Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması

Yalnız Olan Yozlaşır

9 dakika
65
Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar [2], [1], [3], [4], [5], [6]

Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne inelim…

1. Aydınlanmanın çatırdaması duyuluyor

Tüm Reklamları Kapat

Hemen yakınlarımızda bundan yaklaşık yüz yıl önce varlığını sonlandıran Osmanlıya bakalım, özellikle kuruluşundan sonra altın çağını kısa sürede yaşamaya başlayan Osmanlı, İslam’ın halifeliğini elinde tutarak cihatçı bir politika izlemişti. Ve gerçekten de yüzyıllar boyunca izlediği politika Osmanlının gelişmesine ve tüm dünya tarafından korkulan bir süper güç hale gelmesini sağladı.

Osmanlının bu yıkıcı gücüne karşı, eş zamanlı şekilde Avrupa’da yeniliklerin gürültüsü duyulmaktaydı. Ardı ardına gerçekleşen haçlı seferlerinde Avrupa halkları çok büyük yaralar almıştı, seferlerin çoğunun büyük başarısızlığı sebebiyle Avrupa genel anlamda güçsüz düşmeye başlamıştı. Halkta artık kiliselere karşı olan güveninin kaybediyordu. Bu zamanlarda Avrupa’da aydınlanmanın başladığı söylenebilir. Halk pozitif bilimlere yönelmeye başlamıştı. Çünkü karşılarında direkt olarak savaşamayacakları ciddi bir askeri güç olan Osmanlı vardı. Savaşa ve kiliseye inancını kaybeden Avrupalı insanlar içerisinden sıyrılan aydınlar pozitif bilimler ile adeta yüzlerce yıl sonra Avrupa’da Yunan medeniyetinin ruhunu tekrar canlandırıyordu.

Rönesans tasviri.
Rönesans tasviri.

Avrupa bilime nihayet yönelmeye başlamış olsun, Osmanlı ise birbirine ardı zaferler ile toprağına toprak katmaya devam etsin. Osmanlı gittiği hemen hemen hiçbir toprak parçasında soykırım ve asimilasyon politikaları izlememişti, fethedilen bölgelerdeki dini ve kültürel yapılara dokunmamıştı. Şimdilik işler hem Osmanlı hem de Osmanlının fethi ettiği topraklar için iyi gidiyor ancak yakında rüzgâr tersine dönmeye başlayacaktı.

2. Rüzgâr dindi, küreklere mi asılsak?

Tüm Reklamları Kapat

Sultan Süleyman döneminden sonra Osmanlının fetihleri büyük oranda yavaşlamış, hatta birçok tarihçiye göre Osmanlı resmen gerileme dönemine girmişti. Osmanlının gerilemeye başlaması ile Avrupa atmosferi yumuşayacak bunun sonucunda da batı uygarlığı sağlam temellerle yükselmeye başlayacaktı. Osmanlı batının ne yaptığının pek farkında değildi, çünkü sonuçta Osmanlıydı ancak artık dünyada işler değişiyordu. Öyle ki Avrupa resmen yeni çağa geçtiği halde Osmanlı ancak 1773 yılında denizcilik mühendisliği, 1789-1795 yıllarında kara mühendisliği ve 1838’de tıbbiye açarak neredeyse Avrupa’yı 250 yıl geriden takip etmişti. Özellikle de karasal ordu anlamında bu kadar büyük bir güce sahip olan Osmanlının deniz kuvvetlerinde geride kalması 19. Yüzyıl da çok ağır bedeller olarak geri dönecekti.

Osmanlı donanmasının tasviri
Osmanlı donanmasının tasviri

.Osmanlının bu tarz atılımlarda dünya standartlarında geride kalmasının en büyük nedenlerinden birisi Ulema ayak takımıydı Ulemayı bilmeyenler için açıklayacak olursak, dini bilginlerden oluşan aydın grubuydu ve doğrudan doğruya Osmanlı üzerinde büyük bir güce sahipti. Ancak ulemanın kusuru büyük ve Osmanlıya yaşatacakları korkunç olacaktı. Çünkü dünyada ilerlerken durduğu yerde sayan Osmanlı’nın nihayet gözleri açıldığında yine de yerinde durmasına sebep olacak Ulema sınıfı vardı. Öncelikle şunu belirtmeden geçemem, Ulema Osmanlının kuruluş ve yükseliş döneminde vazgeçilmez derecede önemli bir sınıftı ve gerçekten gerekliydi. Ancak daha sonraki yıllar bu vazifeye gelenlerin makam ve para hırsı sebebiyle Ulemanın niteliğini kaybetmesine daha doğrusu çağın gerisinde kalmış şekilde düşünmesine sebep olmaya başlamıştı.

2.1 Öyle ki Ulema’nın bu değişimini kaynağından direkt olarak izah etmek gerekirse.

2.1.1 İlk döneminde Ulemayı özetleyecek olursak:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Mustafa Sibâî (ö.1384/1964) de “Ulemâ”yı şu şekilde tarif etmiştir; “Nasslardaki ilimleri insanlara aktaran, din ve dünya işlerinde faydalı olan âlimlerdir.”

2.1.2 Osmanlının son döneminde Ulema’yı özetleyecek olursak:

İbn Teymiyye’ye (ö.728/1328) göre; “Hakikati bilmeyen ya da hakkı hakikati bilen kişileri tanımayanı “Ulemâ” olarak kabul eden kişi de cahildir.”

Yani âlim kişinin, hakikati bilmesi gerektiği, hakikati bilenleri de tanıması ve fark etmesi de gerekmektedir. Buna rağmen alim olmayıp hakikatten uzak kişileri Ulema olarak kabul eden halk ve diğer kişilerde “cahildir”.

3. Ulema ve Bilim Karşıtlığı

Toplumda yapılacak her türlü değişme ve gelişme için Ulemanın görüşü gerekiyordu ve Ulema artık düşündüğünüz gibi aydın kimselerden değil, tabiri caizse bir ayağı toprakta yaşlılardan oluşuyordu. Büyüklerinden gördüklerini devam ettirmek isteyen ulemanın anlamadığı şey ise artık düşüncelerinin ve bildiklerinin asırlık şeyler olduğu idi.

Tüm Reklamları Kapat

Oysa anlaşılması gereken şey son derece basitti dünya hızla yeni bir düzene geçiyordu. Üstelik bu yeni dünya herhangi bir dine ve ideolojiye sahip olmadan sadece ve sadece bilimin ışığında kurulacaktı. O yüzden dolayı kendi gelişiminde bir ideolojiye ve dine sadık kalan milletler bu yeni dünyada yok olacak ya da her zaman 3. Sınıf insan olacaktılar.

“Ulema sınıfının bilimden uzak oluşu tek sorun değildi, ulema bilimden uzak değil tam olarak onun karşısında yer alan bir düşmandı.”

3.1 Bunu da direkt kaynağından ispat edecek olursak.

Tüm Reklamları Kapat

Mısırda eğitim görmüş olan Takiyettin (Takıyyüddin Mehmed) adındaki müneccim başı, Sultan III. Murat’ı Tophane bayırında gözlemevi kurdurmak için ikna eder, üstelik bu gözlemevi Osmanlının ilk gözlemevi olacağı için muazzam bir gelişmedir. Üstelik Takiyettin gözlemevinin kurulumunda sonra içerisinde kullanılacak araç gereçleri bizzat kendisi yapar, gökbilimiyle alakalı dönemde toparlanması zor bir kütüphane toparlar. Takiyettin kurdurduğu gözlemevi ve kütüphanede tam 5 yıl araştırmalarını sürdürür. Ancak dönemin Şeyhülislamı gökleri gözlemenin uğursuzluk getireceği ve ülkede felaketlere yol açacağını Sultan III. Murat’a bildirir. Şeyhülislamın bildirisi duyan III. Murat derhal kendi yaptırdığı bu gözlemevini donanmanın top ateşiyle yıktırır.

Gözlemevinin top ateşiyle yıkılmasının tasviri.
Gözlemevinin top ateşiyle yıkılmasının tasviri.

4. Siyasal İslam Şekil Alıyor

Üstelik Ulemanın yaptığı kötülüklerin en beteri bir müneccim başının yaptığı gözlemevini yıktırmak değildir. Ulema yeri geldiğinde İslam’ı kullanarak Şeyhülislamı sık sık kendi safına çekip. Devleti Âliyye’yi kötülüğe sürükleyen kararların önünü açmaktadır.

“Sultanların tahttan indirilmesi ancak fetva ile mümkün olduğundan, fetvalar sultanların dinen mürtet (dinden çıkmış) sayıldığı zamanlarda veya Abdülaziz olayında olduğu gibi, akli dengesinin üstlendiği görevi yerine getiremeye gücünün yetmediği durumlarda verilebilmiştir (Abdurrahman Şeref, 1985, s: 253).”

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Walter Benjamin Kitaplığı (3 Kitap)

Fotoğraf Yazıları
Walter Benjamin

“Walter Benjamin fotoğrafı hatırlatmaktan hiç vazgeçmedi. Tarih boyunca değişen, uyum sağlayan, gelişen bir şey olarak fotoğrafın izini süren güçlü bir fotoğraf eleştirmeniydi. Fotoğrafın bir tarihi, bir hayatı olduğuna inandı. […] Benjamin’in gözlemlediği üzere fotoğraf iktidardakiler ve geleneksel sanata gereğinden fazla özlem duyanlar tarafından kötüye kullanılabilir ve kullanılmıştır da […] Fotoğraf yozlaşabilir. İçinde bulunduğu zamandan ayrı düşebilir ya da (fotoğraftaki) özneleri genel olarak kötüye kullandığı gibi onu da kötüye kullanan baskıcı güçlerin güdümüne girebilir. Benjamin’in fotoğrafa dair ve fotoğrafın yörüngesindeki çeşitli yazılarıyla amaçladığı şey, panoramik bir bakışla okurunu bu aracın potansiyeli ve gerçekliği konusunda eğitmektir.”

Walter Benjamin’in fotoğraf yazılarından oluşan bu derleme aşina olduğumuz fotoğrafa başka bir gözle tekrar bakma, işlevini, imkânlarını yeniden düşünme olanağı sunuyor; fotoğrafın zaman içinde kazandığı ve kazandırdığı farklı anlamların izini sürüyor. Bu derlemede yer alan tüm yazılar Leslie’nin sunuşuyla açılıyor, değinilen kişi ve kavramların açıklandığı sözlüklerle sona eriyor. Kitapta ayrıca Benjamin’in atıfta bulunduğu fotoğraflardan örnekler de yer alıyor.

Karşılaşmalar: Bir Benjamin Romanı

Jay Parini

“Hiçbir zaman tatmin edemediği Tarih Meleği tarafından öldürülmüştü hiç kuşkusuz. Onu öldüren en bariz şeyse genellikle alaycı bir şekilde tetikte bekleyip en sonunda her zaman sahnede belirerek daha önce gerçekleşmiş olan her şeyin, her çıtkırıldım adım ve irkilmenin, gözün her titreşiminin, kalpten hissedilmiş her çizginin ve rasgele her jestin yazarlığını üstelenen Zaman’dı.”

Walter Benjamin’in 1940 yılında Nazi Almanya’sının Fransa’yı işgalinin hemen ardından Paris’ten kaçışıyla başlayan Karşılaşmalar Benjamin’in tutkularıyla tuhaflıklarının peşine düşüp ölümünün matemini tutuyor.

Felsefe tartışmaları, Nazi işgali, savaş ve kaçış ekseninde ilerleyen, Bertolt Brecht, Gershom Scholem, Hannah Arendt gibi isimlerin de yer aldığı romanda, Benjamin arkadaşları ve ailesi, aşkları ve yalnızlığı, hayatı ve intiharı, gözünden sakındığı elyazması sayfalar vasıtasıyla yeniden ete kemiğe bürünürken hayat hikâyesi de yirminci yüzyılın ortasında dünyayı yakıp yıkan korkunç savaşın güçlü bir metaforuna dönüşüyor.

Walter Benjamin – Gershom Scholem Mektuplaşmalar 1932-1940

Derleyen: Gershom Scholem

İki büyük savaşın damga vurduğu karanlıkta, tüm güçlüklere karşın bağlarını sürdürme çabalarından vazgeçmeyen Almanyalı iki Yahudi entelektüelin 1932’den 1940’a dek süren mektuplaşmaları, hem döneme hem de yazarlarına ilişkin çok önemli bilgiler sunuyor. 20. yüzyılın en önemli edebiyat ve sanat eleştirmeni olarak ölümünden sonra üne kavuşan Walter Benjamin ile Yahudi mistisizmi ve Kabala üstüne yapıtlarıyla tanınan Gerschom Scholem’in dostluğu, Benjamin’in 1940’ta Fransa-İspanya sınırında intiharıyla sonlanana dek gücünden hiçbir şey kaybetmeden devam etmiştir.

Bugün bildiğimiz eserlerinin ortaya çıkış ve yazılış süreçleri, dönemin entelektüel kişilikleri, edebiyat tartışmaları, Kafka, Baudleaire, Yahudilik, savaş ve ölüm mektupların satırlarında kendisini gösterirken, zor zamanlarda insan olarak var kalabilmenin ne kadar ağır bir yükü taşımak anlamına geldiği de apaçık bir biçimde ortaya çıkıyor. Tüm bu kaygının ve belirsizliğin içinde bile zihinsel üretimlerini hayatta kalma faaliyetlerinin asli öğesi olarak görmeyi sürdüren Benjamin ve Scholem tekerrür etmekte hiç kararsız olmayan tarih için de bir tinsel direniş belgesi sunuyorlar.

“Bugün yayımlanmasını sağladığımız her satır –bu satırları miras bıraktığımız gelecek ne denli belirsiz olursa olsun– bu karanlık dönemin güçlerinin karşısında kazanılmış bir zaferdir.”

Devamını Göster
₺700.00
Walter Benjamin Kitaplığı (3 Kitap)

Sultan Abdülaziz’in de tahttan indirilebilmesi için fetva alınmalıydı ve fetva, ya dini eksikliğe veya akli eksikliğe dayanarak verilebilirdi ve bu sebepten darbeciler Abdülaziz’i, dini eksiklik izafe edemedikleri için akli eksiklik izafesi ile indirebilmişlerdi, ancak bunun için gerekli olan doktor raporu mevcut değildi ve akli eksiklik sadece fetva metninde konu edilmişti. Sultan Abdülaziz’i bir askeri darbe ile indirmek isteyenler, Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın yalısında Ulema ileri gelenleri ile bir araya gelmişlerdi. Bu toplantıda Ulemadan, Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi, Kazasker Filibeli Kara Halil Efendi ve Şirvani Ahmet Hulusi Efendi yer almışlardı. Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi, bu toplantıdan önce darbeci kadro tarafından, Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi konusunda ikna edilmişti.

Maalesef ki Osmanlı Tarihinde Fatihten sonra Osmanlıda felsefeye meraklı bir padişah çıkmıyor. Osmanlı tamamen “Siyasal İslamcıların” eline kalıyor. Düşünmenin, dinsizliğin lafının bile geçemeyeceği bir senaryo ortaya çıkıyor. III. Selime kadar başa gelen tüm padişahlar Ulemanın dediklerinin dışına çıkmıyor. Öyle ki Batı’da 1455’te kurulan matbaayı basımevleri, Osmanlıya 20 yıl içerisinde ulaşılıyor ancak ulema sebebiyle basımevlerinin matbaaya kavuşma 1726 yılında oluyor. Özellikle matbaa çok önemli bir gelişme, zira Osmanlı devletinin varlığı sonlandırmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti tekrar Anadolu insanını kucaklayana kadar, Atatürk eğitim reformlarını gerçekleştirene kadar Anadolu’da yaşayan Osmanlı vatandaşları kasti bir şekilde cahil olarak yaşıyorlar. Zira okuma yazma yok denecek kadar az, akranları Avrupa’da bilim ve sanatla yüceltilirken, Anadolu Osmanlısının vatandaşları ne bilim ne sanat okuma yazmayı öğrenebilecek bir imkana bile sahip değiller. Bunun nedenini de anlamak gayet basittir; Osmanlının bir Anadolu imparatorluğu değil Balkan imparatorluğuydu.

Matbaa tasviri.
Matbaa tasviri.

Osmanlı saraylarına Anadolu’nun çocukları paşa olarak getirtilmiyordu. Osmanlı sarayı ve halk arasında çok ciddi sınırlar bulunmaktaydı. Paşalık, Sadrazamlık, Ulema gibi unvanlara kavuşabilmek için özellikle çok iyi Osmanlıca ve çevre coğrafyaların diline hâkim olmak gerekiyordu. Ancak Anadolu insanı bırakın çevre coğrafyaları, kendi payitahtlarının sarayında bile kendini ifade edemeyecek bir haldeydi. Elbette saraydakilerle konuşabilirlerdi, ancak konuşmaları onların sarayın çevresinden gelen biri olmadığını hemen ele verirdi.

Sadrazam Ali Paşa’nın toparladığı kütüphanesi, 1716 da şehit düşmesinin ardından fermanla yakılıyor. Şehit Sadrazam Ali Paşa’nın kütüphanesinin yakılmasının nedeni ise kütüphanede dini kitapların çoğunluğundan ziyade tarihi, felsefi ve astronomik kitapların bulunması.”

Ulema yüzünden Osmanlı neredeyse 300 yıl boyunca yanı başındaki matbaayı kullanamıyor. Bunun sonucunda Avrupa’da o dönem milyonları bulan kitap basılırken. Çoğunluğunun Anadolu insanından oluşan Osmanlıda basılı kitap diye bir şey esamesi okunmuyor. Zaten sizin de bildiğiniz üzere, halkın yazı dili ve sarayın yazı dili farklı. Halkın okuma yazması yok denecek kadar az bu durum gerçekten içler acısı. Okuma oranları %10 bile olmayan bir Osmanlı halkı ile, kılıç kalkanına sarılıp Avrupa’nın karşısına yeniden çıkmaya çalışan bir Osmanlı…

5. Siyasal İslam Bendi

Ulemanın diğer inanç sahipleri hakkındaki görüşleri kesinlik içerir: “Putperestlerle ve kâfirlerle samimi arkadaşlık İslam ümmetine yasaktır; birbirlerine karşı durumları ışık ve karanlık gibi olan iki taraf arasında dostça ve sıkı ilişki de arzuya şayan değildir” (Lewis, 2007, s: 41).”

Bu fetvadan ötürü, Anadolu insanlarının ticaret haricinde pek de yabancılarla sırnaş dolaş olmayacakları anlaşılıyor. Ancak hal böyle olunca Avrupa’da ortaya çıkan yeni meziyetlerden mahrum kalan Anadolu’da büyük eksikler yaşanıyor. Kör ve sağır bırakılan Anadolu insanından gerekli durumlarda bile fayda sağlayamayan payitaht uleması hemen yeni bir fetva çıkarır.

“Tercüman ve hekimlerde gayrimüslimlerden faydalanılmasında sorun olmamasının sebebi, Devlet-i Âliyye de bu vazifelere layık olabilecek pek bir müslimin bulunmaması.”

Felsefe, astronomi ve diğer çeşitli alanlarda kesin çizgi çeken Ulema sınıfı mecbur kalınca kendi bendini kırmak zorunda kalıyor. Şu kelimeleri bir daha okuyup asla unutmayalım: “Devlet-i Âliyye de bu vazifelere layık olabilecek pek bir müslimin bulunmaması”

Tüm Reklamları Kapat

Halkın kasti olarak cahil bırakılmasından sonra, halkın diğer uygarlıklarla iletişimini sadece ticaret alanında serbest bırakıp. İlimi yerle yeksan ettikten sonra Ulema’nın çıkıp ülkede hekim yok… Tercüman yok… Yüksek makamı sürdürebilecek insan yok diye fetva yayınlaması.

Sizce de ortada kocaman bir çelişki yok mu?..

Osmanlı alimlerinin tasviri.
Osmanlı alimlerinin tasviri.

Tekrar başa dönecek olursak Ulema sınıfı gerçekten Osmanlının kuruluş ve yükseliş döneminde vazgeçilmez bir sınıftı. Ulemanın Osmanlının yükselişinde katkısı büyük. Ancak bu büyüklük zamanla yerini kutsal bir vazifeden ziyade para ve unvan hırsına bırakmaya başlamıştır. Ulemanın sonraki yüzyıllarda başına gelecek kişiler nadiren aralarından gerçek aydın insanlar çıksa da görevini layıkıyla yerine getirememiştir.

Ulemanın bu hareketi bir kuşun kanatlarını kırıp ardından kuş neden uçamıyor diye sormak gibi absürt bir durum, neticede siz değerli okurların çoktan bunu kavramış olduğunu varsayıyorum. Bu kısa yazımı da şu cümle ile bitirmek istiyorum, sevgiyle ve sağlıcakla kalın.

“Bilimin konusu ne Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu ne de Tanrı’nın sözlerini doğruluğunu veya yanlışlığını kanıtlamaktadır."

Okundu Olarak İşaretle
14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 1
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/06/2025 07:41:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16298

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close