Spor Bilimi
Spor Bilimlerine Giriş

- Blog Yazısı
Hareket eğitimi, çocuğun
paylaşmayı,
duygularını ifade etmeyi,
kişisel amaçlar belirlemeyi ve
özgürce hareket etmeyi öğrenmesi için fırsatlar yaratır.
Bir başka tanımda hareket eğitimi; günlük yaşama değer veren ve yaşamla bütünleşen fiziksel etkinliğe odaklanan aktif yaşamı anlatır.
Çeşitli hareket etkinliklerini içeren iyi bir hareket eğitimi programı, çocukların tüm gelişiminde hayati bir önem taşır.
Bu yaşlarda oyun şeklinde basit koşular ve atlayışlar yapan bir çocuk, bunu yavaş yavaş geliştirecek, aynı yaşlardaki daha önce hiç atlayış yapmamış bir çocuktan daha ileri seviyede olacaktır.
TEMEL HAREKET BECERİLERİ
Temel hareket becerileri insanların hayatlarında, işlerinde ve gelecekte de kullanabilecekleri niteliktedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu temel hareket becerileri
lokomotor beceriler,
non lokomotor beceriler,
manipulatif beceriler ve
dengedir.
Lokomotor beceriler
vücudun zemindeki belirli bir noktadan bir başka yere doğru hareketidir.
Büyük kas becerileri denge/kararlılık becerileri ile birlikte gelişir.
Lokomotor becerilerinin etkili formalarına geçmeden önce, denge becerilerinin temel yönleri üzerinde ustalaşmak gerekir.
Lokomotor beceriler şunlardır
Yürüme
• Koşma
• Atlama

Sıçrama
• Uçma
• Sekme
• Tırmanma
• Kayma
• Sürünme
Non-Lokomotor Beceriler
Non-lokomotor beceriler; bireyin, bulunduğu zemin üzerinde dengesini yerçekimine karşı koruma yeteneğidir. Denge/kararlılık, insan hareketinin temel formudur. Bütün etkili hareketlerin temelidir.
Hem lokomotor hem de manipülatif becerilerin içine yayılır
Nonlokomotor beceriler şunlardır.
Eğilmek
• Bükülmek
• Sallanmak
• Dönmek
• Simetrik-asimetrik, geniş-düz vücut şekilleri
Manipülatif Beceriler
Manipülatif beceriler; bireyin, herhangi bir nesne ile ilişkisini gerektiren hareketlerdir. El ve ayakların kullanılması ile nesnelerden kuvvet alma ve nesnelere kuvvet uygulama ile ilgilidir. Bir şeyi el veya ayak ile yapmak bir kişinin öğrenebileceği en iyi harekettir. Çocuklar el ile yapılan şeyleri severler.
DENGE
Ağırlık merkezinin yerçekimine karşı kontrol altında tutulmasıdır. Denge çalışmalarının amacı, vücudu daha fazla zorlamaya yönelik çalışmaları içerir. Denge yeteneğimizi geliştirmede yapacağımız çalışmaların büyük bir önemi vardır. Bu çalışmalar ile vücudumuzu daha önce yapmadığı hareketlere zorlamak, bu hareketleri yapabilmeye çalışmak ve değişik materyaller taşımayı içerir
Statik Denge
Sabit bir noktada dengeyi sağlayabilme “statik denge” olarak tanımlanır. Tek ayak üzerinde durma, amuda kalkma statik dengeye örnek verilebilir.
Dinamik Denge
Hareket halinde dengeyi koruyabilme ise “ dinamik denge” olarak ifade edilir. Denge üzerinde yürüme, sıçrama ve sağa, sola dönüşler, yuvarlanmalar, takla dinamik dengeye örnek olarak verilebilir.
SPOR
Spor bireylerin “hareket” etme ihtiyacını karşılaması, eğlenme, oyun, neşelenme, sosyalleşme, statü elde etme ve daha birçok nedenden dolayı tercih edilirken aynı zamanda bir meslek olarak da seçilebilmektedir.
Spor sözlük anlamı olarak incelendiğinde Latince Disportare ve Desport biçiminde “dağıtmak, birbirinden ayırmak” anlamına gelen sözcüklerden oluşmuştur. 17.yüzyıldan sonra ilk hecesi değişerek
“SPORT” biçimine dönüştüğü araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir.
Beden eğitimi, bireyin beden ve ruh sağlığının gelişmesi için yapılan hareketlerin bütünüdür.
Spor ise bireyin beden ve ruh sağlığının gelişmesinin yanında belli kurallara göre rekabet ölçüleri içinde mücadele etme, heyecan duyma, yarışma ve üstün gelme amacını taşır. (Aracı, 2004).
Aslında birbirinden farklı görünse de bir o kadar da birbiriyle bütünleşmiş olan beden eğitimi ve spor, kitle, boş zaman, meslek ve seyir sporu, amatör ve profesyonel spor, sağlık kazanmak için spor ve daha birçok kavramla iç içe geçmiş durumdadır.
FİZİKSEL AKTİVİTE:
Enerji tüketimini dinlenme seviyesinin üzerine çıkartarak kasların kasılması sonucu gerçekleşen plansız programsız hareket olarak nitelendirebiliriz. Bir başka ifadeyle günlük yaşantımızda hareket ederek gerçekleştirdiğimiz her iş fiziksel aktivitedir.
Fiziksel aktivite, vücudun iskelet kaslarıyla uzayda ürettiği hareketleri içeren her türden davranış olarak tanımlanabilir (Casparsen, Powell ve Christenson, 1985).
EGZERSİZ:
Fiziksel aktivitenin bir alt dalı olarak nitelendirilir. Planlı yapılandırılmış tekrarlayıcı fiziksel uygunluğun bir yada daha fazla unsurunu geliştirmeyi amaçlayan sürekli aktivitelerdir. *Bir başka ifadeyle; egzersiz bireyler fiziksel etkinliği daha fit olmak için yapıyorlarsa buna diyebiliriz.
YARIŞMA: Belli kurallarla bireysel olarak yapılan zaman, ağırlık, mesafe, teknik ve beceri gibi ölçülerle sonucu belli olan aktivitedir.
WELLNESS (İYİ HİSSETME):
*İnsanın yaşamda hedeflerini ve amaçlarını yerine getirebilmesi için kendini iyi hissetmesidir.
*Kaliteli bir yaşam sürebilmesi için fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden yeteneklerini geliştirmesidir
• OYUN :
• Her yaştan bireyin hareket etme iç güdüsünden kaynaklanan ve toplumlarda sosyal ve ekonomik yapıya ve gelişmelere uygun bir şekilde gönüllü olarak yapılan fizik, moral ve toplumsal kişilik yeteneklerinin gelişmesini sağlayan zaman içerisinde kurallarla belirlenen bireysel ve grup davranışlarıdır.
SPORTİF OYUN:
Uluslararası düzeyde belirli aralıklarla yapılan her çeşit yarışma ve müsabaka türünü kapsayan sportif organizasyonlardır
MÜSABAKA: Belli kurallarla birden fazla bireyin yine birden fazla bireye karşı yaptığı, zaman, ağırlık, mesafe ve teknik beceri gibi ölçülere karşı yapılan sportif faaliyetlerdir.
*AMATÖR: Beden eğitimi ve spor faaliyetlerinde maddi ve benzeri menfaat olmadan yapılan işten kazanç beklemeden yapılan faaliyetlerdir.
*PROFESYONEL: Bu tür faaliyetlere katılan sporcuların kazanç elde etmesidir.
ANTRENMAN:
Bireyin taşıdığı bütün özellikleri dikkate alarak uğraştığı spor dalı gereği ihtiyaç duyduğu tüm davranışları en iyi şekilde yerine getirebilmesi için fiziki, teknik ve taktik yeterliliği kazanabilmesi amacıyla en üst performansa ulaşabilmesi hedefini taşıyan ve belli bir plan doğrultusunda gerçekleştirilen faaliyetlerin tümüdür.
*ANTRENÖR:
Uzun vadeli olarak hazırladıkları antrenman taslaklarına hayatiyet kazandıran sporcuların dayanıklılığını, çevikliğini, nefes gücünü artırarak mücadele yeteneğini ve onların kişilik gelişmelerini sağlarken toplumsal yapılarının mimarı olan kişilerdir.
*KUVVET:
Bir spor faaliyeti sırasında kişinin kendi vücudunu veya bir spor aletini ileri doğru hareket ettirmesini bir dirence karşı koymasını veya mevcut direnci yenmesini sağlayan hareket yeteneğidir
* SPORDA BECERİ: Fiziki yetenekler arasında koordinasyonu sağlayan hareket görevlerini çabuk ve amaca uygun bir biçimde çözme yeteneğidir.
*KONDİSYON: Sporcunun yaptığı spor dalı gereği yüksek performans düzeyinde maruz kaldığı baskılara dengeli ve devamlı uyum gösterebilmesidir.
*PERFORMANS: Kişinin uğraştığı spor dalında ulaştığı en yüksek başarı seviyesidir.
TEKNİK: Belirli bir hareketin gerçekleştirilmesine yönelik olarak geliştirilmiş mantıklı hareket şeklidir.
*TAKTİK: Müsabakayı etkileyen faktörlerin analiziyle sporcunun yapacağı mücadeleyi en uygun ve verimli şartlar altında sürdürebilmesi için alınan tedbirlerdir.
*KİTLE SPORU: Her yaş kesimindeki insan tarafından yeterli organizasyon malzeme ve uygun çevre ortamı yaratılarak yapılan sportif faaliyetlerdir.
* ZİRVE SPORU:Beceri ve yetenek isteyen branşlarda elit
seviyedeki sporcuların yaptığı sporlardır.
* AEROBİK ÇALIŞMA:Aktivite anında ihtiyaç duyulan oksijenin tamamının organizmaya alınmasıdır.
* ANAEOROBİK ÇALIŞMA :Aktivite anında harcanan oksijen ile organizmaya alınan oksijen arasında dengenin olmamasıdır.
• MENTAL ANTRENMAN : Bir sporcunun yapacağı hareketi eyleme dönüştürmeden önce düşünmesi ve zihninde gerçekleştirmesidir.
* TİMİNG : Spor dalı gereği ihtiyaç olan teknik unsurları en uygun zamanda kullanmaktır.
REKREASYON : Bireylerin ya da toplumsal kümelerin boş zamanlarında gönüllü olarak yaptıkları dinlendirici ve eğlendirici etkinliklerdir.
* DİSKALİFİYE : Yarışmaya devam etmekten men edilmektir.
BEDEN EĞİTİMİ NEDİR?
Beden Eğitimi, bireyin fiziksel aktiviteler aracılığıyla, psikomotor, bilişsel ve toplumsal alanda gelişimine katkıda bulunan bir süreçtir.
İnsanın, toplum kurallarına uygun olarak yaşaması, birbiriyle olan ilişkilerinin iyi örneğini verebilmesi, yardımsever, insan haklarına saygılı, dürüst davranması, zeki, ruhsal ve fiziksel yapı itibariyle sağlıklı olmasıyla bağlantılıdır.
BEDEN EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Beden eğitimi bireyin çok yönlü gelişimini sağlar;
Hareket Etme İhtiyacı: Bireyin sağlıklı ve düzenli bir biçimde gelişebilmeleri ancak kendilerine uygun bir fiziksel etkinliklere katılmaları ile olanaklıdır. Beden eğitimi derslerinde çocuklara koşma, sıçrama, çekme, atlama, vurma, itme, takla atma, oyun oynama olanakları verilir.
Motorsal Beceriler Yoluyla Yaşantı Edinme İhtiyacı:
Oyunlar sırasında çocuklar; gruba liderlik etmeyi, lidere ve kurallara uymayı, başkalarının haklarına saygı göstermeyi, dürüst olmayı öğrenirler.
Mücadele Etme ve Takdir Edilme İhtiyacı :
Fiziksel etkinliklerde elde edilen başarı, çocukların kendilerini gerçekleştirmelerine, kendilerini daha iyi tanımalarına ve kişiliklerinin gelişimine yardımcı olur.
Başka Çocuklarla Oynama İhtiyacı:
Çocuklar her zaman birbirleri ile olan ilişkilerini geliştirmek isterler. Bu ilişkileri sağlama olanağını da en iyi biçimde fiziksel beceri gerektiren oyunlar aracılığıyla bulurlar.
BEDEN EĞİTİMİ DÖRT YÖNLÜ GELİŞİM AMAÇLARINI KAPSAR.
Bu dört temel ilke :
1. Organik Gelişim : Organizmanın kalıtımsal güçlenmesi, hareket sonucu kas ve kemik sistemlerinin ve iç organların sağlık ve dayanıklılık kazanarak güçlenmesidir.
2. Zihinsel Gelişim : Etkinlikler yoluyla özellikle ilkokulda, öğrenme sonucunda, öğrenme için gerekli algılama, düşünce akıl yürütme kıyaslama ve temel kavramların gelişmesidir.
3. Sinir-Kas Gelişimi : Kas eğitimi sonucunda yeteneklerin ve motorsal becerilerin gelişmesidir.
4. Duygusal Gelişim : Karmaşık, dengesiz ve gergin tepkilerin düzenli ve anlaşılır bir biçimde gelişmesidir. Çocuğun heyecansal tepkileri bedensel ve ruhsal gereksinmelere dayanır. Bu bakımdan heyecansal gelişim çocuğun bedensel ve ruhsal dengesini bulma çabalarıdır.
BEDEN EĞİTİMİNİN GENEL AMAÇLARI
1.Kişisel Yönden :
Sağlık ( Bedensel, Ruhsal ve Toplumsal )
Fizik Uygunluğu ( tüm organizmanın etkili görevliliği )
Kas, kemik gelişimi ( güzel vücut ve estetik davranış )
İş emniyeti eğitimi (sağlık, kazalara karşı korunmak, ilk yardım için gerekli bilgi, davranış alışkanlıkları ve beceri kazanmak )
Dengeli, esnek kişilik (iyi ahlak, karakter )
Bedenen eğitilmiş olmak, boş zamanları değerlendirme, davranış becerileri, kültürel, zevkli ve duyarlı gelişim.
2. Toplumsal Yönden :
Barış ve savaş için gerekli vatandaşlık niteliklerini sağlamak,
Toplumsal sorumluluk geliştirmek
Liderlik niteliklerini geliştirmek.
Yasalara, geleneklere, milli resmi bayramlara ve toplumsal kurallara saygıyı geliştirmek
Oyun aracılığı ile sıra ve hak kavramları geliştirerek başkalarının kişiliğine saygılı olmak.
İş birliği, biz duygusu takım ruhu ve kolektif davranışlar geliştirerek başkalarının kişiliğine saygı duymak.
Toplumsal değer yargılarına saygısını bilinçlendirmek
3. Duyuşsal Amaçlar :
Sosyal ve duygusal gelişimi sağlamak.
Sorumluluk kabul etme özelliklerini geliştirmek.
Otorite ve kurallara saygı duymak.
Başkalarının varlığını kabul ederek onlara saygılı davranmak.
Kendine güven duymak.
Kendini gerçekleştirme, kendini ve davranışlarını kontrol etme.
BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN AMAÇLARI
ATATÜRK’ ün ve düşünürlerin beden eğitimi ve spor konusunda söyledikleri sözleri açıklayabilme.
Bütün organ ve sistemlerini seviyesine uygun olarak güçlendirebilme ve geliştirebilme.
Sinir, kas ve eklem koordinasyonunu geliştirebilme
İyi duruş alışkanlığı edinebilme.
Beden eğitimi ve spor ile ilgili temel bilgi , beceri, tavır ve alışkanlıklar edinme
Ritm ve müzik eşliğinde hareketler yapabilme.
Halk oyunlarımızla ilgili bilgi ve beceriler edinme ve bunları uygulamaya istekli olabilme.
Milli bayramlar ve kurtuluş günlerinin anlamını ve önemini kavrayabilme, törenlere katılmaya istekli olabilme
Beden eğitimi ve sporun sağlığa yararlarını kavrayarak serbest zamanlarını spor faaliyetleriyle değerlendirmeye istekli olabilme.
Temel sağlık kuralları ve ilk yardım ile ilgili bilgi, beceri, tavır ve alışkanlıklar edinebilme
İşbirliği içinde çalışma ve birlikte davranma alışkanlığı edinebilme.
Görev ve sorumluluk alma, lidere uyma ve liderlik yapma
Kendine güven duyma, yerinde ve çabuk karar verebilme.
Dostça oynama ve yarışma, kazananı takdir etme, kaybetmeyi kabullenme, hile ve haksızlığın karşısında olabilme
Demokratik hayatın gerektirdiği tavır ve alışkanlıklar kazanma.
Kamu kaynaklarını iyi kullanma ve koruyabilme.
Spor araç ve tesisleri hakkında bilgi sahibi olma ve bunları gereği gibi kullanabilme
BEDEN EĞİTİMİNİN KİŞİYE KAZANDIRDIKLARI
Kişi kendini tanır, tanıtır.
Yeteneklerini geliştirir ve tanıtır, sınırlı ve güçlü yönlerini öğretir.
Vücuduna ve sağlığına karşı bilinçlenir.
Beceriler kazanarak organizmasını en etkili biçimde kullanmasını öğrenir.
Fiziksel uygunluğu geliştirir
Sağlıklı ve mutlu yaşamında gerekli bilgi, davranış, alışkanlıklar ve beceriler kazandırır.
Etkinlikler sonucu kişisel ve toplumsal nitelik ve becerileri geliştirir.
Boş zaman davranış ve alışkanlıklarını geliştirir.
Kendine güveni arttırır.
SPOR BİLİMLERİ” Röthing tarafından“ sporda ortaya çıkan sorunları ve bu sorunların görünüş biçimleri üzerine bilimsel ilkeler ile yönlendirilmiş bütün bilgi, kaynak, açıklama ve yöntemlerin bütünlüğü “ olarak anlaşılmakta ve tanımlanmaktadır (Bağırgan, 1992).
SPOR, sporcular açısından yarışma ve kazanmaya dönük fiziksel, zihinsel ve teknik bir çaba; izleyenler açısından heyecan ve estetik içeren sanatsal bir süreç, genel bütünlüğü içinde de anatomi, fizyoloji, ortopedi, biyomekanik, psikoloji ve farmakoloji gibi disiplinlerin yardımıyla gelişen, sürdürülen bilimsel bir oluşumdur (Fişek,1985).
SPOR BİLİMLERİNİN GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Sporun İlgi Merkezi Olması
Endüstrileşme
Teknolojik Gelişme
Performans Sporlarındaki İlerleme
Siyasal Etkenler
Sağlık
Profesyonellik ve Yeni Meslekler
Sponsorluk
Pasif Katılımdaki Artış
Psiko Sosyal Olgular
BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN TARİHSEL TEMELLERİ
İlk çağlarda spor; avlanma, savaşa hazırlanma, vücudu zinde tutma, eğlence, oyun vb. amaçlar için yapılan bir takım bedensel hareketlerden oluşmaktaydı.
Bu hareketler sonucunda, toplumlar daha yüksek kültür seviyesine eriştiğinde, yani geleneksel toplumdan, modern topluma olan geçiş sürecinde, sosyal ve kültürel hayattaki değişime paralel olarak sürekli bir şekilde değişime uğramıştır.
Beden eğitimi ve spor hareketlerini belli bir program ile uygulamaya başlayan ve bunu genel eğitim isteminin bir parçası sayan ilk ulus Eski Yunanlılardır.
ÖNEMLİ NOT; Dünyada spor tarihinin eski Yunan sporları ile başladığı ileri sürülmektedir ve fakat; sınırlı kaynaklara dayanmasına karşın eldeki tarihi bulgu ve belgeler Avrupa’nın henüz uygarlıktan uzak olduğu dönemlerde Orta Asya’da yaşayan Türklerin beden kültürüne ve spor hareketlerine büyük önem verdikleri görülmektedir. İyi ve temiz ruhlu olmanın güçlü ve cesur insanlarda olacağına inanan Türkler sporu eğlence haline dönüştürmüşlerdi.
Tarihte sporun ilk doğuşu; araçlı veya araçsız yapılsın, savunma ve saldırı amacı taşımaktadır. İlk insanın hayvanlarla ve kendi cinsinden olanlarla girdikleri mücadele sonrasında ilk olarak gerçekleştirdiği eylem kendi fiziksel gücünü kullanmayı öğrenmesidir
• İnsanoğlu zorlu doğa koşullarında yaşamı sürdürmek için sürekli mücadele içinde olmuştur;
• Beslenmek,
• Korunmak ,
• Barınmak ,
gibi temel yaşam ihtiyaçlarını sağlarken SPOR kendiliğinden ortaya çıkmıştır.
Beslenme: İnsanlar yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla avlanırken mızrak, ok gibi aletleri bulup amanla geliştirmişlerdir. Bu da tarihî süreç içerisinde cirit atma, atıcılık ve avcılık gibi spor branşlarını doğurmuştur.
Tırmanma: Dağ, tepe veya dik yamaçları aşabilmek için tırmanmaya başlayan nsanlar, dağcılık sporunun temelini atmışlardır. Ayrıca küçük engelleri bulunan arazilerden sıçrayarak geçmeleri de engelli koşuların ilkel zamanlardaki bir benzeri olarak karşımıza çıkmaktadır
Koşma: İnsanlar güç yetiremedikleri yırtıcı hayvanlardan kaçmak için bacaklarını kullanarak koşma(atletizm) sporunun temellerini atmış oldular.
İlkel insan; öfke, korku, sevgi,neşe gibi duygularını günümüzde dans olarak nitelendirdiğimiz etkinliklerle dışa yansıtmışlardır.
Bu değişim neticesinde, değişik amaçlar için yapılan bu bedensel hareketler belli kurallar çerçevesinde şekillenerek, bugün spor olarak adlandırılan düzenli hareketler halini almıştır.
Bu anlamda alındığında spor, insanlık tarihi kadar eski ve onun kadar anlamlıdır.
BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN DÜNYADAKİ GELİŞİMİ
İlk spor faaliyeti M.Ö. 5000 yıllarında Sümerler’de görüldüğü kabul edilmektedir.
Ayrıca Sümerlerin yüzme tekniği, ok ve yay kullanmayı bildikleri, askerlerine bunları kullanmayı öğrettikleri bilinmektedir(2).
Günümüzden yaklaşık 2.400 yıl önce yaşamış olan Yunanlı filozof Platon’un "Gerçek müzisyen ve sanatçı, müzikle cimnastiği en doğru oranlarda birleştirebilen kişidir" sözleri, Eski Yunan’da beden eğitimine verilen önemi gösterir.
İlk spor faaliyeti M.Ö. 5000 yıllarında Sümerler’de görüldüğü kabul edilmektedir.
Ayrıca Sümerlerin yüzme tekniği, ok ve yay kullanmayı bildikleri, askerlerine bunları kullanmayı öğrettikleri bilinmektedir(2).
Günümüzden yaklaşık 2.400 yıl önce yaşamış olan Yunanlı filozof Platon’un "Gerçek müzisyen ve sanatçı, müzikle cimnastiği en doğru oranlarda birleştirebilen kişidir" sözleri, Eski Yunan’da beden eğitimine verilen önemi gösterir.
19.y.y. Boyunca birbirine karşı olan akımların 1900’lü yıllarda birbirinden etkilenmiş ve bu yüzyılın ilk çeyreğinde büyük eğitim reformu paralelinde 1940’larda Beden eğitimi Kavramı altında bütünleşmiştir.
Eğitim Reformu İlkeleri
Eğitim ve öğretimin odak noktasında birey bulunmaktadır.
Öğrenmenin temelini ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’ ilkesi oluşturulmalıdır.
Bireye kazandırılacak bilgi ve beceriler kendisi, çevresi ve toplumla ilgili olmalıdır.
Bireylerin zihinsel eğitimi yanında, onların yaratıcı ve sanatsal yeti ve yeteneklerini ortaya çıkaracak sanat ve duygu eğitimine de önem verilmelidir.
Bilişsel gelişim gibi bireyin fiziksel gelişimi de önemlidir. Birey her alanda öğrendiklerini gelecek yaşamına transfer edebilmelidir.
Türklerin bilinen en eski uzun metni olan ULU -KEM SÜLEK kaya yazıtlarındaki av figürü.
TÜRKLER’DE SPOR
Türkler için at, hayatın vazgeçilmez unsurlarındandır. Dolayısıyla oynadıkları oyunların hemen hemen tamamının merkezinde at vardır.
ATLI SPORLAR
Gökbörü: Türklerin bireysel veya takım olarak atla yaptıkları spordur. Kesilip içi temizlenmiş bir oğlak veya herhangi bir hayvanı eğer ile bacakları arasına sıkıştıran ve dörtnala koşan bir atlının, kendisini kovalayan binicilere yakalanıp avını kaptırmadan, sınırlanmış bir alan içinde, belirtilen hedefe kadar koşması veya alanda turunu tamamlayarak sayı kazanmasıdır.
Kız börü:
Gök börü oyununda kullanılan kesilip içi boşaltılmış oğlak, gelin tarafından kaçırılır.Damat ve diğer gençler, bu oğlağı tekrar ele geçirmeye çalışırken gelin de avını bunlara kaptırmamaya çalışır.
Çöğen/Çevgan/Polo: Çok üstün binicilik becerisi gerektiren bir takım oyunudur. Şimşirden yapılan bir topu(guy) çevgen veya çöğen denilen ucu kıvrık sopa ile sürerek kalelerden geçirmek sureti ile sayı kazanma esasına dayanan bir spordur. Takımların her biri altı biniciden oluşur.
Cirit: Hızla koşturulan atın üzerinde bulunan oyuncunun rakibine fırlattığı ciridi isabet ettirmesi, rakibin de bu ciritten kurtulmaya çalışması veya o ciridi havada yakalayıp rakibe isabet ettirmesi suretiyle puan kazanılan önemli bir takım oyunudur.
Beyge:
Evlenme çağına gelen genç kızlar için evlenmeye talip olanlar arasından seçim yapmak amacıyla oynana bir oyundur. Kız en iyi süratli ata bindirilir. Verilen işaretle kız atını dört nala sürer gençlerde onu kızı yakalamak için kovalamaya başlarlar. Kızı eş olarak almak isteyen gençler arasında başlayan yarış kızı yakalayıp atın terkisine bindirmeye çalışırlar kız kamçıyla kendini savunur kızı atının terkisine alan genç halkın toplandığı alana gelmesiyle oyun sona erer.
MIZRAK: Eski Türklerde “süngü” mızrak ve kemik anlamında kullanılırdı.Bundan dolayı zaman zaman, birbiriyle karıştırılmaktadır. Mızrak yerine “cıda” sözcüğü kullanılırdı. Paris’te Fransız Ulusal kütüphanesinde bulunan Uygur harfleriyle yazılı Oğuz efsanesindeki bir bölümde “Künlerden bir gün ava çıktı Çıta birle, yay birle takı kılıç birle kalkan birle atladı.” yazmaktadır. Eski Türkler uzunluğu 1,5 ile 2 metre uzunluğundaki ucu demir gibi sert maddelerden yapılan mızrağı toprağa ya da sert cisimlere saplayarak alıştırma yaparlardı.
CÜNDİ: Cündi sözcüğü Osmanlıcada yalnız iyi biniciler için kullanılmıştır. Eski Türkler Kızbörü, gökbörü, beyge, çevgan /çöğen ve cirit oyunuyla binicilikte Cündilik Osmalılar’da usta binicilerin yetiştiği ve yarıştığı bir teşkilat olmuştur.
OKÇULUK: Türkler; atlarının seçimi, bakımı ve eğitimine verdikleri önem kadar ok ve yaylarının seçimine, kalitesine ve atış üstünlüğüne de çok önem vermekteydiler .Türklerde, okçuluk sadece bir savaş uğraşı değil, zevkli bir idman ve yarışma biçimiydi. Türkler atlarını dörtnala koşturur uçan kuşları okla vuracak kadar atıcı ve avcı idiler.
AVCILIK:
Beslenme ihtiyacını gidermek amacıyla yapılan avcılık, aynı zamanda savaşa da hazırlık sayılırdı.Eski Türklerin büyük avları görkemli olurdu. Av; şahin,doğan, sungur, tavşancıl, çakır, tazı gibi hayvanlarla ve ok, mızrak,kement gibi değişik araçlarla at üzerinde veya yaya olarak yapılırdı.
Güreş:
Türklerin en eski sporlarından biridir. Güreş sözcüğünün kökeni, Özbek ve Başkurt Türklerinin "kures" sözcüğüne dayanmaktadır. Zorlu doğa koşulları ile mücadele eden ilk insanların çoğunda olduğu gibi Türklerde de güreş, adeta günlük hayatın bir parçası olmuştur. Türkler, totem inanışının ve göçebe yaşam biçiminin de etkileri ile doğaya ve kuvvete düşkün kişiler olduklarından yakın mücadeleyi her zaman ön planda tutmuşlardır.
GELENEKSEL GÜREŞLER
Karakucak Güreşleri: Karakucak, Türklerin milli güreşidir. Orta Asya kaynaklı bu geleneksel Türk güreşinin görüntü ve kurallarında yüzyıllar boyu çok az değişim olmuştur. Karakucak, başka bir deyişle “serbest güreş,” günümüzde Daha Çok Yağlı Güreş Yapılmayan Bölgelerde Yapılmaktadır.
Aba Güreşleri: Aba güreşi, adını pehlivanların giydikleri abadan almaktadır. Yakasız, kaban uzunluğunda, yarım kollu, koltuk altı bölümü kol ucundan koltuk altına kadar kesik olan aba, kalın kumaştan ya da kaba deriden dikilen bir güreş giysisidir.
Şalvar Güreşi: Şalvar güreşi, Türkmenler arasında yaygın olarak yapılan bir güreş çeşididir. Önceleri kispet uzunluğundaki şalvarlarla yapılan bu güreşler, günümüzde ise kısa şalvarla yapılmaktadır.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri: Kırkpınar güreşlerinin tarihini kesin olarak Edirne’nin fethi ile başlatmak mümkün değildir. Bazı güreş yazarları, Kırkpınar’ın başlangıç tarihini, Süleyman Paşa ile Rumeli’ye geçen kırk yiğidin efsanevi güreşiyle ilgili gösterirler.
Seğirt menlik – Koşu
Eski Türklerdeki geleneklerden biri de yaya koşularıdır. Berlin Müzesinde bulunan bazı tabletlerde, Türklerde yaya koşuları hakkında bilgilere rastlanmaktadır. Eski Türklerde, yaya yarışların “seğirtme” denirdi. Kırgızlarda çocukların doğumunda, kadınların da katıldığı uzun mesafeli koşu yarışları yapılırdı. Bunun yanında Türklerin dayanıklılık koşuları, tek ya da çift ayakla hız alarak veya almayarak uzun atlama yarışları düzenledikleri belgelerde yer almaktadır.
KAYAK:
Eski Türklerin yaşadıkları Çin’in kuzey ve kuzeybatısının dağlık ve ormanlık alanlarla kaplı olması, kışın erken başlaması ve uzun sürmesi nedeniyle burada yaşayan insanlar, bu zor doğa koşullarına ayak uydurmak ve yaşamlarını ona göre düzenlemek zorunda kalmışlardır. Eski Türkler; avlanmada, kaçmada, kovalamada, taşımada ve göç sırasında kayak ve kızaktan en üst düzeyde faydalanmışlardır. Eski Türklerin kayak yaptıklarını gösteren birçok tarihi belge gün ışığına çıkarılmıştır. Türkler kayak kelimesi yerine “çana”, kızak kelimesi yerine de “çanak”ı kullanıyorlardı. Bugün Orta Asya’da yaşayan Kazaklar, uzun tahtalara hayvan derilerini sararak ayaklarına bağladıkları araçlarına “çanga” demektedirler
TEPÜK- FUTBOL:Eski Türkler günümüzde futbol adı verilen oyunun bir benzeri olan “tepük” oyununu oynuyorlardı. Tepük; tepmek, tekmelemek anlamında kullanılan bir sözcüktür.
Türkler, bu oyunu yalnız ayakla oynadıkları için bu adı vermişlerdir.Türklerin bu oyunda kullandıkları toplar, oval kalıplara dökülen, “iğ ağırşağı” biçiminde kurşun kitlesinin üzerine, keçi kılı ya da keçe sarılmak suretiyle yapılırdı.
DİĞER SPORLAR
MATRAK: Matrak oyununun birçok çeşidi olmakla birlikte, asıl bilinen türü günümüzdeki eskrime benzeyen uyumlu ve ritmik hareketlerle dans eder gibi yapılanıdır. İki kişi tarafından oynanan bu oyunda rakiplerden birinin elinde kılıç, ötekinde ise kalkan yerine bir yastık bulunur.
TOMAK: Bir ipin ucuna takılmış meşin bir topla oynanır. Bu oyunda amaç, tomak topunu rakibin sırtına vurmak, savunma ve saldırı sırasında çabukluk ve beceri gösterir.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE SPOR
1922 yılında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) adı altında kamu yararına çalışan ilk spor örgütü kurulmuş ve sporun sevk ve idaresi bu örgüte bırakılmıştır. 1922 ve 1936 yılları arasında devlet, sporu TİCİ aracılığıyla kamu yararı gözeten bir dernek statüsünde ve ülkeyi yurt dışında temsil etmeye yetkili tek spor örgütü olduğunu kabul etmiş ve maddi açıdan TİCİ’yi desteklemiştir.
İlk başkanlığını Ali Sami Yen, asbaşkanlıklarını da Burhan Felek ve Ali Seyfi yapmıştır. TİCİ daha sonra Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması için karar almıştır.
13 Nisan 1923‘te “Türkiye Futbol Heyeti Müttehidesi” adı altında futbol federasyonunu kurmuştur. 5 Aralık 1925’te ismi “Türkiye Futbol Federasyonu” olarak değişmiştir.
TÜRKİYE’DE SPOR BİLİMLERİNİN GELİŞİMİ
*1932 Gazi Terbiye Enstitüsü
*1974-76 Spor Akademileri
*1982 YÖK
*1983-84 Lisans Üstü Eğitim Marmara-Gazi 1989 Spor Bilimleri ve Teknolojisi Bölümü beş ayrı anabilim dalı kurulmuştur.
*Bu süreçteki gelişmeler 1992 yılında yeni bir yapı değişikliğini getirerek Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu adını almıştır.
*2010 yılını takiben ise beden eğitimi ve spor öğretmenliği bölümleri, Türkiye’de spor eğitiminin fakülteye dönüşüm süreciyle birlikte “spor bilimleri fakülteleri” adını almıştır (Cevdet, 1990, s. 12).
BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR KAPSAMINA GİREN ALANLAR
Beden eğitimi ve spor tarihi
Spor sosyolojisi
Spor felsefesi
Spor psikolojisi
Karşılaştırmalı beden eğitimi ve spor
Spor biyomekaniği
Kinesiyoloji
Sporun didaktik metodiği
Egzersiz fizyolojisi
Kinantropoloji
Kinantropometre
Sporda beceri öğrenimi
Sporda fizik tedavi ve rehabilitasyon
Spor hekimliği
Spor biyokimyası
Sporda beslenme
Spor yönetimi ve organizasyon
Spor hukuku
CUMHURİYET ÖNCESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR
20. yüzyıla gelinceye kadar Türk toplumlarında genel olarak savaş sporları ağırlıklı sporlar gündemde olmuştur(4, 5).
Osmanlı döneminin sonlarına doğru yavaş yavaş modern sporlara eğilim başlayarak 1839’da ilk defa Tanzimat Fermanı ile birlikte askeri ve sivil okullara genel cimnastik dersi konulmuştur.
İlk olarak yabancı beden eğitimi öğretmenleri ile başlayan bu çalışmalar, daha sonra asker kökenli olan Türk beden eğitimi öğretmenleri tarafından yürütülmüştür(6).
Türkiye'de modern beden eğitiminin öncüsü Selim Sırrı Tarcan'dır.
Galatasaray Lisesi mezunu olan Selim Sırrı Tarcan 1909 yılında İsveç’e beden eğitimi bölümünde ihtisas yapmıştır.
Ülkeye döndüğünde İstanbul ve İzmir’de modern sporun gelişmesi için çalışmalar yapmıştır.
1913 yılında Osmanlı Devleti’nin olimpiyat oyunlarına kısmen katılabilmesi için Fenerbahçe Kulübü’nde bir toplantı düzenlemiş ve her spor dolu için federasyon kurulmasını istemiştir.
Her kulüpten ikişer üyenin federasyonda bulunmasını sağlamıştır.
Bu durumun Uluslararası Olimpiyat Komitesine iletilmesi üzerine Uluslararası Olimpiyat Komitesi Türk temsilcisi olarak Selim Sırrı Tarcan seçilmiştir.
1919 yılında beden eğitimini geliştirmek amacıyla İzmir'de bir salon açmıştır.
İlk kurulan spor kulübü Beşiktaş ve ardından Altınordu 1903,
Galatasaray 1905, Fenerbahçe 1907, ve ardından Süleymaniye, Vefa, Beykoz, Nişantaşı, Türkgücü ve Anadoluhisarı gibi semt kulüpleri kurulmuştur.
1910-11 öğretim yılında İstanbul Sultanisi’nde bir cimnastik kulübü,
1911 Yılında İstanbul Darülfünunda Terbiye-i Bedeniye adıyla bir kulüp kurulmuştur.
1924 Paris Olimpiyatlarına Türkiye 3 atlet, 3 bisikletçi, bir eskrimci, 4 güreşçi, bir halterci, ve 19 futbolcu ile katılmıştır.
Sporcularımız müsabakalarda herhangi bir başarı elde edememişlerdir.
1936 yılında Türk Spor Kurumu kurulmuştur.
1938 yılında ise yapılan çalışmalar sonucu Almanya’nın spor yapılanması uygun bulunarak Beden Terbiyesi Kurumu kuruldu.
1939 Yılında Atletizm, Futbol, Güreş, Su Sporları, Bisiklet, Atıcılık, Dağcılık, Kış Sporları, Eskrim ve Cimnastik federasyonları kurulmuştur.
1942 Yılında Beden Terbiyesi kurumu Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış fakat gereken desteği görmemiş ve ivmesini kaybetmiştir.
‘Beden eğitimi’ kavramı ülkemizde ilk ve ortaöğretim programlarımıza 1960’lı yıllarda bilimsel olarak yansımıştır.
Beden eğitimi ve spor kavramı ilk olarak 1982 Anayasası ile anayasal bir zemin içerisine konmuştur.
REKREASYON
Rekreasyon; yenilenme, yeniden yaratılma veya yeniden yapılanma anlamına gelen Latince Recreation kelimesinden gelmektedir.
Rekreasyon, günümüz insanının neredeyse en önemli sağlık riski sayılan hareketsiz ve sedanter yaşamının spor ve açık alan etkinlikleri ile önlenmesi ve her yaştaki insanın bedensel, zihinsel ve sosyal sağlığına ve gelişimine katkı sağlayan, fiziksel etkinliğe dayalı bir eğlence ve boş zaman aktivitesidir.
Ülkemizde, spor tesisleri tek amaçlı ve yarışmaya yönelik kullanımlarının yanı sıra çok amaçlı ve boş zamanları değerlendirme alanı olarak da kullanılmaya başlanmıştır.
Sportif organizasyonlarda tek amaçlı antrenman ve yarışma amaçlı kullanımlar için oluşturulan bir yönetim, yönetici, antrenör veya beden eğitimci söz konusuyken, günümüz dünyasında artan talep ve değişen anlayış karşısında, boş zamanları değerlendirme mantığı içerisinde rekreasyon alanları yönetimi ve liderleri de devreye girmeye başlamıştır.
Günümüzde insanlar hayatlarının yaklaşık dörtte birini rekreasyon faaliyetlerinde geçirmektedir.
Rekreasyon sağlıklı veya engelli olan her yaşta ve beceri seviyesinde serbest zaman aktivitelerine katılan bireyleri kapsamaktadır.
ÜLKEMİZDEKİ ÜNİVERSİTELERİN REKREASYON PROGRAMLARININ TEMELİNİ:
Koruyucu Sağlık ve İlk Yardım,
Egzersiz Fizyolojisi,
Rekreasyon ve Spor,
Boş Zaman Sosyolojisi,
Rekreasyon ve Turizm,.
Rekreasyonda Program ve Planlama,
Sosyal Psikoloji,
Genel Antrenman Bilgisi
İşletme Bilimleri (yönetim, pazarlama vb.) gibi dersler oluşturmaktadır
.Rekreasyon bölümlerinin, disiplinler arası bir anlayış içerisinde programlarını yürüttüğü açıkça görülmektedir
Özellikle bireylerin sağlıklı yaşama istekleri onları hem fiziksel hem de mental olarak rahatlamalarına fırsat tanıyan rekreasyon faaliyetlerine yöneltmektedir.
Bu nedenle dünyada rekreasyona yönelik bilimsel çalışmaların;
Rekreasyon Terapisi (Terapatik Rekreasyon),
Sportif Rekreasyon (İç Mekan ve Dış Mekan Rekreasyonu- Wellness, Fitness),
Ticari ve Ticari Olmayan Rekreasyon (Rekreasyon İşletmeleri ve Kar Amacı Gütmeyen Kamusal Rekreasyon Alanları),
Sağlık Turizmi ve Medikal Turizm (Kaplıca, Kür, Masaj ve Hidroterapi) gibi alanlarda çeşitlendiği ve bu alanlara olan ilginin arttığı görülmektedir.
Terapötik Rekreasyon
Terapötik Rekreasyon terapi/uygulama hizmetleri hastalıklı, yaşlı, engelli şartlara sahip bireyler için hizmet tedarikçisidir.
Rekreasyonel Terapi olarak genellikle atfedilen terapi/uygulama hizmetlerinin birincil amaçları; yeniden sağlığa kavuşturmak, toparlamak ya da fonksiyonu ve özgürlüğü iyileştirerek rehabilitasyonu sağlamak ve aynı zamanda hastalık ya da özürlülük etkenlerini azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır.
Bunun yanında; sağlığı iyileştirmek ve genel iyilik halini teşvik etmek için rekreasyon kaynaklarını ve fırsatlarını tedarik etmektir.
Terapötik Rekreasyon bireyin tam bir iyilik halini elde etmesi üzerine çalışır.
Bireyin genel sağlığını oluşturan bedensel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve sosyal bileşenleri dikkate alır.
Terapötik Rekreasyon, yaşlı, hasta, engelli ve bakıma muhtaç insanlara yardımcı olmak için tedavi, eğitim ve rekreasyon servislerini kullanır ve onların sağlığını, fonksiyonel yeteneklerini, özgürce yaşamı ve yaşam kalitesini arttıran fırsatlar için onların boş zamanlarını efektif bir biçimde kullanmayı uygun görmektedir.
Terapötik Rekreasyon, çok sayıda uygulama alanını kapsamaktadır, aşağıda belli başlı konular ve uygulama alanları bulunmaktadır.
Terapötik Rekreasyon, çok sayıda uygulama alanını kapsamaktadır, aşağıda belli başlı konular ve uygulama alanları bulunmaktadır;
Sağlıklı yaşam merkezleri
Anlık bakım hizmetleri
Yaşlı ve bakım merkezleri
Engelli ve özürlü bakım alanları
Yetişkin günlük bakım alanları
Destekli yaşam olanakları
Geliştirici öğrenme merkezleri
Özel ve halka ait medikal ve psikolojik destek sağlık merkezleri
Uzun süreli ve yatılı bakım olanakları
Mental sağlık merkezleri
Park ve rekreasyon departmanları
Okullarda özel eğitim programları
Stres bakım üniteleri
Sağlık Turizmi merkezleri
Sağlık Turizmi merkezleri
Halk okulları, üniversiteler, yurtlar ve huzurevleri
Sportif rekreasyonun faaliyet alanları
Okçuluk
Badminton
Yüzme
Tenis
Rafting
Kayak
Futbol
Basketbol
Dağcılık
Paintball
Hentbol
Ticari / Ticari Olmayan Rekreasyon
Ticari rekreasyon ve turizm ağırlıklı olarak kar için yapılan serbest zaman hizmetleriyle ilişkili endüstride şemsiye görevi görür.
Bu şemsiyenin altında iş ve ajanslar onlara ödeme yapmak isteyen insanlar için hizmet sağlar.
Ticari rekreasyon, müşterinin isteğine bağlı olarak rekabetin olduğu işlerin büyük bir endüstrisidir.
Ticari rekreasyon ve serbest zaman endüstrisinin üç bileşeni, yerel ticari rekreasyon, misafirperverlik ve seyahat ve ulaşımdır.
Yerel ticari rekreasyon, yerli ve turistler için eğlence sağlayan etkinlikleri kapsar.
Misafirperverlik, konaklama, yiyecek, içecek ve diğer ihtiyaçların sağlanmasıyla yerlilerin özel gereksinimleri ve gezginlere hitap eden işlere hitap eder.
Ve son olarak, seyahat ve ulaşım, insan taşımacılığı ve hizmetlerle ilişkili işleri kapsar
Örneğin, bir organizasyon vahşi yaşamı korumak için off-road araç kullanımının iptalini organize ederken, bir diğer organizasyon böyle aktiviteler için aynı alanın açılmasını organize edebilir.
Ticari olmayan 2 amaç vardır;
Kamu yararı: Bazı kar gütmeyen organizasyonlar sosyal sonuçları için organize olurlar. (Eğitim organizasyonları, hastaneler, müzeler ve toplum rekreasyon merkezleri örnek olarak verilebilir.)
Ortak fayda: Sınırlı miktarda üyenin ortak ilgisi için hizmet sağlar. (Örneğin, iş ve meslek dernekleri, sosyal kulüpler ve bazı golf kulüpleri…)
Medikal Rekreasyon
Medikal rekreasyon, sağlık turizmi olarak da adlandırılmaktadır.
Sağlık turizmi önemli alternatiflerden biridir ve son on yılda çok hızlı bir büyüme ile dünya çapında bir endüstri haline gelmiştir.
Sağlık turizmi en önemli alternatif turizm çeşitlerinden biridir.
Hareketsizliğin organizma üzerine etkileri;
Kalp krizi
Obezite (BKİ) Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.
18, 5 kg/m.' nin altında olanlar: Zayıf.
18.5 – 24, 9 kg/m. arasında olanlar: Normal kilolu.
25 – 29, 9 kg/m. arasında olanlar: Fazla kilolu.
30 – 39, 9 kg/m. arasında olanlar: Obez.
40 kg/m.'nin üzerinde olanlar: İleri derecede obez (morbid obez), olarak görülür.
Diabet Şeker hastalığı, ya da diyabet (Diabetes Mellitus), pankreasın vücut için yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin vücut tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekeri nedeniyle gelişen hastalık tür ve gruplarına genel olarak verilen isimdir.
Tip 1 Şeker Hastalığı, ya da Tip 1 diyabet, vücudun kan şekerini kontrol etmek için yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi durumudur. Bunun sonucunda da kandaki şeker (glikoz) seviyesi çok yüksek değerlere ulaşır. Tip 1 diyabette kan şekeri seviyesini kontrol altında tutmak için günlük insülin enjeksiyonlarına ihtiyacınız duyulur.
Tip 2 diyabet (Type 2 diyabetes mellitus) insülinin etkisine karşı direnç gelişmesi ya da insülin duyarlığının azalması ile insülin sentezi ve salgılanmasının görece azalması ya da bazen tamamen ortadan kalkması ile ortaya çıkan bir hastalıktır.
İskelet- Kas sistemi bozuklukları
Solunum hastalıkları
Kanda LDL (kötü huylu) kolestrol seviyesi artması gibi rahatsızlıkların oluşması riskini artırır.
İskelet- Kas sistemi bozuklukları
Solunum hastalıkları
• Akciğer Hastalıkları
• Astım. (solunum yollarını tıkayan ve nefes almayı zorlaştıran kronik bir hastalıktır.)
• Amfizem. (akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesiyle tanımlanan bir hastalıktır.)
• Kronik Bronşit. (uzun süredir sigara içen kişilerde KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) gelişiminden önce görülen bir rahatsızlıktır.)
• Kistik Fibroz. (Kistik fibrozis (KF), doğumdan itibaren solunum sistemi, sindirim sistemi ve üreme sistemininde yer alan mukus ve ter bezlerini etkileyen kalıtsal bir hastalıktır.)
• Mesleki Akciğer Hastalıkları (İşçi hastalıkları)
• Pulmoner Hipertansiyon. (akciğer arterlerindeki kan akışını azaltan ve basıncı artıran ilerleyici nadir görülen, ciddi bir hastalıktır.)
• Zatürre (Pnömoni) (akciğerdeki hava keseciklerinin iltihaplı bir sıvı ile dolmasıdır.)
Kanda LDL (kötü huylu) kolestrol seviyesi artması gibi rahatsızlıkların oluşması riskini artırır. DL (kötü kolesterol):
Kolesterolü dokulara taşıyarak arter ve diğer kan damarlarının duvarlarında birikmesine neden olduğu için LDL, kötü kolesterol olarak da bilinir. Kanda toplam kolesterol ve LDL kolesterolünün yüksek olması, HDL kolesterolünün düşük olması, kişi için risk faktörüdür
Destekleyici Spor Sağlığı
Beslenme;
Sporcuların performansını etkileyen temel faktörlerin başında genetik yapı, uygun antrenman ve beslenme gelmektedir.
Beslenme, sporcuların bilgi sahibi oldukları taktirde kontrol altında tutabilecekleri ve performanslarını etkileyen en önemli etkenlerden sayılmaktadır.
Sporcu beslenmesi son yıllarda üzerinde çok fazla çalışma yapılan ve gittikçe de dikkat çekmeye başlayan bir bilim dalı olup, spor bilimcilerinin olduğu kadar, sporcuların, antrenörlerin, kondisyonerlerin, sporcu ailelerinin ve spor ile ilgili tüm meslek mensuplarının bilgi sahibi olması gereken bir konudur.
İyi beslenen bir sporcunun avantajları;
Performansı yüksektir
Yapılan antrenmanın etkinliği maksimum düzeydedir,
Üst düzey konsantrasyon ve dikkate sahiptir,
Hastalık ve sakatlanma oranı düşük, bu durumlarda toparlanma süresi kısadır,
Büyümesi ve gelişmesi beklenen düzeydedir.
Vücut ağırlığı ve vücut yağı önerilen sınırlarda veya bu sınırlara yakındır.
BESİN ÖGELERİ
Karbonhidratlar
Proteinler
Yağlar
Vitaminler
Mineraller
Su
ENERJİ VEREN BESİN ÖGELERİ
Karbonhidratlar: (1 gramı 4 kalori verir.)
Enerji gereksiniminin % 50-60'ı karbonhidratlardan karşılanır.
Patates, mısır ve pirinçte vb. zengin olarak bulunmaktadır(bileşik karbonhidrat).
Reçel, bal vb. (basit karbonhidrat)
Proteinler: (1 gramı 4 kalori verir)
Enerji gereksiniminin %25-30'u proteinlerden karşılanır.
Et, balık, kümes hayvanları ve ürünlerinde zengin olarak bulunur.
Vücut ağırlığının, kilogram başına 1,5-2 gram olarak alınır.
Yağlar: (1 gramı 9 kalori verir.)
Diğer besinler içerisinde ve saf yağ olarak bulunur.
KALORİSİ OLMAYAN BESİN ÖGELERİ
Vitaminler : Normal büyüme ve yaşamın sürdürülmesi için gerekli öğelerdir.
Suda eriyen vitaminler : B1, B2,B12
B Kompleks= bütün tahıllarda bulunur.
Turunçgiller, maydanoz, çilek vs.
Yağda eriyen vitaminler :A D E K
Sarı sebzelerde, balık yağında...
Balık yağı, yağlar, yumurta sarısı...
Buğday tohumu, sarımsak, mercimek...
Öneriler : Yağda eriyen vitaminler, fazla miktarda alınmamalıdır. İyi hazırlanmış bir diyetle beslenen bir kişinin ayrıca vitamin ilacı almasına gerek yoktur.
Mineraller: Kemik ve diş gibi sert dokuların yapımı, hücre ve vücut organlarının düzenli çalışması, sağlıklı olarak büyüme ve yaşamın sürdürülmesi için gereklidir. Sporculara gerekli olan ana mineraller;
Kalsiyum= Süt ürünlerinde...
Demir = Karaciğer, dalak, böbrek...
Fosfor = Et, bütün tahıllarda, sebzelerde...
Potasyum= Muzda
Su: Vücuttaki kimyasal reaksiyonları dengeler, vücut ağırlığı ve kanın büyük yüzdesini o
luşturur.
Müsabaka Öncesi beslenme:
Bir çok sporcu müsabaka öncesi 2-4 saat önce yemek yemeyi tercih ederken, bazı sporcular 60 dk. önce miktarı fazla olmayan yiyecekleri tercih etmektedir.
Egzersiz öncesi öğünün ölçüsü ve zamanı birbiriyle ilişkilidir
Mide boşalmasını sağlamak için müsabakaya yakın son öğünün hacmi az olmalıdır.
Eğer egzersiz ve müsabakadan önce yeterli süre varsa, son öğünün miktarı ve yoğunluğu daha fazla olabilir.
Çalışmalar, müsabakadan 3-4 saat önce tüketilen öğünün 200-300 g karbonhidrat içermesinin, performansı artırdığını göstermektedir.
Müsabaka sırasında beslenme
Uzun süreli müsabakalarda, saatte 0.7 g/kg karbonhidrat (yaklaşık saatte 30-60 gram) tüketiminin dayanıklılık performansını artırdığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Sporcuların bu karbonhidrat tüketimine, aktivite başlangıcından kısa bir süre sonra başlamaları önerilmektedir.
Egzersiz sırasında, hem sıvı hem de karbonhidrat sağlamaları nedeni ile sporcu içeceklerinin tüketilmesi önerilmektedir.
Müsabaka sonrasında beslenme
Kaslardaki glikojen depoları 1.5-2 saatlik bir egzersiz sonrasında boşalabilmektedir ve bu depoların yerine konmasında en etkin yol, egzersiz sonrasında en kısa sürede (ilk 2 saat içinde) yüksek karbonhidratlı yiyeceklerin tüketilmesidir.
Egzersizden hemen sonra karbonhidrat tüketimi (1.5 g/kg/ - 2 saat arayla), 2 saat sonra tüketime başlamaya göre daha yüksek glikojen deposuna sahip olmayı sağlamaktadır.
Egzersizin hemen sonrasında yeterli karbonhidrat tüketimi toparlanma (rejenerasyon) için önemlidir.
Spor yaralanmaları
PRICE
• PREVENTASYON (KORUMA)
• REST (İSTİRAHAT)
• ICE (SOGUK UYGULAMA)
• COMPRESSION(BASKILI BANDAJ)
• ELEVATION(YÜKSEĞE ALMAK)
SOĞUK TEDAVİ:
İlk yapılacak olandır.
Lokal ağrı dindirici etkisi vardır.
Damarlarda kontraksiyon yapar.
Yaralanmanın ilk günü saat başı 15 dakika buz 45 dakika ara şeklinde her saat,
2.ve 3. günlerde 4-6 saatte bir 15-20 dakika soğuk uygulaması şeklinde olmalıdır.
KOMPRESSİF BANDAJ:
Soğuk ile aynı anda uygulanmaya başlanır.
Kanamanın durdurulmasında vücudun kendi mekanizmalarına yardımcı olur.
DİNLENME:
24-48 saat ilgili bölge dinlendirilir
Yüke maruz bırakılmaz.
Sonra durum yeniden değerlendirilir.
ELEVASYON:
Yaralanan bölgenin kalp seviyesinden yukarı olacak şekilde istirahate alınması o bölgeye olan kan akımını ve kan basıncını azaltır.
Haliyle şişlik azalır. Örneğin olay bacakta ise 45 derece yükseltilmelidir. Kanama fazla ise 24-48 saat sürdürülür.
Antrenman: Bedensel ve psikolojik gücün, teknik ve taktik becerilerin, fizyolojik ve psikolojik yüklenmelerle düzeltilmesi ve en üst düzeye getirilmesi amaçlarına yönelik uzun süreli bir eğitim sürecidir.
Overtraning (Sürantrenman ): Süratrenman daha ziyade psişik olan, antrenman periyodunun genelde sonlarına doğru oluşan kronik (uzun süreli) bir yorgunluğun ifadesidir. Burada kassal faktörlerle birlikte, sinirsel ve psişik faktörler de etkilidir.
Antrenman ile geliştirilmesi gereken özellikler nelerdir?
Temel motorik özellikler
Teknik, taktik ve oyun anlayışı gibi özelliklerin düzeltilmesi ve geliştirilmesi
Kişilik gelişimi ve eğitimi
Sosyal özelliklerin ve davranışların gelişimi
Psikolojik hazırlık ve zihinsel gelişim
Antrenmanın Organizmaya Etkileri
Kas Sistemine
Dolaşım Sistemine
Genel Sağlığa
İskelet Sistemine
Solunum Sistemine
Enerji Sistemlerine
Sinir Sistemine
Vücut Kompozisyonuna
Antrenmanın Kas Üzerine Etkileri
Kas hipertrofisi (Kas lifi içindeki Miyofibrillerin çoğalması, artması
Kas lifi çapının büyümesiyle kas kuvvetinin artması
Kas içi oksijen depolarının artması
Aerobik ve anaerobik enzimlerin artması
Kas içi enerji kaynaklarının artması (kas glikojeni)
Kaslarda sinir sisteminin gelişmesi
Laktik asite karşı dayanıklılığın ve yorgunluk eşiğinin artması
Antrenmanın Dolaşım Sistemi Üzerine Etkileri
Antrenmanın vücutta en etkili olduğu organ kalptir. Yüklenmelerin kalbi etkilemesi ile ilgili olarak genelde “karıncıkların büyümesinden” ( Ventriküler Hipertrofi) bahsedilir.
HERSCHEN, normale göre daha büyük olan ve daha önceleri patolojik bir durum şeklinde “Öküz Kalbi- Corius Bobinus” adı ile tanımlanmış bu kalbe “ SPORCU KALBİ” adını vermiştir.
Antrene olmayan normal kişilerde kalbin ağırlığı 300-350 gram olmasına karşılık sporcularda bu ağırlık 500 gram civarında bulunmaktadır (Hollmann).
Normal kalpte 5-7 mm olan sol karıncık duvar çeperi 7-15 mm arasında bir kalınlığa sahiptir.
Antrenmanın vücutta en etkili olduğu organ kalptir. Yüklenmelerin kalbi etkilemesi ile ilgili olarak genelde “karıncıkların büyümesinden” ( Ventriküler Hipertrofi) bahsedilir.
HERSCHEN, normale göre daha büyük olan ve daha önceleri patolojik bir durum şeklinde “Öküz Kalbi- Corius Bobinus” adı ile tanımlanmış bu kalbe “ SPORCU KALBİ” adını vermiştir.
Antrene olmayan normal kişilerde kalbin ağırlığı 300-350 gram olmasına karşılık sporcularda bu ağırlık 500 gram civarında bulunmaktadır (Hollmann).
Normal kalpte 5-7 mm olan sol karıncık duvar çeperi 7-15 mm arasında bir kalınlığa sahiptir
Antrenmanın İskelet Sistemi Üzerine Etkileri
Antrenmanla kemik enzim aktiviteleri artar.
Kemikler, eklemler ve tendonlar kuvvetlenir
Kemiğin kırılmalara karşı direnci artar
Kemik hipertrofisi (büyümesi) oluşur
Eklemlerdeki kıkırdaklar incelir
Antrenmanın Solunum Sistemi Üzerine Etkileri
Antrenmanla derin nefes alma alışkanlığı oluşur
Vital kapasite ve dolayısıyla alınan oksijen miktarı artar
Akciğerlerde alveol ve kılcal damarlar arasındaki gaz geçirgenliği (difüzyon) artar
Antrenmanla yapılan spor branşına göre nefes alıp verme ritmi düzenli ve otomatik hale gelir.
Solunum kasları kuvvetlenir
Antrenmanın Sinir Sistemi Üzerine Etkileri
Antrenmanla reaksiyon süresi azaltılır.
Kas içi ve kaslar arası koordinasyon arttırılır.
Denge artar
Tekrarlanan hareketlerin, sportif becerilerin otomatikleşmesi sağlanır ve sporcunun beceri özelliği artar.
Antrenmanın Vücut Kompozisyonu Üzerine Etkileri
Toplam vücut yağının azalması
Vücudun zayıf bölgelerinin ağırlığında değişiklik olmaz veya hafif artış görülür
Vücut kaslarının tonusu (yoğunluğu) artar
Vücut ağırlığında azalma
Antrenmanın Psikoloji Üzerine Etkileri
Gelişen zihinsel performans ve düşünme yeteneği
Pozitif bakış açısı
Daha fazla kendine saygı
Rahat ve kesintisiz uyku
Azalan endişe ve kuruntular
Zeka gelişimi
Sosyal İletişim
Mücadele Yeteneği…
ANTRENMANIN AMAÇLARI
Antrenman sürecinin tüm hazırlıklarını içerir.
Çalışılan spor branşındaki kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar belirlenir. Bu amaçlar doğrultusunda yapılacak olan her antrenmanın amacı, içeriği belirlenmelidir.
Antrenmanda öğretilecek konular belirlenir, içeriğe göre planlama yapılır.
Antrenmanın amacına uygun olarak dayanıklılık, sürat, kuvvet gibi kondisyonel performansı oluşturan motorik özelliklerin hangisinin veya hangilerinin geliştirileceği belirlenir.
Sporda Isınma
Antrenmanlarda ve maçlarda öngörülen belli görevlere, bedensel ve psikolojik yönden hazırlanmayı ve uyum sağlamayı amaç edinen çalışmaları “ ısınma” olarak tanımlayabiliriz.
Amaç esnekliğin, motorik dengenin, psikolojik uyumun sağlanmasıdır.
Isınmanın Etkileri
Sportif uygulamaları istenilen etkinlikte uygulayabilmek için en uygun vücut ısısı 38,5 ° - 39° arasındadır.
Uygun ısıda organizmadaki metabolik olayların hızı %13 oranında yükselir.
Kan dolaşımının artması ile kılcal damarların aktivitesi arttırılır. Dokulara oksijen ve yakıt taşınması hızlanır.
Yüksek optimal ısı, merkezi sinir sisteminin işlevlerini daha hızlı uygular, dolayısıyla reaksiyon ve kasılma hızı yükselir.
Vücut ısısının 2° artması, kasılma hızını yaklaşık %20 oranında arttırır.
Vücut ısısının artması sakatlıklardan korunmayı sağlar.
Kaslar esneklik ve gerilme yeteneği kazanırlar.
Sporcunun koordinasyonu olumlu yönde etkilenir.
Psikolojik uyum gücü artar.
Kalp ve dolaşım sistemi yüklenmeye hazırlanır.
Spor Yöneticilerinde Bulunması Gereken Özellikler
Her şeyden önce spor yöneticisi, yeterli bir alan bilgisine sahip olmalıdır.
Sadece alan bilgisi ile yetinmemeli, aynı zamanda yeterli kültüre ve bilgi birikimine sahip olmalıdır.
Spor yöneticisi, sporun bir amaç değil, spor vasıtasıyla insanların iyi birer vatandaş olarak yetiştirilmelerinde önemli bir araç olduğunu bilmeli ve bu anlayışla kurumun amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmalıdır.
Spora olan katkısının amaç ve hedefini önceden tespit etmeli,
Sporla ilgili yayınları okumalı ve kendisini bu alanda geliştirmeli,
Sporla ilgili yeniliklere açık olmalı,
Sporu, sporcuları ve diğer spor görevlilerini sevmeli,
Spor yöneticisi, diğer spor görevlileri ve sporcular ile iyi ilişkiler içinde bulunmalı,Dürüst ve çalışkan olmalı.
En az bir yabancı dil bilmeli veya öğrenmeye gayret etmeli,
Ülkesinin ulusal ve uluslar arası durumunu dikkate olarak ülkesinin menfaatlerini kendi kişisel çıkarlarından her zaman üstün tutmalı,
Başka insanları da düşünmeli ve yardım sever olmalı,
Başkalarını da dinlemeli bütün konularda her şeyi ben biliyorum dememeli, İyi bir organizatör olmalıdır
Spor Organizasyonu Temel Unsurları
Spor tesislerinin mevcut durumu.
Basın yayın ve haberleşme hizmetleri.
Ulaştırma hizmetleri.
Güvenlik hizmetleri.
Beslenme hizmetleri.
Sağlık hizmetleri.
Konaklama hizmetleri.
Sosyal ve kültürel hizmetler.
Mali kaynaklar.
Araç, gereç ve malzeme durumu.
Yetişmiş insan unsuru
Bir Spor Organizasyonda İletişim Kurulması Gereken Kişiler
Antrenörler,
Tesis sorumluları,
Büfe hizmetleri sorumlusu,
İlgili bürokratlar,
Bilet satış ve dağıtım sorumlusu,
Basın-TV sorumlusu,
İtfaiye,
Saha sorumlusu,
Konaklama koordinatörü,
Uluslararası görevliler, delegeler,
Basın odası sorumlusu,
Tıbbi danışman
Park yerleri sorumlusu,
Güvenlik güçleri,
Protokol sorumlusu
Halkla ilişkiler sorumlusu
Temizlik sorumlusu,
Genel güvenlik sorumlusu,
Ulaşım sorumlusu,
Elektrik, su, yakıt vb. ihtiyaçlar sorumlusu
Kaynaklar:
Doç.Dr. Erkan ÇALIŞKAN (Ders Notları) Dr. Öğr.Üyesi M. Sibel YAMAN (Ders Notları)
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 10/05/2025 00:07:41 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16773
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.