Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Özel Görelilik Teorisi (veya İzafiyet Teorisi), Evren'i oluşturan uzay-zaman dokusunun doğasına yönelik bir teoridir ve uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklar. Özel Görelilik Teorisi, Albert Einstein tarafından 1905 yılında yayınlanan On the Electrodynamics of Moving Bodies başlıklı makalede ileri sürülmüştür.[1]
Özel Görelilik Teorisi, 2 temel postülat üzerine kuruludur:
Evrimsel biyolojinin gelişmesi ve interdisipliner olarak hemen her bilim dalında kullanılmaya başlanmasıyla birlikte artık kesin olarak biliyoruz ki insan da sıradan bir hayvan türüdür. Her canlı gibi, insan da diğer tüm canlılarla evrimsel bir geçmişi paylaşmaktadır.
Benzer şekilde kesin olarak bildiğimiz bir diğer nokta, insanın bu akıl almaz sayıdaki canlıların her biriyle akraba olduğu, ancak en yakın akrabasının Pan cinsi, yani şempanzeler ve bonobolar olduğudur. Ondan sonra sırasıyla goriller ve orangutanlar gelir.
2012 senesinden önceki birkaç yıl boyunca sayısız kaynakta, antik Maya Takvimi'nden yola çıkarak, 21 Aralık 2012'de kıyamet kopacağına yönelik kuvvetli bir yaygara koparıldı. Bu iddia, Türkiye de dahil olmak üzere Dünya'nın dört bir yanında biraz panik, biraz ciddi, biraz komedi, biraz endişe yarattı. Ancak hepsinden önemlisi, dikkate değer sayıda insanın bu kehaneti ciddiye alıp, buna göre hazırlık yapmasıydı. Şu anda bu satırları okuyorsanız, bu iddiayla ilgili olarak, bu türden yüzlerce kehanette bugüne kadar hep olduğu gibi, bir şeylerin çok ters gittiğinde hemfikir olabiliriz.
21 Aralık 2012 tarihinin bir “son” olduğuna inanan insanlar genel olarak ikiye ayrılmışlardır: Yeni bir çağ beklentisi içerisinde olanlar ve büyük kaosların yaşanmasını bekleyenler. 2012 (2009) isimli Hollywood filmi sayesinde de bu korkunun giderek yayıldığını görebiliyoruz. Türkiye’de bile insanlar, bu yıkımdan etkilenmeyeceği iddia edilen Şirince köyünde toplanmış, köydeki restoranlarda “Kıyamet menüsü” isimli menüler çıkartılmıştı. Elbette bu insanların bir kısmı işin eğlencesindeydi, ancak bu konuyla ilgili o kadar sayıda belgesel ve kitap çıkartıldı ki, sahte bir bilgi üzerine kendine maddi çıkar sağlayan bir sürü insanı da görebildik.
Güneş’in etrafında bir halka görmek ister misiniz? Bunu, gündüz vakti Dünya’nın her yerinde kolayca yapabilirsiniz. İnce, yüksek sirrus bulutlarında rastgele konumlanmış buz kristalleri tarafından oluşturulan dairesel, 22 derecelik haleler, gökkuşaklarından çok daha sık görülebilir. Bu, 29 Mayıs’ta, İtalya’nın Roma kenti yakınlarında, bir akıllı telefon ile yakalandı. Güneş’in örneğin bir parmak ucuyla dikkatlice kapatılması, parlak hale halkasını ortaya çıkartmak için çoğunlukla gereken tek şeydir. Halenin karakteristik açısal yarıçapı, kolunuzu uzattığınızda, elinizin başparmağınız ile serçe parmağınız arasındaki açıklığına yaklaşık olarak eşittir. Bir ateş çemberi tutulması görmek ister misiniz? Bu daha zordur. Bugünkü (10 Haziran) Güneş tutulmasının, bir ateş çemberi olarak bilinen muhteşem halka şeklindeki evresi, Ay’ın yalnızca kuzey Kanada, Grönland, Arktik ve doğu Rusya’nın bazı bölgelerinden geçen dar gölge yolu boyunca kısa süreliğine görülebildi. Güneş tutulması, kuzey Asya, Avrupa ve ABD’nin bazı bölgeleri de dahil olmak üzere daha geniş bölgelerden de, kısmi olarak görüldü.
10 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)
📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Vincenzo Mirabella
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan
🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Güzel bir soru olduğunu düşündüğüm için hızlı bir araştırma yapmak istedim. Sena Hanım cevabında birçok noktayı zaten açıklamış; ben de üzerine birkaç paragrafla katkıda bulunmak istedim.
Son zamanlarda gelişen teknoloji ile birileri bu alan üzerine araştırmalar ve yürürlükte olan çalışmalar var. Onlardan biri olan, LLR (The Laser Lightning Rod) adını verdikleri teknoloji ile yıldırımları sistemin belirlediği iyonize olmuş yollar ile daha önce belirlenmiş alanlara yönlendirerek yıldırımın milisaniyeler içerisinde boşalttığı enerji yakalayabilmek ve depolayabilmek istiyorlar. Hatta ilk testleri 2021 yazında, İsviçre'nin Säntis Dağı'nda gerçekleştirilen bir saha deneyi sırasında, LLR sistemi kullanılarak yıldırımın 50 metre boyunca lazerle oluşturulan plazma kanalı boyunca yönlendirildiği gözlemlendi. Bu deney, lazerle yıldırım yönlendirme konseptinin pratikte uygulanabilirliğini gösteren ilk başarılı saha denemelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ancak benim bulabildiğim bilgiler arasında bu saha 20 yıldır araştırma konusu.
Uydu verilerine dayanarak, buluttan yere ve buluta çakan şimşekler de dahil olmak üzere dünya genelinde toplam şimşek çakma oranının saniyede 40 ila 120 arasında olduğu tahmin ediliyor. 2021 yazında gerçekleştirilen deneyde, 1.030 nm dalga boyunda ve 1 kHz tekrarlama oranında pikosaniye süresinde ve 500 mJ enerjide darbeler yayan bir Yb:YAG lazeri, kuzeydoğu İsviçre'deki Säntis Dağı'nın tepesinde bulunan 124 metre yüksekliğindeki bir telekomünikasyon kulesinin yakınına yerleştirildi. Yılda yaklaşık 100 kez yıldırım düşen bu kule, yıldırım akımını, çeşitli mesafelerdeki elektromanyetik alanları, X ışınlarını ve yıldırım deşarjlarından kaynaklanan radyasyon kaynaklarını kaydetmek için birden fazla sensörle donatıldı. Lazer darbeleri yukarı doğru yönlendirildi ve Franklin çubuğuyla donatılmış kulenin ucuna yakın bir yerden geçen bir yayılma yolu vardı. Laboratuvardaki ön yatay yayılma kampanyasının sonuçlarına dayanarak, lazer koşulları, filamentli davranışın başlangıcının kulenin ucuna yakın, ancak üstünde başlaması ve en az 30 m uzunluğunda olması için ayarlandı.
Kule en az 16 yıldırım çakmasıyla vuruldu, bunlardan dördü lazer aktivitesi sırasında meydana geldi. Yıldırım düşmesi sırasında lazeri başlangıçtan itibaren 50 m boyunca takip ettiği kayıt altına alındı.
2021'de ki bu çalışmadan önce de 2004'te New Mexico'da, 2011'de Singapur da aynı mantıkta çalışan LLR sistemleri geliştirilmiş ancak çalıştığına dair herhangi bir veri tutulamadığını belirtiliyor. 2021'de yapılan bu araştırmanın ise başarılı olmasını aşağıdaki bazı nedenlere bağlıyorlar:
Yüksek Lazer Tekrarlama Oranı (kHz düzeyinde):
Säntis kampanyasının önceki girişimlere kıyasla daha başarılı olmasının önemli bir nedeni, lazerin saniyede çok daha fazla (kilohertz düzeyinde) atım yapabilmesidir. Bu, yıldırım çakmasından önce atmosferde gelişen tüm öncü olayların yakalanmasına olanak tanır.
Tüm Reklamları Kapat
Elektrik Alanındaki Yavaş Değişim:
Säntis'teki yıldırım çakmaları genellikle kendi kendine başladığı için, çakmadan önceki elektrik alan değişimleri çok yavaştır. Bu da lazerin daha fazla fırsat yakalayabilmesini sağlar.
Lazer "Hafızası" Mekanizması:
Yüksek tekrarlama oranı sayesinde, lazerle oluşturulan plazma yolları (filamentler) zaman içinde bir tür hafıza kazanır. Bu, iyonlaşma sırasında oluşan bazı yüklü parçacıkların (özellikle yüklü oksijen moleküllerinin) ortamda birikmesiyle olur.
Elektronların Kolay Serbest Kalması:
Bu yüklü oksijen molekülleri, normal moleküllere göre çok daha düşük enerjiyle elektron salabilir. Böylece atmosferdeki elektrik alan, bu elektronları kolayca serbest bırakabilir ve bir deşarj (yıldırım) sürecini tetikleyebilir.
Filamentlerin Yüklü Ortam Oluşturması:
Bu plazma yollarında biriken pozitif, negatif yüklü moleküller ve serbest elektronlar, elektrik alanına tepki verebilen, yani "polarize edilebilir" bir ortam oluşturur. Bu da yıldırımın belirli bir yöne yönlendirilmesini kolaylaştırabilir.
En nihayetinde bu alanda da çalışmalar devam ediyor ancak önümüzdeki yıllarda herhangi bir sonuç alsak dahi her geçen gün artan enerji tüketim miktarımız karşısında, yıldırımlar üzerinden depoladığımız enerji tamamıyla bir hiçten ibaret olacak.
Kaynaklar
A. Houard, et al. (2023). Laser-Guided Lightning. Nature Photonics, sf: 231-235. doi: 10.1038/s41566-022-01139-z. | Arşiv Bağlantısı
Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir.
Kelebek etkisi denince herkesin aklına matematikçi, meteorolog ve aynı zamanda kaos teorisine çok büyük katkıları olan Amerikalı Edward Norton Lorenz'in (23 Mayıs 1917 - 16 Nisan 2008) verdiği analoji örneği gelir: Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de bir fırtınanın kopmasına neden olabilir. Daha sonra bu örneğin başka birçok farklı versiyonu karşımıza çıkmıştır.
Orman yangınları ve benzeri büyük ölçekli yangınları olabildiğince çabuk söndürmenin yollarından biri yangın söndürme uçaklarıdır. Bu uçaklar, orman yangınlarını söndürmeye yardımcı olmak için, yangınların üzerine ve çevresine binlerce, kimi zaman on binlerce litre su ve diğer kimyasal madde boşaltırlar.
ABD gibi ülkelerde genellikle bu uçaklardan boşaltılan kırmızı sıvı, %70-80'i su, %10-15'u gübre, %5-15'i ise diğer kimyasallardan oluşan bir karışım olan, Phos-Chek adlı, özel olarak tasarlanmış bir yangın geciktiricidir (İng: "retardant").[1] Gübre kısmında genelde amonyum fosfat ve/veya amonyum sülfat karışımı kullanılır. Diğer kimyasallar ise çoğunlukla sakız dolgunlaştırıcı (İng: "gum thickener"), akış pekiştirici (İng: "flow conditioner"), renklendirme ajanı (genelde pigment) ve korozyon önleyicilerden oluşur.[5] Türkiye'de ise genellikle Neuvatec firmasının PW82 adlı bir ürünü kullanılmaktadır. Bu ürün de Phos-Chek ile benzer bir niteliktedir: %15-25 kadarı su, geri kalanı ise gübre ve güçlendiricilerdir.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
b okurken yaşananları anlatan soylu leydimizin kendi ahlak anlayışı tarafından acımasızca ezilmesini ve utandığı,yıllardır hakkında konuşamadığı geçmişini onu yargılamayacağına inandığı birine açmasını ve anlatırken yavaşça ömrü boyunca kendi kendini sıkıştırdığı zincirlerinden kurtulmasını izlemiş gibi oldum.
Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.
Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]
Bilgi Yayınevi tarafından yayınlanan Historia 1923 dergisi, sevgili Ergi Deniz Özsoy hocamızın editörlüğünde, İnsanın Evrimi konulu bir dergi-kitap sayısı yayımladı:
Sayı içinde Ergi hocamızın "Ortak Kökenden, Süreçlerin Ortaklığına Biyolojik Evrimleşme" başlıklı yazısı yanı sıra; Ferhat Özçep, Hüseyin Özel, Mehmet Elgin, Ömer Faik Anlı, Hamdi Bravo, Ergun Türkcan, Semih Koray, Aleksey Tolstoy, Harun Çakan, Hasan Aydın, Remzi Demir, İnan Kalaycıoğulları, Çiğdem Özbay, Kudret Emiroğlu, Orhan Aybers, Batuhan Akgündüz, Victor Hugo, Ali Sedad, Abdullah Cevdet, Edhem Necdet, Herbert George Wells, İbrahim Temo, Sina Akşin, Ahmet Ünal ve Jiri Subrt gibi yerli ve yabancı akademisyen ve yazarların yazıları bulunuyor.
Yıldızlar arası yolculuk, yıldızlar arasında insanlı ya da insansız yapılan seyahat. Uzay gemileriyle yıldızlar arası yolculuk konsepti bilimkurgunun temel öğelerinden biridir. Yıldızlar arası yolculuk, gezegenler arası yolculuktan olağanüstü düzeyde daha zordur.
Bir insan insanı mı sever, yoksa kurduğu hayale sığdırdığı o yüzü mü? Netice de insan kurduğu hayali mi yoksa o insanı mı sever? Bu farkı nasıl anlayabilir insan? Eğer bir fark yok ve yine insanın bencilliği yüze vuruluyor ise, o insan ne yapmalı? "Ama ben, seni değil, seni düşleyen beni sevdim."
29 Mayıs 2025 21:00
tarihinden 29 Mayıs 2025 22:00 tarihine kadar.
Modern tıp uygulamalarına entegre edilen tamamlayıcı yaklaşımlar, sağlıkta inovasyonun en dinamik alanlarından biri hâline geldi.
🔹 MİNTEK Derneği olarak; tıpta dönüşümün kapılarını aralayan bir canlı yayına imza atıyoruz. 🎙️ Moderatör: Prof. Dr. Ali AYYILDIZ 🎙️ Konuşmacı: Dr. Murat YILDIZ
🗓️ Tarih: 29 Mayıs 2025, Perşembe 🕘 Saat: 21:00 (TSİ) 📍 Canlı Yayın Adresi: www.mintekder.com/tv ❓ Soru-Cevap Etkileşimi Canlı
➡️ Bilimsel zeminde, yenilikçi tedavi perspektiflerine ışık tutacak bu konferansı kaçırmayın! 📧 Sorularınız için: [email protected]
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı'nın bilimi yaymasına destek olur musunuz?
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Türkiye'nin en büyük popüler bilim arşivi Evrim Ağacı, sadece sizlerin destekleriyle ayakta duruyor! Bizim arkamızda milyarderler, devletler veya uluslararası örgütler yok. Sizin gibi bilimseverler ve onların kolektif desteği var! Siz de Evrim Ağacı'na destek olun, bilimin sesini daha uzaklara taşıyalım!' Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“Bilim, evinizin üst katındaki kaliteli bir mobilya gibidir. Tabii eğer zemin katta sağduyuya sahipseniz.” Oliver Wendell Holmes
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen
desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).