Güçlü Olmanın Yorgunluğu
Kendime bıraktığım sessiz bir kayıt: Birine tutunmadan çözülmeye izin vermenin, yazmadan ifade etmenin hikâyesi.
- Blog Yazısı
“Mutluluk yaşanır, mutsuzluk yazılır” diye bir cümle takıldı gözüme geçenlerde. Nerede okudum, kim söyledi, şu an hatırlamıyorum. Sözün sahibinden peşinen özür dilerim.
Ama bazı cümleler vardır; kime ait olduğundan çok, neden sende yankılandığı önemlidir.
Bu cümle de öyle oldu.
Hevesim kaçık bu aralar.
Bunu ilk kez bu kadar net fark ediyorum.
Mutsuzluğumu bile yazamıyorum.
Oysa daha birkaç hafta öncesine kadar başka bir yerden bakıyordum hayata. Mutlu oldukça yazan, yazdıkça çoğalan bir bendim. Bana ait cümlelerim vardı; çağrılmayı beklemeyen, kendiliğinden gelen. Sanki cebimde değil de kanımda taşırdım onları. Ne zaman istesem, sadece dilimin ucuna değil doğrudan kalemime de düşerlerdi.
Kendine münhasır bir ruhtu o ses.
Aykırı mıydı, anarşist miydi, hâlâ tam adını koyamıyorum ama satır aralarında mutlaka kendini ele verirdi. Kimseye benzemeden, kimseyi taklit etmeden… Üstelik yalnız bugünü değil, sonrasını da kollayan bir yerden yazardım; sanki kendi kişisel doktrinlerimi, zamanı gelince mitlere dönüşsünler diye kayda geçiriyordum. Ve evet; bunu büyük bir zevkle yapıyordum.
Şimdi o ses suskun.
Bu suskunluk ilham eksikliği değil; bir tür içe çekilme….
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Hevesin kırılması değil, yorgunluğu. Çok ama çok yorgunluğu…
Belki de bu dönem yazmak için değil, yazının yeniden içimde birikmesine izin vermek için… Çünkü biliyorum, ben yazıyla var olan biri değilim… Ancak; yazdıklarım benden var olan bir şey.
Sanırım bazı zamanlar, en aykırı, en kendine özgü cümleler bile önce sessizliğe ihtiyaç duyar. Şu an bunu deneyimliyor gibiyim.
İnsan çoğu zaman yazıyı bir ifade biçimi sanır. Şimdi ise yazmamak benim kendimi ifade ediş şeklim…
Susmak değil… Öylece akıp giden zamana kocaman bir umutla teslim olmak… Rüzgârın sert vuruşu, yağmurun hüznü, güneşin neşesi, karganın sesi derken hayal kırıklıklarını savuşturmak… Dibine kadar yaşadığım duygularımı evrenin mucizeleri ile yoğurmak…
Bu trajedimi bir yok sayma, gizleme ya da bastırma hâli değil. Zamana yayma… Öfkeyle kalkıp zararla oturmamak için kendime tanıdığım bir mühlet.
Belki de yazmak istemediğim o yazamadıklarım henüz kaybolmak istemiyor. Kabul etmek istemesem de tanıklığıma belki de ihtiyaç duyuyor. Anlar mutlu mu değil mi onu bile algılayamıyor gibiyim.
Bu bir isyan değil. Bir şikâyet hiç değil. Bir kayıt gibi…
“Buradaydım” demek gibi.
“Gördüm” demek gibi.
“Sustuklarım da vardı” demek gibi.
Velhasıl kelam “Ortak vefat etti; sen ona henüz veda etmedin. Çünkü bazı vedalar, isimleri anılmadan yaşanır” der gibi…
Bu bir iyileşme hikâyesi değil.
Kendimi toparlama çabası da değil.
Bu, çok uzun süredir güçlü kalmış bir bedenin ve zihnin artık durmak istemesi. Fazla taşıdım gibi…
Artık biliyorum ki meselem yeni bir güç bulmak değil; mevcut gücümün yükünü biraz olsun yere koyabilmek.
İnsan bazen dağılmak istemez. Sadece bir anlığına çözülmeye izin vermek ister. Bazı ihtiyaçların adı olmadığı gibi bazı boşlukların da karşılığı yoktur.
Ve bazı cümleler vardır ki, kurulduğu anda insanın içini hem rahatlatır hem daha da acıtır. Benimkisi de öyle bir cümle: “Birine tutunmak istemiyorum. Birinin yanında çözülmeye izin vermek istiyorum.”
Bu ikisi aynı şey değil.
Tutunmak, bir ağırlığı devretmektir. Çözülmek ise, bir anlığına yükü yere bırakmaktır. Ben yükümü kimseye devretmek istemiyorum. Ama sırtımın artık bu kadar ağır olmasını da istemiyorum.
Bu bir hayatta kalma refleksi. Ve evet; refleksler de yoruluyor.
Bu yazım sadece bir kayıt.
Şunu demek için; güçlü olmak, hiç çözülmemek değil… Ve çözülmek istemek, zayıflık da değil.
Bunu da içimde çürütmeyeceğim. Çünkü insan, en çok kimseye tutunmadan çözülmeye izin veremediğinde yoruluyor.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/12/2025 06:54:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/22017
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.