İşitsel İllüzyon: Müzikte Fraktaller ve Sonsuzluk Algısı
Nazım’ın “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dizesiyle meydan okuduğu yetenekli Ressam Abidin Dino, 1980’li yıllarda Paris’te eserlerini sergiler. Serginin kızıl çiçek tablolarından oluşan bir bölümü ressam tarafından “Kan Çiçekleri” olarak isimlendirilmiştir. Aynı sergiyi ziyaret eden Zülfü Livaneli, tablolardan etkilenerek “Kan Çiçekleri” adlı eserini bestelemiştir.
Parçayı bağlama ile icra eden Çetin Akdeniz, 32’lik notalardan oluşan çıkışlı-inişli kısımda en tiz 5 notayı 1 oktav pesten çalıyor olmasına rağmen, bu 5 nota 1 oktav tizden çalınıyormuş gibi algılanıyor. Hızlı çalınması gereken ezgilerde sol elin bağlamada aşağı inerek zaman kaybetmesi yerine, sol el pozisyonunu değiştirmeden bu 5 sesi 1 oktav pes orta telden üretmek makul görünüyor.
Çetin Akdeniz’in 1,5-2 oktavlık 3 telli, nispeten sınırlı olanağa sahip bağlamada, fiziksel zorunluluktan başvurduğu çözümün sıra dışı bir müzikal fenomene işaret ettiğini bilip bilmediğinden emin değiliz. Bilişsel bilimler uzmanı Profesör Roger Shepard, işitsel illüzyonu 1964 yılında keşfettiğinde, halk sanatçıları ondan habersiz bu illüzyonu halk müziğinde kullanıyordu.
“Shepard Tonu” İşitsel İllüzyonu’nun sonsuza kadar pesleşen daha kompleks ses etkisini, Penrose Merdiveninden inen Packman eşliğinde dinlemek mümkün.
Penrose Merdiveni, 3 boyutlu cisimleri 2 boyutlu düzleme aktarırken kullanışlı olan perspektif ifadenin suistimal edilmesiyle geliştirilmiş görsel bir illüzyondur. Aynı şekilde, “Shepard Tonu” fenomeni aralarında birer oktav fark bulunan 2 veya 3 ayrı kromatik dizinin birbirlerine paralel ve eş zamanlı pesleşmesi ya da tizleşmesi sonucu, biten üst oktav sesinin yerini bir alttaki oktav sesin alması ile geliştirilen işitsel bir illüzyondur.
3 farklı oktavda senkronize ilerleyen ses dizilerinin birbirlerinin eksikliklerini tamamlayarak sonsuza kadar pesleşme ya da tizleşme etkisi yaratması anlaşılabilir. Fakat tek enstrümanda birden fazla ilerleyen ses olmadan illüzyon nasıl gerçekleştirilebilir? Beyni tam olarak anlamak mümkün değil. Fakat bu durum, makul hipotezler ortaya atmamıza da engel değil.
1. Olasılık: Sağ gözünüzü kapatarak, ekrana 30-40 cm uzaklıkta sol gözünüzle kırmızı tonlu “buraya bakın” yazısına odaklanın. Başınızı bu yazı hizasında ekrana yavaşça yaklaştırıp uzaklaştırdığınızda soldaki “kör” yazısının yok olduğunu ve yerinin beyaz zemin ile doldurulduğunu göreceksiniz. “Kör” yazısının, görüntü retinada kör noktaya düştüğü için, yok olması anlaşılabilir. Fakat yazının olduğu yerde boşluk oluşması yerine, boşluğun beyaz zemin ile doldurulması izah isteyen bir durum. Doğa boşluğu kabul etmediği gibi, beyin de boşluğu kabul etmez. İstatistiki çerçevede çalışan beyin, görüntünün yerini, doğada karşılaşılma olasılığı en yüksek zeminin tonu ile doldurur. Zemin mavi olsaydı, beyin boşluğu mavi ton ile doldururdu.
Benzer şekilde, beyin tizden pese doğru kromatik ilerleyen klavye notalarının pesleşme trendini istatistiki bir eğilim olarak kaydedip “Öyleyse sesler devamlı pesleşmeli” yaklaşımıyla, bir oktav tize dönülse bile, bu tiz sesleri trendin devamı pes sesler olarak algılıyor olabilir. Sürekli Tetris oynadığınızda, tavanda gaipten Tetris şekilleri görmeniz olasıdır.
2. Olasılık: Klavyenin bir tuşuna bastığınızda aslında sadece o ses titreşmez. Basılan ses ile birlikte, dalga girişiminin sonucu olarak, hayalet sesler de titreşir. Bu hayalet seslere doğuşkan sesler (armonikler) diyoruz. Do sesine bastığımızda, sırayla sekizinci derece do, on ikinci derece sol, on beşinci derece do, on yedinci derece mi, doğuşkan sesleri de titreşir. Klavyede tizden pese doğru ilerleyip, başa dönerek bir oktav tize çıkıldığında, beyin bu devam yolunu tınlayan en son pes sesin 8. derece güçlü tiz armoniğinin devamı olarak değerlendiriyor olabilir. Yani beyin, asıl ses ile hayalet armonikler arasında devamlı kısa devre yapıyor olabilir. “Tek enstrümanda birden fazla ilerleyen ses olmadan illüzyon nasıl gerçekleşebilir?” sorusu da bu durumda cevaplanmış oluyor.
Tepemizden geçen ve uzaklaşan bir uçağın sesi gittikçe pesleşir. Sesin pesleşme hızı uçağın hızı ile doğru orantılıdır. Bu etkiye fizikte Doppler Etkisi diyoruz. Yanı başımızdan hızla geçen kurşun, araba, uçak ya da yere düşen bir bombanın yarattığı Doppler Etkisi kaçınılmaz olarak gerilim yaratır. Yaşanan gerilimi diri tutmanın yolu müzikteki pesleşmeyi ya da tizleşmeyi daimi kılmaktır. Inception, Interstellar, The Dark Knight gibi filmlere müzik bestelemiş olan Hans Zimmer “Shepard Tonu” İşitsel İllüzyonunu kullanarak filmlerinde daimi gerilim yaratmayı başarmıştır. Özellikle 2. Dünya Savaşı’nı konu alan “Dunkirk” gerilimin derin şekilde hissedildiği bir filmdir.
Penrose Merdiveninden sürekli aşağı inen Packman’in üzerine bomba düştü düşecek hissini yaratan da “Shepard Tonu” İşitsel İllüzyonu sayesinde ebedileşmiş Doppler Etkisidir. Sonu gelmeyen fraktal geometrinin kılcallarına odaklanarak aynı fraktal ile karşılaşmak, Escher’in resimlerinde yukarı inen, aşağı çıkan merdivenlerde yönünü kaybetmek, “Shepard Tonu” İşitsel İllüzyonu ile nihayete ermeyen bir melodi ile yaratılan sonsuzluk hissi, bizim temel referans noktalarımızı ortadan kaldırır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yükseklik korkusu, atalarımızın ağaçlarda güvenle yaşadığı 6 metre civarı yükseklikten sonra gelişen bir korkudur. Yükseldikçe kaybedilen gerçeklik algısı ve uzaklaşılan yerdeki sağlam referans noktaları, panik atak benzeri tedirginlik yaratır. Lunaparkta frisbee denilen lanet alete bindiğimizde ilkel atalarımızdan aldığımız "gerçeklik algısını koru" talimatı gereği kabin içerisindeki daha gerçek boyutlardaki cisimlere sarılırız. Böylece referans noktası belli bir orijin elde etmiş oluruz. Temel referans noktasına o kadar ihtiyaç duyarız ki, kafelerde ortalıkta duran masalara oturmak bile istemeyiz. Daha çok duvar kenarlarını tercih ederiz.
Sadece yükseklik korkusunda değil, bizi hayata bağlayan diğer referans noktalarını kaybettiğimizde de panik atak benzeri travmatik durumlar yaşarız. Çok sevdiğimiz bir insanı kaybettiğimizde, saklanacak herhangi bir cismin olmadığı geniş düzlüklerde (agorafobi), 40 senelik dini inancımızı yitirdiğimizde de temel referans noktalarımızı kaybeder ve kan ter içinde kalırız.
Zihinsel yapılanmamızın, temel referans noktalarına göre evrimleştiği düşünüldüğünde, sonsuzluğun tedirginlik yaratıcı etkisini anlamak kolaylaşır. Hiçbir karasal yapıyı göremeyecek şekilde geceleyin gökyüzüne baktığımızda, benzer baş döndürücü sonsuzluk etkisini yaşarız. Yerçekimsiz, karanlık uzay boşluğunda hiçbir referans noktası olmadan yüzen bir astronotun yaşayacağı tedirginliği tahmin etmek zor değil.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 15
- 10
- 7
- 5
- 3
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Roger N. Shepard. Circularity In Judgments Of Relative Pitch. (3 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 3 Ocak 2019. Alındığı Yer: The Journal of the Acoustical Society of America | Arşiv Bağlantısı
- Christophe Haubursin. The Sound Illusion That Makes Dunkirk So Intense. (3 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 3 Ocak 2019. Alındığı Yer: Vox | Arşiv Bağlantısı
- David Huron. Explaining Shepard’s Tones. (3 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 3 Ocak 2019. Alındığı Yer: Vimeo | Arşiv Bağlantısı
- Richard King. The Dark Knight' Sound Effects. (3 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 3 Ocak 2019. Alındığı Yer: Los Angeles Times | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:47:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7535
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.