İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.
... halbuki temiz kalpli olmayan kimsenin idraki tam değildir.
Arzunun akılla el ele vereceği gün hepimiz isteklerimize değil, aklımıza hizmet edeceğiz; çünkü aklımız başımızdayken manasız bir şey isteyerek kendimize bile bile fenalık yapmamıza imkan yoktur.
Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki adamın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekirse; o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.
İnsan gerçekten Tanrı'yı icat etti. İşin garip, şaşmaya değer yanı, Tanrı'nın gerçekten var olması değil, böyle bir fikrin, Tanrı ihtiyacı fikrinin, insan gibi vahşi, zararlı yaratığın kafasında yer edebilmesi. Bu derece kutsal, duygulandırıcı, yüksek ve insana onur veren bir düşüncedir bu. Bana gelince, insanın mı Tanrı'yı, Tanrı'nın mı insanı yarattığı üzerine düşünmemeye karar vereli çok oldu.
Kimi zaman insanda 'hayvanca' bir zalimlik olduğundan dem vurulur ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.
Her insanın hatıralarında,herkese söyleyemeyeceği,ancak dostlarına açabileceği taraflar vardır. Hatta dostlara bile açılamayacak,insanın yalnız kendine saklayacağı sırları da bulunur. Bunlardan başka,kendi kendimize bile açmaktan çekindiğimiz konular da vardır ki,bunların sayısı şerefli bir insanın dağarcığında bile hayli kabarıktır. Hatta daha doğrusu,bunlar sahibinin haysiyeti ölçüsünde artar.