Gerçekten, ya günün birinde bütün arzu ve kaprislerimizin de formülü bulunur, daha doğrusu, bunların esasına, hangi kanunlara bağlı olarak meydana gelip nasıl geliştiklerine, çeşitli durumlarda hangi yolları takip ettiklerine vs. dair kesin bir matematik formül ortaya çıkarsa, o zaman insan muhtemelen, hatta mutlaka hiçbir şey istememeye başlar. Cetvele bakarak arzu etmenin ne tadı olur?
Hayır, insanın memleketi daha iyi: Burada hiç değilse başkalarını suçlar, kendini haklı görürsün.
Neden akıllarını insanın isteklerinin mutlaka mantıklı ve çıkarlarına uygun olması gerektiğine takmışlardır? İnsana lüzumlu olan tek şey, onu nereye sürükleyeceği belli olmayan HÜR iradedir.
İnsanı en çok korkutan şey, kendi içindeki karanlıktır.
İnsan alışmakla her şeye alışır; cehenneme bile.
Bir insanı tanımak istiyorsan, ona gerçekten neye güldüğünü sor.
İnsan yapıcıdır,yeni yollar açmayı sever,bu su götürmez bir gerçektir. Fakat neden acaba bir yandan da yıkmaya,her şeyi kaos haline getirmeye bayılır?