Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Montaigne ile Yıllara Yayılan Bir Hesaplaşma

Bir çeviri defterinden, yıllar sonra kızının aynasına uzanan yolculuk.

9 dakika
1
Montaigne ile Yıllara Yayılan Bir Hesaplaşma Montaigne ile Yıllara Yayılan Bir Hesaplaşma
  • Blog Yazısı
Created by AI
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Hastane Odasından Çeviri Defterine

Biliyor muşusunuz; küçüklüğümde zatürre geçirmiştim ben…

Ve ne yazık ki zatürreyi alerji olarak tanımlayan, yanlış tedavi yöntemi uygulayan zamanın doktorları yüzünden çok zor bir ortaöğretim dönemi geçirdim… İltihaplanma tüm ciğerlerimi sarmış ve neredeyse ciğerlerim iflas etmek üzereyken, Ordu Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi doktorlarından Dr. Neşide Tanrıverdi benim hayatımı kurtarmıştı… Kulakları çınlasın…

Tüm Reklamları Kapat

Çok trajikomik maceralarımız oldu Neşide Hocayla… Hep kandırırdı beni 15 gün sonra taburcu olacaksın diye diye… Çocukluk işte; yatağın başına çizgi çizerek sayardım o zaman o 15 günleri… Her 15 gün bitiminde Neşide Hoca binbir bahaneyle uğrardı odama… “Ama iğnelerin bitmedi ne yapalım… Daha bu serum ciğerinin bak şurasını iyileştirecek, hala ben hastayım diyor ciğerlerin… Ama böyle bırakamam seni, bak burası da hafif lekeli kalmış… İyileşmezse büyüyemezsin” falan filan… İlaçlar, şuruplar neyse de günde 9 iğne yediğimi hatırlıyorum, sabah, öğlen, akşam… Ve hiç bitmeyen serumlar…

Ara tatillerde karnemin bile öğretmenim tarafından hastaneye getirildiği günleri unutamıyorum, Neşide Hoca ile öğretmenimin “iyi” yazarak geçirdiği / geçiştirdiği matematik notlarımı birlikte çekiştirirdik… Sürekli çarpım tablosu ile yoklardı beni, her verdiğim doğru cevapta: “Nermin Hoca hakkını yiyor senin… tüm çarpım tablosunu ezbere biliyorsun, nasıl iyi yazar matematiğine” diye gönlümü alır, “konuşacağım ben o Nermin’le, düzeltecek bu notu bak, sen bir de buna üzülme” derdi…

İçim karardı yazarken… Aslında çok da trajik günler değildi… Ağlayan hatta bir de yüzen bebeğim, çok sevdiğim kitaplarım, boyalarım, defterlerim; hepsi benimleydi…

Velhasıl; sağlıklı bir eğitim alamadığımdan gerçekten de çok zorlandım ortaokulda sayısal derslerde…

Tüm Reklamları Kapat

Bir Kitap, Bir Hoca, Bir Kız Çocuğu

Lise yıllarımda ise kredili sistemin öğrencileriydik biz.

Hatta tesadüfen kayıt yaptırdığım Atatürk Lisesi’nde o sene pilot olarak tek sınıflık İngiliz Dili Edebiyatı bölümü de açılmıştı… Muhteşem bir fırsattı benim için… Çok idealist bir İngilizce öğretmenimiz de vardı… Hayata ikinci kez sıfırdan başlamak, uzun hastane sürecinden sonra tekrar okula adapte olmak daha da kolay olacaktı… Çünkü sınıfa seçilen tüm öğrenciler de benim gibi İngilizce bilmiyorlardı… Evet ağır bir müfredatı, yurt dışından gelen dolar kuru ile alacağımız kitapları ve sair de vardı…

Özgüvenimi toparlamam için gayret gösteren Tanrı’nın bir mucizesi gibi algılamış, elbette çok ama çok çalışarak adapte olmuştum sürece…

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Canım Mahmut Hocam (Mahmut Uslu), onun da kulakları çınlasın, muhteşem bir özveri ile çalıştırıyordu bizi… Okul dersleri dışında da sürekli birebir dersler, guruplar halinde etütler… Onun için de bir gurur ya da özgüven meselesiydi belki de… En büyük dileğiydi hepimizi üniversiteli olarak görmek… Aramızdan ayrılanlar, elenenler, maddi sorunlar yüzünden vazgeçmek zorunda kalanlar oldu. Ancak nihayetinde 34 kişilik sınıftan 31’imiz ikinci sınav senesinin sonunda üniversiteli oldu. Ne büyük gurur Mahmut Hoca için, kim bilir…

Rüyalarımda Yaşadığım Çeviriler

Velhasıl Mahmut Hoca sayesinde lise yıllarımda tanıştım Montaigne ile… Sağ olsun, son iki sene sınıfta paragraf sorularına bizi Sherlock Holmes kitapları ile hazırlamaya çalışırdı. Fakat Sherlock Holmes serisini bitiren öğrencileri Montaigne’nin Denemeler kitabına yönlendirmişti.

Okuyanlar bilir Montaigne kendi hayat hikayesini felsefe ile bütünleştirmiş, toplumsal meselelere kendi bakış açısı ile çözümler üretmiş, deneme türünün hem en samimi hem de ilk ve eşsiz örneklerinden birini, edebi eser olarak tüm sevenlerine armağan etmiş, değerli bir yazardır.

Benim tabi o yaşlarda bunu algılamam imkânsız.

Ancak kitabın orijinali zaten Fransızca yazılmış… Mahmut Hoca ise bize İngilizce bir versiyonunu İstanbul’dan bir kitapçıdan tedarik ederek vermişti. Tabi 16. Yüzyılda yazıldığından Fransızcası da eski Fransızca olduğundan, modernize edilmemiş versiyonunun çevirisi ile yani biz de eski İngilizce ile okumaya çalışıyorduk Montaigne’nin Denemeler’ini…

Tüm Reklamları Kapat

Şöyle tarif edeyim: kitabın her paragrafı neredeyse bir cümle… Bazı paragraflar yarım sayfa ve tek cümle, o tek cümlelerin içerisinde de açılan pek çok ara cümleler, ağır metaforlar ya da eski mitlerden, filozoflardan alıntılar… Hatta Latince ve Yunanca alıntıların da çok olduğunu hatırlıyorum… Dahası çağdaş İngilizce’de tam karşılığını idrak edemediğim onlarca kelime… Hatta bazı cümlelerde tüm kelimelerin anlamını bildiğim halde bir türlü ne anlattığını bir araya getirip bütünleyemediğim yüzlerce cümle… Kabus olmuştu Montaigne Denemeler’i bende…

Her umudum kırıldığında Mahmut Hocam: “çokomel kız, bak; yeterince yaşamıyorsun sen bu İngilizce’yi… Henüz rüyalarında bile sayıklamaya başlamadın öğrendiklerini… Daha konsantre olman ve kendine inanmam gerekli… Sen Denemeler’den değil Montaigne senin Denemeler’ine yaptığın çevirilerinden / yorumlarından korksun” derdi… Şakayla karışık “Her şeyi biliyorsun da cümleler çok katmanlı ve uzun diye nasıl bir araya getiremiyorsun, ben bile şaşırıyorum… Emin ol Montaigne mezarında ağlıyordur” da derdi. Dahası, “Montaigne çeviremezsen sınavı da kazanamazsın” bile derdi…

Tanrım!

Tüm Reklamları Kapat

O kadar kötü bir cümle ki bu, her an her yerde kulaklarımda… Kendime kızıyorum ayrı, çeviriyi becerebilmek için gece-gündüz, köyde-bayırda, karada-denizde aralıksız sözlük çalışıp Montaigne okuyorum ayrı… Nihayetinde bıraktım çeviriyi… Öncelikle kitabın özünü, yapısını anlamalı, varsa içerisinde bilmediğim tüm kelimelere sadece onlara odaklanmalıydım. Bence yani…

Kocaman boş bir fihrist defter aldım kendime… Satır satır Montaigne okuyorum, bilmediğim her kelimeyi çiziyorum, İngilizce’den İngilizce’ye sözlüğümde anlamını okuyup, kendi cümlelerimle kelime hafızama kazınana kadar, fihristime o kelime ile ilgili cümleler yazıyorum. Kendi dilimce tabi… Üç koca ay sürdü bu süreç… Karne tatilinde 15 günüm vardı, tüm hazırlığım, motivasyonum, konsantrasyonum bu 15 güne…

O 15 günde öyle bir Montaigne çevirisi yaptım ki; neredeyse her gün 8–10 hatta bazen 15 sayfaya kadar… Anlatamam size; Oxford’da bile okuyabilirdim bence…

Bu sefer de içim içime sığmıyor başardığımı gördükçe… Allah’ım; bitmiyor 15 gün… Bıkmadan usanmadan çeviriyorum hatta o sırada ara ara özel derslerde Mahmut Hoca ile de görüşüyoruz ama bu yaptığım özel çeviri çalışmamdan hiç bahsetmiyorum kendisine… Çaktırmadan güya, hoca okudukça paragrafları, böyle dil ucuyla tek tek “işte” çeviriyorum anladıklarımı… Çocukluk; çok da fark ettirmek istemiyorum, çünkü okul açılınca çevirebildiğim kadarı ile defterimi öğretmenime vereceğim ki, hem kimsenin aklına gelmeyen bir yöntemle dikkat çekeyim hem de başarabileceğim malumunun ilanı olsun sınıfa diye.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Nevermoor – Morrigan Crow'un Büyük Sınavı

37 DİLE ÇEVRİLDİ
Yılın En İyi Kitabı – AMAZON
2018 Waterstones Çocuk ve Gençlik Kitabı Ödülü dahil yirmiden fazla ödül
“Tadına doyulmaz.” -GUARDIAN

“Öğrenmenin tek yolu vardı. Jüpiter’in parkasını üzerinden sıyırıp yere attı. ‘Cesur adımlarla,’ diye mırıldandı Morrigan. Gözlerini kapadı. Ve atladı.”

Morrigan Crow lanetli. Bir çocuğun doğabileceği en şanssız günde, Zifiri Gece’de doğdu. Berbat giden havalardan kalp krizlerine, çevresinde yaşanan tüm talihsiz olayların sebebi olarak görülüyor. Daha da beteri, o gece doğmuş tüm çocuklar gibi on birinci doğum gününde ölecek… ya da ölecekti. Gece yarısına saniyeler kala, Jüpiter North adında tuhaf bir adam ortaya çıkıp kara dumandan tazıları atlatarak onu saklı şehir Nevermoor’a götürmeseydi.
Konuşan dev kediler, cüce vampirler, Morrigan’ın hayatında görmediği kadar dostluk.… Nevermoor sihirli bir yer. Ama burada kalabilmesi için Wunderous Cemiyeti’ne kabul edilmesi şart. Bu da ejderha binmek ya da köpeklerle konuşmak gibi olağanüstü yeteneklere sahip yüzlerce çocuk arasından sıyrılıp dört zorlu imtihanı geçmesi demek. Tek bir sorun var: Morrigan özel bir yeteneği olmadığından neredeyse emin!

“Bu sihirli kitaba akılalmaz bir ilgi var: Film anlaşması yapıldı, hakları birçok yabancı ülkeye satıldı, Harry Potter benzetmesi de cabası. Neyse ki bu inanılmaz eğlenceli macera bütün bu ilgiyi hak ediyor. Potter tutkunları, bu kitapta sevecek bir sürü şey bulacak, ama Nevermoor kendine has bir albeniye sahip.” OBSERVER

“Tam gaz keyif; eğlenceli, sürükleyici ve çılgınca yaratıcı.”
Katherine Rundell, GÖKYÜZÜ ÇOCUKLARI’nın yazarı

Okurlar, muzip karakterler ve akla kazınan maceralarla dolu bu heyecan verici dünyaya balıklama dalacak.”
School Library Connection

Devamını Göster
₺253.00
Nevermoor – Morrigan Crow'un Büyük Sınavı

Ama ne içten hırs etmişim ben de şimdi yazarken fark ettim de… Yine de hoş, maşallah bana.

Neyse, sınava kadar kitabın ne kadarını bitirdim hatırlamıyorum ama o sene üniversite sınavında 64 İngilizce soru sordular, 63 adetini doğru yapmıştım ben… Sınav kağıdımın elime ulaştığı andaki gururum, gözyaşlarım, huzurum asla bu satırlarda tarif edilemez…

Nihayetinde Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne yerleşmiştim…

Bilin bakalım ne oldu? Burada da çeviri derslerimizin birisinde Montaigne’nin Denemeler’i kullanılıyordu…

Aman Tanrım! Gülsem mi ağlasam mı bilemesem de kaldığım yerden aynı kitap ve aynı fihristimle devam ettim çevirilerime… Artık eskisi kadar zorlanmasam da çevirmekte, o gün bugündür anlatırım herkese: “Montaigne benim en büyük kâbusum hatta karabasanımdır” diye…

Bu arada unuttum bahsetmeyi: sınav öncesi üç — beş ay boyunca gerçekten de Montaigne’nin Denemeler’i çoktan girmeye başlamıştı rüyalarıma… Bazen “dahi miyim neyim, yoksa deliriyor muyum acaba?” diye bile sorguladım esasında… Bir işi tutkuyla yapmanın ne demek olduğunu o rüyaların sabahlarında anlamlandırmışım farkında olmadan…

Mahmut Hocam’ın ne demek istediğini anlayamamış, abarttığını düşünmüştüm o yıllarda… Zamanla tutkuyla bağlandığım her işi gerçekten yaşadığımı fark ettim rüyalarımda… Çok sonra ama… Komik ve de çok eğlenceli deneyimler bunlar…

Şimdi de rüyalarımda yaşadığım projelerim her zaman üst düzeyde takdir alır… İçimden gelerek yoğunlaştığım için mi yoksa severek yapılandırdığım için mi bilemem ama farklı bir aura kazandırır bana, beni ben yapan da bu anlar / anılar aslında…

Kızımın Aynasından Bana Dönüşüm

Velhasıl kelam; geçenlerde Aybüş’e bir yazımı attım, son okumasını yapsın da yazım hatalarımı kontrol etsin diye… Ne dedi biliyor musunuz? “Annem, biliyor musun, insan hep dönüşmekten korktuğu kişi olurmuş… Atalarımız sence de çok haklı değil mi?”

Tüm Reklamları Kapat

Tabi ki ne demek istediğini anlayamadım ilk bakışta… “Sen okudun mu hiç yazdıklarını? Hatırlıyor musun ilk kitabında en çok eleştirildiğin konuyu?”

Evet sevgili okuyucu,

Kızım benim Montaigne’ne yıllarca laf ettikten sonra tüm yazılarımın denemeler ve anekdotlar üzerine kurulu olduğunu, cümle akışlarımın çok güzel ve değerli olduğunu, tıpkı Monteigne gibi hep geçmişten ama en çok da eski mitlerden alıntılama yaptığımı, dahası Monteigne gibi bitmeyen cümlelerim olduğunu söyledi bana.

Tüm Reklamları Kapat

Derin bir kahkaha ile şok tepkimi dışa vursam da içten içe çok sevdim bu benzetmeyi…

Bence de haklıymış atalarımız… Anlamı varmış her atasözünün gerçekten de… Misal, “bir şeyi 40 kere söylersen olur” dediklerinde…

Dehşet ve güzel bir deneyimdi o anda yaşadığım.

Haklıydı kızım; ikimiz de derin felsefi düşüncelerimizi kendi tarzlarımızla kendi hayatımızdan alıntılarla yorumluyoruz… Her ikimizin de hemen hemen her toplumsal probleme dair kendince örneklediği çözüm önerileri var… Evrensel çıkarımları ikimizde çok seviyoruz… Her ikimiz de türler arasında özgür dolaşımı gayet de becerebiliyoruz… Bir paragrafta hukuk dilinden felsefeye, bir sonrakinde mitolojiden kişisel anıya, diğerinde bürokrasinin yobazlaşmış işleyişinden modern kültürlerdeki eşsiz ya da olması gereken örneklere atlayabiliyoruz… Dahası, tüm bunları tek bir akışta birleştirebiliyoruz. Hikayelerimizin bir bütünlüğü ve gerçeklik ile bağı var… Okuyucularımızla içten diyalog kurmaya özen gösteriyoruz… Samimiyet, çıplaklık, itiraflar…

Tüm Reklamları Kapat

Muhteşem!

Daha ne isteyebilirim ki evrenden, diye bile düşünüyorum bu satırları yazarken… Tanrım!

Dürüstçe itiraf etmem gerekirse; farklılaştığımız konular da mevcut. Montaigne daha çok “insan neyse odur” kabulüyle kaleme alır yazılarını… Mevcut gerçekliğin realitesinden beslenir. Bense, insanın potansiyelini, bilinç rezonansını ve etik evrimi merkeze alarak “insan, olabileceğinin en iyisine dönüşebilir” iddiasıyla yazıyorum tüm satırları…

Yani Montaigne daha gözlemci, ben ise hem gözlemci hem dönüştürücü bir roldeyiz gibi… Yanılıyorsam düzeltin beni lütfen…

Tüm Reklamları Kapat

Dürüst olmam gereken bir konu daha mevcut: iki yazar, iki zaman, bir duruş gibi görünse de yukarıdaki satırlarım, ben haddimi bilirim. Montaigne gibi bir üstat ile anılmak, henüz değerim de değil, bilirim.

Montaigne, insanın zaaflarını, erdemlerini ve çelişkilerini dürüstçe kâğıda döktü… Kendi üzerine eğilerek insanlığın aynasını tuttu; kişisel olanı evrenselleştirdi. Cümleleri uzun, katmanlı ve sabır isteyen bir yolculuktu; okurunu düşünmeye zorladı.

Bense 21. yüzyılın karmaşasında, kendi hayat mücadelemden, ustaca işlediğim mevzuat hükümlerinden, kendim kaleme aldığım binlerce sayfalık hukuki savunmalarımdan, politik gözlemlerimden ve kişisel direnişimden beslenen bir kalemim. Yaşadıklarımı birer delil gibi ortaya koyarken, aynı zamanda toplumsal hafızaya kayıt düşüyorum; bu günleri unutmak ya da unutturmak isteyeceklere inat… Tarihin tozlu sayfalarında, bugünlere vesile olanların torunlarına miras kalsın diye… Evet, ben de kendi hikâyemi başkalarının aynasına çeviriyorum elbet, üstelik de çağımızın hızına rağmen derinlikten ödün vermeyen bir netlikle… Bakalım 5 yüzyıl sonra benim yazdıklarımı birisi okuyacak mı ya da okuyanlar acaba benim hakkımda ne düşünecek?

Tek bildiğim: daha önümde çok uzun bir yol olduğu…

Tüm Reklamları Kapat

Yine de ikimiz de başka çağların insanları olmamıza rağmen duruşumuz aynı: hakikati eğmiyoruz, kendi sesimizle konuşuyoruz, kendimizle de dünya ile de yüzleşebiliyoruz, insanları da bu yüzleşmeye cesurca davet edebiliyoruz…

Muhteşem bir başarı benim için…

“Okura kendi yolunu bulma cesareti vermek.”

Siz ne dersiniz, becerebiliyor muyum?

Okundu Olarak İşaretle
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/11/2025 11:31:41 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21836

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close