kavramlar üzerinden binlerce bilim insanının birbiriyle anlaşabilmesi ve farklı dillerde konuşuyor olsalar bile, aynı şeyi birbirlerine anlatabilmelerini gerektirir. Bu sebeple, canlılar bilimi olan biyoloji dahilinde, her canlının belirli bir sistem dahilinde sınıflandırılması ve isimlendirilmesi gerekmektedir. Sınıflandırmanın bir diğer gereksinimi de, evrim bir doğa gerçeği olduğu için, gerçekten de bu fenomene bağlı olarak birbirlerine benzeyen ve benzemeyen pek çok canlı bulunmasıdır. Bu benzerliklerin de kendi içerisinde gruplandırılması, taksonomi, yani sınıflandırma bilimini doğurur.

180
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Bir gün hayvanlarla konuşabileceğiz. Bize tek bir şey soracaklar: Neden?
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sabri Küsüroğlu
Ekleyen 26 Kasım 10 dk.

Kalıcı Depresif Bozukluk (KDB), halk arasında genellikle distimi olarak bilinir ve uzun süreli bir depresyon formu olarak tanımlanır. Majör depresif bozukluktan farklı olarak bu bozukluk daha düşük yoğunlukta fakat daha uzun süreli depresif belirtilerle seyreder. Kişi, çoğu zaman depresif bir ruh hali içinde olur ve bu durum yıllar boyunca devam edebilir. Günlük yaşam aktiviteleri genellikle sınırlı olsa da kişiler işlevselliğini tamamen yitirmez, bu da KDB'nin fark edilmesini zorlaştırabilir. Bununla birlikte, tedavi edilmediği takdirde bu bozukluk hem kişisel yaşamda hem de sosyal ve mesleki işlevsellikte önemli sorunlara yol açabilir.[1][2]

KDB, genellikle hafif ila orta şiddette depresif belirtilerle başlar ve uzun yıllar boyunca devam eder. Belirtilerin hafif olması, kişilerin durumu fark etmelerini ve yardım aramalarını geciktirebilir. Ancak bu bozuklukta hissedilen ruhsal sıkıntı sürekli olduğu için bireylerin yaşamdan zevk almalarını ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmalarını zorlaştırabilir. Hastalığın belirtileri aşağıdaki gibidir:

29
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beril Sıla Topak
Üye 3 gün önce 1 Cevap
Sizce yaşam motivasyonu neye denir? Hayattan zevk alabilmek için gerekli bir şey midir? Bir insan, kariyer, sosyal sorumluluk adına kişisel bir adanmışlık, din veya bir ideoloji bu motivasyonun kaynağı olabilir mi? Ve eğer paylaşmak isterseniz sizlerin yaşam adına sahip olduğunuz motivasyon nedir?
185 görüntülenme
Yaşam motivasyonu nedir? Yaşama sevinci için bir motivasyon kaynağı gerekli midir?
Yaşam motivasyonu nedir? Yaşama sevinci için bir motivasyon kaynağı gerekli midir?
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Aralık 2016 19 dk.

Türkiye'de özellikle de sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, zaten ülkemizde ve Dünya'nın geri kalanının çok büyük bir kısmında bugüne kadar pek de yer etmemiş "eleştiri kültürü"nün giderek daha da fazla yozlaştığını görmekteyiz.

İnsanlar eleştirdikleri kişi, grup, fikir ve oluşumları daha iyiye götüren, eksiklerini kapatan, onlara güç katan argümanlar üretmekten ziyade; birbirini yermek, zayıflatmak, açıklarını yüzlerine vurmak, alay etmek, hafife almak amacıyla, sivri dilli, üzerinde iyi düşünülmemiş ve zaman harcanmamış, eleştirilen konunun detaylarına dair hiçbir bilgi sahibi olmaksızın eleştiriler yapmayı seçiyorlar. Kısaca birçok insan, eleştirinin en kolay formu olan, kimsenin duymak veya zaman kaybetmek istemeyeceği yıkıcı eleştiriler üretiyorlar. Bu da, egoist bir zeka yarışına ve üretici olmayan polemiklere neden oluyor.

160
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rüzgâr Özkarakaş
İnceleyen8 1 gün önce
Rus edebiyatını şahsen pek sevmeyen biri olarak, Kızıl Kahkaha uzun süredir beni bu kadar etkileyen nadir kitaplardan biri oldu. Öyle ki, en sevdiğim savaş romanları arasında yerini rahatça aldı. Bana göre bu eser, savaş atmosferini birinci şahıs bakış açısından en çarpıcı şekilde yansıtan metinlerden biri. Savaşın yıkıcılığını alışılmadık bir şekilde, neredeyse mistik bir olay gibi sunuyor. Karakterler birer birer akıllarını yitiriyor; bazıları deliliğe sürükleniyor, bazıları da kafayı yiyor. Savaş o kadar yıkıcı ve sinsice ilerleyen bir şey ki, akıl sağlığını koruyabilenler anormal sayılıyor. Kızıl Kahkaha kavramı tam bu noktada devreye girmea kte, delilik, buradbireysel bir trajedi değil, kolektif bir gerçekliğe dönüşüyor. Eserin geçtiği coğrafya da bu atmosferi destekliyor. Gri gökyüzü, kesintisiz yağmur, boğucu hava, salgın hastalıklar ve kitabın yazıldığı tarih göz önüne alındığında 1904-1905 Rus-Japon Savaşı’na gönderme yaptığını anlıyoruz. Kitap başından sonuna kadar okuyucuyu hiçbir zaman klasik bir savaş anlatısıyla boğmuyor. Ne olduysa tek tek anlatmak yerine, hayal gücüne alan açıyor.
8.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Bulunmuş Bir Elyazmasından Parçalar
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Çağanalp Sarıkaya
Öğrenciyim 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Orijinal Soru: Warp motoru veya başka bir yolla ışık hızını aşmak teorik olarak mümkün mü?

[1] Işık hızını geçemeyiz. Warp motoru ışık hızını geçiyor"muş" gibi yapmamızı sağlar. Çünkü ışık hızının geçilemeyeceği bir yasadır ve değiştirilemez. Mesela uçaklar uçarken yerçekim yasasını ihlal etmiyor. Warp motoru aslında bir bakıma gideceği yere kendine çekiyor gibidir. Warp motoru önündeki uzayı bükerken arkandaki uzayı genişletir. Yani hala ışık hızını geçmiyor.

Kaynaklar

  1. Dr. Harold “Sonny” White. (Konferans Bildirisi). Warp Field Mechanics 101. Not: Nasa'nın Teknik Raporlar Sunucusu (NTRS) yayınlana bir konferans bildirisidir.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
499K UP
2 gün önce
NASA’nın Mars Keşif Uydusu (Mars Reconnaissance Orbiter), Mars yüzeyinde “duvara damlayan boya” izlerini andıran dalgalı toprak desenleri tespit etti. Bu yapılar, Dünya’daki soğuk dağlık bölgelerde görülen ve donma-çözülme döngüleriyle oluşan soliflüksiyon loblarına benziyor.

Araştırmanın başyazarı JohnPaul Sleiman, bu desenlerin Mars’ın iklim geçmişine dair önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Özellikle, bu izler Mars’ın yüksek enlemlerinde bulunuyor ve geçmişte donma-çözülme döngülerinin yaşandığını gösteriyor olabilir.

Dünya’da soliflüksiyon lobları, donmuş toprağın kısmen çözülmesiyle gevşeyip yamaçlardan aşağıya doğru kayması sonucu oluşur. Mars’ta gözlemlenen benzer yapılar, geçmişte yüzeyin altında buzun varlığına işaret edebilir.

Bu keşif, Mars’ın geçmişte su ve buz barındırdığına dair teorileri destekliyor ve gezegenin iklim tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Olgularla Radyoloji Kardiyak Görüntüleme
  • Boyut: 21,5*27,5
  • Sayfa Sayısı: 214
  • Basım: 1
  • Basım Yeri: ANKARA
  • ISBN No: 9786053554844
Devamını Göster
₺946.00
Olgularla Radyoloji Kardiyak Görüntüleme
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close