KITLIK-AÇLIK KADER DEĞİLDİR!
SORUN ÜRETİMDE DEĞİL BÖLÜŞÜMDE...

- Blog Yazısı
Kıtlık kaçınılmaz bir zorunluluk değildir!
Mesele üretim değil bölüşüm meselesidir!
İnsan nüfusunun çok arttığı doğrudur. Gerek besin tedariki gerekse bilimsel gelişmelerin, özellikle sağlık alanında muazzam gelişimi, hem hayatta kalma hem de yaş ortalamasının artış oranını yüzyıl öncesine nazaran kat kat arttırdı.
Ancak buna rağmen halen bir yudum su ve bir dilim ekmek bulamadığı için, başta çocuklar olmak üzere ( günlük 25 bin çocuk) ölmekte, öte tarafta her yıl 2,8 milyon ölüm "gelişmiş" ülkelerde obeziteye bağlı olarak gerçekleşmektedir. (BM verileri: AÇLIKTAN 10 SANİYE DE BİR ÇOCUK ÖLÜYOR • 750 MİLYAR DOLAR GIDA İSRAFI • 155 MİLYON ÇOCUK KÖTÜ BESLENİYOR)
Yani bir tarafta ölümüne yokluk öte tarafta azgınca ve yine ölümüne tüketim.
Ne yazık ki dünyamız genelinde egemen olan ekonomik sistem( kapitalizm), kar dışında bir amaç gütmediğinden; gerek üretimin planlanması gerek üretimin kendisi gerekse üretilenin bölüşümü, hep bu ilkeye göre olduğundan, bugün bir yanımız aç ve ölürken öbür yanımız gereğinden fazla ve yine ölüyor.
Mesele kaynakların yetersizliği değil bölüşümü.
Bugün mevcut kaynaklar, bilimin ( genetik, tıp, kimya, ilaç, enerji, gıda endüstrisi vb ) kartellerin, tekellerin keyfiyetinde olmadığı bir dünyada, değil sekiz milyar insana, bunun on katı bir nüfusa, çevresindeki bütün canlılarla birlikte yeter ve artar orandadır. Bütün mesele üretimin mahiyetinde yatar. Kar için mi ihtiyaç için mi?
Kapitalist üretim ilişkilerinde temel olan kardır. Gerekirse; fiyatı artsın diye kahve, çay denize, süt kanalizasyona dökülür, patates domuzlara yem olur. (Nazım Hikmet’in, Benerci Kendini Niçin Öldürdü kitabının “TARANTABABUYA MEKTUPLAR”ından…)
Bana dersin ki sen : —"Bir Afrika kadınına bu sorulur mu hiç? Kıtlık ölümdür bizim için bolluk sevinç..." Fakat ne hikmettir ki TARANTA-BABU büsbütün tersine burda bu!. Bir öyle şaşılası dünya ki burası, bollukla ölüyor, kıtlıkla yaşıyor. Varoşlarda hasta, aç kurtlar gibi insanlar dolaşıyor ambarlar kilitli ambarlar buğdayla dolu.. Tezgâhlar ipekli kumaşla dokuyabilir topraktan güneşe kadar giden yolu. İnsanlar yalnayak insanlar çıplak... Bir öyle şaşılası dünya ki burası, balıklar kahve içerken çocuklar süt bulamıyor. İnsanları sözle besliyorlar, domuzları patatesle...
Bugünkü teknoloji ile eksi elli derecede, bire elli veren arpa yetiştirebiliyor fakat Afrika’nın kırsalında otuz derece sıcaklıkta bunu yapmaktan geri duruyoruz. Bir tarafta ( ABD, Avrupa) günlük su tüketimi kişi başına 350 litreyi bulur iken öte tarafta koskoca bir kıtada insanlar hayvanlar ile birlikte, bir yudum su bulamadığı için kitleler halinde ölebiliyor.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Kongo ormanları nerede, Amazon nerede... Akciğerler herkese fakat mide “gelişmiş” ülkelere... Buzullar nerede... Dünyanın su ve ısı dengesi herkese fakat sefası “gelişmiş” ülkelere.
Altın, elmas, uranyum, bor, petrol, kömür ve nicesi nerede... Sefası “gelişmiş” ülkelere.
Ekmek ve su için durum niye farklı olsun ...
Covid 19 ile ilaç şirketleri bir açıklasın bakalım son iki yılda kar oranları kaç misli artmış.
Koskoca “yapışık milletler” bir araya gelip küresel bir salgının aşısını küresel bir kararla, "aynı anda ve bütün dünyaya" şiarıyla bir karar alamadı. Telkin ve tavsiye üstüne telkin ve tavsiye ile yetindi.
İddia odur ki; BM' nin açlığa acil çözüm içerikli toplantısında israf edilen gıda ve yapılan masraf; o gün Afrika'da ölen tüm çocukların ölmemesi için lazım gelene denk. Bu yalnızca bir iddia fakat şaşırmalı mıyız, kanımca hayır.
Doğrudur, dünyamızın kaynakları ne yazık ki tükeniyor. Suyumuz, gıdamız, doğamız, toprağımız, ormanımız, havamız, bir bütün olarak habitatımız tükeniyor. Soyunu tükettiğimiz varlık koşulumuz canlılar cabası.
Fakat tabağını 500 dolardan, Çelonya Midas’ın ( yeşil deniz kaplumbağalarının ) çorbasını, özel jeti ile deniz aşırı içmeye giden ben, sen, biz değiliz.
Bugünkü teknoloji ile fosil yakıtı ( petrol, kömür ve hatta doğal gaz) bir günde dünyamızın gündeminden çıkarabileceği halde, çıkarına uygun düşmediği için, bütün bir dünyanın ölümü pahasına bunda ısrar eden ben, sen, biz değiliz.
Bunu anlamak için tek bir şeye bakmak yeterli. Hem bilim hem teknoloji ağırlıklı olarak kim tarafından ne karşılığında finanse ediliyor ve hizmeti kime... Bir tekel nasıl olur da hem enerji hem silah, hem kimya hem ilaç, hem gıda hem medya, hem ticaret hem de siyaset alanında ve aynı anda başı çekebiliyor.
Bugün dünyayı yöneten belli başlı tekeller tam da bunu yapıyor. BM, Uluslar arası yardım kuruluşlarının çoğu ve hatta çevreci onlarca kuruluşun finansmanı ne yazık ki bu tekeller.
BM bu konularda en kullanışlı aparat. Bünyesindeki dünya gıda ve tarım örgütü “FAO”' dan dünya sağlık örgütü “WHO”ya, eğitim, bilim, kültür örgütü “UNESCO”'dan çocuklara yardım fonu olan “UNİCEF”’e kadar, hangisine bakarsanız bakın aynı şeyi görürsünüz. Parayı veren düdüğü çalıyor.
Sahi ya BM nerede ve en başat finansmanı ve hamisi ülke hangisi. Veto hakkı olan 5 daimi ülke arasında neden tek bir “gariban” ülke yok.
Bugün dünyada olan doğal bir kıtlık değil, bir terbiye aracı olarak açlık, yokluk, yoksulluk. Bilinçli ve iradi.
Bugün dünyanın mal varlığı sadece nakit olarak 30 trilyon dolar. Yüzde yetmişi bir avuç ülkenin, dünyaya yön veren bir avuç tekelinin elinde. Emin olun ki para dışında her şeyde öyle.
Sonuç olarak; dünyamızı her şekilde hoyrat kullandığımız doğru. Bir bütün olarak sorumsuz bir yozluğun, kadir bilmezliğin ve bana neciliğin girdabında savrulduğumuz doğru. Hatta bizden sonrası tufan diyerek bulduğumuz fakat bize hak olmayan her fırsatı bencilce ve aç gözlüce kullandığımız, bizim dışımızdaki yaşama, hatta türdeşimize bile gereken özeni, saygıyı göstermediğimiz, hoyratça tükettiğimiz de doğru.
Fakat emin olalım ki; nasıl ki ilkokul çocuklarına, çevremizi temiz tutalım, çöplerimizi çöp kovasına atalım dediğimizde o çocukların nazarında, bunu yaparlarsa dünyanın çöpten arınacağı olgusu büyük bir yalan ve yanılsama ise ( ki bir bölgedeki, kurallara uymayan ve denetlenmeyen tek bir fabrika çöpü bile o bölgedeki tüm ilkokul çocuklarının basit çöpünün misli misli daha zararlı ve kalıcı) ; aynı şey artan nüfus, gıda krizi, kıtlık ve açlık için de geçerli.
Dünyadaki varlıklar ( her şey) dünyalılara yeter de artar bile. Yeter ki dünyalılar, hakları olan ve alın teri ile var ettikleri dünyalarına ve alın terlerine layıkıyla ( örgütlü) sahip çıkabilsin.
Buna biz dünya emekçi halkları bir çözüm bulamazsak hiç kimse bulamaz. Çözüm kenetlenmiş ellerimizde...
Aşağıdaki veriler aslında her şeyi açıklıyor…
Dünyada üretilen (2018-2019 verileri)
Dünya nüfusu bugün itibarı ile: 7 milyar 924 milyon kişi
Tavuk: 72 milyar adet, 118 milyon ton, 118.000.000.000 kilogram (118 milyar kilogram)
Kişi başı 14,89 kilogram
Süt: 875 milyon tona , 875.000.000.000 kilogram ( 875 milyar kilogram)
Kişi başı 110,424 kilogram
Peynir: 24 milyon ton, 24.000.000.000 kilogram (24 milyar kilo gram)
Kişi başı 3.02 kilogram
Yumurta: 90.000.000 ton: 90.000.000.000 (90 milyar kilogram) ortalama 20-22 yumurtadan: 1 trilyon 800 milyar yumurta
Kişi başı 227,15 yumurta
Buğday: 771 milyon ton: 771.000.000.000 (771 milyar kilogram)
Kişi başı 97,29 kilogram
Meyve: 868 milyon ton, 868.000.000.000 kilogram ( 868 milyar kilogram)
Kişi başı 109,54 kilogram
Et üretimi: 342.396.020 ton: 342.396.020.000 (342.3 milyar kilogram)
Kişi başı 43,19 kilogram
Sebze : 1Milyar 89 milyon ton, 1.890.000.000.000 kilogram (1 trilyon 890 milyar kilogram)
Kişi başı 238,51 kilogram
Su: 6.339.200.000.000 metreküp(ton), 6 trilyon 339 milyar 200 milyon ton
Kişi başı 800 metre küp (ton)
Ya dağılımı ve bölüşümü nasıl? Bunu sadece su örneği üzerinden bile versek bir kanımız oluşur.
Dünya nüfusunun yaklaşık % 20'sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun olup, 2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasrettir.
Bu liste uzayıp gider. Ki bu veriler 2018-2019 verileri ve biz 2022 nüfusuna oranladık.
Bu sayıların içinde henüz yeni doğmuş olan da ölüm döşeğinde olan da var. Kapitalist üretim ilişkilerinin kara endeksli katı tutumuna, bilim ve teknolojiyi bu minvalde baskılıyor oluşuna rağmen mevcut üretim; tek bir insanın bile sütsüz, susuz, aşsız kalmaması için yeter de artar bile. Bir de üretimin ihtiyaç temelli, doğa ile barışık ve bilimin, teknolojinin ışığında yeniden organize edildiğini bir düşünün… İşimiz çok…Belki de bir olguyu doğru tespit etmekle başlamalıyız…
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/04/2025 18:09:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13437
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.