Çevre Dostu Diyetler Sağlığa Yararlı mıdır? Sürdürülebilir Diyet Modelleri Nelerdir?
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tanımına göre iklim değişikliği; doğal olayların ve insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak iklimde zaman içinde meydana gelen değişikliklerdir. İklim değişikliği, 20. yüzyılın ortalarından itibaren büyük bir hız kazanmıştır. Küresel iklim değişikliğindeki bu hızlanma CO2, CH4 ve O3 gibi sera gazlarının artışından etkilenmiştir. İnsan faaliyetleri devam ettikçe CO2 salınımı ve gezegenin sıcaklığı artmaya devam edecektir. Sıcaklık artışının önüne geçilmezse bu yüzyılın sonunda sanayi öncesi dönemdeki sıcaklıklara göre 5°C ve üzeri sıcaklık artışı beklenmektedir. Ancak sera gazı emisyonlarının önüne geçecek müdahaleler ile sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre 2°C'lik bir artış ile sınırlandırılması mümkündür.[1]
Beslenme şeklimiz, CO2 emisyonlarını etkileyen önemli faktörlerdendir. Dolayısıyla sağlıklı beslenme kılavuzları, hastalık riskini azaltmanın yanında CO2 emisyonlarını en az düzeyde etkileyecek ve aynı zamanda sürdürülebilirliği destekleyecek diyetleri araştırmaktadır. Bu yazımızda çevre dostu diyetleri, bu diyetlerin insan sağlığına etkilerini ve uygulanabilirliğini inceleyeceğiz.
Sürdürülebilir Beslenme
Sürdürülebilir beslenme, besinlerin üretimden tüketime kadar geçen tüm aşamalarında gezegen üzerinde oluşturduğu zararlı etkiyi en aza indirmeyi, besin israfını azaltmayı ve hastalık riskini en aza indirgemeyi ve obeziteyi önlemeyi amaçlar.[2]
Bir besinin karbon ayak izi besinin üretim, taşıma, depolama, paketleme, hazırlama ve tüketim aşamasındaki toplam sera gazı emisyonlarından oluşur. Farklı sera gazları arasında karşılaştırmayı kolaylaştırmak için CO2 eşdeğeri (CO2eq) terimi kullanılmıştır. Genel olarak, bitkisel ürünler ile beslenmenin karbon ayak izine etkisi hayvansal ürünlere kıyasla daha düşüktür.[3] Bununla birlikte, besin gruplarının karbon ayak izi kendi içinde değişiklik göstermektedir. Yapılan bir çalışmada, çeşitli besinlerin CO2eq değerleri şöyle saptanmıştır:
- Hayvansal besinler: Geviş getiren hayvanların (sığır, kuzu) etleri en yüksek karbon ayak izine sahiptir. Bunu takiben sırasıyla; balık ve diğer deniz ürünleri, kümes hayvanları, domuz eti, yumurta, süt ve süt ürünleri ve tereyağının karbon ayak izi bitkisel besinlere kıyasla çok daha yüksektir.
- Bitkisel besinler: Sırasıyla sebzeler, tropik meyveler, ılıman meyveler, pirinç, buğday, nişastalı kökler, mısır, baklagiller gibi bitkisel besinlerin karbon emisyonlarının hayvansal besinlere kıyasla daha düşük olduğu belirlenmiştir.[2]
Tüketilen hayvanın beslenme şekli de sera gazı emisyonlarını ve etin besin ögesi içeriğini etkiler. Örneğin tahılla beslenen sığırın eti, otla beslenene göre daha düşük vitamin ve mineral içeriğine sahiptir. Ayrıca, geviş getiren hayvanların ekin için uygun olmayan arazilerde sürdürülebilir bir şekilde otlatılması ve ürün artıklarıyla beslenmesi ile elde edilen süt ve et ürünleri gıda güvenliği ve diyet kalitesini artırarak sağlıklı besin döngüsü yoluyla çevresel faydalar sağlayabilir.[4]
Sürdürülebilir beslenme genel olarak protein alımının kabuklu yemişler, baklagiller, tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklı besinlerden oluşmasını ve daha az kırmızı et ve işlenmiş besin tüketimini teşvik eder. Buradaki amaç, çevreye olumsuz etkisi yüksek olan protein kaynaklarının daha düşük etkili olanlar ile değiştirilmesidir. Ayrıca, yerel ve mevsiminde yetiştirilmiş meyve ve sebze tüketimini, besin atığının azaltılmasını, sürdürülebilir tarım uygulamalarını içerir.
Sürdürülebilir Diyet Modelleri
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tanımına göre sürdürülebilir diyetler; çevreye olumsuz etkisi düşük ve beslenme açısından yeterli, aynı zamanda doğal kaynakları ve insan kaynaklarını optimize eden ve besin kaynaklarını koruyan diyetlerdir. Bununla birlikte, su gereksinimleri ve arazi kullanımları dikkate alınarak sera gazı emisyonlarını en az düzeyde etkileyecek çevresel diyetleri belirlemek için çeşitli araştırmalar yapılmış ve genel olarak bitki bazlı diyetlerin hayvansal diyetlere kıyasla daha çevre dostu olduğu görülmüştür.[5]
Vejetaryen Diyet
Vejetaryen diyetler genel olarak bitki temelli diyetlerdir. Vejetaryen diyetler tahıllar, sebze ve meyveler, şekerler ve sıvı yağlardan oluşur. Protein kaynağı olarak baklagiller gibi bitki bazlı proteinler tüketilir. Bu diyetler hayvansal besinlerden kaçınma düzeylerine göre farklı isimlerle sınıflandırılmaktadır:[6]
- Lakto vejetaryen: Klasik vejetaryen beslenmeye ek olarak süt ve süt ürünleri tüketilir.
- Ovo vejetaryen: Klasik vejetaryen beslenmeye ek olarak yumurta tüketilir.
- Lakto-ovo vejetaryen: Süt ve süt ürünleri ile yumurta diyete eklenmiştir.
- Pesketaryen: Klasik vejetaryen beslenmeye ek olarak balık ve diğer deniz ürünleri tüketilir.
- Fleksetaryen: Genel olarak bitki bazlı beslenilmesine rağmen zaman zaman bazı et ürünlerini tüketilmektedir.
- Vegan: Süt, yumurta, bal, et dahil olmak üzere hiçbir hayvansal ürün tüketilmemektedir. Bu beslenme türü, tamamen bitkisel besinleri esas alır.
Omnivor beslenme biçiminden lakto-ovo vejetaryen veya vegan diyetlere geçişin çevresel sürdürülebilirlikte artış ile ilişkili olduğu görülmüştür. Omnivor bir diyete kıyasla vegan ve lakto-ovo vejetaryen diyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonları sırasıyla yaklaşık %50 ve %35 daha düşüktür.[6] Özetle, vegan ve vejetaryen diyetlerin en iyi karbon ayak izi profili gösterdiği ve sera gazı emisyonu açısından daha sürdürülebilir olduğu gösterilmiştir.[5]
Vejetaryen diyetlerle beslenen kişilerin uzun vadede Tip-2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin omnivor beslenenlere göre daha düşük olduğu bilinmektedir.[7] Ayrıca vegan ve vejetaryen diyetlerin kanser insidansında azalma ile ilişkili olduğu kanıtlanmıştır.[8] Vejetaryen diyetlerin ağırlık kaybını destekleyebileceği bilinmektedir. Ancak, diyetin patates kızartması gibi daha az sağlıklı bitkisel kaynakları yoğun bir şekilde içermesi ağırlık artışı ile ilişkili olabilir. Bu noktada diyetin sağlıklı bitkisel kaynaklardan oluşması önemlidir.[9]
Vejetaryenliğin sağlık açısından etkilerine dair bu yazımızı da okuyabilirsiniz.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Akdeniz Diyeti
Akdeniz diyeti, 1960'lı yıllarda Akdeniz bölgesinde yaşayan yerli halkın geleneksel beslenme alışkanlıklarını yansıtan bir diyet modelidir.[5] Bu diyet tam tahıllar, baklagiller, taze sebze ve meyveler, bol miktarda zeytinyağı, ılımlı düzeyde et ve süt ürünleri ve ılımlı düzeyde alkol (özelikle polifenollerden zengin olduğu bilinen kırmızı şarap) tüketimi ile karakterizedir.[10] Akdeniz diyeti, UNESCO tarafından kültürel miras olarak tanıtılmıştır ve sürdürülebilir diyetlerin tüm bileşenlerini içermesi ile FAO tarafından örnek bir sürdürülebilir diyet modeli olarak gösterilmektedir.
Akdeniz diyeti, yüksek sebze ve düşük et tüketimi sayesinde çevre dostu diyet türlerindendir. Ayrıca yapılan birçok çalışma, Akdeniz diyetinin kanser ve kardiyovasküler hastalık riskinde azalma ve bilişsel sağlığı geliştirme ile ilişkili olduğunu göstermiştir.[10] Bir Akdeniz ülkesi olan ülkemizde de Akdeniz diyeti, yerel ve kültürel uygunluğu ile hem sağlığa faydaları hem de çevresel olarak sürdürülebilir oluşu nedeniyle Türkiye için Beslenme Rehberi (TÜBER 2022) tarafından önerilmektedir.
Ayrıca akdeniz diyetinin bilişsel fonksiyonlara etkileri hakkında bilgi edinmek için bu yazımıza göz atabilirsiniz.
DASH Diyeti
"Hipertansiyonu Durdurmak İçin Diyet Yaklaşımları" kısaca DASH diyeti, bir grup araştırmacı tarafından yüksek tansiyonu kontrol altına almak amacıyla oluşturulmuş ve daha sonra uygulama alanları yaygınlaşmış bir diyet türüdür. Tam tahıllar, yağsız veya az yağlı süt ürünleri, meyveler, sebzeler, kümes hayvanları, balık ve fındık tüketimi ile karakterizedir.[11]
Sınırlı doymuş yağ alımı sayesinde klasik batı tipi bir diyete kıyasla sera gazı emisyonlarını daha düşük düzeyde etkiler. Ayrıca kan basıncı kontrol etmede, insülin direnci ve hiperlipidemiyi iyileştirmede ve aşırı kilo ve obezite ile mücadelede etkili olduğu gösterilmiştir.[11]
İskandinav Diyeti
2004 yılında etik besin üretimi felsefesi ile yola çıkarak oluşturulmuştur. 2012 yılında yapılan son güncellemesi ile topluma özgü sağlıklı beslenme önerileri ve çevreye zararsız sürdürülebilir bir İskandinav bölgesi oluşturmak amaçlanmıştır. Tahıllar, kabuklu yemişler, süt ürünleri, balıklar, meyveler gibi besinlerden zengin beslenme ile karakterizedir. Toplumu yerel üretime teşvik eder.[12] Çoğunlukla bitkisel kaynaklı besinlerden oluşması ile çevresel etkisi düşük diyet modellerine bir örnektir.[5] İskandinav diyetinin kardiyovasküler hastalık riski belirteçlerinde azalma, kolorektal kanser ve obezite riskinde azalma ve özellikle çocuklarda sağlıklı ağırlık kazanımı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.[13]
Gezegensel Sağlık Diyeti
Gezegensel Sağlık Diyeti, birçok başka amacın yanında iklim değişikliğinin etkilerini de azaltmayı amaçlayan bir diyettir. Bu projenin amacı, beslenme biçimlerimizin Dünya üstündeki olumsuz etkilerini azaltmak ve Dünya nüfusunu eşit bir şekilde beslemektir. Bu diyet de bahsedilen diğer diyetler gibi kırmızı et başta olmak üzere et tüketiminin sınırlanmasını önerir.
Sonuç
Bu beslenme modelleri, daha çevre dostu diyetlerin mutlaka daha sağlıklı olduğu anlamına gelmese de hem çevre hem de insan sağlığını destekleyecek birçok beslenme alternatifi sunmaktadır. Yani, bireysel olarak çevre dostu beslenme için çok katı bir vegan diyete uyum sağlamak yerine karbon ayak izi daha fazla olan besinleri daha düşük olanlar ile değiştirmek de küresel düzeyde küçük ama faydalı bir adım olacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ USGCRP. Fourth National Climate Assessment. (2 Temmuz 2018). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2023. Alındığı Yer: U.S. Global Change Research Program doi: 10.7930/NCA4.2018.CH2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b D. Tilman, et al. (2014). Global Diets Link Environmental Sustainability And Human Health. Nature, sf: 518-522. doi: 10.1038/nature13959. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Magkos, et al. (2019). The Environmental Foodprint Of Obesity. Wiley, sf: 73-79. doi: 10.1002/oby.22657. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Smith, et al. (2013). Beyond Milk, Meat And Eggs: Role Of Livestock In Food And Nutrition Security.. Anim. Front., sf: 6-13. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d S. González-García, et al. (2018). Carbon Footprint And Nutritional Quality Of Different Human Dietary Choices. Science of The Total Environment, sf: 77-94. doi: 10.1016/j.scitotenv.2018.06.339. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b U. Fresán, et al. (2019). Vegetarian Diets: Planetary Health And Its Alignment With Human Health. Advances in Nutrition, sf: S380-S388. doi: 10.1093/advances/nmz019. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. N. Appleby, et al. (2016). The Long-Term Health Of Vegetarians And Vegans. Proceedings of the Nutrition Society, sf: 287-293. doi: 10.1017/S0029665115004334. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Dinu, et al. (2016). Vegetarian, Vegan Diets And Multiple Health Outcomes: A Systematic Review With Meta-Analysis Of Observational Studies. Informa UK Limited, sf: 3640-3649. doi: 10.1080/10408398.2016.1138447. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Satija, et al. (2019). Changes In Intake Of Plant-Based Diets And Weight Change: Results From 3 Prospective Cohort Studies. The American Journal of Clinical Nutrition, sf: 574-582. doi: 10.1093/ajcn/nqz049. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b C. Davis, et al. (2015). Definition Of The Mediterranean Diet; A Literature Review. Nutrients, sf: 9139-9153. doi: 10.3390/nu7115459. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. P. Campbell. (2017). Dash Eating Plan: An Eating Pattern For Diabetes Management. Diabetes Spectrum, sf: 76-81. doi: 10.2337/ds16-0084. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Nordic Council of Ministers. (2014). Nordic Nutrition Recommendations 2012: Integrating Nutrition And Physical Activity. Yayınevi: Nordic Council of Ministers: Copenhagen.
- ^ M. Lankinen, et al. (2019). Nordic Diet And Inflammation—A Review Of Observational And Intervention Studies. Nutrients, sf: 1369. doi: 10.3390/nu11061369. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:22:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15021
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.