Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Mehmet Emre Demir
Çeviren 16 Şubat 2014
Uzaktan bakıldığında bütün yapı bir Kartala benziyor. Ancak Kartal Bulutsusu'na yakından baktığınızda, parlak bölgenin aslında daha büyük bir karanlık toz kabuğunun merkezine açılan bir pencere olduğunu görüyorsunuz. Bu pencere aracılığıyla, bir açık yıldız kümesinin oluştuğu parlak aydınlatılmış bir atölye ortaya çıkıyor. Bu boşlukta, yüksek sütunlar ve soğuk moleküler gaz ve karanlık tozdan oluşan kürecikler yıldızların hala oluştuğu yerlerde kalıyor. Zaten görülebilir olan birkaç genç parlak mavi yıldız, ışıkları ve rüzgarlarıyla kalan gaz ve toz lifleri ve duvarlarını yakıyor ve geri itiyor. M16 olarak adlandırılan Kartal salma bulutsusu, yaklaşık 6500 ışık yılı uzaklıkta ve  20 ışık yılı genişlikte olup  Yılan takımyıldızına doğru dürbünle görülebilir. Bu resim, üç belirli yayılan rengi birleştiriyor ve ABD, Arizona'da bulunan Kitt Peak'teki 0,9 metrelik teleskopla çekildi.
 
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Altay Kenger
Seslendiren 9 Ocak 2020 5:49
Dünya'nın etrafını iki devasa radyasyon halkası sarmaktadır: Van Allen Kuşakları. İlk olarak James Van Allen tarafından keşfedilen bu enerji yüklü parçacık...
26
İnceleme
Onur Aydoğdu
İnceleyen 2 Temmuz 2023
Bu filmi ilk izlediğimde vermek istediği mesajı tam olarak anlayamamıştım; ama etkilenmediğimi söylemem pek de doğru olmayacak. Lakin Fight Club'u daha sonradan 2. kez izledim (çünkü ben "bir şeyi ikinci kez ele aldığınızda, daha farklı biri olduğunuz için o şeyden daha farklı anlamlar çıkarırsınız." düşüncesine inanırım) ve bu sefer Freud'un id-ego-alterego kavramlarına olan ilgimi ve merakımı daha da körüklediğini söyleyebilirim. Hatta şu anda telefonumda Freud'un ve Jung'un tüm çalışmalarının derlenmiş hallerinin PDF'si var, sırf bu filmden etkilendim diye. O çalışmaları da 𝘴𝘢𝘬𝘪𝘯 𝘬𝘢𝘧𝘢𝘺𝘭𝘢 daha sonra okuyacağım (tabii öncesinde okunması gereken başka şeyler varsa onları okumak kaydıyla).
9.8/10
(150 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Fight Club
Yönetmen: David Fincher
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
23
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eda Fıçıcıoğlu
Çeviren 24 Kasım 2020 8 dk.

100 yıldır, astronomlar Dünya'dan 190 ışık yılı kadar uzakta olan Libra takımyıldızındaki merak uyandırıcı bir yıldızı gözlemliyor. Bu yıldız, gökyüzünde saatte 1.3 milyon kilometre gibi inanılmaz bir hızda yol alıyor. Ama daha da ilginç olan, Methuselah olarak da bilinen HD 140283 yıldızının aynı zamanda evrenin en yaşlı yıldızlarından birisi olmasıdır.

Bilim insanları, 2000 yılında Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) Hipparcos uydusunu kullanarak yaptıkları gözlemlere dayanarak, yıldızın yaşının yaklaşık 16 milyar yıl olduğu sonucuna ulaştılar. Ortaya çıkan tablo, oldukça şaşırtıcıydı. Pensilvanya Devlet Üniversitesi'nden bir astronom olan Howard Bond, daha önce kozmik mikrodalga arka plan ışımasını gözlemleyerek evrenin 13.8 milyar yıl yaşında olduğunu kararlaştırmıştı. Bond, bu durumun ciddi bir tutarsızlık olduğunu söylüyor.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Aşılı
1 gün önce
İyi bir insan incindiğinde, öfkesi ağır olur.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sena Küçükkıvanç
İnceleyen10 3 gün önce
Önemsiz Biri filminde, Hutch Mansell karakterinin o bildik sıkıcı banliyö hayatından kopup kendini bir anda şiddetin göbeğinde bulması, aslında uzun süredir biriken kronik stresin altında yatan bastırılmış agresyonun adeta ders kitaplarındaki gibi bir patlaması. Evdeki o meşhur soygun vakasıyla birlikte, adamcağızın amigdala-hipokampus devresine kazınmış eski travma kayıtları bir anda depreşiyor ve hipotalamus-hipofiz-adrenal (HHA) ekseni resmen alarma geçiyor; bu da haliyle sempatik sinir sisteminin köklenmesine, noradrenerjik ve adrenerjik sistemlerin tavan yapmasına neden oluyor. 😂Kısacası, o gördüğümüz sakin, efendi adam maskesinin altında, meğer yılların birikimiyle, muhtemelen eski "işlerinden" yadigar, travma kökenli bir disosiyatif eşik düşüklüğü ve içten içe kabullenilmiş bir çaresizlik yatıyormuş ki, bu da katartik bir şiddetle aniden fışkırıyor. Sanki uzun süre kortizol banyosu yapmış vücudun aniden adrenalin ve noradrenalin şokuna girmesiyle "savaş ya da kaç" mekanizmasının direkt "savaş" modunda takılı kalması olayı bu. Hele bir de ailesini koruyamadığı düşüncesi var ya, işte o son damla oluyor ve bu nörobiyolojik kasırga, içindeki "önemsiz" adamı silip süpürüyor, yerine karşımıza turp gibi, özel eğitimli ve tehlikeli bir "uzman" çıkıyor.
7.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Entropi yaslarına göre entropi zamanla artmalıdır ve gene bildiğiniz üzere katı az entropiydi temsil ederken gaz yükzek entropiyi temsil eder şimdi Big Bangden hemen sonra HERŞEY sıcak gazdı ama günümüzde bazı maddeler katı formunda bu Big bangle günümüzü kıyasladığımızda entropinin azaldığını göstermez mi ve bu entropi yasalarına aykırı değil mi?
117 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 2 Temmuz 2014 2 dk.

Evrimsel süreçte omurgalı uzuvlarının çeşitlenmesi sırasında sığır veya domuzlar gibi çift toynaklıların parmak sayısı azalmıştır ve farklılaşarak bir "toynak" halini almıştır. Basel Üniversitesi'nden araştırmacılar, böyle bir evrime neden olmuş olan bir gen düzenleyiciyi tespit ettiler. Nature dergisinde yayımlanan bu makale, evrimin moleküler tarihine yönelik heyecan verici öngörüler edinmemizi sağlıyor.

Fosil kayıtları gösteriyor ki erken çift toynaklı hayvanların bacaklarında 5 parmak bulunmaktaydı. Tıpkı modern fareler ya da insanlar gibi... Evrimleri sırasında, temel iskelet yapıları ciddi anlamda farklılaştı. Öyle ki, günümüzün su aygırlarının 4 parmakları vardır. Domuzların ise 2. ve 5. parmakları ters yöne bakar. Sığırlarda distal (merkezden uzak) iskelette 2 adet körelmiş ve işlevsiz arka tırnak kalıntısı bulunur. Ayrıca sığırlarda 2 adet simetrik orta parmak bir araya gelerek toynağı oluşturur. Bu sayede sığırlar yere sıkı bir şekilde basarak farklı yüzeylerde hareket edebilirler.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl 11. ‘sini düzenlediğimiz Matematik Çalıştayımızda, birbirinden değerli konuşmacılarımız ve panelistlerimiz sizlerle.

Konuşmacılarımızın ve panelistlerimizin bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 17 Temmuz 2018 11 dk.

20. yüzyıl bilimin yüzyılıydı. Bu yüzyılda bilim, insan toplumuna entegre olarak ilerliyor ve gelişiyordu. Albert Einstein’ın bu yüzyılda zihnini gelişime açması, bilimsel olguların derinlerini incelemesini ve merakı olan fiziğin bütün tanım, postulat ve teorilerinin temellerini sorgulamasının zorunlu olduğunu gösterdi. Bilgi neydi? Bilgiye erişim imkanı neydi ve fizik bilimi ne kadar doğanın gerçekliği üzerineydi? Tüm bu sorular Albert Einstein’ın büyük atılımı için temel bir bilim ve bilgi felsefesi merakının doğmasına sebep oldu. Albert Einstein’ın felsefe öncülleri oldukça basitti:

Bu üç basit felsefi argüman, Isaac Newton Klasik Fiziğine vurulan büyük darbenin öncülleriydi. Isaac Newton dönemine göre oldukça tutarlı ve güçlü bir bilimsel alan oluşturmuştu. 1686 tarihinde yayınlanan kitabı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri), klasik mekaniğin temelini atmıştır ve tarihin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Bu kitabın bilimsel önemi dışında altında yatan felsefi sunuşu da görmek oldukça kolaydır:[1]

105
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Haluk Ertan
Haluk Ertan
75K UP
Yazar 5 Eylül 2020 55 dk.

“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.

Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.

285
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağlayan Taybaş
Çeviren 7 Mart 2015 2 dk.

İnsan vücudunda yer alan kromozomlar üzerinde onlarca yıldan beri araştırmalar yapılıyor. Bir asırdan fazla süredir yapılan bu araştırmalarda kromozomların şekli hep X harfine benzer olarak biliniyor ve kabul görüyordu. Şimdiye kadarki bütün genetik hastalık çalışmaları ve gen lokasyonları bu X şekline göre yapılırdı. 

Örneğin, KIT geninden ve bu genin yeterli protein üretememesi sonucu ortaya çıkan piebaldizm adlı bir genetik bozukluğu ele alalım. İlk yapılacak işlem, ilgili genin genom içindeki yerini tespit etmektir. Burada KIT geni 4. kromozomun uzun kolunda yer alır diyerek hastalığı anlamadaki ilk adımı atıyorduk. Ancak artık işler bu kadar basit olmayabilir. Babraham Enstitüsü araştırmacılarının kromozomlar üstünde yaptığı incelemeler kromozomun yapısı konusunda bilim insanlarını bir daha düşünmeye davet ediyor.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Benleri koparmak doğrudan kansere neden olmaz ancak benlerin koparılması, tahriş edilmesi veya yaralanması ciltte enfeksiyon ve yara izi gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca koparılan benlerin kanserli veya kanserleşmeye yatkın olması durumunda, tanının geç konmasına neden olabilir.

Bu nedenle benlerinizi koparmak yerine dermatoloğunuza danışmanız, sağlığınız açısından daha doğru olacaktır.

💻Analist: Çağrı Mert Bakırcı

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Cem Ergünay
Sanat tarihi meraklısı 10 Eylül Sen de Cevap Ver
Bu soru, Emre Salman tarafından sorulmuştur.

İngilizceniz varsa Dailyart Magazine sitesini önerebilirim. Gerçekten çok kapsamlı ve güzel hazırlanmış. Ayrıca benim de gönüllü çevirmenlik yaptığım telefon uygulaması da var ve Türkçe dili de mevcut.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Özgür Yıldız
Öğrenci 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Azra Nur Demir tarafından sorulmuştur.

Evet,gerçekten hipnoz olunabilir ancak kişi kontrolünü tamamen kaybetmez ve alanında uzman kişiler tarafından yapılır. Hipnoz genellikle bağımlılık ve fobilerden kurtulmak için yapılır ayrıca kişinin bazı şeyleri daha kolay kabul etmesini sağlayabilir ancak kişinin bilinci açık ve etrafının farkındadır.[1][1]

Kaynaklar

  1. Guy H. Montgomery Katherine N. DuHamel William H. Redd. “A Meta-Analysis Of Hypnotically Induced Analgesia: How Effective Is Hypnosis?”. Alındığı Tarih: 13 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Doi | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Adela ‎
Adela ‎
59K UP
Alıntıyı Ekleyen 10 Ocak
Gerçek, siz ona inanmadığınızda kaybolmayan şeydir.
Kaynak: Philip K. Dick - Valis (Goodreads)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
19
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
109K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
100 cm boylanabilen, çok yıllık, nadiren herdem yeşil, sarılıcı yayılıcı bir türdür. Gövdeler esnek, dik ve dallanmıştır. Yapraklar dumanlı (ince bir toz tabakasıyla kaplı gibi), kenar salgı bezeli dişli veya pürüzsüz; alt ve orta yapraklar genişçe eliptik, ters yumurtamsı veya genişçe mızraksı, 40-70 x 20-40 mm boyutlarda, saplı; üst yapraklar mızraksı-şeritsi, 15-35 x 3-10 mm boyutlarda ve sapsızdır. Çiçeklenme Temmuz-Eylül aylaraı arasında; çiçekler kokusuz, sapsız; çanak borumsu, 6-10 mm, 5 adet üçgen dişli; taç menekşe rengi veya gül rengi, tüp çanaktan 2-3 kat uzun; taç yaprakların uç kısmı yuvarlağımsı; boyuncuk tüylüdür. 
0
Eser
Furkan Arduç
Eseri Ekleyen 18 Mart 2022 Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close