Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir? D. Rocha
18 dakika
4,577
Tıbbi İçerik Uyarısı

Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Daha Fazla Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat
Bulimia Nervoza
  • Türkçe Adı Bulimia Nervoza
  • İngilizce Adı Bulimia Nervosa
  • OMIM 607499

Bulimia Nervoza (veya kısaca "Bulimia"), çok miktarda yiyeceğin tekrar tekrar hızlı bir şekilde tüketilmesi, ardından tüketilen fazla gıdayı telafi etme girişimleri (örneğin, oruç tutma veya egzersiz yapma) ve vücut şekli yada kiloyla aşırı ilgilenme ile karakterize bir yeme bozukluğudur.

Bulimiası olan ("bulimik") kişiler büyük miktarlarda yemek yedikleri "binge" (Tür: "tıkınma") adı verilen ve bu aşırı yemeyi, kusma, müshil veya diüretik ilaç kullanma, oruç tutma veya aşırı egzersiz ile telafi etmeye çalıştıkları "purge" (Tür: "arınma" veya "temizlenme") adı verilen bir döngüye yakalanırlar. Bu döngü haftada birkaç kez veya daha ciddi durumlarda günde birkaç kez tekrarlanabilir.

Bu döngüye ek olarak, bulimiası olan kişiler sıklıkla yemek yemeyi, diyet yapmayı, arınmayı veya egzersizi saklamaya yönelik davranışlarda bulunur. Bu da, durumun uzun süre fark edilmeden ve tedavi edilmeden sürdürülebileceği ve fiziksel sağlığı etkileyebileceği anlamına gelir.

Tüm Reklamları Kapat

Genetiğe bağlı olduğu tahmin edilen risk yüzdesi %30 ile %80 arasında olan bulimia, bu duruma sahip yakın akrabası olan bireylerde daha yaygındır. Hastalık için diğer risk faktörleri arasında psikolojik stres, belirli bir vucüt tipine yönelik kültürel baskı, zayıf benlik saygısı ve obezite sayılabilir. Diyet yapmayı teşvik eden bir kültürde yaşamak ve kilo konusunda endişelenen ebeveynlere sahip olmak da risk faktörleri arasında yer alır.

Tanıü kişinin tıbbi geçmişine dayanır; ancak insanların genellikle tıkınma-arınma alışkanlıkları konusunda ketum tavırlar sergilemesi ve bunları paylaşmaması tanı koymayı güçleştirir.

Belirti ve Semptomlar

Bulimia tipik olarak hızlı ve kontrolsüz yemeyi içerir; bu, yemek yeme eylemi başka biri tarafından kesintiye uğratıldığında veya mide aşırı genişlemeden dolayı ağrıdığında durabilir, ardından kendi kendine kusma veya diğer arınma biçimleri gelir.

Fiziksel Belirtiler

Bulimia, vücutta belirgin değişikliklere neden olan yoğun bir fiziksel bozukluktur. Belirtiler şunları içerebilir:

Tüm Reklamları Kapat

  • Ağırlık (kilo) dalgalanmaları,
  • Kronik boğaz iltihabı veya boğaz ağrısı,
  • Boyun ve çene çevresinde şişmiş tükürük bezleri,
  • Mide asidine maruz kalma nedeniyle diş minesinde aşınma, dişlerde sararma ve diş hassasiyeti
Bulimia nedeniyle üst dişlerin iç kısmında mine kaybı
Bulimia nedeniyle üst dişlerin iç kısmında mine kaybı
Wikimedia Common - J. Heilman
  • Reflü ve diğer gastrointestinal problemler,
  • Müshilin bilinçsiz kullanımından kaynaklanan bağırsak rahatsızlığı ve tahrişi,
  • Alkaloz ve sık kusma varlığında renal potasyum kaybına bağlı dehidrasyon ve hipokalemi,
  • Boerhaave sendromu (kusma nedeniyle yemek borusu duvarında bir yırtılma),
  • Anormal kalp ritimlerine, kalp durmasına ve hatta ölüme yol açabilen elektrolit dengesizliği,
  • Parmak eklemleri veya ellerde kendi kendine kusma nedeniyle oluşan "Russell's Sign" (Tür. Russell'ın izleri) adı verilen yara izleri,
  • Mallory - Weiss sendromu,
  • Kabarık yanaklar,
  • Sıvı tutulumu nedeniyle şişmiş görünme,
  • Parmakların veya diğer nesnelerin tekrar tekrar sokulmasıyla ağız veya boğaz zarında yırtılmalar, ağız travması,
  • Kızarmış gözler, kusma veya kusma sırasında ıkınma nedeniyle gözlerde kan damarlarının patlaması,
  • Kusmuk kokusu,
  • Yüksek kan şekeri, kolesterol ve amilaz seviyeleri,
  • Kusma sonrası hipoglisemi.

Davranışsal Belirtiler

Davranışsal belirtiler, aile üyeleri ve arkadaşlar tarafından dışarıdan en çok fark edilen belirtilerdir. Örneğin:

  • Aşırı yeme ve arınmaya (binging-purging) uygun programların veya ritüellerin takip edilmesi,
  • Diğer aktivitelerin önüne geçen, egzersiz yapmaya yönelik hissedilen çaresizlik,
  • Yiyecekleri saklamak, yemek çalmak ve bir oturuşta çok miktarda yemek yemek dahil olmak üzere tıkınırcasına yeme eylemi,
  • Her zaman tuvalete gitme ihtiyacı, yemeklerden sonra duş alma, müshil veya idrar söktürücü paketler gibi arınma eylemleri,
  • Alınan kalorileri yakmak için belirli bir miktarda egzersiz,
  • Sıkı diyet ve ardından aşırı yeme,
  • Yorgun görünüm,
  • Sık sık tuvalete gitme,
  • Evde (mutfakta, dolapta) çok miktarda yiyeceğin eksilmesi; çöp kutuları veya araçlarda çok sayıda gıda ambalajı,
  • Sürekli diyet, kalori, yiyecek veya kilo hakkında konuşma,
  • İştahı bastırmanın bir yolu olarak uyuşturucu veya detoks çayları kullanma,
  • Arkadaşlardan, ailelerden ve olağan faaliyetlerden uzaklaşma.

Duygusal Belirtiler

Duygusal belirtiler, davranışsal belirtilere kıyasla daha zor fark edilir. Aşırı yeme ve arınma davranışları etrafında gerçekleşmeleri gerekmez. Bulimia nervoza'ya özgü değillerdir ve rahatsızlık sahibi kişinin yakınları için uyarı görevi görebilirler:

  • Depresyon,
  • Aşırı sinirlilik,
  • Aşırı öz eleştiri,
  • Kontrolden çıkmış hissetmek,
  • Benlik saygısının, değerinin ve çekiciliğin vücut görüntüsü ve ağırlık tarafından belirlenmesi,
  • Aşırı onay ihtiyacı.

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Bir kişinin bulimia geliştirmesinin birçok farklı nedeni olabilir ve bu rahatsızlığa katkıda bulunabilecek birçok faktör vardır. Yeme bozukluklarının genellikle yemeğin kendisiyle ilgili olmadığını; tedavinin bu davranışlara neden olan, altta yatan düşünce ve duygulara odaklanması gerektiğini hatırlamak önemlidir.

Bilişsel bağlamda bulimia nervozanın kökenini yorumlarken, Christopher Fairburn ve arkadaşlarının bilişsel-davranışçı modeli genellikle standart olarak alınır. Fairburn ve arkadaşlarının modeli, bir bireyin tıkınma-arınma döngüsüne düştüğü ve dolayısıyla bulimia geliştirdiğini; ağırlık ve vücut şekliyle ilgili aşırı kaygının düşük benlik saygısı ile birleştiğinde katı diyet kurallarıyla sonuçlanacağını ifade eder. Bu modele göre birey, katı diyet kurallarını az da olsa ihlal ettiğinde nihai bir "kayma"ya neden olabilecek, yemek yeme düzenini gerçekdışı seviyede kısıtlayacaktır. Ayrıca ikili düşünceden kaynaklanan bilişsel çarpıtma, bireyi tıkınırcasına yemeye sevk eder. Tıkınma, daha sonra, algılanan bir kontrol kaybını tetikler ve bireyi, tıkınmaya karşı koyma umuduyla arınmaya teşvik eder. Fairburn ve arkadaşları, döngünün bu şekilde kendini tekrar ettiğini ve sürdüğünü savunmaktadır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Buna karşın Byrne ve Mclean'in bulguları, Fairburn ve arkadaşlarının bilişsel-davranışçı modelinden biraz farklıdır. Bulgular, arınmanın ana nedeni olarak zayıflık dürtüsünü öne sürer ve böylelikle kilonun kontrol altına alındığını savunur. Böylelikle birey tıkınmaya karşı savunmasız hale gelmektedir; tıkınma-arınma döngüsüne girmez, arınma tıkınmadan önce gelir (yani bir arınma-tıkınma döngüsü söz konusudur).

Fairburn ve arkadaşlarının bulimia nervoza bilişsel-davranışçı modeli indirgemeci bir modeldir; her bireye uygulanabilir olmayabilir. Zira her birey farklıdır ve her bulimia vakası aynı şekilde nüksetmeyebilir. Bu modeli bulimia nervoza rahatsızlığına sahip her bireye uygulamak kesinlikle geçersiz sonuçların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.

Fairburn ve arkadaşlarının modeli ve genel olarak bulimianın bilişsel açıklaması açıklayıcı olmaktan çok tanımlayıcıdır, çünkü bulimianın nasıl ortaya çıktığını kesin ifadelerle açıklamaz. Ayrıca, bulimia nervoza için bir neden ve sonuç ilişkisi belirlemek zordur; sağlıksız yeme biçiminin sağlıksız bir bilişe yol açabildiği gibi sağlıksız bir biliş de sağlıksız yeme biçimlerine önayak olabilir.

Önemli miktarda çalışmada cinsel istismar ile bulimia nervoza gelişimi arasında bir ilişki tespit edilmektedir. Bildirilen istenmeyen cinsel temas vaka oranı, bulimia nervoza sahibi bireylerde anoreksiya nervoza sahibi bireylere kıyasla daha yüksektir.

Bulimianın etiyolojisinin sosyo-kültürel boyutunda "içselleştirilen ideal zayıflığın" (bireyin toplumsal çekicilik ideallerine ne oranda uyum sağladığı) önemli ölçüde sorumlu olduğu görülmektedir. Araştırmalar, moda dergileri okuyan genç kadınların, okumayan kadınlara göre daha fazla bulimik semptomlara sahip olma eğiliminde olduğunu göstermiştir. Bu ayrıca, medyanın bozukluğu geliştirme olasılığı üzerindeki etkisini de gözler önüne sermektedir. Bireyler önce bu idealleri kabul eder ve benimser; ardından çekiciliğin toplumsal ideallerini yansıtmak için kendilerini dönüştürmeye çalışırlar. J. Kevin Thompson ve Eric Stice, ailenin, akranların ve en bariz şekilde medyanın ideal zayıflık fikrini güçlendirdiğini ve bunun da bireyin ideali kabul etmesine ve "satın almasına" yol açabileceğini iddia etmekte; zayıflama dürtüsü ile birleşen vücut memnuniyetsizliğinin, diyet ve olumsuz etkileri teşvik ettiğini düşünmektedir. Bu idealin benimsenmesi de nihayetinde arınma veya aşırı yemek yeme gibi bulimik semptomlara yol açabilmektedir. Tıkınmalar, kilo alımını önlemek için kusma ve kendinden iğrenme ile sonuçlanır.

Bulimia nervozanın bir faktörü olarak "ideal zayıflığın" içselleştirilmesini araştıran bir başka çalışma da Thompson ve Stice'in araştırmasıdır. Medyanın zayıflık idealini içselleştirmeyi nasıl ve ne ölçüde etkilediğini araştırmayı amaçladıları çalışmalarında Thompson ve Stice, ideal zayıflığın içselleştirilme oranını azaltma amacıyla genç kadınlara medya kapsamında nasıl daha eleştirel olunacağını öğretmeye adanmış, rastgele deneyler kullandılar. Çalışmanın bir sonucu olarak medyanın toplumsal çekicilik ideali üzerindeki kontrolü konusunda daha fazla farkındalık yaratmanın "ideal zayıflık" içselleştirmesinin önüne geçtiği bulgulandı. Başka bir deyişle bu çalışma ile "ideal zayıf" imajından daha az etkilenmek daha az içselleştirme ile sonuçlanmakta; medyanın ideal zayıflık üzerinde büyük bir etkisi olduğu gözler önüne serilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

E. K. Papies, bulimiası olan birinin nasıl hissedeceğine karar verenin, ideal zayıflığın kendisinin değil, belirli bir kilodaki diğer insanlarla kendi kendine ilişki kurmanın olduğunu göstermektedir. Kendini zayıf modellerle özdeşleştiren kişiler, zayıf modelleri gördüklerinde olumlu, kilolu kişilerle ilişkilendirilen kişiler ise zayıf modelleri gördüklerinde olumsuz bir tutum içine girerler.

Biyolojik Etkenler

Anoreksiya nervozada olduğu gibi, bu yeme bozukluğunun başlamasına katkıda bulunan genetik yatkınlıklar kanıtlanmış, başta serotonin olmak üzere birçok hormonun anormal seviyelerinin bazı düzensiz yeme davranışlarından sorumlu olduğu gösterilmiştir. Beyin kaynaklı nörotrofik faktör olası bir mekanizma olarak araştırılmaktadır.

Seks hormonlarının kadınlarda iştahı ve yemek yemeyi ve bulimia nervoza başlangıcını etkileyebileceğine dair kanıtlar vardır. Çalışmalar, hiperandrojenizm ve polikistik over sendromlu kadınların karbonhidrat ve yağlarla birlikte iştah düzensizliğine sahip olduğunu göstermiştir. İştahın bu düzensizliği, bulimia nervozalı kadınlarda da görülür. Ek olarak, farelerde yapılan gen nakavt çalışmaları, östrojen reseptörlerini kodlayan gene sahip farelerin, yumurtalık disfonksiyonu ve androjen reseptörlerinin düzensizliği nedeniyle doğurganlığın azaldığını göstermiştir. İnsanlarda, ERβ (östrojen reseptörü β) ve bulimiadaki polimorfizmler arasında bir ilişki olduğuna dair kanıtlar vardır, bu da seks hormonları ile bulimia nervoza arasında bir korelasyon olduğunu düşündürür.

Tüm Reklamları Kapat

Bulimiklerde yaygın bir davranış olan diyet, daha düşük plazma triptofan seviyeleri ile ilişkilidir. Beyindeki azalan triptofan seviyeleri ve dolayısıyla akut triptofan tükenmesi yoluyla olduğu gibi serotonin sentezi, şu anda ve daha önce bulimik olan kişilerde saatler içinde bulimik dürtüleri arttırır.

Son yıllarda, gelişmekte olan bir bilim dalı olarak evrimsel psikiyatri, ruhsal bozuklukları evrimsel bir bakış açısıyla incelemektedir. Başta Bulimia nervoza olmak üzere yeme bozukluklarının evrimsel işlevleri olup olmadığı veya yeni modern "yaşam tarzı" sorunları olup olmadığı halen tartışılmaktadır.

Toplumsal Etkenler

"İdeal" bir vücut şeklinin medya tasvirleri, yaygın olarak bulimiye katkıda bulunan bir faktör olarak kabul edilir. Weltzin, Hsu, Pollicle ve Kaye tarafından 1991 yılında yapılan bir çalışmada, bulimiklerin %19'unun az yemek yediği, %37'sinin ortalama veya normal miktarda yemek yediği ve %44'ünün fazla yediği belirtilmiştir.

Fiji, Nadroga'da 15 ila 18 yaşındaki lise öğrencileriyle yapılan bir araştırma, kendi bildirdiği arınma insidansının 1995'te (eyalette televizyonun tanıtılmasından birkaç hafta sonra) %0'dan 1998'de %11,3'e yükseldiğini bulgulamıştır. Ayrıca bulimiası olan kişilerde intihar oranı genel nüfusa göre 7,5 kat daha fazladır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Globe Dünya Küresi: Turuncu, 26 cm, Işıksız

Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini gösteren Globe Orange, Sizi portakal bahçelerinin renklerini anımsatacak hem gerçek bir eğitim materyali hemde şık bir aksesuar görünümündedir.

  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 26 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız
Devamını Göster
₺500.00
Globe Dünya Küresi: Turuncu, 26 cm, Işıksız
  • Dış Sitelerde Paylaş

Teşhis Yöntemleri

Bulimia nervoza, anoreksiya nervozaya kıyasla tespit edilmesi zor olabilir, çünkü bulimia hastaları ortalama veya ortalamanın biraz üzerinde bir ağırlıkta olma eğilimindedir. Pek çok bulimia hastası, bulimia nervoza için tam tanı kriterlerini karşılamaksızın önemli ölçüde düzensiz yeme ve egzersiz düzenlerine de girebilirler.

Bir doktor bulimiadan şüphelenirse, tanıyı daraltmak, kilo kaybı veya alımı için diğer tıbbi nedenleri ortadan kaldırmak ve ilgili komplikasyonları kontrol etmek için tipik olarak birkaç test yapacaktır.

  • Fiziki Muayene: Bu, boy ve kilo ölçümünü içerir; kalp atış hızı, kan basıncı ve sıcaklık gibi yaşamsal belirtiler kontrol edilebilir. Ek olarak, cilt ve tırnaklar kontrol edebilir; ciğerler dinlenebilir ve karın bölgesi incelenebilir.
  • Laboratuvar Testleri: Bunlar, elektrolit ve proteinin yanı sıra karaciğer, böbrek ve tiroid fonksiyonlarını kontrol etmek için tam bir kan sayımı ve daha özel testler içerebilir. Ayrıca idrar tahlili de yapılabilir.
  • Psikolojik Değerlendirme: Akıl sağılığı konusunda bir uzman veya bir terapist muhtemelen düşüncelerinizi, duygularınızı ve yeme alışkanlıklarınızı soracaktır. Ayrıca bir psikolojik öz değerlendirme anketi doldurmanız da istenebilir.
  • Diğer Tetkikler: Kemik yoğunluğunuzu ölçmek, stres kırıkları veya kırık kemikleri kontrol etmek veya sizi zatürre veya kalp problemleri açısından değerlendirmek için röntgen çekilebilir. Elektrokardiyogramlar kalp düzensizliklerini belirlemek için kullanılabilir. Ek olarak, beslenme gereksinimlerinin planlanmasına yardımcı olması için vücudunuzun ne kadar enerji kullandığını belirleyecek testler de yapılabilir.

Doktor ayrıca Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabındaki (DSM-5) kriterleri kullanacaktır. DSM-5, zihinsel bozuklukları teşhis etmek için standart dil ve kriterleri kullanan bir teşhis aracıdır. Bulimiayı teşhis etmek için kullanılan kriterler şunları içerir:

  • Tekrarlayan tıkınırcasına yeme,
  • Kusma, aşırı egzersiz, müshillerin kötüye kullanılması veya oruç tutma yoluyla düzenli olarak temizleme,
  • Ağırlık ve vücut şeklinden öz değer elde etmek,
  • 3 ay boyunca ortalama olarak en az haftada bir kez gerçekleşen tıkınırcasına yeme ve arınma,
  • Anoreksiya nervoza sahibi olmamak.

DSM-5 ayrıca bulimiayı hafiften aşırıya doğru sınıflandırır:

  • Hafif: Haftada 1 ila 3 epizod,
  • Orta: Haftada 4 ila 7 epizod,
  • Şiddetli: Haftada 8 ila 13 epizod,
  • Aşırı: Haftada 14 veya daha fazla epizod.

Uzun süredir bulimianız varsa daha fazla teste ihtiyacınız olabilir. Bu testler, kalbiniz veya diğer organlarınızla ilgili sorunları içerebilecek komplikasyonları kontrol edebilir.

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

İlk adım, gerektiğinde bir psikolog, psikiyatriste veya diyetisyene sevk edebilecek bir doktora görünmektir.

Tedavi genellikle bilişsel davranış terapisi (BDT), aile temelli tedavi (çocuklar ve ergenler için) ve diğer terapi türlerini içine alan psikoterapi ile başlar. Bu, ağırlık ve beden imajı hakkında negatif düşünme kalıplarının üstesinden gelmenin yanı sıra ruh hali ve kaygıyı iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını eski haline getirmek önemlidir ve beslenme tavsiyesi için bir diyetisyene danışmak çok yardımcı olabilir.

Ek olarak, bulimia nervozalı bazı kişiler, kaygılarını azaltmak, ruh hallerini ve öz kontrollerini geliştirmek için bir antidepresan ile tedavi edilebilir.

Psikoterapi

Bulimia için önerilen birkaç psikososyal tedavi vardır. Bir kişiye otomatik düşüncelere meydan okumayı ve davranışsal deneylere katılmayı öğretmeyi içeren bilişsel davranışçı terapi, az miktarda kanıtla desteklenmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

BDT ile insanlar, düzenli olarak bulimia ataklarına neden olan duygusal dalgalanmaları belirlemek ve bunlardan kaçınmak amacıyla ne kadar yemek yediklerini ve kusma dönemlerini kaydederler. Barker (2003), araştırmaların, semptomlarından kurtulmak için bilişsel davranışçı terapi kullanan insanların %40-60 sıklıkta olduğunu, terapinin olumlu şekilde sonuçlanması ve başa çıkma stratejilerinin geliştirilebilmesi için tüm tarafların tartışmaya açık olması, düzenli kayıt tutmasının gerekli olduğunu belirtmektedir. İnsanları eylemlerinin farkına vardırarak alternatiflere yöneltmeyi amaçlayan bu terapi yönteminden faydalanan kimseler arasında erken dönem davranış değişiklikleri sergileyenler uzun vadede en iyi sonuçları elde eden kesimdir.

Araştırmacılar ayrıca kişilerarası psikoterapi ve diyalektik davranış terapisi için bazı olumlu sonuçlar bildirmiştir.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel Davranışçı Terapi, kısaca BDT, kişinin kendi korkularıyla yüzleşmesini, kendi kişisel davranışlarını ve diğer insanların davranışlarını anlamayı ve zor durumları yönetmeye yardımcı olmak için nasıl problem çözüleceğini öğretmeyi içeren bir tür psikoterapidir. BDT, çarpık, sorunlu ve sağlıksız düşünce kalıplarını daha sağlıklı, üretken olanlara dönüştürmeye odaklanır.

Yeme ve beslenme bozukluklarına yönelik BDT tedavileri geliştirilmiştir ve geliştirilmeye devam edilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

2004 yılında, Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü (NICE), bulimia tedavisi için BDT-BN olarak adlandırılan bir bilişsel davranışçı terapi uyarlamasının kullanılmasını tavsiye etmiştir.

Bu yöntemin ardından yeme ve beslenme bozukluklarının tedavisine yönelik daha kapsamlı bir yaklaşım geliştirilmiştir. Geliştirilmiş bilişsel davranış terapisi (G-BDT), yalnızca bulimia gibi bireysel tanılara odaklanmak yerine, tüm yeme bozukluklarının psikopatolojisini ele almaktadır.

G-BDT, ayakta tedavi ortamı ve yetişkin danışanlar baz alınarak tasarlanmıştır, ancak daha genç insanlara ve günübirlik hasta veya yatarak tedavi gibi farklı terapi türlerine uyarlanabilir.

G-BDT, yeme bozukluğunu kişinin bir parçası olarak ele alır ve bulimialı kişi tedavinin tüm alanlarında aktif rol alır; tam olarak bilgilendirilirler ve tedavileriyle ilgili tüm kararlarda son söz sahibi olurlar. Öneriler ve teşvikler sunulurken, yapmak istemedikleri hiçbir şeyi yapmaları istenmez.

Tüm Reklamları Kapat

G-BDT sırasında, bulimiası olan kişiler, yeme bozukluklarına katkıda bulunan düşünce süreçlerini ve davranışları nasıl tanımlayacaklarını ve bunların yaşamlarında nasıl ortaya çıktığını öğrenirler. Şekil, ağırlık ve yeme ile ilgili endişelerini ve bozukluklarını çevreleyen diğer zararlı davranışları incelemelerine yardım edilir. Düşünce ve eylemlerdeki değişiklikler daha sağlıklı sonuçlara yol açabilir.

G-BDT dört aşamada gerçekleşir:

  1. Aşama
  2. Haftada iki kez 50 dakikalık seanslar yapılır
  3. Kişinin yeme sorunu hakkında karşılıklı bir anlayış geliştirmeye odaklanılır
  4. Yeme kalıplarını değiştirmelerine ve stabilize etmelerine yardımcı olmaya odaklanılır
  5. Kişiselleştirilmiş eğitim vurgulanır
  6. Kilo ile ilgili endişeler giderilir
  7. Aşama
  8. Kısa "değerlendirme" aşamasıdır
  9. İlerleme sistematik olarak gözden geçirilir
  10. Tedavinin temel unsurları için planlar yapılır
  11. Aşama
  12. Haftalık 50 dakikalık seanslar yapılır
  13. Kişinin yeme problemini sürdüren süreçlere odaklanılır
  14. Vücut şekli ve yemek ilgili endişeler giderilir
  15. Günlük olaylar ve ruh halleriyle başa çıkma yeteneğini geliştirmeye odaklanılır
  16. Aşırı diyet kısıtlamaları ele alınır
  17. Aşama
  18. Gelecek odaklıdır
  19. Gerilemelerle başa çıkmaya ve elde edilen olumlu değişiklikleri sürdürmeye odaklanılır

Tedavi, bulimialı danışan zayıfsa sağlıklı bir kilo aralığı seçmeye teşvik ile başlar. Sağlıklı bir kiloya ulaşıldığında, tedavi odağı sağlıklı kilo yönetimine kayar.

2013'te yapılan bir araştırma, bulimia tedavisinde BDT'nin kullanımını desteklemektedir, ancak bulimiası olan her kimse için tek başına etkili olmadığını belirtilmektedir ve alternatif veya tamamlayıcı tedavinin gerekli olabileceğini öne sürülmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Diyalektik Davranışçı Terapi

Başlangıçta borderline kişilik bozukluğunu tedavi etmek için geliştirilmiş olsa da, Diyalektik Davranışçı Terapi, kısaca DDT, çelişkili kabul ve değişim hedeflerine odaklanmakta, bulimia dahil diğer zihinsel sağlık bozukluklarının tedavisinde de etkili şekilde kullanılmaktadır.

DDT'ye katılan kişiler, kendilerini oldukları gibi kabul etmeleri ve sağlıksız davranışlarını değiştirmeleri yönünde teşvik edilir.

DBT'nin dört temel bileşeni şunlardır:

  • Farkındalık: Gözlem, açıklama ve katılım
  • Kişilerarası etkililik: Neye ihtiyacınız olduğunu sorma, sınırlar koyma (hayır deme), kişilerarası çatışmalarla nasıl başa çıkacağınızı öğrenme
  • Tehlike toleransı: Dikkat dağılması, kendi kendini yatıştırma, içinde bulunulan anı iyileştirme ve artıları ve eksileri dikkate alma
  • Duygu düzenleme: Değiştirmek istenilen duyguları tanıma ve değiştirme

DDT, bireysel terapi veya grup terapisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Tüm Reklamları Kapat

İlaç Tedavisi

Psikoterapi ve beslenme tedavisi, özellikle bulimia ile birlikte gelen yüksek komorbidite oranlarıyla, bulimiyi tedavi etmek için her zaman tek başına yeterli değildir. Bir anket, bulimi hastalarının %94.5'inin ayrıca en az bir başka zihinsel sağlık sorununa, özellikle de kaygı bozukluklarına sahip olduğunu göstermektedir.

Komorbid durumları tedavi etmek, bulimia için diğer tedavilerin sonucunu iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Seçici serotonin geri alım inhibitörü fluoksetin (Prozac), Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından bulimia tedavisi için onaylanan tek ilaçtır, ancak bulimia tedavisinde birçok ilaç endikasyon dışı kullanılmaktadır.

Kullanılan İlaçlar

  • Diğer seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar): Sertralin (Zoloft), paroksetin (Paxil), sitalopram (Celexa)
  • Antikonvülsanlar: Genellikle topiramate (Topamax)
  • Trisiklik antidepresanlar: İmipramin (Tofranil), nortriptilin (Pamelor), desipramin (Norpramin) (kardiyak ritim anormalliklerine neden olabileceğinden kullanılma olasılığı daha düşüktür)
  • Serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'ler): Venlafaksin (Effexor), duloksetin (Cymbalta)
  • Atipik nöroleptikler: Olanzapin (Zyprexa)

Müddet Tahminleri (Prognoz)

Bulimia olan birçok kişi tedavi ile iyileşir. Bazı bireyler tedavi başında iyileşir, ancak daha sonra semptomlar tekrar nükseder ve tekrar tedaviye ihtiyaç duyar. İstatistikler, bulimia hastalarının yaklaşık yarısının uygun tedavi ile tamamen iyileşeceğini, diğer %30'unun kısmi bir iyileşme yaşayacağını ve %10 ila %20'sinin semptomlarla mücadele etmeye devam edeceğini göstermektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

Yeme bozuklukları için epidemiyolojik araştırmalarla ilgili bazı metodolojik sorunlar vardır. Yeme bozuklukları toplumda nispeten nadirdir ve örneğin inkar (özellikle anoreksiya nervozada) veya damgalanma ve utanç (özellikle bulimia nervozada) nedenleriyle yardım aramadan genellikle kaçınılır veya ertelenir.

Bu faktörler, yeme bozuklukları ile ilgili genel popülasyon araştırmalarını maliyetini artırmakta ve etkisini düşürmektedir. Bu sorunu aşmak için çeşitli stratejiler, özellikle psikiyatrik vaka kayıtları ve diğer tıbbi kayıtlara dayalı çalışmaların kullanımı teşvik edilmektedir. Bütün hastaların yardım aramadığı, pratisyen hekimleri tarafından tespit edilemediği/yönlendirilmediği de göz önünde tutularak bu çalışmaların toplumda yeme bozukluklarına sahip insanların küçük bir kısmını kapsadığı unutulmamalıdır.

En yüksek insidans yaşı 15 ile 29 arasında değişmektedir. Erkeklerde görülme sıklığı çalışmaları azdır, ancak oranların kadınlara göre çok daha düşük olduğu bulgulanmıştır.

Bulimia nervoza, dünya çapında tüm yaş gruplarındaki kadın ve erkeklerde görülür. Batılı ülkelerdeki genç kadınlardan oluşan iyi bilinen risk grubunun yanı sıra, erkeklerde, yaşlılarda ve doğu ülkelerinde anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza görülmesi, bu gruplarda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca, gelişmiş farkındalık, fazladan bir "genç, Batılı, kadınlara özgü" psikiyatrik bozukluk damgası taşıyan bu gruplarda daha erken teşhis ve tedaviye kapı aralayacaktır.

Önlem Yöntemleri

Bulimia gelişiminin gerçek nedeni bilinmediğinden, nasıl önlenebileceğini söylemek zordur. Ancak eğitimciler ve ebeveynler, gençlerin medya tarafından tasvir edilen “ideal” vücut tipinin gerçekçi olmaktan uzak, sağlıksız ve hatta güvensiz olabileceğini anlamalarına yardımcı olabilir.

Nasıl göründüklerinden başka şeylerle ilgili güvenlerini ve gururlarını artırarak, çocuklarınızın vücut ağırlığı ve yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmasını teşvik edebilirsiniz. Bir aile olarak birlikte yemek yemek, yemek yemeyi zevkli hale getirmek, yeme bozukluğunu önlemenin önemli yollarıdır.

Etimoloji

İlk olarak 1979 yılında Dr. Gerald Russell tarafından tanımlanan "Bulimia" terimi, Yunanca βουλιμία / boulīmia (Tür: "şiddetli açlık", İng: "ravenous hunger"), "öküz" anlamına gelen βοῦς / bous ve "açlık" anlamına gelen λιμός / līmos kelimelerinin birleşiminden gelir. Bozukluğun bilimsel adı, bulimia nervoza, kelimenin tam anlamıyla "sinirli, gözü dönmüş açlık" anlamına gelir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Üzücü! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/04/2024 16:13:44 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11673

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Yeni Doğan
Hayvan Davranışları
Işık Yılı
Bağırsak
Virüs
Psikanaliz
Maske Takmak
Yeşil
Saldırı
Zeka
Solunum
Köpekler
Arkeoloji
Bebek Doğumu
Karar Verme
Genel Görelilik
Mistik
Epistemik
Besin
Evrim Ağacı
Ağrı
Mers
Akıl
Algoritma
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
B. Albayrak, et al. Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?. (23 Nisan 2022). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11673
Albayrak, B., Karagözoğlu, M. (2022, April 23). Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11673
B. Albayrak, et al. “Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?.” Edited by Mert Karagözoğlu. Evrim Ağacı, 23 Apr. 2022, https://evrimagaci.org/s/11673.
Albayrak, Burak. Karagözoğlu, Mert. “Bulimia Nervoza Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?.” Edited by Mert Karagözoğlu. Evrim Ağacı, April 23, 2022. https://evrimagaci.org/s/11673.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close