Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Muhammed Acar
Muhammed Acar Seslendiren 10 Haziran 2020 59:03
Emile DurkheimSık sık karşılaştığımız ancak bir türlü ne olduğunu tam olarak belirleyemediğimiz postmodernizmin bu yazıda belirli söylemlerden yola çıkarak...
30
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Furkan Coşar
Furkan Coşar
26K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Aegithalidae, küçük boyutlu, uzun kuyruklu, tüylü ve sosyal kuşlardan oluşan bir kuş familyasıdır. En bilinen üyeleri Aegithalos caudatus (Uzun kuyruklu meşe kuşu) türüdür. Bu familya, ötücü kuşlar takımında yer alır (Passeriformes) ve kuş gözlemcileri arasında sevimlilikleriyle çok ilgi görürler.
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Ufuk Derin
Aktaran 16 Mart 2 dk.

Astronomlar, Satürn'ün etrafında dönen 128 yeni uydu keşfetti. Bu durum, Satürn'ü Güneş Sistemi'ndeki uydu sayısı bakımından açık ara lider konumuna getirdi. Daha önce "uydu kralı" unvanı Jüpiter'deydi. Ancak yeni uydularıyla birlikte toplam uydu sayısı 274'e yükselen Satürn'ün uydu sayısı, diğer tüm gezegenlerin toplam uydu sayısının neredeyse iki katına ulaştı.

Keşifleri yapan ekip, daha önce Kanada Fransa Hawaii teleskobunu kullanarak 62 yeni Satürn uydusu keşfetmişti. Daha fazla uydu olabileceğine dair ufak ipuçlarını fark eden araştırmacılar, 2023'te yeni gözlemler yapmaya koyuldu. Tayvan'daki Academia Sincia Astronomi ve Astrofizik Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Dr. Edward Ashton şöyle anlatıyor:

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ardil Yıldırım
2 saat önce
Çay, çok cahil bir sıvıdır...











ARDIL YILDIRIM.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Boş bir zihin, tehlikeli mahkumların davetçisidir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
389K UP
Aktaran 12 saat önce 3 dk.

Kedi Pepper yine iş başında. Avcılık becerileri sayesinde virologların Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk jeilongvirüsü tanımlamasına yardımcı olan virüs avcısı kedi, yeni bir orthoreovirüs türü tespit etti.

Pepper'ın sahibinin Florida Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi'nde virolog olan John Lednicky olması da buna yardımcı oluyor. Pepper, Everglades kısa kuyruklu kır faresi (Blarina carolinensis) yakaladı ve Lednicky bu küçük memeliyi laboratuvara test için götürdü. Lednicky'nin araştırmaları arasında, geyik çiçeği virüsü virüsünün incelenmesi de olduğu için, su faresindeki bulguların bu virüsün memeliler arasında nasıl yayıldığına dair ipuçları verebileceğini düşündü.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Moderatör Uyarısı
Yapay Zeka Kullanımı 1 moderatör tarafından eklendi
Yazının çoğunda veya tamamında yapay zeka kullanılmıştır.
1
Muhammed Fatih Albayrak
11. sınıf fizik öğrencisiyim 2 gün önce Sen de Cevap Ver

1. Suya bağlı sürtünme – azalma ya da artış?

Genelde azalır: Su, yüzeyler arasına girerek bir yağlayıcı görevi üstlenir ve sürtünme katsayısını (μ) düşürür. Örneğin; taş, seramik veya mermer yüzeylerde, kuru ile karşılaştırıldığında ıslak ortamda kinetik μ değerleri belirgin şekilde düşer .

Detaylı örnek: Seramik ve taş zeminlerde yapılan deneylerde, kuruda μ ≈0,69 iken, ıslakta μ ≈0,61’e; sabunlu suda ise μ ≈0,55’e düşmüştür .

Tüm Reklamları Kapat

2. Yüzey pürüzlülüğünün rolü

Pürüzlülük azaldıkça su film yüzeyde daha düzenli dağılır ve sürtünme daha etkili düşer.

Çok pürüzlü yüzeylerde ise su birikintileri (mikro havuzlar) oluşur, su buharlaştır ve sıvı film etkisi zayıflar. Bu durumda sürtünmede değişkenlik gözlemlenir

3. Kapiler etki – bazen sürtünmeyi yükseltir

Tüm Reklamları Kapat

Eğer yüzeyler hidrofobik (su itici) ise, su yüzeye iyi dağılmayarak küçük miktarlarda kalır. Bu, kapiler basınç oluşturarak temas noktalarında yapışmayı artırabilir.

Örneğin SiC–SiC (Silisyum karbür) gibi hidrofobik malzemelerde az su miktarı sürtünmeyi artırabilir. Öte yandan, hidrofilik (su seven) yüzeylerde su, sürtünmeyi düşürür.

4. Sürtünme rejimleri – Stribeck eğrisi

Su filminin kalınlığı ve sürme hızı, kuru, karışık ve hidrodinamik olmak üzere farklı sürtünme rejimleri oluşturur. Su miktarı arttıkça, sürtünme Stribeck eğrisine göre önce azalır, sonra hidrodinamik yağlama başladığında daha da düşebilir

5. Çok düşük sürtünmeli malzemeler

Alumina–silisyumnitrid gibi bazı seramik çiftleri su ile yağlandığında çok düşük sürtünme katsayılarına (μ ≈0,004) ulaşabilir

Özet

Durum/Yüzey Özelliği Kuru μ Islak μ Etki Açıklaması

Seramik/taş (pürüzlü/cooperatif) ~0,7 ~0,61 Su film azaldıkça, sürtünme düşer

Hidrofobik-mikro kapiler yüzeyler – Artabilir Kapiler basınç yapışmayı artırır

Tüm Reklamları Kapat

Hidrofilik düz yüzey – Düşer Su filmdi yağlama etkisi hakimdir

Seramik-seramik ultra yağlama – μ ≈0,004 Çok düşük sürtünme su sayesinde

🎯 Sonuç olarak:

Tüm Reklamları Kapat

Su ortamı genelde sürtünmeyi azaltır (uzay için yağlama).

Yüzey pürüzlülüğü ve suyun özellikleri (hidro-/hidrofobik olması) sonucu tersine çevirebilir.

Kapiler etkiler bazı malzemelerde sürtünmeyi artırabilir.

Yüksek performanslı malzeme çiftlerinde su, süper yağlama sağlayabilir.[1][1][1]

Kaynaklar

  1. Anton Paar. Basics Of Tribology | Anton Paar Wiki. Alındığı Tarih: 15 Temmuz 2025. Alındığı Yer: Anton Paar | Arşiv Bağlantısı
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 12 Ocak 2016 18 dk.

Bilgisayar üreticilerince üretilen işlem gücü muazzam bilgisayarlara rağmen henüz, hız ve işlem kapasitesi bakımından günümüzün bilgisayarları, susuzluğumuzu gidermeye yetmemektedir. Ürettiğimiz bilim ve teknolojiler karmaşıklaştıkça, günümüzde var olan "geleneksel" bilgisayarların ve işlemcilerin (hatta "süperbilgisayarların" bile) işlem gücü, bu kadar devasa verileri işlemeye yeterli olamamaktadır. Örneğin Evren'in kapsamlı simülasyonları ya da evrimsel süreçte belli bir popülasyonun son 250.000 yıldaki değişiminin analizi gibi işlemleri tamamlayabilmek için evlerinizde kullandığınız bilgisayarların yüzlerce ve hatta binlerce yıl boyunca aralıksız çalışması gerekirdi! Süperbilgisayarlarla bile bu tür analizler kimi zaman birkaç ay kadar sürebilmektedir. Dolayısıyla incelemek istediğimiz veri miktarı arttıkça, devasa süperbilgisayarlarımız bile hesap makinesi gibi kalmaktadır. Peki, bir gün ihtiyacımız ve istediğimiz güçte işlem gücüne sahip bilgisayarlara sahip olabilecek miyiz?

Günümüz teknolojisine hız ve güç katan, her geçtiğimiz sene birazcık daha küçülen transistörler ve mikroişlemcilerdir. Küçülmek neden daha fazla hız ve güç demek diye sorabilirsiniz. Sebebi çok basit: Eskiden belli bir alana 100 işlemci sığdırabilirken, artık birebir aynı alana 100.000 işlemci sığdırabiliyoruz. Transistör kapı açıklıklarını daha da küçük boyutlarda ürettikçe, söz konusu işlemcilerin aynı alana sığabilecek olan sayısı daha da fazla olacaktır. 

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Buse Çakmak
Buse Çakmak
132K UP
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Kalp, sadece bir pompa olmadığı gibi, sandığımız kadar da yalnız değildir! Kalp ve beyin kendi aralarında sürekli ve sessiz bir iletişim halindedir. Bu iletişim bazen kalbin atışını hızlandıran bir heyecan, bazense yavaşlatan bir huzurda kendini gösterir. İşte bu sessiz ve bizim bihaber olduğumuz diyalogların mimarı vagus siniridir.[1]

Onuncu kraniyal sinir olan vagus, vücudun en uzun siniri olup Latince "gezgin" anlamına gelir ve bu adı vücut boyunca yalnızca kalbi değil birçok organı etkileyen geniş yayılımdan alır.[1] Aynı zamanda vagus, iç organlarımızdan gelen sinyalleri taşıyan en önemli iletim yollarından biridir. Bu sayede kalp atışlarımızı, solunum ritimlerimizi, mide ve bağırsaktaki gerilmeleri algılar ve bir "bedensel farkındalık" inşa eder. "İntersepsiyon" olarak adlandırılan bu mekanizma öznel anlamda kişide bedende var olma deneyimini mümkün kılarak öznel olarak "yaşıyorum" hissini sağlar.[2]

22
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
5 gün önce
Norveç açıklarındaki Kuzey Denizi'nin dibinde keşfedilen dev kum yığınları, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Jeologlar, bu yapıların alışılmışın dışında bir jeolojik süreçle oluştuğunu ve şimdiye kadar bu ölçekte hiç gözlemlenmediğini belirtiyor. Yapılan yeni çalışmaya göre, yoğun kum katmanları milyonlarca yıl önce daha az yoğun olan ve fosil mikroorganizmalardan oluşan "çamurumsu tortuların" (ooze) altına sızarak bu daha hafif yapıyı yukarı doğru itti. Bu da, normalde üstte olması gereken genç katmanın altta, yaşlı tortunun ise üstte bulunmasına neden oldu.

Araştırmacılar bu benzersiz oluşumlara “sinkit” (batan kum) ve yukarı çıkan çamur kütlelerine “floatit” (yüzen katman) adını verdi. Bu keşif, jeolojik katmanların nasıl hareket ettiğine dair bilgilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Çalışmanın başyazarı Mads Huuse’a göre, bu yapıların oluşmasında depremler veya yer altı basınç değişimleri etkili olmuş olabilir. Araştırmanın bir diğer amacı ise bölgenin karbon yakalama ve depolama için ne kadar güvenli olduğunu değerlendirmekti. Elde edilen veriler, yer altı rezervuarlarının güvenliği, sızdırmazlığı ve sıvı hareketleriyle ilgili anlayışımızı büyük ölçüde etkileyebilir.

Bu beklenmedik keşif, Dünya’nın derinliklerinde hâlâ çözülememiş birçok jeolojik gizem olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.









ChatGPT’ye sor


4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
The Gorgor
İnceleyen10 1 gün önce
İki senedir doğru düzgün kitap okumuyordum. Hatta kitap okumanın boş bir alışkanlık olduğunu düşünüyordum. Bu kitabı okuduktan sonra fikrim tamamen değişti. Yaklaşık 1,5 ay önce okumuştum. Okuduktan sonra bir daha kitap okumayı bırakmayacağıma söz verdim. Bu kitap bana okuma alışkanlığımı geri kazandırdı. En sevdiğim kitap oldu. Kitap hakkında şunları söylemek istiyorum, bu kitapta betimlemeler sıklıkla yer alıyor. Karakterlerin ruh halleri oldukça detaylı bir şekilde açıklanıyor. Ayrıca psikolojik de bir roman ve türünün de en iyi örneklerinden. Diyalogları oldukça kaliteli ve düşünülmüş. Benim eksik olarak tek gördüğüm şey son kısımdan yeterince bahsedilmemesiydi. Raskolvnikov'un Sonya'yla olan diyaloğunu tam anlayamadım. Aslında anlayamam benim sorunumdu çünkü öğretmenim anladı ve onun yorumunu dinledim. Ek olarak şunu söylemek istiyorum: Kitabı okurken detayları kaçırmayın, dikkatli okuyun.
Kitap
9.4/10
(18 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Haziran 2011 17 dk.

Evrimsel biyolojinin bize açtığı en temel ufuğun, var olmuş, var olan ve var olacak tüm canlıların birbiriyle akraba olduğu gerçeği olduğunu biliyoruz. Evet, türlerin birbirleriyle akraba olduklarını bilmek önemli bir adım; ancak bu akrabalık ilişkilerini nasıl göstereceğiz? İşte burada bilimsel bir metodolojinin takip edilmesi gerekmektedir. Bu makalemizde sizlere en ilkin evrim ağacı oluşturma ve filogeni yaratma yöntemlerinden birini adım adım öğretmeye çalışacağız. Bu analizimizde genlere ve daha kapsamlı analizlere girmeyecek, sadece elinizde belli sayıda tür varken, bunları dış görünümlerine bakarak hangi sırayla evrimleştiklerini ve birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerini bir evrim ağacı üzerinde gösterebilmenizi sağlayacak kadar bilgi vereceğiz. Dolayısıyla biliniz ki modern evrimsel biyolojide burada öğreteceklerimizden kat kat daha derin ve kapsamlı yöntemler kullanılmaktadır; ancak bunlardan en basitini öğrenmenin, evrimle ilgilenen birçok kişi için faydalı bir bilgi olacağını düşünüyoruz. 

Giriş kısmında da belirttiğimiz gibi, burada göstereceğimiz analiz genetikte pek doğrudan kullanılmamaktadır. Bizler genlere değil, canlıların dış görünümlerine bakarak bir sınıflandırma yapacağız. Bu, gerçek analizlerin isabetliliğinden farklı sonuçlar verebilir. Çünkü dış görünüm aldatıcıdır. Birbirinden tamamen farklı gözüken canlılar aynı türün bireyleri olabileceği gibi, birbirlerinin tıpatıp aynısı gözüken canlılar evrim ağacının iki apayrı dalı üzerinde bulunuyor olabilir. Örneğin taksonominin babası olarak bilinen Linne bile, sadece dış görünüşlere bakarak sınıflandırma yaptığı için, Agelaius phoenicus türünün erkeği ile dişisini birbirinden farklı türler olarak sınıflandırmış ve büyük bir hataya düşmüştü. Çünkü bu kuş türünün iki cinsiyeti birbirinden tamamen farklı gözükmektedir; ancak aslında aynı türe aittirler. Benzer bir şekilde, Microcebus cinsine ait lemurların bazıları farelere büyük oranda benzemektedirler. Çok dikkatli yapılmayan bir analizde bu iki tür kolayca birbirine yakın akraba olarak kabul edilebilecektir. Ancak genetik analizler sayesinde emin olabilmekteyiz ki, fareler ile lemurlar evrim ağacının iki ayrı dalında yer almaktadırlar. 

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 21 Şubat 2014 2 dk.

Mars'a hep "Kızıl Gezegen" deriz, çünkü günümüzde (neredeyse) tamamen kurudur ve çöl gibidir. Ancak görselde sol tarafta gördüğünüz, Mars'ın muhtemelen 3.8 milyar yıl önce nasıl gözüktüğüdür. Bu görüntü, "Mars Okyanusu Hipotezi"ne dayanarak hazırlanmıştır. Yani bir zamanlar, henüz görselde sağ tarafta gösterildiği gibi kızıl değil de, belki de tıpkı gezegenimiz gibi "Mavi Gezegen" iken...

Mars'ın kuzey kutbundaki düzlükler, yani Vastitas Borealis dümdüzdür, kraterlerden yoksundur. Üstelik gezegenin ortalama rakımından 4-5 kilometre alçaktır. Bu düzlüğün sınırlarıdaki tepelerde nehir yatakları ve deltalar bulunmaktadır! Tüm bunlar, Mars'ta bir zamanlar devasa bir okyanus olduğu fikrini desteklemektedir.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahtapotlar, doğanın en sıra dışı canlılarından biridir. Sekiz kolu, üç kalbi ve yaklaşık 500 milyon nöronuyla dikkat çekerler. Bu nöronların üçte ikisi kollarında bulunur, bu da onların kollarını beyinlerinden bağımsız olarak kullanabilmelerini sağlar.

Ahtapotların kolları, çevresel uyarıcılara doğrudan tepki verebilir ve hatta koparıldıktan sonra bile belirli hareketleri gerçekleştirebilir.

Her kol, kendi sinir ağına sahip olup, çevresini “tatma” ve “koklama” yetenekleriyle analiz edebilir. Bu özellik, ahtapotların çevrelerine hızlı ve etkili bir şekilde uyum sağlamalarına olanak tanır.
🐙

Ahtapotların sinir sisteminin bu benzersiz yapısı, sadece biyolojik araştırmalar için değil, aynı zamanda yumuşak robot teknolojileri gibi alanlarda da ilham kaynağı olmaktadır.

Bu canlılar, doğanın ne kadar yaratıcı ve etkileyici olabileceğinin canlı bir örneğidir.

📝 Yazar: Mindly Weisberger
󰜼 Uyarlayan: Mücahid Köse
💻 Editör: Çağrı Mert Bakırcı

Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Yaşam Ağacı Gözlemi
Burak Burhan
Burak Burhan
113K UP
Gözlemi Yapan 3 Temmuz 2024 Türkiye, Samsun
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Onur Altay
Onur Altay
100K UP
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Şaşırtıcı gelebilir ama bu iki isimde Türk kökenli isimlerdir. Ayrıca Odin’in hatta tüm İsveç halkının Türk olduğu iddiası, İsveç tarihinin kurucusu olarak adlandırılan Prof. Sven Lagerbring’e ait.
367 görüntülenme
Cevap Ver 500 UP
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Çakar
İrem Çakar
3,915 UP
Çeviren 26 Ocak 2019 42 dk.

Bu makale, oy verme eyleminin mantığı ve ahlaki boyutu hakkındaki 6 temel soruya odaklanmaktadır:

6. soru, demokratik hükümet seçimine dayalı yönetim biçimlerinin, diğer yönetim biçimlerine göre tercih edilir olup olmadığına dair daha geniş bir soruyu ele almaktadır; konunun uzun bir tartışması için ve demokrasinin temellendirilmesi konusunda Thomas Christiano tarafından yazılan "Demokrasi" makalesine bakılabilir. Hangi oylama yönteminin "grup iradesini" yansıtmakta daha uygun olduğuna dair bir tartışma için Eric Pacuit'in 2011 tarihli "Oy Verme Metotları" makalesi okunabilir. Gizli oylama lehine ve aleyhine görüşler ve tartışmalar içinse Axel Gosseries tarafından 2005 yılında yazılan "Alenilik" makalesi okunabilir.

183
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Sevcan Öztürk Kılıç
Alıntıyı Ekleyen 23 Şubat 2023
Emin olun ki, Kolomb Amerika'yı keşfettikten sonra değil, keşfederken mutluydu.
Kaynak: Budala
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
61K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası'nda gözlemlenmiştir. Tür adı "Synaphe moldavica" imiş.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Furkan Arduç
İnceleyen10 16 Kasım 2021
Serinin son filmi. Her bir filmi ayrı güzel. Bu filmi de adı üzerinde yükselişini anlatıyor.
10.0/10
(22 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Dark Knight Rises
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close