Yapıcı Eleştiri Nedir? Nasıl Yapılır?
Türkiye'de özellikle de sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, zaten ülkemizde ve Dünya'nın geri kalanının çok büyük bir kısmında bugüne kadar pek de yer etmemiş "eleştiri kültürü"nün giderek daha da fazla yozlaştığını görmekteyiz.
İnsanlar eleştirdikleri kişi, grup, fikir ve oluşumları daha iyiye götüren, eksiklerini kapatan, onlara güç katan argümanlar üretmekten ziyade; birbirini yermek, zayıflatmak, açıklarını yüzlerine vurmak, alay etmek, hafife almak amacıyla, sivri dilli, üzerinde iyi düşünülmemiş ve zaman harcanmamış, eleştirilen konunun detaylarına dair hiçbir bilgi sahibi olmaksızın eleştiriler yapmayı seçiyorlar. Kısaca birçok insan, eleştirinin en kolay formu olan, kimsenin duymak veya zaman kaybetmek istemeyeceği yıkıcı eleştiriler üretiyorlar. Bu da, egoist bir zeka yarışına ve üretici olmayan polemiklere neden oluyor.
Bu konudaki en büyük paradoks, bir işi övmenin çok kolay olmasıyken, eleştirmenin çok zor olmasıdır. Ancak insanlar zoru seçmek istemedikleri, sosyal medya gibi araçlar da onlara engin bir maske sunabildiği için ("klavye delikanlılığı" kavramını düşünün), eleştirilerin de övgüler kadar basit ve hızlı olması gerektiği düşünülür. Halbuki hayır! Övgü yerine eleştiriyi seçenlerin, daha yoğun bir mesaiye ve zorlu bir zihinsel faaliyete hazır olması gerekir.
İşte ülkemizde ve Dünya'da, dijital çağda ilerleme ve aydınlanma istiyorsak, sosyal medyanın giderek kötüleştirdiği bu eleştiri problemin çözmemiz gerekiyor. Bu yazıda, "Yapıcı eleştiri nedir, nasıl yapılır?" sorularına sistemli bir cevap vererek, kendini bu konuda geliştirip, problemin parçası olmak yerine çözümün parçası olmak isteyenler için yol gösterici bir kılavuz üretmeyi hedeflemekteyiz.
Yapıcı Eleştiri Nedir?
Yapıcı eleştiri bugüne kadar farklı şekillerde tanımlanmış olsa da; birden fazla tanımdan ve kendi deneyimlerimizden yola çıkarak, en etkili tanımın şu olduğunu düşünmekteyiz:
Yapıcı eleştiri, başkaları tarafından üretilen herhangi bir işe/ürüne/fikre dair geçerli olan, iyi düşünülerek ve sağlam bir mantık süzgecinden geçirilerek üretilmiş, "Kendimiz eleştirdiğimiz kişinin yerinde olsak nasıl daha iyisini üretebilirdik?" sorusuna yanıt verebilecek şekilde kurgulanmış, hem olumlu hem de olumsuz görüşlerimizi aktaran, düşmanca bir yaklaşım yerine arkadaş canlısı bir tutum sergileyen, karşımızdaki kişinin bulunduğu pozisyonu daha iyi ve üstün bir seviyeye çekmek amacıyla sarf ettiğimiz, iş/ürün/fikir sahibine zamanlı, yerinde, açık bir şekilde, detaylı ve uygulanabilir olacak biçimde sunulan eleştirilerdir.
Bu özünde oldukça basit ama ziyadesiyle uzun tanım, içeriğinde çok önemli detayları barındırmaktadır. Bu nedenle parçalara bölerek ele alacağız:
1) Eleştiri, geçerli olmalıdır.
Bir eleştirinin yapıcı olabilmesi için, öncelikle eleştirinin geçerli bir eleştiri olması gerekmektedir. Birçok insan ne yazık ki aklına gelen ilk şeyi yorum olarak ifade etmeyi "eleştirmek" olarak görmektedir.
Aklımıza gelen her şey, bir uyarana bağlı olarak içimizden ister istemez geçen her şey, bir ürün veya fikirle ilgili hissettiğimiz her şey, geçerli eleştiriler olmak zorunda değildir. Dürüst olmak gerekirse, çoğu zaman ilk aklımıza gelen sorun tespitleri, geçersiz eleştirilere sebep olmaktadır.
- Yüzyıllardır İşçilerin Ağrılarını Dindirmekte Kullandığı Kokain, Sigmund Freud Tarafından İlk Lokal Anestezi Maddesi Olarak Kullanıldı!
- Depremleri Tetikleyen Doğa Olayları Hangileridir? İnsanlar Deprem Tetikleyebilir mi?
- Oy Verme Etiği ve Mantığı: Neden Oy Veriyoruz? Oy Vermek Mantıklı mı? Herkesin Oyu Eşit Sayılmalı mı?
Bir insanın ilk seferde geçerli bir eleştiri üretebilmesi için, eleştirdiği konuya dikkate değer miktarda hakim olması gerekmektedir. Bu, çoğu zaman mümkün değildir. Çünkü bir kişinin çok sayıda konu alanında eleştiri getirebileceği düşünülecek olursa, bu alanlardaki çeşitliliğe, süreçlere, detaylara, sistemlere, geçmişe, denenmişlere, başarılara, başarısızlıklara, girişimlere ve daha nice faktöre hakim olunması gerekmektedir. Bunun sağlanabildiği durumlar oldukça azdır. Zaten bu nedenle profesyonel film eleştirmenleri, aynı zamanda profesyonel spor eleştirmeni ve aynı zamanda bilim eleştirmeni ve aynı zamanda felsefe eleştirmeni olmazlar; bu şekilde davrandıklarında eğreti bir durum ortaya çıkar. Bu nokta kaçırıldığında, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak." şeklinde özetlenebilecek sıkıntıya düşülür.
Bu sıkıntıdan kurtulmanın en etkili yollarından birisi, "Ben bunu söylüyorum ama; karşı tarafın da fikrini halihazırda bilen biri olarak, benim bu eleştirime nasıl bir çürütme veya karşı argüman geliştirilebilir?" sorusunu kendimize sormaktır. Bu yapıldığında ve üzerinde en azından 30 saniye boyunca, başka hiçbir konuya odaklanmadan bu soruya yanıt aranacak olursa, ilk etapta geçerli gelen birçok eleştirinizin aslında geçersiz olduğunu fark etmeniz işten bile değildir. Eğer halen eleştirinizin yerinde ve yapıcı olduğu kanaatindeyseniz, sonraki maddeye geçebilirsiniz.
2) Eleştiri, mantık süzgecinden geçirilmiş olmalıdır.
Birçok sefer bir şeyleri olumsuz olarak eleştireceğimiz zaman duygusal davranmaya ve mantık hatalarına düşmeye meyilli oluruz. Hele ki eleştirimiz iyi düşünülmüş değil de, "tepkisel" olarak tanımlanan cinsten, anlık ve mantık süzgecinden geçirilmemiş bir eleştiriyse, neredeyse istisnasız olarak her zaman hatalı bir eleştiri geliştireceğizdir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İşte bu nedenle bir ürünü ya da fikri eleştirmeden önce o 30 saniyelik düşünme sürecinde, mantık felsefesi tarafından tanımlanmış kişiliğe saldırma safsatası, duygulara başvurma safsatası, hatalı ikilem safsatası, vb. tipik safsatalara yakalanmadığımızdan emin olmamız gerekmektedir. Ancak ve ancak argümanımızın mantık safsatalarından arındırılmış, karşı tarafın doğrudan fikirlerine yönelik olarak geliştirilmiş, hatadan arınmış bir argüman olduğuna kanaat getirirsek onu bir eleştiri olarak sunmalıyız. Mantık safsatalarıyla ilgili yazılarımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Geliştirmek üzere olduğumuz eleştiride, bu konuda da sorun yoksa, devam edelim:
3) Eleştiri, nasıl daha iyi yapılabileceğine dair düşünceler ve öneriler içermelidir.
Bir işi/ürünü/fikri eleştirmek müthiş kolaydır. Ancak bir işi/ürünü/fikri yapıcı bir şekilde eleştirmek müthiş zordur. Bu nedenle sosyal medyada okuduğunuz eleştirilerin birçoğu, samimiyetle "çok kötü" eleştirilerdir.
Bir eleştiriyi yapıcı kılmanın en önemli adımı, o eleştirinin merkezindeki sıkıntıları ortadan kaldıran çözümleri doğrudan karşı tarafa aktarmaktır. Yani, "Ben olsam şöyle derdim/yapardım/ederdim." düzeyinde kalmayıp, o yöntemin neden şu ankinden daha iyi olacağının izah edilebilmesi gerekir.
Ne yazık ki çoğu zaman insanlar bir şeyleri eleştirirler; ancak onların daha iyi yapılmasına katkı sağlamazlar; çünkü katkı sağlamak zor bir iştir. Ancak eğer ki kendinizi eleştiri geliştirirken bir şeyler katmaya zorlarsanız, çoğu zaman eleştirinizin haksız olduğunu göreceksinizdir; çünkü iş, sandığınızdan çok daha iyi yapılmıştır ve bir şeyler katarak geliştirmek hakikaten zordur.
Anlık eleştirel fikirlerimiz, genellikle o işin içinde olan kişilerin yüzleştikleri detayları bilmememizden ötürü eksik veya yanıltıcıdır. Unutmayın ki siz, eleştirdiğiniz şeyle ilk defa karşılaşıp, ilk defa fikirler üretmeye başlıyorsunuz; ancak o işin/ürünün/fikrin sahibi o iş/ürün/fikir için muhtemelen çok daha uzun bir çaba, emek ve mesai harcayıp, olası açıklarını sizden çok ama çok önce görmüş ve potansiyel çözümler üzerinde zaman harcamıştır. Bunun farkında olursak, en azından yargılamak yerine öğrenmeyi seçebiliriz. Belki bu durumda; eleştirmek yerine soru sormayı tercih etmek daha mantıklı olacaktır; çünkü eksik bilgilerimizi tamamlayabilir, eleştiri yerine bir işin neden şu anda olduğu şekilde yapıldığını öğrenebiliriz. Çoğu zaman bu yaklaşım, gereksiz polemiklerin birçoğunun önüne geçip, anlamlı değişim yaratan iletişimin temellerini atmaktadır.
4) Eleştiri, olumlu ve olumsuz taraflar içermelidir.
Bir iş, ürün veya fikir asla tamamen kötü veya tamamen iyi olamaz. Mutlaka eksikleri, fazlaları, iyi tarafları, kötü tarafları, açıkları, iyi düşünülmüş noktaları, hataları, doğruları, vs. olacaktır. Örneğin, argüman tamamen kötü olsa da, ton iyi olabilir, niyet iyi olabilir, yaklaşım iyi olabilir. Benzer şekilde, bir insan harika düşünülmüş bir fikri, berbat bir şekilde aktarıyor olabilir.
Bu durumda, eğer ki amaç bir kişiyi daha iyi konuma getirebilecek şekilde eleştirmekse, mutlaka olumsuz eleştirilerle birlikte olumlu eleştirilere de yer verilmelidir. Normalde, her olumsuz eleştiri için 1 olumlu eleştiri eklemek iyi bir standarttır. Ancak daha da iyi niyetli yaklaşmak isterseniz, her olumsuz eleştiri başına 2 olumlu eleştiri eklemeye çalışabilirsiniz.
Bunu yaptığınızda, kendinizi karşınızdaki kişinin olumlu taraflarını görmeye de zorlaşmış olursunuz. Bu, eleştirdiğiniz kişiye yönelik bakış açınızı tamamen değiştirecektir. Ayrıca bu sayede eleştirdiğiniz kişi sadece olumsuzlukları görmediğinizden emin olacaktır. Çünkü Türkçe de dâhil birçok dile olumsuz anlamıyla yerleşmiş olsa da, eleştiri sözcüğü aslında nötr bir kavramdır ve tanımı gereği olumlu veya olumsuz olabilir! Bu nedenle bir kişiyi/işi/fikri övmek de bir eleştiridir; ancak doğası gereği bunun olumlu ve yapıcı kılmak, olumsuz eleştirileri yapıcı kılmaya göre çok daha zordur.
Bunu anlamak çok önemlidir, zira "eleştiri" kavramı, yine yapısı gereği çoğu zaman savunma kalkanlarımızın kalkmasına neden olabilen ve ortamı germe potansiyeli olan bir kavramdır. Olumlu ve olumsuz görüşleri bir arada vererek, eleştirinizi yumuşatabilir ve daha yapıcı hale getirebilirsiniz. Dahası, sizin neleri olumlu algıladığınızı da öğrenmiş olacaktır. Böylece kendisini o yönde geliştirmeyi hedefleyebilecektir. Bir taşla, iki kuş vurmuş olursunuz.
5) Eleştiri düşmanlık değil, dostluk içermelidir.
İnsanlar, bir başka kişiye eleştiri getirecekleri zaman çoğunlukla saldırganlaşırlar. Bunun iki sebebi vardır:
İlki, eleştiri yapan kişinin sırf bunu yapabiliyor olmasından ötürü istemsiz veya istemli olarak kendisini karşısındakine üstün görmesidir. Yani bir işi, ürünü veya fikri eleştirebilen bir kişi, kendisinin daha fazla bildiği ve karşısındakinin daha düşük seviyeli olduğu izlenimine kapılabilir. Bu da, saldırganlığı beraberinde getirir.
İkinci neden ise eleştiri sahibinin, eleştirilen kişiden gelecek savunmaya karşı önceden hazırlık yapma isteğidir. Çünkü her eleştirmen, eleştiri oklarını yönelttiği kişinin kendisini savunup, hatta geri saldıracağını bilir veya öngörür. Buna karşı önlem olarak birçok insan baştan çok saldırgan bir tutum izleyerek, karşı saldırının etkisini azaltabileceğini veya eleştirdiği kişiyi sindirebileceğini düşünür. Bu, büyük bir hatadır.
Eleştiri, daha ilk başından arkadaş canlısı ve tamamen sakin bir şekilde yapılmalıdır; suçlayıcı ve yerici bir şekilde değil. Eğer ki bir eleştiri geliştirirken içinizde öfke, heyecan, coşku, nefret, sinirlilik, üzgünlük, vb. duygular hissediyorsanız, muhtemelen eleştiriniz yapıcı olmayacaktır. Bekleyin! Acele etmeyin! Birkaç dakika, saat, hatta gün geçmesine izin verin, sonrasında eğer halen aynı fikirdeyseniz, duygulardan arınmış bir şekilde eleştirinizi dillendirin.
Unutmayın: İnsan psikolojisi gereği, sadece ve sadece nötral veya olumlu duygularla üretilen eleştiriler yapıcı olabilecektir. Buna çok dikkat edin ve karşınızdakine, onu hiç tanımıyor olsanız bile, sanki 40 yıllık dostunuza ya da ufak bir çocuğa yaklaşıyormuşsunuz gibi yaklaşmaya çalışın.
6) Eleştiri, karşınızdakini daha iyi bir konuma çekmek amacıyla yapılmalıdır.
Eleştirilerin amacı ne düşündüğünüzü karşı tarafa iletmek değildir. Bu, çok yaygın bir hatadır. Hiçbir iş, ürün veya fikir sahibi, spesifik olarak size yönelik bir iş, ürün ya da fikir üretmediyse, sizin o iş, ürün veya fikir hakkında ne düşündüğünüzü umursamaz. Bir diğer deyişle, sizin ne düşündüğünüzün çoğu zaman kişiler için pek bir değeri yoktur. Bu, acı verici ve rahatsız edici bir gerçektir; ancak dürüst olalım, gerçek budur. Bunu anlamak için, kendinizin sizi eleştiren insanların düşüncelerini ne kadar umursadığınızı sorgulayabilirsiniz.
Ancak kişiler için önemli olan, kendilerinin gözlerinden kaçmış olabilecek noktaların gösterilmesi ve bunu yaparken ustaca, doğru yönlendirilmiş ve etkili bir dil kullanılmasıdır. Bir diğer deyişle, insanlar kendilerinin eleştiri sonrasında, önceye nazaran geliştiğini hissederlerse, saldırgan ve alıngan bir tavır sergilemeyeceklerdir. Herkes yeni bir şey öğrenmekten, keşfetmekten, fark etmekten memnuniyet duyar; bu, kendileriyle veya işleriyle, ürünleriyle, fikirleriyle ilgili olsa bile! Ancak bu, doğru bir şekilde yapılmalıdır.
Eleştiride amaç, kendi fikrinizin karşıdakine aktarılmasından ibaret değildir. Bu nedenle bir eleştiri içerisinde sadece ne düşündüğünüzü söylememeli, kişinin neleri daha iyi yapabileceğinden bahsetmelisiniz. Her zaman amacınız, adeta tamamiyle fedakar bir şekilde kendinizi konudan soyutlayıp, karşı tarafı daha da iyi bir pozisyona çekmek için neler yapabileceğinizi düşünmek ve aktarmak olmalıdır. Bu çaba, neredeyse her zaman etkili yapıcı eleştirilerle sonuçlanacaktır. Eğer bunu yapamıyorsanız, muhtemelen iyi bir eleştirmen değilsiniz demektir.
7) Eleştiri, zamanlı olmalıdır.
Eleştirilerin bir zamanı vardır. Bu zaman, eleştirmenler tarafından doğru kollanmalıdır. Örneğin bir filmin gişeye girmesinden hemen önce zehir zemberek bir eleştiri yazmanın kimseye faydası olmayacağı gibi, içeriğindeki yapıcı olabilecek kısımlar da, zamansız bir şekilde, ürünleri zedeleme amacıyla sunulduığu için etkisini dikkate değer bir miktarda yitirecektir.
Eleştirinizde haklı olabilirsiniz; ancak haklı olmanız, eleştirinizin zamanlı olduğunu garanti etmemektedir. Dolayısıyla bir eleştirinin ne zaman yapılacağı iyi kollanmalı, kişinin bu eleştiriyi en iyi değerlendirebileceği ve içeriklerini en fazla uygulayabileceği zaman beklenmelidir.
Unutmayın: Yapıcı eleştiri üretmek, asla kolay bir iş değildir; tam tersine, ustalık isteyen bir sanattır. Bu nedenle profesyonel eleştirmenler, genellikle edebiyat alanında uzman kişilerdir; çünkü eleştirmek, edebî bilgi ister. Her aklınıza geleni, her aklınıza estiği zaman, her aklınıza estiği şekilde söylemek eleştiri değil, boş konuşmaktır.
8) Eleştiri, yerinde olmalıdır.
Bu madde birazcık "geçerlilik" ile paraleldir; ancak arada ufak farklılıklar var. Örneğin bir eleştirinin yerinde olabilmesi için, o eleştirinin düzgün kurgulanması gerekmektedir. Yani sadece mantık hatalarından kaçınmak önemli değildir, aynı zamanda doğru bir şekilde formülize edilmesi ve kişiye etkili bir şekilde aktarılması önemlidir.
Eleştirinin amacı ürün ve fikir sahibini zor durumda bırakmak değil, onların kendilerini geliştirmesine katkı sağlamaktır. Dolayısıyla halk arasında "yerli yersiz" şeklinde tarif edilen bir biçimde, her önümüze geldiğinde eleştirmek, yapıcı olmaktan ziyade yıkıcı olacaktır.
9) Eleştiri, açık bir şekilde ifade edilmelidir.
Bir eleştiri muğlak veya gizemli olmamalıdır; zira eleştirinin amacı, eleştirilen kişinin eleştirmeni anlaması veya çözmesi değil, eleştirmenin yapıcı fikirlerini eksiksiz bir şekilde ürün/fikir sahibine aktarabilmesidir. Bir eleştiri eğer ki gizemli görülmeye, sivridillilik yapmaya, can yakmaya, zeka şovuna dönmeye meyilliyse, bilin ki yapıcı olamayacaktır. Bu nedenle bir konu hakkında eleştiri geliştiriyorsanız, tamamen berrak, açık ve net olduğundan emin olmanız gerekmektedir.
Eğer eleştirdiğiniz konudan haberdar olan 10 yaşındaki bir çocuk, eleştirinizin içeriğini anlayamıyorsa, muhtemelen kötü veya yıkıcı bir eleştiri yapıyorsunuz demektir. Eleştiri, "boş edebiyat kasmak" veya kafa karıştırmak demek değildir!
10) Eleştiri, detaylı olmalıdır.
Yüzeysel bir eleştiri neredeyse her zaman yıkıcıdır. Bunun sebebi, yapıcı bir eleştirinin iyi düşünülmüş ve mantık süzgecinden geçirilmiş bir eleştiri olması zorunluluğudur. Eğer ki bunu gerçekten yapıyorsanız, eleştirdiğiniz ürün veya fikrin detaylarını çok iyi gözden geçirmiş ve anlamış olmanız gerekecektir. Bu durumda, eleştirinizin yüzeysel olmasının herhangi bir yolu yoktur; mutlaka detaylı ve iyi analiz edilmiş olmalıdır.
Eğer bir ürün veya fikrin sadece yüzeysel özelliklerine odaklanıyor, sizde ilk uyandırdığı izlenimleri ele alıyor, parçalarına değil de bütününe yöneliyorsanız muhtemelen kötü veya yıkıcı bir eleştiri yapıyorsunuz demektir. Yapıcı bir eleştiri, bir fikir veya ürünün parçalarını ve o parçalara arasındaki ilişkiyi çok iyi anlamayı gerektirmektedir.
11) Eleştiri, uygulanabilir olmalıdır.
Bazı ürün ve fikirlerin, bazı olumsuz, eksik, yanlış tarafları olmasının nedeni o ürün veya fikrin sahibinin suçu değil, şartların gereksinimleridir. Yani her fikir veya ürün, her akla gelen şekilde uygulanamıyor olabilir. Daha önemlisi, o ürün veya fikrin üretilme sürecinden geçmemiş insanlar olarak bizler için, o süreçten geçenlerin karşılaştıkları zorluklar kolay anlaşılabilir olmayabilir. Bu durumda, eleştirimizin içeriğinin uygulanabilirliği önem kazanmaktadır. Zira eğer ki eleştirimiz teknolojik, bilimsel, durumsal ve şahsi nedenlerle uygulanabilir değilse, işlevsiz ve içi boş, yani yıkıcı bir eleştiri olacaktır. Bu sebeple sadece eleştirdiğimiz ürünü ve fikri değil, o fikir veya ürünün çıktığı şartları ve bulunduğu durumun koşullarını da çok ama çok iyi bir şekilde anlamamız gerekmektedir.
Örnekle Anlatım
Bir örnekle zenginleştirelim. Diyelim ki, Evrim Teorisi'nin de diğer teoriler kadar geçerli ve güçlü olduğunu savunmak için hazırlanmış şöyle bir paylaşım gördünüz:
Pisagor Teoremi de sadece bir teoridir; ancak her seferinde çalışır. Tıpkı kütleçekimi ve evrim gibi. Hayret doğrusu!
Burada, çok bariz bir hata vardır: Matematiksel teorem ile bilimsel teori kavramları birbirine karıştırılmakta ve kafa kafaya kıyaslanmaktadır.
Eleştiri Sanılan Hakaretler
Bunu "eleştirmenin" bir yolu şudur:
Haha aptal herifler, daha teorem ile teorinin ne olduğunu bilmeden bilim paylaşımı yapıyorlar. Bir de bilimci olacaklar. Salaklar...
Görülebileceği gibi şu cümlelerdeki kelimelerin hiçbirinin herhangi bir "eleştiri" değeri bulunmamaktadır. Tamamen kişiliğe saldırma amaçlı, öğretici olmayan, karşımızdaki kişinin kendisini geliştirmesine katkı sağlamayan laflar silsilesinden ibarettir. Hiç yazmamak ile şunu yazmak arasında gerçekten hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla, bunu yazmamayı tercih etmek, kişilerin daha sakin hayatlar yaşamasına katkı sağlayacaktır.
Yapıcı Olmayan Eleştiriler
Bir başka eleştiriye bakalım:
Eğer ki ben bir evrim karşıtı olsaydım, bu paylaşımı sizlerle alay etmek için kullanırdım. Entelektüel olacaksanız ne olur bilgileri doğru öğrenin.
Bu, biraz daha iyi bir eleştiri olsa da, halen az önce sözünü ettiğimiz 10 maddenin büyük bir kısmını çiğnemektedir. Neyi eleştirdiği belli değildir (açık değildir), halen kişiliğe saldırı amacı taşımaktadır, öğretici ve karşı tarafı eğitici değildir, iyi düşünülmüş değildir.
Gereksiz Saldırılar
Bir başkasına bakalım:
Saçmalık! Bir teorem, bir teori değildir. Sizin bilim ve matematiği anlama kabiliyetinizin olmaması, sizi haklı kılmaz.
Görülebileceği gibi teoremlerin teori olmadığına dair tespit doğru ve açık bir şekilde yapılsa da, ilk ve son cümleler tamamen yersiz ve gereksizdir. Dahası, son derece düşmancadır. Ne anlamı var? Gerçekten, bunu söylemeksiniz karşı tarafın yanlışını düzeltemiyor muyuz? Bu kadar mı düşük zekalıyız? (İşte, biz de aynı hataya düştük mesela, çok kolay duygulara yenilmek!).
Yapıcı Eleştiri Örneği
Son bir örneğe bakalım:
Merhabalar, ben bir evrimsel biyologum. Matematiksel bir teorem, bilimsel bir teori değildir. Bir teorem, matematiksel yollarla ispatlanabilirdir ve çürütülemez; ancak bir teori veri, gözlem ve deneylerle doğrulanabilir veya yanlışlanabilir. Matematikte teoremler, kendisinden önce gelen ispatlanmış bildirimler (teoremler) ve genel olarak kabul edilen bildirimler (aksiyomlar) kullanılarak ispatlanmış bildirimlerdir. Bilimsel bir teori ise, doğal dünyanın bir kısmını bilimsel yöntemler kullanarak ve tekrar tekrar test edip doğrulama yöntemiyle geliştirilmiş açıklamalar bütünüdür.
Bir teori içerisinde teoremler olabilir. Örneğin, Evrim Teorisi içerisinde kullanılan harika ve son derece güçlü olan Price Teoremi (ya da Price Denklemi) bulunmaktadır. Ancak bir teorem içerisinde bir teori bulunamaz.
Tüm Reklamları KapatÇabanızı takdir ediyorum; ancak lütfen teoremler ile teorileri birbirine karıştırmayın. Eleştirimi biraz daha yapıcı kılmak adına, bir öneri getireyim: Eğer ki bu şekilde alaya dayalı bir paylaşım hazırlayacaksanız, teoremleri kullanmak yerine, hayatımızı şekillendiren ve her gün karşımıza çıkan güçlü teorileri örnekleyebilirsiniz. Neredeyse tüm modern teknolojilerin omurgası olan Kontrol Teorisi ve Makina Teorisi mesela... Ya da, klişe bir örnek olacak ama, cisimlerin mezo ve makro seviyede birbirine doğru olan hareket meyilliliklerini açıklayan Newton'un Yerçekim Teorisi... Ya da Elektromanyetik Teori veya Büyük Patlama Teorisi'ni kullanabilirsiniz. Keza, gazlarla çalışan her şeyin kalbinde yatan Gazların Kinetik Teorisi bir diğer örnektir. Kuantum Teorisi, atomaltı parçacıkların davranışlarını açıklayan teoridir, olmazsa olmazdır. Tüm akışkanlar için kullandığımız Akışkan Akışı Teorisi de güzel bir örnektir. Bunların her biri, hayatımızı şekillendiren teorilerdir. Cahillerin iddia ettiği gibi, "kaçık varsayımlar" değillerdir. Umuyorum bu faydalı olacaktır.
Görüldüğü gibi bu eleştiri son derece yapıcı, son derece öğretici, son derece kibar, son derece detaylı, son derece dikkatle hazırlanmış, mantık süzgecinden geçirilmiş bir eleştiridir. Elbette bu bile geliştirilebilir; ancak örnek olması bakımından diğerlerine nazaran ne kadar ustaca hazırlanmış olduğu anlaşılmalıdır. Kendimizi bu seviyeye getirebilecek kadar eleştiri kültürümüzü geliştirebilirsek, gerisi gelecektir.
Sonuç
Yapıcı eleştiri, hiç de kolay bir iş değildir. Açık konuşmak gerekirse, "her babayiğidin harcı değildir" diyebiliriz. Çok iyi düşünülmesi, çok iyi kurgulanması, çok iyi uygulanması gereken bir sanattır. Herkes bu sanatta ustalaşabilir; ancak bu, her sanat dalı gibi çok uzun süreler zaman ve emek harcamayı gerektiren, kendimizi gerçekten geliştirmemiz gereken bir iştir. Nasıl ki upuzun yıllar bale, dans, resim, müzik eğitimi almadan kendi şovunuzu sergilemeye kalkmıyorsanız, yapıcı eleştiri konusunda da uzmanlaşmadan eleştirel yorum yazmaya çalışmamalısınız.
Ancak bu işin güzel bir tarafı vardır: Eleştiri yapmak zorunda değiliz! Kimse bizleri, her gördüğümüzü eleştirmeye, her konuyla ilgili olumsuzlukları ardı arkasına sıralamaya zorlamıyor. Biz insanlar, bazı fikir ve görüşlerimizi kendimize saklayabilir; o konularda yeterince bilgi sahibi olmadan yorum yapmaktan kendimizi alıkoyabiliriz!
İşte bunu öğrendiğimiz zaman, insanımızın eleştiri kapasitesi dikkate değer bir miktarda artacak, bu sayede toplumsal gerilimlerin de önemli bir bölümünün önüne daha başından geçilebilecek ve iş/fikir/ürün üreten insanlar, gerçekten dişe dokunur ve işe yarar yapıcı eleştiriler sayesinde kendilerini daha da geliştirip, daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerlememizi sağlayabileceklerdir.
Kimi zaman toplumsal sorunlar ve sistemik sıkıntılar, çok basit sorunlardan kaynaklanırlar. Evrim Ağacı olarak biz, yapıcı eleştiri kültürünün hiç bulunmayışının Türkiye'deki birçok önemli sorunun altında yatan sebeplerden biri olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle kendi üzerimize düşeni yapmakta ve en azından kendi etki ve yetki alanımızda yapıcı eleştiri kültürünü yerleştirmeye ant içiyoruz.
Tüm sosyal medya oluşumlarını bu yapıcı eleştiri kültürü hareketine davet ediyoruz.
Umarız faydalı olur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 44
- 12
- 11
- 8
- 4
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:11:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4851
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.