Sadece Öylesine Notlar:
öylesine

- Blog Yazısı
Bütün evrende bana keşfettiğimde en büyülü gelen şeylerin karşılaşmalar olduğunu düşündüm. Bir dizi veya film sahnesi olmalı, zamanında bir şeyler izlerken satrançta olasılıklar hakkında konuşan bir adamın evrenin de bu olasılıklardan daha fazlası olacağını açıkladığı bir an vardı ve o sahneden sonra gerçekten evrenin türlü olasılıkların bir tesadüf ile başlamasının aslında ne büyük fırsat olduğu kanısına vardım. Bütünler matematiği diyeceğimiz bir matematik teriminde tümden gelen her şeyin bir tüme varım olduğunu söylemek gibi bir şey bu. Merak ettiğimiz herhangi bir bilgi, herhangi bir olay, araştırdığımız kelimeler, okuduğumuz kitaplar, tanıştığımız insanlar, senelerce aynı dahi olsa geçtiğimiz o sokakta türlü versiyonlarımızla bulunuşumuz, bir zamanlar bir yerin anlam ifade ederken bir daha ifade etmediğini anlayacağınız türlü varsayımlarla dolu bir evren içinde bazen gelecek kaygısı duymanın abartı olduğu düşüncesine varsam da Varoluşçu Terapistlere göre kaygının hayat dolu bir yanı olduğunu ve bu yüzden kaygıya, endişeye, hüzne ve bazen de gerçekten acıya ihtiyacımız olduğunu söylemeleri bana oldukça doğru geliyor. Bu olasılıkların içinde bulunurken türlü varsayımlar, türlü seçimlerin beni veya herhangi birini ne mutlu ettiğini düşündüğümde bir mutluluk kelimesinin ne anlam ifade ettiğini hiçbir zaman anlamayacak ve aslında bizim kendi mutluluk anlayışımız ne bilemeyecektik. Bir diğer durumda ise hep hüznün gölgesinde, sürekli mutsuzluklar yaşadığımızı düşündüğümüz bir ilerleme sürecinde ise mutsuzluğun getirilerinin aslında küçük bir anı yakalayabilmek olduğunu bilemeyecektik. Küçük şeylerden mutlu olmak dediğimiz gerçeğin ana sebebi budur. Sınanır, sınar, problemlerle uğraşır, bir problemin çözüm yolunu bulur ve türlü yollarla çoğu kez aynı sonuca çıkarız. Fakat sonucun aynı olmasından çok çözüm yolunun ne kadar getirisi olduğu gerçeğine uyandığımızda sonuç açıkçası çok da değerli kalamaz gözümüzde. Sonuç orada olandır. Zaten olacak olandır ama o yol, bilinmezdir ve insan bilinmezden çok korksa da her zaman ona dair merak duyar. Hayatın bize sunduğu sürpriz ise olacak olan zamanında olmuyorsa artık olamayacağıdır. Hayatta çoğu şey geçicidir. Kıymet kelimesi kazanmak da bu yüzden esastır. İnsan, sınanır ve sınandıkça öğrenir. Olacak olan zaten olacaktır, doğru. Yol, bilinmez olduğu için daha çekicidir. Ancak sonuç zamanında gelmezse beklendiği gibi olmayacağı da bir gerçektir. Bu yüzden çoğu psikolog, girişimci kazandığı paranın değil kıymet kazanan varlığın önemini dile getirir. Varlık, kaybolursa var olan tüm her şey çökebilir.

Yaşam bana bu yüzden hüzünlü geliyor çoğu zaman. Eğer farkındalık üzerine çalışan insanlardan biriyseniz bazılarına uyarı verip duymamalarına üzülüp nasıl olsa yaşayarak bilecek dediğiniz bir gerçek vardır. Her şey zamanında güzeldir. Zamanın size verdikleri bir avantajdır ve bazen büyük kazançlar o zamanı görebilmek ile taçlandırılır. Maddi veya manevi herhangi bir iz bırakmak için en kıymetli şeydir zaman ve varlık. Farkındalıkla ilerlemek bu yüzden çoğu kez can acıtıcı gözükebilir. Bu yüzden farkındalığı yüksek insanlar, çoğu kez mağlup gözüken kazananlardır. Çünkü sessizlik, zamanın ne zaman geleceğini en güzel keşfettiren araçtır. Sesin duyulacağı zamanları bilebilecek kadar güçlü olabilmek, kendinde kalabilmek, bazen yalpalamak, düşüp yere çakılmak, düştüğü halde yerde uzanıp gökyüzünün tadını çıkarmak, nefes alıp küçük bir güçle oturmayı başarmak, sonrasında aldığı yaraların içine hapsolmadan bedenine iyi gelecek güçlü bir kalkış yapmak bir hayatı baştan sona yeniden yazacak ve varlık kazandıracak yollardandır. Zamanın sunduklarını görebilmek, bir vakti değerlendirmek, sizi sevenlerle geçirebildiğiniz andan kopmadan kalabilmek, anı yaratmak ve onu anımsayarak güç bulmak... Zamanı gelince sessinizi duymayanlara ya da sessinizi inzivaya çekenlere güzellikle merhaba diyerek, sessinizi sevenlere, dinleyenlere, sizi duymak için yerini hazırlayanlara sıcak sarılmalarla karşılık vererek ilerlemek... Kin toplamadan, intikam almadan tertemiz bir havayla bir hayat yaşamak... Tam olarak varolmak budur. Ve ben henüz 27 yaşında bir gençken diyebileceğim ve keşfettiğim şey şu ki var olduğunu bilip, senin varlığını önemli gören yerlerde, zamanlarda, anlarda yeşermek ve o anlara saklanmak en güzeli. Yoksa ortada bağırmak, ben buradayım demek için çırpınmak, olsun diye hüngür hüngür kendinle ağlayıp kalbini zayıflatmak, sadece kendinle dertleşmek ve derdini açtığında susturulmak, önem görmek için savaşmak sadece seni yorar. İnsan olmak, var olmayı bilmek ve onu kıymetlendirmekle ilgili. Büyük hayalleri kurmana izin vermekle ilgili. Gülümseten iki üç anıyı sevmekle ilgili. Üzülsen de devam edebilmenle ilgili. Devam edebilmek için inzivaya ihtiyaç duyduğunda çekilip döndüğünde senin eline uzanan ellerle ilgili. Bazen o el olabilmek ile ilgili. Elini uzatıp, sana el verebilecek kadar olgunlaşmakla ilgili. Bir hayat, kazanılacaksa önce kendini kazanmakla ilgili. Kendinden kaybetmekle, sürekli suçlu olmakla, sürekli yerilmekle, sürekli tepetaklak edilmekle değil. En güzeli de hem her şeyi hem de kendini keşfetmekle ilgili.
sevgilerimle. düz, ayşegül.
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 14/06/2025 17:44:37 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20826
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.