McClintock Etkisi Nedir? Birlikte Yaşayan Kadınların Adet Döngülerinin Feromonlar Nedeniyle Senkronize Olduğu Doğru mu?
İddia
Aynı evde veya yurtta yaşayan kadınların aylık adet döngüleri senkronize olur ve bir süre sonra benzer zamanlarda regl olmaya başlarlar. Bunun sebebi feromon denen koku molekülleridir ve bu, kadınlar için evrimsel açıdan avantajlıdır.
Gerçek mi?
Gerçek Ne?
Birlikte yaşayan ya da birbirleriyle çok fazla zaman geçiren kadınların adet döngülerinin senkronize olduğu iddiasını destekleyen bazı bilimsel kanıtlar üretilmişse de bunların sonradan bağımsız olarak incelenmesi sonucunda metodolojik hatalar bulunmuş ve daha dikkatli istatistiki analizler, insanlarda bu tip bir senkronizasyonun bulunmadığını göstererek ileri sürülen kanıtları çürütmüştür.[1]
İddianın Kökeni
Kadınların adet döngülerinin senkronize olabileceği fikri, ilk olarak 1971 yılında Nature dergisinde yayımlanan Menstrüal Senkronizasyon ve Baskılama başlıklı makalede, Martha K. McClintock tarafından tespit ve tarif edilmiştir.[2] Bu sebeple, buna "McClintock Etkisi" adı da verilmektedir.
McClintock, yaşları 17-22 arasında olan ve hepsi 4 ana koridora sahip tek bir yurt binasında kalan ve üniversite öğrencisi olan 135 kadınla çalışmıştır. Bu kişilerden son ve sondan 2 önceki adet günlerini hatırlamaları istenmiştir (ki sonradan göreceğimiz üzere, çalışmanın eleştirilen yöntemlerinden birisi budur). Ayrıca bu kişilere düzenli olarak iletişim halinde oldukları diğer kadınlar ve aynı zamanda erkekler sorulmuş, böylece bu kişilerle olan iletişimin etkileri de göz önüne alınmıştır.
McClintock'un buradaki amacı, kadınların sıklıkla görüştükleri grupları tespit etmekti. Bunu, bir diğer primat türünün dişilerinin sürüleri gibi hayal edebilirsiniz. Her canlı, genellikle, daha çok zaman geçirdiği bir gruba (sürüye) dahildir ve araştırmada bu gruplar belirlenmiştir. Bu grupların genelde 5 ila 10 arasında kadından oluştuğu görülmüştür.
Araştırmasının sonucunda McClintock, bu gruplardaki kadınların adet döngülerinin, bir diğerininkinin 4 gün civarında olacak şekilde sabitlendiğini raporlamıştır. Yani önceden ayın 15. günü ve civarında adet görmeye başlayan dişilerin adet günleri, grubunkine uygun olarak değişmiş ve örneğin 25. güne kaymaya başlamıştır. Başlangıçta adet döngüleri arasındaki fark ortalama 6.5 gün kadarken, bu fark bazı araştırmalarda 4.7 güne kadar azalmaktadır; yani döngüler birbiriyle "senkronize olmaktadır". Üstelik McClintock, daha fazla erkekle, daha sık görüşen dişilerin adet döngülerinin kısaldığını ileri sürmüş, bunu tıpkı diğer memelilerde de gördüğümüz feromon etkisine bağlamıştır (buna "Whitten Etkisi" de denmektedir). Ayrıca araştırmasının tartışma kısmında McClintock, menstrüal senkronizasyonu yine diğer memelilerde (özellikle farelerde ve primatlarda) görülen, yine feromonların etkisine bağlamıştır (buna "Lee-Boot Etkisi" de denmektedir) .
Uzmanlar, bu bulguyu izah edebilmek adına bazı hipotezler geliştirmişlerdir. Bunlardan biri, Ay'ın evrelerinin bir kadının adet döneminin daha erken veya daha geç başlamasına neden olup olamayacağı ile ilgilidir. Ancak Ay ile adet döngüsü arasında hiçbir ilişki yoktur: Ay'ın kütleçekim kuvvet, okyanus gibi devasa kütlelerin gelgitlerini etkilese de, bugüne kadar Ay'ın kadınların adet döngüsündeki "gelgitleri" etkileyebileceğine dair doğrulanabilir hiçbir kanıt elde edilememiştir.
Buna ek olarak araştırmacılar, insan feromonları ile adet dönemlerinin birbiriyle bağlantılı olup olmadığını incelemişlerdir. Feromonlar, hayvanlar tarafından salınan ve kendi türdaşlarının davranışlarını etkileyebilen koku kimyasallarıdır. Hayvanlar ve böcekler arasında, feromonların hormonal davranışları etkileme ve değiştirme gücünü destekleyen pek çok kanıt bulunmaktadır. Teknik olarak benzer bir etkinin insanlarda da olması önünde güçlü bir engel yoktur; ama yine de bu iddiayı destekleyecek de hiçbir araştırma bulunmamaktadır. İnsanlarda feromonlar, büyük ölçüde koltuk altlarından ve kasıklardan yayılır, ancak günümüz toplumunun alışkanlıklarını düşünecek olursanız, duş alma ve deodorant etkisi nedeniyle bunların diğer insanlara ulaşma ihtimali çok düşük olmaktadır.
Bilgiler
Sonraki yıllarda, McClintock'un çıkarımlarına katkı sunan birçok makale yayınlanmıştır.[3], [4], [5], [6], [7], [8] Buna karşılık, McClintock ve diğerlerinin bulgularına karşı çıkan da sayısız makale yayımlanmıştır.[9], [10], [11], [12], [13], [14], [15], [16], [17] Ancak bu çalışmalarda McClintock'un iddialarına destek çıkan sonuçların birçoğu, kadınların adet döngülerini kendi kendilerine hatırlamalarını isteyen bir metodolojiye sahiptir. Halbuki geride bıraktığımız 20 yıl içinde yükselişe geçen mobil telefonlar ve akıllı saatler sayesinde, kadınların adet döngülerini çok daha yakından takip etmeleri ve herhangi bir hafıza yanılgısına düşmemeleri mümkün hâle gelmiştir. Bu durum, McClintock Etkisi arkasındaki sırrı aydınlatmayı mümkün kılmıştır.
- Yumuşatıcı ile Yıkanan Çamaşırlar İnsanların Halsiz, Bitkin ve Agresif Hissetmesine Neden Olur mu?
- Wuhan Koronavirüsü Gibi Virüsler, İnsan Eliyle Üretilmiş ve Biyoterör Amaçlı Kullanılmış Olabilir mi?
- Darwin, Kendi Döneminde Eksik Olan Ara Formların (Geçiş Türlerinin) Bir Gün Bulunacağını Düşünüyordu... Ve Tamamen Haklı Çıktı!
2006 yılında Çin'de yapılan bir çalışmada, bir yılı aşkın bir süre boyunca yurtlarda yaşayan 186 Çinli kadından adet döngüleri hakkında veri toplanmıştır. Bu veriler üzerinde yapılan bir analiz, gruplar halinde yaşayan kadınların regl döngülerinin senkronize olmadığını ortaya koymuştur. Ayrıca aynı araştırmada, menstrüel senkronizasyonu rapor eden McClintock araştırması gözden geçirilmiştir. Bu çalışmada gösterildiği iddia edilen grup senkronizasyonunu istatistiki olarak analiz edildiğinde, elde edilen bulgunun şans eseri oluşma ihtimaliyle aynı seviyede olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada araştırmacılar, kadınlar arasındaki adet döngüsü varyasyonlarının döngü başlangıçlarında meydana gelen yakınsamalar ve ardından ıraksamalar ürettiğini ve kadınların senkronizasyon algılarını açıklayabileceğini göstererek, McClintock etkisini çürütmüştür.[1]
Bir regl takip uygulaması olan Clue ve Oxford Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ortak bir çalışma da regl dönemlerinin senkronize edilmesi iddiasını tamamen çürütmektedir:[18] Bu araştırmada Clue firması, uygulama kullanıcılarına, diğer uygulama kullanıcılarıyla senkronize regl deneyimlerini soran bir anket göndermiştir. Ankette, kadınlar arasındaki ilişkiye, birlikte yaşayıp yaşamadıklarına ve varsa kadınların hangi hormonal doğum kontrolünü kullandığına dair sorular yer almıştır.
Bu yolla toplanan 1.500 yanıt arasından, aynı zaman diliminde en az üç adet döngüsü olan 360 çift kullanıcı tespit edilmiştir. Araştırmacılar, çift başına en az üç döngüyü analiz etmiştir ve bu çiftlerin 273'ünün çalışmanın sonunda döngülerinin başlangıç ve bitiş tarihleri arasında başlangıca kıyasla daha büyük boşluklar olduğunu ortaya koymuştur: Analiz edilen 360 çiftten sadece 79'unun çalışma boyunca başlangıç tarihleri birbirine yaklaşan döngüleri olduğu tespit edilmiştir. Kullanılan örneklemin tamamına bakıldığında, çalışmanın başlangıcında bir döngünün başlangıcı açısından ortalama fark 10 günken, çalışmanın sonunda bu fark 38 güne çıkmış ve dönemlerin senkronize olmadığı görülmüştür. Ayrıca bu çalışma, birlikte yaşamanın adetlerin senkronize olma olasılığını artırmadığını da göstermiştir. Döngü başlangıç tarihleri farklı olan çiftlerin yaklaşık %37'si (273'te 100) birlikte yaşarken, başlangıç tarihleri birbirine yakın olanların sadece %24'ü (79'da 19) birlikte yaşamaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Uzun lafın kısası bu çalışma, birlikte çok zaman geçirenler veya birlikte yaşayanlar arasında adet dönemlerinin zaman içinde senkronize olmayacağını bulmakla kalmamış, aslında bu kişilerin adet döngülerinin birbirinden daha uzak olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.
Kadınlar Neden Adetlerinin Senkronize Olduğuna İnanıyor?
Peki bu durumda neden birçok kadın, birlikte yaşadıkları yakın arkadaşlarıyla adet döngülerinin senkronize olduğuna inanıyor? Adet döngüsü uzunluğu kadından kadına değişebileceği gibi uyku, stres ve kilo dalgalanmaları gibi çeşitli faktörlerden de etkilenebilir. Dolayısıyla, birlikte vakit geçiren iki kadının adet döngüsünün bir ya da iki gün arayla başlama ihtimali oldukça yüksektir. Ancak bu olay, tamamen istatistiki bir tesadüften ibarettir. Tıpkı falcılık, müneccimlik ya da astroloji gibi sahtebilim türlerinde olduğu gibi, insanlar "daha ilginç" buldukları "senkronize gibi gözüken" adet zamanlarını daha çok hatırlarken, senkronize olmadıkları zamanları/vakaları görmezden gelmeye meyillidirler. Bu yanlı hatırlama hatası, kadınların yakın arkadaşlarıyla adetlerinin senkronize olmaya meyilli olduğu inancını pekişitrmektedir. Halbuki bir çetele tutulacak olsa, vakaların çoğunda herhangi bir senkronizasyon yaşanmadığı görülecektir.
Burada matematiksel bir numara da söz konusudur:[19] Kadınlar arasında adet döngüsü bakımından zamansal bir varyasyon bulunduğu için, 3 haftalık döngüye sahip bir kadın ile 5 haftalık döngüye sahip bir başka kadının adet dönemleri zaman içinde kaçınılmaz olarak çakışacaktır. En az bir yıl boyunca biriyle yaşıyorsanız, döngülerinizin birkaç kez birlikte gerçekleşmesi muhtemeldir. İşte bu noktada, işin içine bilişsel zaaflarımız girmektedir: Oda arkadaşınızla aynı zamanda kötü kramplar geçirdiğiniz zamanları, geçirmediğiniz zamanlardan daha fazla hatırlamanız daha olası olacaktır. Bu da söz konusu mitin kadınlar arasında güç kazanmasına neden olmaktadır.
Gün geçtikçe artan adet dönemi takip uygulamaları, bu miti giderek gömmektedir; ancak bu uygulamalar da tamamen masum değildir. 2016 yılında, piyasadaki adet takip uygulamalarına ilişkin yapılan bir incelemede, pek çoğunun hatalı olduğu ya da yanıltıcı sağlık bilgileri içerdiği tespit edilmiştir.[20] Bu uygulamalar, bir takvime (dijital veya kağıt) kıyasla döngülerle ilgili verileri girme ve hatırlama konusunda daha fazla kolaylık sağlasa da, Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanmadıkları sürece, bu uygulamalara bir sağlık aracı olarak güvenmek, alıcı (veya kullanıcı) için dikkatli olunması gereken bir durumdur.[21]
Adet Döngüsünü Gerçekte Etkileyen Şeyler Nelerdir?
Her ne kadar bir başka kadınla yaşamanın veya Ay'ın çekim gücünün adet döngüleriniz üzerinde bir etkisi olmasa da, adet döneminizin zamanlamasını değiştirebilecek birkaç şey olduğunu biliyoruz:
- Doğum Kontrol Hapları: Doğum kontrol hapları vücudunuzdaki progesteron ve östrojen seviyelerini değiştirerek ne zaman regl olacağınızı ve olup olmayacağınızı kontrol eder. Yani bu hapları kullanarak regl döneminizin ne zaman geleceğini manipüle edebilirsiniz (ancak bu, sahte bir regl dönemi olacaktır). Diğer ilaçların da regl döneminizi etkileyebileceğini unutmayın.
- Aşırı Stres: Yaşam veya iş sorunlarıyla ilgili sürekli endişe veya kaygı bazen adet döneminizi geciktirebilir veya erken getirebilir.
- Kronik Hastalıklar: Sürekli sağlık sorunlarıyla yaşamak ve bazı ilaçları almak regl döneminizi düzensizleştirebilir.
- Anoreksiya/Bulimiya: Çok yüksek veya çok düşük kalori alımı üzerinde aşırı kısıtlayıcı kontrol, regl olup olmamanızı bile etkileyebilir.
- Egzersiz Yapmak: Yoğun egzersiz sırasında vücudunuzu uygun şekilde beslemezseniz regl dönemleriniz düzensizleşebilir.
Doğada Adet Döngüsü Senkronizasyonu Ne İşe Yarar?
Evrimsel süreçlerde, hayatta kalma ve üreme başarısını ufak bir miktar dahi arttırabilen her varyasyon, güçlü bir seçilim baskısına maruz kalacak ve popülasyon içerisinde genellikle artacak, evrime neden olacaktır. Feromonlar, karşı cinsiyeti cinsel olarak uyarma ve onlara bilgi verme açısından önemli unsurlardır; özellikle de insan harici hayvanlarda...
Ancak insanlarda da, bu konuda birçok adaptasyon görülmektedir. Başlı başına iki ayak üzerinde yürüme (bipedalizm) evrimimizin bile doğrudan karşı cinsiyete cinsel mesaj verebilmek amaçlı olduğu ileri sürülmüştür: Ayaktaki bir birey, cinsel organlarını çok daha net ve açık olarak diğer cinsiyete gösterebilir. Bunu destekleyen ve bu açıklamadan bağımsız olarak, genelgeçer bazı gerçekler vardır: Örneğin dişilerde, cinsel birleşmeye hazır olunduğu zamanlarda memeler sertleşir, meme uçları açığa çıkar, kabarır ve siyahlaşır, dudaklar pembeleşir/kızarır ve şişerek büyür; vajina ise kabarır, vajina yanakları şişerek genişler, vajinal sıvı salgısı (ve dolayısıyla feromon salgısı) artar. Erkeklerde penis daha sık sertleşir, zaman zaman sperm sıvısı akıntısı görülür, terleme (ve dolayısıyla feromon salgısı) artar. İki cinsiyette de cilt daha parlak hale gelir. Tüm bunlar, cinsel reklam (cinsel sinyalleme) olarak da isimlendirilen adaptasyonlardır ve evrimsel süreçte karşı cinsiyete "Hazırım!" mesajı vermek için kullanılır (ironik bir şekilde, reklamcılar tarafından bu durum bolca "cinsel içerikli" olarak saptırılır ve manipüle edilir). Tam olarak bu sebeple, feromonlar çok önemli birer mesajdırlar.
Peki tüm bunların adet döngüsü ve grup içerisindeki dişilerin adet döngülerinin senkronize olmasıyla nasıl bir alakası vardır?
Bu noktada devreye evrimsel biyoloji girmektedir: Buradaki makalemizde, dişilerin erkeklerden cinsel anlamda daha değerli olduğunu, bu yüzden erkeklerin dişileri etkilemek için birbirleriyle mücadele etmek zorunda olduklarını belirtmiştik. Ancak aynı zamanda, dişilerin de erkekleri çekmek için bazı evrimsel değişimler geçirdiğini de eklemiştik. Erkekler için en basit üreme stratejilerinden birisi, çok fazla sayıda dişi ile çiftleşmektir. Bu sayede, olası tüm kombinasyonları yaratma şansı artacaktır. Ancak tabii ki bu strateji, daha seçici erkeklerin, "doğru dişiyi" bulup kendi genlerini sadece onunla ve çok sayıda üretmesine göre dezavantajlı olabilecektir. Bu avantaj-dezavantaj dengesini, ortam ve zaman koşulları belirlemektedir. Bir diğer yöntem ise, dişilerden oluşan haremler kurarak, başka erkeklerin o dişilerle çiftleşmesine engel olmaktır. Bu strateji daha zahmetli ve zorlu olsa da, erkeklere büyük avantajlar sağlayabilir.
Dişiler, bu süreçte erkekleri üzerlerine çekip, gerekirse haremler oluşturmak için birbirleriyle etkileşim ve mücadele içerisindedirler. Çünkü erkeklerin her biri aynı kalitede değildir ve uyum başarısı en yüksek erkeğin hareminde olmak dişiler açısından önem arz etmektedir. Üstelik bu haremlerde, tıpkı daha yakın zamanlardaki imparatorluklardaki haremlerde olduğu gibi, "gözde" olan dişiler olabilecektir. İşte dişiler için, en uyumlu erkeğin hareminde, en gözde birey olmak çok ciddi bir avantaj sağlayacaktır. Bu sebeple, her ne kadar dişiler daha rahat ve seçici bir konumda olsalar da, aslında onlar da diğer dişilerle, erkekler için mücadele etmektedirler. Ancak yine de, seçici konumda olan genelde dişiler olduğundan, hangi erkeğin haremine gireceklerini kendileri seçmektedirler.
Menstrüal döngü, çiftleşme zamanlarını belirlediği için, bir dişinin doğru zamanda aktif olması çok önemlidir. Dişiler, bu konuda da birbirleriyle iletişim halindedirler ve işte bu iletişimi sağlayan yapı feromonlardır. Feromonlar ile birbirlerine istemsiz olarak sinyaller veren dişiler, diğerlerinin döngülerini hissedebilirler. Bu, tamamen bilinçsiz olarak gerçekleşen bir durumdur.
Aynı grup içerisindeki (harem olması şart değildir; popülasyon içi gruplar birleşme dönemi öncesinde de, sosyal dayanışma amacıyla kurulabilir ki insanlarda görülen çoğunlukla budur) dişilerin adet döngülerinin birbiriyle senkronize olmasının ve olmamasının, hem erkekler, hem de dişiler için, hem avantajları hem de dezavantajarı vardır. Şimdi bunlara bir göz atalım:
Erkekler, eğer ki bir hareme sahiplerse, bu haremi ellerinde tutmak ve diğer erkeklerin hareme müdalesini ne pahasına olursa olsun engellemek isterler. Eğer ki dişilerin adet döngüsü, dolayısıyla çiftleşmeye hazır oldukları dönemler, birbiriyle tamamen uyum içerisindeyse, bu harem sahibi erkeğin dişileri aynı anda döllemesi gerekir - ki bu çok zor bir iştir. Hele ki bir harem içerisinde onlarca dişi varsa, bunların hepsiyle seks yapmak neredeyse imkansız olacak, bu da diğer erkeklerin bu haremlere saldırmasına ve dağıtmasına neden olacaktır. İşte bu sebeple, aslında cinsel döngünün koordineli olmaması erkek için avantajlıdır: Erkek, haremindeki dişilerin üreme zamanlarını takip ederek, hazır olanlarla ayrı ayrı çiftleşebilir ve dinlenip yeniden çiftleşmeye hazırlanmak için zamanı olur. Üstelik haremlere sahip olmayan türlerde, senkronize olmayan dişiler ayrı ayrı, farklı erkekler tarafından döllenebilirler. Bu da, üreme şansını oldukça arttıracaktır.
Öte yandan, bu senkronize olmayan adet döngülerinin, büyük bir dezavantajı vardır: genellikle haremler belli bir sayıya ulaştıktan sonra kontrolden çıkarlar. Bunun sonucunda ya harem küçülür ya da tamamen dağılır. Bu durum, erkeklerin haremler yerine tekil dişilerle çiftleşmelerini (tek eşliliği) beraberinde getirir. İşte böyle durumlarda, senkronizasyon büyük bir avantaj sağlayacaktır. Çünkü erkekler, normalde hem kendisi için en uyumlu dişileri seçmeye çalışmakta, hem de bu dişilerden cinsel olarak aktif olanları belirlemek zorundadır. Ancak eğer ki dişilerin adet döngüleri senkronize ise, erkekler bu yükten kurtulacak, dişiler de daha hızlı bir şekilde üreyecek bir eş bulabilecektir. Yani adet döngüleri senkronize olan dişilerden oluşan bir popülasyonda erkeklerin dişilerin cinsel faaliyetlerini tespit etmeleri gerekmez: eğer ki bir dişi aktifse, diğerleri de aktif olmalıdır.
Burada bir de yalnızca dişilerin kendi arasındaki mücadele açısından ele alınması gereken bir nokta vardır: "dişi baskınlığı". Genellikle hem haremlerde, hem harem harici dişi gruplarında baskın bir dişi ve daha çekinik dişiler bulunur. Baskın dişi, daha çekinik olanları domine etmesine rağmen, bu baskınlığını yitirmemek için mücadele eder. Genellikle baskın dişiler, hem genetik-fiziksel özelliklerin evrimsel uyum başarısı açısından güçlü olması, hem de davranışsal olarak baskın olmak dolayısıyla belirlenirler. Öte yandan çekinik olan daha çok sayıdaki birey, bu dişiye, ama özellikle de birbirlerine baskın gelmek için mücadele ederler. Ne olursa olsun bu baskınlık, genellikle feromonlar aracılığıyla belli olur: Belli şekilde feromonlar salgılayan dişiler, diğerlerini domine ederler. Bu feromonların nasıl baskınlığı ilan edecek şekilde salgılandığı veya bu tür feromonlara nelerin katkı sağladığı henüz tam olarak bilinmemektedir.
Bu iki tür dişi arasında ilginç bazı ilişkiler bulunur: Örneğin dişiler için her ne kadar baskın olmak, en uyumlu erkeği seçmek açısından faydalı olsa da, hayat kusursuz değildir ve kimi zaman uyum başarısı yüksek erkekleri, ikincil konumdaki dişiler kapabilirler. Bu açıdan, baskın dişinin etrafında çok da fazla çekinik dişi barındırması avantajlı değildir. Ancak bir diğer açı da şudur: Bu ikincil dişilerin eli armut toplamamaktadır. Onlar da, kendi mücadeleleri ve geniş feromon varyasyonları sebebiyle birçok erkeği gruba çekebilmektedirler. Bu, baskın dişinin avantajına olabilir: Zayıfların çektiği bir erkek, kendisinin çektiği bir erkekten daha uyumlu olabilir.
İşte tam olarak bu sebeple ve yine, menstrüal döngünün senkronize olmasının avantajları ve dezavantajları ortaya çıkar. Çiftleşilebilecek erkek potansiyelini arttırmak için senkronize bir döngü avantajlıdır. Ancak senkronize olan bireylerin sayısı çok artacak olursa, dominant dişi, baskınlığını yitirebilir. Bu yüzden, tıpkı bazı feromonların etkisinin çevre ve zamana çok bağlı olması gibi, evrimsel açıdan hangi durumun (senkronize olan veya olmayan) baskın geleceği, çevre, zaman ve türün popülasyonlarıyla doğrudan ilişkili olacaktır.
İlginç bir şekilde, adet döngüsü senkronizasyonu görülen popülasyonlarda, baskın olan dişinin adet zamanlarına ayak uydurulduğu görülür. Yani ikincil bireylerin adet döngüleri, bu baskın bireyin adet döngüsüne ayak uyduracak şekilde kayar. Bu da, ikincil dişilerin baskın dişiye göre bu senkronizasyondan daha fazla avantaj sağladığını görmemizi sağlar. Baskın dişinin, ikincil dişilere ayak uydurmaya ihtiyacı o kadar fazla yoktur.
Fakat genel bir kural olarak, adet senkronizasyonunun dezavantajlarının daha ağır bastığı söylenebilir; çünkü insan-harici primatlar üzerinde yapılan bir çalışmada da herhangi bir adet senkronizasyonu tespit edilememiştir.[22]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b Z. Yang, et al. (2006). Women Do Not Synchronize Their Menstrual Cycles. Human Nature, sf: 433-447. doi: 10.1007/s12110-006-1005-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. K. MCCLINTOCK. (1971). Menstrual Synchrony And Suppression. Nature, sf: 244-245. doi: 10.1038/229244a0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. A. Graham, et al. (2003). Menstrual Synchrony In Female Undergraduates Living On A Coeducational Campus. Elsevier BV, sf: 245-252. doi: 10.1016/0306-4530(80)90028-1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. M. Quadagno, et al. (2003). Influence Of Male Social Contacts, Exercise And All-Female Living Conditions On The Menstrual Cycle. Elsevier BV, sf: 239-244. doi: 10.1016/0306-4530(81)90033-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. WELLER, et al. (2003). Menstrual Synchrony In Female Couples. Elsevier BV, sf: 171-177. doi: 10.1016/0306-4530(92)90055-C. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Weller, et al. (2005). Multiple Influences On Menstrual Synchrony: Kibbutz Roommates, Their Best Friends, And Their Mothers. Wiley, sf: 173-179. doi: 10.1002/ajhb.1310050207. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Weller, et al. (2003). Menstrual Synchrony Between Mothers And Daughters And Between Roommates. Elsevier BV, sf: 943-949. doi: 10.1016/0031-9384(93)90273-I. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Weller, et al. (2002). Menstrual Synchrony In A Sample Of Working Women. Elsevier BV, sf: 449-459. doi: 10.1016/S0306-4530(98)00092-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Weller, et al. (2002). Examination Of Menstrual Synchrony Among Women Basketball Players. Elsevier BV, sf: 613-622. doi: 10.1016/0306-4530(95)00007-B. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Weller, et al. (2002). The Impact Of Social Interaction Factors On Menstrual Synchrony In The Workplace. Elsevier BV, sf: 21-31. doi: 10.1016/0306-4530(94)E0004-S. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Weller, et al. (2002). Prolonged And Very Intensive Contact May Not Be Conducive To Menstrual Synchrony. Elsevier BV, sf: 19-32. doi: 10.1016/S0306-4530(97)00095-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. R. Trevathan, et al. (2003). No Evidence For Menstrual Synchrony In Lesbian Couples. Elsevier BV, sf: 425-435. doi: 10.1016/0306-4530(93)90017-F. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. I. Strassmann. (1999). Menstrual Synchrony Pheromones: Cause For Doubt. Human Reproduction, sf: 579-580. doi: 10.1093/humrep/14.3.579. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Z. Yang, et al. (2006). Women Do Not Synchronize Their Menstrual Cycles. Human Nature, sf: 433-447. doi: 10.1007/s12110-006-1005-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Ziomkiewicz. (2006). Menstrual Synchrony: Fact Or Artifact?. Human Nature, sf: 419-432. doi: 10.1007/s12110-006-1004-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Jarett. (2003). Psychosocial And Biological Influences On Menstruation: Synchrony, Cycle Length, And Regularity. Elsevier BV, sf: 21-28. doi: 10.1016/0306-4530(84)90018-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Wilson, et al. (2003). Two Studies Of Menstrual Synchrony: Negative Results. Elsevier BV, sf: 353-359. doi: 10.1016/0306-4530(91)90021-K. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Figo. Period Sync Myth. (13 Nisan 2017). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: Figo | Arşiv Bağlantısı
- ^ Cleveland Clinic. Does Your Period Really Sync With Close Friends?. (21 Ocak 2022). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: Cleveland Clinic | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. Moglia, et al. (2016). Evaluation Of Smartphone Menstrual Cycle Tracking Applications Using An Adapted Applications Scoring System. Obstetrics & Gynecology, sf: 1153-1160. doi: 10.1097/AOG.0000000000001444. | Arşiv Bağlantısı
- ^ U.S. Food and Drug Administration. Fda Allows Marketing Of First Direct-To-Consumer App For Contraceptive Use To Prevent Pregnancy. (10 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: U.S. Food and Drug Administration | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. M. Setchell, et al. (2010). Do Non-Human Primates Synchronise Their Menstrual Cycles? A Test In Mandrills. Elsevier BV, sf: 51-59. doi: 10.1016/j.psyneuen.2010.06.004. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:53:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17430
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.